Amerika Chicago Gezilecek yerler

 

Amerika Chicago Gezilecek yerler

MİCHİGAN AVENUE

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler

 

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Magnificent Mile-Muhteşem Mill


Chicagolular: Loop’un kuzeyinden Oak Street’e kadar olan 3 şeritli yola bu ismi verirler. Burada: şehrin son moda butikleri, mücevher mağazaları, alışveriş merkezleri, sanat galerileri ve kitapçıları bulunur.

Hatta: Mc Donalts’ın dünya üzerindeki zincir mağazalarının genel merkezi buradadır. Mc Donalts: burada bir şube açmaya niyetlenince, yöre esnafının düşüncelerine saygı göstererek, çok ağır başlı bir fast-foot mağazası açmıştır.

Evet, burası Chicago şehrinin en büyük alışveriş bölgesidir. Bu bölgede bulabileceğiniz butiklerden bazıları şunlardır: Cartier, Escada, Bulgari, Van Cleef, Chanel, Gvencihy, Prada, Ralph Lauren, Bottega Veneta, Hermes, Gucci, Louis Vuitton, Armani, Burberry, Hugo Boss, La Perla, Tiffany, Sermoneta.

Burada bulunanlar şunlardır


1. Wrigley Binası,
2. John Hancoock Center,
3. Old Chicago Water Tower District
4. Tribune Kulesi
5. Allerton Hotel

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Wrigley Tower

Burası: hemen köprünün kuzeyinde: beyaz, pişmiş topraktan, saat kuleli bir binadır. Güney kulesi üzerinde bulunan saat, her yönden görülür. Saatin çapı: 5.97 metredir. Binanın cephesi: sırlı terra-cotta ile kaplandığından, pırıl pırıl beyaz bir cephe görüntüsü sağlamaktadır.

Diğer bir özellik, bina şehrin ilk klimalı binasıdır. Merkez kapılarının hemen önünde Chicago nehrinin kıyısında tenha bir park bulunmaktadır.

Özellikle, geceleri projektörlerle aydınlatıldığında, son derece etkileyici bir görüntü ortaya çıkar.

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
John Hancock Center

Michigan Avenue Streeterville bölgesindedir. John Hancock hayat sigortası şirketi tarafından kiralanan bina, isim hakkı olarak “John Hancock Center” ismini kullanmaktadır.

Burası: etkileyici dış cephesi, köşegen kemerli bir iskeleti olan, çelikten, 100 katlı bir yapıdır. Yükseklik 344 metredir. Baş tasarımcı Bruce Graham ve mühendis Fazlur Khan’dır.

Bina başladığında, 20’nci kata gelindiğinde, kredi sıkışıklığı nedeniyle, 1967 yılında inşaat kesilir. Ancak, 6 Mayıs 1968 tarihinde bitirildiğinde, dünyanın en yüksek binası oldu.

Günümüzde ise, Chicago şehrinin dördüncü en yüksek binasıdır. Amerika’nın ise, en yüksek altıncı binasıdır. Anten direkleriyle birlikte yükseklik: 459 metredir.

Binanın dış görüntüsü “siyah” olduğundan, muhteşem etkileyicidir.

Evet, binanın yüksekliği: 337.5 metredir. 100 katlı binanın, ilk 5 katında: mağazalar, sonraki katlarda: otoparklar, üst katta oturanlar için süpermarketler, yüzme havuzu, bürolar ve daireler bulunmaktadır.

Mülk olarak kullanılan, yaklaşık 700 daire bulunduğu söyleniyor. 44’ncü kattaki yüzme havuzu, Amerika’nın en yüksek yüzme havuzu olarak bilinmektedir.

94’ncü kata çıktığınızda burada bir seyir terası yani gözlem evi bulunuyor. Buradan: Michigan gölü kıyılarını, aşağıda Loop’tan İndiana’nın çelik atölyelerinden, Wisconsin’e kadar göl kıyısını ve Batı Yakasındaki semtleri görebilirsiniz. Hatta: buradan 4 eyalet ve 80 km. uzaklık, şehrin 360 derecelik bir panoramik görüntüsü izlenmektedir.


Son bir not

Gözlem evine merdiven kullanarak çıkış için, her yıl Şubat ayının son Pazar günü yarışma düzenlenir. Merdivenle buraya tırmanış zamanı rekoru: 9 dakika 30 saniyedir.

Gelelim kendi gezi notlarıma. Ben şehir ziyaretimde buraya çıktım. Giriş ücretliydi ve kişi başı 15 dolar ödemek durumunda kaldık. Asansörle çok kısa sürede seyir terasına çıktık ve burada: her tarafı camla çevrili bölümde, gezerek çevreyi izlemek mümkündür.

İç bölümdeki duvarlarda ise, binanın yapılış öyküsünü anlatan fotoğraflar görülüyor. Burada: en ilgimi çeken şu oldu: terasın altındaki boşluktan: en aşağıdaki trafik gürültüsünün yukarıya yani buraya kadar ulaşmış olması, yani bir uğultu vardı, buna dikkat ettiğimde trafik gürültüsü olduğunu duydum.

Ayrıca: burada duvarda bir duvar resmi var, buna dayanarak resim çektirdiğinizde, sanki binanın inşaatında çalışan bir işçi benzeri, yatar durumda bir fotoğrafınız oluyor.

Diğer ilgi çeken durum ise: buradan şehrin büyük bölümünün manzarasını izleyebilmek, Michigan gölünün kıyısının güzelliğini görmek ve çevredeki diğer yüksek binaların bir kısmının çatısındaki masmavi havuzları ve bu havuzlarda yüzenleri görmek oldu.

En son olarak ise, aşağıya indiğimizde, aşağıdaki bir kafeterya da “cheese cake” yemek oldu, tadını beğenmedim ama sizde deneyebilirsiniz.

Daha sonra ise: bu muhteşem binanın hemen önünde, merdivenlerde, arkadaki su sesleri eşliğinde gelip geçenleri ve binayı izlemek için bir süre oturup dinlendik. Bu arada: bina önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın derim.

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Old Chicago Water Tower District
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Amerika Chicago Gezilecek yerler
Chicago Water Tower

Kule: Michigan gölünden su çekmek amacıyla yapılan büyük bir su pompasına ev sahipliği yapmaktadır. Amerika’da, ikinci en eski su kulesidir. 1869 yılında inşa edilen kule: kireçtaşından yapılmıştır.

Boyu: 47 metredir. İçteki yükseklik: 42 metredir. Küçük bir ortaçağ Avrupa kalesini andırmaktadır.

Yapıldığı anda, çevresindeki tüm binaların en yükseği olan kule, günümüzde: gökdelenlerin arasında kalmıştır.

Evet: kule, özellikle 1871 yılındaki büyük Chicago yangınında önem kazanmıştır.

Yanmış bölgede, yalnızca bu kule, yanmadan günümüze kadar ulaşabilmiştir. Dolayısı ile, kule, eski Chicago yangınında, şehirden kurtarılan bir sembol olarak muhafaza edilmekte ve günümüzde “Turizm Sanat Galerisi” olarak kullanılmaktadır.

Burada: yerel fotoğrafçıların fotoğrafları sergilenmektedir. Kule: zaman içinde birkaç kere yıkım tehlikesi geçirmiş ama yerel halkın itirazları sonucu yıkılmamış ve şehrin en önemli simgelerinden biri haline gelmiştir.

Sonunda, kule 1962 yılında restore edilmiştir.

Ben buraya girdim, yapının içinde, büyük bir su pompası olduğunu düşündüğüm düzenek var, başkaca bir anlamı yok. En ilginç olan, kulenin hemen yakınında, cadde üzerinde bulunan ve halkın su içmesini sağlayan düzeneklerdir.

Bu düzeneklerde, bir tabak benzeri yerden, yukarı doğru bir karış gibi su fışkırıyor, ağzınızı buraya dayayıp, fışkıran su dan içebiliyorsunuz, ilginç.

Chicago Fire Departmen

Evet, burası şehrin başlıca yangın söndürme, önleme ve kurtarma temsilciliğidir.

Ama, New York şehrinden sonra, Amerika’nın ikinci büyük yangın departmanıdır.

Chicago Fire Departmen
Chicago Caddesi Pompa İstasyonu

1869 yılında yapılmıştır. Hemen yakınındaki pompa ile Michigan gölünden çekilen su: bu pompa istasyonu ile şehrin belli yerlerine pompalanmaktadır.

Bu pompa yapılmadan önce, kirlenmiş olan kıyı boyunca su alınırmış.

Çünkü: Chicago nehri, bütün şehrin kirini, Michigan gölüne veriyormuş.

Ama Chicago nehrinin akış yönü muhteşem bir mühendislik sonucu değiştirilince: Michigan gölünün kirlenmesi önlenmiştir. Kule, 1906 yılında işlerliğini kaybetmiştir.

Chicago Tribune Tower
Tribune Tower

Nehre gelmeden önce: şehrin en tuhaf gökdelenlerinden birisi olan ve katedrale benzeyen “Tribune Tower” ı görebilirsiniz.

Burası: 30 katlıdır. Yapı: 1925 yılında, “Chicago Tribune Gazetesi” için inşa edilmiştir. Ancak: yapımı öncesinde, dünyanın en büyük mimarlarının katıldığı bir yarışma ile, proje belirlenmiştir.

23 ülkeden toplam 233 mimarın katıldığı bu yarışmayı: Walter Gropius ve Eero Saarinen’e ait tasarım kazanmıştır.

Evet, kule, ilgi çekici bir mimariye sahiptir.

Son bir not: Tribune kulesi Alamo’da: buranın duvarlarında kullanılanlar dahil olmak üzere, birçok kaya parçası sergilenmektedir.

Hatta: Roma-Collezyum ve Çin Seddinde kullanılan kaya parçaları örnekleri de bulunmaktadır. New York Dünya Ticaret Merkezinden gelen bir çelik parçası da bu koleksiyona eklenmiştir.

Tüm bu nesneler, etiketlenmiş ve ziyaretçiler tarafından görülebilmektedirler. Koleksiyonun en ünlü kısmı: cam pencere arkasında sergilenen “ay taşı” dır.

Chicago Allerton Otel
Allerton Otel

25 katlı ve 110 metre yüksekliktedir. 1924 yılında mimar Fugard tarafından yapılan bina, 1998 tarihinde otel olarak kullanılmaya başlanmıştır. Mimari stil: Kuzey İtalya Rönesans stilidir. Buna göre: dekoratif tuğla, yontu taş kullanılmıştır.

İlk açıldığında 1000 odası bulunmaktadır. Otel ayrıca: spor ligleri, kütüphaneler, solaryum gibi çeşitli sosyal etkinlikler için de kullanılmaktadır.

Bölgedeki diğer yerler

Rush Street

Kuzey Michigan gölümün bir blok batısındadır. Buranın tarihi geçmişi, 1830’larda şehrin ilk kuruluş günlerine kadar gitmektedir. O zamandan bu yana, bölge: önemli konutlara ev sahipliği yapmıştır ki, bunların başında: Chicago Belediye Başkanı gelmektedir.

Günümüzde ise, burası şehrin önemli bir ticaret alanıdır. Günümüzde de, şehrin en zengin mahallerinden birinin parçası olarak devam etmektedir.

Mahallede: yüksek oy alan restoranlar, beş yıldızlı oteller, tanınmış kişilerin ikametgahları ve tanınmış barlar bulunmaktadır.

Rush Street üzerindeki, Chicago nehrini geçen köprü: şehrin ilk yüzer köprülerinden birisidir. Bu köprü, ilk yapıldığında açılıp-kapanması için halatlar kullanılırmış.

1849 yılında, buz fırtınasında, köprü yok olur. Bunun yerine: 1857 yılında, demir ve ahşaptan, asma köprü yapılır.

Evet: 1960 yılına gelindiğinde, Rush Street’in: şehrin gece hayatında etkili kabareler, barlar, kulüpler ve restoranlar ile dolduğu görülür. Özellikle: gece hava karardıktan sonra, ışıklı yaşantı ilgi çekmektedir.

 

Water Tower Place


845 Kuzey Michigan bölgesindedir. Pazartesi-Cumartesi arasında, saat: 10.00-21.00 arasında, Pazar günleri ise: 11.00 ile 18.00 arasında açıktır.

74 katlı gökdelenin, buraya ayrılan 7 katlı merkezinde: mağazalar ve restoranlar bulunuyor. Merkezde: 100’den fazla dükkan bulunuyor.

Binanın tasarımı: başarılı bir bölgesel alışveriş merkezi, bir mağaza, bir tiyatro, ofis, otel ve rezidansların girişlerini ve düşey sirkülasyonu sağlayacak şekilde yapılmıştır.

Katlar arasında yürüyen merdivenler var. Yürüyen merdivenlerin çevresinde ise; fıskiyeler güzel görüntü sunuyor.

Cam asansörler: cam atrium çevresinde düzenlenmiştir.
Evet, buraya mutlaka uğramanızı öneriyorum, çünkü burası tek başına bir cennet.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Michigan Avenue Bridge


Köprü: Du Sable Köprüsü olarak da bilinir. Baskül tarzında yapılmış köprü, Michigan Avenue bölgesinde, Chicago River üzerindedir. 20’nci yüzyılın başlarında: şehrin güney tarafından kuzey tarafına bir bağlantı olması için yapılmıştır.

İnşaata, 1918 yılında başlanmış ve 1920 yılında tamamlanmıştır. Dekoratif çalışmalar, 1928 yılında tamamlanmıştır.

Buradan: Chicago nehri çevresindeki gökdelenlerin mükemmel manzarasını görebilirsiniz. Ayrıca, köprü üzerinde önemli dekorasyon heykel ve anıtları görülmektedir ki, ilginizi çekebilir.

