Kahramanmaraş Pazarcık

Kahramanmaraş Pazarcık: Pek fazla turistik özelliği olmayan veya öne çıkmayan bir yerleşim yeridir. Pazarcık denilince, aklıma özellikle kış aylarının vazgeçilmesi “tarhana” geliyor.

ULAŞIM

Pazarcık, il merkezi olan Kahramanmaraş iline: 46 km. uzaklıktadır. Pazarcık-Gaziantep arasındaki uzaklık; 70 km. Pazarcık-Adana arasındaki uzaklık; 218 km. Pazarcık-Ankara arasındaki uzaklık; 650 km. Pazarcık-İstanbul arasındaki uzaklık; 1110 km. Pazarcık-Kayseri arasındaki uzaklık; 255 km. En yakın hava alanı, Kahramanmaraş il merkezinde bulunmaktadır.

TARİH

Pazarcık ilçesinin, ilk kuruluş yerinin, MÖ.3500-4000 yılları arasına kadar uzandığı ve ilçe merkezine 1 km. uzaklıktaki “Kırk mağara” yöresinde olduğu biliniyor. Zamanla: Osmanlı döneminde, tren yolunun buradan geçmesi nedeniyle, ilçe merkezi taşınmıştır.

Yöre: antik dönemde, Asurlular ve Hititler arasında sınır olarak önem kazanmıştır. Hatta; günümüzde Kahramanmaraş müzesinde, bu konuyu ifade edecek şekilde bir “sınır taşı” sergilenmektedir.

Romalılar döneminde: Abbasilerden korunmak için Şallıuşağı köyü sınırları içinde “Köroğlu kalesi” yapılır. 16’ncı yüzyıldan sonra ise, bölgeye Oğuz boyları gelirler. Malazgirt savaşından sonra ise, Türkmen boyları, Anadolu içlerine yayılmaya ve bu bölgeye de gelmeye başlarlar.

1877 yılında kaza merkezi olur. 1917 yılında ise, Belediye Teşkilatı kurulur. 1933 yılında ise, yeni hükümet konağı binası, ilçe merkezinin 3 km. batısından geçen demiryolu kıyısında kurulur ve ilçe merkezi, buraya kaymaya başlar.

Eski ilçe merkezine “Bağdın-ı Sağır” ve “Eski Pazarcık” ismi verilirken, 1938 yılından sonra kurulan yeni ilçe merkezine “Yeni Pazarcık” ismi verilir. 1941 yılında, Gaziantep ilinden ayrılarak, Kahramanmaraş iline bağlanır.

Kahramanmaraş Pazarcık

GENEL

Pazarcık: Akdeniz bölgesindedir. Denizden yükseklik; 850 metredir. Aksu çayının güneyinde kurulmuştur. İlçe arazisinin: yüzde 50’si ormanlıktır.

İlçe genelindeki yerleşim: yukarıda söz ettiğim gibi, eski yerleşimden, yaklaşık 3 km. güneyde, bugünkü yerinde yani Ziyaret Tepesi eteklerindedir. Çünkü, zamanla eski yerleşim önemini kaybetmiş ve ilçe merkezi, güneybatı yönünde ilerlemeye başlamıştır.

İlçe: Doğu Anadolu fay hattı üzerinde, I. derece deprem kuşağında bulunmaktadır. Ancak, kuruluşundan bu yana, ilçe merkezinde herhangi bir doğal afet olmamıştır.

İklim: yörede, Akdeniz ikliminin değişikliğe uğramış özellikleri görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer. Yağışlar genellikle kış mevsiminde artar.

İlçe halkının başlıca geçim kaynağı: tarım ve hayvancılık. Bunun yanında: 1980’ler den sonra yurt dışına göçen ve orada çalışan ilçe halkı ve yakınları, ilçenin ekonomik etkinliğine yoğun katkı sağlamaktadır.

NE YENİR

Pazarcık yöresine yolunuz düşerse, özellikle tatmanızı önereceğim lezzet: malkıtalı köfte. Kırmızı mercimekle yapılan bu köfteyi, yanında ayran ile mutlaka denemelisiniz. Ayrıca: makkaşel (bir çeşit nohut yemeği) ve bu yörenin vazgeçilmez tatlarından olan “tarhana” deneyebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

KÖROĞLU KALESİ

Şallıuşağı köyü yakınlarındadır. Kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı hakkında somut bilgiler yok. Ancak, Romalılar veya Abbasiler döneminde yapıldığı sanılıyor. Yani, yaklaşık 1000 yıllık bir geçmişi var. Büyük olasılıkla: Abbasiler döneminde, gözetleme kulesi yada sınır kalesi olarak yapılmış olsa gerek.

