Peru Lima


Lima şehri Peru ülkesinin başkenti ve en büyük şehridir. Şehir Pasifik Okyanusuna bakan bir çöl kıyısında, Chillon, Rimac ve Lurin nehirleri vadilerinde yer almaktadır. Şehir: bitişiğinde bulunan Callao limanı ile birlikte, Lima Büyükşehir alanını oluşturmaktadır.

Şehrin denizden yüksekliği yani rakım 150 metredir. İklim: Birleşik devletler ve Avrupanın tam tersidir. Yaz dönemi: Aralık-Nisan ayları arasındadır. Ortalama sıcaklık: yaz ve kış aylarında 15-25 derece arasındadır.

Şehir yaklaşık 8 milyon nüfusu ise Peru ülkesinin en modern ve kozmopolit şehridir. Şehir iki farklı bölgeden oluşmaktadır. Bunlar: sahil ve dağlar (Andes) dır. Sahil normal şartlarda şehir merkezine 20 km uzaklıktadır. Sahilde, okyanusun 1000 metre derinliklerine ulaşılır.

Lima şehri: ülkeye giriş noktası olması yanında: tarihsel merkezi, arkeolojik siteleri, gece hayatı, müzeleri, sanat galerileri, festivaller ve popüler gelenekleri ile önemli bir turizm endüstrisinin merkezidir.

Lima şehri: Amerika Gastronomical başkenti olarak tanınır. Şehirde: göçmenler nedeniyle Afrika, Avrupa, Çin ve Japon yemek kültürleri egemendir.

Lima ve RIMAC ilçelerinden oluşan Lima Tarihi Merkezi: sömürge dönemine ait önemli mimari yapılar barındırdığından, 1988 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Peru Lima

Bu tarihi sömürge mimarisinin en önemli yapıları:
1.San Francisco Manastırı.
2.Plaza Mayor.
3.Katedral.
4.Santo Domingo.
5.Torre Talge Sarayı.

 

ULAŞIM

Lima şehri, Güney Amerika kıtasında “Pan-American Highway” yolu ile Ekvador ve Kolombiya ile Şili ülkelerine kadar bağlanmaktadır. Havayolu ise, şehirde “Jorge Chavez” uluslar arası havaalanı bulunmaktadır. Bu havaalanı ile, şehir dünyanın en büyük şehirleri ile havayolu ile bağlanır.

Havaalanı Callao bölgesindedir, şehir merkezine 10 km uzaklıktadır ve yolculuk yaklaşık 30 dakika sürer. 2014 yılında Güney Amerika’nın en iyi havaalanı seçilmiştir.

Havaalanından çıktığınızda çevrenizi hemen taksiciler saracaklardır ancak “Taksi CMV”, “Taksi Mitsu Remisse” veya “Taksi Verdes” gibi havaalanına kayıtlı taksileri kullanmanız önerilir. Gümrük alanını terk ederken, bunların küçük hizmet masaları var, oraya müracaat ederek uygun fiyatlı taksi bulabilirsiniz.

Bu taksilerin fiyat listesi, masanın yanındaki tahtada bulunmaktadır. Şehir merkezindeki herhangi bir yere muhtemelen 20 Dolar vererek bu taksilerle ulaşabilirsiniz.

 

LİMA ŞEHRİ TARİHİ

Bölgede yapılan arkeolojik kazılarda, 8000 yıl önce Chivateros kültürünün varlığına dair bir kısım kalıntı tespit edilmiştir. Bu dönemde bölgede avcı ve toplayıcı topluluklar yaşıyordu. 6000 yıl önce ise, burada nüfus merkezleri inşa edilmeye başlanmıştır.

Bu dairesel konutlar: balina çubukları ile desteklenmiş, ot ve sazlıklarla kaplanmıştır. Bunlara en güzel örnek “Caral” denilen Supe vadisindeki yapılaşma ve yaşamdır.

2. ve 3. yüzyıllarda: Rımac vadisinde Lima Kültürü gelişmeye başlamıştır. Bu kültürün izleri olarak Maranga, Huallamarca ve Pucllana tapınakları görülür. Ardından bölge İnka imparatorluğu tarafından ilhak edilmiştir.

İnkalar: Cerro Azul’da bulunan Huayco Fortress ve Incahuasi ve Pachacamac Mamaconas tapınaklarını yapmışlardır.

1534 yılında Francisco Pizarro önderliğinde İspanyollar bölgeye gelmiş ve Lima şehrini kurmuşlardır. 18 Ocak 1536 tarihinde Amerika’daki ilk ulusal üniversite sömürge döneminde, Lima şehrinde kurulmuştur.

28 Temmuz 1821 tarihinde, Peru-Lima bağımsızlığını ilan etmiş ve General Jose de San Martin döneminde Cumhuriyet dönemi başlamıştır. 1879-1884 yılları arasında San Juan ve Miraflores savaşlarında, Peru, Şili kuvvetleri tarafından yenilince Lima şehri işgal ve yağmalanmıştır.

Bu çatışmanın ardından, takip eden süreçte şehir yeniden inşa edilmiştir. 1940 yılında Lima şehri: kerpiç ve saz evlerle tanınmaktadır çünkü çatışmaların yanında depremlerde şehri birçok kez tahrip etmiştir.
1950-1980 yılları arasındaki süreçte, eyaletlerden Lima şehrine büyük göç yaşanmış ve Lima, zengin bir kültürel çeşitliliğe sahip çok ırklı bir şehir haline dönüşmüştür.

 

İKLİM

Lima şehrinin bulutlu kıyıları, tüm yıl boyunca plajlardan güneş ışığını mahrum eder. Kışın yüksek nem oranı görülür. Genel olarak Lima şehri kuru ve sıcak bir iklime sahiptir. Yıllık en yüksek ortalama sıcaklık 29 derecedir ve en düşük 17 derecedir. Ancak “El Nino” dönemlerinde sıcaklık artar. Dağlık bölümde ise rakıma göre sıcaklık değişir.

 

NE YENİR

Eğer deniz ürünlerine meraklı iseniz, Lima şehrinin “Cevicherias” denilen restoranlarına uğramanız gerekir. Bu restoranlarda: “ceviche” isimli: marine edilmiş çiğ balık suşi, soğan ve biber karışımı ile servis edilir. Çiğ balık düşünmeseniz, çoğu menülerde pişmiş deniz alternatiflerini de bulmak mümkündür.

Peru Lima

GEZİLECEK YERLER

 

LİMA ŞEHRİ TARİHİ MERKEZİ

Burası: Peru’nun kuruluşundan itibaren, İspanyol valiliği merkezi olması nedeniyle kıta üzerinde önemli siyasi ve idari bir merkez olarak gündeme gelmiştir. Burada: bunun ifadesi olarak barok, Rönesans ve neoklasik çeşitli stillerde yapılar, kiliseler, manastırlar, zarif balkonlar ve konaklar görülmektedir.

Burada yapılacak gezide: her adımda şehrin modern ve antik mimari yapılarının karışımını görebilirsiniz. Ayrıca: müzik, dans, yemek ve diğer sanat formlarında da bu geleneksel özelliklerin korunduğu hissedilir.

Burada bulunan “San Francisco Manastırı”: 1988 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Tarihi merkez de 1991 yılında korumaya alınmıştır.

Peru Lima Plaza de Armas

 

Plaza de Armas-Palaza Mayor-Ana Meydan

Bu meydan: Junin, La Union, Huallaga ve Carabaya denilen yerlerle çevrilidir. Burada tam anlamıyla tarih kokmaktadır.
Meydanın bizzat Pizarro tarafından çizildiği söyleniyor. Meydanda: Hükümet Sarayı, Lima Katedrali, Başpiskopos Lima Sarayı, Lima Belediye Sarayı ve Birlik Kulübü bulunmaktadır.
Meydanda 1940 yılında bir dizi tadilat yapılmıştır ama yine de 1650 yılından kalma bronz bir çeşme görülebilmektedir. Bu çeşme sömürge tarzı, revaklı görünümü ile ilgi çeker. Bu çeşme, şehrin ilk kurulduğu yeri temsil etmektedir.

Peru Lima Hükümet Konağı
Peru Lima Hükümet Konağı

 

Hükümet Konağı-Hükümet Sarayı-Devlet Palace

Plaza de Armas meydanının kuzey tarafındadır.
Rimac nehri kıyısında, San Cristobal tepesinde şehrin en yüksek noktası ile karşı karşıya bulunan burası Lima şehrinin kuruluşundan beri “Pizarro evi” olarak bilinir.

Çünkü: kendisinin burada çalışmış ve 1541 yılında ölümüne kadar burada yaşamıştır. Hatta: İnka döneminde, Lima şehrinin son İnka şefi Curazco Taulichusco da burada yaşamıştır. Bu yüzden buranın stratejik ve manevi bir anlamı bulunmaktadır.

Günümüzde görülen mevcut yapı: 1930’lu yıllarda Fransız yapılarından esinlenilerek yapılmıştır.

Yapının zarif cephesi ve simetrik kompozisyon vurguları nadir güzelliktedir. Genel anlamda, sömürge mimarisi süsleme elamanlarını içermektedir.

Günümüzde burada önemli resimlerin sergilendiği muhteşem salonlar bulunur. Bu salonlarda değerli mobilyalar, 19. ve 20. yüzyıl önemli sanat eserleri bulunmaktadır. İç bölümde, sayısız avluda, çinilerle kaplı çeşmeler görülür.

Ayrıca lüks odalar, güzel resimlerle dekore edilmiştir. Ayrıca Peru Cumhurbaşkanı burada yaşamaktadır. Her gün saat 11.45 de ön meydanda düzenlenen nöbet değişim törenini izlemenizi öneririm. Yoksa sarayın içini ziyaret etmek mümkün değildir.

Peru Lima Katedral
Peru Lima Katedral

 

Katedral

Başpiskoposluk sarayı yanındadır.
Buradaki ilk dini yapı: 1535 yılında Puma İnti isimli antik bir tapınak üzerine yapılmış, 1543 yılında Papa Paul II tarafından kutsanmıştır. 1564-1605 yılları arasında yapıda yenileme faaliyetleri görülür. 1746 yılındaki depremde ise, katedral yıkılır.