Chicago Marina City

Marina City


Nehrin batı kıyısındadır. İki büyük mısır koçanının andıran ikiz kulelerdir. Dairesel beton kuleler, üst katlardaki pasta dilimi şeklindeki katlarıyla, yöre sakinleriyle görülen “North Shore” banliyölerinden motorlu tekneleriyle gelen iş adamları için, 500 teknelik iskelesiyle, nehrin sağ kıyısı boyunca uzanır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

IBM Building

Marina City’nin hemen arkasında, tezat oluşturacak şekilde “Mies van der Rohe” nin siyah ve ayna cepheli “IBM” binası görülür. Burası: aynı zamanda “AMA Plaza” olarak da bilinir.

IBM satılan “Blackstone Group”, 1996 yılında bu binadaki yerine gelmiştir. IBM ürünleri satın almak isteyenlerin burayı ziyaret etmesi gerekiyor.

 

LOOP

Loop, genellikle iş hayatının yaşandığı bir yer olarak bilinir. Yani, şehrin ticari merkezidir.
“LaSalle Street”: finans ve bankacılık bölgesinin kalbidir. New York şehrinin “Wall Street” iyle aynı niteliği taşımaktadır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Aon Center

Loop bölgesinde, modern bir gökdelendir. 1974 yılında tamamlanmıştır. 83 katlı ve 346 metre yüksekliktedir. Şehrin en yüksek üçüncü binasıdır.

Son yıllarda: binanın üst katlarında: belirli bir mevsim veya tatili yansıtacak renklerle, geceleri aydınlatma yapılmaktadır. Şükran günü sırasında: turuncu renk, Noel zamanında: kırmızı renk ve ulusal meme kanseri bilinçlendirme ayı sırasında: pembe renk kullanılır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

State Street

Şehir içinde, güney-kuzey istikametinde uzanan bir caddedir. Şehrin kalbinden geçer. Cadde: 1900’lerde, bir alışveriş merkezi haline gelmiş ve buraya araç girişi yasaklanmıştır. Ancak, 15 Kasım 1996 tarihinde burası yeniden trafiğe açılmıştır.

20’nci yüzyılın ikinci yarısında, burası yeniden alışveriş merkezi haline getirilmiştir. Bölgenin eski ihtişamını geri kazandırmak için, yeni projeler geliştirilmiştir.

Louis Sullivan

Bölgedeki önemli bir alışveriş merkezidir.

Carson, Pirie&Scott

Madison Street girişindeki demir süslemeleri kadar, devrim sonrasında enine uzatılmış pencereleriyle dikkat çeker. 1899 yılında açılmıştır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Playboy Mansion

Ev: “Playboy” dergisinin kurucusu Hugh Hetner’in evidir. Hefner: 1970’lerde: lüks partiler vererek medya aracılığı ile meşhur olmuştur.

Ev: 5 dönümlük alana kurulmuş, 1927 yılında yapılmış ve 1971 yılında, 1.1 milyon dolara Playboy tarafından satın alınmıştır.

Konakta 22 oda bulunmaktadır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Chicago Katedrali

Burası, şehrin Roman Katolik Başpiskoposluğu katedralidir. Aynı zamanda bölge kilisesidir. Yapı: 1871-1875 yılları arasında yapılmıştır.

Yapının boyu: 71 metre, genişliği: 38 metredir ve 2000 kişinin oturarak ibadet edebileceği düzeni bulunmaktadır. Tavan yüksekliği: 46 metredir. Sivri kulesi: 64 metre yükselmektedir.

4 Şubat 2009 tarihindeki büyük yangında, kilisenin çatısı ve içi, büyük hasara uğramıştır.

 

Marina City

State Street üzerinde: karma kullanımlı konutlar alanıdır. Şehrin en kuzey bölümündedir. Bunlar: mısır koçanı şeklinde, 179 metre boyunda 65 katlı kulelerdir.

Ayrıca, tüm nehre bitişik bir platform üzerinde bulunan, oditoryum binası ve ortasında bir otel binası bulunmaktadır. Nehir düzeyinden yükseltilmiş bir platform altında: küçük bir marina bulunmaktadır ve buraya gezi tekneleri bağlanmaktadır, zaten buranın isminin nedeni, bu Marina’dır.

Chicago Theater

Chicago Theatre

Başlangıçta: Katz Chicago Theater olarak bilinir.

Chicago şehrinde, tiyatro için bir dönüm noktası olmuştur. Yapı, 1921 yılında inşa edilmiştir.

Chicago Picasso’nun heykeli

Picasso’nun Heykeli

Washington ve Dearborn Street üzerindedir. 15 metrelik bu muhteşem güzel heykel, 1967 yılında dikilmiştir. Ağırlığı 147 tondur.

Heykel, paslanmadan pas rengine dönüşen “CorTen” çeliğinden yapılmıştır. Heykelin: kadın olarak mı, yoksa at olarak mı yapıldığı konusunda çeşitli tartışmalar vardır.

Bunun üzerine, ünlü heykeltıraş, şunu söylemiştir “bir kuşun şarkısını da anlamaya çalışabileceklerini”

Evet, sanırım bu heykele bakanların anlayıp anlamadıkları önemli. Son bir not: heykel yapıldığında, ünlü sanatçı Picasso’ya 100.000 Dolar ödeme yapılmak istenmiş, ama sanatçı bunu kabul etmemiş ve heykeli hediye olarak vermiştir.

 

Dört Mevsim Mozaiği

First National Plaza’da bulunmaktadır. Chagall tarafından yapılan 21.5 metrelik “Dört Mevsim Mozaiği”dir.

Chicago Federal Centre

Federal Center

1960-1964 yılları arasında yapılan bina: cam ve çelik tasarımı ile, oldukça basit ama çok çarpıcı görünüm sunmaktadır. Federal Bina: 42 katlı ve 111 bin m. Karelik ofis alanına sahiptir. Binanın boyu: 171 metredir. Adliye binası: en üst 10 katta bulunmaktadır.

Dış perde duvar: çeliktir ve güneş ışınlarını yansıtabilen düz siyah, grafit boya ile kaplıdır. Cam bölmeler, parlak alüminyum çerçevelidir.

Amerika’nın tümündeki hükümet binalarının en seçkin guruplarından biri olarak kabul edilen bu yapıda: Calder’in 16 metrelik parlak kırmızı “Flamingo” heykeli bulunmaktadır. Heykel: Alexander Calder tarafından yapılmıştır. Heykel, arkasındaki düz binaya tezat oluşturuyor.

 

Batcolumn

Loop’un hemen dışında, Sosyal Güvenlik Yönetim Binasında, Madison Street üzerinde bulunan bu anıt: Claes Oldenburg tarafından, ince tel kullanılarak yapılmıştır.

Yüksekliği 30.5 metredir. 1.608 çelik parçanın kaynak yapılmasıyla oluşturulmuştur.

Chicago Sears Tower

Sears Tower

Loop’un hemen dışındadır. “Willis Tower” olarak da bilinmektedir. Çünkü: 2009 yılında: Londra merkezli sigorta şirketi “Willis Group Holdings” binanın bir kısmını kiralamış ve binanın adlandırma hakkını elde etmiştir.

16 Temmuz 2009 tarihinde, bina resmen “Willis Tower” adını almıştır.

Bina hakkındaki ilk karar: 1969 yılında: Sears, Roebuck&Co isimli şirketin; Chicago genelinde dağılan ofislerinde çalışan 350.000 çalışanı için, büyük bir ofis binası yapılması kararı verildi.

Yapı tamamlandığında, New York şehrinde bitmemiş “Dünya Ticaret Merkezi” yüksekliğini aştı. Binanın tepesine: yerel televizyon ve radyo yayınlarını izlemek için, 2 anten takıldı.

Yapı: Mayıs 1973 tarihinde tamamlandı. İnşaat maliyeti olarak: 150 milyon Dolar harcanmıştır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

110 katlıdır. Yüksekliği 442 metredir. En yüksek anten ucu, sokak yüzeyinden veya deniz seviyesinden 708 metre yüksekliktedir.

Bir zamanlar dünyanın en yüksek binası olarak önem kazanmıştır. 25 yıllık süreç sonunda, bu rekorunu: New York Dünya Ticaret Merkezi kulelerine bırakmıştır.

Günümüzde, dünyanın bağımsız en yüksek 7. binası olarak önem kazanmaktadır.

Binada: yaklaşık 40.000 yağmurlama başlığı, yangın söndürme önlemi olarak kullanılmıştır.

Aslında: bina ilk tasarlandığında, köşeli sigaralar gibi, bir araya toplanmış 9 kuleden oluşmaktadır.

Kuleler, farklı yüksekliklerde: paketinden fırlamış sigaralara benzerler. Yapının çelik çerçevesi hafifçe boyanmış ve 16.000 bronz penceresiyle beraber siyah alüminyum ile kaplanmıştır.

 

Evet, binanın 103’ncü katında “gözlem kulesi” var.

Gözlem kulesinin ismi “Skydeck” dir. Gözlem güvertesi, 22 Haziran 1974 tarihinde açılmıştır. Yerden 412 metre yüksekliktedir. Asansörler ile, buraya yaklaşık 60 saniye içinde ulaşabilirsiniz.

103’ncü kattaki bu gözlem terası kapalı ise, 99’ncu katta ikinci bir gözlem istasyonu bulunmaktadır.

Rüzgarlı bir günde, binanın sallanışını hissedebilirsiniz. Bina, batıya doğru 10 cm. kadar eğilebilmektedir.

Buradan muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz. İllinois ovası ve karşıdaki Michigan gölünü izleyebilirsiniz. Hatta: 50 km. lik bir alanda, 4 eyalete yayılan, 360 derecelik bir görünüm vardır.

Bu görünümde: gökdelenler, spor stadyumları, heykeller, yeşil çatılar, Michigan gölünün kilometrelerce uçsuz-bucaksız görüntüsünü göreceksiniz.

Ayrıca: birçok binanın çatılarının yüzme havuzu veya yeşil alan olarak dizayn edildiğini görüp şaşıracaksınız.

Buranın en muhteşem ilginçliği ise: yer sokak seviyesinden metrelerce yüksekte, bir cam zemin üzerinde gezinmektir. Bu yeni yapılan cam fanus balkon gibi yerde, zemin de cam olduğundan, sanki boşlukta yürür gibi hissedeceksiniz.

Yerden 400 metre yüksekte, camın üzerinde durmak muhteşem bir heyecan veriyor. O heyecanı yaşamalısınız.

Şehrin en popüler turistik yerlerinden biri olan kule: her yıl, yaklaşık 1 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Evet, bu şehri ziyaret ederseniz, buraya çıkmadan sakın ayrılmayın.

En son not: buranın ziyaret yeri: hafta sonları ve tatil günlerinde, tüm gün açıktır. Ekim-Mart ayları arasındaki dönemde: saat 10.00 ile 20.00 arasında açıktır.

Nisan-Eylül ayları arasındaki dönemde ise: 09.00 ile 22.00 arasında açıktır. Son giriş, kapanış saatinden 30 dakika öncedir.

Ücretlere gelince: yetişkinler 17 dolar, çocuklar 11 dolar ücret ödemek durumundadırlar.

 

LİNCOLN PARK

Park: 1208 dönümlük bir alan üzerine kurulmuştur. Şehrin en büyük kamu parkıdır. Adını: Abraham Lincoln’den almıştır. Şehrin güneyinde, Ohio Street’in yanında 11 km. kadar uzanır.
Parkın kuzeyinde: eğlence alanları, plajlar ve limanlar bulunmaktadır.

Her yıl, 20 milyon kişi, park alanını ziyaret etmektedirler. Amerika’nın en çok ziyaret edilen ikinci parkıdır.

Park alanı içinde: 15 beyzbol sahası, 6 basketbol sahası, voleybol sahaları, futbol sahası, 35 tenis kortu, golf sahası ve okçuluk alanı bulunmaktadır. Ayrıca: kürek tesisleri ve liman bulunmaktadır.

Lincoln parkın diğer bir önemli yanı, burada çok sayıda heykel bulunmasıdır. Parkta yürürken, birçok sanat eseri heykel görebilirsiniz.

Özellikle: Abraham Lincoln heykeli ilgi çekmektedir.
Son bir not: buraya yolunuz düşerse ve zamanınız az ise, özellikle hayvanat bahçesini görün derim.

Chicago Abrahim Lincoln Anıtı

Abraham Lincoln Anıtı

1887 yılında yapılmıştır. Şehrin en önemli kamu heykellerinden biridir. Doğal görünümlü bir heykel olması nedeniyle, bir dönemin heykeltıraşlarını etkilemiştir.

Lincoln’ün konuşmalarından bazı bölümler, anıtın dibinde yazılıdır.

Chicago Lincoln Tomb

Lincoln Tomb

Burası: Amerika Başkanı Abraham Lincoln, karısı Mary Todd ve dört oğlunun mezar bölgesidir. Burada Abraham Lincoln’ün, sanatçı Gutzon Borglum tarafından yapılan bir bronz baş heykeli bulunmaktadır.

Bu baş heykelinin burun kısmının parlak olduğunu göreceksiniz. Çünkü: burayı ziyaret edenler, kendilerine şans getirmesini dileyerek bu baş heykelinin burun kısmını elleriyle ovuştururlar.

Chicago Lincoln Park Zoo

Lincoln Park Zoo

35 dönümlük bir alana kurulmuştur. Şehir sınırları içindeki en büyük hayvanat bahçesidir. İlk kuruluşu: 1868 yılına kadar iner. Burada birçok hayvan bulunmaktadır.

