Sivas Hafik

Sivas Hafik

Otantik kıyafetleri, dokumaları, nakışlı yün çorapları ve yaşayan gelenekleriyle öne çıkmaktadır. Ayrıca, ilçe aynı ismi taşıyan gölüyle ünlüdür. Ayrıca, göçmen kuşların göç rotasında bulunmasıyla ünlüdür.

ULAŞIM

İlçe, Sivas-Erzincan kara yolu üzerinde kuruludur. Hafik, Sivas arası uzaklık; 37 km. Hafik, Zara arası uzaklık: 61 km.

TARİHİ

Yörede, Hititlerden bu yana yerleşim olduğu tahmin edilmektedir. Burada Osmanlı tarihinin ilk dönemlerine ait bir olay yaşanmıştır. 1230’lu yıllarda Hafik ovasında, Selçuklular ve Moğollar arasında büyük bir savaş olur. Savaşta Selçuklular yenilmek üzere iken, obasıyla buradan geçmekte olan Ertuğrul Gazi, askerleriyle Selçuklulara yardım etmiş ve savaşı kazanmalarını sağlamıştır.

Bunun üzerine, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, bu yardımı nedeniyle Ertuğrul Gazi’ye ileride Osmanlı imparatorluğunun kurulacağı toprakları yani Söğüt bölgesini vermiştir.

Bu olayın hatırasına, 1915 yılında Türk tarihinde İslamiyet’in kabulünden sonra dikilen ilk heykel olan, Osman Gazi büstü dikilmiştir. Bu büst 1936 yılında kaldırılmış ve halen Sivas Müzesinde sergilenmektedir.

Osmanlı döneminde, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim, İran seferine giderken, ordusu ile, günümüzde “Sultan Pınarı” olarak isimlendirilen yerde çadır kurarak konaklamıştır.

Yerleşimin eski ismi “Koçhisar” dır.

1870 yılında ilçe olur. 1926 yılında yörenin ismi değiştirilmiş ve Hafik ismi verilmiştir. Hafik kelimesinin, Ermenice de “kuşlar” demek olduğu söyleniyor.

GENEL

İç Anadolu bölgesinin yukarı Kızılırmak bölümündedir. Rakımı ortalama 1276 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir ve buna göre, kışlar çok soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. İlçe topraklarında çok miktarda göl ve ırmak vardır.

Göllerden en büyüğü Hafik gölüdür. İlçede yaşayanların başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Kızılırmak havzasında bulunması nedeniyle tarım ön planda gelmektedir. İlçe toprakları yeraltı kaynakları yani madenler bakımından da zengindir.

Sivas Hafik Gölü-Koçhisar Gölü

HAFİK GÖLÜ-KOÇHİSAR GÖLÜ

İlçe merkezinin 2 km kuzeyindedir. Yörede “Büyük göl” ismiyle bilinmektedir. Çünkü çevrede bulunan birçok gölün en büyüğüdür.

Genişliği yaklaşık 2 kilometredir. Derinliği ortalama 6 metredir. Göl dipten kaynayan sularla beslenir. Ortasında bir adacık vardır.

Kış döneminde, göl yaklaşık 4 ay buzla kaplıdır. Tüm çevresi sazlıktır. Gölde birçok balık türü bulunmaktadır.

Sivas Hafik Gölü-Koçhisar Gölü

Gölün en büyük özelliği, kuş cenneti olmasıdır. Kuşların göç yolunda bulunduğundan birçok kuş burada gölün kıyısındaki sazlıklarda konaklamaktadır. Göl kıyısında, su samuru, nesli tükenme tehlikesinde olan vaşak, kuğu gibi yaklaşık 150 kuş türü barınmaktadır.

Göl güzel ve temiz doğası ile çevrenin en güzel mesire alanlarından birisidir. Gölün çevresinde çeşitli mesire alanları ve 3 tane tesis bulunmaktadır.

Gölün çevresine bir sahil yolu yapılmıştır. Ayrıca piknik alanları, gölün ayağı üstüne taş kaplama tarihi Mostar Köprüsü tarzı bir köprü yapılmıştır. Göl, tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

NE SATIN ALINIR

Bu yöreye yolunuz düşerse, Hafik çorabı ve Hafik halısı almayı düşünebilirsiniz.

HAFİK KÜLTÜR TURİZM VE GÜREŞ FESTİVALİ

Her yıl Temmuz ayı içinde geleneksel olarak düzenlenmektedir. Festival 3 gün sürer. Festivalde: çeşitli sanatçıların yer aldığı konserler ve güreş müsabakaları düzenlenir. Güreşler 3 kategori ve 15 dalda yapılır. Kazananlara para ödülleri verilir.

