İspanya Madrid Gece hayatı-eğlence

İspanya Madrid Gece hayatı- eğlence

İspanya ve Madrid isimleri geçtiğinde, elbette konu ile biraz ilgisi olanların, burada eğlence denildiğinde ünlü “Flemenko” dansı ve özellikle gitara dayalı müziğin  yaygın olduğunu hemen tahmin etmişlerdir.

Yani:  Madrid şehrinde: gitar dinletisi ve Flamenko dansı izlemelisiniz. Ancak, bazı tur operatörleri, Flemenko dansının, Madrid değil Barselona şehrinde daha iyi icra edildiğini söylerler.

Siz, İspanya gezinizde, Barselona şehrine uğrayacaksanız, Flemenko gösterisi için, Barselona şehrini beklemelisiniz.

Zaten, Madrid’liler, genellikle iş çıkışlarında, Perşembe ve Cumartesi günleri arasında, şehir merkezindeki eğlence mekanlarına akın ediyorlar.

Çünkü: şehirde, dans salonları, kafeteryalar, tiyatrolar, sinemalar, müzik salonları ve gece kulüpleri  dolu. Yerli halk: bu taverna-bar ve diğer eğlence mekanlarında gezerek, litrelerce İspanyol şarabı tüketirler.

Sabaha karşı ise: eğlence gecesinin finali, “chocolate con churros” yenilerek bitirilir. Bu bir tür: sıcak çikolata sosuna batırılmış, alkollü, kızarmış hamur çubuklarıdır. Bu final atıştırmasının, uykusuzluğu gidereceğine inanılır.

Evet: öncelikle “Flamenko” konusunda bilgi vermek istiyorum. Çünkü, Flamenko, özellikle turistler için şehrin en gözde eğlencesidir.

FLAMENKO

Flamenko: İspanyol Çingene nüfusunun etkileri sonucu ortaya çıkan, vurmalı çalgılar, ayakkabı topuk sesleri ve ruhun derinliklerinden çıkan şarkılarla oluşan bir müzik kültürü. Ancak söylenenlere göre: Flemenko  dansının tarihi çok daha eskilere gitmektedir.

Cadiz şehrinde, yapılan arkeolojik araştırmalarda bulunan çanak-çömlek üzerinde, yılan gibi kıvrılarak dans eden kadınların resimleri çizilidir ve bunların altında “Cadizli kadınlar” yazmaktadır.

Cadiz: Avrupa kıtasında kurulan ilk şehir olarak bilinmektedir. Kurucuları ise; Fenikeliler, yani bugünkü Lübnan ülkesinde yaşayan ve bir dönemler, Akdeniz’deki en güçlü denizci ve kültürel toplumdur.

Evet, Flamenko dansının kökeninin, tarihi süreç içinde, Fenikelilere kadar uzandığı, Cadizli kadınlar tarafından ilk kez yapıldığı tahmin edilmektedir. Zaten: Flamenko bir dans değil, bir yaşam biçimi, duygular, hüznün, mutluluğun sergilenmesidir.

Bu müzik kültürünün temelindeki şarkılar: iki çeşit. Birinci olarak: neşeli ve hafif ezgiler şeklinde. Diğer çeşitte ise, aşk ve ölümün anlatıldığı şarkılar var.

Eğer, siz Flamenko gösterisi izlemek isterseniz, tur organizasyonlarına, 50-60 Euro vermenize gerek olmadığını düşünüyorum.

Çünkü: Flamenko gösterilerinin yapıldığı birçok mekan var ve siz bu mekanlara gittiğinizde, iyi bir pazarlıkla, bu gösterileri: 25-30 Euro arasında ücret ödeyerek, rahatlıkla izleyebilirsiniz. Gösterilerde, yemek veya herhangi bir ikram yok.

İspanya Madrid Gece hayatı- eğlence

MADRİT ŞEHRİNDEKİ EĞLENCE MEKANLARI

KAFE-BARLAR

Libertad 8

Calle Libertad bölgesindedir. Küçük, hoş ve sakin bir yer.