Bunlar: büyük kedigiller, kutup ayıları, penguenler, goriller, sürüngenler, maymunlar şeklinde yerleştirilmiş olup, 1250 civarında hayvan bulunduğu söylenmektedir.

Hayvanat bahçesindeki meşe ağacının, 1830 yılında dikildiği bilinmektedir. Buraya yolunuz düşerse harika maymun evini mutlaka görün.

Chicago Lincoln Park Conservator

Lincoln Park Conservatory

Michigan gölünün kıyısında, 3 dönümlük alana konuşlandırılmıştır. Botanik bahçesi içindedir. Burası: önemli bahçecilik çalışmaları, eğitim programları ve halkla ilişkileri geliştirmek için yapılmıştır.

Burada: güzel orkide koleksiyonları ve Güney Amerika ağaçları değil, Grandmothers Garden’da (Büyükannenin Bahçesi) gülhatmiler, sümbüller, aslanağızları ve papatyalar da görülmeye değerdir.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Chicago History Museum

1856 yılında, Chicago şehrinin tarihini incelemek ve yorumlamak için kurulmuştur. Günümüzdeki binası: 1932 yılı yapımıdır. Müzede: Chicago ve Amerikan tarihine ait sergiler bulunmaktadır.

Müzenin kendi koleksiyonunda, 22 milyon çizim bulunur.

Evet sonuç olarak, burası: şehrin gelişi ve onun ilişkileri ve Amerikan tarihi üzerine etkilerini araştıran objelerin sergilendiği bir yerdir. Buraya yolunuz düşerse, Müze binası arkasındaki, Lincoln Park plazaya bakan yerde, Chicago odasını ve vitray koleksiyonunu görmenizi öneririm.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Peggy Notebaert Doğa Müzesi

Chicago Bilimler Akademisine ait bir müzedir. 1999 yılında açılmıştır. Bu müze, şehirdeki çocuk ve yetişkin eğitimine yöneliktir. Buna ek olarak canlı bir kelebek koleksiyonuna sahiptir.

Evet, bu müze İliniois bölgesinin ekolojik tarihi ve biraz önce söylediğim gibi, canlı bir kelebek evine sahiptir. Kelebek evinde çoğu egzotik türden 200 kelebek türü bulunmaktadır.

Alfred Caldwell Lily Havuzu

Alfred Caldwell Lily Havuzu

Burası: Prairie School Peyzaj Mimarlığı tarafından tasarlanmıştır. Lincoln hayvanat bahçesinin yanındadır.

Havuz: 1936-1938 yılları arasında yapılmıştır. Zambak havuz: aslında nilüfer çiçekleri yetiştirmek için düzenlenmiştir. 1942 yılında: Caldwell, havuzu “mega şehir insanları için gizli bir bahçe “olarak adlandırmıştır.

Günümüzde ise, havuz aynı zamanda, Hayvanat Bahçesinin kuş üreme merkezi olarak da değerlendirilmektedir.

Chicago Navy Pear

NAVY PEAR

İşte, şehirde benim en çok hoşuma giden bir yerdir burası. Göl olmasına rağmen, uçsuz bucaksız görüntüsüyle denizi andıran büyük bir mavi su alanının hemen kıyısında kafelere oturup bir şeyler içmek, gelip geçeni ve denizi seyretmek gerçekten muhteşem güzel ve huzur veren bir duygu.

Navy Pear: Michigan gölü kıyısında, yaklaşık 1010 metre uzunluğunda bir sahil bandı veya iskele denilebilir.

İskele ilk olarak: 1916 yılında yapılmıştır. İskele, zamanında dünyanın en büyük iskelesiymiş. Uzunluğu 914 metre ve genişliği 89 metredir. İskele: bir nakliye ve eğlence alanı olarak dizayn edilmiştir.

İlk 10 yılında, Belediye iskelesi başarıyla birçok ziyaretçi çekmiştir. Ayrıca, I. Dünya savaşı sırasında, geçici olarak askeri bir tesis olarak kullanılmıştır.

1920’lerin sonlarına gelindiğinde ise, Navy Pear bölgesinin cazibesi azalmaya başlamış ve ziyaretçi sayısı düşmüştür.

Büyük kamyonların rekabeti nedeniyle, limandan nakliye de gerilemeye başlamıştır.

1927 yılına gelindiğinde ise, iskele, Dünya Savaşı gazilerinin onuruna “Navy Pier” olarak isim değiştirmiştir.

II. Dünya savaşı sırasında, burası yine donanmanın eğitim alanı olarak kullanılmıştır. Savaştan sonra ise, İliniois Üniversitesinin Chicago Şubesi olarak görev yapmıştır. 1965 yılında ise, Üniversite yeni yerine taşınınca, Navy Pier, çürümeye terk edilmiştir.

Takip eden tarihi süreçte: 1976 yılında, doğu ucunda bulunan “Oditoryum Binası” Jerome R. Butler Jr tarafından restore edilmiştir. 1989 yılında, Pier&Ewposition Kurumu kurulmuş ve iskele yönetiminden sorumlu hale getirilmiştir.

İskele reorganizasyonu için 150 milyon dolar harcanmıştır. 1992 yılında başlayan yenileme çalışmaları, 1994 yılında tamamlanmıştır.

Sonuçta, Chicago şehir alanında, çok başarılı bir eğlence merkezi ortaya çıkmıştır.

Chicago Navy Pear
1990’larda yeniden inşa edilen bölgeye: fast food büfeleri, dükkanlar, bir balo salonu, bir konser sahnesi ve kongre-sergi salonu dahil edilmiştir.

Ayrıca: bir dönme dolap, bir IMAX sinema salonu, Shakespeare oyunları sergilenen bir tiyatro, Funhouse (çeşitli aynalardan oluşan) bir Chicago çocuk müzesi, Vitray Windows Smith Müzesi eklenmiştir.

Bu tesisler yanında, buranın en büyük özelliği, büyük göl üzerinde teknelerle gezilerin yapılmasıdır. Çeşitli şirketler gezi turları düzenliyorlar. Hatta, bu gezilerin bazılarında: akşam yemeği veriliyor.

Haftanın bazı akşamlarında havai fişek gösterileri düzenleniyor. Göl üzerinde yapılan gemi gezilerine katılmanızı öneririm çünkü biraz açıldıktan sonra Chicago şehrinin muhteşem bir görüntüsünü görebiliyorsunuz.

Tekne turları: 1 Nisan- 31 Ekim tarihleri arasında yapılmaktadır. Ücretler: büyükler için 26 dolar, 12 yaş altındaki çocuklar için 7 dolar ve 12-17 yaş arasındaki çocuklar için 14 dolardır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Headhouse&Auditoriu

Navy Pier üzerindeki iki büyük binadan biridir. Oditoryum: mimar Charles Frost tarafından, 1916 yılında inşa edilmiştir.

Bina: 2 kulesiyle tanınır. Her kulede: yangın sistemi için, iki büyük 2 milyon litrelik su tankı bulunmaktadır. Günümüzde burası “Çocuk Müzesi” olarak kullanılmaktadır.

Binanın batı bölümünde: modern ve bilgisayarlı granit çeşmesi bulunan, 19 dönümlük “Gateway Park” bulunmaktadır.

Chicago Windy Tall Ship

Windy Tall Ship

Biraz önce söylediğim gibi, burada göl üzerinde güzel bir tekne turuna çıkmak isterseniz ve tarihi bir yolculuk olmasını dilerseniz, işte bu tekneyi tercih etmelisiniz. Bu tekne: 148 metre uzunluğunda, 4 direkli tarihi bir teknedir.

Yolculara: yelken macerası sunar. 150 yolcu kapasiteli bu tekne: 21 Nisan-28 Ekim tarihleri arasında etkindir. Biniş ücretleri, yetişkinler için 25-30 dolar, öğrenci ve büyükler için; 20-25 dolar, çocuklar için 10 dolardır.

Chicago Çocuk Müzesi

Chicago Çocuk Müzesi

Giriş ücretlidir. Çocuklar ve yetişkinler için, 12 dolar ücret alınır. Her ayın ilk Pazar günü, 15 yaş ve altındakiler için giriş ücretsizdir.

1982 yılında kurulmuştur. Müze: her gün 10.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Günümüzdeki düzenine ise 1995 yılında kavuşmuştur. Burada: 3 katlı, 57 bin m. Karelik alanda; eğitici sergiler, kamu programları ve özel etkinlikler düzenlenmektedir.

Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan dördüncü çocuk müzesidir. Ziyaretçi 10 yaş üstü çocuklar, burada; su yolları ile bir baraj inşa edebilirler, uçan bir makine oluşturabilirler, bir gökdelen tasarımı gerçekleştirebilirler.

Her yıl, yaklaşık 700.000 kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Chicago Dönme Dolap

Dönme Dolap

Göz alıcı bu dönme dolap: 1893 yılında düzenlenen “Kolombiyalılar Sergisi” için yapılmıştır. Dünya üzerinde yapılan ilk dönme dolaptır, ancak daha sonra modernleştirilmiştir. Dönme dolap 45 metre yüksekliğe çıkabilmektedir.

Atlı Karınca

Burada, 36 tane, el boyaması hayvanlar bulunan, müzikli bir atlı karınca bulunmaktadır.

Chicago Aeroballoon

Aeroballoon

Bu balon: 18 yolcusu ile, göl üzerinde ziyaretçilerini 107 metre yüksekliğe kadar çıkararak, Chicago şehir silüetinin muhteşem manzarasını sunmaktadır.

Imax Theatre

Burada: Chicago şehrinin en büyük düz film ekranı ve 2D ve 3D filmleri gösteriliyor.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Chicago Shakespeare Tiyatrosu

Burası: kar amacı güdülmeyen, profesyonel bir tiyatro şirketi tarafından işletilmektedir. Özellikle yaz aylarında gösteriler yoğunlaşır ve genellikle Shakespeare eserleri sergilenir. Tiyatro salonu: 525 kişiliktir. Çok yönlü ve itme bir sahnesi bulunmaktadır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Vitray Windows Smith Museum

Giriş ücretsizdir. Giriş saatleri: 10.00 ile 20.00 arasındadır.
Bu müze, Navy Pier içinde, 2000 yılında açılmıştır.

Müze: vitray pencereler ve bu sanat üzerine Amerika’da açılmış ilk müzedir. Müzede, 4 galeride sergilenen 185 bireysel çalışma bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu, başlangıçta Chicago bölgesindeki binalardan gelmiştir.

Koleksiyonda: dini temalar, sıra dışı öğeleri içeren portre ve basketbol oyuncusu Michael Jordan’a ait bir vitray çalışması sergileniyor. Pencerelerin çoğu: renkler ve karmaşık detayların vurgulanması için yapay ışık ile aydınlatılmaktadır.

Her parça: kurşun geçirmez cam bir katman tarafından korunmaktadır. Bunun nedeni: bu müze içinde, elinizde bir şeyler yiyerek dolaşabilme imkanının yaratılmasıdır.

Halbuki, dünya üzerinde hiçbir müze, yiyecek ile içeriye ziyaretçi almaz, ama bu müze: elinizde dondurma veya başka bir yiyecek ile ziyaretçi kabul etmektedir.

CHİCAGO MUSEUM OF SCİENCE& INDUSTRY- BİLİM VE ENDÜSTRİ MÜZESİ

MUSEUM OF SCİENCE& INDUSTRY- BİLİM VE ENDÜSTRİ MÜZESİ

South Lake Shore Drive bölgesindedir.

Şehrin en popüler müzesidir. Çünkü: sergilerin içine girip bir şey yapmak çok zevklidir. Bir kömür madenine girin, 5 metrelik insan kalbi modelinin çevresinde dolaşın, İkinci Dünya Savaşında ele geçirilmiş bir Alman denizaltısının yanına yaklaşın ve çok ender olarak üzerinde “Dokunmayınız” yazan düğmelere basıp her türlü kolu çekin.

Chicago Grand Park

GRAND PARK

Burası, 319 dönümlük büyük bir kentsel park alanıdır. 1847 yılında, bölge “Göl parkı” olarak seçilir. 1871 büyük yangınından sonra, şehrin bütün enkazı buraya gömülür ve dolgu oluşturulur.

19’ncu yüzyıl sonunda ise: park alanında büyük binalar ve ticari mülkiyet oluşturulması için düşünceler ortaya atılır. Ancak, 1836 yılında parkın açık alan olarak kalmasına karar verilir. Bir Chicago vatandaşı, mahkemeye dava açar ve 1911 yılında davayı kazanır.

Bunun üzerine, park, Michigan Avenue üzerinde bulunan binaların harika manzaralarını sunan, açık bir alan olarak kalmasına karar verilir.

Grand Park bölgesinde, tarihi süreç içinde bazı olaylar hafızalara işlenmiştir. 1968 yılında: Demokrat Parti kongresine katılan birkaç bin kişilik protestocunun buradaki gösterisi: 16.000 kişilik bir polis gücü tarafından acımasızca bastırılmış ve bu durum, şehrin itibarını sarsmıştır.

4 Kasım 2008 tarihinde ise, 125.000 kişilik bir kalabalık önünde, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığını kabul eden Barack Obama, yine bu park alanında töreni gerçekleştirmiştir.

Parkın en önemli bölümleri

1. Milenyum Park.
2. Buckingham çeşmesi,
3. Chicago Sanat Enstitüsü
4. Müze kampüsü.

Michigan gölünün hemen kenarındaki park: performans alanları, bahçeleri, sanat eserleri, spor ve liman tesislerini içermektedir. Park alanı: genel olarak düzdür. Burada: halk toplantıları ve birkaç büyük yıllık olaylar düzenlenmektedir.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Milenyum Park

Parkın kuzeybatı köşesindedir. Burası: 1998-2004 yılları arasında restore edilmiştir. Daha önceden, bu alan: çirkin demiryolu ve otopark alanlarıyla kaplıymış.

