İsviçre Gezi planı

İsviçre Gezi planı

İsviçre’de seyahat etmek çok kolaydır. Çünkü: muhteşem bir otoyol ağı var. Şehirlerarası ulaşım son derece gelişmiştir. Özellikle, bu ulaşım ağının, “dakik” olması, bu ülkede en öne çıkan husus.

Yani, bir ulaşım aracına bindiğinizde, eğer aktarma yapacaksanız, aktarma yapacağınız yerdeki aracı kaçırma olasılığınız hiç yok. Ulaşım ağındaki araçlar, aşırı iklim zorlukları olmaması halinde, gayet dakik ve planlandığı şekilde çalışıyor.

Ülke, çok büyük değil. Bu yüzden, aynı gün içinde birden fazla bölgeyi ve şehri gezebilirsiniz. Bu yüzden, ben size, ülkenin belli başlı şehirleri hakkında, burada kısa bilgiler vereceğim.

Tercihinize, görmek istediklerinize göre, kendinize bir gezi planı yapabilirsiniz. Şehirler ile ilgili, ayrıntılı bilgileri ise, şehirlerin kendi sayfalarında, yine bu sitede bulabilirsiniz.

İsviçre Gezi planı

ZÜRİH

İsviçre ülkesinin en büyük şehridir. Dünyanın en yaşanılabilir şehirlerinden biri seçilmiş olmanın gururunu yaşamaktadır. Ancak, aynı zamanda, dünyanın en pahalı şehirlerinden biridir. Avrupa’nın en ünlü ve iyi üniversitelerinden biri, buradadır.

Şehrin tam merkezinden geçen ve merkezi ikiye bölen nehrin, her iki yakasında gezilecek güzel yerler bulabilirsiniz.

Tren istasyonunun hemen karşısındaki; Bahnof Sokağı, dünyanın en önemli alışveriş merkezlerinin başında gelmektedir. Yani: şehir, kaliteli bir alışveriş merkezi olarak öne çıkıyor.

Aynı zamanda, Zürih gölünün kenarında, gezinebileceğiniz çok güzel yerler ve restoranlar var.

İsviçre Gezi planı

CENEVRE

Cenevre gölü kıyısında kurulmuştur. Zürih şehrinden sonra, ülkenin ikinci büyük şehridir. Dünya üzerinde en pahalı şehirler sıralamasında, ilk 10 şehir arasına girmektedir.

Şehirdeki tüm hayat, göl kıyısında ve gölle ilişkili olarak kurulmuştur. Güzel bir şehir, hoşça zaman geçirebilirsiniz.

İsviçre Gezi planı

BASEL

Ülkenin üçüncü büyük kentidir. Fransa ve Almanya sınırında, Ren nehri kıyısındadır. Ülkenin kültür merkezi olarak öne çıkmaktadır.

Burada: birçok tiyatro, müze, sanat galerisi ve dünyanın en eski koleksiyonlarına sahip müzeler bulabilirsiniz.

İsviçre Gezi planı

BERN

Ülkenin başkentidir. Ortaçağ kalıntıları ağırlıktadır. UNESCO tarafından, Dünya Kültür Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır. Dünyanın en güzel yaşanabilir şehirlerinden, ilk on şehir içinde seçilmiştir. Güzel bir yer, burada hoşça zaman geçirebilirsiniz.

Avrupa’nın en çiçekli şehirlerinden biridir. Tarih severler, bu şehirde güzel yerleri keşfedebilirler.

İsviçre Gezi planı

LOZAN

Cenevre gölü kıyısında, Alplerin üstündedir. Kültür ve tarihi yönden, güzel bir geçmişi bulunmaktadır. Kentte, birçok özel okul ve eğitim kurumu bulunuyor.

Bu şehirde: göl üzerinde, mutlaka buharlı gemiyle yolculuk yapmalısınız.

Uluslar arası Olimpiyat Komitesinin genel merkezi buradadır. Şehir: bale gösterileri, klasik ve caz müzik konserleri, opera, tiyatro, sinema ve panayırlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Ayrıca, bu yörede, şaraplar çok güzel. Alışveriş mekanları ve birkaç görülebilecek güzel mimari yapılar ve müzeler bulunuyor.

İsviçre Gezi planı

LUZERN

Ülkeyi ziyaret edenler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir. Kendi adını taşıyan gölün kıyısında kurulmuştur. Bu şehirde, özellikle 14.yüzyıldan kalan, eski tahta Chapel köprüsü ilgi çekmektedir.

Yani, muhteşem doğa manzaraları bulunan bir şehir. Güzel ve ilginç, çeşitli dönemlerden günümüze gelen yapılar, anıtlar ve müzeler var, tarih meraklıları, bu şehri mutlaka görmeliler.

İsviçre Gezi planı

LUGANO

Üniversiteler kenti olarak öne çıkmaktadır. Her iki göl ve çevresindeki dağlar, göl kıyısına kadar inen ağaçların oluşturduğu yeşillikler, şehir içindeki tarihi binalar ve müzeler ve eski dönemlerden günümüze kalan, evler, bu şehrin özelliklerini oluşturuyor.

Özellikle: dağlar, spor ve gezi meraklıları için çok uygun. Başta da söylediğim gibi, Lugano Üniversitesi de çok gözde.

İsviçre Gezi planı

NEUCHATEL

Küçük bir yerleşim yeridir. Göl kıyısındadır. Tarihi yerleşim yerleri ön plana çıkıyor. Yine de, ülkede bulunma zamanınıza bağlı olarak, eğer fazla zamanınız varsa, buraya zaman ayırın diyebilirim.

Sessiz, sakin ve eğlencesi, pek fazla özellikleri bulunmayan bir yer.

İsviçre Gezi planı

EKSPERS TREN

İsviçre’ye tatile gittiğinizde, zamanınız varsa, mutlaka “Dünyanın en yavaş ekspres treni” ne binmelisiniz. Bu tren: Alpler’deki Zermatt ve St. Moritz bölgeleri arasında seyahat ediyor ve bu yolculukta: 91 tünel ve 300 civarında köprüden geçiyor.

Muhteşem doğal güzellikleri görmek mümkün.

Malta Valetta güneyi

Malta Valetta güneyi

Malta Valetta güneyi; Valetta şehrinden-Mdina şehrine giderken: Wignacourt Su Kemerleri’ni görebilirsiniz. Bu su kemerleri: 1610 yılında, Valetta şehrine su sağlamak üzere yapılmış.