1748 yılında Cizvitlerin idaresinde yeniden yapılan katedral 1758 yılında tamamlanır. Son olarak 1940 yılında meydana gelen depremde hasar görmüş ve onarım ve tadilat yapılmıştır. Mimari stil Rönesans tarzındadır.

Katedral içinde barok şapel bulunur. Ayrıca ahşap koltuklar ve karmaşık oyma çalışmaları ilgi çekmektedir.

Birkaç yıl önce katedralin “Crypts” bölümündeki gömüler tespit edilmiştir. 1980 yılında tespit edilen Santa Ana Crypt bölümündeki bir lahitte: Francisco Pizarro’nun kalıntıları bulunmuştur. Burada ayrıca 1808 yılında Lima şehrinin ilk Belediye Başkanı olan Nicholas Rivera’nın da kalıntıları bulunmuştur.

Ayrıca: ilginç bir koleksiyon bulunan müze vardır. “Museo de Arte religioso de la Catedral de Lima” olarak isimlendirilen bu müzede: Kral V. Charles tarafından hediye edilen fildişi oyma kutu önem taşımaktadır. Ayrıca müzede: resim, heykel, mobilya, takı ve antika dini objeler, eski metropolitin elbiseleri gibi tarihsel nesneler sergilenmektedir.

Peru Lima Başpiskopos Sarayı

Başpiskopos Sarayı

Meydanın doğu tarafındadır. 16. yüzyıldan kalma bu saray, Lima şehrinin en güzel binalarından birisidir. Son zamanlarda: burada 17. ve 18. yüzyıllara tarihlenen geniş bir sanat koleksiyonu bulunan dini müze açılmıştır.

Saray: 1924 yılında Polonyalı Jaxa Ricardo Malachowski tarafından inşa edilmiştir. Lima başpiskoposunun resmi konutu ve Lima Roma Katolik Başpiskoposluğu karargahı olarak kullanılmaktadır. Farklı granit cephesi ve sedir balkonu dikkate değerdir.

Peru Lima Casa del Oidor

Casa del Oidor

Meydanın kuzeydoğu köşesindedir. Burada bir zamanlar sömürge döneminde Lima’nın hakimleri ikamet ediyorlarmış. Günümüzde burası ziyarete açık değildir ama özellikle sömürge dönemi balkonları ilgi çekmektedir.

Peru Lima Birliğin Sarayı

Birliğin Sarayı-Palacio de La Union

Meydanın batı tarafındadır.
1942 yılında açılan bu yapı: Club de La Union olarak isimlendirilmiştir ve Peru’nun en büyük askeri kahramanları tarafından kurulan bir derneğe ev sahipliği yapmaktadır.

Peru Lima Belediye Sarayı

Lima Belediye Sarayı-City Hall-Palacio Municipal

Meydanın batı tarafındaki bu yapı: meydanda Katedral ve Hükümet Sarayı arasındadır. Orijinal belediye sarayı 1549 yılında yapılmıştır. Ancak takip eden süreçte depremler nedeniyle sayısız tamir ve restorasyona uğramıştır. Günümüzdeki belediye sarayı 1943 yılında yapılmış ve 1944 yılında hizmete girmiştir.

Görkemli ve neoklasik tarz bu bina, büyük ve renkli sömürge dönemi balkonu ile dikkat çeker. Zemin katta Belediye Kütüphanesinin bulunduğu bir galeri vardır.

Peru Lima Merkez Havuzu

Merkez Havuzu

Plaza de Armas meydanının merkezindedir. 1578 yılında Francisco de Toledo isimli Peru’nun İspanyol valisi tarafından yaptırılmıştır.

Peru Lima Plaza San Martin
Peru Lima Plaza San Martin

 

San Martin-Plaza San Martin

Bu meydan, Ana meydandan 10 blok ileridedir.
Meydan: Augusto B.Leguia hükümeti döneminde, Peru’nun bağımsızlığının 100. yılı kutlamaları kapsamında yapılmış ve 28 Temmuz 1921 tarihinde açılmıştır. Meydan: General Jose de San Martin ve Peru’nun ikinci kurtarıcısı olarak kabul edilen ve Güney Amerika’da bağımsızlık mücadelesi lideri Simon Bolivar’a adanmıştır.

Kendisi 28 Temmuz 1821 tarihinde Peru’nun bağımsızlığını ilan etti ve yeni bağımsız milletin “Protector” u seçildi.

Meydan ise: güzel bahçeleri, banklar, mermer ve granit zemin, 4 havuz ve antika pirinç fenerleriyle popülerdir. Meydanın merkezinde “Jose de San Martin”anıtı bulunur. Anıt: İspanyol heykeltıraş Mariano Benlliure tarafından yapılmıştır.

Plaza San Martin: 20. yüzyılın başında, tipik Fransız mimari tarzından etkilenerek yapılmış ve iyi korunmuş Cumhuriyet binalarıyla çevrilidir.

Meydanda bulunan yapılar şunlardır: Colon Tiyatrosu ve Giacoletti binasıdır. Bunlar 1914 yılında inşa edilmiştir. 1924 yılında ise meydanda Hotel Bolivar inşa edilmiştir. 1929-1935 yılları arasında ise özel Milli Kulüb yapılmıştır ki Perulu aristokratların buluşma yeridir.

 

Grand Hotel Bolivar

1924 yılında Ayacucho Savaşı 100. yılı kutlamalarında şehre gelen ziyaretçileri ağırlamak için Augusto ve Fernando Wiese kardeşler tarafından yapılmıştır. Otelin bar kısmına uğramanızı öneririm.

Peru Lima Üniversite Park
Peru Lima Üniversite Park

 

Üniversite Park-Parque Universitario

Palaza San Martin’den 3 blok ileride Abancay ve Pierola Nicholas caddeleri arasıdaki eskiden Universidat Mayor de San Marcos’a ev sahipliği yapan konağın bulunduğu park alanı: 1867 yılında Lima kent duvarlarının yıkımının ardından yapılmıştır. San Marcos ulusal üniversitesi, Amerika’da ilk üniversite olarak kabul edilmektedir.

1990’larda ise yenilenmiş, süs havuzları yapılmıştır.

Burada göreceğiniz saat kulesi: 1921 yılında Peru’nun bağımsızlığının yüzüncü yılı onuruna, Peru’daki Alman toplumu tarafından hediye edilmiştir ve 30 metre yüksekliktedir. Her gün saat 12.00’de “Peru ulusal marşı” çalınır.

İlerleyen yıllarda, burada 3 anıt daha açılmıştır. 1922 yılında “Bartolome Herrera” heykeli, 1924 yılında “Sebastian Lorento” (bu kişi önemli bir Peruludur, milli eğitim alanında çalışmıştır, heykeli bronz ve mermerden yapılmıştır) ve 1931 yılında “Hipolito Unanue” heykeli (bu kişi bir öğretmen ve İspanyol tarihçidir) yapılmış ve meydana yerleştirilmiştir.

Parkın merkezinde, çitle çevrilmiş havuz ilgi çeker. Üniversite toplantıları ve gençlerin etkinlikleri burada yapılır.

 

Parque de la Reserva-Water Park-Sihirli Su Devresi

Lima şehrindeki bu park: 1929 yılında Pasifik Savaşında Lima savunmasında savaşanları anmak için açılmıştır. Ama 65 yıl sonra Parque de la Reserva: Lima şehrinin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri haline gelmiştir.

Özellikle Mayıs 2007 tarihinde Lima Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan “El Circuito Magico del Agua” yani “Sihirli Su Devresi” ilgi görmektedir. Özellikle ışıklı gece gösterileri muhteşem güzeldir ve 26 Temmuz 2007 tarihinde açılmıştır.

Park alanında 13 tane interaktif havuz koleksiyonu bulunuyor. Bunlarda fantezi ve heyecan dolu gösteri düzenleniyor. Bunlar ayrı ayrı isimlendirilmiştir. Bu arada, burası “Dünyanın en büyük çeşme kompleksi” olarak Guinnes Rekorlar Kitabına girmiştir.

“Fuenta de la Armonia” su ve ışıklar ile yapılan bir tür üçgendir. “Fuente Magica” isimli havuzda, orta fiskiye 80 metre yükseğe çıkıyor. “Fuenta de la Fantasia” burası müzik sesi ve suya yansıyan görüntüler ve lazerler eşliğinde yine muhteşem bir ortam yaratıyor.

Fonda bale müziği çalıyor. Bence en muhteşem yer: “Fuente Tunel de las Sopresas” denilen yer yani tüneldir. Burada bir tünele giriyorsunuz, sular çevrenizden yükselerek üstünüzden geçiyor ve bu tünelden geçerken ıslanmıyorsunuz, gerçekten muhteşem.

Ancak: bu gösteriyi izlemek isteyenlerin biraz ıslanmayı göze almaları gerekiyor. Yani, yanınızda mutlaka yağmurluk ve kuru giysiler bulundurmayı ihmal etmeyin, hatta kamera ve fotoğraf makinalarınız için plastik torba bile bulundurmalısınız.

Peru Lima Santo Domingo Church
Peru Lima Santo Domingo Church

 

Santo Domingo Church and Convent

Conde de Superunda ve Camana sokaklarının köşesindedir. Burası tamamlandığı 16. yüzyıl sonlarında şehrin ana kültür merkezi olmuştur. Yapı muhteşem rokoko kulesi ile ters düşen ön cephesinin sadeliği ile dikkat çekiyor.

Yapıda: saygı duyulan: Santa Rosa de Lima, San Martin de Porras ve San Juan Masias gibi Peru için kutsal kişilere ait sunaklar bulunmaktadır ve bu görüntülerin her birinin altında, aziz emanetler (Lima azizi Santa Rosa ve San Martin de Porres’e aittir) yani azizlerin kalıntılarını içeren bir gümüş kutu dikkat çeker.

Ayrıca: 17. yüzyıla tarihlenen önemli heykeller bulunuyor. Özellikle: 17. yüzyılda İspanyol çinileriyle süslenen arka bahçeyi mutlaka gezmelisiniz. Köşelerde fayansın üstünde dini sahneler tasvir edilmiştir.