Evet, bu 1000 yıllık tarihi yapı, günümüzde harap halde. Bakımsızlık ve ilgisizlik. Zaten, buraya ulaşım tam bir sıkıntı. Çünkü, kaleye ulaşım için uygun bir yol yok. Şallıuşağı köyünden bir süre ilerliyorsunuz ve tepenin yamacından sonra yürüyerek ilerlemek zorunda kalıyorsunuz.

Kaleye vardığınızda ise, defineciler tarafından her yerinin delik deşik yapıldığını görüyorsunuz. Hani, tüm bunları yazdım, gitmeyin diye değil, bu yöreye yolu düşenler bu kaleyi görmeliler. Çünkü: kalenin üstünden, özellikle Aksu çayının vadisinin görünümüz bir harika. Biraz zahmet sonucu, muhteşem bir manzara sizleri bekliyor.

KIRK MAĞARALAR

Yukarı Pazarcık bölgesindedir.

Burada: tepecikler üzerinde, yerleşim merkezi olarak kullanılan, kayalara oyulmuş, çok sayıda mağara var. Mağaraların çokluğu nedeniyle, buraya “kırk mağaralar” ismi verilmiştir. Mağaralarda, özellikle, MÖ.3500-4000 yılları arasında yaşam bulunduğu tahmin ediliyor.

KARTALKAYA BARAJI

Baraj, 1971 yılında hizmete girmiştir. Aksu çayı üzerinde kurulmuştur. Gaziantep ilinin su ihtiyacı buradan karşılanmaktadır.

Kahramanmaraş tanıtımı.

 

Kahramanmaraş Elbistan

Kahramanmaraş Elbistan

Kahramanmaraş’a bağlı, ama Malatya’ya daha yakın. Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri. Ekonomik yönleri güçlü. Çoğu insanımız tarafından, başka bir ülkede olduğu düşünülen, büyük bir yerleşim yerimiz. Yaklaşık 100 bin kişilik nüfusu var.

Kahramanmaraş Elbistan

ULAŞIM

Elbistan, il merkezi olan Kahramanmaraş’a, 162 km. uzaklıktadır. Elbistan-Afşin arası uzaklık; 26 km. Elbistan-Malatya arasındaki uzaklık; 120 km. Elbistan-Ankara arasındaki uzaklık: 615 km. Bu arada, Elbistan ilçesi girişinde uzun yıllardır bulunan bir tabela var: “Elbistan İline hoş geldiniz”

TARİH

İlçenin tarih sahnesindeki ilk ismi “Ablasta”dır. Bu kelimenin anlamına bakıldığında: Luvi dilinde, yani Hititçede “akan su” anlamına gelmektedir.

Yerleşim yeri, eski “Karaelbistan” beldesinin bulunduğu yerde, Ceyhan nehrinin iki yakasında kurulmuş ve yaklaşık bir yıl kadar, burada kalmıştır. Yani, Ceyhan nehrinin kıyısında kurulan şehir, büyük ihtimalle, “akan su” olarak isimlendirilmiştir.

Bölgede egemenlik kuran uluslar, sırasıyla: Hititler, Sümerler, Asuriler, İranlılar, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar.

1085 yılında, Emir Buldacı tarafından, Elbistan ve yöresi: Bizanslılardan ele geçirilir. 1114 tarihinde meydana gelen büyük deprem, buranın tamamen yıkılıp harap olmasına neden olur. 1124 yılına gelindiğinde, yörede Dulkadiroğulları egemenliği görülür. Dulkadiroğlu Beyliğine, başkentlik yapmıştır. Ancak, 1507 yılındaki savaş sonunda yıkılınca, başkent, Maraş’a  taşınmıştır.

1522 yılında, yörede, Osmanlı egemenliği görülür. 17’nci yüzyılda, Anadolu topraklarında görülen bütün ihtilal ve isyanlarda, Elbistan yöresi, sığınma ve direnme merkezi olarak öne çıkmış ve bu durum üzerine, merkezi hükümet tarafından, bölgeye hiçbir imar yatırımı yapılmamıştır.

Kahramanmaraş Elbistan

GENEL

Ülkemizdeki, nüfus yoğunluğu açısından, en büyük 22’nci ilçedir.