Balzan yoluna dönün: burada, karşınıza “San Anton Sarayı ve Bahçeleri” çıkacak.

Malta Valetta güneyi San Anton Sarayı ve Bahçeleri

SAN ANTON SARAYI VE BAHÇELERİ

Büyük Üstat Antoine de Paule’in yazlık sarayıdır. 1620 yıllarında yapılmıştır. Sarayı çevreleyen bahçelerin tasarımını: San Anton bizzat kendisi denetlemiş. Daha sonra gelen Üstatlar: saraya eklemeler yapmışlar. Ufak kulenin altındaki veranda: İngilizlerin eseridir.

Malta Valetta güneyi San Anton Sarayı ve Bahçeleri

Saray: resimler ve sanat eserleriyle dolu. Günümüzde: Malta Başkanlık Sarayı olarak kullanılıyor. Bu yüzden: ziyarete kapalı. Yalnızca: dışından görebiliyorsunuz. Ancak: bahçeler halka açık. Bahçelerin düzenlemeleri de çok güzel, zaman ayırıp, gezebilirseniz, mutlaka hoşunuza gidecektir.

Bahçede: 300 yaşından büyük palmiyeler, servi, jakaranda ve arokarya ağaçları ve farklı türden, egzotik bitkiler var. Ayrıca: güzel çeşmeler, havuzlar, heykeller ve rengarenk çiçek düzenlemeleri bulunuyor. İç mekan bitkileri ve kocaman bir kuş kafesinin bulunduğu seralar var. Bu bahçelerde: her yıl, çeşitli hayvan ve bitkiler sergileniyor.

Malta Valetta güneyi Mdina Şehri

MDİNA ŞEHRİ

Araplar: 8.yüzyılda düşman akınlarına karşı duvarlar inşa etmişler. Bu duvarlar: şehri tam bir hisar havasına sokmuş.

Burası: 1530 yılında, St. Jean Şövalyeleri adaya geldiklerinde, uzun bir süre başkentlik yapmış. Şövalyelerden sonra ise: burası, eski şehir olarak anılmaya başlanmış. Malta şövalyeleri, adanın başkentini, Valetta olarak belirlemeden önce, uzun yıllar, burası Malta’ya başkentlik yapmış.

İlginç bir durum daha var. Mdina isminin nasıl okunduğunu duyduğunuzda şaşıracaksınız. Medina yani Suudi Arabistan’daki Medina şehri gibi okunuyor. Ancak, bugün bu şehirde, yalnızca 400 kişi yaşıyor. Şehrin bir diğer ismi ise: Silence City.

Malta Valetta güneyi

1565 yılındaki büyük kuşatmada: bütün güçlerini Büyük Liman bölgesine yoğunlaştıran Osmanlı güçleri: buradaki süvari birliklerinin kendilerini yıpratmasına imkan vermiş oldular. Ayrıca: bu şehrin burçlarına, asker kıyafeti giymiş kadınlar yerleştirip, Osmanlı güçlerini oyalamışlar. Evet, şehir daha sonra başkentlik statüsünü yitirmiş ama yine de, asiller ve ruhban sınıfı üyelerinden oluşan hükümet danışma kurulu merkezi olarak kalmış.

Şehir: 1693 yılında, büyük depreme uğramış ve hasar almış.

Yeniden yapım çalışmaları ise, 1720 yılına kadar sürmüş. Günümüzde: güzel saraylar ve sokak planları, Ortaçağ özelliklerini korurken, kamu binalarının çoğu, deprem sonrasında yapılmış ve Barok özellikler taşıyor.

Valetta’dan sonra, en ilgi çekici şehirdir. Sessiz şehir olarak da isimlendirilir. Motorlu taşıtlar, alışveriş merkezleri ya  da bir Pazar, bu şehirde bulamasınız. Tam bir sessizlik hakim. Malta adasının en yüksek noktalarından biri olduğu için; stratejik önemi çok büyük. Romalılar döneminde, Roma valisi, sarayını, bu şehirde yaptırmıştır.

Şehirdeki sarayların çoğu, günümüzde, özel mülk olarak kullanılıyor. Bu şehirde görebileceğiniz tek canlılık: şehir duvarlarının üzerinde bulunan ve muhteşem deniz manzarasına sahip, bir restoran ve çay bahçesi tarzındaki kafedir.

Şehrin ana kapısından girdiğinizde: tarih dokusunu hissedeceksiniz. Bu şehrin sokaklarında: fast-food dükkanları, neon ışıkları, kalabalık göremezsiniz. Dar sokaklar ve şehir duvarları arasında dolaşmak: tarih merakınız varsa, size büyük keyif verecektir. Ana cadde: 400 metre uzunluğunda, burayı birkaç dakika içinde gezebilirsiniz.

Şehrin ana giriş kapısına geldiğinizde: eski bir hendek ve üzerinde bir köprü. Tarih kokan bir giriş kapısı var. Şehre girdiğinizde: kapının sağındaki bina: Hükümet Sarayı.

Malta Valetta güneyi Hükümet Sarayı

HÜKÜMET SARAYI

Büyük Üstat Manoel de Vilhena tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı: 1720. Burası: yerel yönetim meclis binası olarak kullanılmış. Günümüzde ise: Ulusal Doğa Tarihi Müzesi olarak kullanılıyor. Müze içinde: fosil, bitki ve hayvan koleksiyonları bulunuyor. Müzeye: giriş ücretli ve her gün açık.

Sarayın yanındaki yapılar: bir zamanlar, mahkeme salonları olarak kullanılmış. Bunların altında: zindanlar var.

Malta Valetta güneyi Mdina Dungeons

MDİNA DUNGEONS (Medina Zindanları)

Bu zindanlarda: sergiler açılıyor. Sergilerde: suçu itiraf ettirmek için kullanılan, işkence yöntemleri sergileniyor. Göreceğiniz küçücük hücrelerde: insanlar kalmak zorunda bırakılmışlar. Ayrıntılı işkence sahnelerini betimleyen sergi, insanın kanını donduran ve ses efektleriyle birleştiğinde; ortaya son derece etkileyici ortamlar çıkıyor. Bu nedenle: yanınızda çocuklarınız varsa, sergiyi gezmelerini önermiyorum.