Yapının pembe çan kulesi: mimari tarzı açısından Lima şehrinin en iyi korunmuş yeridir. Şehrin en yüksek kulelerinden birisidir.

Peru Lima San Pedro Church
Peru Lima San Pedro Church

 

San Pedro Church-Kilisesi

Kilise, 1638 yılında Cizvitler tarafından inşa edilmiştir. Ülkenin en iyi binalarından birisidir.
3 nefli ve kubbeli kilise, güzel çinileri ve Mağribi etkisi oymaları ile ünlüdür. Yapı dışarıdan çok basit görünmesine rağmen, içinde muhteşemdir. Son derece dikkat çekici dekorasyon içinde özellikle altın ile dekore edilmiş sunak ilgi çeker. Ayrıca sömürge dönemine ait birçok dini resim bulunur.

Peru Lima San Francisco Kilisesi
Peru Lima San Francisco Kilisesi

 

San Francisco Kilisesi ve Manastırı

Şehirde birçok güzel dini bina olmasına rağmen, San Francisco Manastırı, bunlar arasından sıyrılarak öne çıkmaktadır.

Şehrin en büyük dini kompleksi: 16. yüzyılda Constantino de Vasconcellos tarafından yaptırılmıştır. Kuleleri onun en belirgin özellikleridir.

Bu sömürge dönemi yapısı manastır, La Soledad ve El Milagro şapellerini içermektedir.
Yapıda: lojmanlar, giriş holü, dini sanat müzesi, Zurbaran odası (Hall Zurbaran) ve Kütüphane bulunmaktadır. Hall Zurbaran: isimli küçük şapel, farklı dini resimler ve güzel çinilerle süslenmiştir.

Tipik İspanyol tarzı küçük teraslar, güzel korunmuş ahşap merdivenler, ana merdiven üzerindeki etkileyici Magribi kubbe ve 25.000 üzerinde kitabın bulunduğu olağanüstü kütüphane, eski dönemlerin ihtişamı ve zenginliğini simgelemektedir.

17. yüzyılda “Diego de la Puenta” tarafından yapılmış “Son Akşam Yemeği” tablosunda, Avrupa yemekleri yerine, tipik Peru malzemeleri ve yemekleri gösterilmiştir.

Yeraltı galerilerindeki mezarlıklar, karmaşık koloniler sırasında kullanılmıştır. Bu mezarlıklarda Lima şehrinin ilk yıllarında gömülü 30 bin kişinin kalıntılarının bulunduğu söyleniyor.

Mezarlık 1808 yılına kadar kullanılmış ve ardından unutulmuş ve 1951 yılında keşfedilmiştir. Burada rahipler, kemik tiplerine göre kalıntıları düzenlemişlerdir.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi

 

Arkeoloji Müzesi-Museo Arqueologico Rafael Larco Herrera

1926 yılında kurulan müze: Kolomb öncesi 3000 yıllık tarihi geçmişe bakış sağlayan ve kronolojik sıra ile düzenlenmiş vitrinleriyle dikkat çekmektedir. Müze binası: 7.yüzyılda Kolomb öncesi dönemde mevcut bir piramit üzerine 18. yüzyılda inşa edilmiş kraliyet konağında bulunmaktadır ve özellikle güzel bahçeler dikkat çeker.

Evet, bu müze antik Peru ve ünlü erotik arkeolojik koleksiyonu ve altın-gümüş objeler ile dikkat çeker. Öte yandan, bu müzenin ilginç bir yönü daha var. Bu müzeyi ziyaret ettiğinizde isterseniz 45.000 obje sergilenen müzenin depolama bölümüne de girip gezebiliyorsunuz ki, ben birçok yer gezdim, böyle bir uygulamayı ilk kez bu müzede gördüm. Müzenin çeşitli bölümleri bulunuyor ve objeler buna göre sergileniyor.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Seramik Galerisi

 

Seramik Galeri

Bu bölüm: Kolomb öncesi zamanlarda seramik çalışmaları hakkında ayrıntılı ve kapsamlı fikir vermek için tasarlanmıştır. Buradaki koleksiyonda sergilenenler: kil, kaolin vazolar, vazoları boyamak için kullanılan renkler, heykeltıraşlar ve çömlekçilik, kalıplarda kullanılan kemik aletler, mezarlar ve pişirme teknikleri, pişmemiş seramikler.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Kültür Galerisi

 

Kültür Galerisi

Burada Kolomb öncesi Peru’da bulunan kültürler hakkında ziyaretçiye ayrıntılı bilgi vermek amaçlanmıştır. İspanyol fethinden önce, bölgede yerli sanatı MÖ.7000 yılına kadar gitmektedir. Salon 4 bölüme ayrılmıştır ve vitrinler, kültür sırasına göre düzenlenmiş, önemli kültürlerden gelen temsilci nesneler sergilenmektedir.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Erotik Galeri
Peru Lima Arkeoloji Müzesi Erotik Galeri

 

Erotik Galeri

Bu galeri: 1960’larda Rafael Larco Hoyle tarafından yapılan arkeolojik nesne koleksiyonunu ve Kolomb öncesi cinsel temalı sanat eserlerini sergilemektedir. Galeri Kasım 2002 tarihinde yenilenmiştir.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Altın ve Mücevher Galerisi

 

Altın ve Mücevher Galeri

And dünyası: güzellik ve metallerin dayanıklılığına ilahi değer vermiştir. Bu nesneler, İnkaların şiirsel dinlerini ve kozmolojik dünyalarını tanımlamalarına izin vermiştir. Onlar, kendi tanrılarına güzel süslemeler sunmak için metalleri güzel nesnelere dönüştürmüşlerdir. Bu nesneler, tanrı temsilcileri tarafından giyilirdi.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Litik Galeri
Litik Galeri

Burada günlük hayatta kullanılan: bıçak, kazıyıcı, mızrak gibi basit aletler sergilenmekte olup bunlar MÖ.2000-8000 yılları arasındaki tarihi dönemi kapsamaktadır. Sanatçılar litik parçalarla ilk tanrılarını ifade ettiler. Litik heykeller, aydınlanma çağı boyunca, eski Peru topraklarında büyük önem taşımaktadır. Ayrıca bu litik heykeller, mezar hediyesi olarak da kullanılmışlardır.

Peru Lima Metaller Galerisi

 

Metaller Galerisi

Eski Peru, metalurji, altın ve gümüş çalışmaları yanı sıra seramik sanatında hayli gelişmiştir. Farklı metal seçimi ve kullanımı: Peru kültürlerinin tören, dinsel ve savaşçı doğasıyla ilgilidir. Aynı zamanda, bireyler bunları kullanarak durumunu ve gücünü göstermiştir.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Vault Galeri
Vault Galeri

Bunlar, antik Peru’da olağanüstü mücevher işçiliğini göstermektedir. Bunlarda: sadece altın ve gümüş gibi metaller kullanılmamış, bunların yanında lapis, turkuaz, kuvars ve ametist gibi yarı kıymetli taşlar da kullanılmıştır. Bunlar: burun süsleri, tören vazoları, maskeler ve diğer minyatür nesnelerdir ve metal demirciliğinin sanatsal becerisi görülmektedir.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Depolama Galerisi

 

Depolama Galerisi

Tüm dünyada müzeler genellikle bütün koleksiyonlarının yalnızca % 20 lik bölümünü sergilemektedirler. Bu müze, ziyaretçilere gizli depolarına gitmek için izin veren dünyanın sayılı birkaç müzesinden birisidir. Depo bölümünde, kültür temasına göre yerleştirilmiş 45.000 civarında obje bulunduğu söyleniyor.

Peru Lima Arkeoloji Müzesi Tekstil Galerisi

 

Tekstil Galerisi

Tekstil etkinliği antik Peru’da geliştirilen ilk el sanatlarından birisidir. Burada göreceğiniz kalıntılar, sadece bükülmüş ya da rulo yapılmış bitkisel liflerden üretilmiştir. Ama MÖ.2000-8000 yılları arasına tarihlenmektedir.

Bunlar arasında önem kazananlar: ağlar, halatlar, çantalar bulunur. Daha sonra hayvan liflerinden ve pamuğun, boyaların ve dokuma tezgahlarının kullanımı ile (yaklaşık MÖ.1000 yılları) ve diğer aletlerin keşfi ile tekstil kademeli olarak gelişmiş ve başlıca ekonomik faaliyet olmuştur.

Son bir not, müzenin bahçesinde güzel bir restoran bulunuyor.

Peru Lima Müzesi

Lima Müzesi-Museo de la Nacional Arqueologia, Antropologia e Historia Peru-MNAAH

San Borja-Javier Prado Este Av. Adresindedir.
Burası Nisan 1826 yılında kurulmuştur ve Peru’nun en eski devlet müzesidir. Müzenin galerilerindeki vitrinlerde: İspanyol öncesi çok iyi korunmuş: seramik, tekstil, metal, organik malzeme ve litik objelere ait mükemmel bir koleksiyon bulunmaktadır.
Ayrıca: tarihi ve sanatsal değeri olan nesneler sergilenmektedir. Belgesel, fotoğraf ve bibliyografik koleksiyonlarla, Coloni ve Cumhuriyet dönemi Peru hikayesi anlatılmaktadır.
Müze binası: eski bir sömürge dönemi yapıda bulunmaktadır.

Peru Lima Müzesi Tarihçe Galerisi

 

Tarihçe Galerisi

Bu bölümde: resimler, heykeller ve dekoratif sanatlara ait yaklaşık 4500 eser bulunmaktadır. Bunlar 1905 yılından bu yana toplanmaktadırlar.

Peru Lima Müzesi İnsan Kalıntıları Galerisi
Peru Lima Müzesi İnsan Kalıntıları Galerisi

 

İnsan Kalıntıları Galerisi

Burada: MÖ.10.000 ile MS.1500 yılları arasındaki 15.000 yıllık süreçte, insanlara ait tam iskeletler, kafatasları ve iskelet parçalarından oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır. Bunlar arkeolojik kazı sitelerinde bulunmuştur.

