Eskişehir Sarıcakaya

Eskişehir Sarıcakaya


Yörenin Belediye ambleminde, yüksek dağlar ve domates var. Domates: yöredeki organik tarım, seracılık faaliyetlerini ifade ediyor. Dağlar ise, yörenin çevresindeki dağların (Sündiken dağları ve Bolu-Köroğlu dağları) ifadesidir. Küçük bir yer. Yani, pek fazla bir tarihi ve turistik özellik beklemeden, burayı ziyaret etmek düşünülebilir.

Eskişehir Sarıcakaya

ULAŞIM

Sarıcakaya ilçesinin, bağlı bulunduğu Eskişehir il merkezine olan uzaklığı: 56 km. dir. Sarıcakaya-Nallıhan arasındaki uzaklık: 80 km. Sarıcakaya-Göynük arasındaki uzaklık: 50 km. Sarıcakaya-Yenipazar arasındaki uzaklık: 30 km. Sarıcakaya-Mihalgazi arasındaki uzaklık: 6 km. Sarıcakaya-İnhisar arasındaki uzaklık: 26 km.
Sarıcakaya-Eskişehir arasındaki karayolunun, kış aylarında, zaman zaman kapandığı söyleniyor.

Eskişehir Sarıcakaya

TARİHİ

Bölgedeki ilk yerleşimin, 1460 yıllarında, olduğu bilinmektedir. İlçe merkezinde bulunan, Sarıkaya ve Camii kebir mahallelerinin birleşmesiyle, Sarıcakaya ilçesi oluşmuş ve 1958 yılında, ilçe statüsü kazanmıştır.
Genel olarak, yörenin tarihi geçmişine bir bakıldığında: Söğüt ve Göynük dağlarında yaşayan göçer aşiretlerin, bir dönem, muhtemelen 18’nci yüzyılda buraya geldikleri, Sarılar ve Baraklar aşiretlerinin günümüzdeki Sarıkaya ve Camii kebir mahallelerinin bulunduğu bölgelere yerleştikleri ve daha sonra ise birleşerek, günümüzdeki Sarıcakaya yani Burnaklar köyünün ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Eskişehir Sarıcakaya

GENEL

Yöredeki yerleşim, genellikle yatay yönde gelişmiş ve özellikle, 1980’li yıllardan sonra ise, dikey yerleşim gelişmeye başlamıştır. Denizden yükseklik, 200-250 metredir. Sakarya nehri, doğudan batıya, ilçeyi ikiye bölmektedir. Yani, Sakarya nehri, ilçenin tam merkezinden geçmektedir.

Yörenin, yüzde 50’lik bölümü, ormanlarla kaplıdır. Yerleşim yerleri ise, Sakarya nehri boyunca uzanmıştır.

Yöre insanın ekonomik etkinliklerinin başında, sebze ve meyve üretimi gelmektedir. Ayrıca, seracılık ve ipek böceği yetiştiriciliği de yaygın olarak sürdürülmektedir. Özellikle, iklim, mikro klima özellikleri gösterdiğinde, yörede, sebze üretimi yaygın ve önemli düzeydedir. Yani, nispeten Akdeniz iklimi özellikleri egemen oluyor. İkinci derecede ise, meyvecilik yaygındır. Özellikle: domates, kavun, patlıcan, biber ve çilek üretilmektedir. Sonuç olarak, bu Akdeniz iklimi özellikleri, burayı hem Eskişehir yöresinden iklim olarak ayırmakta, hem de yılda 3-4 kez ürün alınabilir.

NE YENİR

Sarıcakaya yöresinin, özellikle domatesi çok meşhurdur ve bu domates çevre yörelerin pazarlarında “Sakarya domatesi” olarak bilinir ve satılır.

KONAKLAMA

Sarıcakaya Öğretmenevi Yeni Mah. Belediye İş Hanı. 222-6612429

Eskişehir Sarıcakaya

GEZİLECEK YERLER

Sarıkaya denilince, yazının en başında da belirttiğim gibi, burayı ziyaret edecekler, burada, tarihi ve doğal güzellikler ve özellikler beklememelidir. Buranın en büyük özelliği: şifalı olduğu söylenen Laçin maden suyudur. Buraya yolunuz düşerse, bu maden suyunun kaynağını ziyaret edebilirsiniz.