TRİQ VİLLEGAİGNON

Burası: şehri ortadan ikiye ayıran “Triq Villegaignon “ (Villegaignon Caddesi). Caddenin solunda: Malta’nın en eski aristokratlarına ait “Casa İnguanez” malikanesini göreceksiniz.

Bunun hemen karşısında ise: Roma zulmünden kaçmak için: 3.yüzyılda, Malta’ya gelen bir Hıristiyan şehidine adanmış olan: Azize Agahta Şapeli var. Şapel: 1471 yılında yapılmış ve 1694 yılında yeniden tasarlanmış.

Evet: bu cadde üzerinde yürürken: değişik kostümler giymiş kadınlar göreceksiniz.

Sokağın ötesinde: Palazzo Gato Murina denen yerde: büyük bir hediye dükkanı ve bir kafe var.

Malta Valetta güneyi Aziz Paulus Katedrali

AZİZ PAULUS KATEDRALİ

Hisarın ana meydanının batısındadır. Dönemin Malta lideri Publius: MS.60 yılında, Aziz Paulus aracılığı ile, tam burada, Hıristiyanlığı kabul etmiş. Kilise: 4.yüzyılda yapılmış ve 1090 yılında ve 1490 yılında genişletilmiş. 1693 yılındaki depremde hasar görmüş, arka kemeri ve kapısı bırakılarak tamamen yenilenmiş. Kapı orijinal: MS.900 yılında, İrlanda bataklık odunundan yapılmış.

Yeni yapı: Maltalı mimar Lorenzo Gafa’nın eseridir. Sütunları, ikiz çan kuleleri ve güzel kubbeleriyle, tam bir başyapıt. Ressam Mattia Pretti’nin: Aziz Paulus’u, beyaz bir at üzerinde betimleyen bir tablosu var.

Bu tabloda: 1494 yılındaki Müslüman saldırısına gönderme yapıyor. Söylenenlere göre: Aziz Paulus: işgalcileri korkutup kaçırmak için: at sırtında, Mdina şehri surlarında belirmiş.

Katedralin, güney kapısının dışındaki, küçük meydanın hemen karşısında: İlahiyat Fakültesi var.

Malta Valetta güneyi İlahiyat Fakültesi

İLAHİYAT FAKÜLTESİ

1729 yılında yapılmış. Bu heybetli yapının: ana girişinin iki yanında; iki devasa taş heykel var. Bina: günümüzde: Katedral Müzesi olarak hizmet veriyor.

Burada bulunan geniş koleksiyonda: dinsel nesneler, tablolar, el yazmaları, papalık emirleri bulunuyor. Ayrıca: Kartaca döneminden kalma, Malta sikkelerinden oluşan, etkileyici bir koleksiyon var.

Evet: Katedralden çıkın ve cadde boyunca yürümeye devam edin. Caddenin solunda: “Karmelit Kilisesi” var. Bu kilisenin köşesinde: “Bakire ve Çocuk Heykeli” görülüyor. Fransız Mason: 1798 yılında, kilisenin hazinesini talan etmek istediğinde, burada büyük bir halk ayaklanması çıkmış.

PALAZZO FALSON

Karmelit Kilisesinin hemen karşısındadır. Pencerelerin şekli nedeniyle: Normandiya Evi olarak anılır. Burası: 1283 yılında yapılmış. Günümüzde: bir dönem, burada yaşamış bir hayırseverin eşyalarının sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor.

Günümüzdeki ev: 1495 yılında: son şeklini alacak şekilde yapılmış. Taş duvarlar ve iç avlu, o tarihten bu yana, pek değişmemiş. Evdeki tablolar, mobilya ve benzeri gündelik eşyalar, yüzyıllardır aynı şekilde kalıp, günümüze ulaşmış.

Palozza Falson evinin biraz ilerisinde: Bastion Square (Burç Meydanı) var.

BASTİON SQUARE

Burada bulunan surlarda gezinti yapabilir veya kafelerde oturabilirsiniz. Yürümeye devam ederseniz, şehrin ana kapısından daha az kullanılan, ama ondan daha eski olan Yunan kapısını görebilirsiniz.

Malta Valetta güneyi Rabat Şehri

RABAT ŞEHRİ

Mdina şehrinin kent duvarlarının ötesinde kalır. Mdina şehrine benzemez. Arapçada, kelime anlamı “Kasaba” demek. Araplar tarafından kurulmuş olmasına rağmen, günümüze Arapların döneminden hiç bir şey kalmamış.

Burası: geniş caddeleriyle, düzensiz bir şehir havasında.

Şehir merkezindeki, en önemli yapı: mucizevi güçleri olduğuna inanılan ve bu nedenle hacılar tarafından sık sık ziyaret edilen bir mağara bulunan Aziz Paulus Kilisesidir.

Malta Valetta güneyi Aziz Paulus Kilisesi

AZİZ PAULUS KİLİSESİ

1691 yılında yapılmıştır. Söylentilere göre: Aziz Paulus: burada, 3 ay boyunca, sade bir yaşam sürmüş. Mağaradaki aziz heykelini: 1748 yılında, Büyük Üstat Pinto bağışlamış. Mayıs 1990 tarihinde, Papa II. Johannes Paulus; mağarayı ziyaret ve dua etmiş.

YER ALTI MEZARLARI

Kilisenin biraz ilerisinde: Aziz Catuldus, Aziz Paulus ve Azize Agatha’nın yer altı mezarları var. Aziz Cataldus Yer altı Mezarları:  2.yüzyıl sonlarında açılmış. Aziz Paulus Yer altı Mezarları ise: MS.400 yılında kazılmış ve içinde, binden fazla mezar bulunuyormuş.

Azize Agatha Yer altı Mezarlarına ise: kemerli bir kapıdan geçilerek ulaşılıyor. Buradaki odalar ve küçük müze; 12. yüzyıl freskleriyle donatılmış.

Malta Valetta güneyi Mosta Şehri

MOSTA ŞEHRİ

Mdina şehrinin: 3 km. güneydoğusundadır. Buranın en dikkat çekici yapısı, bir kilisedir.

Malta Valetta güneyi Santa Marija Assunta Kilisesi

SANTA MARİJA ASSUNTA KİLİSESİ

1860 yılında yapılmıştır.