Peru Lima Müzesi Organik Galeri

 

Organik Galeri

Burada 12.000 den fazla obje bulunmaktadır. Bunlar arasında bulunanlar: 2.3 metre boyunda ahşap tarım aletleri, Kolomb öncesi gemilerin dümeni, müzik aletleri ve ahşap putlar görülür. Bunlar organik malzemelerden yapılmıştır.

Peru Lima Müzesi Litik Galeri

 

Litik Galeri

Bu bölümde: Peru’nun farklı alanlarından alınmış yaklaşık 20.000 obje bulunduğu söyleniyor. İlk dini nesneler, avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerinin geliştiği MÖ.12.000 yıllarında geliştirilmişti. Koleksiyonda: bıçak, kazıyıcı, balta, çapa, öğütme taşları, çekiç taşlar, seramik ve metal parçaların üretimi için kullanılan araçlar, küçük örs, çekiç ve muhtemel ritüellerde kullanılan süslü tanrı heykelleri, mitolojik varlıkların görüntüleri, kolye için boncuk ve hayvan ile bitki heykelleri görülür.

Peru Lima Müzesi Seramik Galeri

 

Seramik Galeri

Bu bölümde, çeşitli kültürlere ait 65.000 eser sergilenmektedir. Bunlar genellikle arkeolojik kazılar, bağışlar ve yakalama ile elde edilmiştir.

Peru Lima Müzesi Metal Galerisi

 

Metal Galerisi

Bu bölüm, İspanyol dönemi öncesinde yaklaşık günümüzden 11.000 yıl öncesine ait metal parçaların koleksiyonunu içermektedir. Bu parçalar, İnka uygarlığı VE And bölgesindeki metalurjinin gelişimini temsil eder. Koleksiyonda: Paracas altın süs eşyaları, San Lorenzo adlı portre kavanoz ve Vicus koleksiyonundan gelen eşsiz parçalardan oluşmaktadır.

Peru Lima Müzesi Tekstil Galerisi

Tekstil Galerisi

Koleksiyon, dünyanın ikinci en önemli tekstil koleksiyonu olarak kabul edilir. Çünkü tasvirlerin ikonografisi, sanatsal ve teknik kalitenin yüksekliği ve zenginlik: Paracas kültürlerinin en muhteşem parçalarının burada sergilenmesini sağlamıştır.

Peru Lima Peru Altın Müzesi
Peru Lima Peru Altın Müzesi

 

Peru Altın Müzesi-Museos Oro del Peru-Armas del Mundo

Aynı mekanda bulunan her iki müzede 25.000 civarında obje bulunduğu söylenir ve 1968 yılında Miguel Mujica Gallo tarafından kurulmuştur. Altın Müzesi: İnka öncesi altın işçiliğini gösteren objeler sergilenmektedir.

Ayrıca, tüm kültürlere ait dekoratif öğeler, kabartmalı ve kesme taş kolyeler, burun süsleri, kuş ya da maymun tasvirleri setleri bulunur. Eski Peru halkı muhteşem metallerle çalışmıştır. 8. yüzyılda Perulu ustalar tarafından, kabartma, laminasyon, gravür, kaynak ve alaşım teknikleri biliniyordu.

 

Silahlar Galerisi

Antik dönemde erkekler servetlerini silahlarla sergiliyorlardı. Silahlar: altın, gümüş, elmas, zümrüt, opaller, yakut ve firuzelerle dekore ediliyordu. Bunlar yetenekli ustalar tarafından elle işleniyordu.

Peru Lima Peru Altın Müzesi Seramik Galerisi

 

Seramik Galerisi

Müzede: Peru eserleri ve dünyanın seçkin eserlerinin seramik ve kumaş koleksiyonları bulunmaktadır.

Peru Lima Huaca Pucllana
Peru Lima Huaca Pucllana

 

Huaca Pucllana-Adobe Piramit Pucllana-Juliana

Peru’da tarihi siteleri ziyaret etmek isterseniz, şehir merkezinden fazla uzaklaşmanıza gerek yoktur.

Huaca Pucllana: MS.300 ile 700 yılları arasında inşa edilmiş, Lima kültürünü yansıtan büyük bir kerpiç tuğlalı piramittir ve Lima şehrinin en önemli antik eserlerinden birisidir. Ancak, günümüzde modern bir yerleşim alanının ortasında kalmıştır.

Burada bulunan küçük sitede: arkeolojik kalıntılar, site müzesi, atölye çalışmaları için bir alan, küçük bir hediyelik eşya dükkanı ve bir restoran bulunmaktadır.

Bu antik alan 19. yüzyıllardan beri gezginler tarafından incelenmiştir. Ama burada resmi kazılar 1981 yılında başlamıştır. Bu kazılar sonucunda buranın Lima kültürel gelişiminin merkezi olduğu, tören ve idari merkez olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.

Bölge: rahiplerden oluşan bir gurup tarafından yönetiliyordu. İki farklı bölüm, büyük bir duvar ile ayrıldı. İdari bölüm: kentsel bölge kontrolü ve üretim iyileştirme tartışmaları, muhtemelen kamu toplantıları için kullanılıyordu ve duvarın doğu bölümündeydi. Burada: binalar, meydanlar, rampalar, avlu ve depolama odaları bulunuyordu.

Duvarın batı kısmında ise, tören bölümü vardı. Burası 500 metre uzunluğunda, kerpiçten yapılmış 22 metre yüksekliğinde ve 100 metre genişliğindedir. Rahipler burada tanrılar ve ataları için dinsel törenler düzenlemişlerdir.

Arkeologlar buradaki kazılarda şunları bulmuşlardır ki, bunlar Lımenos hayatı hakkında önemli bilgiler vermektedir: ördek, balık, diğer yumuşakçalar, mısır, kabak, fasülye, meyveler, kemik, taş aletler, seramik, tekstil, alpaka.

Evler tarlaların yakınında genellikle su kanalları yanında inşa edilmiş ve kamış ve kerpiçten yapılmışlardır.

MS.700 yılı civarında, Peru sahilinde diğer tüm kültürleri devirmek üzere “Wari” gelişiyle birlikte bu yerleşim yeri de önemini kaybetmiş ve terk edilmiştir. Wari döneminde bu piramit bir defin yeri yani mezarlık olarak kullanılmıştır.

Ancak bu mezarlar daha sonra İnkalar tarafından tahrip edilmiştir. İnkalar buraya geldiklerinde, Pucllana’yı eski kutsal bir köy olarak kabul etmişlerdir.

20 Ekim 2010 tarihinde burada bir mezarlık keşfedilmiştir. Wari kültürüne ait bu mezar içinde, paketlenmiş 4 mumya bulunmuştur. Arkeologlara göre, bu mumyalar elit bir kadın ve ahirette ona eşlik etmesi için kurban edilen 3 çocuktur.

Huaca Pucllana’da bulunan seramik, tekstil, bitki ve hayvan kalıntılarına ait ilginç bir koleksiyon küçük bir müzede sergilenmektedir.

Antik kalıntılarda tur attıktan sonra, sitenin restoranında yöresel yemekleri tadabilirsiniz.

Peru Lima Miraflores
Peru Lima Miraflores

 

Miraflores-El Malecon

Burası Lima şehrinin en lüks mahallelerinden birisidir.

Burada: fantezi barlar, şık restoranlar ve diskolar bulunur.

Mahallede deniz istikametinde yürürseniz, kıyı bölgesinde modern heykeller, tertemiz parklar ve güzel sahil şeridini bulabilirsiniz.

El Malecon denilen yerde 6 kilometre boyunca deniz fenerinden başlayarak deniz manzarasını izleyerek güzel yürüyüşler yapılabilir. Kıyıda uçurumların olduğu yerden ise, günbatımını izlemelisiniz.

Burada: şehir ile deniz arasındaki bağlantıyı sağlayan “Kıng Edward” köprüsü bulunmaktadır. Köprü 1968 yılında yapılmıştır ve köprünün yüksekliği ve etkileyici mimari yapısı ilgi çekmektedir.

Burada yamaç paraşütü yapılıyor, yani gökyüzünde rengarenk paraşütleri görebilirsiniz.

Peru Lima Barranco

 

Barranco-Municipalidad de Barranco

Burası Lima şehrinin güney kıyısında: Miraflores bölümünde Pasifik Okyanusu kıyısında bulunan küçük bir ilçedir. 1874 yılında İspanyol yerleşimciler tarafından kurulmuştur. Burada genellikle kuyulardan su çekmek için yel değirmenleri kullanıldığından, ilk sakinleri buraya takma isim olarak “Yel Şehri” ismini vermişlerdir. Otoban aracılığı ile Miraflores ve Lima şehir merkezine bağlıdır.

Sömürge ve Cumhuriyet dönemlerinde, varlıklı aileler burada yerleşmişlerdir. 20. yüzyılın başlarında ise Perulu ünlü yazar ve sanatçılar burada ikamet etmeye başlamışlardır. 1940 yılında deprem burada önemli hasarlar vermiş, ardından kasaba yeniden inşa edilmiştir.

Ayrıca 18. yüzyıl mimarisinin en güzel örnekleri de buradadır. Lima şehrinin gürültüsünden kaçmak için insanlar bu sessiz yöreye gelirler. Şehir merkezi: dolaşmak ve eski sömürge ve cumhuriyet dönemi evlerini görmek için idealdir ve şaşırtıcı manzaralar içerir.

Güneş battığında ise: şehir dans ve partiler için hazır hale gelir. “Parque Municipal” yani “Belediye Parkı” çevresindeki sokaklarda: rahat ve mükemmel restoranlar, barlar, şık kafeler ve eğlence mekanları bulunur. Bunlarda: özellikle Peru folklorik müzik gösterileri sunulmaktadır.

 

Biblioteca Municipal de Barranco

Barranco kasabasında gezmek için ilk görülecek yer, Belediye parkının yanında bulunan 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş “Biblioteca Municipal de Barranco” yani Barranco Belediye Kütüphanesidir. Yapının benzersiz kulesi, 1911 yılında ilave edilmiştir.