LAÇİN MADEN SUYU

İlçe merkezinin 12 km. doğusunda, Laçin köyündedir. Bu doğal maden suyu burada şişelenerek bir süre çevreye pazarlanmış ise de, günümüzde bu özelliğini kaybetmiştir, yani işletilmiyor. Buraya yolunuz düşerse, atıl haldeki bu suyun tadına bakabilirsiniz.

Nallıhan tanıtımı.

Göynük tanıtımı.

Yenipazar tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.

 

Eskişehir Mihalgazi

Eskişehir Mihalgazi


Mihalgazi denilince, ismindeki “gazi” kelimesi elbette ilgi çekmektedir. Yazının hemen başında, bundan söz etmek istiyorum. Eski ismi “Gümele” olan yöre insanı, kurtuluş mücadelesinde, üstün Yunun işkal kuvvetlerine karşı, muhteşem bir direniş göstererek, bölgelerinin Yunanlılar tarafından işgal edilmesini önlemişler ve bunun üzerine, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, “gazi” unvanı verilmiştir.

ULAŞIM

Eskişehir’den çıkıp, buraya gelirseniz, dağları yara yara geçip giden yolları aşmanız gerekiyor. Önceleri, belki de, buralar nasıl bulunup ta, yerleşilmiş şeklinde yorumlar yapabilirsiniz. Ama, şu bir gerçek ki: bir zamanlar, Osmanlı devletinin kuruluş aşamasında, Osman Gazi, ordusunun askerlerini, kış aylarında, Sakarya nehrinin kıyısındaki bu köylerde, ılıman havanın egemen olduğu bu yörelerde barındırırmış.
Evet, Mihalgazi ilçesi, bağlı bulunduğu il merkezi olan Eskişehir’e 52 km. uzaklıktadır. Mihalgazi-Sarıcakaya arasındaki uzaklık: 6 km. Mihalgazi-İnhisar arasındaki uzaklık: 20 km. Mihalgazi-Gölpazarı arasındaki uzaklık: 56 km. Mihalgazi-Bozöyük arasındaki uzaklık: 84 km.

TARİH

Osmanlı imparatorluğu kuruluşu öncesinde: 1292 yıllarında, yörede, Harmankaya Tekfuru Köse Mihal yaşamaktadır. Kendisi ve çevresindekiler ile birlikte, Müslümanlığı seçen bu şahıs: Osmangazi ile birlikte, birçok sefere katılmış ve bunun üzerine halk arasında bilinen adı olan “Abdullah Mihalgazi” ismi, ilçeye verilmiştir.

Yörenin tarihi süreç içindeki ilk ismi “Gümele” dir. Köse Mihal, Müslüman olduktan sonra, 1292 yılında, Osman Gazi ile birlikte birçok sefere katılır ve başarılar elde eder. Bunun üzerine, Osman Gazi: Orta Sakarya bölümünde, Karaağaç’tan başlayan ve Gümele’nin yanı günümüzdeki Mihalgazi’nin doğusuna kadar uzanan bölümü, kılıç hakkı olarak kendisine verir.

Bu dönemde, bu bölgede yalnızca Rum köyleri bulunmasına rağmen, Türkler, bölgede hızla çoğalmaya başlarlar. Çünkü: hayvancılık için ideal yaylalar bulunmaktadır. Yazın yaylalarda, kışın vadide yaşayan göçebe Türkler, zamanla buraya yerleşmeye başlarlar. Böylece, ilk Türk köyleri yani “Gümeleri” kurulmaya başlanır. Yayladan, gümeye gidelim tabiri, zamanla gümelere şeklinde değişir ve 1300-1350 yılları arasında, bölgede, ilk Türk köyleri kurulmaya başlanır. Türk köyleri çoğalınca, Rum köyleri dağılmaya başlar ve yerlerine, Türk köyleri kurulur.

Yörenin tarihindeki en şanlı sayfa ise: Yunan işgalinde, bu yörenin insanının işgalci Yunanlılara karşı büyük bir direniş göstererek, bölgelerinin işgal edilmesini önlemeleridir. Yunan kuvvetleri, Sakarya nehrinin yanına kadar gelmelerine rağmen, Gümelelilerin savunma hatlarını geçememişlerdir. Bunun üzerine, Kurtuluş Mücadelesi sonucunda, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, 1925-1928 yılları arasında, Gümele’ye ödül olarak “Nahiyelik” verilmiştir. Ayrıca: “Mihalgazi” unvanı da uygun görülmüştür.