Cafe Central

Plaza de Santa Ana bölgesindedir. Burada: her gece canlı müzik var. Kaliteli bir kafe.

Calle 54

Paseo de la Habana bölgesindedir. Burada: Latin caz müziği dinleyebilirsiniz.

Pacha

Calle Barcelo bölgesindedir. Burası, bir disko. Gayet güzel bir mekan ve geç saatlere kadar açık.

Joy Madrid

Calle del Arenal bölgesindedir. Şehrin en gözde gece kulübüdür.

Scala Melia Castilla

Burası şehrin en ünlü eğlence mekanlarından biridir. Burada: çeşitli şovlar izleyebilirsiniz.

İspanya Madrid Gece hayatı- eğlence

Bunların dışında, şehirde başlıca eğlence mekanı olarak sizlere önerebileceğim yerler şunlar

Plaza de Santa Barbara ve Glorieta  bölgelerinde: yemek yemek için, güzel restoranlar bulabilirsiniz.

Bilbao ve Alonso Martinez bölgelerinde: fast food şeklinde bir şeyler atıştırabileceğiniz yerler var.

Mancloa Arguelles bölgesinde: burada, çeşitli barlar var. Özellikle, gençler ve şehirdeki üniversite öğrencileri, bu bölgedeki mekanları tercih ediyorlar.

Malasana ve Mayo dos de bölgelerinde: Bu bölgede: çeşitli plazalarda, restoranlar, canlı müzik dinleyebileceğiniz barlar ve birçok kafeteryalar bulunuyor.

Oeste del Parque ve Paseo de la Castellana bölgelerinde: bu bölgeler özellikle yaz aylarında etkin olan açık hava restoranları ile öne çıkıyor.

İspanya Madrid Yemek

İspanya Madrid Yemek

İspanyol mutfağı: biraz farklıdır. Eti,  deniz ürünleri, çok çeşitli yemekleri var. Ancak, bir de “Tapas” denilen, bizdeki “meze” benzeri yiyecekleri var.

Normalde, bunları ana yemek olarak da yiyorlar. Ama, yemekten çok daha önce de, bir bara girildiğinde, çeşitli  tapaslar bulmak mümkün ve hangisini isterseniz servis yapıyorlar,  bazı yerlerde, ekmek üzerine de konulduğu oluyor.

Dünyaca ünlü Amerikan, fast-food restoran zincirlerinin, şehirde bulunan şubelerinde de, kasa elemanları İngilizce bilmiyorlar. Ne istediğinizi tabeladan resmini göstererek alabiliyorsunuz.

Bilginiz olması açısından, birkaç örnek fiyat vermek istiyorum: Hamburger: 1.85 Euro. Big Bac Menu: 5.65 Euro. 4 parça tavuk menü: 1.90 Euro. Külahta  dondurma: 1 Euro.

Daha önce de çeşitli kereler söylediğim gibi, Madrid şehrinde umumi tuvalet yok. Bu fast-food restoranlarına rahatlıkla girebilir, tuvaletlerini kullanabilir ve hatta, kısa molalar vererek dinlenebilirsiniz.

Diğer birçok restoran ve kafeterya da, bu işlemleri yapmanız için, küçük bir şeyler içmeniz veya yemeniz gerekmektedir.

SU

Madrid şehrinde, çeşmelerden akan su içilmiyor. Plastik şişelerde satılan suları birçok yerde bulmak mümkün. Küçük bir şişe su: 0.60 Cent ile, 2 Euro arasında değişen fiyatlarla satılıyor.

Büyük şişe su ise: 2 ile, 3 Euro arasında satılıyor. Elbette küçük bir şişe su için: birçok yerde, 2 Euro ödemek durumunda kalırsınız.

YEMEK ZAMANLARI

Madridliler, yemek konusunda, genellikle bizlerden farklı saatler kullanıyorlar. Öğle yemeği: saat: 13.00-16.00 arasında yeniliyor.

Akşam yemeği ise: saat: 21.00-23.00 arasında yeniliyor. Şehirliler, akşam yemeğine, genellikle saat 22.00 civarında oturuyorlar.