 

Puente de Los Suspiros

Kasaba merkezinden okyanusa doğru giderseniz buraya ulaşırsınız. Burası yani “Ahlar köprüsü” ilçenin dönüm noktasıdır. Tahta köprü, 1876 yılında açılmış: Pasifik savaşı ve depremlere dayanmıştır. Ama birkaç kere tamir edilmiştir.

31 metre uzunluğundadır. Genç çiftler: Barranco kasabasında bu romantik yerde buluşmaktadırlar.

Burada geleneksel olarak “dilek” dilenir. Büyük Perulu sanatçılardan Chabuca Granda, şarkılarından birini buraya ithaf etmiştir.

Yerel bir efsaneden de söz etmek istiyorum. Zengin bir adamın kızı, bir sokak süpürgecisine yani çöpçüye aşık olur.

Ancak, bunu duyan babası kızın dışarı çıkmasını yasaklar ve kız evlerinin penceresinden ağıt yakar. Köprü üzerinde yürürken, insanların bu “iniltiyi” duydukları söylenir.

 

Iglesia La Ermita

Köprüyü geçtikten sonra buraya ulaşılır. Yerel bir efsaneye göre: bir gece, bir gurup Limalı balıkçı yoğun sis yüzünden denizde kaybolurlar. Onlar kurtuluş için dua ettiklerinde, kıyıya çapraz bir ışık onlara geri dönmeleri için rehberlik eder.

Ermita kilisesi, kıyıya çarpraz inşa edilmiştir ve o zamandan beri balıkçılar tarafından tercih edilen bir kilise haline gelmiştir. Kilise 1881 yılında Şili askerleri tarafından tahrip edilmesine rağmen, yeniden yapılmıştır.

Peru Lima Cerro San Cristobal
Peru Lima Cerro San Cristobal

 

Cerro San Cristobal

Lima şehrinin en önemli yerlerinden biri olan Cerro San Cristobal tepesi, şehrin kuzeydoğusundadır ve deniz seviyesinden 400 metre yüksektedir. Tepe: Rimac dağının bir parçasıdır.

Eğer şehrin panoramik bir manzarasını izlemek isterseniz, burayı ziyaret etmelisiniz. Buraya ulaşmak için bir taksi veya Plaza De Armas meydanından kalkan tur otobüslerini tercih edebilirsiniz.

Tepenin eteğinden yukarı yürümek de mümkündür, ama özellikle güvenli değildir.
Tepenin üstünde: şehrin ve denizin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Ancak havanın açık olmasına ve sis olmamasına dikkat ediniz.

Tepede 20 metre yüksekliğinde bir haç bulunmaktadır ve geceleri ışıklandırılmaktadır.
1536 yılında: Pizarro yanında 500 kişilik kuvvetle burada bulunduğunda: İnka savaşçıları 25.000 yerli savaşçı ile buraya geldiler ama onlar nehri geçmeye çalışırken büyük bölümü boğularak öldüler (çünkü tam o sırada Rimac nehri, şiddetli akıyordu ve hatta sel olmuştu) ve geri kalan savaşçılar ise 14 Eylül günü geri çekildiler.

İspanyollar bu durumu “San Cristobal” mucizesi olarak nitelendirdiler ve bölgede bir şapel inşa ettiler, buradaki tepenin üstüne ise bir tahta haç diktiler.

1746 yılındaki depremde şapel yıkılarak yok oldu. Tepenin üzerine ise 23 Aralık 1928 tarihinde, 20 metre uzunluğunda haç yerleştirildi. Bu haç hakkında anlatılanlara göre: Los Descalzos manastırı papazı Francisco bir gece rüya görür ve rüyasının detaylarını arkadaşı Başkan Augusto Leguia’ya anlatır.

Papaz, rüyasında “tepede aydınlatılmış bir haç gördüğünü” söyler. Bunun üzerine, Başkan hemen 20 metre yüksekliğinde ve 22 güçlü spot ile aydınlatılmış bu haçı tepe üzerine diktirir.

Havanın açık olduğu bir günde, bu haç, Lima şehrinin birçok yerinden görülebilmektedir.

Her yıl Mayıs ayının ilk Pazar günü: geleneksel olarak buradaki Discalced manastırında dua edilir. Yani, burası birçok Perulu için bir hac yeridir ve kitleler halinde bu tepeye akın ederler.

Tepenin üst kısmında, tipik Peru yemekleri tadabileceğiniz yerler ve bir de küçük müze bulunmaktadır.

Peru Machu Picchu

Peru Machu Picchu

Cusco şehrinin 120 km kuzeybatısında bulunan Machu Picchu: Vilcanota nehri vadisine bakan, yeşil ve yüce dağlarla çevrili, dik bir yamaca sarılmış konumu ile dünyanın en önemli arkeolojik cevherlerinden birisidir. Cuzco bölgesinin en heyecanlı yeri burasıdır.

Ancak oldukça uzak ve erişilmez durumda olması nedeniyle uzun bir süre gözlerden uzak kalmıştır.

Peru Machu Picchu

 

Buraya ulaşmanın temel yolu: Aguas Calientes bölgesinin dik, dar ve zigzaglı toprak yollarında otobüs ulaşımıdır. Düzenli otobüs seferleri yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk için gün boyu çalışır. Ancak buraya giriş sorunludur.

Kesinlikle önceden internet ortamında bilet almanız gerekir. Çünkü günlük girişler 2 gurup halinde 200 kişi ile yani toplamda 400 kişi ile sınırlandırılmıştır.

Öte yandan, bu kayıp şehire 42 kilometrelik İnka yolunu yürüyerek ulaşmak ta mümkündür. Ancak bunun için, buraya 4 günlük zaman ayırmanız gerekir.

Cuzco’dan buraya karayolu ile ulaşmak için, 3.5 saatlik bir otobüs yolculuğu yapmak gerekiyor. Tren düşünürseniz, Cusco şehri ile Aguas Calientes kasabası arasında 112 km demiryolu hattı bulunur ve tren yolculuğu 4 saat sürer.

Aguas Calientes kasabasına ulaştıktan sonra: otobüsle 20 dakikalık bir tırmanışın ardından, İnka imparatorluğunun bu en güzel şehrine ulaşılıyor. Buranın tadını çıkarmak için kalabalık turist guruplarının akın ettiği Temmuz-Ağustos aylarından kaçınılmalıdır.

Ayrıca Kasım-Nisan ayları arasındaki dönemde yağmur sezonuna da dikkat etmenizi öneririm.

Zaten: Machu Picchu’nun manzarasını ilk gördüğünüzde hayretten büyüleneceksiniz. Bu şehrin, o dönemin şartlarında 2400 metre yükseklikteki dağın tepesine nasıl kurulduğunu anlamak gerçekten çok zor.

Şehri üç yandan sarmalayan “Urubamba” nehrinin yarattığı puslu ortamda, Huayna Picchu dağı ile tropikal ormanı arkasına almış Machu Picchu şehrinin görkemine kayıtsız kalmak mümkün değil.

Yapının en etkileyici özelliği: mükemmel su kanalları ve su kaynakları sisteminin, herhangi bir harç kullanılmadan taş duvarların oyularak yapılmış olmasıdır.

1983 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Evet: şehir işlenmemiş doğal malzemeler kullanılarak inşa edilmiştir ve mimari açıdan dünyanın en muhteşem yerleşimlerinden birisi olarak kabul edilir. Kurulduğu bölgeye o kadar uyumludur ki, taraçalar, kocaman duvarlar ve taşlar, doğanın bir uzantısı gibidir.

Bugün burada soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok hayvan cinsi de yaşamaktadır. En gözdeleri ise “And ayısı” olarak bilinen gözlüklü ayı cinsidir.

Machu Picchu, aynı zamanda 420 kuş türünün yuvasıdır. Bu kuş türlerinin bazıları, sürekli olarak aynı kalan iklim yüzünden dünyada yalnızca burada yaşamaktadırlar.

“Machu Picchu” kelime anlamı “Eski Zirve” demektir.

Evet günümüzde, Güney Amerika’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Machu Picchu: korunması için çevreciler tarafından yoğun etkinlikler düzenlenmektedir.

Örneğin: buraya çıkmaya alternatif olarak önerilen “Aguas Calientes” kasabasından buraya doğrudan ulaşımı sağlayacak telesiyej projesi hayata geçirilmeden çevrecilerin tepkisiyle iptal edilmiştir.

Çünkü: projenin kutsal şehrin çevresiyle bütünlüğü ve uyumuna zarar vereceği ve ayrıca mevcut otantik halinin bozulacağı ileri sürülmüştür. Ayrıca, başta da söz ettiğim gibi, günlük ziyaretçi sayısı 400 kişi ile sınırlandırılmıştır.

Peru Machu Picchu

TARİHÇESİ

Peru İspanyollar tarafından ele geçirildikten sonra, isyancı İnka lideri Manco Capac II: gizlice gece Cusco şehrinden çıkmış ve kuzeybatıda bulunan Ollantaytambo’nun ilerisinde, Vilcabamba adında ormanın derinliklerindeki buraya yerleşmiştir.

Burası takip eden 36 yıllık süreçte, İnkaların İspanyollara saldırılarında üs olarak kullanılmıştır. 1572 yılında: İspanyollar İnkaların bu önemli direniş noktalarını yıkıp yok etmişler ve direniş kırılmıştır. Onlar Villcabamba kasabasına saldırmışlar ve isyancı lider yakalanmış ve Plaze de Armas meydanında asılarak idam edilmiştir.

Ardından İnka tahtına onun varisi ve üvey kardeşi Tupac Amor getirilmiştir. Tahtın diğer varisleri ise, idam edilerek yok edilmişlerdir.

Evet gelelim şehrin kuruluşu hakkında söylenenlere: İnka kralı Pachacutec tarafından, şehrin 1450 yıllarında kurulmuş olduğu düşünülüyor ama ne amaçla kurulduğu hakkında bilgi bulunmuyor. Panchacutec, 1438 yılında büyük İnka genişlemesinin başlangıç döneminin imparatorudur.