Yörede, 1967 yılında belediye teşkilatı kurulmuş ve 1991 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

Yöre, deniz seviyesinden 170 metre yüksektedir. Çevresinin dağlarla çevrili olması nedeniyle, bu durum, iklim şartları üzerinde mikro klima etkisi yapmakta ve gayet ılıman bir iklim görülmektedir. Sakarya nehri ilçenin merkezinden geçmekte ve ilçeye ayrı bir zenginlik katmaktadır.

Yörede yaşayan insanların temel geçim kaynakları: meyve ve sebze üretimidir. Çünkü: coğrafi konum nedeniyle, bölge: yazlık ve kışlık sebze üretimine çok uygundur ve seracılık gelişmiştir. Özellikle, burada yetiştirilen sebze ve meyvelerin, kendine has bir lezzeti olduğu söylenir. Kayısı, üzüm, nar ve ayva öne çıkmaktadır.

Burada: çok uzun geçmişten bu yana, Perşembe günleri, Pazar kurulmakta ve bu pazara, çevre yörelerden yüzlerce insan gelmektedir. Bu yüzden, Perşembe günleri, ilçe merkezinde büyük bir hareketlilik görülür. Siz de, yolunuz düşerse, buraya gitmek isterseniz, bence, Perşembe gününü tercih edin ki, bu pazarı mutlaka ziyaret edin, çünkü hoşunuza giden ve almak isteyebileceğiniz bir şeyler mutlaka bulacaksınız.

KONAKLAMA

Mihalgazi Öğretmenevi İstanbul Cad. 9 Mayıs Mahallesi. 222-6212880

Eskişehir Mihalgazi

GEZİLECEK YERLER

Eskişehir Mihalgazi Belediye Halk Havuzu

BELEDİYE HALK HAVUZU

Ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum ama, İlçe merkezinde, Belediye tarafından yaptırılan açık havuz tesisi, yöre halkının yoğun ilgisini çekmektedir. Halka açık bu Belediye havuz tesislerinde, 3 büyük ve 1 adet küçük kaydırak da bulunuyor. 3 bölümden oluşan havuz da: derin olmayan ve suyu bebekler için uygun bulunan bölümler vardır. Orta havuzda, 4 kaydırak bulunan bölüm derinliği, 1.50 metredir.

Eskişehir Mihalgazi Sakarı Ilıca Kaplıcaları
Eskişehir Mihalgazi Sakarı Ilıca Kaplıcaları
Eskişehir Mihalgazi Sakarı Ilıca Kaplıcaları

        

SAKARI ILICA KAPLICALARI

Eskişehir-Sarıcakaya-Mihalgazi-Sakarı ılıca köyü yolu ile gidilir. İlçe merkezine 5 km. uzaklıktadır.

Yörede: 2 adet Türk hamamı şeklinde, tesis bulunmaktadır. Bunlar, dönüşümlü olarak gün içinde, kadınlara ve erkeklere tahsis edilmektedir. Termal merkezde ise, 12 özel banyo bulunur. Özel banyoların 10 tanesi küvet ve 2 tanesi jakuzi şeklinde düzenlenmiştir. Saatlik olarak kiraya verilmektedir.

Burada, termal sular, yerden 55 derece sıcaklıkta çıkmaktadır. Kaplıca sularının iyi geldiği rahatsızlıkların başında: romatizma gelmektedir. Bunun dışında: mide hastalıkları, kadın hastalıkları, kırık ve çıkıklar (kemik hastalıkları), sindirim sistemi rahatsızlıkları, beslenme bozukluklarına iyi geldiği söylenmektedir. Banyo ve içmece olarak kullanılmaktadır.

Şifalı olduğuna inanılan suların bulunduğu kaplıca bölgesi, birçok ziyaretçi tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir. Burada, yemek yemek için uygun yerler var, hatta çadır kurma alanları bulunuyor. Çevredeki ormanlık alanda ise, günübirlik piknik yapabilirsiniz. Ama, hazır yemek isterseniz, bir tane lokanta da var. Buraya gitmek ve 22 adet termal tesiste (apart otel) konaklamak isterseniz, gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı öneririm.  

