Arjantin Buenos Aires Genel

Arjantin Buenos Aires Genel

Sizlere Arjantin ve Buenos Aires anlatmaya başlamadan önce: özetle 3 kelime ve ardından ayrıntıya girmek istiyorum. Buenos Aires şehri denilince ilk akla gelenler: tango, futbol, biftek. Özellikle: bife de lomo ve bife de chorizo mutlaka tatmanız gereken lezzetlerdir.

Evet: bu şehir turistik anlamda sizin ne beklediğinize göre değişik alternatifler sunmaktadır. Burada: mısır piramitleri gibi tarihi, eifell kulesi gibi egzotik yerler veya New York Özgürlük heykeli gibi objeler göremezsiniz. Burada: halkın arasına karışıp, futbol izlemek, tango öğrenmek, uzun caddelerde yürümek, tıka basa biftek yemek, akşam ise uyumayan şehirde birkaç mekana uğramak yapabileceğiniz başlıca turistik etkinliklerdir.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

Arjantin ülkesi nüfusunun yaklaşık % 40’lık bölümü bu şehirdeki 48 semtte yaşamaktadır ve bu semtler barrio olarak isimlendirilir. Arjantin ülkesinin en büyük şehridir. Aynı zamanda, metropol alanı bakımından Güney Amerika’da “Sao Paulo” şehrinin ardından ikinci büyük metropoldür. Rio de la Plata nehrinin halicinin batı kıyısında kurulmuştur. Yani: River Plata körfezinde, nehirlerin okyanusla birleştiği kıyıda kurulmuştur.

Şehir “Latin Amerika” şehirleri arasında “yaşam kalitesi” açısından üçüncü seçilmiştir. Dünya üzerinde ise 79. sıradadır. Latin Amerika’da en çok ziyaret edilen ikinci şehirdir. (birinci şehir: Mexico City) Şehir: Arjantin ülkesinin başkentidir ve 1980 yılından bu yana otonom olarak yönetilmektedir.

Hergün limanından yüzlerce gemi kalkan şehir sakinlerine “porterio” yani “liman insanları” denir. Öte yandan: şehirde çok sayıda göçmen olduğu biliniyor. 1900’lü yılların başında da, Osmanlı hakimiyeti altındaki topraklardan da birçok insan gemilerle buraya göçmen olarak gitmişlerdir.

Günümüzde şehirde 10 bin civarında Müslüman yaşadığı biliniyor ve bunlar için şehir merkezinde 3 cami ve hatta 2 Türk okulu olduğu söyleniyor. Ama işin gerçeği, zamanında buraya göçen Ermeniler, Suriyeli Arapların Osmanlı pasaportu ile buraya gelmiş olmaları ve haliyle Türk sayılmaları, Türk kabul edilmeleridir.

Bu yüzden: konuşulduğunda şehirde yüzlerce Türk vardır derler ama dediğim gibi bunlar özde Türk değildirler. Tabii bunların yanında birçok göçmen daha vardır. Dünyada Yahudi nüfusunun en fazla olduğu ikinci şehir olarak b ilinir. Ermeni cemaati de bir hayli kalabalıktır. Ama tabii özelikle İtalyanlar ve Cenovalılar ve bunların ülkeye ilk gelen Cenovalıların torunları bulunuyor.

Arjantin Buenos Aires Genel

 

Evet, sanırım Arjantin ve Buenos Aires denilince, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizim ülkemizde de “Evita” akla geliyor. Göçmenler dedim ya, buraya özellikle yaklaşık 100 yıl kadar önce, İtalya’nın o dönemdeki en fakir şehirlerinden Cenova’dan yüzbinlerce göçmen geldiği söyleniyor.

Şehir: kendisine has mimarisi ve muhteşem Avrupa mirası nedeniyle Güney Amerika’nın Paris’i diye biliniyor. Hatta: farklı tarzları bir araya getiren ve tangonun artistik ruhunu taşıyan şehrin Paris’ten bile daha keyifli olduğu söylenebilir.

Buenos Aires şehrinin sokaklara: seçme kadın yazarlar ve diğer tarihi kişileri onurlandırmak için kadınların adları verilmiştir.

Arjantin Buenos Aires Genel

TARİHİ

Şehir: buraya ilk ulaşan kaşiflerin Rio de la Plata (Gümüş nehri) dedikleri nehrin çevresinde kurulmuştur. Kaşifler: yerliler kendilerine gümüş hediyeler verince, nehirde gümüş yatakları bulunduğunu düşünmüşlerdir. Nehrin ismi de böylece, yani bu yanlış anlama sonucu “Gümüş Nehri” olarak kalmıştır.

1535 yılında, İspanyol Mendoza tarafından “Gümüş Nehri” çevresinde kurulan şehir, bölgenin sakinleri olan yerlilerin bölgelerini başarıyla savunmaları sonucunda, şimdi Paraguay ülkesinin başkenti olan “Asuncion” a taşınmıştır.

Şehrin ikinci kuruluş tarihi 1580 yılıdır. Bu tarihin ardından şehir büyüyüp geliştikçe bu kez komşu devletler ve korsanların tacizine uğramaya başlamıştır. Bu dönemde şehir çevresindeki sığır çiftlikleri sahipleri, işlenmiş derileri Avrupalı’lara satarak büyük kazançlar elde etmişlerdir.
1775 yılına gelindiğinde, şehir: İspanya’yı temsil eden “Rio de la Plata” eyaletinin başkenti yapılmıştır.

Bu dönemde: bölgenin zenginliğinden pay almaya buraya gelen İngilizler’in saldırıları başarıyla defedilmiştir. Ancak, bu saldırılar bölgeyi işgal eden İspanyollar tarafından değil, bölgenin yerlileri tarafından savuşturulmuştur. Çünkü yine aynı dönemde, Napolyon Avrupa’da İspanya’yı işgal etmektedir ve İspanyolların sömürgelerle uğraşacak durumu yoktur.

1810 yılına gelindiğinde: Güney Amerika’da başlayan bağımsızlık hareketleri bu bölgede de görülmeye başlanmış ve Buenos Aires şehrinde başlayan ayaklanma, İspanyol valinin devrilmesi ve Arjantin geçici hükümetinin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

Arjantin, Mayıs devriminden 6 yıl sonra General Jose de San Martin önderliğinde 1815 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir.

Buenos Aires şehrinden çevredeki sığır çiftliklerine giden demiryolları yapıldıktan sonra, deri ticareti iyice gelişmiştir ve şehir, dünyanın önde gelen şehirleriyle yarışır hale gelmiştir. Ardından ise, Avrupa’nın birçok yerinden buraya göçler başlamış ve şehrin yapısı bir anda değişmiştir.

18. yüzyıl sonlarında, şehir Avrupa kültürünün izlerini taşıyan zengin bir yer haline dönüşmüştür.