Sivas Hafik Tozanlı Kültür ve Doğa Festivali

TOZANLI KÜLTÜR VE DOĞA FESTİVALİ

İlçe merkezine bağlı Tozanlı Deresi Beykonağı köyüne yaptırılmak istenen mermer ocağına karşı, köylüler “Tozanlı Kültür ve Doğa Festivali” düzenliyorlar. Festival, mermer ocağı yapılması planlanan Beykonağı köyü Melek Dede mevkiinde yapılıyor.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Hafik Osman Gazi Büstü

OSMAN GAZİ BÜSTÜ

Tarihçe bölümünde de bahsettiğim gibi, Osman Gazi büstü, Türkiye’de uygulanan ilk heykel çalışmasıdır. Büst: 1914-1918 yılları arasında, Sivas Valisi Muammer Bey direktifleriyle, Hafik Kaymakamı Nebi Bey tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra, bugünkü Cumhuriyet ilkokulunun 300 metre yakınına, bir sütun üzerine dikilmiştir.

Büstün boyu 91 cm ve eni 50 cm dir. Üzerine dikildiği sütunun yüksekliği ise 8 metredir.

Evet, bu büst ve üzerinde bulunduğu sütun, 1936 yılında Sivas Valisi Nazmi Toker tarafından yıktırılmıştır. Büst: Hafik Belediyesi deposuna kaldırılmış, 1943 yılında buradan alınarak Sivas Müzesine götürülmüştür.

Büstün bulunduğu ve yıktırılan sütunun başlık kısmı ise, Hükümet Konağı önüne getirilmiş ve üzerine Atatürk büstü konulmuştur. Sütunun diğer bir parçası ise, müezzinlerin ezan okuması için Hafik Çarşı camisi önüne yerleştirilmiştir.

Sivas Hafik Eski Koçhisar Mektebi

ESKİ KOÇHİSAR MEKTEBİ

İlçe merkezinde Sivas caddesindeki yapı, 1915 yılında, Sivas Valisi Muammer Bey tarafından Koçhisar Mektebi olarak yaptırılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise adı Cumhuriyet İlkokulu olarak değiştirilmiştir.

Birinci Ulusal Mimarlık dönemi özelliklerini taşıyan yapı, taşrada olması nedeniyle ilgi çeker. Yapı: doğu ve batısından çıkıntı yapan, U planlıdır. Kesme taştan yapılmıştır. Tek katlıdır. Simetrik planlıdır.

Yapı, bir süre Cumhuriyet ortaokulu ek binası olarak ve daha sonra ise Öğretmenevi olarak kullanılmıştır. Yapı, günümüzde kütüphane olarak kullanılmaktadır.

HÜKÜMET KONAĞI

İlçe merkezinde: Tepe Mahallesindeki yapı, son Osmanlı dönemi idari yapılarından birisidir. Kitabesi yoktur. Günümüzdeki bina, 1925-1927 yılları arasında yapılmıştır. Ancak, bu tarihten daha önce de 1873 yılında burada bir ahşap Hükümet Konağı binası vardı.

Mevcut hükümet konağı, bir yangın sonucu yanıp yok olunca, yeni hükümet konağı yapılmıştır. Bina, iki katlı ve kiremit çatılıdır. Bodrum yerden 1.20 metre yüksekliktedir. Bina, 1979 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

1989 yılında ve son olarak 2005 yılında restore edilmiştir. Bu restorasyonda beden duvarları dışında tamamen yenilenmiştir. Günümüzde Kaymakamlık olarak kullanılan yapıda, zemin katında bir konferans salonu ve üst katta ise Makam ve çeşitli odalar bulunur.

DİREKLİ MAĞARASI

İlçe merkezi sınırları içindedir. Mağara oldukça dik bir yokuşun tepesindedir. Mağara: insan eliyle yontulmuştur, çünkü çekiç izleri görülür. Mağara yontulurken, tam ortada bir sütun bırakılmıştır. Bu yüzden mağaraya, direkli mağara denir. Tam ortada bulunan sütunun 30 cm üstünde, çentikli bir daire görülür. Bu dairenin içine, güneş figürü işlenmiştir. Mağaranın zemini muntazam işlenmiştir. Mağaranın 50 metre ilerisinde, zirvede bir kaya mezarı bulunur.

 

PILIR HÖYÜK

İlçe merkezine 3 km uzaklıkta, Hafik gölü içinde bulunan küçük bir ada görünümündedir. Gölün orta bölümünde yükselir.

Çevresi sazlıklarla çevrilidir.

Burada: Neolitik döneme ait (MÖ 8000-5000) önemli bir buluntu tespit edilmiştir. Buna göre, göl yüzeyine dikili kazıklar üzerine evler yapılmış ve bir yerleşim yeri oluşmuştur. Bu yerleşim yeri, daha sonra Kalkolitik dönemde de yani MÖ 5000-3000 yılları arasında da devam etmiştir. Yani, Pılır Höyük, Anadolu’da bu tarz yerleşmenin tek örneğidir. Höyük, 1990 yılında Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

LOTA GÖLLERİ

İlçe merkezine 3 km uzaklıktadır.

Sivas-Erzurum kara yolunun kuzeyindedir. Burada göller topluluğu vardır. Bu göller, ilkbaharda yağışlar başlayınca suların kabarmasıyla birleşirler. Dipten gelen kaynaklarla da beslenirler ve oldukça derindirler. Göllerde değişik balık türleri bulunmaktadır.