Yani, bu saatler dışında, herhangi bir restoranda yemek yemek isterseniz, büyük ihtimalle, yalnız başınıza yemek yiyeceksiniz. Veya, en azından turistler dışında kimse olmaz.

Ancak, bizim için, genellikle akşam yemeği, bu saatte geç. Siz, bu saate kadar aç kalmak istemezseniz “Tapas” ların tadına bakabilirsiniz.

KAHVALTI

Madrid’deki otellerde kahvaltıdan söz etmek istiyorum. Ancak, hemen yazının başında belirtmeliyim ki, İspanyollar, kültür bazında kahvaltıyı bilen ve tercih eden millet değil. Onlar için kahvaltı, yalnızca bir fincan filtre kahveden oluşuyor. Yani, kahvaltı alışkanlıkları yok.

Otellerdeki kahvaltı açık büfelerinde ise: pek fazla çeşit yok. Ama, yine de bizim damak tadımıza uygun çeşitler bulunuyor. Bunlar: beyaz peynir, kaşar peyniri, haşlanmış-katı yumurta, patatesli yumurta (bunu şiddetle tatmanızı öneririm, çok güzel), meyveli yoğurt, çeşitli meyveler, meyve salatası, domates, kek çeşitleri, bildiğimiz normal ekmek.

Hatta: bazen tost ekmeği de bulmak mümkün, bunu her otelde bulunan ekmek kızartma makinasında kızartmak da mümkün. Bunun yanında: meyve suları, süt, çay ve kahve de bulunuyor.

Yani: şöyle bir düşündüğümde, Madrid otellerindeki açık büfe kahvaltı salonlarında, aç kalmak pek mümkün değil. Elbette, domuz mamulü ürünler var, ama bizim damak tadımıza uygun ürünler de bulunuyor.

İspanya Madrid Yemek Tapas

TAPAS

Tapa, bir meze türü. Kelime anlamı ise “kapak” Yani, içkiyle birlikte sunulan mezeler, içki bardağının üstünü kapattığından, bu isim kullanılmıştır.

Şehirde, tapa konusunda uzmanlaşmış çok sayıda işyeri var. “Ir de Tapeo” yani “Tapa için dışarı gidilir” deyişi, Madrid’liler için bir gelenektir.

Tapalar çok çeşitlidir. Ancak en yaygın olanlarından söz etmek istiyorum.

1.Aceitunas (zeytin)

2.Chorizo(tuzlanmış sosis)

3.Champinones (sarımsak ile kızartılmış mantar)

4.Queso(peynir)

5.Albondigas(köfte)

6.Croquetas(balık kroket)

7.Tortilla Espanola (patatesli omlet)

8.Morcilla(domuz sosisi)

Ben bunlardan özellikle, Tortilla Espanola’yı çok beğendim. Siz de mutlaka tatmalısınız. Damak tadımıza uygun. Bunun dışında da birçok çeşit var. Zaten, birçok restoran veya tapa bar kapısında: gerek resimleri ve gerekse fiyatları yazılı tabelalar görebilirsiniz.

Bu resimlerden seçeceklerinizi, servis ederler. Madrid sokaklarında, binlerce tapa hizmeti verilen yer var. Yapmanız gereken tek şey: resimleri ve fiyatları incelemek ve sonra da sipariş vermek. Ama, Madrid şehrinden tapa yemeden ayrılmayın.

RESTORANLAR VE YEMEKLER

Madrid restoranlarında, başlangıç olarak çorba alınıyor. Daha sonra ise, ana yemek ve tatlı ve bir bardak şarap, bira veya martini veya şişe suyu alınıyor.

Bu bir tür menü şeklindedir ve genelde, menüler, tek tek ısmarlanacak yemeklerden çok daha uygun fiyatlıdır. Şehir yerlileri, bir restorana gittiklerinde, bu tür menüleri  tercih ediyorlar.

Bunun dışında, dört bir yanı denizlerle çevrili bu ülkenin başkentinde, elbette deniz ürünleri gayet bol. Madrid, Japonya’dan sonra, dünyanın en büyük ikinci balık pazarını barındırmaktadır.