Kilisenin kubbesi: Avrupa’daki kiliseler içinde, en büyük dördüncü kubbe imiş. İç yapı iskelesi kurulmadan inşa edilmiş. Bu nedenle: bir tasarım ve yapı güzelliği olarak öne çıkıyor. Fransız asıllı Maltalı mühendis George Grognet de Vasse tarafından: Roma’daki Panteon örnek alınarak yapılmış.

Kubbenin yüksekliği: 51 metre. Çapı ise: 45 metre. Duvar kalınlığı ise: 6 metre. Burada, ilginç bir olay daha var.

II. Dünya Savaşında, 200 kg. lık bir Alman bombası, kubbeyi delip kiliseye düşmüş, ancak patlamamış. Bombanın bir kopyası: kiliseye ait eşyaların korunduğu, odada sergileniyor.

Malta Valetta güneyi

Malta Genel

Malta Genel Tarih 

TARİH

Malta Genel; Malta tarihi: MÖ.5200 yıllarında başlar. Bu tarihlerde inşa edilen şaşırtıcı doğallıktaki limanlar: kimilerine güvenli sığınaklar olmuş, kimilerinin ise, felaketine yol açmıştır.

MÖ.5300 yılları gibi erken bir tarihte: burada, Sicilyalı göçmenler tarafından: tarımla uğraşan, bağımsız ve kendi kendine yetebilen bir toplum oluşturmuşlar. Niye, Sicilyalılar? Çünkü: buzul çağında, Malta ve Sicilya adalarının birbirine bağlı olduğu düşünülüyor.

MÖ.4100 yılında, Mısır’daki piramitlerin inşasından binlerce yıl önce: burada, Gozo adasında: Ggantija ve Malta adasında: Hagar gibi devasa tapınaklar yapılmıştı. Bu yapıların: ahşap çatıları vardı.

Paula’da ki Hypogeum’un defin odalarında: 7.000’den fazla kişiye ait kemik kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Yapıldığı dönemlerde, buradaki kehanet odasında, sürekli olarak bulunan rahibeler varmış.

Evet: tapınaklar dönemi: MÖ.2500 yılına kadar sürer. Günümüzde: bu tapınaklar, UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine alınarak korunmaktadırlar.

Daha sonra: MÖ.8.yüzyılın sonlarında deniz yolculuğu, insanların hareket kabiliyetini geliştirince: Malta, deniz ticaret yolları üzerindeki önemli limanlardan biri haline geliyor. Böylece: zaman içinde, Fenikeliler, Antik Yunanlılar, Romalılar ve Araplar tarafından: bölge sık sık ziyaret edilmiş ve mesken tutulmuş.

Özellikle: iyi birer tüccar oldukları kadar, büyük savaşçılar da olan Fenikeliler: Kuzey Afrika’da Kartaca da büyük bir koloni kurarlar. Bu dönemde: Fenikelilerin, MÖ.700-500 yılları arasında: Malta’da da hüküm sürerler. Çünkü: bu döneden kalma yazıtlar, madeni paralar ve gömütler, bu durumu kanıtlamaktadır.

Daha sonra: güneye doğru genişleyen Romalılar: MÖ.146 yılında yapılan savaşta, Kartaca’lıları yenerler ve bunun sonucunda, MÖ.218 yılında, Malta’da ilk Roma etkileri görülmeye başlanır. Romalılar: Mdina’yı alarak, çevresindeki yüksek araziye evler yaparlar. Mdina’nın dışındaki Rabat’ta: Domus Romana adıyla anılan bir Roma evinin kalıntıları bulunmuştur.

Roma imparatorluğunun ikiye bölünmesi sonucu,

Malta’ya Bizanslılar egemen olur. Ancak: MS.870 yılında, Araplar adayı işgal ederler. Mdina’ya, bir kale kurarlar. Bu dönemde: adada bulunan Hıristiyanların çoğu adadan ayrılır, kalanlar ise, İslamiyet’i seçerler.

200 yıllık Arap hakimiyeti: adanın dili ve kültürü üzerinde büyük etkiler bırakır. Pamuk ve Turunçgil üretimi yapılmaya başlanır. Ticaret sahası genişler.

Daha sonra: 1282 yılında: adada, Aragon’lular görülüyor. Almanya, Fransa egemenliği derken, ada, haçlı seferleri sırasında, kilit noktalardan biri haline gelir. Bu dönemde: Malta’da soylu sınıfı da gelişmeye başlar.

16.yüzyıla geliyoruz. Bu dönemde: Akdeniz, Kanuni Sultan Süleyman yönetimindeki Osmanlıların egemenliğindedir. Bu dönemde: St. Jean Tarikatına bağlı haçlı şövalyeleri: Kudüs’ten sürülürler. Bunlar önce Rodos adasına ve orası da Osmanlılar tarafından ele geçirilince, daha sonra Sicilya ve İtalya’ya yerleşirler.

Ancak, en sonunda: Kutsal Roma İmparatoru V. Karl: şövalyelere, Malta adasını bağışlar. Böylece: 4000 şövalye, 1530 yılında, Malta adasına taşınırlar. Birgu şehrinde ve Senglea adlı komşu yarımadada, surlar ve yaşam alanları yaparlar. Büyük liman ve çevresi her türlü etkinliğin merkezi olur. Eski başkent Mdina, gözden düşmeye başlar.

19 Mayıs 1565 tarihinde:

Osmanlı donanması, Marsaxlokk koyunda karaya çıkar. 1565 yaz ayları boyunca: gerek Osmanlı ordusu ve gerekse şövalyeler arasında büyük çatışmalar yaşanır. Bu çatışmalarda: Büyük Üstat ( Sn. Jean Şövalyelerinin başı) La Valetta: 72 yaşında olmasına rağmen, kendini ortaya atar ve  takipçilerine ilham kaynağı olur.

Osmanlılara büyük kayıplar verdirirler. Sonunda: Sicilya valiliğine bağlı destek kuvvetleri, Maltalıların yardımına koşar. Bunun üzerine: Osmanlılar kuşatmayı kaldırırlar.

Kuşatmanın ardından:

Birgu şehrini cepheden gören limanın karşı yakasına bir şehir kurulması düşünülür. Bu yeni şehir: ileride olabilecek çatışmalarda, mevcut başkenti koruyacaktır. Daha sonra, bu yeni şehir başkent olur ve La Valetta’nın ardından: Valetta olarak isimlendirilir.