BEYDİLİ KÖYÜ

İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Beydili köyü yakınlarındaki kayalık alanda, peri bacası şeklinde doğal bir kaya bulunmaktadır. Bu kayalık, yöre halkı tarafından “Taş Anıt” olarak isimlendirilir. Yine bu köyün mezarlığında da ilginç mezar taşları dikkat çeker.

DÜZYAYLA KİLİSESİ

İlçe merkezine 13 km uzaklıktaki Düzyayla köyündedir. Köyün eski ismi “Horhun” dur.

Kilise köy merkezindedir. Duvar ve üst örtüsünde yıkılmalar ve dökülmeler olmasına rağmen, iyi durumda günümüze ulaşmıştır. Kilise, dikdörtgen planlıdır, Apsis dışa doğru yarım yuvarlak çıkıntılıdır. Moloz taş ve örgü duvar tekniğiyle inşa edilmiştir.

Bazı duvar taşları üzerine haç motifi işlenmiştir. Batı duvarında, eksende bulunan kapı açıklığından girilir. Kilisenin içinde, çok sayıda yazıt bulunur. Giriş kapısının üstündeki yazıtta tarih olarak 1761-1762 yazılıdır. Ancak bu yazıtın bir mezara ait olduğu düşünülür, çünkü kilisenin 19’ncu yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.

BAKIMLI KALESİ

İlçe merkezine bağlı 22 km uzaklıktaki Bakımlı köyü, Kaleboynu mevkiindedir. Köyün eski ismi “Fertelli” dir. Kale, köy yerleşimine 3 km uzaklıktadır. Önündeki Sancaktar deresi vadisine hakim konumdadır. Batı kesimi kayalıktır. Kalede yapılan yüzey araştırmalarına göre, bulunan seramikler burada Helenistik ve Roma dönemi yerleşimi bulunduğunu gösterir.

KEMİKTEPE HÖYÜĞÜ

İlçe merkezine bağlı 32 km uzaklıktaki Küpecik köyündedir.

Höyük, köyün yaklaşık 500 metre kuzeyinde, çayırlık bir alandadır. Höyüğün yüksekliği 4 metredir. Çapı ise 20 metredir. Bu ölçülere bakılarak küçük bir yerleşim yeri olduğu söylenebilir. Höyüğün yüzeyinde toplanan seramikler, höyükte MÖ 3 bin yıllarında yerleşim bulunduğunu kanıtlamaktadır.

DURULMUŞ KÖYÜ

Köyün eski ismi “Gevre-Gavra” köyüdür. İlçe merkezine 34 km uzaklıktadır.

Kalemköy Mağaraları

Durulmuş köyünün yaklaşık 500 metre güneyindedir. Kızılırmak’ın güneyinde yükselen kayalık tepe üstünde: buranın Bizans döneminde kullanıldığına dair kalıntılar bulunmaktadır. Bunlar: kaya sığınakları, nişler, sarnıç ve kayalık yüzeye oyulmuş nişler içinde kabartma veya kazma şeklinde yapılmış haç motifleridir. Yüzeyde yeşil sırlı Bizans dönemi seramikleri bulunmuştur. Kızılırmak ile tarım yapılan düzlükte ise, yine temel kalıntıları bulunmaktadır.

Sivas Hafik Durulmuş Köyü Deliktepe Höyüğü

Deliktepe Höyüğü

Höyükte insan yapımı bir tünel bulunuyor. Tünel, büyük bir tepenin üzerindedir ve uzaktan bakıldığında delik gibi görülür. Tepenin eteklerinden yaklaşık yarım saatlik bir tırmanıştan sonra deliğin girişine ulaşılır. Ancak tünelin kim tarafından ve ne zaman ve ne amaçla yapıldığı bilinmiyor. İçeri doğru giden tünel, yaklaşık 40 derecelik eğimle ilerliyor ve 150 basamaklı bir merdiven bulunuyor.

Aslında bu merdiven daha uzun ama 150 basamaktan sonrası toprak ve kayalarla doldurulmuş olduğundan nereye kadar gittiği bilinmiyor. Tünelde toplam 35 metre derinlik ve 56 metre uzunluğa kadar gidilebiliyor. Evet herhangi bir başkaca araştırma yok ama elbette söylentiler var. Söylentilere göre, tünelin yeraltın da bulunan bir yeraltı şehrine gittiği iddia edilmektedir.

GÜNYAMAÇ KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı 36 km uzaklıktaki Günyamaç köyündedir. Kilise, köy camisinin 100 metre doğusundadır. Yapım tekniği değerlendirilerek muhtemelen 19’ncu yüzyıl sonunda yapıldığı düşünülmektedir. Moloz taşla dolgu duvar tekniğiyle yapılmıştır. Dıştan dikdörtgen planlıdır. Giriş, güney duvarındaki açıklıktandır.

KÖROĞLU MAĞARALARI

İlçe merkezine bağlı 41 km uzaklıktaki  Çimenyenice köyündedir.

