Arjantin Unesco Varlıkları

 

Arjantin Unesco Varlıkları

 

Kültürel varlıklar

Arjantin Unesco Varlıkları Cueva de las Manos, Rio de janeiro Pinturas-1999

 

Cueva de las Manos, Rio de janeiro Pinturas-1999

Cueva de las Manos: Rio Pinturas nehrinin bulunduğu derin kanyonda, olağanüstü bir manzara ile çevrili yerdedir. Burada birçok boyalı kaya sığınağı bulunmaktadır ve bunlarda 1300 yıl öncesine dayanan mağara sanatının eşsiz örnekleri görülmektedir.

Burada: MÖ.13.000-9.500 yılları arasında yürütülen mağara sanatının eşsiz ve olağanüstü ürünleri görülmektedir. Bu mağarada “insan elleri” resimleri bulunur ve bu yüzden mağara “Eller Mağarası” ismini alır. Bunun yanında, mağara resimlerinde pek çok av sahnesi ve hayvan tasvirleri de bulunmaktadır. Resimlerin boyanmasında : demir oksit (kırmızı ve mor), kaolin (beyaz) ve natrojarosite (sarı), manganez oksit (siyah) kullanılmıştır.

Bu resimleri yapanların: 19. yüzyılda Avrupalı yerleşimciler tarafından bulunan Patagonyalı avcı-toplayıcı topluluğun ataları olduğu düşünülmektedir.

Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000
Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000
Arjantin Unesco Varlıkları Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000

 

Cizvit Blok ve Cordoba Estancias-Jesuit Block and Estancias of Cordoba-2000

Öncelikle şunu bilmenizde yarar var, kompleks içinde kesinlikle fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Böylece 17. yüzyılın bu mimari mücevherlerini yalnızca gözler görebiliyor, yani içerinin fotoğraflarını görmek mümkün olmamaktadır.

Arjantin ülkesinde Cordoba şehrini ziyaret ederseniz, mutlaka şehrin Cizvit Blok bölümünü ve şehir geneline yayılmış Cizvit kalıntılarını ziyaret etmelisiniz. Yeni dünyanın keşfedilmesiyle İspanyol rahipler yani Cizvitler, buraya yerleşmiş ve yerli halka Katolik inancını yaymak için dini gayret göstermişlerdir. Ülkede ilk üniversite onların aracılığı ile gelmiştir. Ayrıca tarım ve sanayi kuruluşlarıyla bölge ekonomisini olumlu etkilemişlerdir.

Buradaki Cizvit Bloğunda: İsa derneği, papazların ikametgahı, Üniversite ve kilise bulanmaktadır. Günümüzde bu kalıntılar, şehir merkezinin yaklaşık 50 km uzağındaki “Jesus Maria” kasabasındadır.

Jesus Maria: başlangıçta “sanavirones” ismiyle bilinmektedir ve 1618 yılında günümüzde Cordoba ilinde nadir kalan yerli insanlar tarafından kurulmuştur. Papazlar: burada mum, sabun yapımı, hayvancılık ve şarap üretimi gibi birçok el sanatı konularında yerli halkı eğitmişlerdir. Ayrıca: Buenos Aires limanından buraya getirilen 300 köle de, yörenin el sanatlarında uzmanlaştırılmışlardır.

Özellikle şarap yapımı, Jesus Maria kasabasının ana faaliyeti olmuştur. 1618 yılında bölge: 20.000 asma ile, şarap üretiminde popüler hale gelmiştir. Cizvit şarapçılık: Rio de janeiro de la Plata ve çevresinde en büyük şarap üreticisi olmuştur. Onların ürettiği “lagrimilla” şarapları kolonilerde üretilen ilk şarap olarak İspanyol kralının masasına kadar ulaşmıştır.

Kompleks içinde: Cizvit sisteminin merkez binaları olan üniversite, kilise ve İsa derneği binaları bulunmaktadır. Bu binalar ve yapılar: Cizvitler tarafından Avrupa ve yerli sömürge mimari stillerinin bir karışımı olarak düzenlenmiştir. Burada bir orta avlu, üçüncü ve dördüncü tarafta depolama binası ve yüksek bir duvarla çevrilidir.

Manastır: iki katlı ve kemerli galeriden oluşmaktadır. İnşaatın arka bölümünde papazların yatakhane ve ortak alanları bulunur. Bu lojmanlar: tuğla, taş ve çini ile süslenerek yapılmıştır. Ülkede ilk kapılı tuvaletler burada inşa edilmiştir.