 

ULAŞIM

Arjantin’e girmek için vize istenilmiyor.
Şehrin havaalanı “Buenos Aires Ezeiza Ministro Pistarini” havaalanıdır. İstanbul’dan buraya direkt uçuşlar yapılıyor. Uçak yolculuğu yaklaşık 10 saat sürüyor. Ama bu yolculuk aktarma ile yapılırsa 13-16 saat arasında sürebiliyor. Yani: saat: 09.00’da İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, muhtemelen saat: 19.00’da Buenos Aires şehrine varılıyor. (yerel saatle: 24.00 gibi)

Uçaktan inmeden önce size dağıtılan formları mutlaka uçakta doldurmalısınız, çünkü havaalanında bunun için pek zaman kalmıyor. Bu formları sağlıklı doldurmak şarttır. Havaalanında indikten sonra, pasaport kontrolü ve ardından havaalanında para bozdurmanızı öneririm, çünkü şehir içindeki döviz büfelerinde uzun kuyruklar olabiliyor.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım yaklaşık 1 saat sürüyor. Bu ulaşım iki şekilde yapılabiliyor. Bir yol: bizdeki “Havaş” gibi özel otobüsler ve diğer yol: en yakın tren garının bulunduğu yere aktarma yapan otobüsler yani toplu taşım araçlarıdır. Bunların dışındaki son yol ise, remise olarak isimlendirilen özel ulaşım, yani bir tür taksidir.

Bunlarla şehir merkezindeki herhangi bir yere ulaşım ortalama 120 pezodur.

Ancak taksiye binmeden önce mutlaka pazarlık yapmalısınız. Yoksa: 100 dolara varan ücret isteyen taksicilerle karşılaşabilirsiniz.

 

PARA

Burada “Arjantin Pezosu” kullanılıyor.
1 Amerikan doları = 5 Pezo
1 Euro = 6 Pezo

Ancak şunu belirtmekte yarar var. Siz resmi döviz ofisinden 1 doları 5 veya 5.5 pezo civarında bozdururken, sokak satıcıları veya otellerden gayri resmi bozdurmaya kalkarsanız, 1 doların 8 ve hatta 9 pezo ettiğini görüp şaşıracaksınız.

Ancak sokakta döviz bozdurucularına güvenmemek gerek, çünkü sahte para olasılığı çok fazladır. Oteller bu konuda nispeten biraz daha güvenlidir.

İnce bir ayrıntı: bozuk para temin etmek için, ilaveten komisyon ödemeniz gerekiyor. Ama bu durum yasadışı ilan edilince, size bozuk para veren satıcılar, yanında bir şeyler satın almanızı istiyorlar. Tabii piyasada bozuk paralar azalınca, bundan en çok zarar görenler dilenciler ve çalgıcılardır.

Arjantin Buenos Aires Genel

İKLİM

Şehirde genel olarak “nemli subtropikal iklim” şartları hakimdir. Yazlar çok nemli, kışlar ılık geçer.
Şehirde özellikle Ocak ayında hava sıcaklığı 33-34 dereceye kadar çıkmaktadır. Ancak, şehirde nem oranının da yüksek olduğunu hatırlatmak isterim.

Arjantin Buenos Aires Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehirde metro’da 6 hat çalışmaktadır. Metro bakımsız ve eskidir ama bir o kadar da ucuzdur. (ismi subte)
Şehirdeki toplu taşım otobüslerine “colectivos” denilmektedir. Bunlar hafif raylı sistem yani tramvayla desteklenmektedir ve şehrin birçok noktasına bunlarla ulaşmak mümkündür. Taksiler, diğer birçok şehre göre daha uygun fiyatlıdır. Şehri gezmenin en kolay bir diğer yolu ise: üstü açık çift katlı otobüsleri kullanmaktır. Bu otobüsler şehir içinde 25 noktaya tur düzenliyorlar.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

İNSANLAR

Buenos Aires şehri nüfusu yaklaşık 3 milyon kişidir. Ama metropol ile değerlendirildiğinde nüfus 14 milyon kişi olur. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen göçmenler, şehre kozmopolit bir hava vermişlerdir. Şehrin sakinlerine “portenos” denir ve bu kelime liman statüsünden gelmiştir.

Buenos Aires genelde konuşmayı çok seviyorlar. Sıcakkanlılar. Ancak: metropol insanlarının genel karakteri: söz verip tutmama, geç kalma, asabileşme gibi problemleri yaşıyorlar. Örneğin: La Boca’ya giderseniz, sadece bir sokak gezebilirsiniz.

İki yan sokağa saparsanız, soyulmamanız mümkün değil. Hatta: River Plata, Boca Junior takımını 2-0 yendiğinde, iki River Plata taraftarı öldürülüyor ve Bocalılar bu durumu 2-2 berabereyiz diye yorumluyorlar. Yani bu şehirde muhteşem bir futbol hırsı olduğunu unutmayın ve asla bu takımların formalarını giyerek dolaşmayın.

Bence burayı ziyaret etmek isterseniz, en iyi yol: şehir merkezinden bir taksi ile gidiş-bekleme-dönüş olarak anlaşmaktır ki, bu yaklaşık size 150 pezo civarında mal olacaktır. Şehir merkezinden taksi ile 15 dakika uzaklıktaki La Boca semtinde: her ne kadar turistler akın da etseler akşam saat 17.00 den sonra dükkanlar kapanır ve ortam güvenilirliğini kaybeder ve bu nedenle burayı ziyaret etmek isteyenler, özellikle sabah saatlerini tercih etmelidirler.

Tabii bu nedenle yani güvenlik sıkıntısı nedeniyle La Boca merkezindeki mekanlar mistik özelliğini kaybetmiş, tamamen turistik yerler haline gelmiştir. Buranın mistik havasını teneffüs etmek için birkaç sokak gezinmek gerekir ama dediğim gibi büyük güvenlik sorunları var, zaten sokaklarda gezinen bol polisleri görünce bunu hissedeceksiniz.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

La Boca ve Boca Juniors stadyumundan söz etmişken şehrin diğer fanatik takımı River Plata’dan da kısaca söz etmek istiyorum. River Plata: Arjantin’in milyonerlerinin takımıdır. Bunların stadyumu, yani “El Monumental” ise şehrin lüks sayılabilecek semtlerinden biri olan “Belgrano” dadır.

Belgrano şehir merkezine pek yakın değildir. Metro ile gidilebilir. Stadyumun hemen karşısındaki sokakta lüks villalar ve River Plata taraftarlarının sprey boyalarla boyayarak kirlettikleri duvarlar görülür.

Stadyumun hemen yanında bir atış poligonu var bu yüzden gezerken silah sesleri duyarsanız şaşırmamalısınız. Stadyumun içinde ise çok güzel bir müze bulunuyor. Müzedeki çeşitli odalarda, River Pleta’nın kuruluşundan itibaren günümüze kadar olan süreçteki tarihi yansıtılıyor.

Öte yandan söylediğim gibi şehirde yoksulluk üst düzeyde ve bu yüzden kendileri bile ilave tedbirler alarak yaşamayı seçiyorlar. Örneğin: her apartmanda güvenlik var, misafirlerin yüzünü görmeden kapı açmıyorlar. 2001 yılında ülkede yaşanan ekonomik krizin ardından, bu korkular iyice artmış. Yollarda: çöplerden kağıt, plastik toplayan insanlar ve özellikle çocuklar, bir şeyler satmaya çalışan çocuklar, yani işsizler, yoksullar şehrin sokaklarında çok sayıda bulunuyorlar.

