Artvin Hopa

hopa.1
Artvin Hopa

 

Hopa’da cennet veresiye değil peşindir. Evet, bu sözler burayı anlatmak için kısa ve öz. Sarp sınır kapısına, çok yakın bir sahil ilçesi. Karadeniz sahil yolunda son ilçe.

Artvin Hopa

ULAŞIM

Hopa: Sarp sınır kapısına: 18 km. uzaklıktadır. İl merkezi olan Artvin’e uzaklık ise, 68 km. dir. Hopa-Rize arası uzaklık: 98 km. Hopa-Arhavi arası uzaklık: 9 km. Hopa-Borçka arası uzaklık: 35 km.

Burada hava ulaşımı yok. Ancak: Gürcistan’ın Batum ilinden, vizesiz olarak İstanbul’a uçuşlar gerçekleşiyor.

Artvin Hopa

TARİHİ

Hopa, 1490-1512 yılları arasında, Yavuz Sultan Selim’in Trabzon valiliği sırasında, Osmanlı devleti topraklarına katılmıştır.

İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra ise, 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Andlaşması ile, milli sınırlarımız içine dahil edilmiştir. İlçe: 1936 yılına kadar Rize iline bağlı iken, bu tarihten sonraki dönemde, Artvin iline bağlanmıştır.

Hopa’nın isim öyküsüne gelince: Hopa’nın ismi: Yavuz Sultan Selim tarafından verilmiştir. Selim; Trabzon valisi iken, Batum sancağını ele geçirmek üzere düzenlediği seferde: Hopa’nın ardında bulunan dağlarda konaklar.

Bu dağlardan: sahil şeridinde bulunan bugünkü Hopa şehrine baktığında: bu şehre “Hop” ismini koyar.

Hop kelimesi, Acemcede “güzel” anlamına gelmektedir. Sonraki süreçte, Hop ismi, Hopa olarak kullanılagelmiştir.

Artvin Hopa

GENEL

Hopa: Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyetini birbirine bağlayan, uluslar arası kara yolu üzerinde bulunması nedeniyle, önemli bir konumdadır. Deniz seviyesinden, 10 metre yüksekliktedir. En yüksek noktası ise, 1513 metre ile Yavuz Sultan Selim tepesidir.

Özellikle: Karadeniz bölgesinin dağınık yerleşim özelliklerini taşır. İklim hemen hemen her mevsim yağışlıdır. Sürekli yağışlar nedeniyle, ilçenin büyük bölümü, ormanlarla kaplıdır. Bu oran: % 66’dır. Yörede “galaş” adı verilen bir rüzgar eser ki, nemi götürür ilçenin havasını değiştirir.

İlçenin ekonomisi yakın zamana kadar tarıma dayalı idi. Özellikle: kıyıdan, 400-600 metre yüksekliğe kadar olan yerlerde: fındık ve çay bahçeleri bulunmaktadır. Ancak: Hopa Limanının hizmete girmesi, Sarp Sınır Kapısının açılması, uluslar arası taşımacılık, turizm gibi çeşitli alanlardaki ticari faaliyetlerin artması: konaklama ve iş yeri sayılarında ciddi artışlar ortaya çıkmasına neden olmuştur.

İlçede, balıkçılıkta, en yaygın ekonomik faaliyetlerden biridir. Balıkçılıkta faaliyet gösteren, yaklaşık 300 e yakın ruhsatlı üreticinin, 120 balıkçı teknesi bulunmaktadır. Ayrıca: ilçede 1 çay fabrikası, Karadeniz Bakır İşletmeleri, 1 termik santral ve liman işletmesi bulunuyor.

Hopa Kültür ve Sanat Festivali

Her yıl, Temmuz ayının ilk haftasında: Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı organizatörlüğünde yapılır.  Festival etkinlikleri kapsamında: çeşitli sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler düzenlenir.

Hopa Limanı

Sarp Sınır kapısına, 15 km. uzaklıkta olması, buranın önemini ortaya çıkarıyor. Bu limanda: yükleme, boşaltma, iç ticaret ithalat, transit ticaret, antrepoculuk gibi tüm deniz hizmetleri yürütülmektedir. Liman yap-işlet yöntemi ile yaptırılmış olup, halen özel sektör tarafından işletilmektedir.

Sarp Sınır Kapısı

1988 tarihinde açılmıştır. Başta Gürcistan olmak üzere, bağımsız devletler topluluğu ülkeleriyle, sosyal ve ekonomik ilişkilerin önemli bir gelişimi sağlanmıştır.

Hopa Gümrükler Başmüdürlüğü ve bağlantı gümrük müdürlüklerinde: gelen-giden yolcu, otomobil, otobüs, Tır ve gemi sayılarında, sürekli artış olmaktadır.

Hopa’nın en büyük özelliklerinden birisi  de: insanlarının eğitime düşkün olması. Halkın okur-yazarlık oranı, %  98 ile, ülkemizin birçok yöresinden daha yüksek.

Turizm: Sarp sınır kapısının açılması ile, bölgenin turizm potansiyeli inanılmaz ölçülerde artmıştır. Bunun sonucu olarak: ilçede, modern tesisler çoğalmıştır.

 

KAFKAS FİLM GÜNLERİ

Kopmuş plajında yapılıyor ama havanın durumuna göre, Liman Tesislerinde düzenleniyor. Aslında, ilçede film günleri festivali düzenlenmesine karar verilmiş, ancak bir sinema salonu yok.

Bunun üzerine: Liman işletmelerindeki bir depo: sinema salonu olarak düzenlenmiş ve festival burada yapılıyor.   Festival: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından destekleniyor. Etkinlikte: Türkiye, Azerbeycan, Ermenistan, Rusya ve Gürcistan’dan filimler gösteriliyor.

Artvin Hopa

NE YENİR

Hopa denilince aklıma ilk gelenler: Laz böreği ve hamsi. Özellikle: hamsili pilavı denemenizi öneririm. Bunun yanında: yine buraya has bir yemek: Kvane. Taneli fasulye, ceviz, acı biber, sarımsak ve nar ekşisinden yapılıyor. Son olarak: lahanadan yapılan, Harhaşi önerebilirim. Lahana yemeklerini severseniz, bunu de deneyebilirsiniz.

 

NE SATIN ALINIR

Hopa’dan: çay, bal ve ceviz satın alabilirsiniz.

 

GEZİLECEK YERLER

Artvin Hopa Limanı

HOPA LİMANI

1997 yılında özelleştirilmiş ve Park Denizcilik isimli bir firmaya tahsis edilmiş. Bu firma tarafından: yükleme, boşaltma, terminal, depolama, kılavuzluk, kurtarma ve likit dolum tesisleri işletiliyor.

Konum olarak: Karadeniz’in dünyaya açılan kapısı durumunda. Hopa ilçesinde zamanınız olursa, limanda dolaşabilirsiniz.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

SARP SINIR KAPISI

Burası: Sovyetler Birliği ile imzalanan anlaşma gereğince, 1988 yılında açılmıştır. Burada: uluslar arası tüm gümrük işlemleri yapılmaktadır.

Bunun sonucu olarak: özellikle Hopa ilçesinde: nakliyecilik ve konaklama sektörü, olumlu yönde etkilenmiştir. Bunun yanında: sınır ticareti, ithalat ve ihracat sürekli artmış ve artmaktadır.

Bunun yanında bazı sanayi kolları da gelişmiştir. Örneğin: yaklaşık 100 kadar küçük ve orta ölçekli, oto tamirine yönelik sanayi işletmesi açılmıştır.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

 

Hopa’dan yola çıktığınızda: Karadeniz Sahil Yolunun başlangıç noktası olan Sarp sınır kapısına ulaşmanız mümkün. Muhtelif tüneller var.

Hatta, en son tünele girmeden önce, tünelin giriş bölümünün üstünde “Dikkat Gümrük Kapısı” yazıyor.

Bu tüneli geçince, karşınıza hemen, sınır kapısı çıkıyor. Solda bir otopark var. Aracınızı oraya bırakıp, yaya olarak sınırı geçmeniz mümkün.

Nüfus cüzdanını göstererek sınırdan günübirlik geçiş yapabiliyorsunuz.

Bu arada

Sınır kapısına varmadan önce, yine bir yerleşim yeri: Kemalpaşa var. Sınıra: 10 km. uzaklıkta. 3500 kişi nüfuslu bir belde.