Sarıcakaya tanıtımı.

Gölhisar tanıtımı.

İnhisar tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.

 

Eskişehir İnönü

Eskişehir İnönü


İnönü denilince, hemen ilk akla gelen “İsmet İnönü”. Ama, şöyle bir gerçek var, Sayın İsmet İnönü’nün soy ismi buraya verilmemiş, kendileri, soy isimlerini, buradan almışlardır. Bizans döneminden kalma “inler” nedeniyle, İnönü olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca, Türk Hava Kurumu tesisleri, buranın en büyük özelliğidir.

ULAŞIM

Eskişehir ilinin bir ilçesi olmasına rağmen, öte yandan Kütahya şehrine doğrudan bağlanan bir yolu mevcuttur. İnönü-Eskişehir arasındaki uzaklık: 36 km. İnönü-Kütahya arasındaki uzaklık: 112 km. İnönü-Bozöyük arasındaki uzaklık: 16 km. İnönü-Ilıca arasındaki uzaklık: 43 km.
İnönü ilçesinden Eskişehir’e gitmek için, iki yol kullanabilirsiniz. Gerek, Eskişehir-Bursa kara yolu ve gerekse İnönü ilçesinden Kütahya iline giderken, ana yoldan ayrılır, 30 km. lik ara yolu takip ederek Eskişehir iline ulaşabilirsiniz.

 

TARİH

Yörede, tarihi süreç içindeki ilk yerleşimin, MÖ.3500 yıllarına, Hititlere kadar gittiği bilinmektedir. Takip eden dönemde ise, Frigler, Lydlalılar, Makedonlar, Romalılar ve Bizanslılar görülür. Ama, ilçe merkezinin kuzeyinde, günümüzdeki “Eserönü” bölgesindeki sütun başlıkları: yörenin ilk yerleşimcilerinin Frigler olduğunu ortaya çıkarmaktadır. 395 yılında ise, yörede Bizanslılar etkin olur. Bu dönemde, günümüzde “İnönü kalesi” denilen yeri yani inlerden oluşan yapı bölümünü yaparlar. Ayrıca: Kandilli köyünden, yine aynı döneme ait birçok Bizans dönemi kalıntısı çıkmıştır.

Malazgirt savaşından sonra ise, 1071 yılından sonra, bölgede Germiyanoğulları Beyliği görülür. 1289 yılında ise, bölge, hediye olarak Osmanlılara, Osman Gazi’ye verilir.

1533-1536 yılları arasında, Kanuni Sultan Süleyman: Irak seferine giderken: burada konaklarlar. Bu sırada: Kanuni Sultan Süleymanın yanında bulunan “Matrakçı Nasuh” isimli minyatür ustası çizer: bölgenin resmini çizer. Bu resimde: altta: İnönü, ortada: Bozöyük ve Derbend-i Ermeni (günümüzdeki Pazaryeri kasabasının bulunduğu yer) ve üstte: Zincirlikuyu görülür. Bu minyatür: o dönemlerde de, bölgede bulunan “inler” in önemini ortaya koymaktadır.

Yine tarihi süreç incelendiğinde: Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan “Türk Tarih Kurumu” nun: 1938 yılında, buradaki mağaralarda ve inlerde, Anadolu’nun karanlıkta kalan geçmişini araştırmıştır. Bu araştırmalarda: yapılan kazılar sonucunda: Bakır çağına tarihlenen çanak-çömlek ve Frig, Bizans ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen çeşitli kalıntılar bulunmuştur.

Kurtuluş savaşı döneminde ise, 1921 yılında, I’nci ve II’nci İnönü savaşları yine bu bölgede yapılmış, Atatürk savaşları buradan idare etmiştir. Hatta: yine kurtuluş savaşının büyük komutanlarından olan, İsmet Paşa’ya, soyadı: buradan (İnönü) verilmiştir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: kurtuluş savaşında İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta, İnönü hakkında “Türk’ün makus talihinin yenildiği yerdir” ifadesini kullanmıştır. Çünkü, kurtuluş mücadelesinde, ilk zafer burada kazanılmıştır.