Mağaralar, Çimenyenice köyünün yaklaşık 1-1.5 km doğusundadır. Burada, Köroğlu Tepelerinin bulunduğu alan, doğal kayalık bir alandır. Bu alanda bulunan kayalıkların yamaçlarına oyulmuş odacıklar bulunur. Bunlara çıkmak için ise, yine kayaya oyularak basamaklar yapılmıştır. Kayalık alanın üst kısmında ve eteklerinde, daha önce burada yerleşim bulunduğuna dair seramik ve cam kalıntılar bulunmuştur. Bunlar değerlendirildiğinde, yerleşim alanının: Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanıldığı tahmin edilmektedir.

OSMAN NURİ KOÇAK EVİ

İlçe merkezine bağlı 43 km uzaklıktaki Alçıören köyündedir. Köy merkezinde bulunan yapı, kare planlıdır. Güney cephesinden girilir. Girişin iki yanında, kare şeklinde iki oda bulunur. Batısında ise bir ocak ve iki yanında ambarlar vardır. Oda ve mutfak olarak kullanılan bölümlerin duvarlarında, kalem işi süslemeler vardır. Bazı bölümlerde ise baskı tekniğiyle alçı bezeme yapılmıştır.

GÖKDİN KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı 47 km uzaklıktaki Gökdin köyündedir. Kilise, köy merkezindedir. Ancak oldukça ilginç, kilise iki şahsın ortam malı durumundadır ve bu yüzden ortadan duvarla ikiye bölünmüştür. Günümüzde samanlık olarak kullanılmaktadır ve oldukça fazla tahrip olmuştur. Yapının beden duvarlarının üstünde, çok sayıda haç motifi bulunmaktadır.

Sivas Hafik Tuzluhisar Kilisesi

TUZHİSAR KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı 49 km uzaklıktaki Tuzhisar köyündedir. Kilisenin bulunduğu arazi, köyde özel bir şahsa tapuludur.

Dağların içinde ve yerleşim yerlerine uzak bir mevkidedir. Kilisenin bulunduğu yere araç ile ulaşmak imkansız, dik bir yürüyüş yolu takip edilerek buraya ulaşılıyor. Köyün bulunduğu arazide, bu kilise haricinde çok sayıda mağara bulunmaktadır. 18’nci yüzyılda yapıldığı düşünülen kilise, üç sahınlıdır. Bazilikal planlıdır.

Boyutları 13.70 x 20.20 metredir. Kesme taştan yapılmıştır. Beden duvarı kalınlığı 1.40 metredir. Yapıya 1.80 metre açıklıktaki bir kapıdan girilir. Sütunlar birbirine sivri kemerlerle bağlanmıştır. Günümüzde sadece batı cephesindeki duvarda çatlamalar bulunmaktadır.

Ahşap çift kanatlı kapıdan içeri girilir, sonra 6.50 metre boyundaki bir orta sahan bulunur. Sahan yanlarında 3.70 metre ebatlarında iki sahan daha bulunur. Silindirik gövdeli, 1.85 metre yükseklikteki üç sütun, bu sahanları meydana getirmiştir. Sütunlar, demir gergilerle birbirine bağlanmıştır.

Yukarıda belirttiğim gibi, kilisenin bulunduğu arazi özel bir şahsa aittir. Kişiler, kilise binasını zarar vermeden kullanmaktadırlar. Hatta bir ara kiliseyi camiye çevirmek istemişler, ancak yörede yaşayanlar tarafından kabul görmemiştir. Kilise, 1987 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

TUZHİSAR MANASTIRI

Manastır binası, Tuzhisar köyü ile Küpecik köyü arasındaki Tuz ocaklarının üzerindedir.

Bulunduğu yerin rakımı 1600 metredir. Manastır: 2 metre kalınlığında bir duvar içinde, bir kilise ile birlikte bulunur. Biraz daha yüksekte, manastıra ait mezarlık kalıntıları vardır. Manastır binasından günümüze sadece birkaç duvar kalıntısı gelmiştir.

Manastır bölgesinde mermer bir parça bulunmuştur. Bu mermer parça üzerinde kabartma yazı ile yazılmış Ermenice bir metin bulunmaktadır. Çünkü manastır binasının bulunduğu yerde kaçak kazılar o kadar yoğun yapılmıştır ki, bölge tanınmaz hale gelmiştir.

BENLİKAYA KÖYÜ MEZARLIĞI

İlçe merkezine bağlı 60 km uzaklıktaki Benlikaya köyünün mezarlığı oldukça ilgi çekicidir. Burada çok sayıda mezar ile baş ve ayak taşları görülür. Mezarlıkta bulunan sandukaların yüzlerinde: dikdörtgen pano oluşturularak içine kahve tepsisi, kahve fincanı, cezve, kama, kılıç, leğen, ibrik, makas, fişeklik, elinde mızrak tutan süvari ve kuş gibi figürler işlenmiştir. Ayrıca yıldız gibi geometrik figürler de bulunur.