YÖRESEL YEMEKLER

Madrid şehrinde, yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, önerebileceğim şunlar var.

Bacalao:

Okyanustan getirilen bir tür morina balığı.

Besugo al Horno:

Fırında pişirilmiş, çipura balığı.

Callos:

İşkembe etli bir tür yemektir. Şehrin tanınmış restoranlarında bulunur. Bu güveç içinde: nohut, lahana, kereviz, havuç, şalgam, patates, tavuk-sığır veya domuz eti bulunur.

Caracoles:

Salyangoz.

Cocido Madrileno:

Bir tür sebzeli nohut yahnisidir. Yöresel lezzetlerin başında gelir.

İspanya Madrid Yemek Paella

Paella:

İşte, muhteşem bir lezzet. Sakın tatmadan ayrılmayın. Bunun muhteviyatında: deniz ürünleri, av eti, mevsim sebzeleri ve safranlı pilav var. Şehir içinde birçok yerde yapılıyor.

Tek önerim: Paella yemeden, Madrid şehrinden ayrılmayın. Fiyatı: yaklaşık 8.5 Euro civarında. Özellikle: deniz ürünlü veya sevmeyenler için tavuklu Paella öneriyorum.

Sopa de Ajo:

Bu bir tür sarımsak çorbasıdır.

Tortilla de Patates:

Patatesli omlet. Yine, Madrid şehrine gittiğinizde, bunu yemeden sakın ayrılmayın. Muhteşem ve bizim damak tadımıza uygun bir lezzet. Özellikle, sabah kahvaltısında bulabilirsiniz. Baton ekmek içinde, patatesli omlet servisi yapıyorlar. Muhteşem bir lezzet.

İspanya Madrid Yemek Yöresel Tatlılar

YÖRESEL TATLILAR

Çurros:

Bir tür kahvaltılıktır. Ama, yöreye özgü bir kahvaltılık. Madridliler, kahvaltı olarak Çurros alıyorlar. Ama, bu aynı zamanda bir tür tatlıdır.

Çikolata sosuna batırılarak yenilen bir tür hamur işidir. Çurros tatmak için: Sol meydanında bulunan San Gines isimli restoranı düşünebilirsiniz. Veya kaldığınız otelde de kahvaltı açık büfesinde bulunabilir.

Torrijas:

Tost.

Bartillilos con crema:

Bir tür pastadır.

Bunuelos:

Bir tür muhallebidir.

Turron:

Yumuşak ve sert koz helvadır.

İspanya Madrid Tarih

İspanya Madrid Tarih

Madrid şehrinin tarihi hakkında, size kısa bilgi verirken, İspanya tarihini de incelemek durumunda kalacağız.

Çünkü: Madrid şehrinin tarihi geçmişi, İspanya tarihinde, büyük bir yere sahip değil. Bu yüzden, tarihi süreç incelenirken, kısa da olsa, ülke tarihine değinmem gerek.

Evet, İspanya ülkesi, tarihi süreç içinde, ilk önce: Fenike, Kartaca ve Roma egemenliğinde kalmıştır.

Pön savaşlarından sonra, Romalılar, yarımada üzerinde, 600 yıl boyunca egemenlik sürdürürler. Ancak, ileri karakol olarak düşündükleri yarımada üzerinde, bolca eser bırakmazlar.

412 yılına gelindiğinde, Vizigotlar, Roma egemenliğini yıkarak, ülkedeki hakimiyeti ele geçirirler. 711 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Kuzey Afrikalı Müslümanlar; Cebelitarık boğazını geçerek, yarımadaya girerler ve on yıl gibi kısa bir sürede, tüm ülkeyi ele geçirirler.

Bunların yarımadada 750 yıl süren egemenlikleri, özellikle “Endülüs” olarak bilinen bölgede, muhteşem bir kültürün yaratılmasına neden olur. Cordoba şehri, İspanya bölgesinin başkenti olur.

Aynı zamanda, döneminde, dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri haline gelir. Bilim, teknik ve tarım üretiminde, üst düzeylere ulaşılır. Görkemli camiler, saraylar ve anıtlar yapılır.