 

GÜVENLİK

Evet bu sıcak kanlı insanlara fazla güvenmek sıkıntı yaratabiliyor. Çünkü şehirde hırsızlık çok fazla diye biliniyor. Bu yüzden çantanızı sırtınızda değil önünüzde aşarak taşımanız öneriliyor. Öte yandan: yanınızda yetecek kadar para taşıyın, paranızın kalanını oteldeki kasada muhafaza etmelisiniz.

Kapkaçcılarla karşılaştığınızda hırsızlık yanında, bir da dayak yeme ihtimali bulunduğunu unutmayınız. Örneğin: cep telefonunuz ile kalabalık ortamda konuşmayınız, yoksa cep telefonunuzu görenler mutlaka bunu çalmak için atakta bulunacaklardır.

Arjantin Buenos Aires Genel

ELEKTRİK

Şehirde 220 volt kullanılır. Pek çok otel ve modern binalarda: ikili-üçlü fişler kullanılır. Eski binalarda ise ülkemizde kullanılan fişler kullanılmaktadır. Yani, burayı ziyaret edecek olanların fiş adaptörü olmaları önerilir.

DİL

Ülkede resmi dil olarak “İspanyolca” konuşulmaktadır. Ancak: 20. yüzyılın başlarında İtalya’dan buraya gelen birçok göçmenin etkisiyle “porterio”ların konuştukları İspanyolca kıtanın diğer ülkelerinde konuşulan İspanyolca dan daha farklı hale gelmiştir.

Zaten günümüzde şehirde yaygın olarak kullanılan “Lunfardo” dili: İtalya’nın Napoli şehrinde konuşulan dille büyük benzerlikler göstermektedir.

Evet şehirde İngilizce konuşana nerdeyse rastlamak mümkün değildir, buraya birkaç kelime İspanyolca öğrenerek gitmekte yarar vardır.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

GECE HAYATI-EĞLENCE

Şehirde: Palermo, San Telmo ve Julio semtleri, gece hayatının en yoğun yaşandığı ilçeler olarak bilinmektedir. Uluslar arası LGBT topluluğu tarafından: şehir Güney Amerika’da gece hayatı açısından en çok tercih edilen şehir seçilmiştir. Ancak bu şehirde gece hayatı ile tanışmak isteyenler, şunu unutmamalıdır ki: bu şehirde gece hayatı hakikatken gecenin ilerleyen saatlerinde başlıyor.

Yani: insanlar saat 24.00 gibi akşam yemeği yiyorlar ve saat 02.00-03.00 gibi gece hayatına akıyorlar ve bu eğlence, çılgınca, aşırı alkol eşliğinde saat: 07.00 ye kadar sürüyor. Yani saat değişimine ayak uydurmak için şehre ilk vardığınızda hani jetlag denilen olaya karşı hazırlıklı olmalısınız. Yoksa, şehirdeki ilk günleriniz uyuklamakla geçer.

Palermo bölgesindeki gece hayatı “Soho” ve “Holywood” ile eş anlamlıdır. Mahallede her zevke ve yaşa uygun seçenekler vardır. Özellikle: Perşembe, Cuma ve Cumartesi geceleri binlerce insan eğlenmek için Palermo’ya gelirler.

 

Palermo Soho

Burası gece hayatının merkez üssüdür. Burada: barlar, publar ve trendy restoranlar bulunur. Soho bölgesindeki barı barlarda: tasarımcı mağazalar gündüz ürünlerini düzenledikleri fuarlarda sunmaktadırlar.

 

Hollywood

Soho’nun birkaç blok ötesindedir. Birçok kişi gece boyunca burada dolaşırlar. Soho’nun mekanlarına nazaran burası daha kalabalıktır.

Arjantin Buenos Aires Genel Tango
Arjantin Buenos Aires Genel Tango

 

TANGO

Tango: erkek erkeğe bir dans olarak başlamıştır. Söylenenlere göre: erkekler geneleve gittiklerinde, beklemekten sıkıldıklarında yeteneklerini birbirlerine göstermek için “tango” yaparlarmış.

Tango: önceleri, ekonomik seviyesi nispeten düşük insanların dansı olarak gündeme gelmiştir. Ülkenin üst sınıfı, tango yapanları görüp aşağılarmış. Ekonomik koşulları, kapalı mekanlara girmeye yeterli olmayan halk da, sokaklarda tango yaparak eğlenirlermiş.

1900’lü yılların başlarında Avrupa’dan şehre göçler başladığında, şehir de hızla muhafazakarlaşır. Kadınla erkeğin birbirine dokunmaları ötesinde, şehirde yan yana bulunmaları bile ayıp sayılırmış.

Bunun sonucunda sokak dansları sona ermiş, aileler genç kızlarının “milongalara” yani tango dans partilerine gitmelerini yasaklamışlar. Bunun üzerine, parası olan erkekler “milongalarda” ve parası olmayan erkekler sokaklarda mecburen birbirleriyle dans etmeye başlamışlar.

Öte yandan, erkek erkeğe dansın bir diğer nedeninin de: Avrupa’dan göçün yaygın olduğu yıllarda, şehirde yaşayan kadın-erkek sayısı dağılımındaki dengesizliktir. O dönemlerde erkek tarafından bir kadının kalbini kazanmanın en iyi yolu dans etmekmiş.

Ardından, yaşlı ve usta bir tangocu: kadına, erkeğin tangoda kadına nasıl liderlik ettiğini gösterirmiş. Tüm bu süreç 3 yıl sürermiş. En sonunda da, genç erkek, deneyimli tangocu tarafından “milango”ya götürülür ve oradaki bir kadınla dans etmesi sağlanırmış.

Evet, tüm bu dönemlerde, bir ara erkek erkeğe dansın ahlaksız bulunduğu da olmuş. 1916 yılında çıkarılan bir yasa ile, erkek erkeğe dans etmek yasaklanmış. Hatta, bir ara tango müziği çalan kafelerin kapatılması gündeme gelmiş.

Ancak: kadınlara ulaşmakta zorluk çeken erkekler: evlerde birbirleriyle dans etmeye devam etmişler. Ancak zamanla tango genelevlerden çıkıp tiyatrolarda sergilenmeye başlamış. Ancak yine de uzun bir süre şehrin fakirlerinin bir dansı olarak kalmış.

Şehir gezinizde, cadde ve sokaklarda birçok tango gösterisine şahit olacaksınız. Para vererek bu tangocularla fotoğraf çektirebilirsiniz. Ancak gerçek bir tango gösterisi izlemek isterseniz, mahalle milangolarına gitmeniz gerekir.

Turistler için sahnelenen tango gösterileri biletlerinin çok pahalı olduğunu unutmayınız. Ben size milangolara giderek tango izlemenizi öneririm.