Yerliler ve köleler ise, kompleksin tepe eteklerine yayılmış güvencesiz kulübelerinde yaşadıkları görülür.

Tek nefli kilise tarzı: sadeliğe rağmen güzeldir. Merkezi kubbe yerli zanaatkarlar tarafından süslenmiştir.

Evet: 17. ve 18. yüzyıllarda, bu yapılarda 150 yıl boyunca eşsiz dini, sosyal ve ekonomik faaliyetler yürütülmüştür.

1767 yılında sömürgelerden Cizvitler kovulduktan sonra: Jesus Maria kasabasındaki tesisler çöküş ve bozulma sürecine girdiler. 20. yüzyılın ilk yarısında ulusal hükümet onları ulusal anıt ilan etti ve Cizvit yerlerini kamulaştırarak yenileme çalışmaları başlattı. 2000 yılında ise bu kompleksteki kalıntılar, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alındı.

Günümüzde burada: Cordoba tarihi ve ülkenin önemli bir bölümünü korumayı amaçlayan “Ulusal Cizvit Müzesi” bulunuyor. Müzenin 18 sergi salonunda ülkenin kuzey ve orta bölgelerine ait dönem mobilyaları ve araçları, 17. ve 18. yüzyıllardan kalan dini sanatın çok ince bir koleksiyonu ve arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Ayrıca geçici sergilerle konserler, konferanslar ve diğer kültürel etkinlikler de düzenlenmektedir.

Sonuç olarak: burası geniş dini, siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel sistemin olağanüstü bir örneğidir. Güney Amerika’da; seminal dönemde Afrikalı köle işçiler, Avrupa ve Kızılderili kültürlerinin kaynaşmasının mükemmel bir örneğidir.

Topluluğun toprak düzeni: İsa Derneğinin eğitim ve misyonerlik hedeflerini sürdürmeye izin verecek şekilde şehirler ve kırsal yerleşimler arasında bir ekonomik tamamlayıcı unsur olmuştur.

Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983
Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983
Arjantin Unesco Varlıkları Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983

 

Guaranis Cizvit Kalıntıları: San Ignacio Mini, Santa Ana, Nuestra Senora de Loreto ve Santa Maria la Mayor, Sao Miguel das Missoes harabeleri-1983

Guaranis:

Cizvit tarikatı tarafından yaratılan şehirlerin arkeolojik kalıntılarının bulunduğu bir bölgedir. 1609-1818 yılları arasında, Garani yerlileri: kültürel ve dinsel yönlerden yükseltilmişler, ekonomik istikrar sağlanmıştır.

Cizvitlerin: başlangıçta Paraguay, Arjantin ve Brezilya’da yayılmış 30 misyonları bulunuyordu. Cizvit kalıntıları Arjantin ülkesinde “Loreto” ve “Santa Maria la Mayor de Nusestra Senora” denilen bölgede, tropikal bir ormanın merkezindedir ve bu kalıntılar 17. ve 18. yüzyıllarda inşa edilmiş Cizvit misyonunun etkileyici kalıntılarıdır. Her biri: düzeni ve korunması ile farklılıklar ve ayrı bir karakteristik özellikler gösterir.

Bu bölgedeki site, 5 farklı misyondan oluşmaktadır. Bunlar

1.Sao Miguel Missoes-Brezilya
2.San Ignacio Mini-Arjantin
3.Santa Ana de Nuestra Senora-Arjantin
4.Loreto de Nuestra Senora-Arjantin
5.Santa Maria la Mayor-Arjantin

 

Santa Ignacio Mini

Buraya yerliler “Las Ruinas” demektedirler ve mevcut misyonların en popüleridir. Posadas’dan otobüs ile buraya ulaşmak mümkündür. Bu yolculuk yaklaşık 1 saatten fazla sürer ve sonsuz yeşil alanlar ve ormanların güzel görüntüleriyle geçer.

“San Ignacio” kasabası: küçük, sessiz bir kasabadır ve hediyelik eşyalar satılmaktadır. Komplekse girmeden önce, 250 metre boyunca bu hediyelik eşya satan tezgahları görmek mümkündür. Giriş ücretsiz, ancak yabancılar için ücretlidir. (25 peso)

Site yönetimi tüm yıkık binaları temiz tutmaya çalışıyor.