Bu restorasyonda: mimarlar ve sanatçılar tarafından, buraya: çeşitli objeler yerleştirilmiştir. Park: her gün saat: 11.00 ile 18.00 arasında açıktır.

Evet, buraya mutlaka uğramanızı öneriyorum.

Jay Pritzker Pavillion

Burası müzik pavyonu olarak bilinmektedir. Yani: açık hava konser alanıdır. Mimar: Gehry Partners.

Pavyon: 2004 tarihinde resmen açılmıştır. 120 metre yüksekliğinde, paslanmaz çelik şeritler, şişmiş bir kubbe gibi görülüyor yani bir tür havai kafes de denilebilir. Ayrıca: 95.000 m. Karelik büyük çim alan bulunmaktadır.

Konser alanı: 7000 kişi kapasitelidir ve 4000 kişilik oturma koltuğu bulunmaktadır. Ses akustiği: gerek oturma koltuklarının bulunduğu bölgede ve gerekse büyük çim alanda gayet güzel yayılmaktadır.

Burada, günümüzde: Grant Park Senfoni Orkestrası ve korosu konserler vermektedir. Ayrıca: Grant Park Müzik Festivali etkinlikleri de burada yapılmaktadır. Ülkenin tek ücretsiz açık hava klasik müzik konserleri serisi, burada düzenlenmektedir.

Chicago Cloud Gate

Cloud Gate

Hindistan doğumlu İngiliz sanatçı Anish Kapoor tarafından yapılmıştır.
2004-2006 yılları arasında inşa edilen heykel: fasulye gibi şekli nedeniyle “The Bean” olarak isimlendirilmiştir.

Heykel: 168 tane, paslanmaz çelik plakaların birlikte kaynaklanması ile yapılmış olup, son derece parlak ve dikişsiz yani ek yerleri belli olmayan bir görünüm sunmaktadır.

Heykelin: uzunluğu: 66 ve yüksekliği 33 metredir. Ağırlık ise, 110 tondur. Bu ölçüleri ile, dünyada türünün en büyüğüdür.

Heykel yüzeyi, görüntüyü yansıtır. Chicago’nun ünlü silüetini ve yukarıda bulutları yansıtmaktadır.

Ziyaretçiler heykelin çevresinde ve yüksek kemeri altında (3.7 metredir) yürüyebilirler. Evet, bu heykel, eşsiz yansıtma tekniğiyle, ziyaretçilerin ilgisini çeker, Chicago şehrini ziyaret ederseniz, bu heykeli mutlaka görün, geçin karşısına ve kendinizin veya yakınlarınızın fotoğraflarını çekin.

Hatta: Amerikalılar bile, bu yansımalar ile değişik fotoğraflar elde etmek için, resim çekiyorlar.
Heykelin altına girip, orada da resim çekebilirsiniz. İnanın çok ilginç resimler elde edeceksiniz.

Heykelin altında, heykele dokunarak değişik yansımalı görüntüler elde edilebiliyor.

Chicago Taç Çeşmesi

Taç Çeşmesi

Yine ilginç bir mekan daha. Burada: yanlarda oturma yerleri var. Genellikle çocuklar ve bir kısım büyükleri: yükseklikleri fazla olmayan ve üzerlerinde insan baş resimleri bulunan kulelerin arasında, yerde bir karış yüksekliğindeki su havuzu içinde yürüyerek serinliyorlar.

Bazıları bu suya oturuyorlar, bazıları suyla şakalaşarak sıcak yaz günlerinde serinliyorlar. Su ile oynamak istemeyenler ise, hemen kıyıdaki oturma yerlerinde oturuyorlar.

Ancak: havuzun ilginç bir özelliği var: hemen yanlarda, üzerlerinde insan başı bulunan kulelerde, insan başı resminin ağız bölümünden: kısa aralıklar ile, kol kalınlığında bir su akımı oluyor ve o sırada: bu suyun aktığı ortadaki havuz alanında bulunanlar, yalnızca ayaklarını ıslatmayı düşünürken, tamamen ıslanıyorlar.

Yani: bu durumu bilmeyenler için, tamamen ıslanmak ve günün sonu demek. Bu yüzden, buraya yolunuz düşerse: iki kulenin ortasındaki su havuzunda yürürken; aniden büyük bir su kitlesinin tepenize boşalabileceğini sakın unutmayın ve tedbirli olun derim.

Evet, gelelim bu etkinliği anlatmaya: Taç çeşmesi, görüntü heykeli ve interaktif bir çalışma olarak İspanyol sanatçı Jaume Plensa tarafından yapılmıştır. 2004 yılında açılmıştır.

Çeşme: sığ yansıtıcı bir siyah, granit bir havuz ve her ucunda 2 adet 15 metrelik cam blok kulelerden oluşmaktadır. Havuz: 232 metre uzunluğundadır.

Kule projesi: video ile, Chicagolu vatandaşların yüzlerini yansıtmak, yaşamın bir simgesi olan suyun dışarı akmasına izin vermek için oluşturulmuştur.

Kuleler üzerinde bulunan büyük LED ekranlara Chicago vatandaşlarının yüzleri yansıtılır ve ağızlarından sular fışkırtılır.

Anıt: dünyaca ünlü kamusal alan sanat koleksiyonlarından birisidir.

Bu kuleler: 15.2 metre boyutundadır. Kuleler: ışık yayan diyotlar ile, yüzlerinde orijinal videolar izlenmesine imkan yaratmaktadırlar.

Mayıs-Ekim ayları arasındaki dönemde: her kulenin ön yüzündeki bir boşluktan ki, genellikle insan yüzü şeklinin ağız kısmından: su akmaktadır.

Şehir sakinleri ve eleştirmenler: sanatsal ve eğlence özellikleri nedeniyle, taç çeşmeyi övmüşlerdir. Su kullanımı: halk ve su arasındaki fiziksel etkileşimi teşvik etmektedir.

İnsanlar, kulelerdeki video görüntülerinde, kendilerini görmek için ve yaz sıcaklarından kurtulmak için, buraya akın etmektedirler.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Lurie Garden

Millenium park alanı içinde, güneyde, 2.5 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Açık alan meraklıları burayı tercih ederler. Eski bir bataklık alan ıslah edilerek, 16 Temmuz 2004 tarihinde açılmıştır.

Ziyaretçiler için: bahçede rehberli turlar düzenlenir. Ayrıca: bahçede piknik yapılabilir, interaktif gösteriler, konferanslar düzenlenir.

Chicago Wrigley Meydanı ve Milenyum Anıtı-Peristil

Wrigley Meydanı ve Milenyum Anıtı-Peristil

Burası: yürüyüş yolları ve dinlenme alanları içermektedir. Milenyum Anıtı: yaklaşık 12 metrelik boyutu ve Dor sütunları ile dikkati çeker. Zarif ve yarı dairesel şekildedir.

Geçmişle günümüz bağlar ve Milenyum Parkının kurucularının isimleri: Wrigley Meydanında, Milenyum Anıtının tabanındaki taş döşemeye kazınmıştır.

Bu kişiler: parkın oluşturulması ve korunması için parasal katkı sağlamışlardır. Anıtın merkezinde, Milenyum çeşmesi bulunmaktadır.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Boeing Galeriler

Burada, park alanı içinde: sanatçıların çalışmalarını ve fikirlerini yansıtan modern ve çağdaş sanat eserlerini görebilirsiniz.

Parkın güney yakasında bulunan galeriler, çağımızın sanat ve mimarlık konusundaki yüksek kaliteli, tarihsel, sosyal ve kültürel eserlerini barındırmaktadır.

Chicago BP Köprüsü

BP Köprüsü

Burası, fırçalanmış ve paslanmaz çelik panellerle kaplanmış bir yerdir. Trafik gürültüsünden uzak, akustik bir bariyer şeklindedir. Tasarım: Jay Pritzker Pavillion tarafından yapılmıştır.

282 metre uzunluğundaki, uzun ve dolambaçlı bu köprü: Grant Park ve Michigan gölünün eşsiz manzaralarını sunmaktadır ki şehirliler burada koşu yapıyorlar.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

McDonald’s Merkezi

Burada bulabilecekleriniz: bisiklet kiralama, bisiklet tamiri ve parkı, kilitli duş ve havlu servisidir. Burası: bisiklet kullanımının teşviki için yapılmıştır.

Hatta: sabah bisiklete bindikten sonra, işe gitmeden önce, insanlar burada bulunan dolapları ve duşları (üyeler içindir) kullanabilmektedirler.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Haris Tiyatrosu

Burada, her yıl Eylül-Mayıs ayları arasında, sahne sanatları ve kültürel kurumlar tarafından, kar amacı gütmeyen gösteriler düzenlenmektedir. Yani, kapalı alanda konser tercih edenler buraya gidiyorlar.

Şehrin en heyecan verici müzik ve dans şirketleri burada gösteriler sunmaktadırlar. Aynı zamanda uluslar arası firmalar da: burada gösteriler düzenlerler. Bu tiyatronun seyirci kapasitesi, 1500 kişidir.

Amerika Chicago Gezilecek yerler

Nichols Bridgeway

Burası, 625 metre uzunluğunda bir yaya yolu köprüsüdür. Kemer yüksekliği 60 metreye kadar çıkmaktadır. Millenium Park ve Chicago Modern Wing Art İnstitute’yi birbirine bağlamaktadır.

Mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış ve 2009 yılında açılmıştır. Köprü üzerinde: nefis bir manzara, şehir silüeti ve Michigan gölü görülmektedir.

 

Daley Bicentennial Plaza

Grant Parkın kuzeydoğusundadır. Burada: açık hava etkinlikleri düzenlenmektedir. Bunlar: yaz-kış paten sahaları, tenis kortları, satranç masaları ve diğer faaliyetleri içerir.

Chicago Buckingham Çeşmesi

Buckingham Çeşmesi

Grant Parkın merkezi parçasıdır. Dünyanın en büyük çeşmelerinden birisidir. Çeşme: bir rokoko düğün pastası şeklindedir.

1927 yılında, kardeşi Clarence anısına, Kate Sturges tarafından Buckingham şehrinin bir hediyesi olarak şehre verilmiştir. Edward H. Bennet tarafından, Paris-Versay Sarayı yakınlarında yapılmıştır.

Yüksekliği 7 metredir. 3 tabakadan oluşur. Çapı: 85 metredir ve bu ölçüleriyle, dünyanın en büyük çeşmesidir.

Her “denizatı”: Michigan gölü kıyısındaki eyaletleri (İllinois, İndiana, Michigan, Wisconsin) temsil eder. Su: 3 pompa tarafından pompalanmaktadır. 134 tane su jeti bulunmaktadır.

Çeşme: her yıl Nisan-Ekim ayları arasında açıktır ve su: her saatte bir 20 dakikada bir: ışık ve su ile ekran görüntüsü yaratmaktadır.

Merkez pompa ise, merkezde yükselen suyu: 46 metre yüksekliğe kadar iter. Müzik eşliğinde ve renkli spotlar ile, muhteşem bir animasyon gösterisi izleyebilirsiniz.

Park alanındaki diğer heykeller

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Spearman Heykeli

5 metre yüksekliğindeki heykel, bronz atlı Kızılderili savaşçıyı tasvir etmektedir.

Heykel, 1928 yılında, Ivan Mestroviç tarafından yapılmıştır. Anıt: Kızılderililer anısına dikilmiştir.

Amerika Chicago Gezilecek yerler
John Logan Heykeli

Bu heykel, iç savaşın genel onuruna dikilmiştir. Anıt: Augustus Saint-Gaudens tarafından, 1897 yılında yapılmıştır.

Müze Kampüsü

Grant parkın güneydoğu ucundadır. Müze kampüsünde, şehrin en önemli 3 müzesi bulunmaktadır.

Bunlar

1. Doğa Bilimleri Müzesi.
2. Adler Planetarium.
3. Doğa Tarihi Field Museum ve Shedd Aquarium.

Chicago Doğa Tarihi Field Museum
Doğa Tarihi Field Museum

Naturel History Field Müzesi olarak isimlendirilir. Müze koleksiyonunda, 21 milyon yıl öncesine ait örnekler bulunmaktadır. Bunlar arasında özellikle geniş bir koleksiyon oluşturan “dinozor” iskeletleri görülmeye değerdir.

Müzede, ayrıca: dünyanın dört bir yanından gelen elmas ve değerli taşlara ait geniş bir koleksiyon görülür. Özellikle, Çin’e odaklanan ve 8000 yıllık bir geçmişe yayılan eserler bulunmaktadır.

Müzenin diğer ilginç bölümü: Mısır uygarlığına ait 23 insan ve birçok hayvan mumyasının bulunmasıdır. Ayrıca, ziyaretçilerin girebileceği 5000 yaşındaki bir mezar bulunmaktadır. Mezarın içinde hiyeroglifler görülür.

Chicago Shedd Aquarium

Chicago Shedd Aquarium
Shedd Aquarium

Şehrin tek kapalı akvaryum alanıdır. Burası: 30 Mayıs 1930 tarihinde açılmıştır. Şehrin tanınmış işadamı John Graves Shedd: akvaryum kurulması için 1924 yılında: 2 milyon dolar para bağışlamıştır. Aynı zamanda, akvaryum yapımı ve işletilmesi için “Shedd Aquarium Society” kurulmuştur.