Erkek erkeğe danstan söz etmişken, şunu da belirtmekte yarar var. Buenos Aires şehri: Güney Amerika’da hoşgörünün en yaygın olduğu yerdir. 2003 yılında Güney Amerika kıtasında eşcinsel hakları ilk olarak burada verilmiştir.

İki yıl beraber olduklarını kanıtlayan eşcinsellere evlilik izni verilmektedir ve devletin sunduğu imkanlardan yararlanmaktadırlar.

Arjantin Buenos Aires Genel Milango-Tango Okulları

Milonga-Tango Okulları

Buenos Aires şehrinde: haftanın her gecesi açık olan ve çeşitli ilçelere yayılmış birçok milonga isimli tango okulları bulunmaktadır. Burada uzman öğretmenler tarafından organize edilen sınıflarda, acemiler ve uzmanlar ayrılarak tango ve vals dersleri verilmektedir.
Şehrin en modern ve meşhur tango mekanları: Carlos Gardel, Anibal troilo ve Astor Piazzola denilen yerlerdir.

Arjantin Buenos Aires Genel

GUALEGUAYCHU-ARJANTİN ULUSAL KARNAVAL KUTLAMALARI

Bu karnaval: Buenos Aires şehrinin 3 saatlik bir yolculukla ulaşılan kuzeyindeki 100.000 kişilik bir kasabada kutlanır. Buna “Carnaval del Pais” veya “Milli Karnaval” denilir.
Ocak-Şubat-Mart aylarında, hafta sonları düzenlenen karnavalda: tüyler, payetler ve canlı gösteriler yapılır. Şehrin en iyi iki rakip okulu “Mari Mari” ve “Papelitos” lardır. Karnaval zamanında: yaklaşık 500.000 turist, kasabanın barlarında içki içerler ve partiyi izlerler. Ayrıca yine buranın yakınlarındaki Nandubaysal nehri kıyısındaki plajda yüzmek de mümkündür.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

TURİZM

Buenos Aires şehri: çamurlu “La Plata” nehri kıyılarında kurulmuştur ki nehir genellikle gri ve kasvetlidir. Şehir “Barrios” denilen mahallelerden oluşmaktadır. Barriolar: şehir merkezini çevreleyen olanlarda özellikle eski olanları çok ünlüdür. Şehir genellikle: “Apart La Boca barrio” denilen renkli binaları, Casa Rosado başkanlık sarayının ünlü pembe tonları ile popülerdir.

Pedro Mendoza nehri üzerindeki kayalıklar üzerine inşa edilen şehir: İspanyollar tarafından 1536 yılında kurulmuştur. Ancak daha önceki şehir kuruluş çalışmaları yerli direnişi nedeniyle gerçekleşmemiştir. Yani şehir ikinci denemede kurulabilmiştir.

Arjantin 1816 yılında İspanya’dan bağımsızlığını ilan etti ve Avrupa’dan göçler gelmeye başladı. Göçmenler kendi kültür ve geleneklerini de beraberlerinde getirdiler. 1880’lerin sığır üretimindeki patlamanın ardından, 1900’lerin başında Buenos Aires şehri binlerce Avrupa sakininin Güney Amerika’da yaşadıkları en büyük şehir haline geldi.

Ardından şehir gelişti. Binalar daha görkemli oldu ve özellikle Fransız tarzı tercih edildi. Zengin sığır baronları oğullarını Avrupa’ya eğitime gönderdiler. Kendi kızları için karlı ve faydalı evlilikler düzenlediler. Buenos Aires şehri kültür ve moda alanında, Amerika’nın etkin şehirlerinden biri haline geldi.

Sonrasında şehirde ortaya çıkan işçi sorunları ve grevler ordu tarafından bastırıldı. 1930 yıllarındaki modernizasyon programının ardından, şehirdeki önemli caddelerde sömürge binaları yıktırıldı. Dünya Savaşının ardından, şehir varoşlarında büyüme başladı.

Günümüzde şehir, metro ve ulaşım hatlarıyla rahatça ulaşılabilir haldedir. Ziyaretçiler, seçkin kuzey banliyölerinde Palaza Constitucion ve Julio Avenida (dünyanın en geniş caddesidir) çevresindeki kompakt orta alan çevresini tercih ederler. Cadde isimleri “Avenida de Mayo” olarak değiştirildi.

Birçok ziyaretçi için Buenos Aires şehrinin cazibesi “barriolar” olarak bilinen mahallelerde yatmaktadır. Birçok turist yeni banliyöleri içine alan merkezi dışına çıkmak isterler. Çünkü şehrin tarihi kökleri banliyölerdedir.

Şehrin en ünlü turistik mekanlarından birisi “cafe tortoni” dir. Bu mekan önünde özellikle turistler uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Özellikle burada “sıcak çikolata” içmenizi öneririm. Bir tür suflenin erimiş hali düşünün. Bunun yoğunluğunu azaltmak için yanında süt veriyorlar ve bir sürahi de su ikram ediliyor. Çünkü bunu içtikten sonra susama ihtimaliniz oldukça yüksek.

Arjantin Buenos Aires Genel
Arjantin Buenos Aires Genel

 

Kültür

Şehirde tam olarak 132 müze bulunuyor. En ilginç müzelerden birisi “Meseo de la Pasion Boquens” müzesidir. Burada: özellikle “Boca Juniors Takımı” hakkında en kapsamlı bilgiler bulunmaktadır. Gaucho olarak isimlendirilen bölge yerlilerinin geleneksel yaşamlarını sergileyen müzeler de ilgi çekmektedir. Müzeler o kadar çok ki, mutlaka bir kısmını seçmeniz gerekir. Ama özellikle: Evita Müzesini mutlaka görmenizi öneririm. Abasto bölgesindeki “Museo Carlos Gardel” müzesi de Arjantin tangolarının büyük bestecisini tanımak açısından gezilip görülmesi gereken bir yerdir. Şehirde en çok ziyaretçi çeken müzelerden bir diğeri de “Museo de Arte Latinomericano de Buenos Aires” müzesidir. MALBA olarak ismi kısaltılan bu müzede çeşitli sanatçıların eserlerini görmek mümkündür.

Arjantin Unesco Varlıkları

 

Arjantin Unesco Varlıkları

 

Kültürel varlıklar

Arjantin Unesco Varlıkları Cueva de las Manos, Rio de janeiro Pinturas-1999

 

Cueva de las Manos, Rio de janeiro Pinturas-1999

Cueva de las Manos: Rio Pinturas nehrinin bulunduğu derin kanyonda, olağanüstü bir manzara ile çevrili yerdedir. Burada birçok boyalı kaya sığınağı bulunmaktadır ve bunlarda 1300 yıl öncesine dayanan mağara sanatının eşsiz örnekleri görülmektedir.

Burada: MÖ.13.000-9.500 yılları arasında yürütülen mağara sanatının eşsiz ve olağanüstü ürünleri görülmektedir. Bu mağarada “insan elleri” resimleri bulunur ve bu yüzden mağara “Eller Mağarası” ismini alır. Bunun yanında, mağara resimlerinde pek çok av sahnesi ve hayvan tasvirleri de bulunmaktadır. Resimlerin boyanmasında : demir oksit (kırmızı ve mor), kaolin (beyaz) ve natrojarosite (sarı), manganez oksit (siyah) kullanılmıştır.