Elbistan: ülkemizde, üç büyük ırmakla sulanan, en büyük dördüncü ovanın içindedir. Çevresi dağlarla çevrilidir. İlçe merkezi, Şardağ eteklerinde kurulmuştur. İlçe merkezinin çok yakınında doğan ve hemen ortasından geçen Ceyhan ırmağı, yörenin başlıca akarsuyudur.

Yörenin rakımı: 1100 metredir.

İklim durumu değerlendirildiğinde: bölgede, Akdeniz ve kara ikliminin egemen olduğu görülür. Buna bağlı olarak: kışlar soğuk ve nemli, yazlar ise kuru ve sıcak geçer.

Bölgenin ekonomik durumu: yörede tarımsal üretim etkindir. Bölge, Türkiye’nin en büyük et kaynağıdır. Tarım ve hayvancılık yanında, Türkiye Kömür İşletmeleri ve Şeker Fabrikasında, yöre halkı, işçi ve memur olarak çalışmaktadırlar. Ülkemizde, çerezlik ayçiçeği üretiminde, Elbistan, ön plandadır.

Ayrıca, biraz önce sözünü ettiğim gibi, yine ülkemizin en büyük şeker fabrikası, burada bulunuyor. Ayrıca, Afşin’de bulunan Termik Santralin kömürleri, Elbistan ilçesi sınırları içinden üretilmektedir. Çünkü, ülkemizin en büyük linyit kömürü rezervlerine sahiptir.

NE YENİR

Elbistan’da, sebze yemeği bilinmez. Varsa yoksa: Elbistan tava, kebap, lahmacun. Siz de, bunları, özellikle, “Elbistan Tavayı” denemelisiniz. Ama nerede derseniz, Ceyhan nehrinin doğduğu yer olan Pınarbaşı bölgesini öneririm veya Kale restoran olabilir.

GEZİLECEK YERLER

Kahramanmaraş Elbistan Karahöyük

KARAHÖYÜK

İlçe merkezine, 13 km. uzaklıkta; Karahöyük köyü içindedir.

Höyük: 19 metre yüksekliktedir. Boyutları ise: 350 x 350 metredir. Burada: 1931 ve 1946 yıllarında resmi arkeolojik kazılar yapılmış, ancak daha sonra herhangi bir kazı yapılmamıştır. Tabii bunun sonucunda, bugün yörede çok sayıda kaçak defineciler tarafından açılan çukurlar görülmektedir.

Burada yapılan kazılarda, Roma ve Hitit dönemine ait eserler bulunmuştur. Özellikle, Roma döneminde, burada yoğun yerleşme olduğu tespit edilmiştir. Büyüklüğü değerlendirildiğinde, Karahöyük yerleşkesinin, çevrede en büyük yerleşke olduğu anlaşılmaktadır.

Kahramanmaraş Elbistan Karahöyük

Höyüğün, Hurman çağı yönündeki sırtlarda, gömütler bulunmuştur. Ayrıca, Hitit dönemine ait, 4 yapı katı tespit edilmiştir. Bu katlarda yapılan kazılarda, birçok buluntu ele geçirilmiş olup, en önemlisi: üç yüzünde de hiyeroglif yazıt (canlı-cansız varlıkların şekilleri kullanılarak yazılan bir tür yazı) bulunan bir kalıntıdır. Yazının dinsel bir işlevi olduğu düşünülmektedir.

1947 yılında, höyüğün tam tepesinde, yaklaşık 2 metre derinlikte ve Hitit dönemine ait tabakada, bir evin temel taşının altından çıkarılmıştır. Bu kitabe: düz bir taşın ortasında açılan bir yuvaya oturtulmuştur. Kitabenin yüksekliği: 2.5 metre ve eni ise, 1 metre civarındadır.

Bu kitabenin, bir Hitit açık mabedinde, bir kaide üzerine konulduğu ve hemen yanında ise, kurbanların kanını akıtmak için bir yalak bulunduğu, yani tamamen kutsallık ifade eden bir simge olduğu düşünülmektedir. Ancak, yazıt, çok eskidir ve bilinen Hitit hiyerogliflerine uymamaktadır. Bu nedenle, tam olarak okunamamıştır.

Evet, tüm bunlar dışında, Karahöyük’te bulunanlar: boyalı-boyasız çanak ve çömlekler, gaga ve yonca ağızlı testiler, taslar, vazolar, aslan başlı vazolar, geometrik süs eşyaları, hayvan tasvirleri, ev ve şahıs eşyaları. Bunların çoğu, MÖ.2000 yıllarına tarihlenmektedir.