Kemalpaşa bölgesini, özellikle Gürcüler hareketlendiriyor. Yol kenarında yapılan bavul ticaretine, günde ortalama 4.000 ve pazarların kurulduğu günlerde ise (Salı ve Cuma günleri) ortalama 12.000 Gürcü vatandaşı katılıyor.

Ayrıca: Türkiye’nin dört bir tarafından, bavul ticaretinden pay kapmak için, Kemalpaşa’da dükkan açan firmalar var. Özellikle: tekstil firmaları bunlar. Kemalpaşa’da bütün markalar var. Tekstil üzerine, 200 ün üzerinde yeni mağaza açılmış.

Geceleyin Kemalpaşa’ya gelen Gürcüler, saat: 23.00 den sonra, sabah saatlerine kadar alışveriş yapıyorlar. En çok; hazır giyim ve ev tekstiline ilgi gösteren Gürcüler, hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve hem de satmak için aldıkları ürünleri, minibüslere doldurarak, sınır kapısına götürüyorlar.

Gürcistan gümrüğünde: bir kişinin 300 dolarlık mal geçirmesine izin verilmesi nedeniyle, daha çok mal almak için Gürcülerin aile üyelerini de yanlarında getirdikleri görülüyor. Buradan aldıkları malların çoğunu: Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’a götürerek satıyorlar.

Sınır kapısı ilginç. Rüşvet söylentileri var. Ama: çoğu kez, elinizi-kolunuzu sallayarak, sınırın karşısına geçmeniz de mümkün. Hatta: belki, yanınızda bulunan çantanızı bile kontrol etmeyeceklerdir.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

Kapının

Gürcistan tarafındaki sınır köyü adı: Sarpi. Aslında, bu köy, ikiye bölünmüş. Bir kısmı, bizim tarafta, diğer kısmı onların tarafında. Sınırın öbür yanında karşınıza ilk çıkan şey: bir şeyler içebileceğiniz: kafemsi yerler.

Batum’a giden dolmuşlar da buradan hareket ediyor. Ayrıca: Doğu Karadeniz bölgesinin en güzel plajları; en güzel deniz, sınırı hemen geçince karşımıza çıkıyor.

Halk: sere serpe plajlardan denize giriyor. Sınır kapısının bizim tarafını düşünürseniz: çöp.

Dikkati çekecek en büyük obje ise: bizim tarafta kalan, sahildeki cami.

Sınırdan geçmeyi kafanıza koyarsanız: Hopa’dan, yanınıza bir miktar döviz alın. Aslına bakarsanız, sınırda, dolar satın alabileceğiniz yerler de var. Ancak; özellikle, Batum şehrinde, TL. bozdurmanız pek kolay değil.

Batum’a gittiğinizde: dolar para birimini, buranın yerel para birimi olan “lari” ye rahatlıkla çevirebilirsiniz.

Yanılmıyorsam: 1 dolar, 1.8 lari’ye eşit.

Evet: Karadeniz Sahil gezinizde, son durak olarak mutlaka Batum şehrini de ilave etmelisiniz.

Batum şehri tanıtımı ve gezilecek yerleri hakkındaki yazım için.

 

Gürcistan Tiflis

Gürcistan Tiflis

Şehir: Gürcistan ülkesinin başkentidir. Zaten, ülkenin 4.469 bin kişilik nüfusunun 1.225 bin kişilik bölümü, Tiflis şehrinde yaşamaktadır.

Bu nüfusun: % 84’lük bölümü Gürcüler, % 6.5’luk bölümü Azeriler, % 5.7’lik bölümü Ermeniler, % 1.5’luk bölümü Ruslar ve geri kalanı çeşitli uluslardan oluşmaktadır.

Coğrafi olarak:

Şehir: toplam uzunluğu 1515 km. olan Kura nehrinin iki yakasında kurulmuştur. Bu yüzden nehrin her iki yakasında birçok restoran bulunur.

Hatta: Başkanlık Sarayı, Adalet Bakanlığı binası ve daha birçok kurumsal yapı da bu nehir kıyısındaki şeritte konuşlanmıştır. Zaten, burada görebileceğiniz Sovyet döneminden kalma devasa ve eski yapılar, olduğu gibi yani olanca kasveti ile duruyorlar.

Söylenenlere göre: o zamanlarda, yapının dışı ve merdivenleri devlete, içi ise özel kişilere aitmiş ve bu yüzden yapıların dışının onarılmadığı ve uzun yıllar öylece kaldığı söyleniyor. Öte yandan yine Rusça yazılar da, bu yapıların kasvetini arttırıyor.

Bir diğer duyduğum ise, Gürcülerin bu eski yapılara karşı bir saygı ifadesi olarak dokunmadıkları yönünde. Dışını aynı bırakıp içini yeniliyorlarmış, yani dıştan berbat bir yapı, içinde ise modern bir mekan.

Şehrin deniz seviyesinden yüksekliği: 380-600 metredir. Toplam alanı ise 500 km. karedir.

Şehrin en büyük problemi: ekonomik sıkıntılar. Her ne kadar bölgedeki komşularında, bol miktarda petrol ve doğal gaz bulunmasına rağmen, Gürcistan ülkesinde, petrol ve doğalgaz bulunmuyor ve enflasyonla mücadele de büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Bu yüzden, ülkenin geçim kaynakları: tarım, turizm ve özellikle şarap üretimidir.

Giriş kısmı için son bir not: şehirde kalacak yer aradığınızda, yanınıza yaklaşıp ta “guesthouse” diyerek, sizi bir yere yönlendirmeye kalkanlar olacaktır ki, bunları kesinlikle kabul etmeyin.

Çünkü: bu tür aracılar: genellikle kendi mahallesindeki bir komşusu veya bir tanıdığı, bir arkadaşının evini, size pazarlamaya çalışacaktır. Ama unutmayın ki, bu evler; şehirdeki orta karar bir otel için ödeyeceğiniz ücretten daha ucuz olmayacaktır.

Son olarak: bu şehri ziyaret edecekseniz, 2 veya bilemediniz en fazla 3 gün yeterlidir.

Gürcistan Tiflis

ULAŞIM

Tiflis, sarp sınır kapısından 450 km. uzaklıktadır. Tiflis havaalanı ise şehir merkezinin biraz dışındadır. (17.5 km. uzaklıktadır.)

2007 yılında inşa edilen havaalanı, bizim “TAV” denilen şirket tarafından işletiliyor ve bu nedenle, havaalanına inince pek yabancılık çekilmiyor.

Havaalanı işletmesinde, önemli konumdaki bütün personel Türk. Bu yüzden herhangi bir şey sormanız durumunda, aşırı yardımseverlik gösteriyorlar. İstanbul-Tiflis arasında direkt uçak seferleri bulunuyor ve uçuş süresi, 1 saat 40 dakikadır.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki taksi ulaşımında sizden 35-40 gel isteyeceklerdir, ancak vermeniz gereken ücret, en fazla 10 geldir. Daha açık bir örnek gerekirse: havaalanı ile şehir merkezindeki Mariot oteli arasındaki ulaşım için taksiye ödemeniz gereken ücret, azami 20-25 geldir.

Şehir merkezine otobüs ile ulaşmak isterseniz: Özgürlük meydanı ve Rustaveli Bulvarına ulaşan: 37 numaralı otobüse binmeniz gerekir.

Yolculuk yaklaşık 30-40 dakika sürer ve otobüs durağı: hemen geliş salonu önündedir ve otobüsler, her 20-30 dakikada bir şehir merkezine hareket ederler. Otobüsler, yalnızca para kabul ederler ve tek bilet 0.50 lari’dir.

Otobüsler, her gün saat: 07.00-22.00 arasında çalışırlar.

Son bir not: havaalanı ile şehir merkezi arasında tren ulaşımı da bulunuyor ki, çok seyrek olan bu trene binmek isterseniz, şehir merkezine çok daha ekonomik olarak ulaşabilirsiniz. Tren istasyonu: havaalanı terminaline yürüyerek 2 dakika uzaklıktadır.

Ana tren istasyonuna yolculuk yaklaşık 35 dakika sürer. Maliyeti 0.50 lari’dir. Ancak, gün boyunca sadece iki tren çalışır. Bunlar: saat: 08.45 ve 18.05 saatlerinde çalışırlar.