Anlatılan birçok söylentiden en akla yatkın olanı: buranın bir dini merkez olarak kurulduğudur. Çünkü arkeolojik kazılarda İnka dini ritüellerinde kullanılan parçalar bulunmuş ve buradaki taş işçiliği İnkaların diğer dini merkezlerindekilere benzemektedir.

Bir başka söylentiye göre ise, kralın burayı tamamen kendisi ve yakınları için yaptırmış olmasıdır. Çünkü burada bulunan yaklaşık 150 evin: kalabalık şehirlerin gürültüsünden ve yoğunluğundan kaçmak için kralın yanı sıra kraliyet ailesi ve elit kesim tarafından da kullanıldığı düşünülmektedir.

Bu tezi savunanların temel dayanakları: Machu Pacchu’da en fazla 750 kişinin yaşayabileceği ortam olması, evlerin normal evlerden daha lüks sayılabilecek şekilde yapılması ve ayrıca hizmetliler için daha basit yaşam yerlerinin ayrılmış olmasıdır.

Şehrin ilk sakinleri: doğal ve su kaynakları ile taraçalı tarım sayesinde kendilerine yetecek bir yerleşim oluşturmuşlardır. Aşağıdan bakıldığında görülemeyen, savunulması kolay bu yerleşim yerindeki yaşam, maalesef 100 yıldan fazla sürmemiştir.

İspanyollar gelmeden önce yöreye virüsler ulaşmış ve bunlara karşı bağışıklıkları olmayan yerliler başta çiçek olmak üzere bu hastalıklardan ölmüşlerdir.

Cuzco şehrinin 1533 yılında düşmesinden 40 yıl kadar sonra şehir tamamen terk edilmiştir. Ardından: geçen zamanda, bazı İspanyol tarihçilerin haritaları haricinde tüm dünya şehri unutmuştur.

Şehrin niye terk edildiğine gelince: çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. İnkalar: şehri müttefikleri ve İspanyollardan gizlemek için gizli tutmuşlar ve İspanyol fatihler gelmeden önce burayı terk ederek unutturmuşlar ve şehir belleklerden silinmiştir.

Bir diğer varsayım: Pachacutec’in ölümünün ardından şehir terk edilmiş, kraliyet ailesi için başka bir yer merkez yapılmıştır. Veya şehrin su kaynaklarının kuruduğu ve bunun üzerine şehrin terk edildiği düşünülmektedir.

1909 yılında Yale Üniversitesinde felsefe ve tarih doktorası yapan Hiram Bingham: Simon Bolivar’ı izlerken, Peru’yu ziyaret eder ve şehirlerin anlatılan hikayelerine hayran olur. Ardından Yale Üniversitesi tarafından desteklenen 7 kişilik bir heyetle, 1911 yılında yeniden Peru’ya gelir.

Temmuz 1911 tarihinde Cusco şehrinden ayrılırlar ve Urubamba vadisinde, orman yönünde ilerlerler. Bu arada: Bingham birçok İspanyol yazarının: kayıp şehirler, İnka kalıntıları ve muhtemel hazineler hakkındaki yazılarını okumaktadır.

Ardından gurup: Patallacta adılı büyük bir İnka yerleşimini keşfederler. Bu harabe Cusichaca ve Vilcanota nehri kavşağındadır. Gurup: Vilcanota nehri vadisinde, bugünkü köyün birkaç kilometre ilerisinde kamp kurarlar.

Şans eseri: onlar yerel kişi Melchor Artega ile konuşurken, nehrin diğer tarafında yüksek tepelerde bazı kalıntılar bulunduğunu öğrenirler. Ertesi günü, Artega isimli bu yerli ile birlikte dağın dik yamacına tırmanmaya başlarlar ve kayıp şehre ulaşırlar.

Bingham: 3 yıllık süreçte bitki kalıntılarını temizlettirdi. Bu süre zarfında: çok sayıda seramik, taş eserler ve kemikler bulundu ve bunlar Amerika’ya götürüldü.

1948 yılında kalıntıların bulunduğu yere kadar ulaşan bir demiryolu yapımı tamamlandı. 1981 yılında Machu Picchu çevresi tarihsel alan ilan edilerek koruma altına alındı.

Peru Machu Picchu

GEZİLECEK YERLER

 

Manuel Chavez Balon Site Museum

Temmuz 2005 tarihinde açılan bu müze: Machu Picchu için arkeolojik bir Sit müzesidir. Machu Picchu’nun bulunduğu dağın dibinde yer almaktadır. Aguas Calientes denen yere, yürüyerek 25 dakika uzaklıktadır.

Nispeten küçük bu müze: sunum açısından son derece gelişmiştir ve büyük bilgiler sağlar. Çünkü müze: Machu Picchu bölgesinde yapılan keşifler, kazı ve tarih üzerine yoğunlaşmıştır.
Ziyaretçiler müzeye girdiklerinde öncelikle: Machu Picchu hakkında kısa bir video gösterisiyle karşılaşırlar.

Ardından ekranlarda: Henry Bingham fotoğrafları, Machu Picchu inşaatı ve İnkaların yaşamları konusunda tarihi fotoğraflar görülür. Müze dışında ise, nehir boyunca uzanan botanik bahçesi bulunur. Burada kısa parkurda etiketlenen bazı bitkiler görmek mümkündür.

Peru Machu Picchu

 

Kalıntılarda Gezinti

Şehir “U” şeklindedir. Kuzey bölümünde tapınakları içeren büyük dini bölüm güney de ise teraslar üzerinde evler ve atölyeler vardır.

Bilet standına giden düz yolu takip ederseniz: “Tarım alanları” olan birinci bölüme ulaşırsınız. Burası geniş bir taraça şeklindedir. Buradan Macha Picchu’nun ana bölümüne girilir. Burada şehir 2 bölüme ayrılır. Bu iki alan arasında belirgin olarak düşük bir otsu alan bulunur.

Sol alan

Kraliyet ve Kutsal Alanın bulunduğu bölgedir. Buradaki binalar: tören amaçlıdır ve soylular ile asillere tahsis edilmiştir. Sağa yönelen bölümdeki küçük binalar ise dini yapılardır. Papazlar burada yaşamışlardır. Şehrin genel nüfusu da burada yaşamıştır.

Bu bölümdeki “Kutsal Alan” bölgenin en muhteşem yeridir. Burada: tapınaklar ve ritüel taşları, tam olarak arkeolojik hazinelerdir. Bu bölgedeki: İntihuatana taşı, Üç pencereli tapınak ve Ana tapınak: Güneş Tanrısı “İnti” ye adanmıştır.

Peru Machu Picchu Güneş Tapınağı
Peru Machu Picchu Güneş Tapınağı

 

Güneş Tapınağı

Buradaki “Güneş Tapınağı Torreon” Cuzco şehrinde bulunan aynı isimdeki tapınağa benzer biçimde, eliptik bir formda; yarım daire şeklinde ve katı kayaya, 10.5 metre çapında, doğal eğrilerle uyumlu şekillendirilen granit bir blok üzerine inşa edilmiştir.

Her köşede iki trapez pencere bulunur. Kuzey tarafında heykel kapı dikkat çeker. Tapınağın batı bölümünde, tören kapısının yanında prizma şeklindeki alternatif bir dikdörtgen varenda da “Intıwatana” taşı bulunmaktadır.

Bu taş: birkaç terasla oluşturulmuş bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Buraya ulaşmak için 78 basamaklı bir merdiven çıkmanız gerekiyor. Merdivenin sonunda: bir üst platforma ulaşılıyor. Burada: iyi durumdaki heykeller bulunan duvarlar ve granit kayanın bulunduğu bir üst platform görülmektedir.

Orta kesimde: 36 cm yüksekliğinde ve güneydoğu-kuzeybatı yönünde bir dikdörtgen prizma bulunur. Onun dört köşesinde: dört merkezi nokta vardır.

Intiwatana taşının: güneş ışığı ve gölgeyi kullanarak (gündönümü ve ekinoks dönemlerinde) ölçülen ve aynı zamanda sunak olarak hizmet verilen özel işlevi vardır.

“İntihuatana” İnka dilinde “güneşi bağlamak” demektir. İnkalar: astronomik gözlemlerde kullandıkları bu taşın: her yıl 21 Mart ve 21 Eylül tarihlerinde ekinoks dönemlerinde, güneşin hareketini durdurduğuna inanırlarmış.

Bu tarihlerde, güneş tam öğle zamanında, taşın bulunduğu sütunun üzerine gelir ve o anda hiç gölge oluşmazmış ve bu durum, İnkalar tarafından güneşin hareket etmemesi ve taşa bağlanması anlamına geliyormuş.

Bu taşlar: İnka imparatorluk topraklarında yaygın olarak kullanılıyormuş. Çünkü inanışlarına göre: insanlar alınlarını bu taşa dokundurarak ruhani dünyaya açılabiliyorlarmış.

Bu yüzden, taşların İnkalar için bu önemini bilen İspanyollar: ele geçirdikleri yerlerde, bu taşları imha etmişler. İnkalar: her güneşe bağlanma taşı kırıldığında, o tapınağın tanrılarının orayı terk ettiğini düşünürlermiş.

İspanyollar: Machu Picchu şehrini bulup talan edemediklerinden, bu şehirdeki “İntihuatana” taşı halen yerinde durmaktadır.

Kutsal Rock Gurubu

Bu kutsal kayanın dört tarafı odalarla çevrilidir ve onun tabanında 7 cm yükseklikte ve 3 cm genişlikte bir kaya heykeli bulunmaktadır. Kaidesi ise 30 cm. yüksekliktedir. Heykel kedigilleri andırmaktadır. Başka bir açıdan bakıldığında ise Machupicchu yakınlarındaki bir dağın profili görülmektedir. Bu üç taraftaki odaların: ritüeller için kullanıldığı düşünülmektedir.

Peru Machu Picchu Üç Pencere Tapınağı

Üç Pencere Tapınağı

Batı bölümünde ana meydanda bulunan büyük bir dikdörtgen zemindir. Yapı adını üç penceresinden almaktadır. Burası ana tapınak ile birlikte Machu Picchu’nun en etkileyici mimarisine sahiptir. Çatıya kadar uzanan merkez kolonda: büyük seren üzerinde cilalı kalıplar ve düzgün parçalar görülür.