Madrid şehri hakkındaki bilgiler ise, ilk kez: 9.yüzyılda ortaya çıkar. Şehrin adı: “Pınarlar Mekanı ve su kanalı” anlamına gelen “Magerit-Mavrit-Magrit” olarak bilinir.

Günümüze ise, Madrid olarak gelir. Müslüman Araplar döneminde, şehrin yüksek kesimlerine; bir kayalık çıkıntı üzerine,  “Alcazar” kalesi inşa edilir. Takip eden süreçte, yerleşim yerleri, bu kalenin çevresinde kurularak gelişir.

Bu dönem boyunca;

İspanya Madrid Tarih; Kuzey İspanya dağlarında, birkaç küçük Hıristiyan şehir, Arap egemenliğine direnebilmiştir. Bu küçük şehirlerin oluşturduğu güçler: 1083 yılına gelindiğinde, Kastilla krallığı, Madrid şehrini ve Alcazar kalesini ele geçirirler.

Şehir; çevresine duvarlar yapılarak koruma altına alınan bir Hıristiyan kasabası haline gelir.

1469 yılına gelindiğinde: kral II. Ferdinant ve kraliçe Isabella evlenerek, Kastilya ve Aragon krallıkları birleşir ve İspanyol krallığı kurulur.

Bu sırada: Araplardan ele geçirilen Madrid şehrinde, resmi toplantılar düzenlenir. İspanyol kralları, Madrid’i ziyaret etmeye başlarlar. Çünkü: bu yeni yerleşim yerinin zinde havası ve mükemmel av koşulları, kraliyet üyelerinin ilgisini çekmektedir.

Katolik hükümdarlar, kral Fernando ve İsabel, 1477 yılında, Madrid’i ziyaret ederler. 1492 yılında ise, yarımadadaki Arap hükümranlığı, tamamen sona erdirilir. Aynı yıl: kral Ferdinant ve İsabella; Asya ticaret yoluna alternatif bulmak üzere, Kristof Kolomb’u, Atlantik Okyanusuna gönderirler.

Yeni dünya (Amerika) nın keşfi üzerine, takip eden 100 yıllık süreç boyunca, İspanya ülkesine, muhteşem büyük bir servet akar. Sömürgecilik: Güney ve Kuzey Amerika, Asya ve Afrika kıyılarında yaygınlaştırılır. Böylece: tarihin en büyük imparatorluğu, İspanya kurulmuş olur.

1495 yılında,

Kanarya Adaları, İspanya topraklarının bir parçası olur. Yahudiler, ülke dışına sürülürler ve hatta bir kısmı öldürülür.  Cordoba şehrinde, engizisyon vahşeti, Hıristiyan olmayan halk üzerinde, yoğunlaşır.

1556 yılına gelindiğinde, Carlos, tahtını oğlu II. Felibeye devreder. Kral II. Felibe: 1561 yılında, krallık sarayını Toledodan, Madrid şehrine taşıtır ve böylece, Madrid, dünyanın en büyük imparatorluğunun başkenti olur. Nüfusu bir anda  hızla yükselir.

1588 yılına gelindiğinde: Yenilmez Armada olarak isimlendirilen İspanyol donanması; Fransa-Hollanda ve İngiltere donanmalarından oluşan gücü, yener.

II. Felibe: Leanto’da, Venediklilerle birleşip, Osmanlılara karşı giriştiği deniz savaşını kazanır ve itibar toplar. Ancak, 20 yıl sonra: İspanya’nın yenilmez donanması, küçük bir İngiliz donanmasına yenilir.

III. Felibe, tahtı teslim alınca: İspanya’nın yeni başkentine, yani Madrid’e sadık kalmaz. Kraliyet sarayını: Valadolid şehrinde tutar. Ancak,  daha sonra Madrid şehrine geri döner ve şehirdeki en görkemli meydan olan “Plaza Mayor” un inşasını sağlar.

II. Carlos:

İspanya Madrid Tarih; 1700’lerde ölür. Taht kavgası başlar. Bunu: Bourbon V. Felibe kazanır. Alcazar: 1734 yılında, içinde birçok sanat eseriyle birlikte yanarak yok olur.