Evet: burası 1696 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır ve kalıntılar, nispeten sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Zaten, bunlar Arjantin toprakları üzerinde korunmuş olarak günümüze ulaşmış en önemli ve eski kalıntılardır.

 

Santa Ana

Santa Ana: 1633 yılında, Parana nehri kıyısında ve bugünkü yerinde kurulmuştur. Posadas’dan 45 km uzaklıktadır. Kilise kalıntılarına anıtsal bir merdivenle ulaşalabilir. 1767 yılında Cizvitlerin bölgeden sürülmesi sonrasında yağmalanmaya direnerek günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

 

Nuestra Senora de Loreto

1610 yılında kurulmuştur. Posadas’dan 53 km uzaklıktadır. Bressanelli tarafından inşa edilmiştir. Günümüzde buranın kalıntıları kısmen bitki örtüsünden temizlenmiştir.

 

Santa Maria la Mayor

1626 yılında kurulmuştur ve kilise kalıntıları ile papazların ikamet ettikleri yerin kalıntılarının bir kısmı ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır.

 

Sao Paulo Miguel dos Missoes harabeleri

1632 yılında Itaiaceco sitesinde kurulan Sao Miguel: köyün tek binası bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Burada: papazların ikametgahının temelleri, okul ve mezarlık duvarları bulunur. Site bitki örtüsü tarafından tamamen işgal edilmiştir.

Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014
Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014
Arjantin Unesco Varlıkları Qhapaq Nan yol sistemi-2014

 

Qhapaq Nan yol sistemi-2014

Bu yol sistemi “İnka imparatorluğu” tarafından inşa edilmiştir, devletin siyasi ve ekonomik gücünün omurgasıdır ve bu yollar 6 Güney Amerika ülkesinden geçmektedir. Peru, Ekvator, Bolivya, Arjantin, Şili ve Kolombiya’dan geçen yollar toplamda 30.000 kilometredir.

İmparatorluğun uzak bölgeleri, bu yollarla İnka başkenti Cusco şehrine bağlanmıştır. Yol sistemi üzerinde: ticaret, konaklama, depolama ve dini tesisler bulunmaktadır. Yol üzerindeki transit mal ve hammadde taşımacılığında lamalar kullanılmıştır.

Yollar: vadiler, yağmur ormanları ve çöller ile And dağlarındaki toplulukları birbirine bağlayan farklı arazilerde inşa edilmiştir. Yol sistemi en fazla 6000 metre rakımdan geçmektedir.
Yol sisteminin inşası: yüzlerce yıl boyunca sürmüş ve çoğunlukla ticaret ve savunma için yapılan bu yollar 16. yüzyılda Güney Amerika’ya gelen İspanyollar tarafından da kullanılmıştır.

Ancak bu yolların bazı parçaları hala korunur olsa da, İnka İmparatorluğunun yenilmesinin ardından güzergah kötüleşmiştir. Güzergahın büyük kısmı bitki örtüsü ile kaplıdır ve bu yüzden buralarda tüm yol görünmez.

UNESCO: bu yolları restore ve muhafaza edilmesi gereken bir mühendislik harikası olarak kabul etmiş ve 2014 yılında “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil ederek koruma altına almıştır. Yol sisteminin ölçek ve kalitesi: Qhapaq Nan mühendislik becerileri, eşsiz bir başarıdır. Mühendislik teknolojisi ustalık göstermektedir.

Arjantin ülkesinde: bu yolların yaklaşık 2500-3000 kilometrelik bölümünün bulunduğu tahmin ediliyor ama günümüze yalnızca 119 kilometrelik bölüm kalmıştır.

Arjantin şehirlerinden: Jujuy, Salta Tucuman, Catamarca, La Rioja, San Juan ve Mendoza şehirlerinden bu yol geçmektedir.

Yolun “Llullaillaco” bölümü: deniz seviyesinden 4800-6670 metre yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Çünkü İnkalar: başka halklardan daha yüksek yollar ve binalar inşa etmeyi, tepeler üzerine nasıl en çarpıcı şekilde hakim olacaklarını biliyorlardı.

Çünkü: geleneklerinin bir parçası olarak dağ ruhlarına inanıyorlardı. Zaten kuzeybatı Arjantin: medeniyet türbelerinin çoğunun bulunduğu yerdir.