Akvaryumda: 1500 farklı türden, yaklaşık 20.000 üzerinde su hayvanı bulunur. Dünyanın en büyük kapalı akvaryumu olarak kabul edilir.

Burada: tuzlu su balıkları da bulunmaktadır. Toplamda, burada: 1500 türden, deniz memelileri, kuşlar, yılanlar, kurbağalar ve böcekler bulunur.

Akvaryumdaki tuzlu su: ilk olarak, 1930 yılında trenlerle Florida’dan buraya getirilmiştir. 1970 yılına kadar tuzlu su taşınmasına devam edildi ve daha sonra, tuzlu su buradaki sistemlerle üretilmeye başlanmıştır.

Buranın, yıllık 2 milyon ziyaretçisi bulunmaktadır.

Burayı gezdiğimde dikkatimi çekenler: buraya girerken bir bahçeden geçiliyor ve bahçede: havuz fıskiyeleri çok orijinal.

Bahçeyi geçtikten sonra akvaryum bölümüne giriliyor. Akvaryum bölümünde, en ilgi çeken yer: beyaz balina ve yunusların bulunduğu büyük bir havuz. Havuzun üst kısmından bu hayvanları seyredebildiğiniz gibi, aşağıya inince camlı bölümden, su altındaki durumlarını görebiliyorsunuz.

Bunun dışında, gezinizde, yukarıda da belirttiğim gibi, yeryüzünde ender görebileceğiniz birçok deniz canlısını görebilirsiniz.

Son bir not: özellikle penguenler ilgimi çekmişti, bakıcılarının besledikleri anda penguenleri görmüştüm, muhteşem güzel bir görüntü idi.

Evet, gelelim akvaryum içindeki çeşitli bölgelerin tanıtımına:

Caribbean Reef

Burası: Karayip resif köpekbalıkları ve vatozlar gibi hayvanlar hakkında bilgiler içerir. Cam bir pencere arkasında, Karayip resiflerindeki su altı yaşamını ve büyük deniz hayvanlarını izleyebilirsiniz. Bu balıklar, günde 5 kez dalgıçlar tarafından beslenmektedirler.

Oceanarium

Pasifik kuzeybatı kıyısındaki denizaltı yaşamını burada görebilirsiniz. Burada: Beluga balinaları, deniz aslanları görebilirsiniz. Ama buranın yıldızları beyaz yunuslardır.

Yunus gösterileri, gün boyunca yapılmaktadır. Akvaryumun büyüklüğü sayesinde, yunuslar, seyircilere hızlarını ve hünerlerini gösterebilmektedirler.

Amerika Chicago Gezilecek yerler
Adler Plenetarium & Astronomy Museum

Batı Yarımkürede ilk inşa edilen planetaryumdur. Burası: Adler isimli bir hayırsever tarafından, 1930 yılında yaptırılmış ve 12 Mayıs 1930 tarihinde ziyarete açılmıştır. Burada: çekici multimedya gökyüzü gösterileri sunulmaktadır.

Merkez bölümünde, koltuklara oturuyorsunuz, bir süre sonra koltuklar yatar duruma geliyor ve salonun tavan bölümündeki kubbede; İngilizce uzay ve astronomi hakkında 40-45 dakikalık bir film gösterisi başlıyor ve ortam gerçekten ilgi çekici.

Ama: müze diyoruz ya, müze denilen bu yerde: yalnızca Aztekler’den kalma, bir üzeri çeşitli işaretlerle bezenmiş, tekerlek şeklinde taş parçası gördüm. Diğerlerinin hepsi, yalnızca fotoğraf, ülkemizdeki müzeleri düşününce, buraya müze demenin anlamsız olduğu kesin.

Bir de, müzenin hemen girişinde, hediyelik eşya satılan yer var, buraya uğramanızı öneririm, çünkü ilginç şeyler bulup satın alabilirsiniz. Bir de, müze çıkışında, merdivenlerinde fotoğraf çektirmek sanki bir gelenek olmuştur.

 

Museum of Surgical Science-Ameliyat Bilimleri Müzesi

1524 Nort Lake Shore Drive bölgesindedir.

Ölümle ve ölülerle ilgili olduğu için, bu müze biraz ürkütücü olabilir.

18. yüzyıl ameliyat gereçlerini, antik yapay kol ve bacakları yakından inceleyebilir ve 1873 yılına göre yeniden oluşturulmuş bir ecza dükkanını görebilirsiniz.

Chicago Art İnstitute of Chicago
Art İnstitute of Chicago

Michigan Avenue ve Adams Center bölgesindedir. Grant Park içindeki tek binadır. Burası, aynı zamanda, şehrin, en çok fotoğraflanan yerlerinin başında gelmektedir.

Müzenin girişinde: ziyaretçileri iki büyük aslan karşılar. Bunlar, 1894 yılında heykeltıraş Edward Kemeys tarafından hazırlanmış ve buraya konulmuşlardır.

Burası, daha önce bir sanat okulu olarak kullanılıyormuş. Zaten, 1879 yılında: büyük Chicago yangını sonucunda, molozlar üzerine kurulmuştur.

Bir yüzyıldan daha kısa sürede Fransız Emperesyonistleri, Post-Empresyonistler ve önemli 20. yüzyıl hareketlerinin yer aldığı muhteşem bir koleksiyona sahip olmayı başarmıştır.

Şehrin en popüler müzesi olan burada, dünyanın dört bir yanından gelen sanat eserlerinin bulunduğu geniş bir koleksiyon sergilenmektedir.

Yani, bu müzedeki kalıcı koleksiyonu tam olarak gezebilmeniz için: burada birkaç saat geçirmeniz gerekir. Müzede eserlerini görebileceğiniz sanatçıların başında: Claude Monet gelir. Ayrıca, yine çok beğenilen sanatçılardan: Jackson Pollock, Pablo Picasso, Henri Matisse, And Warhol gibi sanatçıların eserlerini görebilirsiniz.

Asya sergileri bölümünde ise: Çin, Kore, Japonya, Hindistan kökenli 5000 yıllık eserler bulunmaktadır. Ayrıca Afrika Sanatı bölümünde, yine Mısır eserleri sergileniyor.

CHİCAGO HARBOR LİGHTHOUSE

CHİCAGO HARBOR LİGHTHOUSE

Kuzey Breakwater South End. Bölgesindeki, bir deniz feneridir. 1892 yılında yapılmış ve 1917 yılında bugünkü yerine taşınmıştır. Günümüze kadar ayakta kalabilen tek deniz feneridir.

Dalgakıranın 1917 yılında yenilenmesi sırasında, deniz feneri bugünkü yerine taşınmıştır.

Günümüzde, iki kırmızı çatılı binaların arasında yükselen, onun bembeyaz konik kulesindeki fener, Navy Pier limanı girişini işaretlemeye devam etmektedir.

CHİCAGO BRONZEVİLLE-ZAFER ANITI

BRONZEVİLLE-ZAFER ANITI

35. Street üzerindedir.

Bronz heykeller: 1927 yılında Leonard Crunelle tarafından yapılmış ve buraya dikilmiş, anıtın düzenlemesi ise mimar John A. Nyden tarafından sağlanmıştır. Evet, orijinal granit ve bronz anıt: 1927 tarihinde inşa edilmiştir.

Anıtın dikiliş nedeni: I. Dünya savaşı sırasında, Fransa’da görev yapan Afro-Amerikalı İllinois Ulusal Muhafızlarından oluşan 8. Alayın başarılarının onurunadır. Anıtın üstündeki siyah asker, 1936 yılında eklenmiş, savaş alanlarında ölen bütün siyah askerler için adanmıştır.

Chicago Chine Town

CHİNA TOWN

Şehirdeki Çin mahallesi, 1905 yılında kurulmuştur. 20’nci yüzyılın ortalarında, buradaki Çinli nüfus, yaklaşık 14.000 kişi olmuştur.

Günümüzde ise, burada 70.000 kişi yaşamaktadır. Şehirde, Çin gıdaları arıyorsanız, burayı ziyaret etmeniz önerilir. Mahallede: Çin mutfağı ürünleri sunan şık restoranlara ve Çin çayı ikram edilen kafelere rastlamak mümkündür.

Ayrıca, alışveriş yapmak için de burası ziyaret edilir. Bu bölgedeki birçok mağazada, Çin kültürü ürünleri bulup satın alabilirsiniz.

CHİCAGO LAKE POİNT TOWER

LAKE POİNT TOWER

Bina: 1921 yılında yapılmıştır. Tasarımcıları ise: John Heinrich ve Mies van der Rohe’dir. Tasarım da: 4 kanatları olan bir bina yapılması düşünülüyordu.

Ama, sonuçta sadece 3 kanatlı bir bina yapılmıştır. Kanatlar arasında 120 derecelik bir açı vardı ve daha kısa sürede inşa edilmiştir.

Evet, bina 1968 yılında tamamlanmış ve 645 metre yüksekliğe ulaşılmıştır. Tamamlandığında, dünyanın en yüksek apartmanı olarak kabul edilmiştir.

Günümüzde burada: ofis ve perakende alanlar olarak kullanılmak üzere, 752 lüks daire devre mülk olarak kullanılmaktadır.

Küba Ne satın alınır

Küba Ne satın alınır-Purolar

Havana şehrinde, puro satın almak isterseniz: Partagas Puro Fabrikasından satın alabilirsiniz.

Ama, burada fiyatlar yüksek, daha uygun fiyatlı puro satın almak isterseniz, fabrika çevresindeki dükkanları veya fabrika çevresinde, ayaklı puro satıcılarını tercih edebilirsiniz.

Ancak, bunları tercih ederseniz, bunların sahte olma olasılığının fazla olduğunu unutmamalısınız.

Ayrıca, ülke dışına çıkarken, sahte puro satışını önlemek için aldıkları bir tedbir gereği, belli sayıda puro çıkarma hakkınız var ve bunların satın alma belgelerini de istenildiğinde sunmanız gerekiyor. Bu yüzden, puro satın aldığınızda, bunların satış belgelerini mutlaka muhafaza edin, hatta, purolar ile birlikte muhafaza etmelisiniz.

Bunun dışında, Küba, çok fazla satın alınabilecek objesi olan bir ülke değildir. Çoğu ziyaretçi, bu ülkeye gelmeden önce, gerek kendisi ve gerekse yakınları için: puro, rom ve müzik ürünleri satın almayı kafasına koyarak gelmektedirler.

Ayrıca, bazı yerlerde ve dükkanlarda, muhteşem el ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Küba’nın ana merkezlerinde bulunan pazar yerlerinde, genellikle “Che Guevara” baskıları bulunan: tişörtler, bereler ve benzeri ürünler bulup satın alabilirsiniz.

NELER SATIN ALINABİLİR

Küba Ne satın alınır

PURO

Adadan, satın alınabilecek en avantajlı ürün: purodur. Küba’da üretilen purolar “Havana Purosu” olarak isimlendirilirler. Puro fabrikalarında, ürün satışı yapılan ofisler, dükkanlar bulunmaktadır. Havana şehrindeki Partagas Fabrikasının ve Hotsal Conde de Villanueva’nın, puro satılan dükkanları bulunmaktadır.

Puro: gerçekten bu ülkenin prestij ürünü olarak önem kazanmaktadır. Özellikle, puro denildiğinde, Küba puroları öne çıkmaktadır.

Küba fabrikalarında, yılda yaklaşık 400 milyon civarında puro üretilmekte ve bunun yaklaşık 100 milyon kadarı, ülke dışına ihraç edilmektedir.

Puro fabrikalarında, puro saran kadın ve erkekler: farklı türden tütün yapraklarını, büyük yaprakların içine doldurup, şaşırtıcı bir beceriyle sararlar.

Çuvallarca tütün yaprağı, türlerine göre tomarlara ayrılır, büyük yapraklara sarılır ve kalite testinden geçtikten sonra, üzerine dünya çapındaki prestij markaları basılarak, satışa sunulur.

El yapımı purolar: 11 cm. den başlar ve 23 cm. e kadar değişir. Ancak, genellikle, uzun purolar daha kaliteli, koyu renkli purolar daha tatlıdır.

Ülkeden puro satın alırsanız, purolarınızın nemli bir ortamda bulunması için gerekli tedbirleri almalısınız, yoksa purolar kuru ortamda, kısa zamanda tadını kaybediyorlar.

Bu arada Küba’da sokakta dolaşırken bol miktarda size puro satmak isteyen satıcılarla karşılaşacaksınız. Bunlar: yakınlarının puro fabrikalarında çalıştığını ve çaldıkları puroları satmaya çalıştıklarını söylerler.

Bunlardan satın alacağınız purolar, oldukça kaliteli de olabilir, tamamen kalitesiz de çıkabilir. Puro konusunda, bilgi seviyeniz yoksa, bunlardan puro almamanızı öneririm. Çünkü, resmi puroların paketlerinde, en azından marka ve hologram bulunmaktadır.

Yazının başında da belirttiğim gibi, gümrüklerde, sahte purolara el koyuluyor. Bu yüzden, puro satın alırken, mutlaka resmi satış faturası istemeli ve bunları, purolar ile birlikte muhafaza etmelisiniz. Fatura bulunmadan, gümrükten geçirebileceğiniz puro sayısı ise, yalnızca 23 dür.

Küba Ne satın alınır Rom

ROM

Küba’dan gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için alabileceğiniz başlıca hediyeliklerden birisi de: romdur. Özellikle, turistlere yönelik dükkanlarda, 5-7 yıllık kaliteli rom satın alabilirsiniz. Ülkede satılan en iyi rom markası ise “Havana Club” dür.

MÜZİK ALETLERİ

Küba’da, popüler müzik guruplarının kayıtları olan, müzik eserleri satın alabilirsiniz. Bunun yanında: Marakas, klave ve bongo gibi müzik aletleri de satın alabilirsiniz.