Bunun üzerine, V. Felibe: Madrid Palacio Real binasını yaptırır. Bu yapı: günümüzde de, halen İspanya kralı I. Juan Carlos tarafından, resmi törenlerde kullanılmaktadır.

III. Carlos’un kral olduğu, 1759-1788 yılları arasında, Madrid şehrinde: yollara kaldırım taşı döşenir, sokaklar aydınlanır, çeşmeler, bahçeler ve gezinti yerleri yaptırılır. Büyük bir gelişme yaşanır.

1800’lerin başlarında: İspanyollar-İngilizler ile, bağımsızlık savaşına girişirler. Takiben, Napolyon’un birlikleriyle karşı karşıya kalırlar. Napolyon: 1808 yılında, İspanya’yı işgal eder. Kardeşi Joseph’i: İspanya için, kral I. Joseph olarak ilan eder.

Madridliler, bu işgale karşı, 1808 yılının Mayıs ayında ayaklanırlar. İngilizlerin yardımıyla, işgalci Fransız güçlerini ülkelerinden kovarlar.

VII. Fernando,

1814 yılında, İspanya krallık tahtına oturur. Avrupa’da yayılan liberalizm  ruhu, İspanya’ya da ulaşır. 1874 yılında, meşruti monarşi kurulur. 1898 yılındaki, İspanya-Amerika savaşı sonucunda, bir  zamanlar altın çağını yaşamış olan İspanyol imparatorluğu küçülmeye başlar.

1920 yılına gelindiğinde: ekonomik kriz, ülkeyi iç savaşın eşiğine getirir. 1923-1930 yılları arasında, General Primo de Ribera: ülkede bir diktatörlük kurar.

1931 yılında, Belediye seçimleri: krallık karşıtlarının zaferiyle sonuçlanır ve kral, İspanya ülkesini terk etmek zorunda kalır. Aynı yıl, genel seçimlerini, Cumhuriyetçi Parti kazanır. 1936 yılında, ordunun büyük kısmı: General Francisco Franco komutasında, hükümete karşı ayaklanır.

Ülkedeki iç savaş büyür ve 20. yüzyılın en büyük ideolojik kavgalarından biri haline gelir. Savaşın büyük bir kısmında, Madrid şehri, Cumhuriyetçilerin elinde kalır. Ancak, 1939 yılına kadar süren milliyetçi kuşatma sonucunda, hükümet yerinde tutunamaz. 1936-1940 yılları arasındaki iç savaş sırasında, şehir ağır bombardıman (Alman savaş uçakları tarafından) altında yıkılarak harap olur.

Evet, İspanya tarihinde, 40 yıl süren bu dikdatörlük döneminde: açlık ve sıkıntılar, yaşama hakim olur. Bu iç savaşın ardından: her iki taraftan, 700.000 savaşçının öldüğü, 30.000 kişinin idam edildiği ve 15.000 sivilin bir şekilde öldüğü görülür.

Bu arada: Hitler’in tüm ısrarlarına rağmen, Franco, İspanya’yı, II. Dünya savaşının dışında tutmayı başarır. Franco: 1975 yılında ölür. Tahtın mirasçısı Juan Carlos’un taç giymesi, parlamenter demokrasinin yeniden inşasını da beraberinde getirir.

1980’lerin başında: Madrid, Franco döneminin baskısını reddeden ve la movida olarak bilinen, kültürel patlamayla birlikte, yeniden, gözde bir kent haline gelir.

1992 yılında, Barselona şehrinde, Olimpiyat oyunları düzenlenir. Sevilla şehrinde, Expo fuarı düzenlenirken, Madrid, Avrupa’nın kültür başkenti seçilir. 1 Ocak 1999 tarihinde,  ulusal para birimi olarak Euro kabul edilir.

Bu dönemlerde: Katalonya ve Bask bölgeleri, daha fazla bağımsızlık talep ederler ve buna bağlı olarak bir kısım eylemler ortaya çıkar.

Madrid şehri: kültürel enerjisi, ülkenin başkenti olarak gelişen rolü açısından hayati bir önem kazanmaktadır.