GÜLPINAR KÖYÜ KAYA YERLEŞİMİ

İlçe merkezine bağlı 75 km uzaklıktaki Gülpınar köyündedir. Mağaraların bir derenin kenarında bulunması, korunaklı olması nedeniyle, muhtemelen Demir çayı (MÖ 1200-100) dönemine ait olduğu tahmin edilmektedir. Kaya yerleşimi, köy yakınlarında bulunan kayalıktadır. Yerleşimin ortalama yüksekliği 2.17 metredir. Boyutları ise, kuzey güney yönünde 7.90 x 3.20 metredir. Dikdörtgen planlıdır. Alt katın batısından, merdivenle ikinci kata çıkılır. Üst kat da dikdörtgen planlıdır.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

Sivas Gemerek

Sivas Gemerek

Doğal güzellikleri, Sızır Şelalesi, Sızır Ormanları ve yaylaları ile öne çıkar.

ULAŞIM

Sivas arası uzaklık: 124 km. Gemerek,  Şarkışla arası uzaklık: 36 km. Gemerek, Kayseri arası uzaklık: 81 km. Gemerek, Sarıoğlan arası uzaklık: 22 km.

TARİHİ

Yerleşimin, 1071 yılında Malazgirt zaferinden sonra bazı Türk boyları tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Yörenin tarihi geçmişindeki en önemli olay: Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın, Nahçivan seferi sırasında burada konaklamış olmasıdır. Bu durum yörede bulunan kitabe ve mezar taşlarından anlaşılmaktadır. Gemerek, 1953 yılında ilçe olur.

GENEL

Yerleşimin rakımı ortalama 1200 metredir. Yörede karasal iklim hüküm sürer. Buna bağlı olarak kışlar soğuk ve yazlar ise sıcak ve kurak geçer.

NE YENİR

Yöreye yolunuz düşerse alabalık ve gilaburu turşusu tatmanızı öneririm.

ÇEPNİLİLER DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA GÜNÜ

Her yıl  Temmuz ayının sonlarında 2 gün süreli olarak Çepni Belediye Başkanlığı ve Dernek tarafından düzenlenir.

Sivas Gemerek Sızır Yayla Şenlikleri

SIZIR YAYLA ŞENLİKLERİ

Yöredeki Sızır Kasabasının kuzey batısı ormanlıktır ve bu bölgede çok sayıda yayla bulunmaktadır. Sızır Yayla Şenlikleri, her yıl geleneksel olarak Temmuz ayının son günlerinde, 3 gün süreli yapılır. Şenliğin ilk günü: Kına gecesi yapılır ve yerel sanatçılar sahne alır. Şenliğin ikinci gününde çeşitli yarışmalar ve etkinlikler yapılır. Şenliğin üçüncü gününde ise, toplu kahvaltı ve ardından çevre temizliği yapılarak şenlik tamamlanır. Ancak yine de şenlikler esnasında gerek yayladaki bitkilerin ezilmesi, tahrip edilmesi ve gerekse şelalenin bilinçsizce kirletilmesi yaratılmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ CAMİİ-ŞAHRUH BEY MESCİDİ

İlçe merkezindedir.

Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre: Dulkadiroğullarından Alaüddevle oğlu Şahruh Bey tarafından yaptırılmıştır. Kitabe: 0.40 x 0.77 metre ölçülerinde, sülüs hatla yazılmıştır. Kitabede yapılış tarihi yazılı değildir.

Cami: 1749 yılında Arslan Paşa oğlu Ahmet Bey tarafından tamir ettirilmiştir. Daha sonra 1822 yılında ise Çapanoğulları döneminde tamir ettirilmiştir.

Caminin mimari özellikleri: dikdörtgen planlıdır. Üstü ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap: güneydedir ve beşgendir. Son onarımlar sırasında, caminin kuzeyine bir mahfil eklenmiştir. 2006 yılında onarım aşamasında caminin sonradan yapılan minaresi yıkılmış ve aslına uygun olarak kesme taştan yeni minare yapılmıştır.

Caminin minaresi, caminin yanında tek şerefeli, yuvarlak gövdeli ve taş kaidelidir.

Sivas Gemerek Çepni Kilisesi

ÇEPNİ KİLİSESİ

İlçe merkezinde Şehit Binbaşı Mehmet Aras Mahallesi Doğu caddesi üzerindedir.

Kilise, üç nefli, bazilikal plandadır. Doğu-batı doğrultusunda konumlanmıştır. Tek katlıdır. Güneydoğu ve kuzeydoğu köşelerde iki tane şapel vardır. Yapının ana mekanının üst örtüsü, taş beşik tonozludur. Apsis ve yan apsisleri ise yarım kubbeler örter. Yan şapeller, basık beşik tonozlarla örtülüdür. Yapı günümüzde metruk durumdadır. Çeşitli dönemlerde içinde, izinsiz kaçak kazılar yapılmıştır.

İNKIŞLA KÖYÜ

İlçe merkezine 4 km uzaklıktadır.

İnkışla Camii

Caminin giriş kapısı üzerinde kitabe bulunmasına rağmen okunamayacak kadar yıpranmıştır. Sadece köy halkı tarafından söylenenlere itibar edilmekte ve caminin Yozgatlı Safiye Hatun tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Caminin büyük kısmı, günümüze gelmeden önce tamir ettirilmiştir. Yani, orijinalliği bozulmuştur.