Küba Ne satın alınır El Sanatları

EL SANATLARI

Küba’da: el yapımı küçük heykelcikler, sokak manzarası tabloları ve portrelerden oluşan resimler satın alabilirsiniz.

Ayrıca: Fidel Castro, Che ve arkadaşlarının resim ve posterlerini de bulup satın alabilirsiniz. Tirinidat şehrinde: el örgüsü dantel ve tığ işleri satın alınabilir.

Kanada Montreal

 

montreal.genel.1
Kanada Montreal

Kanada Montreal; Nüfusu: 3.1 milyondur. Toronto’dan sonra, ülkenin en kalabalık kentidir. Amerika kıtasındaki hiçbir kente benzemiyor. Avrupai bir dokusu var.

Dünyanın en gözde sanat ve kültür merkezlerinden birisi. Quebec eyaletinin en büyük kentidir. Ottowa ve St. Lawrence ırmaklarının kesiştiği yerdeki, bir ada üzerinde kurulmuştur.

Montreal balkonlarında: küçük çaplı yurtseverlik gösterileri, asılmış bayrakları sıkça göreceksiniz. Çünkü: Qubec’lilerin: ayrılıkçı görüşleri ağır basıyor. Parklarda ve sokaklarda: ağaçlar üzerinde: sincapları görebilirsiniz. Bizim ülkemizde olduğu gibi: sokaklarda: başıboş kedi ve köpek yok.

montreal.the biosphere.expo.67
Kanada Montreal

Montreal denilince: buranın dünya çapında tanınmasına neden olan iki etkinlik söz konusudur. Bunlar: 1967 yılında yapılan “Expo Fuarı” ve 1976 yılında yapılan “Olimpiyat Oyunları” dır.

montreal.havaalanı.1
Kanada Montreal Ulaşım

ULAŞIM

Pierre Eliot Trudeau uluslar arası havaalanı: şehir merkezinin 22 km. batısındadır. Bu mesafe: 20 dakikada alınıyor. Buradan: taksi ile şehir merkezine ulaşım, yaklaşık olarak 38 dolar civarındadır. Ayrıca: Aerobus otobüsleri de var. Bunlar ile şehir merkezine ulaşım: 15-25 dolar arasındadır.

DİĞER ŞEHİRLERE UZAKLIK

Montreal-Quebec arası: 257 km., Montreal-Ottowa arası uzaklık: 204 km. ,Montreal-Toronto arası uzaklık: 546 km. Montreal-Boston arası uzaklık: 512 km. Montreal-New York arası uzaklık: 608 km. Montreal-Chicago arası uzaklık: 1363 km. dir.

montreal.tren.1
Kanada Montreal Şehiriçi ulaşım

ŞEHİR İÇİNDE ULAŞIM

Aslında: bu küçük ada şehrinde, yürüyerek, birçok yeri gezebilirsiniz. Kentin çevresinde: hava almak için en uygun yol ise, toplu taşıma. Metro: hızlı, güvenli ve temiz. Bisiklet, bu şehirde tam bir tutku. Şehirde: 350 km. uzunluğunda, bisiklet binilebilecek parkur var.

DİL

Montreal’de: iki dil konuşulur. Onlara kibarca “bonjour” demediğiniz sürece, birçoğu bunu gurur meselesi yaparlar. Kamuya açık yerlerdeki tüm işaretler, Fransızcadır. Paris’in ardından: dünyada Fransızca konuşulan en büyük ikinci kenttir. Birbirine düşman iki dil burada dost olmuşlar. Fransızca inatları yok, İngilizce konuşmaktan gocunmuyorlar.

İKLİM

Hava durumuna, havanın aşırı soğuk oluşuna kanıp, en kalın giysilerinizi giymek durumunda kalırsanız yanılırsınız. Çünkü: lapa lapa kar yağmasına, nehirlerin ve göllerin donmasına rağmen, hava üşütmüyor.

Onun için: kat kat giyinirseniz, terden sırılsıklam olma olasılığınız çok yüksek. Soğuk kış günlerinde: kent, yerin altına çekiliyor.

Kışları: zaman zaman hava sıcaklığı eksi 45 dereceye kadar iniyor. Kar kalınlığı ise 30 cm. geçiyor. Yazları ise, muhteşem kurak bir yer. Yani: tam bir karasal iklim hakim.

TASARIM

Şehrin tasarımı için: 2006 yılında, UNESCO tarafından, “Tasarım Ödülü” verilmiş. Dünya üzerinde, bu ödüle layık görülen, diğer iki şehir ise: Berlin ve Buenos Aires.

montreal.genel.4
Kanada Montreal Turizm

TURİZM

Gezilmesi keyif veren, kozmopolit semtleriyle: çok geniş bir alana yayılır. Bu semtler ulaşmanın en iyi yolu: taksi, otobüs ya da metrodur. Gündüz trafiğinin arapsaçı olması ve park sorunu yüzünden, kendi aracınızı, yalnızca kent dışına yapacağınız gezilerde kullanmanızı öneririm.

İNSANLAR

Bu şehirde: 80’den fazla etnik gurup yaşıyor. Çok kültürlü olmak konusunda, dünya çapında üne sahip. Ancak: 5000 civarında evsiz ve binlerce sığınmacı ve göçmeniyle, şehir, Kanada’nın gelir dağılımına göre, en yoksul, ama sosyal hareketliliği ile en canlı kenti. Bu kadar çok gülümseyen insanın bir arada bulunduğu, başka bir şehir göremezsiniz. Şehir halkı, çok mutlu, biraz sarhoş, biraz kaçık.

TÜRKLER

Montreal’de yaklaşık 10 bin Türk yaşıyor. Bu da: yaklaşık 3 bin aile ediyor. Kentte: değişik Türk dernekleri kurulmuş. Her toplumsal kesim, kendi derneğini kurmuş. Montreal Türk Derneği; bunlardan en büyüğü. Derneğin: camisi, kasabı, berberi var.

Tabii bir de Türk kahvesi var. Deniliyor ki, şehirde yerleşik Türklerin doğu Denizlili. Öyle ki, Kanada, Denizli’den fazla insan gelmeye başlayınca, Türkiye’ye vize uygulamaya başlamış ve bir daha da kaldırmamış.

CAZ

Burada, her yıl caz festivali ve havai fişek festivali yapılıyor. Haziran-Temmuz aylarında, caz festivali zamanında, şehrin 50 yerinde sahne kuruluyor ve her yerde caz müziği dinleniyor. Bu şehirde, taksi şöförleri bile, caz müziği dinliyorlar.

YEMEK KÜLTÜRÜ

Şehrin en kalburüstü lokantaları: Toquel ve Nuances. Ayrıca: en popüler restoranı: Au Pied de Cochon. Nuances: nehrin öbür yakasında, eskiden Olimpiyat merkezi, şimdi ise şehrin kumarhanesi olan kompleksin (Casino Montreal) 5. katında bir lokanta. Şık bir yer. Üstelik: harika bir nehir manzarası var. Ancak: çok süper bir yemek kültürü yok.

Topuel: Fransız yemeklerinin egemen olduğu bir yer. Güzel ve ferah bir restoran. Mönüsü de mevsimlik ve ilginç. Au Pied de Cochon: gerçekten sıra dışı bir lokanta. Yer bulmak çok zor. Sıra dışı bir et lokantası.

 

EĞİTİM

Montreal, bir üniversite kenti. Buradaki 4 üniversitede, tam 125 bin öğrenci var. Dünyanın dört bir yanından gelen bu öğrenciler: kente dinamizm ve renk katıyorlar.

Ünlü McGill Üniversitesi kampusları, derslikleri, evleri, kütüphaneleriyle, kentin dört bir yanına yerleşmiş. Üniversite binalarının önleri, bisiklet pazarını andırıyor. Kentte: tam 660 km. uzunluğunda, bisiklet yolu var.

Son olarak: Her şehrin kendisine has bir kokusu vardır. Montreal’de: kahve ve karamel kokuyor. Juliette et chocolat adlı, dünyanın en güzel sıcak çikolatasının yapıldığı şehir.

gilles-vileneuve pisti.1
Kanada Montreal Royal Dağı

ROYAL DAĞI

Bu kentteki gezinize: Royal Dağı Parkının eteklerine tırmanarak başlayın. Montreal’in ortasında, yükselen bir tepe. Sönmüş bir volkan olan tepeden, kentin tümünü görmek mümkün. Buraya çıkmak için: 3 alternatifiniz var.

Patikayı, Peel sokağı bitiminde başlayan merdivenleri ya da daha kısa bir güzergah için: Chemin Remembrance otoparkını takip etmelisiniz. Son olarak, daha güzel bir alternatif sunabilirim. Şöyle ki: Dominion Square’den, bir at arabası kiralamaktır.

Burası: yöre halkı tarafından: La Montagne (dağ) olarak bilinir. Tepeyi kaplayan orman içinde: kimi yürüyüş yapıyor, kimi kızak ile kayıyor, kimi kardan adam yapıyor.

montreal.mount royal.1
Kanada Montreal Royal Dağı

1535 yılında: St. Lawrence ırmağını takip ederek yolculuk yapan: Jacques Cartier tarafından keşfedilmiştir. Kral I. François’e saygı gereği: Mont Real ismi verilmiştir.

Montrealliler: St.Lawrence ırmağını:

Kentin güneyi olarak düşünürler ve çevresini kullanışlı biçimde bölümlendirmişler.

Boulevard St-Laurent: ırmağa parelel olarak uzanan yolları: doğu ve batı olarak ikiye ayırır. Limana doğru inildikçe; alçak taş binaları görebilirsiniz. Modern kentin: beton, çelik ve cam kuleleri: ırmak boyunca uzanan: Boulevard Rene Le-vesque çevresinde yoğunlaşır.

En uzak noktadaki, Jacques-Cartier Köprüsü: Montreal adasını, Helen Adası (Ile Ste-Helene) üzerindeki: “Expo 67” sitesine ve güney sahiline bağlar. Victoria köprüsü: St. Lawrance üzerinden güneye uzanır.

Royal Dağının güney batısında: küçük Wesmount tepesinin eteklerinde: Montreal’in eski Anglo-Kanadalı seçkinlerine ait: muhteşem villa ve malikaneler var.

Parkın: kuzeyinde ve batısında: kentin etnik mahalleleri ve Fransızca konuşulan: Outremont ilçesi var. Gökyüzünün bulutsuz olduğu günlerde: kuzeydoğudaki Laurent Dağlarını ve Amerika sınırının öbür yanında bulunan Vermont’daki Green Dağlarını görmek mümkün.

Evet: Royal Dağı: New York’taki, Central Park’ın tasarımcısı: Frederick Law Olmsted tarafından düzenlenmiştir. Kentin koşuşturmacasından kaçmak için ideal bir yerdir. Yazın piknik yapmaya, kışın kızak kaymaya ve kayak yapmaya elverişlidir.

montreal.beaver gölü.mount royal.1
Kanada Montreal

Burada bulunan:

Küçük Beaver Gölü’nde ise (Lac des Castors): maket gemiler yüzdürüp, paten kaymak mümkün. Göl çevresinde yürümek, kentin etnik çeşitliliğini görmenin en iyi yolu.

Parktaki banklarda: yalnızca Fransızca ve İngilizce değil, aynı zamanda, İtalyanca, Yunanca, Rusça ve Yidiş dilinde yapılan konuşmaları işitebilirsiniz. Hatta belki de Türkçe.

montreal.eski montreal şehri.1
Kanada Montreal Eski Montreal Şehri

ESKİ MONTREAL ŞEHRİ

Burası: Rue St.Antonie ve liman arasında bulunan bir yer. Rue McGill ve rue Berri tarafından kuşatılmış. 17’nci yüzyılda: Ville-Marie isimli yerleşim: burada kurulmuş.

Ancak: bu kentin, 18’nci yüzyıldan kalma kale duvarlarının tümü yok olmuş.

Ancak: birçok tarihi ev, restore edilerek, Nouvelle France’nin atmosferi korunmuş. Parke taşı döşeli caddeler, 18. yüzyıldan kalma 2-3 katlı tuğla evleri ile, belki bir Fransız kentini, belki de bir Londra sokağını veya İskoçya da ki bir kasabayı andırıyor.

Daracık sokaklarda, yan yana galeriler sıralanmış. Buralarda, her keseye uygun resim bulmanız mümkün. Galerilerden arta kalan yerlerde ise, antikacılar var.

montreal.eski montreal şehri.2
Kanada Montreal Place Jacques-Cartier

PLACE JACQUES-CARTİER

Buradaki yürüyüş turunuza: Place Jacques-Cartier’den başlayın. Yürümek istemeseniz: buradan, “caleche” at arabası kiralayabilirsiniz ve turunuza bununla devam edebilirsiniz. Gezinize başlamadan önce: burada bulunan, güzel kaldırım kafelerinden birinde oturabilirsiniz.

Bir zamanların parke taş döşeli meyve-sebze pazarı, çiçek satıcıları ve gezgin sanatçıların en çok rağbet ettiği meydandır. Eski taş binalar, kendilerine özgü, yüksek, derin eğimli çatılarıyla kar ve buz birikmesini önleyecek, sert kışların üstesinden gelebilecek şekilde tasarlanmıştır.

 

LORD HORATİO NELSON HEYKELİ

Place Jacques-Cartier tepesindedir. Montreal şehrinin en eski anıtıdır. İngiliz amiralin Trafalgar’da Fransızları bozguna uğratmasından, yalnızca 4 yıl sonra, 1809 tarihinde, bu heykel, buraya dikilmiştir.