Ana Tapınak

Ana tapınak, kutsal meydanın kuzeyinde, üç pencereli tapınağın hemen yanındadır. Ana tapınak 3 duvarlı, 11 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindedir.

Kapılar

Kapılar aynı yamuk şekline sahip olmasına rağmen, doku-boyut ve mimari tarzlarda farklılıklar gösterirler. Bazılarında sadece bir seren ve kapı yüzü vardır, ama bazılarında iki seren bulunur. Mazı kapılar basit yapılmış iken, bazıları daha güvenli hale getirmek için bağ kirişleri, servis taş yüzükler, merkezi gövdeler ve diğer mekanizmalar gibi güvenlik mekanizmalarına sahiptirler.

Çeşmeler

Güneş Tapınağı ve Kraliyet Sarayı arasındaki karmaşık güney bölümde: Machupicchu sakinleri için hayati öneme sahip su kaynakları bulunmaktadır. İlk üç su çeşmesi gayet güzel heykellendirilmiştir.

Bu alandaki mimari yapılar: temelde biçimlendirilmiş ve yan duvarları süslemelerle güzelleştirilmiştir. Bu çeşmeler yer altı suyu ile beslenmişler ve ekinleri sulamak için kullanılan bir kanal yolu ile buraya su taşınmıştır.

Mezarlık

Güneş tapınağının muazzam taş bloğu üstünde son derece ustaca dekore edilmiş ve döşenmiş, daha sonra mezar olarak kullanılacak bir alt kısım, büyük çatlak vardır. Kapıda: tanrıça Mother Earth sembolü tasvir edilen bir oyma görülür. Mezarın içinde ise: mumyaların yerleştirildiği nişler, monolotik sütunlar ve diğer aksesuarlar bulunmaktadır.

Meydanlar

Burada farklı düzeyde 4 ana meydan bulunmaktadır. Ana meydan, tüm İnka şehirlerinde olduğu gibi dini ve sosyal fonksiyonlar için yapılmış ve diğerlerinden daha büyüktür. Dördüncü meydan: MÖ.1000 yılı Chavin kültürüne benzer erişim yolları ve teraslarla çevrilidir.

Sağ alan

Burası: depolar ve hizmetlilerin kaldığı, diğer bölgeye nazaran daha basit yapıların olduğu bölümdür.

Huayna Picchu ve Ay Tapınağı

Yerel rehberlere göre: dağın üst yüksek kısmında: Machu Picchu kalıntılarının sonunda; Waynapıcchu denen yerde: rahip ve yerel bakirelerin ikametgahı bulunmaktadır. Her sabah gün doğumundan önce, bunlar yeni günü burada karşılamışlardır. Burada ayrıca: Ay Tapınağı bulunmaktadır.

Buraya dik ve yorucu bir yokuştan tırmanılarak ulaşılır ve yürüyüş yaklaşık 1-2 saat arasında sürer. Son 20 metrelik bölümde, ip merdiven bulunmaktadır ve bunun üzerinden geçilir. Buraya ulaştığınızda: aşağıda mükemmel bir manzara göreceksiniz.

Teraslamalar, dağın üst kısmına kadar uzanır. Ay Tapınağı: zirvede bulunmaktadır. Tapınak aslında İnka taş işçiliğinin örneği olan doğal bir mağaradır. Mağara: ilkel taş işçiliği içerir.

Buraya inen çok dik yol üzerinde, bir ahşap merdiven bulunur. Ay Tapınağını ziyaret etmek isterseniz, 1 saat daha zaman ayırmanız gerekir.

Evet: genelde Machu Picchu’nun tüm alanlarında özgürce dolaşmak mümkündür.

Ama dar bir merdiven veya geçit: bazen biraz korkutucu olabilir.

Ayrıca: sinek sürüleri de ziyaretçileri ısırarak yoğun şekilde rahatsız etmektedir.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Nasca ve Pampas de Jumana çizimleri: Peru ülkesinin güneyindeki çölde, antik dönemden kaldığı düşünülen kalıntılardır. Çizgiler: Lima şehrinin yaklaşık 400 km güneyinde, Nasca ve Palma kasabaları arasındaki 80 km lik yüksek ve kurak plato bölümündedir. Çizgilerin bulunduğu alan 37 km uzunluğunda ve 15 km genişliğindedir.

1994 yılında, bu bölge ve çizimler UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Çizimlerin Görülmesi

Nasca kasabasından küçük bir uçak kiralamak mümkündür. Kasabada seçim için farklı uçan şirketler bulunmaktadır. Teoride fiyatlar sezona bağlı olarak değişmektedir. Pilot yaklaşık 30 dakikalık uçuşta: maymun, sinek, condor, köpek balığı, örümcek ve birkaç geometrik çizimi size gösterecektir. Havadan çizimler oldukça küçük görülüyor.

Eğer çizimleri büyük görmek istiyorsanız, şehir dışında karayolu üzerindeki gözetleme kulesine gitmelisiniz. Oradan, hemen yakındaki “eller” ve “ağaç” çizimlerini görebilirsiniz. Yakın olduğu için bunları oldukça büyük görmek mümkündür.

 

Çizimlerin keşfedilmesi

1939 yılında Long Island Üniversitesinde görevli Amerikalı Profesör Paul Kosok: Peru’nun kuzeyinde, antik sulama sistemini incelemek için Nasca’ya geldi ve burada bazı antik su kanalları ile karşılaştı. Ancak bunları yakından kontrol ettiğinde: bunların su taşımak için zemin yüzeyine çok yakın olduklarını gördü.

Başka bir şey araştırırken: bir kuş dahil olmak üzere Nasca rakamlarını ortaya çıkardı. 1946 yılında Maria Reiche isimli bir başka araştırmacı burada gündönümü belirteçlerini keşfetti ve Nasca Pampa görsel matrisini haritalamayı başardı.

 

Çizimler nasıl yapılmıştır

Bilim adamları tarafından yapılan incelemeler neticesinde, çizimlerin: MÖ.100 ile MS.600 yılları arasındaki 700 yıllık süreçte, genel olarak üç aşamada yapıldıkları kabul edilmektedir. Bunlar: erken, orta ve geç aşamalardır.

Çizimler; kırmızımsı çakılların çöl zemininden çıkarılması ve altındaki beyaz/gri tabakanın ortaya çıkarılması ile yapılmıştır. Çünkü çölün yüzeyini kapsayan çakıllar demir oksit içermektedir.

Çakıl bulunduğu yerden çıkarıldığında, bunun altındaki renkli bölüm ortaya çıkar. Özellikle: erken dönemlere tarihlenen çizimler yüksek kabartma olarak göze çarpar ve taş ve çakıllar kaldırılarak yapılmıştır. Buradaki özel meteorolojik koşullar da Nascalı tasarımcıların bu çizgileri çizmelerine yardımcı olmuştur.

Rüzgar ve mineral açısından zengin toprak ile birlikte yağmurun neredeyse hiç olmayışı da ( yağmur bölgede 2 yılda bir yalnızca yarım saat yağmaktadır) toprakaltı açık renk aksine, çok ince koyu bir kabuk tabakası oluşmasına neden olmuştur.

Böylece geniş çizgiler ve şekiller, sadece büyük yükseklikten görülebilen koyu arka plan üzerine, açık renkli çizgiler şeklinde ortaya çıkmıştır. Ancak, her ne kadar yapılış dönemleri farklı olsa da şekiller ve düzenlenme tarzlarında: süreklilik ve uzun vadeli emek görülmektedir.

Çizimlerin gizemi incelenirken: MS.250-750 yılları arasında bölgede yaşamış Nasca kültürü eserleri de incelenmiştir. Aynı dönemde, bölgede yaşayan Nasca insanları: çanak-çömlekler üzerine, renkli heyecan verici semboller ve motifler işlemişlerdir.

Bu çanak-çömlek kültürü: bu bölgeye Chincha, Pisco, Ica, Nazca ve Aacari vadilerindeki alanlardan gelmiştir. Erken dönemde: bu çanak-çömlekler genelde renk kullanılmamıştır, ama orta ve geç dönemlerde: daha renkli yapılmış, 3 ile 8 arasında renk kullanılarak boyanmışlardır.

Özellikle: yaygın olarak balık ve meyve resimleriyle, Nazca dini ve mitolojik öğeleri resmedilmiştir. Yaygın renkler olarak ise: siyah, kahverengi, kırmızı, sarı, gri, beyaz ve menekşe renkleri kullanılmıştır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana
Peru Nasca ve Pampas de Jumana

 

Çizimlerde neler betimlenmiştir

Düz çizgiler halinde, çölde kum yüzey üzerine kazınarak yapılmış geometrik 300 şekil “havadan” çok açık bir şekilde görülmektedir ve bu yüzlerce çizimde: basit çizgi ve geometrik şekilde 70 hayvan, insan ve bitki türü betimlenmiştir.

Bunlar arasında göze çarpanlar: jaguar, puma, örümcek, maymun, balık, köpek balığı, katil balina ve kertenkeledir.

Bunun dışında: çiçekler, bitkiler ve çeşitli nesneler betimlenmiştir. Özellikle: iki büyük el ilgi çeker ama bu ellerden bir tanesinin 4 parmaklı olması daha da ilginç bir özelliktir.

Ayrıca: iplik gibi yani çizgi adam şekilli insan çizimleri vardır. Bunlar arasında yani insan benzeri çizimler arasında en iyi bilineni: 1982 yılında Eduardo Herran tarafından keşfedilen 32 metre uzunluğundaki “Astronaut” şeklidir.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

“De la Torre” tarafından keşfedilen “yılan” resminin uzunluğu 196 metredir. Ayrıca yine aynı yerde bir kuş, bir lama ve bazı zig zag çizimler bulunur. Onlar da çöle yakın “El Ingenio” vadisindeki tepeler üzerinde keşfedilmiştir.

Bu hayvanların çoğu: bölgedeki çiftçilerin su döngüsü ile ilişkili hayvanlardır. Örneğin: örümcek yağmur habercisi olarak kabul edilir. Apus: kutsal tepeleri temsil eder. Condor ise: Peru’nun birçok yerinde görülmektedir.