İnkışla Hamzalı Camii

Kesme taştan yapılan caminin mihrabı ve duvarları sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Köy halkı tarafından, caminin oldukça eski olduğu ve yanında bir hazine gömülü olduğu söylenmektedir.

SIZIR KASABASI ESKİKÖY ÖREN YERİ

İlçe merkezine bağlı 9 km uzaklıktaki Sızır kasabasının girişinde, Eskiköy ismiyle anılan bir mevkidedir. Buluntulara göre, bu bölgenin çok eski bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bölge: kayalık ve yeşil bir alandadır ve içinde çok sayıda mağara bulunur. Bölgenin doğusunda, “Çağşak” denen mevkide, yaklaşık yüze yakın mağara vardır.

Necip’in İni

Eskiköy mevkiinde bulunan burası: bir “yeraltı” şehrini andırmaktadır. Çünkü mağaranın 25-30 metre kadar içine girilebilmektedir. İçinde ise, odalar bulunur.

Köşkbaşı

Bölgenin güneydoğusundadır. Burada bulunan arkeolojik kalıntıları göre, burada “köşk” olarak nitelendirilen bir yer vardır. Ancak, bu tarihi kalıntının, malzemeleri yani taşları, yörede yaşayan halk tarafından yapılarda devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.

Diğer kalıntılar

Sızır kasabasında bunlardan başka: kasabanın kuzeybatısında ormanlık bir alanda Çakaysay mevkiinde su sarnıcı kalıntısı vardır. Bütün bu kalıntılar değerlendirildiğinde, Sızır kasabasının eski bir Roma ve Bizans yerleşimi olduğu kanıtlanmaktadır.

Sızır Kalesi

Günümüzde, kasabanın yerleşim yerinin merkezinde bulunduğu tahmin edilmektedir, çünkü herhangi bir kalıntı kalmamıştır. Tahminlere göre, kasabanın merkezinde bulunan höyük çevresi, çok önceleri su ile çevrilidir.

Bu sular çeşitli nedenlerle çekilmiş yok olmuştur. Roma döneminde, buraya bir kale yaptırılmıştır. Hatta kale Roma İmparatoru Sezar tarafından yaptırıldığı için, yöreye “Sızır” ismi verildiği düşünülür. Kale üzerinde bulunan günümüzdeki mahalle “Kalebaşı” mahallesi olarak isimlendirilir.

Yörenin ismiyle ilgili bir başka söylenti daha var. Bence bu daha akla yatkın bir söylenti. “Bu bölgede bulunan fazla suların çekilmesi sonucu önceleri “Sızar” diye isimlendirilen yöre daha sonra “Sızır” olarak isimlenmiştir.

Sivas Gemerek Sızır Şelalesi

Sızır Şelalesi

Sızır kasabasının yaklaşık 700 metre güneyinde yeşillikler içindedir. Daha doğrusu Çat ormanları içerisindedir.

Şelale, Göksu ırmağı üstündedir. Şelalelin çevresi yeşilliklerle kaplı ve muhteşem güzel bir manzaraya sahiptir. Şelaleyi besleyen sular, yaklaşık 500 metre uzaklıktaki su kaynaklarından çıkar. Şelale, farklı kollardan yaklaşık 20 metre yükseklikten dökülür. Burada küçük bir tesis vardır. Ayrıca, Göksu ırmağında balık tutmak mümkündür. Şelale çevresinde kafe ve restoranlar bulunuyor. Şelale, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Sivas Gemerek Şahruh Köprüsü

ŞAHRUH KÖPRÜSÜ

Köprü: 14 km uzaklıktaki Karaözü’nün girişinde, Kızılırmak üzerinde, yöredeki tek geçit yeridir. Sivas ilinin ilçesi Gemerek ile Kayseri ilinin ilçesi Sarıoğlan arasındaki bağlantıyı sağlar.

Köprünün yapım tarihi ve yaptıran bilinmiyor.

Ancak üzerinde bulunan tamir kitabesine göre: 1538 yılında Şahruh Bey oğlu Mehmet Han tarafından kölesi Behram eliyle tamir ettirilmiştir. Dolayısı ile bu tarihten önce yapıldığı kesindir. Tamir kitabesi, günümüzde Sivas Müzesindedir. Kayıtlara göre, bu kitabe 4 Ağustos 1928 tarihinde Şarkışla-Gemerek’ten getirilmiştir. Mermer kitabe, 84 x 67 cm ölçülerindedir.

Köprü: kuzey-güney doğrultusundadır. Tamamen açık sarı renkte ve düzgün kesme taşlardan yapılmıştır.

Uzunluğu 155 metre, genişliği ise 5.50 metredir. Sekiz gözlüdür. En büyük kemer açıklığı 12 metredir. Eğim, büyük göz üzerinden yanlara doğru azalarak devam eder. Bu durum, köprüye hoş bir perspektif kazandırır.