Bu resimleri yapanların: 19. yüzyılda Avrupalı yerleşimciler tarafından bulunan Patagonyalı avcı-toplayıcı topluluğun ataları olduğu düşünülmektedir.

Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000
Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000
Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000

 

Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000

Öncelikle şunu bilmenizde yarar var, kompleks içinde kesinlikle fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Böylece 17. yüzyılın bu mimari mücevherlerini yalnızca gözler görebiliyor, yani içerinin fotoğraflarını görmek mümkün olmamaktadır.

Arjantin ülkesinde Cordoba şehrini ziyaret ederseniz, mutlaka şehrin Cizvit Blok bölümünü ve şehir geneline yayılmış Cizvit kalıntılarını ziyaret etmelisiniz. Yeni dünyanın keşfedilmesiyle İspanyol rahipler yani Cizvitler, buraya yerleşmiş ve yerli halka Katolik inancını yaymak için dini gayret göstermişlerdir. Ülkede ilk üniversite onların aracılığı ile gelmiştir. Ayrıca tarım ve sanayi kuruluşlarıyla bölge ekonomisini olumlu etkilemişlerdir.

Buradaki Cizvit Bloğunda: İsa derneği, papazların ikametgahı, Üniversite ve kilise bulanmaktadır. Günümüzde bu kalıntılar, şehir merkezinin yaklaşık 50 km uzağındaki “Jesus Maria” kasabasındadır.

Jesus Maria: başlangıçta “sanavirones” ismiyle bilinmektedir ve 1618 yılında günümüzde Cordoba ilinde nadir kalan yerli insanlar tarafından kurulmuştur. Papazlar: burada mum, sabun yapımı, hayvancılık ve şarap üretimi gibi birçok el sanatı konularında yerli halkı eğitmişlerdir. Ayrıca: Buenos Aires limanından buraya getirilen 300 köle de, yörenin el sanatlarında uzmanlaştırılmışlardır.

Özellikle şarap yapımı, Jesus Maria kasabasının ana faaliyeti olmuştur. 1618 yılında bölge: 20.000 asma ile, şarap üretiminde popüler hale gelmiştir. Cizvit şarapçılık: Rio de janeiro de la Plata ve çevresinde en büyük şarap üreticisi olmuştur. Onların ürettiği “lagrimilla” şarapları kolonilerde üretilen ilk şarap olarak İspanyol kralının masasına kadar ulaşmıştır.

Kompleks içinde: Cizvit sisteminin merkez binaları olan üniversite, kilise ve İsa derneği binaları bulunmaktadır. Bu binalar ve yapılar: Cizvitler tarafından Avrupa ve yerli sömürge mimari stillerinin bir karışımı olarak düzenlenmiştir. Burada bir orta avlu, üçüncü ve dördüncü tarafta depolama binası ve yüksek bir duvarla çevrilidir.

Manastır: iki katlı ve kemerli galeriden oluşmaktadır. İnşaatın arka bölümünde papazların yatakhane ve ortak alanları bulunur. Bu lojmanlar: tuğla, taş ve çini ile süslenerek yapılmıştır. Ülkede ilk kapılı tuvaletler burada inşa edilmiştir.

Yerliler ve köleler ise, kompleksin tepe eteklerine yayılmış güvencesiz kulübelerinde yaşadıkları görülür.

Tek nefli kilise tarzı: sadeliğe rağmen güzeldir. Merkezi kubbe yerli zanaatkarlar tarafından süslenmiştir.

Evet: 17. ve 18. yüzyıllarda, bu yapılarda 150 yıl boyunca eşsiz dini, sosyal ve ekonomik faaliyetler yürütülmüştür.

1767 yılında sömürgelerden Cizvitler kovulduktan sonra: Jesus Maria kasabasındaki tesisler çöküş ve bozulma sürecine girdiler. 20. yüzyılın ilk yarısında ulusal hükümet onları ulusal anıt ilan etti ve Cizvit yerlerini kamulaştırarak yenileme çalışmaları başlattı. 2000 yılında ise bu kompleksteki kalıntılar, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alındı.

Günümüzde burada: Cordoba tarihi ve ülkenin önemli bir bölümünü korumayı amaçlayan “Ulusal Cizvit Müzesi” bulunuyor. Müzenin 18 sergi salonunda ülkenin kuzey ve orta bölgelerine ait dönem mobilyaları ve araçları, 17. ve 18. yüzyıllardan kalan dini sanatın çok ince bir koleksiyonu ve arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Ayrıca geçici sergilerle konserler, konferanslar ve diğer kültürel etkinlikler de düzenlenmektedir.

Sonuç olarak: burası geniş dini, siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel sistemin olağanüstü bir örneğidir. Güney Amerika’da; seminal dönemde Afrikalı köle işçiler, Avrupa ve Kızılderili kültürlerinin kaynaşmasının mükemmel bir örneğidir.

Topluluğun toprak düzeni: İsa Derneğinin eğitim ve misyonerlik hedeflerini sürdürmeye izin verecek şekilde şehirler ve kırsal yerleşimler arasında bir ekonomik tamamlayıcı unsur olmuştur.

Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983
Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983
Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983

 

Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983

Guaranis:

Cizvit tarikatı tarafından yaratılan şehirlerin arkeolojik kalıntılarının bulunduğu bir bölgedir. 1609-1818 yılları arasında, Garani yerlileri: kültürel ve dinsel yönlerden yükseltilmişler, ekonomik istikrar sağlanmıştır.

Cizvitlerin: başlangıçta Paraguay, Arjantin ve Brezilya’da yayılmış 30 misyonları bulunuyordu. Cizvit kalıntıları Arjantin ülkesinde “Loreto” ve “Santa Maria la Mayor de Nusestra Senora” denilen bölgede, tropikal bir ormanın merkezindedir ve bu kalıntılar 17. ve 18. yüzyıllarda inşa edilmiş Cizvit misyonunun etkileyici kalıntılarıdır. Her biri: düzeni ve korunması ile farklılıklar ve ayrı bir karakteristik özellikler gösterir.

Bu bölgedeki site, 5 farklı misyondan oluşmaktadır. Bunlar

1.Sao Miguel Missoes-Brezilya
2.San Ignacio Mini-Arjantin
3.Santa Ana de Nuestra Senora-Arjantin
4.Loreto de Nuestra Senora-Arjantin
5.Santa Maria la Mayor-Arjantin

 

Santa Ignacio Mini

Buraya yerliler “Las Ruinas” demektedirler ve mevcut misyonların en popüleridir. Posadas’dan otobüs ile buraya ulaşmak mümkündür. Bu yolculuk yaklaşık 1 saatten fazla sürer ve sonsuz yeşil alanlar ve ormanların güzel görüntüleriyle geçer.