UFACIKLI KÖYÜ

İlçe merkezine, 20 km. uzaklıktaki bu köy yakınlarında, 3 tane şapel kalıntısı, sağlam olarak günümüze ulaşmıştır.

Şapeller, Roma döneminin sonu ve Bizans döneminin başlarına aittir. Ortadaki şapel, diğerlerinden daha büyük olup, diğerlerinden farklı olarak, pencere açılmıştır. Sağ yandaki şapelde ise, hemen giriş üstündeki kartal kabartmasına dikkatinizi çekerim. 1 numarası şapel: girişinden sonra merdivenle iniliyor.

Şapelin köşelerindeki sütunlar, Bizans sanatının güzel örneklerini sunuyor. Şapelin yan duvarlarında ve girişin karşısındaki duvarlarda ise, nişler var. 2 Numaralı şapel: diğerlerine göre daha büyüktür. Girişten sonra, büyük bir odaya ulaşılıyor. Bu odada, dışarıya açılan bir pencere var. 3 Numaralı şapel: diğer 1 ve 2 numaralı şapellere plan olarak benzemektedir. Giriş alınlığı üzerinde, diğer iki şapelde görülmeyen, kartal motifli bir kabartma var.

KIZ KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Kale köyündedir. 150 metre yükseklikte bir tepe üzerine kurulmuştur.

Adının kaynağı, yapılış yılı ve yaptıranlar bilinmiyor. Kale yapısından, iki burç ve bunlara ait kalıntılar günümüze ulaşmıştır. Bu burçlardan bir tanesi, moloz taştan yapılmış ve ahşap örtülü imiş. Duvarlarda kiriş delikleri var, bunlara bakarak yapının üstünün ahşap örtülü olduğu düşünülüyor.

Kahramanmaraş Elbistan Ulu Cami

ULU CAMİ

İlçe merkezinde: Güneşli mahallesindedir.

Kitabesi yok. Bu yüzden, kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı net olarak bilinmiyor. Ancak, 16’ncı yüzyılda, Osmanlılar döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Yöredeki, nadir Osmanlı yapılarından biridir. Yapı: kesme taş, mermer ve tuğladan yapılmıştır. Minare: 1834 yılında onarılmıştır.

HİMMET BABA CAMİ VE TÜRBESİ

İlçe merkezindeki bu cami ve türbenin, yaklaşık 700 yıllık olduğu söyleniyor. Önce türbe yapılmış ve sonra da mescit, yani cami bölümü eklenmiş. Türbe: kesme ve moloz taş kullanılarak yapılmıştır. Üstte, konik bir çatı ile kapatılmıştır. Peki Himmet Baba kimdir?

Himmet Baba: Selçuklular döneminde, Elbistan’ın askeri valisidir. Ancak, adaletli ve güzel yönetimi sayesinde, halk tarafından çok sevilmiş ve sayılmış bir kişidir. Elbistan yöresine yapılan bir saldırı sırasında çıkan çatışmada: bir kılıç darbesiyle başı kopmuş, ancak Himmet baba, başını kolunun altına alarak, çatışmaya devam etmiştir.

Bunu görenler “Şu yiğide bakın” deyince, olduğu yere düşmüş ve bir daha kalkamamıştır. Bunun üzerine, halk, Himmet Baba’yı, düştüğü yere gömmüş ve daha sonra buraya cami ve türbe yaptırılmıştır.

ÇARŞI CAMİSİ-CAMİ-İ  ATİK

Mimari tarzı basittir. Danişmentliler tarafından yapılmış olma ihtimali yüksektir. Yapılış tarihi ise, muhtemelen 16’ncı yüzyıldır. Yapı: kesme taş ve tuğla kullanılarak yapılmıştır. Cami: 1886 yılında tamir görmüştür. Camiye bitişik olan minare ise, özgünlüğünü korumuştur. Caminin şerefesi, balkon biçimindedir.

Afşin tanıtımı.

Kahramanmaraş tanıtımı.

 

Kahramanmaraş Göksun


Kahramanmaraş Göksun: Göksun yöresini birkaç kelime ile anlatmam gerekse, şunları söyleyebilirim: soğuk hava, yemyeşil bir tabiat ve kendine has aksanları olan insanlar.
Bunların yanında, yol ayrımında olmasına rağmen, bu durumu avantaj olarak değerlendirememiş, çevresindeki bir Osmaniye gibi olamamış, şirin bir yöremiz.