Bölgede belediye teşkilatı, 1884 yılında ve ilçe teşkilatı ise, 1987 yılında kurulmuştur.

 

GENEL

Coğrafi bakımdan, İnönü ovasına hakim tepelerin üzerinde bulunan inler: doğal bir kale gibi bulunmaktadırlar. Çünkü, doğal korunma sağlamaktadırlar.
Evet, İnönü ilçe merkezi, deniz seviyesinden 840 metre yüksekliktedir. Yüz ölçümü: 360 km. karedir.

İlçe halkının ekonomik etkinliklerinin temelinde, tarım ve hayvancılık bulunmaktadır. Yörede, hayvancılık özellikle önem kazanmakta ve süt ve süt ürünleri, yani yoğurt ve kaymak önem kazanmaktadır. Ancak, gerek Bozöyük ve gerekse yine yakında bulunan Eskişehir ili nedeniyle, burada, sanayi gelişmemiştir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: özellikle yoğurt ve kaymak tatmalısınız, çünkü, buranın yoğurt ve kaymağı çok meşhurdur.

GEZİLECEK YERLER

Eskişehir İnönü Mağarası

İNÖNÜ MAĞARASI

Bu mağaranın bulunduğu alan yani mağaranın ağzı, çok uzaklardan bile seçilebilmektedir. Çünkü; ilçe merkezinin yaslandığı büyük dikliğin orta bölümündedir.
Buraya ulaşmak için: İnönü-Kütahya kara yolu kullanılır. Mağara: geniş ağızlıdır ve yarım ay şeklindeki büyük bir boşluktan oluşmaktadır. Mağara içinde: herhangi bir damlataş oluşumu yoktur. Bu yüzden, turizm ve ziyaret amaçlı olarak, yoğun kullanılmaz. Ancak: mağaranın fiziki yapısının basamaklar şeklinde yükselmesi, kaya sütunları arasında farklı mekanlara geçilmesi ve mağaranın önünden, Sarısu deresi havzasının muhteşem güzel görüntüsü, burayı yine de ziyaret edilir hale getirmiştir.

THK İNÖNÜ EĞİTİM MERKEZİ-PLANÖR KAMPI

Burası, 1936 yılında, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emirleriyle kurulmuştur. Eskişehir il merkezine, 36 km. uzaklıktadır. İnönü ilçe merkezine ise, 1 km. uzaklıkta, İstanbul-Kütahya kara yolu üzerindedir.

Burada: Türk Hava Kurumu tarafından: planör ve paraşüt eğitimi verilmektedir. Özellikle: yaz aylarında, paraşüt, planör, yelken kanat, yamaç paraşütü ve balon kursları verilir.
Planör eğitim merkezi olarak buranın açılışında: Vecihi Hürkuş isimli Türk havacılığının kuruluşunda büyük emekleri geçen pilotun, bölgede yaptığı araştırmalar ve bölgenin, bütün yaz dönemi boyunca, kuzey rüzgarları almasının büyük nedeni bulunmaktadır.
Bölgede hakim rüzgar, kuzey yönündendir ve yöre köylüleri buna “harman rüzgarı” derler. Mayıs başında başlayan bu rüzgar, Eylül ayına kadar devam eder ve planör uçuşları için çok uygundur. Evet, rüzgar, sürekli olarak kuzeyden eser. Planörler havalandıktan sonra, uzun süre havada kalabilmektedirler. Buna istinaden, 10 Temmuz 1936 tarihinde, bu planör uçuş eğitim merkezi kurulmuştur. Bölgenin tamamı, doğal çim ile kaplıdır.
Evet, günümüzde, her yıl “Mayıs-Eylül” ayları arasındaki dönemde, burada: uçuş ve atlayış eğitimleri verilmektedir. Planör uçuş eğitimleri de bu merkezde yapılmaktadır. Toplam 1200 dönümlük arazi üzerinde, 2 adet toprak-çim pist bulunmaktadır. Pistlerin uzunluğu 900 ve 1200 metredir.
1937 yılında yapılan taş binalar ise, günümüzde de kullanılmaktadır. Bu taş binalar, Rus mimari tarzı özelliklerini taşır. Buralarda, yaklaşık 400 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca, yemekhane, kantin ve personel lojmanları da bulunmaktadır.

Bozöyük tanıtımı.

Kütahya tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.