“San Ignacio” kasabası: küçük, sessiz bir kasabadır ve hediyelik eşyalar satılmaktadır. Komplekse girmeden önce, 250 metre boyunca bu hediyelik eşya satan tezgahları görmek mümkündür. Giriş ücretsiz, ancak yabancılar için ücretlidir. (25 peso)

Site yönetimi tüm yıkık binaları temiz tutmaya çalışıyor.

Evet: burası 1696 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır ve kalıntılar, nispeten sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Zaten, bunlar Arjantin toprakları üzerinde korunmuş olarak günümüze ulaşmış en önemli ve eski kalıntılardır.

 

Santa Ana

Santa Ana: 1633 yılında, Parana nehri kıyısında ve bugünkü yerinde kurulmuştur. Posadas’dan 45 km uzaklıktadır. Kilise kalıntılarına anıtsal bir merdivenle ulaşalabilir. 1767 yılında Cizvitlerin bölgeden sürülmesi sonrasında yağmalanmaya direnerek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

 

Nuestra Senora de Loreto

1610 yılında kurulmuştur. Posadas’dan 53 km uzaklıktadır. Bressanelli tarafından inşa edilmiştir. Günümüzde buranın kalıntıları kısmen bitki örtüsünden temizlenmiştir.

 

Santa Maria la Mayor

1626 yılında kurulmuştur ve kilise kalıntıları ile papazların ikamet ettikleri yerin kalıntılarının bir kısmı ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır.

 

Sao Paulo Miguel dos Missoes harabeleri

1632 yılında Itaiaceco sitesinde kurulan Sao Miguel: köyün tek binası bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Burada: papazların ikametgahının temelleri, okul ve mezarlık duvarları bulunur. Site bitki örtüsü tarafından tamamen işgal edilmiştir.

Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014
Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014
Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014

 

Qhapaq Nan yol sistemi-2014

Bu yol sistemi “İnka imparatorluğu” tarafından inşa edilmiştir, devletin siyasi ve ekonomik gücünün omurgasıdır ve bu yollar 6 Güney Amerika ülkesinden geçmektedir. Peru, Ekvator, Bolivya, Arjantin, Şili ve Kolombiya’dan geçen yollar toplamda 30.000 kilometredir.

İmparatorluğun uzak bölgeleri, bu yollarla İnka başkenti Cusco şehrine bağlanmıştır. Yol sistemi üzerinde: ticaret, konaklama, depolama ve dini tesisler bulunmaktadır. Yol üzerindeki transit mal ve hammadde taşımacılığında lamalar kullanılmıştır.

Yollar: vadiler, yağmur ormanları ve çöller ile And dağlarındaki toplulukları birbirine bağlayan farklı arazilerde inşa edilmiştir. Yol sistemi en fazla 6000 metre rakımdan geçmektedir.
Yol sisteminin inşası: yüzlerce yıl boyunca sürmüş ve çoğunlukla ticaret ve savunma için yapılan bu yollar 16. yüzyılda Güney Amerika’ya gelen İspanyollar tarafından da kullanılmıştır.

Ancak bu yolların bazı parçaları hala korunur olsa da, İnka İmparatorluğunun yenilmesinin ardından güzergah kötüleşmiştir. Güzergahın büyük kısmı bitki örtüsü ile kaplıdır ve bu yüzden buralarda tüm yol görünmez.

UNESCO: bu yolları restore ve muhafaza edilmesi gereken bir mühendislik harikası olarak kabul etmiş ve 2014 yılında “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil ederek koruma altına almıştır. Yol sisteminin ölçek ve kalitesi: Qhapaq Nan mühendislik becerileri, eşsiz bir başarıdır. Mühendislik teknolojisi ustalık göstermektedir.

Arjantin ülkesinde: bu yolların yaklaşık 2500-3000 kilometrelik bölümünün bulunduğu tahmin ediliyor ama günümüze yalnızca 119 kilometrelik bölüm kalmıştır.

Arjantin şehirlerinden: Jujuy, Salta Tucuman, Catamarca, La Rioja, San Juan ve Mendoza şehirlerinden bu yol geçmektedir.

Yolun “Llullaillaco” bölümü: deniz seviyesinden 4800-6670 metre yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Çünkü İnkalar: başka halklardan daha yüksek yollar ve binalar inşa etmeyi, tepeler üzerine nasıl en çarpıcı şekilde hakim olacaklarını biliyorlardı.

Çünkü: geleneklerinin bir parçası olarak dağ ruhlarına inanıyorlardı. Zaten kuzeybatı Arjantin: medeniyet türbelerinin çoğunun bulunduğu yerdir.

Arjantin Unesco Varlıkları Quebrada de Humahuaca-2003
Arjantin Unesco Varlıkları Quebrada de Humahuaca-2003

 

Quebrada de Humahuaca-2003

Vadi: Arjantin’in kuzeybatısında “Jujuy” ili yakınlarındadır. Buraya ulaşmak için: Buenos Aires şehrinden uçakla Jujuy havaalanına gelmeniz gerekmektedir. Saita isimli havaalanı şehirden 75 km uzaklıktadır.

Puna yüksek platosu ile Bolivya’ya bağlanır ve burada birçok köy bulunmaktadır.
65 mil uzunluğundaki vadinin tarihçesi muhtemelen MÖ.10.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Çünkü çevresindeki mağaralarda ve sığınaklarda avcı-toplayıcı toplumların yaşadığına dair kanıtlar bulunmuştur. Burada muhtemelen mevsimsel göçler yaşanıyordu. Ancak, MÖ.6. ve 3. yüzyıllarda kuraklık olunca iklim bozuldu ve MÖ.2500 sonrasında yağışlar artana kadar insanlar buradan uzaklaştılar.

Vadide: en yoğun olduğu dönemde 100 köy bulunduğu tahmin ediliyor. Bunlar farklı ekolojik alanlardaydı ve birbirlerine bağlıydılar. Köyler arasında mal taşımak için lamalar kullanılıyordu. MÖ.700 yıllarında iyileştirilen tarım teknikleri sonucunda nüfus artışı oldu ve nehrin yakınındaki yerleşim yerleri hızla büyüdü.

MS.1000 yıllarına gelindiğinde: düşük alanlardaki yerleşim yerleri terk edildi ve kasabalar yüksek kayalıklara yapılmaya başlandı. Nüfus artışı ve ticaretteki büyük artış: vadi boyunca ve dağların eteklerinde geniş alanlarda tarım faaliyetlerinin artmasına neden oldu. 1430-1480 yılları arasında İnka imparatorluğu hızla genişledi. İnka fatihleri, ticaret yolları boyunca genişlediler.

16.yüzyıla gelindiğinde vadi yavaş yavaş yeni fatihler görmeye başladı ve İspanyollar bölgeyi işgal ettiler. İspanyollarda, İnkalar gibi ticaret yollarını ve vadi kaynaklarını kontrolleri altına aldılar. Gümüş, sığır ve pamuk ticareti yapılan mevcut yol ağı genişletildi. Ancak yerleşim yerlerinde, yeni hastalıklar belirmeye başladı ve İspanyadan gelen göçmenler nedeniyle büyük bir demografik değişim yaşandı.

