Denizli Baklan

Denizli Baklan

Boğaziçi camisi içindeki süslemeleri mutlaka görün. Hüsameddin Gazi Bey Türbesini ziyaret edin. Peki başka, hayır yok.

ULAŞIM

Baklan, Denizli il merkezine 60 km uzaklıktadır. Baklan, Çivril arası uzaklık: 43 km. Baklan, Bozkurt arası uzaklık: 47 km.

TARİHİ

Bir rivayete göre, Horasan Beylerinden Abdi Bey, 12 çadırla buraya geldiğinde, içlerinden birinin nereye yerleşeceğiz demesi üzerine, ovayı göstererek “Bak-alana” demiş ve ondan sonra ilçenin ismi “Baklan” olmuştur. Yerleşim yerinin ilk kurucusu Abdi Bey; Horasandaki Kayı Boyu Beylerindendir. Bu boy, Horasandan yola çıkmış ve Bağdat üzerinden daha sonra Konya havalisine gelmiş. Buradan bir kısmı Bursa yöresine yerleşen Osmanlının kurucusu Kayı Aşiretidir. Abdi Bey ise Afyonkarahisar üzerinden Denizli Baklan bölgesine gelmiş aşireti temsil eder.

Burada, daha sonra Anadolu Selçuklu Uç Beylerinden Hüsamettin Bey gelerek yerleşmiş, çarpışmalar sırasında ölen Hüsamettin Bey burada bulunan türbeye defnedilmiştir. Daha sonra buraya “Dedeköy” ismi verilmiştir. Dedeköy, 1867 yılında kaza olur, 1885 yılında ise nahiye olur. Dedeköy, 1990 yılında ilçe olur ve ismi “Baklan” olarak değiştirilir.

Denizli Baklan

GENEL

İlçe Denizli ilinin Akdeniz bölgesine yakın kısmındadır. Arazinin çok büyük bir bölümü, en geniş düzlüklerden olan Baklan ovasındadır. Tek akarsu: Ege bölgesinin de en önemli nehri olan Büyük Menderestir. Yöredeki tek dağ, kuzeybatı eteklerinde Baklan ilçesinin kurulu bulunduğu ve 1307 metre yükseklikteki “Beşparmak” dağıdır. Dağlar: beş parmak sıralanışı ve görüntüsünü andırdığı için bu isim verilmiştir. İlçenin rakımı ortalama 950 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak kışın soğuk ve yağışlı, yazın serin ve kurak geçer. İlçe halkının başlıca geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.

GEZİLECEK YERLER

Denizli Baklan Hüseyin dede türbesi

HÜSEYİN DEDE TÜRBESİ

Alp Eren Hüsameddin Gazi Bey

Bizans İmparatoru Alexis Kommenos, Menderes vadisindeki şehirlerin tamamını tahrip etmesi ve Burdur-Gölhisar taraflarına gelmesi üzerine, Selçuklu Sultanı, bu bölgeye Hüsameddin Gazi Bey ve Osman Bey adlı komutanları görevlendirmiştir. 1199 yılında Bizanslılara karşı birlikte mücadele ederek Bizanslıları mağlup etmişlerdir. Daha sonra Hüsameddin Gazi Bey ayrılarak ve müstakil bir komutan olarak Çal bölgesine yönelmiştir. Beşparmak dağının etekleriyle Baklan ovasını sarmış ve Menderes havzasını düşmandan temizlemiştir. Alp Eren Hüsameddin Gazi Bey, hayatının sonuna kadar sınır boyunda Bizanslılarla mücadele etmiş, aynı zamanda Uç Denilen bu bölgenin Türkleşmesi ve İslamlaşmasının mimarlarından olmuştur. Bu yörenin tarihinde iz bırakmış ve etkisi yüzyıllarca devam etmiş olan bu manevi kahraman, Bizanslılarla çarpışırken 1252 yılında şehit olmuştur.