 

Çizimlerin günümüze kadar bozulmadan gelebilmesi

Evet, yapılan birçok araştırmaya ve çalışmaya rağmen: çizimlerin zaman ve kuvvetli rüzgarların olumsuzluklarına rağmen, 2000 yıldır nasıl silinmeden kalabildikleri, kim tarafından ve ne zaman ve ne amaçla yapıldıkları anlaşılamamıştır.
Tabiat faktörleri, rüzgar ve su; sanki bu çizimleri yapan sanatçıların eserlerini sonsuza dek saklama taraftarıdır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri
Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri

 

Cahuachi Kayıp Şehri

Nazca çizgilerini araştıran arkeologlar, bu bölgede kayıp şehir “Cahuachi” yi ortaya çıkarmışlardır. Bu şehir yaklaşık 2000 yıl önce inşa edilmiş ve gizemli şekilde 500 yıl sonra terk edilmiştir. Nazca hatlarının gizemini çözmek için, Cahuachi şehri incelenmektedir.

Şehirde kerpiç yapılar bulunan 40 höyük bulunmaktadır. Sürekli nüfus küçüktür ancak büyük tören etkinlikleri için burada nüfus önemli ölçüde büyümüş ve burası bir hac merkezi olarak kullanılmıştır.

Bu olaylar, büyük ölçüde Nazca çizgilerini ve Nazca dev kumullarını etkilemektedir. Burada mevcut olmamasına rağmen, hac nedeniyle buraya gelenler tarafından katil balina ve maymun betimlenmiştir.

Öte yandan: burada bulunan ve 1500 yıl önce dokunmuş dokumalarda kullanılan eski teknik çizgiler ve desenler de, Nasca çizgilerine ışık tutmaktadır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri

Ayrıca: şehir çevresindeki mezar sitelerinde; Peru çölünün kuru toprakları nedeniyle korunmuş Nasca insanlarının mumyalanmış cesetleri bulunmuştur.

Ancak: bu büyük medeniyet yani Nasca medeniyeti: 1500 yıl önce aniden yok olmuş ve çöldeki bu garip çizgilerin nedeni de anlaşılamamıştır. Arkeologlar: Nazca toplumunun aniden yok olması nedenlerini araştırırken, bu olayı bir ağacın kaderine bağlamaktadırlar.

Araştırmalara göre, bitki analizleri “Huarango” isimli ağacın bulunduğu ormanların tahribi ve bunun sonucunda oluşan ekolojik çöküşü, Nasca toplumunun yok olması ile bağlantı kurmaktadırlar.

Muhtemelen, MÖ. 500 yılı civarında burada yani Peru kıyı vadilerinde insan kaynaklı olaylar sonucunda büyük bir doğa felaketi yaşanmıştır.

 

Sonuç

Dünyanın çeşitli yerlerinde, bu tür büyük şekiller bulunmaktadır. Ancak Nasca şekillerinin en etkileyici ve esrarengiz yanı: onların sayıları, özellikleri, boyutları ve kültürel devamlılık içinde antik dönemde yapılmış olmalarıdır.

Yıllardır yapılan araştırmalara rağmen, hiç kimse, Peru çöllerindeki bu çizgilerin ne anlama geldiği hakkında kesin fikir yürütememekte, ancak birçok bilim adamı, arkeolog ve matematikçi tarafından yüzlerce söylenti ve varsayım ortaya atılmıştır.

 

Söylentiler-Varsayımlar

1.En yaygın varsayıma göre: bunlar yer altı su kaynaklarına ait bir haritadır. Arguman tepeler ve su arasındaki ilişki gündeme gelmektedir. Bu çizimlerin yer altı su kemerleri olduğunu ifade etmektedir.

Yer altı kaynaklarına giden yer altı kanalları, müthiş bir ağ oluşturarak güvenli su sağlamaktadır. Bu sistem, günümüzde bile, sulanan tarım arazilerine büyük miktarda su taşınmasını sağlamaktadır.

Bu kanalların çoğu, bazı tepeler içinde başlar. Bu nedenle, çizimleri su kontrolü ile açıklamak mantıklı ve doğal bir yaklaşım olabilir.

2.Diğer bir varsayım: gökyüzünden yani uzaydan geldiği düşünülen yaratıklar için bu çizgilerin oluşturulduğudur. İnka medeniyeti döneminde: Nasca düzlüklerine uzaydan gelen varlıklar tarafından dev bir harita veya plan olarak bu çizgilerin işlendiği düşünülmektedir.

Öte yandan: yine aynı varsayımı kabullenenler, bu çizimlerin gökyüzünden dünyaya gelecek canlılar için bir iniş pisti olarak hazırlandığıdır. “Erich Von Daniken” isimli yazar tarafından 1968 yılında yazılan “Tanrıların Arabaları” isimli kitap: bu çizimlerin antik dönemde uzaydan gelen canlılar tarafından yapıldığını iddia etmektedir.

Yazar: insanların bu çizimler ile, tanrıları aramaya çalıştıklarını belirtmektedir. (bir zamanlar bu kitabı büyük bir heyecan ile okuduğumu hatırlıyorum)

3. Güçlü bir varsayım: bunların antik dönem tanrılarının fantastik açıklamaları olarak çizildiğidir.

4. Bu çizimlerin: Nasca medeniyeti tarafından oluşturulmuş bir “gök takvimi” olduğu söylenmektedir.

5. “Robin Edgar” isimli bir araştırmacı: Nasca çizimlerini “Tanrını gözü” olarak betimlemiş ve güneş tutulmalarının olağanüstü serisinin, bu hatların yapımı ile ilgili olduğunu ve çakıştığını ileri sürmüştür.

Çizimlerdeki bazı hatlar: İnka medeniyetinde kabul edilen “Güneş Tanrısı”nın: gündönümü, ölüm ve yeniden doğumu ile hizalanmaktadır.

6. “Michael Coe” isimli araştırmacı: Nasca çizimlerinin belirli mezhepler tarafından yürünen kutsal yollar olduğunu belirtmiştir.

7. “Carl Munck”: Nasca hattındaki zemin işaretlerinin bir tür “Matrix” sistem kodu olduğunu öne sürmüştür. Bu konudaki diğer örnek olarak: Mısır-Giza’daki Büyük Piramit örnek gösterilmektedir.

Çünkü, bu büyük piramit de, küresel bir koordinat üzerine konumlandırılmıştır. Burada kullanıla gematrian numaralar: İncil dahil birçok eski mit ve dinlerde bulunmaktadır. Gematrian numaralar: Yunanlılar, Mısırlılar, Persler, Babilliler ve Romalılar gibi antik çağ insanları tarafından, ağırlık ve ölçü sistemlerinde kullanılmıştır. Mayaların da, çok hassas gematrian numaralar kullandıkları ileri sürülmektedir.

8. “Maria Reiche” isimli Alman matematikçi ve arkeolog, bu çizimlerin yıldızlar ve güneş gündönümü gibi gezegensel olayları belirleyen bir astronomi takvimi olarak: MÖ.300 ile MS.800 yılları arasında yörede yaşayan yerliler tarafından yerde tasarlanarak yapıldıklarını ileri sürmüştür.

Yani, bunların dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilmelerine şiddetle karşı çıkmıştır. Çizimlerde bulunan örümcek ve maymun gibi oluşumlar: gök yüzündeki Orion ve Büyük Ayı gibi yıldız guruplarını göstermektedir.

Tüm çizimler: astronomik teorilerin ışığında, yüzyıllar içinde yıldız değişikliklerinin yönünü ve ekinoksların devinimini açıklamaktadır. Kendisi bu konu ile ilgili o kadar yoğun çalışmıştır ki, 1998 yılında 95 yaşında öldüğünde bu kurak arazide gömülmüştür.

9. “Simone Waisbard” isimli araştırmacı, Nasca çizimlerinin bir astronomi takvimi olduğunu ve yağış değerlerini ölçmek için yapıldıklarını iddia etmiştir. Rakamlar ve özellikle deniz kuşları, Nasca kültüründe meteorolojik kehanetlerle bağlantılıdır.

Evet: belki gidip buraları görmek, gezmek şansınız olmayacaktır.

Ancak, bu yazıyı okuduktan sonra: inanıyorum ki, her okur günümüzden yüzlerce yıl önce yapılmış ve yine yüzlerce yıllık tabiat şartlarına dayanarak günümüze ulaşmış bu çizimlerin nasıl, neden ve kimler tarafından yapıldığı konusunda kendince bir fikir üretecektir.

Sanırım en kolay üretilecek fikir: bunların gökyüzünden gelen canlılar tarafından yapılmış olmasıdır.

Çünkü, her ne sebeple olursa olsun, kara yüzeyinde, bu ölçüde düzgün ve anlamlı çizimlerin yapılmasının mümkün olabileceğini inanmak çok zor, bu çizimler sadece yükseğe çıkıldığında anlamlı hale geliyorlar, yüksekten bakıldığında çizimler betimledikleri şekilleri yansıtıyorlar, yoksa yüzeyden bunlar çizilirken nasıl bu derece düzgün ve betimlenmek istenen şekli gösterebilir?

Yıllar önce, Siir-Aydınlar kasabasında “İbrahim Hakkı Müzesi” ni ziyaret etmiştim. Bu müzede: İbrahim Hakkı’nın “Marifetnane” isimli kitabının son sayfasındaki “Amerika kıtası ve dünya ” çizimini unutamıyorum.

Bu çizim, o kadar düzgün ve havadan görünüm şeklinde çizilmiştir ki, sanki kişiyi yüzyıllar önce bir hava aracına bindirmişler, belli bir yüksekliğe çıkmış ve dünyanın resmini çizmiş, yoksa yer yüzeyinde, bu ölçüde çizimlerin yapılması ne kadar mümkün, bence hiç.

Öte yandan, biraz önceki fikir mantık sınırlarına uymasa da, mantıken bunların tanrılar adına yapıldığı veya sulama ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Son karar siz okurların.

Amerika, Peru, Chan Chan