Kahramanmaraş Göksun

ULAŞIM

İlçe merkezi bağlı bulunduğu Kahramanmaraş il merkezine, 90 km. uzaklıktadır. Göksun-Kayseri/Pınarbaşı arasındaki uzaklık: 94 km. Göksun-Elbistan arasındaki uzaklık: 71 km. Göksun-Malatya arasındaki uzaklık: 195 km. Göksun-Gaziantep arasındaki uzaklık: 171 km.

Kahramanmaraş Göksun

TARİHİ

Göksun yöresi hakkında elde edilen en eski bilgiler, bir zamanlar, buranın bir Asur kolonisi olduğu yönündedir. Çünkü: ilçe merkezindeki höyükte yapılan kazılarda, Asur medeniyetine ait olduğu sanılan bir kısım çanak-çömlek ve tabletler ele geçirilmiştir. Asurlular, özellikle, bölgedeki en büyük ticari kolonileri olan “Kültepe” yani günümüzdeki “Kayseri” şehrine giderken, buradan geçmişlerdir.

Takip eden dönemde ise, bölgede Medler, Persler ve sonra da Romalılar egemenlik kurmuşlardır. MÖ.333 yılına gelindiğinde, Makedonyalı Büyük İskender, İssos ovasında son Pers kralı III. Darius’u yenince, bölge tamamen kendisinin hakimiyeti altına girer. Sonraki Roma döneminde ise, bölge, yol güzergahında bulunması nedeniyle, bir konaklama beldesi olarak kullanılmıştır.

1071 yılından itibaren ise, bölgedeki hakimiyet, Türklere geçer. Sultan Alpaslan’ın komutanlarından Çavuldur Bey ve Afşin Bey, bölgeyi tamamen ele geçirirler. 1515 yılında ise, Yavuz Sultan Selim, yöreyi Osmanlı egemenliğine sokar.

Göksun, 1908 yılında, Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçe haline gelmiştir. Yörenin ismi: “Cocussus” yani “Kokusus” kelimesinin türemesinden gelmiştir. Cocussus ismi, yörenin Roma dönemindeki ismidir. İsim, Bizans döneminde “Koksen” olarak değişmiş ve daha sonra “Köksun” ve “Göksün” olarak değişmiştir.

Kahramanmaraş Göksun

GENEL

Bölge ormanlık olması nedeniyle, Kereste fabrikaları bulunmakta olup, yöre insanının ekonomik etkinliğini sağlamaktadır. Bunun dışında, Göksunlular: tarımla uğraşırlar ki, başlıca üretilen tarım ürünleri: buğday, şeker pancarı, fasulye, nohut, elmadır. Ama, Göksun yöresinin en lezzetli meyvesi kirazdır. Kiraz, kalitesi ve lezzetiyle öne çıkar.

Yörede, Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, bunun yanında Torosların olumsuz etkisi ve yükseklik nedeniyle, deniz etkisi görülmemektedir. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlıdır.

Hem de o kadar soğuktur ki, yılın 5 ayı, kar yerden kalkmaz, hatta Mayıs ayında kar yağdığı görülmüştür. Ancak, bölgedeki bu değişik iklim örtüsü, doğal bir klima gibi de görev yapar. Özellikle, Karadeniz iklimini andıran yapısı, bölgenin bir kısım yerinde, fındık üretimi yapılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, bölgede bulunan 3000 civarında bitki türü, buranın botanik alanında da önemini ortaya koyar.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Göksun yöresini yolunuz düşerse, tadacağınız başlıca yerel lezzet “Çerkez tavuğu” dur. Çünkü, burada Çerkezler yaşıyorlar.

GEZİLECEK YERLER

Kahramanmaraş Göksun Höyük

GÖKSUN HÖYÜK

İlçe merkezindeki bu höyük, halen su deposu olarak kullanılmaktadır.
Ancak, 300 x 150 metre boyutlarında ve 12 metre yüksekliğindeki bu höyükte yapılan araştırmalarda, MÖ. 2500 yıllarına kadar tarihlenen, çanak-çömlek parçaları bulunmuştur.
Yine, aynı döneme ait ve “Göksun Yazıtı” olarak isimlendirilen bir kalıntı, günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Höyük üzerinde bulunan “Kalepark” isimli yerde, çayınızı içerken, ilçenin panoramik manzarasını izleyebilirsiniz.

BÜYÜK KIZILCIK İÇMESİ

İlçe merkezine 16 km uzaklıkta, Büyük Kızılcık köyü yakınındadır.
Söylenenlere göre, kaplıca suyu içildiğinde idrar yollarıyla böbreklere ve yıkanıldığında ise, cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Burayı, günübirlik ziyaret edebilirsiniz, konaklama tesisi yok.