 

HOTEL DE VİLLA

Burası: Belediye binasıdır. Rue Notre-Dame karşısındadır. 19.yüzyılda yapılmış, etkileyici Fransız Rönesans tarzında inşa edilmiştir.

Fransız General de Gaulle: 1967 yılında, bu binanın balkonundan halka hitap ederken, nutku içinde, o ünlü sözünü söylemiştir.” Vive le Quebec libre” Bu söz: yerel ırkçıları kışkırtmıştır.

montreal.city hall.belediye binası.1
Kanada Montreal Chateau Ramezay

CHATEAU RAMEZAY

Rue Notre-Dame’da: Hotel de Villa’nın çapraz karşısındadır. 1705-1724 yılları arasında: Fransız Vali Claude de Ramezay: bu evde kalmıştır. Bu binada : daha sonraki süreçte; kalanlar ise şunlardır: Fransız Batı Hindistan Kumpanyasının, İngilizler ve kentin 1775 yılındaki işgali sırasında, Amerikalı generaller Richard Montgomery ve Benedict Arnold.

Burada: bir süre de, Benjamin Franklin’in kaldığı söylenir. Şato: yıllarca bakımsız kaldıktan sonra, restore edilmiş ve Nouvelle France’ın, sınır bölgesi yaşamının daha konforlu yanını gösteren bir müzeye dönüştürülmüştür.

18.yüzyıldan kalma zarif eşyalar, bodrum katında büyük bir koloni mutfağı ve eski kumpanyanın Fransız çalışanları tarafından ithal edilen maun oyma duvar panolarının muhteşem detaylarını görmelisiniz.

Rue Notre-Dame’den başlayıp, Vieux Port’a (eski liman) uzanan: rue Bonsecours; tarihi semtlerin bulunduğu caddelerin en önemlilerinden birisidir.

MAİSON PAPİNEAU

1785 yılında yapılmıştır. Çatısında: çift sıra tavan arası odaları var. Burası: militan yurtseverlerin lideri olmasına rağmen, derebeylik mülkünü korumaktan geri durmayan, 19.yüzyılın tartışmalı politikacısı Louis-Joseph Papineau’nun ailesiyle birlikte yaşadığı evdir.

Ev: 1837 yılında çıkan bir ayaklanma sonunda: tamamen yanmış. Papineau’yu ise: İngiliz askerleri kurtarmış. Taşraya kaçmış ve sonraki isyanlarda, bir daha gündeme gelmemiş.

MAİSON DU CALVET

Rue St-Paul’ün köşesindedir. 1725 yılında yapılmıştır. Protestan olan Pierre du Calvet: İngiliz Sulh Hakimi tarafından, buraya atanmıştır. Fakat: Amerikalı isyancılara, bilgi ve malzeme sattığı için hapishaneye girmiştir.

Ev: geniş bacası, ince kireçtaşından kapı çerçeveleri ve zarif kanat pencereleriyle, Fransız koloni dönemi mimarisinin en güzel örneklerinde biridir. Kaba yontulmuş döşeme tahtaları ve çam ağacından çatı kirişleri bulunan, geniş iç mekan: Montreal Museum of Fıne Arsts’tan getirilen: zengin bir 18.yüzyıl işadamına yakışır: halılar, fenerler, saatler ve porselenler gibi antika Qubec mobilyaları ile donatılmıştır.

Burada: iki dilde yayımlanan, Quebec Gazzete’nin, 1786 yılındaki nüshası, çerçevelenerek asılmıştır. Bu gazetede: Osmanlılar ve Venedikliler arasındaki sorunlar ya da Hollanda Kraliyet Ailesinin iç çekişmeleri gibi, eski dünya olaylarının gündemde olduğu görülebiliyor.

NOTRE-DAME-DE-BONSECOURS KİLİSESİ

İlk kolonicilerden, okul öğretmeni Marguerite Bourgeois için inşa edilen, fakat bir yangında yok olan küçük kilisenin yerine yapılmıştır. Yapım yılı: 1772 yılına tarihlenir.

Bourgeois ile birlikte, arkadaşı 3 genç kadın: kuşatılmış yerleşmeye, uygarlaştırıcı bir etki getirirler. Öğretmenlik ve hemşirelik yaparken: aynı zamanda “Filles du Roi-kralın kızları” adı verilen, evlilik çağına gelmiş genç kızların, sorumluluklarını da üstlenirler.

Filles du Roi: aslında, burada bulunan bekar çiftçilerle ve kürk tüccarlarıyla evlendirilmek üzere, Fransa’dan getirilmiş; köylülerin ve yoksul zanaatkarların kızlarıydı.

19. yüzyılda: bu kilise: gemi kazalarından kurtulanların şükranlarının bir ifadesi olarak: gemi maketleri sundukları, bir “Gemici Kilisesi” haline gelmiştir. Bu gemi modelleri: günümüzde, hala, tavandan sarkıyor.

Hafif kavisli tavandaki: trompe l’oeil (göz yanıltıcı) resim, küçük bir kiliseyi: muhteşem bir Gotik katedrale çevirme uğraşısının sonucudur.

Kilisenin kulesi var. Bu kuleye çıkarsanız: Vieux Montreal ve liman manzarasını görebilirsiniz.

Evet: liman boyunca: Ville-Marie yerleşimcilerinin, karaya ilk ayak bastıkları Pointe a Callieres’e doğru yürüyün. Place Royal yakınlarındaki bir dikilitaş: bu olayın anısına buraya dikilmiş. Pointe’daki heykel: 19.yüzyılda liman ticaretini geliştiren bir Anglo-Kanadalı olan John Young’a aittir.

Rue St-Sulpice: sizi, Fransızlarla Iroquoisların ilk meydan savaşlarını yaptıkları bölgenin yakınlarındaki: Place d’Armes’e götürüyor. Burası: öncülerin tarihi kasabası ile, şimdiki ticaret ve endüstri kenti arasındaki görsel bir bağlantıdır.

Orta yerde duran: Maisonneuve Heykeli: Alexandre Dumas’ın silahşörlerine benzer.

montreal.notre-dame bazilikası.old montreal içinde.1
Kanada Montreal Notre-Dame Basilica

NOTRE-DAME BASİLİCA

1829 yılında yapılmış, Neo-Gotik bir yapıdır. New York’lu bir İrlandalı Protestan olan James O’Donell tarafından tasarlanmıştır.

Vitray pencereleri, resimler, heykeller, altın renkli oymalar var. O’Donell: binadan öylesine etkilenmiştir ki: Katolik olmayı bile kabul etmiştir. Eskiden: batı kulesinde bulunan çanı çalabilmek için: 12 kişi gerekiyormuş.

Amerika kıtasının en büyük çanı. Günümüzde ise: elektrikli bir düzenek var. İç mekan: çok gösterişli. Victor Bourgeau isimli bir Quebec’linin eseridir.

montreal.tour de  la borse.borsa kulesi.1
Kanada Montreal Montreal Bankası

MONTREAL BANKASI

Notre-Dame bazilikasının hemen karşısındadır. 1847 yılı yapımlıdır. Binanın üç tarafı: muhteşem büyük Postane Kulesi de dahil olmak üzere, modern yapılarla çevrilmiştir.

Siyah mermer ve pirinç kaplı giriş salonunun anıtsallığı, Kanada’nın bu en eski bankacılık kurumunu, neredeyse dinsel bir biçimde yüceltir.

SEMİNARY OF ST-SULPİCE

1685 yılında yapılmıştır. Kilisenin bitişiğindedir. Montreal’in ayakta kalan en eski büyük yapısıdır. Iroquoislar arasında, misyonerlik faaliyetlerini yapmak üzere inşa edilmiştir. Bina: Kuzey Amerika’nın en eski saat kulesine sahiptir. Bu kule: 1710 yılı yapımlıdır.

montreal.genel.2
Kanada Montreal Şehir Merkezi

ŞEHİR MERKEZİ

Montreal kent merkezinin çekirdeğini: Boulevard Rene Levesque ve Sherbrooke Street arasında kalan: Guy St ve St-Denis Street’in kuşattığı alan oluşturuyor.

Burada: muhteşem gökdelenler, kültür kompleksleri ve alışveriş merkezleri ile eski kiliseler, müzeler ve 24 saat açık şarküteriler bulunuyor.

Şehir merkezindeki gezinize: bir meydandan başlayın.

SQUARE DORCHESTER

Burada: atlı arabalar (hippomobiles) var. Ayrıca: Henry Moore’nin “Uzanan Çıplak” heykeli ve İskoç şair Robert Burns’un ve Kanada Başbakanlarından Wilfrid Laurier ile John Mac Donald’ın heykelleri var.

Sanatçılar ve çiçek satıcıları: mallarını; bu heykellerin çevresinde satıyorlar. Meydanın güney cephesinde: yazın hizmet veren bir turizm danışma bürosu var. Ayrıca: 1933 yılında inşa edilen, kentin en eski gökdeleni olan: Sun Life, burada.

ROYAL BANK KULESİ

Kanada Ulusal Demiryolu Merkez İstasyonu ve İ. M. Pei tarafından tasarlanan ve haç şeklinde birbirini kesen bir kule.

MARİE-REİNE-DU-MONDE

Kuzeydoğuya doğru, Boulevard Rene Levesque üzerindedir. Katolik katedralidir. Roma’daki San Pietro Bazilikasının, 19.yüzyılda yapılmış bir kopyasıdır. Aslının yarısı kadar olmasına rağmen, heybetli görüntüsü var.

Nefi: 109 metre, transepti 73 metre uzunluğunda ve kubbe tonozu 83 metre yüksekliğindedir.

Kubbenin altında: yüksek altarın üstünde: San Pietro’dan bir kopya daha var. Bernini’nin ünlü yaldızlı bronz sayvanı. Evet: kilise: devasa Queen Elizabeth Hotel ile Sun Life gökdeleninin yanında, küçücük kalıyor.

YER ALTI KENTİ

Ville-Marie’dedir. Dünyanın en büyük yer altı kompleksi olarak kabul edilir. Montreal şehrinde, Quebeck kışına bulunan bir çözümdür. Bu muazzam yer altı kenti: 5-6 ay süren kar ve buza karşı kendini koruma derdindeki 500.000 yaya: dükkanları, sinemaları, gece kulüpleri, lokantaları ve kafeleriyle, tamamen alternatif bir kent olan, yer altı kentinde zaman geçirir.

Otel sakinleri: burada, kış aylarında, bütün geceyi paltosuz olarak geçirebilirler. İşin en ilginç yanı, Temmuz ayının bunaltıcı günlerinde bile, burası yine de popülerliğini kaybetmez. Metro ile birbirine bağlanan yer altı geçitleri: kentin bir ucundan diğerine, 30 km. kadar uzanır.

Metro ile, tüm alışveriş merkezlerine ulaşabilmeniz mümkün. Hatta: yerin üstüne hiç çıkmadan, akşama kadar, yeraltında dolaşmak, eğlenmek, karın doyurmak mümkün. Birçok otelin girişi de: yeraltında. Yeraltında; tam 1700 mağaza var. Ayrıca: yüzlerce ofis, onlarca sinema, restoran, tiyatro hatta birkaç da kilise var.

Ancak: yine de, kar yağışına rağmen, bir sürü insan; üst dünyada: acelesiz, telaşsız konuşa konuşa yürüyüşlerini sürdürüyorlar.

DENİS STREET

1860’lı yıllarda, gri taşlarla yapılan,  dik çatılı, 2 katlı evler, caddeye kuzey Avrupa’dan esintiler getiriyor. Yolda yürüyen kalabalıkları, daha çok gençler oluşturuyor. Burası, aynı zamanda Montreal’in kültür merkezlerinden biri. Kent kütüphanesi, en eski tiyatro, sinematek, bu caddede bulunuyor.

montreal.st.catherina street.1
Kanada Montreal Rue Street Catharine

RUE STREET CATHERİNE

Yerin üstünde, büyük mağazaları, sinemaları, turizm şirketleri, şarküterileri ve barlarıyla, kentin başlıca alışveriş caddesidir. Günün her saatinde, canlılığını korur.

CHİRİST CHURCH

University Street’in köşesindedir. Anglikan katedralidir. 1859 yılında yapılmıştır. Zarif, İngiliz Gotik mimarisinin klasik bir örneğidir. İçeride, yüksek altarın üstünde, ilginç bir taş heykel var, mutlaka görün.

CRESCENT STREET

Montagne St. ve Bishop Street’e komşudur. Montreal’in en çok rağbet edilen butiklerinin ve bistrolarının bulunduğu caddelerden biridir. Taştan yapılma, Victoria dönemi sıra evler yıkılmaktan kurtulmuş ve yenilenerek, sıra dışı dükkanlara, sanat galerilerine ve bekar barlarına dönüştürülmek üzere, parlak renklere boyanmıştır.

montreal.mcgill üniversitesi.1
Kanada Montreal McGil Üniversitesi

MCGİLL ÜNİVERSİTESİ

Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olarak kabul ediliyor. Montreal’de, İngilizce eğitim veren üniversitedir. İskoçyalı kürk tüccarı James McGill tarafından: 19.yüzyıl başlarında kurulmuştur.

15.000 öğrenci kayıtlıdır. Özellikle: mühendislik ve eczacılık fakülteleriyle tanınmıştır. 1969 yılında: Quebeck’li ayrılıkçılar: üniversiteyi Fransızca konuşulan bir kurum haline getirmek üzere, şiddetli gösteriler düzenlemişler, fakat başarıya ulaşamamışlardır.

Universite de Montreal ve Universite du Quebec’te eğitim dili Fransızca, Concordia kentin İngilizce eğitim veren diğer üniversitesidir.