Köprüde, doğuda ilk gözün kuzeyindeki kemer üst hizasında, bir taş üzerinde küçük bir kompozisyon vardır. Bir tarafta üzüm dalı kabartması, bir yanında bir aslan kabartması ve diğer yanında ne olduğu anlaşılmayan bir kabartma vardır. Üst boşluklarda 1910 tarihi yazılıdır. Bu tarihte köprü önemli bir onarım geçirmiştir.

Bu kompozisyonun çevresi, kabartma profilli bir çerçeve ile sınırlanmıştır. Burada ortada bulunan, iki yana sarkık üzüm salkımı, asma çubuğunun hayat ağacını sembolize ettiği tahmin edilmektedir. Soldaki aslan kabartması da, iki ayakları üzerine oturmuş, ön ayaklarını kaldırmış,

Selçuklu aslanları geleneğinde tasvir edilmiştir. Ön ayaklarının ileri atılması, Selçuk geleneğinde arma özelliği sayılır.

Yukarı kaldırılan kuyrukların, S şekli çizdikten sonra, bazen hayvan başlarıyla, bazen de palmet, rumi biçiminde sonuçlanması, kökenini Avrasya halvan üslubundan alan, Türk sanatı geleneğine dayanır. Anadolu’da birçok köprü üzerinde bu tür figürlü kompozisyonlar bulunur. Köprüdeki aslan başı amblemi, Dulkadiroğullarının simgesidir.

ÇEPNİ KASABASI

İlçe merkezine 21 km uzaklıktadır.

Çepni Camii

İlçe merkezine bağlı Çepni kasabasındadır. İlçe merkezine 21 km uzaklıktadır. Eski cami veya merkez camisi olarak da bilinir. Cami, giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre: 1530 yılında Kızılkocaoğlu İsa bey tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 1826 ve 1898 yıllarında onarım yapılmıştır. Bu onarımlar nedeniyle orijinalliğinden uzaklaşılmıştır.

Mimari özellikleri

Caminin iç mekanı: dört eyvanımsı nişlerle genişletilmiştir. Bunlardan en büyüğü güneydedir. Orta kısım: kare planlı çapraz tonozla örtülüdür. Duvarlar, 85 cm yükseklikte, modern ahşap lambiri ile kaplanmıştır.

Tonozun ortasında: sekizgen kaideli kubbecik bulunur. Yan kenarlar: beşik tonoz örtülüdür. Güney kanat, diğerlerinden daha büyüktür. Yapının batısında üç bölümlü cemaat yeri vardır. Mihrap orijinaldir, özellikle alçı süslemeleri görülmeye değerdir. Caminin minaresi, batı bölümdedir. Orijinal minare, çatı üzerindedir. 1959 yılında ayrıca yeni bir minare eklenmiştir.

Çepni Hamamları

İki tane aynı ismi taşıyan hamam vardır. Bunlardan bir tanesi: caminin güneyinde 15-20 metre uzaklıktadır. Büyük olasılıkla caminin vakfıdır. Hamam yapısının yapı elemanları incelendiğinde camiyle aynı dönemde yapıldığı tahmin edilir. Yapı: dıştan iki büyük kubbeli ve dikdörtgen planlıdır. Diğer aynı ismi taşıyan hamam ise; Alabey Mahallesinde Dervişağa bahçesinde, şehir surlarının yapındadır. Ancak bu hamam, günümüzde tamamen harap haldedir. Muhtemelen çok eski olduğu tahmin edilen yapı, üç bölümlüdür. Doğuda tonoz örtülü, kare planlı bir bölüm vardır ve geçişli kubbe örtülüdür. Batıda sıcaklık vardır. Burası dikdörtgen planlıdır, ortasında kubbe ile örtülüdür.

Sivas Gemerek Yeniçubuk Köprüsü

YENİÇUBUK KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine bağlı 24 km uzaklıktaki Yeniçubuk köyünde, köyün güneyindedir. Eski Sivas-Kayseri karayolu üzerinde, Gemerek-Yeniçubuk arasındadır. Yapım tarihi bilinmez. Ancak yapı üslubuna göre Osmanlı döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Köprü kesme ve moloz taş kullanılarak yapılmıştır. Yuvarlak kemerli ve üç gözlüdür.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

Sivas Doğanşar

Sivas Doğanşar

Otantik kıyafetleri, zengin kültürü, yaylaları ve doğal güzellikleriyle önem kazanan bir yerdir. Yörede “çatma” denen yerel mimari örneği evler görülmeye değerdir. Ayrıca “Kızıldereli” çadırlarını andıran ve yöreye has olan kıl çadırlar da ilgi çeker.

ULAŞIM

Doğanşar, Sivas arası uzaklık: 95 km. Doğanşar, Hafik arası uzaklık: 52 km. Doğanşar, Zara arası uzaklık: 92 km.