AYBASTI KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Yağbasan ve Varsak köylerinin bulunduğu bölgedeki Hançer deresi kanyonundadır.
Antik dönemde birçok medeniyet tarafından kullanıldığı tahmin edilen kalenin üzerinde, demir madeni var.
Kalede, yüzeyde, birçok çanak-çömlek parçalarına rastlanmaktadır.

HAMAMGÖZÜ

İlçe merkezine bağlı, Büyükkutlu ve Küçükçamurlu köyleri arasındaki bölgedeki, antik döneme ait bir şehir kalıntısı bulunmaktadır. Çok geniş bir alana yayılan, bu şehir kalıntısında, bir zamanlar: 10 bin civarında insan yaşadığı tahmin ediliyor.
Bu antik şehir, kurulduğu dönemde, sulak bir alana yerleştirilmiştir. Şehrin arka bölümünde ise, korunma amaçlı, yüksekçe bir tepe görülmektedir.

Kalıntılar içinde, hamam olarak nitelendirilen bir yapı yıkıntısı var. Burada: hemen öndeki bir sur kalıntısı ve kemer kalıntıları dikkat çekmektedir. Çevrede ise, birçok kaya mezar bulunuyor. Çevrede dolaştığınızda, yaklaşık 400-500 metre uzaklıkta, yine bir amfi tiyatro olduğu düşünülen bölümün sahne kalıntılarını görebilirsiniz. Bu tiyatronun hemen yanında: kayalar içine oyulmuş bir kilise ve sunak bölümü görülüyor.

Kahramanmaraş Göksun Roma Yazıtı

ROMA YAZITI

İlçe merkezine 5 km. uzaklıktaki Temurağa köyünün yakınlarındadır.
Buranın: MS.4 ile 5’nci yüzyıllar arasında bir Roma yerleşim yeri olduğu anlaşılmıştır.
Burada: bir yazıt var. Yazıt: mozaik üzerinde, 3 x 6 metre ebatlarında ve 5 satırdır. Bitkisel ve geometrik motiflerle süslüdür. Yazıtta bulunan yazının anlamı: “Eşin Hedia ve çocuklarınla, burada sağlıklı banyo yap.

İphikradtes, düşmanlarına karşı müşfik, dostlarına karşı kararlı ol, tek başına olsan bile kendini büyük bir kalabalık gibi sunarak, en güzel şekilde yaşa, benim için ne istiyorsan, Tanrı, sana iki katını versin“
Evet, güzel ve anlamlı bir yazıt, yöreye yolunuz düşerse, mutlaka gidin ve görün.

MERYEMÇİL YAYLASI

Meryemçil yaylası, birçok yayla bulunan Göksun yöresinin en gözde yaylasıdır. Hatta: ünlü ozan Karacaoğlan’ın ezgilerinde de, bu yayladan söz edilmiştir.
Evet, yayla, Geben beldesine 10 km. uzaklıktadır. Tarihi ipek yolu üzerinde bulunması nedeniyle, stratejik öneme sahiptir.

Yaylanın en önemli özelliği: boğaz yönünde hava akımının olması ve havanın rutubetsiz oluşudur. Yayla bölgesinde alışveriş yapabileceğiniz herhangi bir yer yok ve bu yüzden, ihtiyaçlarınızı Geben beldesinden karşılayabilirsiniz. Evet, bu yayla, özellikle Çukurova bölgesinde yaşayanların yaz sıcaklarından kaçtıkları bir yer olarak önem kazanıyor.

Kahramanmaraş Göksun Berit Gümüşkayalar Mağarası

BERİT GÜMÜŞKAYALAR MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı, 35 km. uzaklıktaki Ericek kasabasındadır.
Kasabanın Haytalar mezrasında, karnıyarık mevkiinde, 70 yerden su kaynamakta ve bunlar, Esendere çayını oluşturmaktadır. Bu gözlerin hemen yukarısında ise, iki tane gümüş kayası mağarası bulunuyor. Bunlardan yeni açılan bir tanesinin içinde, traverten
oluşumları, kolon ve havuzun içinde oluşan adacık, ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir. Burada ayrıca Karagöl ve Berit kızı kayası da görülebilir.

Pınarbaşı tanıtımı.Kayseri Pınarbaşı

Elbistan tanıtımı.

Kahramanmaraş tanıtımı.