SALLE WİLFRİD-PELLETİER

175 rue Ste-Catherine Ouest’tedir. Montreal Senfoni Orkestrasının evi konumundadır. Fuayesindeki Aubusson goblenleri ve bronz, maun, alimünyum ve seramik heykeller, bütün bir kompleksin zarafetini yansıtır. Konser salonunun: İnuit heykeltıraş Yunukpuk’un: sabuntaşı oymalarıyla süslü kapılarına özellikle dikkatinizi çekerim.

montreal.place des arts.1
Kanada Montreal Place Des Arts

PLACE DES ARTS

Maisonneuve ile Rene Levesque bulvarları arasında kalır. Burada: sanat ve ticaret iç içedir. Bir konser salonu, 2 tiyatro ve oda müziği sunulan bir resital salonu var.

montreal.genel.10
Kanada Montreal Civar Semtleri

MONTREAL’İN CİVAR SEMTLERİ

BOULEVARD ST-LAURENT

Tek başına bir mahalledir. Kentin: Katolik ve Fransızca konuşan doğu yakası ile, Protestan ve İngilizce konuşan batı yakasını ayıran bir bir yer. Anglolar, bu mahalleye “The Main” derken, Fransız Kanadalılar hoş bir tanımlamada uzlaşırlar: “la Main” Evet: Main her zaman için tarafsız kalmıştır: St.Laurent’in Avrupai bir görüntüsü var.

Kahveler, barlar, restoranlar, küçük şık butikler, şarküteriler, hep bu mahallede sıralanmıştır. Burası: Portekiz, İtalyan, Yunan, İspanyol, Polonyalı, Yahudi, Arap ve Japonlara özgü lokantaları, bakkalları, şarküterileri ve kafeleriyle, Birleşmiş Milletler gibi bir yerdir. Ağzının tadına düşkün olanlar: yan sokağın aşağısındaki Waldman’ın balık pazarını ziyaret edebilirler.

montreal.concordia üniversitesi.1
Kanada Montreal Universide Du Qebec

UNİVERSİTE DU QUEBEC

Montreal’in Fransızca konuşan öğrencileri: rue St-Denis’deki: kafelerde, barlarda ve kitapçılarda buluşurlar. Burada ve ağaçların gölgesindeki: Square St-Louis’deki güzelce onarılmış, süslü Victoria dönemi malikaneleri ile demir merdivenli sıra evler, üniversitenin kırmızı tuğladan, modern bloklarıyla, görsel zıtlık oluşturur.

Meydanın batı ucundaki: rue Prince-Arthur: butiklerin ve lokantaların bulunduğu, sevimli bir yaya yoluna dönüştürülmüş. Bu cadde: aynı zamanda, kentin caz ve folk müziği dinlenebilecek, canlı gece mekanlarındandır.

montreal.chinatown mahallesi.1
Kanada Montreal Chinatown

CHİNATOWN

Küçük ama kalabalıktır. Rue de la Gauchetiere çevresinde, 6 blokluk bir alana yığılmıştır. Mahalle sakinlerinden bazıları: Kanada Pasifik Demiryolunun yapımında çalışmış cesur işçilerin torunlarıdır.

JEAN-TALON MARKET

Place du Marcheu du Nord üzerindedir. Royal Dağının kuzeyine düşen Montreal’in “Little İtaly”sını bulabilirsiniz. Kentin, en iyi İtalyan lokantaları buradadır ve pek pahalı sayılmazlar.

LE PLATEAU

Bu semt, Kuzey Amerika’nın en bohem yerlerinden biridir. Bar, restoran ve cafe doludur. Her şekilde insan görülebilir.

montreal.parc du mont royal.1
Kanada Montreal Avenue Du Parc

AVENUE DU PARC

Kentte yaşayan, 50.000 kadar Yunanlı: kafe ve tavernalar için, çoğunlukla, Outremont’un doğusundaki: Avenue du Parc’ı seçerler.

montreal.st.joseph oratory.churc.1
Kanada Montreal St Joseph Kilisesi

ST. JOSEPH KİLİSESİ

Cote-des-Neiges üzerinde; Westmount’un ardındaki kent silüetine egemendir. Her yıl, 2 milyon Katolik hacı, buraya gelir. 13.000 kişinin aynı anda girebildiği, devasa tapınak, Muhterem Andre’nin güçlerini yad eder.

1845 yılında: yoksul bir Quebec’li ailenin, 12 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen: Muharrem Andre: Kutsal Haç cemaatinin manastırının kapıcısıydı. Kendisinin inşa ettiği ve bugünkü kilisenin yanında, hala ayakta duran küçük bir ahşap şapelde: hastalara şifa dağıtıyordu. 1937 yılında yapılan cenaze törenine: 1 milyondan fazla insan katılmış.

Mezarı: kilisenin kriptasındadır. Kilisenin: modern iç mekanının parlak ve havadar sadeliğinin kadını çıkarmak için, en güzel zaman: org resitallerinin verildiği, Pazar günü öğleden sonradır.

montreal.olimpik stadyum.1
Kanada Montreal Olimpiyat Parkı

OLİMPİYAT PARKI

Şehir merkezinin doğusunda: Maisonneuve Park’ın karşısındadır. Spor tesisleri: 1976 yılında, Olimpiyat Oyunları için inşa edilmiştir. Belediye Başkanı Jean Drapeau: kent merkezindeki yoğun kalkınma ve Expo 67  için St.Lawrence ırmağının üzerindeki büyük inşa faaliyetlerinin ardından Olimpiyat Parkı, onun için “Yeni Montreal’in zirvesi olacaktı.”

Evet: parkın ortasında: Olimpiyat Stadyumu var. Burası: 70.000 seyirci kapasiteli. Günümüzde, burada: Montreal Expos beyzbol takımının maçları ve rock’n roll konserleri düzenleniyor.

Parkta, en sevilen tesislerden bir tanesi: Velodromme’dur. Burası: boks, güreş, basketbol ve kışın da buz pateni yapılan merkezi alanın çevresindedir. Buranın: bisiklet ve tekerlekli paten için, kırmızı ahşaptan bir pisti vardır.

Olimpiyat Parkının yanında: Sherbrooke Street’in karşı tarafında: Botanical Garden var. Bu güzel, yeşil vaha, dünyanın her yanından gelen ve Quebec’in sert ikliminde, sevgiyle bakılmaları gereken, 26.000 bitki ve ağaç türüne, ev sahipliği yapar. Minyatür bir demiryolu ile, bahçelerin çevresinde dolaşabilirsiniz.

Mutlaka görülmesi gereken yerler arasında: muhteşem orkideler, seralardaki kaktüsler ve mükemmel bir Japon bonzai düzenlemesi var. Bu parkta: İznik çinileri ve güllerden oluşan, güzel bir Türk bahçesi de var. Görebilirsiniz.

casino de montreal.1
Kanada Montreal Casino De Montreal

CASİNO DE MONTREAL

Restoranlarda ve oyun salonlarındaki oyun masalarında; eğlenceye doyabilirsiniz.

montreal.place des arts.1
Kanada Montreal Müzeler

MÜZELER

MUSEE DES BEAUX ARTS

Montreal’deki müzelerin en önemlilerinden biridir. Sherbrooke Street West’ tedir. Müze: El Greco, Rubens, Hans Memling, Cranach ve Poussin’in eserlerini içeren, bir Avrupa koleksiyonuna sahiptir. Ayrıca: 18. yüzyıl, İngiliz ustalarından: Reynolds, Gainsborough, Raeburn, Romney ve Hogarth, modernlerden ise: Picasso ve Giacometti de koleksiyona dahil.

Ancak: burada, mükemmel “Kanada Galerileri” var. 19.yüzyıl bölümünde, Antonie Sebastien Plamondon’un etkileyici plastik portreleri ile onun öğrencisi ve rakibi Theophile Hamel’in çalışmaları var.

Paul Kane tarafından yapılmış olan “Mah-Min” ya da “Tüy”, Manitoba’daki Assiniboine Yerlilerinin Şefini resmeden çalışmalardır. İrlanda doğumlu olan Torontolu: kıtayı boydan boya dolaşarak, Kanada yerlilerinin, yer yer romantize edilmiş olsa da, görsel bir kaydını tutmuştur.

Bu müzede: Tom Thomson, Yediler Gurubu ve Emilly Carr’ın da önemli yapıtları bulunmaktadır.

MUSEE D’ART CONTEMPORAİN

Kanadalı ve uluslar arası sanatçıların eserlerinden oluşan, harika bir koleksiyona ev sahipliği yapar.

MCCORD MUSEUM

Küçük olmasına rağmen, zevkli tasarımıyla  dikkat çeker. Sherbrooke Street’tedir. İnuit ve Kuzey Amerika yerlilerinin yanı sıra; 18. ve 19. yüzyıldaki kürk tüccarları ve diğer öncülerin yaşamlarına ilişkin, büyüleyici çalışmalar sunar. İngiliz Kolombiya’sından bir totem direğinin hakim olduğu sergide: kostümler, yapıntılar, tablolar, çizimler ve William Notman’ın arşivinden eski fotoğraflar var.

MUSEE DES ARTS DECORATİFS

Sherbrooke Street ile Boulevard Pie-IX’un köşesindedir. Freskleri ve İtalyan mermeri kaplı, beton sütunlarıyla, şatodan çok bir saraya benzer. Müze: esas olarak, 1940’dan, günümüze kadar olan modern tasarımlara (seramik, cam ve tekstil) ayrılmıştır.

CANADİAN RAİLWAY MUSEUM

Tren meraklıları, burayı gezebilirler. Barakalarda: Kanada Pasifik Demir yoluna ait, tarihi tren motorlarının ve Kanada Pasifik’in kıta aşırı demiryolunu planlayan William Van Horne’un özel, lüks vagonunun sergilendiği istasyona, eski bir tramvayla gidebilirsiniz. Pazar günleri, eski buharlı trenlerden birine binebilirsiniz.

 

ST. LAWRENCE IRMAĞI

Irmağın kıyıları: yıllarca, ambarların, fabrikaların ve demiryollarının ardında saklı kalmıştır. Çok yakın bir tarihte ise: müzik festivalleri ve Vieux Port’un bit pazarı ile birlikte kullanıma açılmıştır.

Expo 67 pavyonlarını yerleştirmek için: ırmak kenarındaki Ile Ste-Helene; mekan olarak seçilmiştir. Amerika pavyonu: ekolojik ağırlıklı bir müze olan “Biosphere” dönüştürülmüştür. Başka iki bina da, yeni kumarhaneye dönüştürülmüştür. Dünya fuarının eğlence ve macerası: açık hava konserleri, sergiler ve ekoloji, kent yaşamı, Kanada tarihi ve geleceğin teknolojisi konulu film gösterileriyle sürdürülmektedir.

Adanın ortasında: Fransız ordusunun, 1760 yılında, bayraklarını yakarak Montreal’in İngilizlere teslim olduğu yerin yakınlarında: D.M. Stewart Museum var.

D.M. STEWART MUSEUM

1760 yılından, 60 yıl sonra: Wellington Dükünün yaptırdığı kalenin, restore edilmiş halidir. Yazın, burada, askeri talimler ve geçit törenleri sahneleyen üniformalı öğrenciler, hem Fransız hem de İngiliz geleneklerine, saygı gösterirler.

Kaledeki “Military and Maritime Museum”: gemi modelleri, haritalar, denizcilik ekipmanları ve Kanada ordusunun, 17.yüzyıldan, II. Dünya Savaşına kadar kullandığı: silah ve üniformalardan örnekler sergileniyor.

montreal.genel.3
Kanada Montreal La Ronde

LA RONDE

Burası bir eğlence parkı. Jackues Cartier Köprüsünün ilerisindedir. Hayal edilebilecek her türlü salıncak ve atlı karınca çeşitlemesiyle, modern eğlence olanakları sunar. Çocukları: fırıl fırıl dönen Gyrotron’a veya Aquapark su kayağına bindikten sonra: bir bahçeye oturup, onları seyredebilirsiniz. Su kayağı parkındaki “Lac des Dauphins”in, diğer tarafında bulunan “Aquarium”un egzotik balıkları arasında; tropik bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

montreal.st.lavrence nehir köprüsü.1
Kanada Montreal İle Notre-Dame

ILE NOTRE-DAME

Ste-Helene Metro istasyonundan başlayan bir köprü ile, bu adaya ulaşılır. Kanal yapımı sırasında çıkarılan toprakla oluşturulmuş, yapay bir adadır. Grand Prix motor yarışları pistinin ortasındaki “Les Floralies” çiçek parkıyla ünlenmiştir. Adanın güney ucundaki Victoria Köprüsünü geçince, büyük St. Lawrence Denizyolunun kilit noktası olan “St. Lambert Lock”un etkileyici manzarasını görmek için, bir gözlem kulesi var, buraya tırmanabilirsiniz.

HABİTAT APARTMAN KOMPLEKSİ

İsrail doğumlu mimar Moshe Safdie tarafından , Expo 67 için tasarlanmıştır. Victoria köprüsünün kuzeyindeki, Cite du Havre’da bulunuyor. Sakinlerine:  nehir ve ada manzarası sunuyor. Bir çocuğun, oyun oynarken dağıttığı bloklara benzeyen kompleks; çeşitli boyut ve kompozisyonlarda, 158 ev oluşturmak için, 354 beton kutu kullanılarak inşa edilmiş, ilginç bir tasarımdır. Bu beton bloklar: vinçle kaldırılarak, yerlerine yerleştirilmişler.

Kanada genel özellikleriyle ilgili yazım için. 

Kanada Toronto şehri gezilecek yerlerle ilgili yazım için.