Son olarak: 20. yüzyılda ana vadi yolu Pan-Amerikan kuzey-güney yolunun bir parçası haline geldi ve böylece vadi Pasifik ile Atlantik Okyanusları arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli bir rol üstlendi. Yazının başında belirttiğim gibi, Puna platosu: batı illerinden Salta ve Jujuy şehirlerini deniz seviyesinden 11.500 feet yükseklikte birbirine bağlamaktadır. Burası son derece kurak bölgedir.

Havada az oksijen vardır ve yabancılar için bu durum sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu yükseklikte: ağır yemekler ve alkolden kaçınılması, yavaş nefes alınması önerilmektedir veya yerli insanların önerilerine kulak verin ve irtifa hastalığını önlemek için coca yaprakları çiğneyin.

Evet: Humahuca Jujuy: “Horacio Guzman” uluslar arası havaalanına 126 km uzaklıkta, şehrin doğusundadır. Geceleri mevsime göre ısı -10 derecelere düşerken, gündüz yüksek sıcaklık (38 derece) görülmektedir.

Çünkü bu alanın topoğrafyasını farklı iklim bölgeleri belirler. Buraya yolunuz düşerse: dokuma ürünleri, panço ve battaniye veya alpaka veya lama yününden örülmüş giysiler almanızı öneririm.

Gelelim bölgede belli başlı yerlere

Arjantin Unesco Varlıkları Purnamarca
Purnamarca

Jujuy kasabasının 35 km kuzeyindedir. Köy: Purnamarca nehri ve Cerro de los Sieta Colores arasında kalmaktadır ve kavak ağaçlarıyla kaplıdır. Kuzeybatıdaki “Yedi Renk Tepesi” en güzel manzaralardan birisidir. Hardal sarısı kırmızı, yeşil ve sarı arasında değişen çökelti tabakaları, çok kesin ayırt edilebilmektedir. Bu ilginç tepenin çevresinde yürümenizi öneririm. Köyün park yerinde yerel esnaf; kendileri tarafından yapılmış giysileri, lama ve vicune yününden yapılmış kilim, takı gibi hediyelik eşyaları satmak için uğraşırlar. Ayrıca köy içindeki beyaz kilise: kaktüs şeklindeki çatı yapısı ve renkli şeritler ile dekore edilmiş mezarlığı ile ilgi çekmektedir.

Arjantin Unesco Varlıkları Maimara
Maimara

Maimara köyü: Quebrada bölgesindeki en şaşırtıcı manzaralardan birine sahiptir. Kayalarda: kırmızı ve yeşil aşı boyası renkler hakimdir ve bu görüntü doğal ve güzel bir resim oluşturmak için ressamlara uygun ortam yaratır. Kasabadan 2 mil uzakta, Viceroyalties ve Rio de janeiro de Plata arasındaki yolda, 1772 yılında yapılmış eski bir sömürge binası görülebilir. Burası: bağımsızlık savaşında, Arjantin ordusu tarafından karargah olarak kullanılmış ve günümüzde müzeye dönüştürülmüştür.

Arjantin Unesco Varlıkları Tilcara
Tilcara

Tilcara, özellikle “Ocak” kutlamaları sırasında, Quebrada köylerinin en canlısıdır. Ayrıca, burada en iyi sömürge dönemi mimarisi ve güzel arkeolojik kalıntılar bulunmaktadır. Köy, ilk olarak 900 yıl önce Rio de janeiro Grande’ye bakan tepede inşa edilmiştir. Günümüzde, köyden birkaç kilometre uzaklıktaki bu mekanda, bu ilk yerleşimin kalıntıları görülmektedir. Bu ilk yerleşimin bulunduğu yerdeki kaleden kazılarda elde edilen kalıntılar, köyün arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Kaleden aşağıdaki manzara muhteşemdir ki, bu manzarada boru şeklindeki kaktüsler, güzel evler, mezarlar ve hayvanlar seçilir. Arkeolojik sit alanı girişinde, yüksek irtifada bir botanik bahçesi bulunur, gezmeniz önerilir.

Arjantin Unesco Varlıkları Uquia
Uquıa

Bu küçük köyde: beyaz kilise, bir Cusco okulu ve yerliler tarafından yapılan ender 17. yüzyıl resimlerini hayranlıkla izleyebilirsiniz. Bu resimlerde: büyük şapkalar ve Arquebus giyen, gösterişli kıyafetler giymiş melekler görülür. Köy: dağlar ve dev kaktüslerle çevrilidir.

Arjantin Unesco Varlıkları Humahuaca
Humahuaca

Quebrada’ki son durak, buranın en yoğun nüfuslu ve en yüksek rakımlı köyü olan Humahuaca’dır. Burası deniz seviyesinden 9840 metre yüksekliktedir. Burada arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca sömürge dönemi evleri muhafaza edilmiştir. Central park denilen alanda: 1950 yılında inşa edilmiş bağımsızlık anıtı ve merdivenler ilgi çekmektedir. Buradan tüm köy görülebilmektedir. Esnaf genellikle: birkaç peso için turistlere rehberlik ederler ayrıca merdivenlerde ve küçük dükkanlarda giysi ve diğer nesneler satılmaktadır.
Meydanın diğer tarafında saat kulesi görülür.

 

Doğal Varlıklar

Arjantin Unesco Varlıkları
Arjantin Unesco Varlıkları

Jguazu nehri ve Iguaçu Ulusal Parkı: Brezilya ve Arjantin arasındaki sınırı oluşturur.
Alanın ilk sakinleri “Caingangues” yerlileriydi ve bu kabilenin adı “Iguazu” olarak buraya verilmiştir. Şelalelere ulaşan ilk Avrupalı ise, 1541 yılında İspanyol Don Alvar Nunes Cabeza de Vaca olmuştur. Parkın içinde belirgin iki arkeolojik site görülmektedir.

Şelaleler 80 metre yüksekliğinde ve 3 km genişliğindedir. Düşen sular engin spreyler oluşturur ve dünyanın en muhteşem şelaleleri olarak popülerdir. Brezilya ve Paraguay ile karşılaştırılınca Arjantin bölgesinde: ormanlar daha az tür çeşitliliğine sahip olmasına rağmen, bitki örtüsü çoğunlukla subtropikal ıslak orman bakımından zengindir. Burada 2000 üzerinde bitki türü tespit edilmiştir.

Öte yandan: Arjantin’de bulunan kuş türlerinin neredeyse yarısı burada yaşamaktadır. Ayrıca yine bu ormanlık alanda jaguar, kaplan, dev karıncayiyen ve Brezilya su samuru gibi yaban hayatı canlıları da bulunur.

 

Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000
Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000

Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000

Talampaya ve bitişik Ischligualasto Bölge parkları: kuzey-batı Arjantinde, San Juan ve La Rioja il sınırlarındadır.

Burası: Arjantin ülkesinde Sierras Pampeanas batı sınırını oluşturan bir çöl alanıdır. Alan: günümüzden 280 milyon yıl önce üzerinde nehirler, göller ve bataklıklar bulunan kıta sediman katmanları tarafından oluşturulmuştur. Bu yüzden: bölge memeliler ve dinozorların ataları gibi, bitkilerin ve hayvanların geniş yoğunluklu fosillerini içermektedir. Onlar dünyanın en komple kıta fosil ağını barındırmaktadır ve omurgalıların evrimini açıklaması açısından önem kazanmaktadır.

Bunlar arasında 56 cins balık, amfibi ve memelilerin doğrudan ataları da dahil olmak üzere sürüngenlerin büyük bir çeşitliliği söz konusudur. Fosillerin büyük çoğunluğu: büyük otçul ve etçil türler, ilkel timsahlar, bir sıçan büyüklüğündeki ilkel memelilerdir.

Nehir yatakları: muhtemelen muson tipi fırtınalar sonrasında, hızlı sel taşkınlarını göstermektedir. Göl ve bataklıklar gerçek bir mumyalama görevi görmüşler ve fosil bitkilerinin büyük kısmı oldukça korunmuştur. Vadi etkileyici uçurumlar ve kırmızı kum taşı kayalıklar ile süslüdür. Kalan oluşumları: göl yatakları, bataklıklar, nehir kanalları ve taşkın ovaları oluşturur. Bu oluşumlarda bol miktarda omurgalı ve bitki fosili bulunmaktadır.

Günümüzde ise, Ischigualasto-Talampaya: kurakçıl çalılar ve kaktüs benzeri çöl bitkileriyle doludur.

Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981
Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981

 

Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981

Park: Şili sınırında, Santa Curuz şehrinin güney batısında, Arjantin ülkesinde “Austral Andes” olarak bilinen bölgededir. Şili sınırında yaklaşık 170 km uzanır.

Park: 4459 km karelik bir alanı kapsamaktadır ve 1937 yılında kurulmuştur. Arjantin ülkesinin ikinci büyük parkıdır. Parkın % 40’lık bölümü, kuzeydeki iki göl tarafından kaplanmaktadır. Parkı ziyaret etmek için en uygun zaman: Ekim-Mart ayları arasındaki dönemdir.

Burası yani “Los Glaciares Milli Parkı” engebeli, yüksek dağların arasında, çok sayıda buzul göllerinden oluşan olağanüstü doğal güzellikleri barındıran bir alandır. Bu engin dağ alanındaki Patagonya buzul alanı, parkın yaklaşık yarısını kaplar. 14.000 kilometre karelik bu buzluk alan; Antartika dışında en büyük buzul alanıdır. Burada 47 buzul alanı ve bunlardan bağımsız 190 küçük buzul alanı bulunur.

Burası, Güney Amerika’da buzulları görmek için en iyi yerdir. Buzullar: Argentino ve Viedma göllerinin çevresinde yoğunlaşmıştır. Argentino gölü buzulları: sütlü buzul rengi ile muhteşem güzelliktedir. Antik dönemde buzulların bir kısmı erimiş ve iki büyük göl ortaya çıkmıştır. Bunlar: Lago Argentino ve Lago Viedma gölleridir.

Milli Park alanındaki Patagonya ormanı ise iki farklı bitki türünü içerir. Parkta en etkileyici yaban hayatı canlıları kuşlardır. Burada birçok siyah boyunlu kuğu görülür. Ayrıca ördekler, kazlar ve Şili kıyılarında filamingolar görülür.

 

Glaciar Perito Moreno

Parkın güney alanında en ünlü buzuldur. Çünkü muhteşem buz ön duvarı ile ileri ve geri hareket döngüsellik oluşturan dinamik değişiklikler görülür. “El Calafate” kasabası: buraya yakındır ve tüm faaliyet ve hizmetlerin merkezidir.

 

Monte Fitz Roy

Parkın kuzey bölümü: granit zirveleri, göller, ormanlar ve buzullar ile birlikte dünyanın en olağanüstü yerlerinden biri haline gelmiştir. En yüksek dağlar olan “Fitz Roy” (3405 metre) ve “Mount Torre” (3102 metre) buradadır. Küçük köy “El Chalten” dünyadaki tüm dağcılar ve doğa yürüyüşçülerinin barınağıdır.

Peninsula Valdes-1999
Peninsula Valdes-1999

 

 

Peninsula Valdes-1999

Peninsula Valdes: Arjantin Chubut ilinde, güney Atlantik içine doğru 100 km uzanan ve 4000 kilometre kareye yayılan bir burundur. Kıyı genişliği 400 kilometredir. Yarımada içinde tek kasaba “Porto Piramides” denilen ve piramite benzeyen kayalıklarla çevrili bir koyda bulunan kasabadır. Kasabadaki çoğu konaklama tesisi, restoran ve bazı dükkanlar: turizm sezonu olan Eylül-Mart ayları arasındaki dönemde açıktır.

Kıyıda, geniş kumlu ve çakıllı plajlar, kum tepeleri ve küçük adalar bulunur. Ayrıca kayalıklar, sığ koylar ve lagünler de görülür.

Yarımadanın tamamında yaklaşık 400 kilometrelik bir çakıl yol uzanmaktadır. Bu yol üzerinde ilerlerken görülebilecekler şunlardır:

Sea Lion Colony:

Kasabaya en yakın bu alanda: Aralık-Mart ayları arasındaki dönemde, üreme sezonlarında denizaslanları görülebilir.

Punta Pardelas:

burası 12 km uzunluğundaki bir plajdır ve balıkçılık, dalış ve tüplü dalış için idealdir. Buraya merkezdeki kasabadan yürüyerek ulaşmak mümkündür.
Punta Norte: Burası, Amerika kıtası üzerinde tek “Elephant Seals” kolonisi barındırmasıyla önem kazanmaktadır.

Punta Delgada:

Burası yarımadanın ucundadır ve burada bir otel ve eski bir deniz feneri vardır.
Penguen Kolonileri: Merkezin birkaç mil güneyinde, Chibut nehri vadisinde kıtanın en büyük penguen kolonisi bulunmaktadır. Her yıl 28 Temmuz tarihinde tüm Chubut nehri vadisi boyunca kutlamalar yapılır. Çünkü: Gwyl Glaniad: 28 Temmuz 1865 tarihinde Patagonya’ya gelmiştir.

Şubat sonu ve Nisan ayı başındaki dönemde, katil balina “Orcaslar buraya gelirler. Çünkü: Punta Notre denilen yerdeki kolonide bulunan deniz aslanlarını avlarlar.

Aynı dönemde, günde 2 kere yüksek gel-git görülür ve yaklaşık 20 dakika içinde deniz aslanlarını avlamaktadırlar. Orcaların deniz aslanlarına günlük saldırıları, bu gel-gitlere göre gerçekleşmektedir. Katil balinaların bu saldırıları, birçok meraklı tarafından izlenir ve fotoğraflanır.

Site, kuş çeşitliliği açısından da çok zengindir. Kıyı lagünlerinde Macellan pengueni, 5 farklı koloni halinde yaşamaktadır. Burada tahminen 40 bin civarında penguen ve çeşitli evrelerde burada konaklayan göçmen kıyı kuşu bulunduğu tahmin edilmektedir.