TARİH

Şehrin ilk kuruluşu hakkında bilinen bir efsaneden söz etmek istiyorum. Şöyle ki: şehir, günümüzden yüzlerce yıl önce, tamamen ormanlarla kaplı bir yer olarak bilinirmiş. Bir gün, bölgenin kralı: Kral Gorgasal: bu ormanlık alanda ava çıkar. Av sırasında: ormanlık alandaki sülün sürüsünün üzerine, av konusunda eğitilmiş atmacasını gönderir.

Ancak, aradan zaman geçmesine rağmen, ne sülün sürüsünden ne de atmacadan herhangi bir haber ve görüntü alamazlar. Aramalar sonucunda: sülün sürüsü ve atmacanın bir sıcak suya düştüğünü görürler ve kral: bu suyun bulunduğu yeri çok beğenir ve burada şehir kurulmasını emreder. Hatta: şehrin kurulduğu yerde bulunan sıcak suyun anısına şehre “tbilisi” yani “ılık su” adı verilir.

Evet, şehrin kuruluşuna ait Tiflislilerin anlattığı efsane bu, ancak şehrin bulunduğu yerde, MÖ.4000 binli yıllara kadar geriye giden yerleşimler bulunduğu da bilinmektedir. Ancak: yazılı kaynaklar, yukarıda söz ettiğim efsaneden itibaren şehrin kuruluşunu anlatırlar. Hatta: Tiflis şehrine ilk yapının yani kalenin, MS.4’ncü yüzyılda, Kral Bakur döneminde yapıldığı da yazılıdır.

MS.5’nci yüzyılda şehir

Kral Gorgasal tarafından ele geçirilir ve takip eden dönemde, şehir hızla kalkınır.
MS.6’ncı yüzyılda, Tiflis şehrinin: Gürcistan ve İberia denilen krallığın başkenti olduğu görülür.

Aynı dönemde: Doğu bölgelerini, Avrupa’ya bağlayan ticaret yolunun gelişmesiyle: şehir gittikçe daha önem kazanır ve hızla gelişimini sürdürür. Tüm Kafkasya’nın en önemli şehirlerinin başında gelmeye başlar.

Evet, şehir bu kadar önem kazanınca: elbette tarihi süreç içinde, birçok ulusun ele geçirmek için büyük uğraş verdiği bir yer olarak bilinir. Özellikle: Bizans, İran, Arap ve Selçuklu dönemlerinde, büyük güç mücadeleleri yaşanır.

570’li yıllarda: şehir İranlılar tarafından ele geçirilir. Takip eden dönemde, yine birçok medeniyet tarafından ele geçirilir ve özellikle 850-1050 yılları arasındaki Arap egemenliği, bunların en uzunu olarak bilinir. 1060 yılında ise, bu kez Selçuklular şehri ele geçirirler.

1122 yılında ise: Kral Davit, bu kez, şehri ele geçirir. Şehri, Gürcistan ülkesinin başkenti yapar. 12-13’ncü yüzyıllarda, Gürcistan’ın altın çağı yaşanır ve şehir bu dönemde iyice gelişir ve nüfus, 1 milyon kişiye yaklaşır. Aynı zamanda, şehir: kültür merkezi haline gelir.

1236 yılına gelindiğinde ise, bölgede Moğol istilası görülür. 1320 yılında Moğollar ülkeden çıkarılırlar ve Tiflis, yine Gürcü devletinin başkenti olur. Ancak: tarihi süreç içindeki işgaller yine devam eder ve şehir birçok kez yağmalanır.

1578 yılında ise, şehir bu kez Osmanlı yönetimine girer. 1603 yılında bu kez İranlılar şehri yeniden ele geçirirler. 1632 yılında, şehirde yeniden Osmanlı hakimiyeti görülür. 1723 yılında ise, bu kez Ruslar bölgeyi ele geçirirler. 1732 yılında, İranlılar, Tiflis şehrini yeniden ele geçirirler.

Ancak, İran baskısından yılmış olan kral Erekle: Ruslardan yardım ister ve 1801 yılında, Ruslar şehri ele geçirirler. 1850’li yıllarda, Tiflis yeniden bölgenin ticaret ve kültür merkezi haline gelir.

1917 yılında Tiflis şehrinin Gürcistan bağımsız Cumhuriyetinin başkenti olduğu görülür ancak 1921 tarihinde Rus kızıl ordusu şehri işgal eder. 1936-1991 yılları arasında: şehir, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin başkenti olur.

Ancak, takip eden tarihi süreçte, şehirde, Moskova yönetimine karşı sürekli olarak ayaklanmalar ve gösteriler düzenlenir ve bunlar her seferinde, Moskova yönetimi tarafından kanlı şekilde bastırılır.

İNSANLAR

Tiflisliler: kendilerini Gürcü olarak kabul etmiyorlar. Kendilerini “Tiflisli” olarak tanımlıyorlar. Bu arada: Rusları, İranlıları, Azerileri, Türkleri, Ermenileri sevmediklerini söylüyorlar.

Ama, bu sevgisizlik, şehirde herhangi bir güvenlik problemi yaratmıyor. Sokaklarda gündüzleri genellikle yaşlı insanlar görülüyor, gençler ise hava kararınca sokaklara çıkıyorlar.

Ülkede: işsizliğin yüksek boyutlarda olmasının en büyük sonucu: erkeklerin evlere kapanıp kendi yaptıkları şarapları içip sarhoş olmaları veya zengin erkeklerin kumarhanelerde zaman geçirmeleri olarak sonuçlanıyor.

Bunun doğal sonucu olarak: Gürcü kadınları, birkaç kişilik kadın gurubu şeklinde, kulüplerde eğlenmeye gidebiliyorlar. Yani, bir kulübe veya eğlence mekanına gittiğinizde, çevrenizde, kendi başlarına eğlenmeye gelmiş Gürcü kadınları görürseniz şaşırmamanız gerekiyor.

Öte yandan: Gürcistan’da, kadın nüfusun erkek nüfustan fazla olduğunu da söylemem gerek. Herhangi bir ortamda: Gürcü kadın gurubu bulunan bir masa gördüğünüzde: medeni bir şekilde yanlarına gidildiğinde, konuşmaktan çekinmiyorlar.

Zaten: Gürcistan’da yazının en başında da belirttiğim gibi, büyük bir ekonomik sıkıntı var.

Gürcüler: kendi geleceklerini Amerika ve Avrupa ülkelerine ve bu ülkelerden gelecek turistlerin bırakacağı gelirlere bağlamışlar. Yani: Amerikalı, Avrupalı veya Türk: konuşmaktan çekinmiyorlar. Ama, daha ötesi için herhangi bir şey söylemem mümkün değil.

Gürcistan Tiflis

DİL

Gürcü alfabesi: Latin harfleri kullanmıyor, bu yüzden özellikle kaldığınız otel veya konutun adresi bulunan bir kartı yanınızda bulundurun ki, taksi ile otele gitmek zorunda kaldığınızda, bunu yani kaldığınız yerin adresini Gürcü alfabesine göre izah edemezsiniz.

Gürcülerin bu kendilerine özgü kullandıkları dili: havaalanında uçaktan inip şehir merkezine giderken yol üzerindeki tabelalardan zaten hemen hissediyorsunuz.

Ermeni alfabesinden geldiği söylenen bu dilde: harfler, bizim karınca duasına benziyor. Yani, anlamak mümkün değil. Birbirine benzeyen ve yuvarlak harfler kullanılıyor. Ama yazıldığı gibi okunuyor. Sonuç olarak Gürcüce zor bir dil.

Gürcüler: pek misafirperver değiller. İngilizce konuştuğunuzda, çok mecbur kalmadıkça size cevap vermiyorlar.

Rusça veya Gürcü dili konuşmanızı bekliyorlar. Yani, İngilizce bilmek, bu ülkede ve şehirde, pek de geçerli bir durum olamıyor. İngilizce bilmemeleri sıkıntı yaratıyor. Sıkıştığınızda çevrenizdeki genç birine, İngilizce bir şeyler sormayı deneyin.

ELEKTRİK

Gürcistan ülkesinde, 220 volt elektrik akımı kullanılmaktadır. Tüm prizler: iki yuvarlak ayaklıdır.

Gürcistan Tiflis

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehir içi ulaşımdan söz etmeden önce, bu şehirde berbat bir trafik olduğunu söylemem gerekir. Kimse kurallara uymuyor ve şerit diye bir şey kullanılmıyor. Zaten bu yüzden, dikkatli baktığınızda, birçok arabanın hasarlı olduğunu görürsünüz.

Şehir içi nispeten küçük olduğundan, birçok yere metro ile ulaşabilirsiniz. Metronun gitmediği ücra ve sapa yerlere ise otobüsler gider.

Otobüsler: sarı renklidir ve her otobüsün ön tarafında gidilen yerlerin isimlerinin bulunduğu bir levha bulunur. Otobüslere orta kapıdan binilir. Eskiden şoföre ödeme yapılırken, 1 Şubat 2009 tarihinden bu yana: otobüs ve metro ücreti kontrollü kasa makinalarından yapılmaktadır.

Yani, sürücüye doğrudan ödeme yasaklanmıştır. Bilet almadan yolculuk yapanlardan, ceza olarak 15 gel alınmaktadır.

Her bir yolculuk için 0.50 lari ödenir. Aslında: Metromani denilen seyahat kartı da kullanabilirsiniz. Bu kartlara: her metro istasyonunda para yüklenebilmektedir. Kart ücreti olarak 2 gel ödenir.

Taksi

Taksiler, ülkemizdeki veya birçok ülkede olduğu gibi tek bir renk değil. Üstlerindeki “Taksi” yazısı ise oldukça küçüktür. Ayrıca, taksilerde taksimetre yoktur.

Herhangi bir durakları yok, elinizi kaldırdığınızda bir taksi bulabiliyorsunuz. Arabalar ise, eski Avrupa tarzı arabalardır. Şanslı iseniz Mersedes denk gelebilir.

Bu şehirde, taksiye binmeden önce, taksi şoförü ile mutlaka pazarlık yapmalısınız. Sovyet döneminde toplu taşıma sistemi oldukça gelişmiş olmasına rağmen, taksiler çok ucuzdurlar ama yine de turist olduğunuzu bilince fiyatları uçururlar.

Yine de, bir yerden bir yere gitmek istediğinizde, otobüslerde Gürcü alfabesi yani anlaşılmayan alfabe ile yazılı semt isimlerini anlamak zorunda kalmayın ve taksi kullanın derim.

Taksi ücretleri için, bir örnek olması açısından şunu bilmelisiniz ki: şehir içinde yakın mesafelerde 3-4 gel ve uzun mesafelerde 9-10 gel dışında ücret ödemeyin. Olur a, pazarlık yapmadan taksiye bindiniz, bu durumda: inmeden önce paranızı hazırlayın ve üstü kalmayacak şekilde, şoföre ücreti sormadan, siz peşin parayı verin ve taksiden inin. Gündüz saatlerinde en fazla 5 gel ödeyin ve inin.

Metro

1966 yılından bu yana kullanılan metro: nükleer saldırı ihtimali durumunda sığınak olarak kullanılmak için yerin çok altına yani derinlerine yapılmıştır. Yani, metro trenlerine binmek için yüzlerce metre derinlere iniyorsunuz.

Metro trenleri ise, 1960’lı yıllarda Ukrayna’dan alınmıştır. Metronun 3 hattı bulunmaktadır ve bunlar: yeşil, kırmızı ve mor hatlardır.

Bu metro istasyonlarından özellikle: Rustavi caddesindeki freedom square yakınlarındaki istasyon: belki de dünyanın en derin metro istasyonu olarak düşünülebilir, çünkü gerçekten yerin metrelerce altındadır.

Dakikalarca, yürüyen merdivenle aşağıya iniyorsunuz. Hızla ilerleyen yürüyen merdivenlerle, metroya yani yerin altına 3-4 dakikalık bir sürede ulaşıyorsunuz.

Yani, inanılır gibi değil.
Metrolar, sabah 06.00-24.00 arasında çalışırlar. Her yolculuk, 0.50 laridir. Günlük yolcu kapasitesi 300 bin kişidir. 22 tane metro istasyonu bulunur.

Şehirde, en büyük metro istasyonu, aynı zamanda bir otobüs terminali olan “diduba” dır.

Burası: maalesef hiçbir anlam taşımayan, gayet kalabalık ve aynı zamanda düzensiz bir otobüs terminalidir. Zaten, şehirdeki hangi istasyondan metroya binerseniz binin, sonuçta özgürlük meydanı durağına ulaşıyorsunuz ki, burası şehrin merkezidir.

Son bir not: genellikle her şehirde olduğu gibi, Tiflis şehrinde de, metro da suç oranının yüksek olduğu söyleniyor.

Minibüs

Bunlar “Marshrutkas” olarak isimlendirilirler ve hepsi sarı renklidir. İstediğiniz yerde durdurarak bu minibüslere binebilirsiniz, ancak daha önce de söylediğim gibi, bunların gidecekleri yerler, önlerindeki tabelalarda Gürcü alfabesiyle yazılıdır.

Her yolculuk, 0.80 laridir. Nakit veya Metromani kartları ile ödeme yapabilirsiniz.

Gürcistan Tiflis

ALIŞVERİŞ

Bu şehirde: sigara ve alkol gayet ucuzdur. Hatta: et bile ucuzdur. Şöyleki: burayı ziyarete gelen Türklerin: dönerken yanlarında içki ve sigara yanında, et de götürdükleri söylenmektedir. (Dana kıymanın kilosunun 10 gel olduğu, yani 10 TL. olduğu söyleniyor)

Hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz: buradan “Kantsi” denilen geleneksel boynuzları veya gümüş yada metal el yapımı bıçakları, Papakhi ve Teka denilen büyük kabarık yün şapkaları ve Gürcü şaraplarını tercih etmelisiniz.

Sebze-meyve ve yiyecek maddeleri almayı düşünenler için, şehirdeki “Populi” denilen marketler zinciri düşünülebilir. Çünkü: her yerde bunun bir şubesini bulmak mümkündür.

Mtkvari nehrinin kıyısında bulunan “9 MART” parkı ve “Dedaena” parkı arasındaki köprüde: “Digomi” ismi verilen bir bit pazarı kuruluyor ki, alışveriş meraklıları için bu pazarın kaçırılmamasını öneririm.

Bu pazarda: özellikle Sovyet ordusundan kalan malzemeler, ikinci el Rus kristalleri, antika fotoğraf makinaları, antika gümüş yemek takımları gibi nesneler bulup satın alabilirsiniz.

Bunun yanında, sanat meraklıları yani yağlı boya tablosu meraklıları için: Tiflis şehri bulunmazdır, çünkü bu şehirde, sanatçılar yaptıkları muhteşem yağlı boya tabloları, bizzat kendileri satıyorlar.

Şehirden kendiniz veya yakınlarınız için hediyelik şarap satın almak isterseniz: Leselidze bölgesindeki (metrodan Özgürlük Meydanı durağında inmeniz gerekir) “Wine Shop” iyi bir seçim olacaktır. Burada: Gürcü şarapları bulunur.

Özellikle: Saperavi şarabı ve vişne likörü almalısınız. Ayrıca: bunların dışında kendi ürünlerini de satıyorlar. Şarap barı ve tadım yeri de bulunuyor.

Gürcistan Tiflis

NE YENİR-NE İÇİLİR

Bu şehre yolunuz düşerse, özellikle “kolkheti” isimli restorana uğramanızı ve “hinkalı” (bu bir tür mantıdır ama boyutu çok büyüktür, neredeyse yarım yumruk büyüklüğünde diyebilirim ve zaten bunu yemek isterseniz, adet olarak sipariş veriyorsunuz, bir oturuşta 10 tane yiyebilirsiniz, önce bunu ısırıyorsunuz ve içindeki suyu içiyorsunuz, sonra kendisini yutuyorsunuz.

Gürcülerin milli yemeği olarak mutlaka denemelisiniz. Burada bir şey hatırlatmam gerek, bunun içine genellikle domuz eti koyuyorlar, ancak sebzeli ve peynirli cinsleri de var, sipariş verirken buna dikkat edin ) veya “haçapiri” (bu bir tür pidedir) denilen yerel yemekleri tatmanızı öneririm.

Haçapuri en çok satılan yiyecek maddesi olarak biliniyor. Şehirde her köşe başında bunun satıldığı mekanları görebilirsiniz. Özellikle: tereyağlı ve yumurtalı-peynirlisini yanında portakal suyu ile birlikte denemenizi öneririm.

Hatta: etli çorba veya mantar çorbası da denenebilir. Evet: Gürcistan’da et fiyatları ucuzdur. Burada yapılan et yemeklerinde de sürekli olarak sebze yer alıyor ve yemeklerin üzeri daima taze otlarla süsleniyor.

Gürcüler: hamur işi dışında, özellikle yemeklerinde soslar, baharatlar ve ceviz kullanmayı çok seviyorlar. Ceviz kullanılarak yapılan yemeklerinden birkaç örnek vermek gerekirse: cevizli yeşil domates, cevizli pırasa, cevizli kabak, cevizli fasulye, cevizli patlıcan, cevizli ıspanak sayılabilir.

Kolkheti denilen restoranın ortaçağ havası verilmiş dekorasyonu çok ilgi çekmektedir. Bu şehirde “peynir” ile harikalar yaratıyorlar. Geleneksel yemeklerinde et yanında: mantar, patates ve peynir kullanarak, muhteşem lezzetler yaratıyorlar.

Mantar, Gürcistan ülkesinde birçok farklı türden yetişiyor ve yemeklerde başarılı şekilde kullanılıyor. Bu muhteşem lezzetli yemeklerden sonra ise, yine bu ülkenin dünyaca meşhur ama bizdekilere nazaran daha tuzlu olan tadı ile maden suyu olan “Borjomi” tadılmalıdır.

Tüm bunların yanında, hazır yiyecek yani fast-food tatmak isterseniz, şehirdeki Mc Donalts restoranlarında, menü kavramının bulunmadığını, her aldığınız yiyecek ve içecek için ayrı ücret ödemeniz gerektiğini bilmelisiniz.

Bu arada: restoranlarda % 10-15’lik servis ücreti çoğu zaman faturaya dahil edilmektedir.

İçki denilince,

Bu ülkede “şarap” akla gelir. Burada, gayet ucuz fiyata, gayet güzel ve lezzetli şarap içmek mümkündür. Çünkü: şaraplar konusunda Gürcistan oldukça zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Kura nehrinin her iki yanında kurulu, geniş mekanlarda Gürcüler şarap içmeye bayılıyorlar.

Çünkü: şarap, Gürcülerin kutsal içeceği ve Gürcü kimliğinin en önemli parçasıdır. 1990 yılında Sovyetlerin çöküşünün ardından: Gürcü şarap üreticileri, şaraplarının uluslar arası piyasalardaki değerini öğrenmişlerdir.

Ülkede yetişen 530 çeşit üzümden üretilen şaraplar, günümüzde Gürcü-Fransız ortaklığındaki bir firma tarafından, Amerika ve Avrupa’da ve hatta Rusya’da birçok yere dağıtılıyor.

İyi bir şarap markası isteyenler için “Teliani” markası önerilir. Bunun kırmızı ve beyaz cinsleri bulunuyor. Şaraplar söylediğim gibi, çok fazla çeşitlidir. Ancak, kalite şarap düşünenler “mukuzani” üzümünden yapılma şarabı tercih etmelidirler.

Saperavi üzümünden yapılma şaraplar da tercih edilebilir. Son bir not: bu ülkede şarabın en popüler olanı: “saperavi” markasının “kırmızı” şarabıdır.

Bu şehirde: insanlar her yerde gerek sigara ve gerekse alkol kullanabiliyorlar. Hatta: cadde ve sokakların birçok yerinde, yerlerde, köşe başlarında bira şişeleri görebilirsiniz, ama bu bira şişeleri asla ve asla, içki içip sarhoş olan insanlar tarafından, başkalarını taciz etmek için kullanılmıyor. Yani, Gürcüler her yerde içiyorlar ama asla kokup bulaşmıyorlar diyebilirim.

Bu ülkede bira da çok meşhur ve yaygın, hatta fiyatı da çok ucuz olarak biliniyor. Özellikle: kazbeki ve nataktari markalı biralar tercih edilmelidir. Kazbekinin fabrikası, hemen şehir merkezinde nehir kıyısındadır ve biraz daha keskin ve buruk tatlıdır.

Bira fabrikasının şehir merkezinde olmasının en büyük faydası: insanların 5 litrelik pet şişelerle buraya gidip, bira doldurtmalarıdır ki, siz de şehirde uzun süre kalacaksanız bu yolu tercih edebilirsiniz. Birasını doldurtanlar, nehir kıyısında oturup bira içiyorlar.

YEMEK KÜLTÜRÜ

Gürcistan ülkesinde, bir tür yemek kültürü bulunuyor ve bundan söz etmek istiyorum. Olur da, bir Gürcü evine veya onların misafiri olarak bir mekana davet edildiğinizde, bu yemek kültürünü bilmenizde yarar var.

Gürcüler tarafından oluşturulan yemek sofralarında, mutlaka bir “tamada” denilen kişi bulunur. Bu kişi: sohbeti açan, sofrayı yöneten, ilk kadehi kaldıran kişi olarak, sofranın en görmüş geçirmiş, bilgili ve tecrübeli kişisidir.

Ancak, masada bir yabancı ülkeden gelen biri varsa: “tamaha” ilk kadehi, daima onun geldiği ülke ve Gürcistan ülkesi arasındaki dostluğun daim olması dileğiyle kaldırır.

Ardından kalkan kadehler ise: anne ve babalar, vatan, barış, ölen dostlar, akrabalar için kaldırılır. Kadehler her kaldırıldığında: erkekler tarafından o kadehteki içki bitirilmek zorundadır.

Kadınlar ise, genellikle bir iki yudum almak durumundadırlar. Ölenler için kadeh kaldırıldığında, masaya bir hüzün çöker. Tamada’nın burada görevi başlar ve takiben kadehini hayatın güzellikleri, tabiatın güzellikleri ve zenginlikleri adına kaldırarak bu hüzünlü havayı dağıtır. Evet: Gürcüler için, bu yemek kültürü bir anlamda, psikoterapi de sayılmaktadır.

Gürcistan Tiflis

PARA

Gürcistan ülkesinde kullanılan para biriminin ismi “gel” dir. Daha küçük para birimi ise, tetri olarak isimlendirilir ve 100 tetri, 1 lari (gel) e eşittir.
1 TL = 1 gel veya lari olarak isimlendirilir.

Kredi kardı, şehrin her yerinde geçiyor. Ayrıca: bankacılık sistemi de pek kötü değil, her yerde banka ATM leri görmek mümkündür.

Bu arada, para bozdurmak isterseniz, şehrin birçok yerinde bulunan döviz bürolarını göreceksiniz ama bunların bazılarında, döviz bozdurma sırasında sahte para verildiğini duydum, tabii bu olayın sonunda polis gündeme geliyor.

Siz bence otelinizin lobisinden veya banka şubesinden para bozdurun ve unutmayın ki, Gürcü parası uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi değil, az az bozdurun, dönerken cebinizde kalan Gürcü paraları hatıra olur, herhangi bir başka yerde kullanamazsınız.

Gürcistan Tiflis Gece Hayatı

GECE HAYATI

Tiflis şehri: ziyaretçilerine gece hayatı konusunda çok fazla seçenek sunmuyor. Şehir merkezinde, sadece canlı müzik dinleyebileceğiniz bazı mekanlar bulunuyor. Hatta: bu caz müziği dinletisi bulunan mekanlarda çalan gurupların bazı üyelerinin ülkenin konservatuarında öğretim elemanı olduğunu bilseniz şaşarsınız.

Gürcistan ve Tiflis şehrini ziyaret edenlerin, gece hayatı konusundaki beklentileri elbette biliniyor.

Özellikle: gece kulüplerinde dansçı kızlar var. Bunlar, gece boyunca birçok farklı kostüm giyiyorlar ve geceye renk katıyorlar. Özellikle: bu tür yerleri düşünenler, “Cubic” denilen gece kulübünü tercih edebilirler.

Burada: yüksek volümlü müzik, karanlık ortam, güzel kızlar var. Gece hayatından ve eğlenceden söz edince, kumar tutkunları için de bir iki kelime etmekte fayda olabilir. Tiflis şehrinde casino kültürü yaşamak isterseniz:

“Adjara” otelinin casinosunu deneyebilirsiniz, bunun dışında, sokak ve caddelerde birçok bilgisayarlı kumar makineleri bulunuyor, ama bunlar pek önerilmiyor.

Son bir not: Özgürlük Meydanının bulunduğu yerde “Night Office” denilen bir gece kulübünün bulunduğunu ve burasının Tiflis şehrinin en gözde mekanlarından birisi olduğu söyleniyor. Striptiz kulübü var mı denince, “diva” isimli mekan, bunların başında gelmektedir.

Diğer söylenen yerlere gitmemeniz önerilir. Diva kulüp: Devlet Konser Salonu bölgesinde, otobüs duraklarının hemen sağındaki sokak üzerindedir.

İKLİM

Şehirde genellikle ılıman bir iklim hakimdir. Çünkü: şehrin dört tarafında bulunan dağlar: burayı korunaklı hale getirmiştir. Kafkasların sert hava şartları burada bulunmaz ve kış ayları, genellikle ülkemizdeki İç Anadolu kışlarına benzer ve hatta daha ılıman da denilebilir. Sonuç olarak: şehrin iklimi nispeten kışları soğuk, yazları sıcak geçmektedir.

Yıllık ortalama sıcaklık: 13 derece civarındadır. Ocak ayı, yani en soğuk ay sıcaklığı 1 derecedir. Temmuz yani en sıcak ay sıcaklığı ise, 24 derecedir. Kar: yılda ortalama 20-25 gün düşer.

TATİL GÜNLERİ

1 Ocak Yılbaşı
2 Ocak Bedoba günü
7 Ocak Noel
14 Ocak Eski yeni yıl
19 Ocak İsa Mesih Vaftiz günü
27 Ocak St Nino günü
8 Şubat St David günü
3 Mart Anneler günü
8 Mart Kadınlar günü
1 Nisan Palm Pazar
7 Nisan Duyuru
19 Nisan Paskalya
9 Mayıs Zafer Bayramı
12 Mayıs St Andria günü
14 Mayıs Kraliçe Tamar günü
26 Mayıs Bağımsızlık günü
1 Haziran Uluslar arası Çocuk günü
12 Temmuz St Petre ve St Pavle günü
19 Ağustos Tecelli
28 Ağustos St Mariam günü
21 Eylül Jvartamaghleba
14 Ekim svetitskhovloba
23 Kasım St. George günü
17 Aralık St Barbare günü
19 Aralık St Nikoloz günü

Gürcistan Tiflis

Gürcistan Tiflis

TURİZM

Turizm, burada fazla gelişmemiştir. Şehir merkezini tamamen yürüyerek dolaşabilirsiniz. Sadece, şehrin bir ucundan öbür ucuna gitmeyi düşünürseniz, bir arabaya ihtiyacınız olacaktır.
Şehir nispeten sakindir.

Yani, oldukça büyük sorunlar yaşanmıyor. Özellikle: yılbaşı öncesinde yılbaşı eğlenceleri için şehir cadde ve sokaklarını süslemede, büyük paralar harcandığı, şehrin tamamen ışıklandırıldığı ve süslendiği söyleniyor, yani Tiflis bir yılbaşı kutlaması için düşünülebilir.

Şehir: komünist yönetim sırasından kalma devasa binalar yanında, gayet mütevazi insanlarla doludur. Yeşil parklar: birer heykel müzesine dönüşmüştür. Botanik parkının muhteşem manzarası ve ortamı: insanı bambaşka bir havaya sokar.

Öte yandan: şehir gezinizde, sizi rahatsız eden, kolunuzdan tutup çekiştiren satıcılar göremezsiniz.

Şehirdeki müzelerin hepsinin giriş ücreti standarttır, giriş ücreti 5 gel, yani 5 TL. dir.

Gürcistan Tiflis

Gürcistan Tiflis

GEZİLECEK YERLER

ESKİ ŞEHİR MERKEZİ

GORGASALİS MEYDANI

Burada: zamanında büyük pazarlar kuruluyormuş.
Meydana geldiğinizde: Mtkvari nehri üzerindeki “Metekhi köprüsü” nü görebilirsiniz.

Gürcistan Tiflis Metekhi Köprüsü

METEKHİ KÖPRÜSÜ

Tiflis şehir merkezindeki köprü: ilk olarak 1821 yılında ahşap olarak inşa edilmiştir. Daha sonra 1870 yılında bunun yerine metal köprü yapılır. Günümüzde görülen köprü ise, 1950 yılında inşa edilmiştir.

Köprüden nehrin öbür yanına geçin.

Gürcistan Tiflis Metekhi Kilisesi

Gürcistan Tiflis Metekhi Kilisesi

METEKHİ KİLİSESİ

Burası, Tiflis şehrinin sembolüdür. Metekhi kelimesinin anlamı: saray çevresi” demektir.
Kilise ve çevresindeki bölgenin tarihi, MS.5’nci yüzyıla dayanmakta ve burası, Tiflis şehrinin en eski yerleşim yeri olarak bilinmektedir.

Kraliçe Tamara zamanında yapıldığı söyleniyor. Ancak: 1235 yılındaki Moğol işgali sonrasında: buradaki yapılardan, kilise dışındakiler günümüze kalmamıştır.

Kilise: kubbeli yapısı ile alışılmadık bir mimari stile sahiptir.

Sovyet döneminde (1988 yılında) kilise yakılmak istenmiş, ancak büyük bir halk direnişiyle karşılaşınca, bundan vazgeçilmiş ve yapı korunabilmiştir.

Kilisenin bahçesinde, görkemli bir heykel göreceksiniz. Bu heykel: Kral Gorgasali’nin ata binmiş heykelidir. 1961 yılında, heykeltıraş Amashukeli tarafından yapılmıştır.

Gürcistan Tiflis Abanotubani Semti

ABANOTUBANİ SEMTİ

Burada anlatılan bir efsaneden söz etmek istiyorum. Hani en başta, tarih bölümünde şehrin kuruluşuna ait bir kral ve av durumundan söz etmiştim. Bu da ona benziyor.

Anlatılanlara göre: adı geçen kral burada avlanırken, bir geyik vurur ve geyik bir sıcak suya düşer, yarası hemen iyileşir ve hızla uzaklaşır.

Bunun üzerine, kral, bu noktada ve çevresinde bir şehir kurulmasını emreder ve böylece Tiflis şehri kurulur. Zaten şehrin isminin kelime anlamı da “sıcak sular” demektir.

Günümüzde, bu noktada: sıcak su hamamları bulunuyor.

Bu hamamlarda: 38-40 derece sabit sıcaklıkta ve sülfürlü suların: diğer minerallerle zenginleşmiş halde, özellikle: deri hastalıkları ve artrit gibi hastalıkların tedavisinde iyi geldiği söyleniyor.

Genellikle: halk, 5 x5 metrelik bu küçük havuzların bulunduğu odaları kiralayabiliyor ve bu hamamlara girip kükürtlü sıcak sularda şifa arıyorlar. Tuğladan örülmüş kubbeli damlardaki bacalardan tüten dumanlar: buraya gizemli bir hava veriyor.

Bu hamamlara girmeyi düşünürseniz, çıktıktan sonra, hemen yakınlarındaki kafelerde serinlemek için bir şeyler içebilirsiniz.

Evet, Metekhi kilisesini gördükten sonra, köprüyü kullanarak, yine nehrin öte yanına geçmelisiniz, çünkü, bu bölgede kilise dışında görülecek bir yer yok.

Gorgasalis Meydanından, Narikala kalesine doğru yürümeye devam edin.

ST. GEORGE ERMENİ KATEDRALİ

Katedralin özellikle tavan işlemelerini görmenizi öneririm.

Gürcistan Tiflis Harikala Fortress

HARİKALA FORTRESS-KALE

Girişin ücretsiz olduğu, burası, Tiflis şehrinin ana kalesi olarak isimlendirilir ve Tiflis şehrinin savunma sembolüdür. Kale: MS.4’ncü yüzyılda, şehirde kurulmuştur.

İlk yapıldığında “Shuris-tsikhe” olarak bilinmesine rağmen, sonradan “Narika kalesi” olarak isimlendirilmiştir ve bu ismi Farsça bir kelimeden türetilmiştir.

Başka bir teoriye göre: kalenin ismi, Moğollar tarafından verilmiştir ve kelime anlamı “küçük kale” dir. Kale: 7 ve 8’nci yüzyıllarda, Araplar tarafından genişletilmiştir. Araplar, kale duvarları içine “Emir Sarayı” inşa etmişlerdir.

11 nci yüzyıla gelindiğinde ise, kale bu kez, kral David tarafından genişletilmiştir. Kalenin 16 ve 17’nci yüzyıllardan kalma surlarının büyük bölümü: 1827 yılındaki büyük depremde hasar görmüştür.

Günümüzde, kalenin yalnızca dış duvarları ayakta kalmıştır.

Kalenin içinde bulunan yapılar:

St Nikolas Kilisesi

Kale içinde, ayakta kalarak günümüze ulaşmış tek yapıdır. 12’nci yüzyıldan kalmadır. 1996 yılında yenilenmiştir.

Kilisenin duvarlarının üstüne çıkıp: Tiflis şehrinin muhteşem manzarasını mutlaka izleyin.

Kartin Deda-Gürcistan’ın Anası heykeli

Kiliseden çıkıp, tepeye doğru yürümeye devam ettiğimizde, Tiflis şehrinin birçok yerinden görülen bu heykele ulaşırsınız. Sololaki tepesindeki heykel, 1958 yılında inşa edilmiştir.

Heykel: konum olarak şehrin her yerinden görülebilecek bir yere yapılmıştır. Heykelde: kadın figürünün bir elinde kılıç, diğer elinde şarap kadehi bulunmaktadır.

Anlatılmak istenen ise: Gürcülerin kılıç ile, düşmana karşı sonsuz bir direniş gösterecekleri, şarap kadehi ise, dostlarına karşı sonsuz bir misafirperverlik göstereceklerinin ifadesidir. Heykel: bir anlamda, Gürcüleri anlatıyor. Burada son bir not aktarmak istiyorum.

Bu heykelin bir benzeri de “Erivan” şehrinde bulunuyormuş, ama Erivan şehrinde yani Ermenistan’da bulunan heykelin elinde yalnızca “kılıç” bulunuyormuş. Yani: dost olarak gelenlere ikram edecek şarapları yok galiba.

Evet, heykeli de gördükten sonra: Eski şehir bölümünde, eski Tiflis evlerinin bulunduğu ara sokaklardan ilerleyerek, yine yürüyüşe başladığımız Gorgasalis meydanına ulaşıyoruz.

Şimdiki hedefimiz “Tavisuplebis Meydanı”. Yani “Özgürlük Meydanı”

Gürcistan Tiflis Özgürlük Meydanı

ÖZGÜRLÜK MEYDANI

Burası, Gürcistan yakın tarihinde önemli olayların geçtiği bir yer olarak bilinir. Gürcistan ülkesinin bağımsızlığına kadar, meydan “Lenin Meydanı” olarak biliniyormuş.

Bağımsızlığın ardından ise, Özgürlük Meydanı olarak bilinmeye başlanmıştır.

Çünkü, 1990 yılının sonunda, ülkede bulunan son “Lenin” heykeli de yıkılıp yok edilmiştir.

Burada bulunan Lenin heykelinin yerine ise, Gürcülerin dini sembolü olan “St. George” heykeli konulmuştur.

Güzel Sanatlar Müzesi

Meydanda bulunan bu müzeyi mutlaka gezmenizi öneririm.
Özellikle “hazine” bölümü, kaçırılmaması gereken bir yerdir. Buranın en nadide eseri ise Kraliçe Tamarın: bir rastlantı sonucu bulunan tacıdır ve taç: yakut, zümrüt ve incilerle süslü olarak muhteşem bir güzelliğe sahiptir.

Bu müzede ayrıca: Gürcistan, Azerbaycan ve ülkemizin doğusunda bulunan, Gürcü kültürüne ait objeler sergilenmektedir.

Müzeden çıkınca, şehrin en önemli bulvarlarından birine ulaşıyorsunuz.

RUSTAVELİ GAMZİRİ

Bulvar, ismini ünlü Gürcü Şair Rustevi’den almaktadır.

Bulvar, yaklaşık 1.5 km. uzunluğundadır. Genişliği ise 100 metreden az değildir. Geniş kaldırımlar ve o geniş kaldırımdaki devasa ağaçlar, o ağaçların altındaki gölgeliklerdeki banklara oturan, gelip geçenleri izleyen insanlar göreceksiniz.

Hatta: her 50 metrede bir, yol kenarında veya apartman diplerinde bulunan heykelleri de görebilirsiniz. Boydan boya yürüseniz, 30 dakikada geçebilirsiniz. Ancak, Gürcistan ülkesinin en önemli caddesidir.

Bulvar üzerinde bulunan binalar: 19’ncu yüzyıl Rus ve Gürcü mimarisinin en güzel örnekleridir. Bu binalarda: klasik Sovyet mimarisi, kalın sütunlar ve duvarlar ile ince işlemeler görülür. Ayrıca, yine bu binaların çoğunda: bulvarla bağlantı sağlayan ara geçitler yani avlular bulunuyor.

Bulvar üzerinde trafik ışığı bulunmuyor. Bazı yerlerde, yayalar için yaya alt geçitleri yapılmıştır. Bu yüzden: bulvar üzerinde akıcı bir trafik işlemektedir. Yani, en yoğun saatlerde bile, burada trafik sıkışıklığı görülmez. Yemek olarak, Mc Donalt düşünenler, buraya gitmelidirler.

Gürcistan Müzesi

Bulvar üzerindeki bu müzede: Gürcistan tarihini izah eden objeler, kronolojik olarak düzenlenerek ziyaretçilere sunulmaktadır.

Parlamento Binası

Bulvarda, Gürcistan Müzesinden sonraki bölümdedir. Gül devriminin tipik görüntüleri, bu parlamento binasından dünyaya yansımıştır.

Bu binanın önünde, kutu şeklinde bir anıt göreceksiniz. Bu anıt: Rusya’ya karşı yapılan kurtuluş mücadelesinde ölen 14 kız adına yaptırılmıştır.

Yeni parlamento binası ise, 26 Mayıs 2012 tarihinde açılmıştır.

Kashveti Kilisesi

Parlamento binasının hemen karşısındadır.
Gürcü mimarisinin güzel bir örneği olan kilisede: pagan döneminden kalma semboller de bulunmaktadır. Kilisenin bahçesinde ise, ünlü Gürcü şair gömülüdür.

Rustaveli Milli Tiyatrosu

19’ncu yüzyılın son döneminde inşa edilmiş olan bu yapı: farklı mimari unsurları bir araya getiriyor. Özellikle, dış cephesindeki zengin rokoko süslemeler ve etkileyici genişliği dikkat çekiyor. Yapı, günümüzde de tiyatro işlevini sürdürmektedir.

Gürcistan Tiflis Paliashvili Operası

Paliashvili Operası

İtalyan bir mimar tarafından 4 yıllık inşaat süresi sonucunda yapı: 12 Nisan 851 tarihinde ziyarete açılmıştır. Aynı tarihte, bir İtalyan opera gurubu, üç ay süreyle burada 12 opera gösterisi yapmıştır. 800 seyirci kapasitelidir.

11 Ekim 1874 tarihindeki yangında, opera ve bale tiyatrosu tahrip olur ve 1990 yılında restorasyona alınır.

Bulvarın sonuna geldiğinizde: yine büyük bir meydanla karşılaşacaksınız. Bu meydan “tavisuplebis moedani” isimlidir. Bu meydanda “Saint George” yani Gürcistan ülkesinin kutsal koruyucusunun: at üzerinde, bir ejderhayı mızrakla öldürürken resmedildiği, 50 metrelik bir kaide üzerinde duran, altın rengindeki bir heykelini görebilirsiniz.

Bu meydanda ayrıca şehrin en lüks otellerinden olan “Mariot” bulunur.

Bu meydandan biraz daha yürürseniz, bu kez, bu bulvara ismini veren, ünlü Gürcü şair “Rustavelli” nin heykelini görebilirsiniz. Evet, bu meydan “Rustavelli” meydanı olarak biliniyor.

Bu meydanın hemen ilerisinde ise, şehrin üniversite semti olan “Vake” görülüyor. Vake bölgesinin diğer kenarında, yine ünlü “Vake Parkı” bulunuyor ki, bu park alanı gayet büyük ve üniversite gençleri bu parkta zaman geçiriyorlar, öte yandan bu parkın bulunduğu alan, Tiflis şehrinin en lüks ve pahalı semtlerinden birisidir.

JAVAKHİSHVİLİ TİFLİS DEVLET ÜNİVERSİTESİ

Yapı: mimar Svimon Kldiashvili tarafından tasarlanmış ve 1900’lü yılların başında tamamlanmıştır. 1918 yılında ise, devlet üniversitesinin kurulması üzerine, yapı üniversiteye devredilmiştir.

Gürcistan Tiflis Mtatsminda eğlence parkı

MTATSMİNDA EĞLENCE PARKI

Park: Mtatsminda dağının eteklerine kurulmuştur. Şehir merkezinden park alanına ulaşmak için taksi tutarsanız, sakın 10 gel üstünde ücret ödemeyin. Burası, şehir merkezine yaklaşık 20 dakika uzaklıktadır. Otobüs ile gitmek isterseniz: 124 numaralı otobüse binmeniz gerekir.
Yürüyerek buraya ulaşmak da mümkündür.

Güzel bir patikadan ilerleyerek ulaşılır ama yorucudur. Patika yol ise, düzenlenmiştir yani keçi yolu denilemez. Yol üzerinde: merdivenler, korkuluklar ve köprüler bulunur. Parkur boyunca ise, polis devriyesi bulunur.

Park alanında, televizyon kulesi de bulunmakta olup çok uzaklardan seçilebilmektedir. İçinde lunapark misali eğlence makineleri bulunan eğlence parkında, orman içindeki aletler, muhteşem güzel zaman geçirmenizi sağlayacaktır.

Özellikle roller coaster ilgi çekmektedir. Bu alet, 60 metre yükseğe çıkmaktadır. Ayrıca: video oyunları, su kaydırağı ve diğer bir kısım oyun aleti de bulunur.

Tepenin kenarında bulunan büyük dönme dolap binişi 2 laridir. Dönme dolaba binerseniz: Tiflis şehrinin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Yalnızca eğlence aletleri değil, burada restoran ve kafelerde bulunuyor, yani oturup zaman geçirebilirsiniz. Yeşillikli ve sessiz, sakin bir yerdir. Ama, hava kararınca burada pek kalabalık kalmıyor, bu yüzden buraya gündüz saatlerinde gitmenizi öneririm ki, mutlaka gidin, manzarayı da izleyin.

TİFLİS HAYVANAT BAHÇESİ

Kostava bölgesinde bulunan hayvanat bahçesinde, 300’den fazla, farklı türden hayvan bulunmaktadır. Giriş ücreti yetişkinler için 2 lari ve 3 yaş üstü çocuklar için 1 laridir. Buraya ulaşmak için metrodan, Teknik Üniversite istasyonunda inmeniz gerekir.

Ek bir ücret karşılığında: sürüngenler ve deniz canlılarının bulunduğu “Axotarium” denilen yeri de ziyaret edebilirsiniz.

MARJANİSHVİLİ CADDESİ

Bu cadde: şehirdeki Türk caddesi olarak da bilinmektedir. Şehirde sayıları azımsanmayacak ölçülere ulaşan Türk girişimciler, bu caddeyi kendilerine mesken tutmuşlardır.

Bu cadde üzerinde: birçok Türk restoranı, bakkalı, satıcısı, berberi bulmak mümkündür. Tiflis şehrinde yaşarken veya ziyaretiniz sırasında, canınız memleket hasreti çekerse, bu caddeyi ziyaret ederek bu hasreti rahatlıkla giderebilirsiniz.

Cadde: “Sit” alanı olarak koruma altına alınmıştır, çivi dahi çakmak yasaktır.

Bu cadde üzerinde, bir de Mc.Donalts restoranı bulunuyor.

SAMEBA KATEDRALİ

Şehre hakim bir tepe üzerinde ve şehrin her yerinden görülen bu devasa yapı: görülmeye değerdir. Yapının: 1995 yılında Gürcü birliği, dirilişi ve ölümsüzlüğünün sembolü olarak yapımına başlanmış ve 2003 yılında tamamlanmıştır.

Öte yandan: şehirde birçok yoksul ve birçok kilise bulunmasına rağmen, bu devasa yapının yapılmasını anlamak da mümkün değildir.

Yine de, 15 bin kişinin aynı anda ibadet yapabildiği bu kilise: Ortodoks dünyasının önemli yapıları arasındadır. ( en yüksek üçüncü katedraldir) Yükseklik 101 metreye ulaşır.

Özellikle: bahçesindeki çan kulesi ilgi çeker. Yapının tepesindeki haç ise, 30 kg. altın kullanılarak kaplama yapılmıştır.

Yapının içinde ise, ses sistemi bulunur ve okunan dualar, yankılanarak elektronik müzikten farksız bir ses duyulur.

GEORGİAN NATİONAL MUSEUM

Müzeyi gezmek için 2 saat ayırmanız yeter. Giriş 5 laridir.

Müzenin koleksiyonu içinde bulunanlar: binlerce yıl öncesine dayanan: karmaşık mücevherler ve altın-gümüş dövme eserlerdir. Diğer sergiler içinde ise: Afrika dışında bulunan, dünyanın en eski insan kalıntılarına ait fosillerdir.

Müze içinde en ilgimi çeken yer “Sovyetlerden Nefret Köşesi” idi. Müze zaten genel anlamda: Rusların ülkeye girip, işgal sırasında yaptıklarının anlatımı için dizayn edilmiş havasını veriyor.

Evet, “The Soviet Opression” yani “Sovyet Baskısı” olarak isimlendirilen bu bölümü mutlaka gezmelisiniz. Duygularınıza sahip olmanız da gerekiyor.

Gürcistan Tiflis Barış Köprüsü

BARIŞ KÖPRÜSÜ

2010 yılında açılan köprü: çelik ve camdan yapılmıştır. Köprü: modern Tiflis şehrinin sembollerinden birisidir. Köprü, 150 metre uzunluğundadır.

Çağdaş bir tasarım sunmaktadır. Tasarım: bir deniz hayvanının anımsatmaktadır.

Özellikle: geceleri led ışıkları ile ışıklandırıldığında: çelik ve cam gölgelik ışıl ışıl parlamaktadır.

AERİAL CABLE CAR

2012 yılında açılan teleferik: Narikala kalesi ile Kura nehrinin sol kıyısındaki Rike Park alanını birbirine bağlar. Teleferiğin büyük pencerelerinden, 360 derecelik bir açı ile, güzel manzara izleyerek yolculuk yapabilirsiniz. Yolculuk birkaç dakika sürer.

ŞEHİR ÇEVRESİNDEKİ GEZİLECEK YERLER

Tiflis şehri çevresinde: muhtemelen 1-1.5 saat uzaklıktaki mesafelerde, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış iki köy bulunmaktadır.

Gürcistan Tiflis Mtskheta

MTSKHETA

Tiflis şehir merkezinin yaklaşık 20 km. kuzeyindedir. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk ile ulaşılır.
1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınan burası: Gürcistan ülkesinin eski başkentidir ve burada bulunan tarihi kilise: Kafkasya’da, Ortaçağ dini mimarisinin en seçkin örneklerinden birisidir.

Bu dini yapının yüksek sanatsal ve kültürel seviyesi, kurulan krallığın gücünü ifade etmektedir.

Svetitskhoveli katedrali ve Jvari Manastırından oluşan bu dini yapılarda: Gürcü alfabesinin erken dönem örnekleri bulunmaktadır.

Jvari Manastırı

Bu yapı: 6’ncı yüzyıldan kalma bir Gürcü Ortodoks manastırıdır. İsminin kelime anlamı Haç Manastırıdır. Aynı adı taşıyan bir diğer Gürcü manastırı: Kudüs şehrinde bulunmaktadır.

Svetitskhoveli Katedrali

11’nci yüzyılda inşa edilmiştir. Sitenin çevresi, erken Hıristiyanlık gelenekleri ve efsaneleriyle doludur. Uzun yıllar, burası Gürcüler tarafından baş kilise olarak kabul edilmiş ve en saygı duyulan ibadet yerlerinden biri olmuştur.

Samtavro

11’nci yüzyıldan kalma bu manastır kompleksinde: ilk Hıristiyan kral Miriani ve eşi Nana gömülüdür.

Gürcistan Tiflis Sighnaghi

SİGHNAGHİ

Tiflis şehir merkezinin 100 km. doğusundadır.

Şehir ilk olarak: 1762 yılında: Gürcistan kralı Heraklius II tarafından: daha önce var olan kale yıkıntıları üzerine inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı ise: Dağıstan kabilesi saldırılarına karşı bir kale görevi yapması içindir.

Sighnaghi isminin kelime anlamı “liman” demektir.

Sighnaghi ve çevresi: birçok tarihi ve kültürel anıtlara ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde: kasabanın çevresinde 18’nci yüzyıldan kalma sur duvarları görülür.

Günümüzde buraya “Aşk kasabası” da deniliyor ve burada düğünler yapılıyor.