Yeni şehrin: Birgu şehrinin ortaçağ tasarımından farklı olarak, ızgara modelinde yapılması: hem ulaşımı kolaylaştırır ve hem de esintinin, rüzgarın şehrin içine girmesini sağlar.

1789 yılında: Fransız devrimi ve ardından Fransa aristokrasinin ve kilisenin çöküşü: tarikatı derinden sarsar ve şövalyelerin buradan sağladığı destek biter.

Şövalyeler

1789 yılında, Napolyon Bonapart tarafından adadan kovulmuşlar. Böylece, dünyanın en ünlü askeri tarikatı: 268 yıllık ikametin ardından, toprağını savunamadan adadan ayrılırlar.

Ancak: 1791 yılında, Malta adası, Fransızlar tarafından, İngilizlere teslim edilmiş.

İngilizler, Malta bağımsızlığını kazanana kadar, yani 1964 yılına kadar, Malta adasında egemenliklerini sürdürürler. Aslında: 1964 yılında, İngiltere, adalara, sınırlı bir bağımsızlık tanımış. 1974 yılında ise, adalarda, Cumhuriyet ilan edilmiş. 1979 yılında İngiliz kuvvetleri adadan ayrılırlar.

Yeni devlet: 1 Mayıs 2004 tarihinde de, Avrupa Birliğine alınmış.

Başken Valetta: geç dönem Ortaçağ ve Barok mimarisinin başyapıtı olarak kabul ediliyor.

Malta Genel St Jean Tarikatı

ST.JEAN TARİKATI

Malta tarihini tam olarak bilebilmek için, buraya yerleşen St. Jean Şövalyelerini tanımak gerekir, bu yüzden kısa bilgi vereceğim.

Bunlar: 11.yüzyılda: Kudüs şehrindeki St. Jean Kilisesinin yakınlarında, bir dinsel dayanışma örgütü olarak ortaya çıkarlar. Ancak: buradan kovulurlar ve takip eden dönemde: Akka, Kıbrıs ve Rodos’ta, farklı Müslüman liderlerle çatışarak, birkaç yüzyıl süresince yaşarlar.

Yoksulluk, namus ve itaat yemini eden şövalyeler: konuştukları dillere göre, 8 guruba ayrılırlar. Bu dillerin, üç tanesi Fransızca lehçeleridir. Diğer diller ise: Aragon dili, Kastilya dili, İtalyanca, Almanca ve İngilizcedir.

Her  dil gurubu, belli bir görevi olan pililer tarafından idare edilir. İtalya’nın başı: Büyük Amiral, Fransa’nın ki ise, tarikat başıdır. Tümünün yöneticisi olan: Büyük Üstat ise: seçildiğinde ömür boyu görev yapar ve yalnızca Papa’dan emir alır.

Zaman içinde: çürüme ve iç çekişmeler nedeniyle: tarikatın etkinliği azalır. Ancak: tarihteki yeri ve şövalyelerin çatışmalarda gösterdikleri cesaretleri unutulmaz. 1834 yılında, tarikatın merkezi: Roma’ya yerleşir.

AZİZ PAULUS’UN DENİZ KAZASI

MS.60 yılında: Malta tarihindeki en büyük olay yaşanır. Aziz Paulus: Ceasar’dan merhamet dilemek üzere, mahkemeye çıkarılacağı Roma’ya götürülmektedir. Ancak: Aziz Paulus ve Aziz Luka: günümüzdeki ismiyle Aziz Paulus koyunun açıklarında, deniz kazası geçirirler ve karaya çıkarlar.

Aziz Paulus: kış aylarını, Madina-Rabat’ta, bir mağarada geçirir ve burada Hıristiyanlık dinini yaymaya çalışır. Din değiştirenlerin başında ise: daha sonra, adanın ilk piskoposu olan: Publius gelir.

Malta Genel

GENEL

Akdeniz’in tam kalbinde, küçücük bir ada. Sicilya ve Kuzey Afrika kıyılarına, eşit uzaklıkta. Malta-Sicilya arasındaki uzaklık: 93 km. Malta ile güneydeki Afrika arasındaki uzaklık ise, 288 km. dir.

Akdeniz’in doğu ve batı uçlarının tam ortasındadır. Avrupa’nın en güneyindeki ülkedir. Buzul çağında: Malda adasının, Sicilya adası ile birleşik olduğu sanılıyor. Diğer coğrafi özellik ise, Malta’da, hiç akarsu ve dağ bulunmaması.

Yüzölçümü: yalnızca: 316 km. kare. Ancak: bu kadar küçük olmasına rağmen: tarihin yüksek antik kültürlerine ve Avrupa tarihinin dönüm noktalarına tanıklık etmesiyle öne çıkıyor.

Günümüzde: Malta, kendisine gereken suyu sağlamak için: kış yağışları ve son derece gelişmiş bir deniz suyunu tuzdan arındırma sistemi teknolojisi kullanıyor.

İlkbaharda: tepeler ve kırsal bölgeler ve yol kıyıları, yabani çiçeklerle doluyor. Kurak yaz aylarında ise: yamaçlar kuruyor, renkler sararıyor, hava esintisiz ve sıcak.

Malta: 6 adadan oluşan takımadalar zinciridir. Ama, bu 6 adadan, yalnızca 3 adada, iskan yani yerleşim var. Adalar: kefeki ve kireç taşı katmanlarından meydana geliyor. Binyıllar boyunca, rüzgar ve suyun aşındırıcı etkisi sonucu oluşmuş.

Bu adaların en büyüğü: Malta adası.

MALTA ADASI

Malta adasında: yaklaşık 400.000 kişi yaşıyor.

GOZO (GHAWDEX) ADASI

Adanın yerel dildeki ismi: Ghawdex. Büyüklük olarak: Malta adasının, dörtte biri kadar. Nüfusu ise, yaklaşık 75.000 kişi.

Adada mevcut evlerin sayısı çok az. Ayrıca: bu adada, motorlu  taşıt yok.

İKİ KÜÇÜK ADA

Bu adalar: Aziz Paulus Koyunda. Buralar: yalnızca günübirlik ziyaretçileri ağırlıyor.

FİLFLA ADASI

Yalnızca: kuşlar ve kertenkeleler barınıyor. Burada: doğal yaşam korunma altına alınmış. Bu yüzden: ada ziyarete açık değil.

COMINO ADASI

Malta’nın üçüncü büyük adasıdır. 2 km. karelik bir alana sahiptir. Adada, yalnızca bir otel bulunuyor. Burada: şınolkerle dalmak, scuba dalışları yapmak gibi su sporları çok yaygın. Bölgedeki; Blue Lagoogle; masmavi sularıyla ünlü. Malta’yı ziyaret edenler, Comina’ya uğramadan buradan ayrılmazlar. Mutlaka zaman ayırın.

MALTA ADASININ İSİM KAYNAĞI

Bir söylentiye göre: Fenikelilerin kullandığı “malat” (güvenli liman) sözcüğünün bozulmuş halidir.

Gozo (yerel dilde “Ovdeş” olarak söylenen “Ghawdex ) kelimesinin ise: Yunanca “Gaudos” tan türediği sanılıyor. Bu da: Fenike dilinde, “sandal” anlamına gelen sözcükten devşirildiği sanılıyor.

VİZE

Malta vize başvuruları: İstanbul’da bulunan Malta Konsolosluğuna yapılmaktadır. İlginç olan şu ki: 2003 yılından önce Türklere vize uygulamayan ülke, bu tarihten sonra vize uygulamaya başlamıştır.

1 Kasım 2008 tarihinden itibaren ise, Avrupa Birliğine tam üye olmasıyla, Schengen Vizesi uygulanmaya başlamıştır.

Bu arada: yeşil pasaportu olanlar için, ülkeye girişte vize istenmiyor. Ancak, yeşil pasaportu olanlar, ülkede en fazla 90 gün kalma hakkına sahipler.

Malta Genel Ulaşım

ULAŞIM

Malta’nın ulusal havayolu şirketi: Air Malta. Gozo adasında, havaalanı yok.

İstanbul Malta arası uçak yolculuğu, 3 saat 20 dakika sürüyor. Saat farkı nedeniyle: İstanbul’dan hareket ile Malta’ya varışınız, saat olarak: 4 saat 20 dakika yapıyor.

Malta Genel Havaalanı

HAVAALANI

Malta uluslar arası havaalanı: Gudja’dadır. Burası: 1992 yılında açılmıştır. Valetta şehrinin, 10 km. güneydoğusundadır. Havaalanından, şehir merkezine ulaşım için: gelen yolcu terminalinin hemen dışında taksiler bekliyor. Terminalin içindeki gişeden, gideceğiniz yeri belirten bir fiş satın alıp, şoföre vermeyi unutmayın.

İKLİM

Malta’da yazlar: sıcak ve kuru geçer. Kışlar ise, ılık geçer. Tipik bir Akdeniz iklimi hakim. Kış günlerinde bile, güneş uzun süre gökyüzünde kalıyor. Mayısa gelindiğinde, yağmurlar durur ve sıcaklık hızla yükselmeye başlar. Yazın, sıcaklık, Kuzey Afrika’dan esen rüzgarlarla, daha da artar. Fakat, sahil bölgelerinde, denizden esen meltemler, ortamı serinletir.

Soğuk, kar, don ve sis; bura insanı tarafından bilinen meteorolojik olgular değil. Sıcak yaz günleri ve gecelerinde, biraz önce de söylediğim gibi, denizden serin meltem rüzgarı alır. Bunun sonucunda; sıcaklığın en yüksek olduğu dönemlerde bile, aşırı ve bunaltıcı sıcaklar görülmez. Nem oranı pek yükselmiyor.

KONAKLAMA

OTELLER

Oteller, kalitelerine göre, birden, beşe kadar sınıflandırılırlar. Kahvaltıda: tereyağlı-reçelli ekmek ve kahve bulabilirsiniz. Temmuz sonundan, Eylül ortalarına kadar olan dönem: konaklama fiyatlarının en yüksek olduğu dönemdir. Ölü sezon ise: Kasım-Mart arasıdır. Ancak: Noel ve Paskalya da fiyatlar yükselir.

PARA

1 Ocak 2008 tarihinden sonra, Malta’da geçerli para birimi olarak: Euro kullanılmaya başlanmıştır. Uluslar arası banka kartları, kabul ediliyor.

BAHŞİŞ

Malta’da, iyi bir servis sonunda sizden bahşiş beklenir. Çoğunlukla, bazı restoranlarda, servis bedeli hesaba eklenir. Herhangi bir miktar belirtilmemiş ise, hesabınızın % 10’luk kısmını, bahşiş olarak bırakabilirsiniz. Ayrıca: taşıyıcıya, her bagaj için: 15 Cent vermek uygundur. Taksi şoförlerine, bahşiş vermek gerekmez.

EKONOMİ

Malta, ekonomik sıkıntı çekilmeyen bir ülke. Ülkede, evsiz vatandaş bulunmuyor. Nüfusun pek yoğun olmaması nedeniyle, halkın refah düzeyi yüksek.

Ülkenin gelirlerinin büyük bölümünü (% 97) turizm oluşturuyor. Özellikle, yabancı dil okullarının büyük ekonomik getirisi var. Ülkede: 50 den fazla yabancı dil okulu bulunuyor. Çin, Libya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle, ekonomik anlamda yoğun ilişki içindeler.

POLİS

Polisler: yazın mavi, kışın siyah üniforma giyerler ve şapka takarlar. Bazıları, küçük motosiklet ile dolaşır ve resmi işaret taşımazlar. Polis arabaları ise: mavi-beyaz renktedir.

Büyük şehirlerin tümünde polis merkezleri bulunur. Fakat, hepsi tam gün çalışmaz. Suça tanık olursanız, telefon ile 199 çevirmeniz yeterlidir.

Malta Genel Ulaşım-Toplu taşıma

ULAŞIM-TOPLU TAŞIMA

OTOBÜS

Yerel otobüsler: kapsamlı, güvenilir ve ucuzdur. En uzun güzergah ücreti:  0.5 euro. Yani: ülkemizdeki metropol şehirlerdeki ulaşım ücretlerinden daha ucuz.

Ancak otobüslerin çoğu: 1950-1960’lı yıllardan kalmadır. Yani: nostaljik ve problemsiz çalışan otobüsler var. Bu eski modellerin önünde:  bir flamada “Super Rocky” yazılı.

Otobüslerin rengi: Malta’da sarı, Gozo’da ise gri. Otobüslerin tek kapısı ver ve önce inişler, sonra binişler, bu aynı kapıdan yapılıyor. Bilet de, otobüs  dışında bir yerden alınmıyor.

Yani, şoföre parayı veriyorsunuz, o da bir cihazdan size biletinizi veriyor. Bu işlemler, biraz zaman alabiliyor. Ama pek problem yaratmıyor. Zaten: Malta’da, kimsenin acelesi yok.

Duraklarda: otobüs güzergahlarını gösteren haritalar satılır. Biletler ise, en fazla 7 günlük satılır. Otobüs biletlerini; Valetta Bankasının, adadaki  şubelerinden satın alabilirsiniz.

TAKSİLER

Taksiler, beyaz renklidir ve devlet tarafından belirlenen ve kontrol edilen tarifeye göre çalışırlar. Taksimetreleri var. Ücretin taksimetre ekranında görünüyor olmasına dikkat edin, binmeden önce. Sürücü taksimetreyi çalıştırmak istemese: sürücü ile binmeden önce pazarlık edin.

DİN

Malta’da, toplam nüfusun büyük çoğunluğu: Koyu Katolik. Adada: toplam 365 kilise var. Ada halkı bu durumu değerlendirirken: “yılın her günü farklı kiliseye gidecek sayıda çok kilisemiz var “ diyerek değerlendiriyor.

FESTA TÖRENLERİ

Malta adasında bulunduğunuz sürede, mutlaka rastlayabileceğiniz ve ilginizi çekeceğine inandığım bir tören var. Adadaki her yerleşim biriminde; genellikle hafta sonları yapılıyor.

Bir cumartesi günü, bir aziz resmi; bir müzik gurubu eşliğinde , sokak  sokak dolaştırılarak, dinsel geçit töreni yapılıyor. Topluluk daha sonra, cemaat kilisesinde yapılan ayine katılıyor.

Bu törenlerde: büyük havai fişek gösterileri yapılır. Sokaklar süslenir ve bu sokaklardaki tezgahlarda: yiyecek ve içecekler satılır. Bu cümbüşe, sizlerde katılabilirsiniz.

HALK-İNSANLAR

MS.60 yılında, Aziz Paulus: günümüzdeki Aziz Paulus koyu açıklarında geçirdiği gemi kazası sonucu, adaya çıktığında: yerel halk tarafından, büyük bir misafirperverlik ile karşılaşır. Evet, Malta insanı gerçekten, özellikle turistlere çok yardımsever yaklaşıyor.

Maltalılar ve Gozolular: sevdiklerine aşırı bağlılık duyarlar. Dini inançlarına (Katoliktirler) aşırı bağlıdırlar. Aile bağları kuvvetlidir ve toplumun yaşlı üyelerine büyük saygı duyarlar. Üzerinde yaşadıkları adaya büyük sevgi duyarlar.

Zaten: II. Dünya Savaşı boyunca, bu adayı büyük bir cesaretle savunmuşlardır. Bu savaşta sergiledikleri aşırı cesaret nedeniyle: 1942 yılında, Büyük Biritanya’nın en yüksek cesaret madalyası olan “George Haçı” ile ödüllendirilmişlerdir. Bu haçın temsili resmi: Malta Bayrağında yer almaktadır.

Kendilerini yöneteceklere karşı hassastırlar. Dünyada, seçimlere katılım oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında gelir. Seçmen durumunda olan Maltalıların, yaklaşık % 95’i mutlaka seçimlerde oy kullanır.

Burada herkes birbirini tanır. Yardımlaşmayı severler.

Evet, Malta insanı adanın stresten uzak yaşam biçiminin tadını çıkarmaya çalışıyor. İnsanlarda, telaşsız bir hava hakim. Vakit geçirmeye yönelik en büyük alışkanlıkları: akşam saatlerinde, sahilde veya başka bir yerde, özellikle başkent Valletta’daki Triqlr-Repubblike boyunca yapılan gezintilerdir. Pazar günleri ise: piknik veya uzun bir öğle yemeği için bir araya gelirler.

TURİZM

Malta’nın en güzel yanı: muhteşem bir tarih hazinesi olmasıdır. Burada rastlayabileceğiniz tarihi ve arkeolojik kalıntıları, dünyanın çok az yerinde görmek mümkün. Ada, tam bir Açıkhava müzesi gibi. Başkent: Valetta: kendi türünün tek örneğidir. Tam bir mimarlık harikasıdır.

Turizm: adanın temel geçim kaynağıdır. Yeni yapılar: göz zevkine hitap etmiyor. Ancak: Gozo’daki binalar; geleneksel yöntemlerle, kireç taşından yapılmış.

Adalar: tarihle iç içedir. Malta’da bulunan her yapıda: tarihin izlerine rastlanır. Adanın zengin mirası: geçmişteki görkemli günlerini hatırlatır.

Malta: popüler bir tatil merkezidir. Yüzme, şinolker ve dalış için: ideal, ılık ve temiz suları var.

Adanın her yıl gelen: müdavimleri var.

Malta: egzotik bir havaya sahip olmasına rağmen: güvenlik, tanıdıklık ve rahatlık hissi veren, pek çok ayrıntı barındırıyor. Evet, Malta insanı, ziyaretçileri büyük bir konukseverlikle karşılıyor.

Malta’nın güneyinde bulunan Ghar Dalam mağarasında, yüzlerce fosilleşmiş iskelete rastlanmış.

Malta Genel Şnolker ve Tüple dalma

ŞNOLKER VE TÜPLE DALMA

Malta adaları, kayalık koylar bakımından zengin. Şnolkerle dalmak isteyenler için, deniz altında muhteşem görüntüler oluşturuyor. Berrak sularda, sayısız balık çeşitleri, deniz kestanesi ve ahtapot gibi canlıları izlemek mümkün.

Adaları çevreleyen sular: 40-50 metrelik görüş mesafesi sunuyor. Akdeniz’in en temiz bölgeleri burada. Deniz altında, savaş döneminden kalma gemi enkazları, bolca bulunuyor.

Malta yasalarına göre: dalış yapmak isteyenlerin, 14 yaşından büyük olmaları gerekiyor. Ayrıca: sağlık raporu alınması şart. PADI (Profesyonel Dalış Eğitmenleri Birliği) ileri düzeyde dalış sertifikasına sahip, veya eşdeğerine sahip olmayanlar: yalnızca, dalış eğitmeni eşliğinde dalış yapabiliyorlar.

Bağımsız dalmak isteyenlerin, Malta veya Gozo’daki, yerel dalış merkezleri aracılığıyla, Malta Sağlık Bakanlığından izin almaları gerekiyor.

Dalmayı öğrenmek isteyenler, profesyonel düzeye kadar eğitim veren, dalış merkezlerinden yararlanabiliyorlar. Bu merkezler: sertifika veren ana merkezleri bağlılar.

DİL

Ada halkı: geleneklerine bağlı insanlar. Kendilerine özgü: dil ve kültürü korumuşlar. Yerel halkın büyük bölümü: Arapça ile yakın akrabalığı olan: Malta dilini konuşuyorlar. Buna karşın: İngilizce, ikinci resmi  dil olarak biliniyor ve kullanılıyor. İtalyanca ve Fransızca da, geniş ada halkı tarafından biliniyor. Böylelikle: bu adada, herhangi bir dil sorunu yaşamak mümkün değil.

Malta’nın 2 resmi dili var. Maltaca (Arapça ile akraba olan ve Latin alfabesiyle yazılan antik bir dil) ve İngilizce. İngilizce, nüfusun çoğu tarafından kullanılıyor. Büyük şehirlerde: sokak isimleri ve işaret levhalarında: Maltaca ve İngilizce yazılı. Malta insanı, yol soranlara aşırı ölçüde yardımsever yaklaşıyor. Hatta, sizinle, belli bir kesime kadar yürüyor.

ÇALIŞMA SAATLERİ

Yılın hangi döneminde olursanız olun, ticari işletmelerin tümü: öğle yemeği saatlerinde kapanır. Yeniden açılış saati: 16.30 civarıdır. Dükkanlar, genellikle: Pazartesi-Cuma günleri arasında: saat: 09.00-13.00 ve 16.30-19.00 arasında açılıyor.

Cumartesi günleri ise:  09.00-13.00 arasında açılıyor. Ancak, turistik bölgelerde, birçok dükkan, öğlen yemek arası vermiyor. Pazar günleri ise, yalnızca gazete büfeleri açık, diğer tüm yerler kapalı bulunduruluyor.

ELEKTRİK

Malta’da elektrikli aletlerinizi çalıştırmak için: yanınızda mutlaka bir çevirici bulundurmanız gerek. Çünkü, prizler, 3 uçlu. Yanınızda götürmeseniz: Malta Havaalanından: travel converter (dönüştürücü) satın almanız gerekir. Şebeke elektriği: 240 Volt.

 

MALTA DİL OKULLARI

Malta Genel; Malta’da ekonomi bölümünde söz ettiğim gibi birçok dil okulu bulunuyor. Bu dil okulları: gerek dil eğitimi ve gerekse turistik anlamda değerlendirilmek üzere: ülkenin en güzel turizm bölgelerinde bulunuyorlar.

Dil eğitimi ve özellikle öğrencilere sundukları olanaklar ile, büyük ün kazanmışlar. Öğrenciler için konaklama olanakları: aile yanı konaklama, yurtlarda konaklama, apart daireler ve otellerde konaklama olmak üzere, çeşitli seçenekler sunuluyor. Yani, birçok farklı konaklama tercihi söz konusu.

Bu dil okulları içinde, benim dikkatimi çeken ve özellikleri uygun okul: Sprachcaffe. Bu okul: St. Julians’da bulunan taş bir binada eğitim veriyor. Bu bina içinde: derslikler, restoranlar, bar, kafe, internet kafe, kütüphane ve bahçesinde büyük bir havuz bulunuyor.

Ayrıca: okul konum olarak da tam gençlere uygun bir bölgede. Malta’da gece hayatının en yoğun yaşandığı, Paceville, okula yürüyerek çok yakın.

Bu arada: İngilizce öğrenmek için Malta’nın avantajlarından söz etmek istiyorum. Malta: 19.yüzyılın başlarından, 1934 yılına kadar, İngilizceyi, tek resmi dil olarak kabul etmiştir.

İngilizce, günümüzde Malta da, televizyonlardan gazetelere kadar, her alanda ağırlığını hissettirmektedir. Adada, İngiliz eğitim sistemi uygulanmakta, günümüzde İngilizlerin en önemli tatil merkezi olma konumunu korumaktadır.

Ders dışında, İngilizce pratik yapılabilen ideal bir ülkedir.

Tüm bunların yanında, İngilizce öğreniminin maliyeti, Malta’da, diğer İngilizce konuşulan ülkelerle kıyaslandığında daha ekonomiktir.

Ülkenin ikliminin ılıman olması: sis, kar, don ve soğuk olmaması, Malta adasında eğitim için olumlu avantajlar sunmaktadır. Yani, eğitim sürdürülmesi yanında, tatil olanaklarının da bulunması, eğitim için burayı avantajlı hale getirmektedir.

EĞLENCE HAYATI

Malta Genel; Malta adasında: eğlencenin merkezi: San Giljan, Paceville ve Bugibba tatil yöreleridir. Buralarda: büyük oteller ve apartlar var. Akşamın ilerleyen saatlerinde, bir kulübe gitmek isterseniz: kapının önünde, uzun bir kuyruğa girmeniz gerekecektir. Çünkü: Malta sosyetesi, özellikle hafta sonlarında, geç saatlerde, dışarıya çıkmayı tercih ediyorlar.

Malta’da gece hayatı, daha çok St.Julians’ın Paceville bölgesinde yoğunlaşıyor. Burada, birçok bar ve club var. Özellikle, cumartesi geceleri, burada adım atmak mümkün değil.

Malta’da içki sudan ucuz. En lüks kulüplerde bile, bira 1.80 Euro civarında satılıyor.

KUMARHANELER

Malta Genel: Malta adasında, başlıca 3 kumarhane var.

Bunlar: San Giljan’da: Westin Dragona otelinin yanındaki: Dragona Casino. Bu yapı: 20.yüzyılda, bir markizin konutu olarak yapılmış.

Qawara’da: New Dolmen Oteli: Oracle Casino ve son olarak: Vittoriosia’da: yat limanına bakan, Casino de Venezia.

Kumarhaneler: öğle saatlerinde açılıyor ve geç saatlere kadar açıktır. 18 yaşından küçük, yabancı uyruklular, içeriye alınmıyorlar. Günlük ve şık kıyafetler ile girmek mümkün.