TARİHİ

Yörenin Bizans döneminde kullanılan ismi “İpsile” dir. 1399 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

1870 yılı öncesinde Tokat iline bağlı yerleşim, bu tarihten sonra Sivas’a bağlanır. İsmi ise “Tozanlı” dır. Tozanlı ismi, Tozan Bey ve aynı isimle anılan bir cemaatten alınmıştır. Tozan Bey, 1455 öncesinde yörede idari ve askeri yetkilidir. Nahiyedeki bir gurup köyün hem malikane hem de divani gelirlerini elinde bulunduruyordu. Tozanlı cemaatinin lideri konumundaydı. 1960 yılında yörenin ismi “Doğanşar” olarak değiştirilmiştir. Doğanşar kelime anlamı: “şehir, memleket” demektir. 1990 yılında ilçe olur.

GENEL

Yerleşim, İç Anadolu bölgesinin kuzey doğusunda, Karadeniz ile İç Anadolu bölgesi arasında bulunmaktadır. Yörede, Karadeniz ile sınır olması nedeniyle yeşillik bir hayli fazladır. Orman örtüsü, Ortaköy civarında iyice artar ve bu ormanlık alanda doğa yürüyüşü yani trekking yapılmaktadır.

NE YENİR

Buraya yolunuz düşer ve yerel lezzetleri tatmak isterseniz “keşkek, kuzu dolması, peskütan ve kuşburnu ekşisi” tatmanızı öneririm.

GELENEKSEL AHMET AYIK KARAKUCAK GÜREŞLERİ VE BAL FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayı içerisinde yapılır.

GEZİLECEK YERLER

 

KARAKAYA KANYONU

İlçe merkezine 3 km uzaklıkta Tekeliçi çayı üzerindedir.

Bölgenin suları: bir zamanlar Cücü tepesinden akarken, ilçe merkezinin bulunduğu yer göl imiş. Ancak sular bir süre sonra, 1447 rakımlı Cücü tepesi ile Tavşan tepesi arasında yeni bir yol edinir ve Ütük köyüne doğru akar.

Böylece yörede zamanla Karakaya kanyonu oluşur. Cücü tepesinden aşağı akan sular, günümüzde 1300 metreden akar. Kanyonun girişi sadece birkaç metredir. Kanyon içinde ileriye gidildikçe genişler ve sonra yine daralır.

Birkaç kilometre sonra bir şelale bulunur. Yeşilırmak nehrinin balıklarının Doğanşar’a çıkışını bu şelale önler. 1970’li yıllarda kanalizasyonlar nehre akmadığından, Tekeli içi deresi temizdir.

Bu yüzden Karakaya boğazının giriş kısmı, Doğanşarlı çocukların yüzme ve piknik alanıydı. 1990’lı yıllarda bu gelenek unutuldu. Sonuç, kanyon doğa yürüyüşü yapmak için son derece elverişlidir.

Sivas Doğanşar Dipsizgöl Şelalesi

DİPSİZGÖL ŞELALESİ

İlçe merkezine 16 km uzaklıkta Doğanşar-Sivas karayolunun kenarındadır. Göl, anayoldan ayrıldıktan sonra Kızıldağ Krom Madeni ve Göğseki ve Tikenli yaylalarına giden yolun hemen 30 metre yakınındadır.

Gölün derinliği muhtemelen 14 metredir. Göl suyundaki mineraller, gölün çevresinde kaya kütleleri oluşturmuştur. Suyun çıktığı alan çöktüğü için, su: kaya kütlesinin 7-8 metre altından yol bularak akmaya başlamıştır. Kaya kütlesinin altından akan su, yaklaşık 200 metre sonra, yine yüzeye çıkar ve şelaleyi oluşturur. Ancak suyun kaya kütlesinin altından akıp gitmesi nedeniyle göl oldukça küçülmüştür. Evet, buraya yolunuz düşerse gölün çevresinde çok sayıda tatlı su gözesi ve çeşme göreceksiniz. Ayrıca gölde balık yetişmektedir.

UZUNBELEN HUBYAR TÜRBESİ

Tokat ilinin Almus ilçesine bağlı Hubyar köyündedir. 44 km uzaklıktadır.

Hubyar Sultan (1500-1580) : önde gelen Alevi ocaklarından birisinin kurucusudur. Hubyar’ın Doğanşar yöresine ne zaman gelip yerleştiği ve kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Muhtemelen ilk fetihler döneminde, Hubyar, buraya gelmiştir.

Hubyar Sultan Türbesi buradadır. Türbede sadece Hubyar Sultan yatmaktadır. Oğulları Hüseyin Abdal ve Mustafa Abdal, bu türbeden 40 metre ileridedir. Hubyar Sultan “benim oğlumun türbesi benden yüksek olsun” demesi üzerine Hasan Abdal’ın türbesi yüksek yapılmıştır.

Hubyar isimli yerleşimin ismi 1960 yılında Uzunbelen olarak değiştirilmiştir. 1993 yılında ise yine Hubyar olarak değiştirilmiştir.

Yörede Hubyar ile ilgili inanışların başlıcası şudur “Hubyar bir gece Dedede, Cuma akşamı Doğanşar Ulucamiinde, diğer gecelerde ise, Uzunbelen’deki kabrinde yatmaktadır.”

Evet, Uzunbelen’de bulanan Hubyar Tekkesi, 1955 ve 1982 yıllarında onarılarak güzelleştirilmiştir.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas