Antalya merkezde Çakırlar Mahallesi bitiminden sonra, Körler Mezarlığı mevkisinde yer alan kavşaktan Çandır istikametine doğru gidildiğinde, asfalt yolun 14. km de, orman yoluna döndükten sonra 3100 m daha çok sarp bir yoldan ilerlendiğinde ilk kalıntılara ulaşılır.
Çatdibi köyü kuzey arkasında, Karabel’de konumlanan antik yerleşimin bulunduğu yere haritalarda ve ormancılar arasında “Asarlık Tepe” adı verilir.
Sarp kayalık bir tepe üzerinde kurulu küçük bir yerleşimdir.
Trebana ve Kitanaura arasındaki yol bağlantı noktasıdır. Patara Yol Klavuz Anıtından edinilen bilgilere göre; bu konu kuşku bırakmaz. Lahit yazıtları da adını doğrular.
Yerleşimin Termessos’la bir sympoliteia oluşturduğu belirlenmiştir.
YERLEŞİMDEKİ KALINTILAR:
Bugünkü orman yolunun çıkışı boyunca ve sırttaki düzlükte, Pisidia tipinde kalkan, yazıtlı ve kabartmalı 15 lahit dizilidir. Sağda yükselen kayalık tepe üzerinde akropol güney eteğinde de yerleşim kalıntıları izlenir. Ana kayaya oyulu akropol girişi gibi birkaç yapı ve teras duvarları dışında, tam tanımlanabilir çok fazla yapı kalmamıştır. Yaygın bina yıkıntıları söz konusudur. Kalıntıları bakıldığında küçük bir yerleşim olduğu anlaşılır. Akropolün ana kayaya açılı giriş kapısından tepenin doğu yamacına kadar uzanan alanda yapı kalıntıları ve kaya alanları izlenir. Aşağı inildikçe teras duvarları ve üstlerinde yine kalıntılar görülür.
Yerleşimin tüm planı ve işleviyle saptanabilen yapısı, bütününe yakın korunmuş yapı olan Roma hamamıdır.
ROMA HAMAMI:
Akropolün güneydoğu eteğindedir. Bölgenin bilinen en küçük hamamıdır. Yapı üst duvarlarına kadar ayaktadır. Yan yana dizili 3 bölümden oluşur. En doğudaki, küçük bölüm giriştir. Profilli dış kapı 0.73 m genişlikte ve 1.86 m yükseklikte ve ayaktadır. İç ve dışındaki menteşeler ikili bir kapı olduğunu gösterir. Bu da çok bölümü olmayan küçük taşra hamamlarında ısıyı korumak amacıyla yapılması beklenen rutin bir uygulamadır. Bu bölümün batı yan duvarlarından ana bölüme geçilir. Dikdörtgen bölüm hamamın yıkanma bölümüdür.
Binanın köşeleri ve kapılar bloklarla örülüyken ara duvarlar moloz taşlarla örülüdür. Tonozun başladığı kotta bir sıra blok taş tüm yapıyı çevrelemekte ve bir konsol çıkıntısı oluşturmaktadır. Binanın akropole yönelik arkası boyunca bağımsız ve güçlü bir duvar uzanır. Kaya duvar ile hamam arasında 3.30 m lik bir koridor oluşur. Mimarisi ve planı dışında duvarların dış ve içte sıvalı olması, yuvarlak ve kare pilaeler ile ince kristalli, mavi damarlı beyaz mermer plakalar ve mermer levha parçaları yapının işlevinden kuşku bırakmaz. Pişmiş toprak çiviler ise bu küçücük hamamın bile duvar içinden de ısıtıldığını gösterir. Yapının en önemli yanı Roma Dönemi taştan hamamları için çok özel bir örnek olmasıdır. Genellikle büyük kent hamamlarının iyi bilindiği bu bölgede, küçük yerleşimlerdeki küçük boyutlu hamamların nasıl olduğuna bir örnektir.
ANTİK YOL
Orman yolu biterken, lahitlerin sıralandığı antik yol başlar. O bölgeden çevreye bakıldığında görülebilen kalıntıların azı düzlükte konumlanmış, geri kalanı topoğrafya gereği yamaçlarda yerleşmiştir. Şehir içinde yer alan tük küçük düzlük nekropol alanı olarak kullanılmış ve 15 lahit çoğunlukla bu alana yerleştirilmiştir. Yerleşimde 1 tane de khamosorion vardır.
AKROPOL/MEZARLAR:
Akropol kayalığının batı yüzüne açılan üç kaya mezarı bulunmaktadır. Birbirlerine benzeyen üç mezar ortak karakterdedir. Sarp kayalığın yüzündeki çok dar giriş örtü alanıyla ve küçük bir kapıyla girilen tek odadan oluşur. İlk yan duvar boyunca ölü yatağı yapılmıştır. Arka duvar önünde ise iki ölü yatağı arasında kalan küçük boşluk bir armağan ve mezar eşyası sehpası işlevinde arada düzgünce kesilerek bırakılmıştır. Ortada kalan kısım ise, derince bir hareket alanı çukurudur. Sivri tonozlu çatı taklidi biçiminde kesilen ana kayada, tepede ani kiriş de kayaya işlenmiştir. Kirişin ucu dışarıda mezar önü alanına da çıkarılmıştır. Bu durumuyla mezar Lykia’dan bilinen kaya mezarı geleneğinden farklı yanlar gösterir. Örneğin: Lykia’da mezar içlerinde ahşap taklidine rastlanmaz. Dışta vardır. Burada ise tam tersidir. Dışta vardır. İçte ahşap taklidi vardır dışta yoktur. Burası kültürel olarak artık Lykia değildir.
KALEBAŞI-ASARLIK KALESİ
Çandır vadisinin güney yamacında, Yarbaşçandır köyünün karşısındaki yamaçta Asartepe denilen mevkide tespit edilen iyi durumdaki kale, Bizans Dönemine ait bir yapıdır.
Yarbaşçandır köyünden aşağı, vadinin dibine inildikten sonra bir köprü geçilerek karşı yamaca tırmanılır ve orman yolundan doğuya doğru yaklaşık 1.5 saatlik bir yoldan sonra Asartepe mevkisine ulaşılır.
Bütün vadiye egemen olan bir konumdaki kalenin batı ve kuzey tarafları 100 metreyi aşan sarp uçurumlar halinde olduğundan, duvarlar sadece güney ve batı taraflarını çevrelemektedir. Güney duvarına bitişik olarak yapılmış iki burçtan batı tarafındakinin alt kısmı sarnıç olarak yapılmıştır. Kalenin içinde ve çevresindeki yamaçlarda bulunan çok sayıdaki sırlı seramik parçalar Orta
Bizans dönemine aittir. Ayrıca çeşitli cam parçaları ve bıçak, çivi başı, cüruf gibi metal parçalar da bulunmuştur. Çok iyi durumda korunmuş olan bu kale kalıntısı, Trebenna teritoryumunda bu döneme ilişkin keşfedilen en önemli savunma yapısıdır.