Türbe

İlçe içindeki eski mezarlıktadır. Türbe, Selçuklu mimari özelliklerini taşır. Türbe: 8 x 8 metre ölçülerinde ve kare planlıdır. Duvarlar kesme blok taştan yapılmış, yer yer ise iki renkli taş kullanılmıştır. Türbe içinde 4 tane sanduka vardır. Sandukaların üstü ve zemin, çeşitli dokum eşyaları ile örtülmüştür. Duvarlar ve kubbe, sıva kaplıdır. Yapının kapı kanatları ahşaptır.

Denizli Baklan Tekke camisi

TEKKE CAMİSİ

İlçe merkezindedir. Kitabesine göre 1826 yılında yapılmıştır. Avlu içinde, dikdörtgen planlı, ahşap destekli bir camidir. Cami ahşap sütunların taşıdığı son cemaat yeri, harim ve harimim kuzey tarafındaki ahşap direklerin taşıdığı mahfilden oluşur.

Denizli Baklan Tekke camisi

Caminin kuzeybatı köşesinde, silindirik gövdeli sonradan yapılmış minaresi vardır. Caminin ahşap kapısı, pvc pencereleri ve ahşap minberi sonradan yapılmıştır. Caminin mihrabı ve dışa taşkın alınlığı, kalem işi süslemelerde süslenmiş olup, mavi, yeşil ve turuncu renklerle, geometrik ve bitkisel desenlerle dekore edilmiştir. Bu süslemelerin içinde ise ayetler yazılıdır. Mihrap nişinin içinde, ortada güneş batarken, kızıl rengi ile iki tarafında hilal şeklindeki ay stilize edilerek resmedilmiştir. Cami ahşap oyma yönünden zengin işçiliğe sahiptir. Özellikle ahşap sütun başlıkları ve tavanı, ahşap bindirme tekniğiyle yapılmıştır.

Denizli Baklan Boğaziçi Camisi

BOĞAZİÇİ CAMİSİ

İlçe merkezinde Boğaziçi mahallesindedir.

Osmanlı dönemi cami mimarisi özelliklerini yansıtan yapı, 1772 yılında inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olan caminin harim kısmı, iki sıra halinde, beşer adet ahşap sütunla üç sahına ayrılmıştır.

Denizli Baklan Boğaziçi Camisi

Camide bulunan sütunların arası ahşap Bursa kemerleriyle kaplanmıştır. Orijinal çatısı düz dam halindeyken, 1948 yılında dört tarafa meyilli kiremit çatı haline getirilmiştir. Duvarları kerpiç malzeme ile yığma tekniğiyle yapılmıştır.

Denizli Baklan Boğaziçi Camisi

Caminin tavanı: ince ahşap süslemelere sahiptir. Sütun kemerleri ve duvarları bitkisel motifli kalem işi süslemelere sahiptir ki bu süslemeler görülmeye değerdir, mutlaka zaman ayırın ve görün. Duvar süslemelerinde ayrıca panolar içinde dini yazılar ve Kabe motifleri görülmelidir. Cami, geçtiğimiz yıllarda yanına yeni bir cami yapıldığı için günümüzde kullanılmamaktadır.

Denizli Baklan Karacatepe Höyük

KARACATEPE HÖYÜK

İlçe merkezine bağlı İcikli Mahallesine 3 km uzaklıktadır. Höyüğün yüzeyinde seramik parçaları bulunur. Bunlara göre: burada Tunç, Frig, Hellenistik ve Roma dönemlerinde yerleşim bulunduğu tahmin edilmektedir. 1998 yılında höyüğün nekropülünde kurtarma kazası yapılmıştır.

Denizli Baklan Han yıkığı höyüğü

HAN YIKIĞI HÖYÜĞÜ

İlçe merkezi ve Boğaziçi kasabası arasında bulunan uluyol güzergahında, Ortaçağ dönemini yansıtan kalıntılar, duvar, mimari elemanlar, sütunlar bulunmaktadır. Burası yöre halkı tarafından “Han Yıkığı” höyüğü olarak isimlendirilmiştir.

Denizli Baklan Çalbekir höyüğü

ÇALKEBİR HÖLÜĞÜ

İlçe merkezine bağlı Boğaziçi mahallesi sınırları içindedir. İlçenin 5.5 km batısındadır. Denizli-Baklan karayolu üzerindedir. Höyük: güneybatı-kuzeydoğu istikametinde 140 metre ve kuzey-güney istikametinde ise 90 metre uzunluğundadır. Yüksekliği 20-25 metre arasında değişir.

Höyükte: Frig ve Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen seramik örnekleri bulunmaktadır.

Denizli Baklan Beşparmak Dağı Arkeolojik Yerleşimi

BEŞPARMAK DAĞI ARKEOLOJİK YERLEŞİMİ

Beşparmak dağında: antik bir taş ocağı, bir anıta ait düzgün kesme blok taşlar, mimari elemanlar, arşitrav ve lentolar bulunmaktadır. Düzlük alanda ve kayalıklar üstünde, çok miktarda Roma dönemine ait seramikler görülür.

 Denizli Güney gezi yazısı hakkında Güney

Burdur Tefenni

Burdur Tefenni

Tefenni denilince, aklıma barutlusu geliyor, şifalı bu suyu mutlaka tadın.

ULAŞIM

Ankara-Fethiye kara yolu üzerinde, Burdur’u yaklaşık 70 km. geçince, Tefenni’ye varılıyor. İlçeye girerken, Belediye’ye ait barutlusu tesisleri var. Bu tesislerdeki sudan mutlaka içmenizi öneriyorum. Bu suyun özelliklerini: aşağıda daha ayrıntılı anlatacağım. Tefenni-Çavdır arası uzaklık ise: 21 km. dir.

TARİHİ

İlçe; MÖ.800-500 yılları arasında, Bizans döneminin “İstefani” köyü olarak kurulmuştur. Bölge: 13.yüzyıla kadar, Bizans yönetiminde kalmış, bu tarihten sonra ise, sırası ile: Türkmenler, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.

1882 yılında, yörede meydana gelen deprem sonucu, eski yerleşim yeri terk edilmiş ve bugünkü yere yerleşilmiştir. 1886 yılında da, İstefani ismi değiştirilerek “Tefenni” ismi ile, kaza olmuştur. İstefani ismi, bir İtalyan generalin kızından gelmektedir.

GENEL

İlçenin rakımı: 1200 metredir. Batı kısmı, tamamen ormanlıktır. En yüksek dağı: Eşeler dağıdır. Sürekli akan ırmak bulunmamaktadır.

İlçe: Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçit olduğundan, her iki bölgenin ikliminin etkisi altındadır. Bu nedenle: yazları sıcak ve kurak, kış ayları ise soğuk ve yağışlı geçer.

İlçe ekonomisi: tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Özellikle: patates, kuru soğan ve nohut üretimi yapılmakta ve yurt dışına ihraç edilmektedir.

Her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında “Barutlusu Şenlikleri” adı altında, geleneksel olarak festival yapılmaktadır.

Tüm bunların yanında: İlçeye has bir özellik daha var. Dünyanın en küçük salyangozu olarak bilinen ve literatüre “Teffennia Teffenica” olarak geçen bir canlı türü var. Bu salyangoz, 1 milimetre boyunda ve en yakın akrabasının Makedonya’da yaşadığı tespit edilmiş.

NE YENİR

İlçede, zengin bir mutfak kültürü var. Özellikle: Tarhana çorbası, ovmaç çorbası, gazel aşı(kurutulmuş fasulye), kuru patlıcan yemeği, gazel kavurma, höşmerim, keşkek.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ ÇARŞI CAMİSİ

İlçedeki tek  tarihi yapıdır. Diğer ismi: Hasanpaşa Seyitoğlu Vakfı camisidir. Yapılış tarihi ve mimarı bilinmemektedir. Ön cephesi: 75-80 cm. kalındığında duvar olup, çok kenarlı, içten kubbelidir. Çatısı: saçla kaplıdır. Tek şerefeli bir minaresi vardır. Bu minare: Burdurlu taşçı ustaları tarafından, Burdur taşından yapılmıştır.

Büyük ihtimalle: 19.yüzyılın ikinci yarısında yapılan bu cami, 1914 yılındaki depremde yıkılmış ve sonraki tarihlerde yeniden yapılmıştır.

Burdur Tefenni Barutlu Su

BARUTLU SU

İlçe merkezine, 7 km. uzaklıktadır. Haraplanlı mevkiinde, bir kaynaktan çıkan ve içinde serbest hidroksil iyonları bulunan, hafif kükürtlü ve bromürlü, kendine has bir tadı ve kokusu olan bir sudur. Böbrek taşı ve kumlarını dökmesi nedeniyle: şifa kaynağıdır. Sertlik derecesi: 1.5, soğukluğu: 18.1 derecedir. Barut kokusunda olması nedeniyle: Barutlu su olarak anılmaktadır.

GİRİŞ KAPILARI

İlçe, tarihi süreç içinde, üç medeniyete ev sahipliği yapmış. İlçede: üç girişe, Belediye tarafından, üç kapı yaptırılmış ve bu kapılar, mutlaka ilginizi çekecektir. İlçenin adı: “Tiffany” adlı bir İtalyan generalin kızından almış, ancak daha sonra değiştirilerek “Tefenni” olmuştur.

Bunun dışında: Selçuklu kapısı, Osmanlı kapısı ve Cumhuriyet kapıları var. Selçuklu kapısının kitabesinde “Oğuz Töresi”, Osmanlı kapısının kitabesinde “Şeyh Edebali Hazretlerinin Osman Gazi’ye vasiyeti”, Cumhuriyet kapısında da “Mustafa Kemal Atatürk’ün; Çanakkale Vecizesi” bulunuyor. Bu kapılar: ilçe halkının gurur kaynağı imiş.

ATLI TANRI FİGÜRLERİ

İlçe merkezinde, Adalet Lojmanlarının üst kesimindeki, kayalık sırttadır. 4.5 metre yüksekliğinde, doğuya yönelik olan kaya üzerinde: ilk olarak bulunduğunda, yani 1887 yılında, 53 adet olan figürler; gerek erozyon ve gerekse define arayıcılarının yağmalaması sonucu, günümüzde 23 tane olarak kalmıştır.

 

Burdur Ağlasun

Burdur Ağlasun

 

Antalya’nın yaz sıcağından bunalanların kaçıp geldiği; temiz ve bol oksijenli havası olan, soğuk suları ile öne çıkan, sık ve bol ağaçlı, yeşillikler içinde bir yer. Bir de tarihe meraklı iseniz, gidin, Sagalossos antik şehrini gezin ve o zamanlardan, günümüze en güzel şekilde kalan bu kalıntıları, büyük bir keyifle izleyin. Aman, gezinizin sonunda, mutlaka Burdur Arkeoloji Müzesine uğramayı ihmal etmeyin, çünkü bu antik şehrin bütün kalıntıları, Burdur Arkeoloji Müzesinde sergileniyor, buradaki gezinizi, mutlaka müze gezisi ile tamamlayın.

Son bir not: turlarla buraya gelen ziyaretçilerden, Sagalassos antik kentini gezmek istemeyenler için, Ağlasun ilçe merkezindeki Belediye çay bahçesi iyi bir alternatif olabilir, ancak Sagalassos ören yerinin hemen girişinde, otoparkların bulunduğu yerin arkasına, muhteşem manzaralı güzel ve uygun fiyatlı bir cafe yapıldığını hatırlatmak isterim. Yani, Sagalassos antik kentini gezmek istemeyenler, orada da oturarak gurubu bekleyebilirler.

ULAŞIM

İlçe, anayol üzerinde değil. İki yolla buraya ulaşmak mümkün. Burdur-Bucak karayolunda, Çeltikçi geçildikten sonra, sola dönülerek, yaklaşık: 16 km. lik bir yol ile ulaşılıyor. Diğer ulaşım yönü ise, Isparta şehri üzerinden. Isparta-Antalya karayolu üzerinde, 40’ncı km.de, ana yoldan, yaklaşık 23 km. lik bir ilave yolculuk yapmak gerekiyor.

Sonuç olarak: Ağlasun-Antalya arasında uzaklık: 108 km. dir. Ağlasun-Burdur arası uzaklık ise: 35 km. Ağlasun-Isparta arası uzaklık: 40 km.

TARİH

İlçenin tarihi ile ilgili sizleri sıkacak şeyler yazmak istemiyorum. Buranın tarihi geçmişinde, en büyük özellik: Sagalossos denilen antik kent. Bu kent varken, buranın tarihi hakkında başka şeyler yazmak istemiyorum. Burada: tarih Sagalossos antik kentinin muhteşemliği ile başlıyor ve bitiyor, başka tarihe gerek yok. Kaynaklara göre, birçok doğal felaket sonucu Sagalassos şehrini terk eden insanlar, buraya yerleşirler.

İLÇENİN ADININ KAYNAĞI

Büyük İskender: Sagalassos şehrini almak için, şehre üç-dört kez saldırır. Fakat: kenti, bir türlü hakimiyeti altına alamaz. Ancak: bugün yıkıntıları bulunan “Hamam”ın bulunduğu yan taraftaki tepeden yaptığı son saldırı sırasında: kanlı çatışmalar sonucu, kenti ele geçirir.

Bu tepenin adı: daha sonra, İskender Tepesi olarak isimlendirilir. Büyük İskender’in: bu bölgedeki seferini, annesi, sürekli olarak izlemektedir. Bölgeden gelen habercilere: “İskender, Sagalassos’u aldı mı diye” sürekli sormaktadır. Haberciler ise “Büyük İskender, Sagalassos’u aldı. Fakat, savaş sırasında, en sevdiği cesur komutanlarını kaybetti ve bu yüzden ağlamaktadır” derler. Bunun üzerine, annesi: “Oğlum, Sagalassos şehrini aldı ise, bırakın ağlarsa ağlasın” der. Bunun üzerine, ilçenin ismi “Ağlarsın-Ağlasın-Ağlasun” şeklinde, kalır.

Büyük İskender: bu dağ kentini, ordusunu, hemen yakınlarındaki tepeye gizlice çıkararak ele geçirmiş. 50.000 askeri, gizlice buradan geçirmek gerçekten  zor iş. Ama, belki de, bu yüzden, İskender’e “Büyük” deniliyor.

Burdur Ağlasun

GENEL

İlçe: Batı Torosların iç kısımları üzerinde bulunan, 2276 metre yüksekliğindeki: Akdağ’ın güney doğusunda olup: denizden yüksekliği: 1050 metredir.

Arazi: dağınık ve engebelidir. Ekilebilir arazi çok azdır.

İlçenin ortasından: Tuzlu çay isimli bir dere akmaktadır. Bu çay boyunca: ova bulunmaktadır. Tuzluçay: önceleri, 4 adet su değirmenine enerji kaynağı olurken, günümüzde, 1 adet su değirmenini çalıştırmaktadır.

Yöre halkının büyük bölümü: organik tarıma yönelmiş. Meyve üretiminde: özellikle, kiraz ve çilek öne çıkıyor. Bunun dışında: kaynaklarında alabalık üretimi gelişmiştir. Ayrıca: ekolojik gül üretimi yapılıyor.

NE YENİR

Sagalassos antik kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde: yöreye has yoğurt ve alabalık. Mutlaka tadın. Çünkü: bu lezzeti unutamayacaksınız.

GEZİLECEK YERLER

ANIT AĞAÇ

İlçe merkezinde, Cumhuriyet Meydanında tarihi bir ulu çınar var. Ağacın muhtemelen, 1000 yaşında olduğu, çapının ise: 3.30 metre olduğu tespit edilmiştir. Özellikle: yazın, ilçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, bu ağaca büyük ilgi göstermektedirler. 1996 yılında, çınarın çevresi, Ağlasun Belediyesi tarafından çimlendirilerek, gövde kısmını, demir parmaklıklarla çevirerek, hem çınarın gövde ve kökleri koruma altına alınmış, hem de gelen yerli ve yabancı turistlere Tarihi Ulu Çınarın altında, oturma imkanı yaratılmıştır.

SAGALASSOS

Sagalassos antik kentine ait, ayrıntılı tanıtım ve gezi yazım, yine bu sitede “Sagalassos” olarak arattığınızda bulabilirsiniz.

Sagalassos Antik kenti tanıtım ve gezi yazısı için.