Arjantin Unesco Varlıkları Quebrada de Humahuaca-2003
Arjantin Unesco Varlıkları Quebrada de Humahuaca-2003

 

Quebrada de Humahuaca-2003

Vadi: Arjantin’in kuzeybatısında “Jujuy” ili yakınlarındadır. Buraya ulaşmak için: Buenos Aires şehrinden uçakla Jujuy havaalanına gelmeniz gerekmektedir. Saita isimli havaalanı şehirden 75 km uzaklıktadır.

Puna yüksek platosu ile Bolivya’ya bağlanır ve burada birçok köy bulunmaktadır.
65 mil uzunluğundaki vadinin tarihçesi muhtemelen MÖ.10.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Çünkü çevresindeki mağaralarda ve sığınaklarda avcı-toplayıcı toplumların yaşadığına dair kanıtlar bulunmuştur. Burada muhtemelen mevsimsel göçler yaşanıyordu. Ancak, MÖ.6. ve 3. yüzyıllarda kuraklık olunca iklim bozuldu ve MÖ.2500 sonrasında yağışlar artana kadar insanlar buradan uzaklaştılar.

Vadide: en yoğun olduğu dönemde 100 köy bulunduğu tahmin ediliyor. Bunlar farklı ekolojik alanlardaydı ve birbirlerine bağlıydılar. Köyler arasında mal taşımak için lamalar kullanılıyordu. MÖ.700 yıllarında iyileştirilen tarım teknikleri sonucunda nüfus artışı oldu ve nehrin yakınındaki yerleşim yerleri hızla büyüdü.

MS.1000 yıllarına gelindiğinde: düşük alanlardaki yerleşim yerleri terk edildi ve kasabalar yüksek kayalıklara yapılmaya başlandı. Nüfus artışı ve ticaretteki büyük artış: vadi boyunca ve dağların eteklerinde geniş alanlarda tarım faaliyetlerinin artmasına neden oldu. 1430-1480 yılları arasında İnka imparatorluğu hızla genişledi. İnka fatihleri, ticaret yolları boyunca genişlediler.

16.yüzyıla gelindiğinde vadi yavaş yavaş yeni fatihler görmeye başladı ve İspanyollar bölgeyi işgal ettiler. İspanyollarda, İnkalar gibi ticaret yollarını ve vadi kaynaklarını kontrolleri altına aldılar. Gümüş, sığır ve pamuk ticareti yapılan mevcut yol ağı genişletildi. Ancak yerleşim yerlerinde, yeni hastalıklar belirmeye başladı ve İspanyadan gelen göçmenler nedeniyle büyük bir demografik değişim yaşandı.

Son olarak: 20. yüzyılda ana vadi yolu Pan-Amerikan kuzey-güney yolunun bir parçası haline geldi ve böylece vadi Pasifik ile Atlantik Okyanusları arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli bir rol üstlendi. Yazının başında belirttiğim gibi, Puna platosu: batı illerinden Salta ve Jujuy şehirlerini deniz seviyesinden 11.500 feet yükseklikte birbirine bağlamaktadır. Burası son derece kurak bölgedir.

Havada az oksijen vardır ve yabancılar için bu durum sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu yükseklikte: ağır yemekler ve alkolden kaçınılması, yavaş nefes alınması önerilmektedir veya yerli insanların önerilerine kulak verin ve irtifa hastalığını önlemek için coca yaprakları çiğneyin.

Evet: Humahuca Jujuy: “Horacio Guzman” uluslar arası havaalanına 126 km uzaklıkta, şehrin doğusundadır. Geceleri mevsime göre ısı -10 derecelere düşerken, gündüz yüksek sıcaklık (38 derece) görülmektedir.

Çünkü bu alanın topoğrafyasını farklı iklim bölgeleri belirler. Buraya yolunuz düşerse: dokuma ürünleri, panço ve battaniye veya alpaka veya lama yününden örülmüş giysiler almanızı öneririm.

Gelelim bölgede belli başlı yerlere

Arjantin Unesco Varlıkları Purnamarca
Purnamarca

Jujuy kasabasının 35 km kuzeyindedir. Köy: Purnamarca nehri ve Cerro de los Sieta Colores arasında kalmaktadır ve kavak ağaçlarıyla kaplıdır. Kuzeybatıdaki “Yedi Renk Tepesi” en güzel manzaralardan birisidir. Hardal sarısı kırmızı, yeşil ve sarı arasında değişen çökelti tabakaları, çok kesin ayırt edilebilmektedir. Bu ilginç tepenin çevresinde yürümenizi öneririm. Köyün park yerinde yerel esnaf; kendileri tarafından yapılmış giysileri, lama ve vicune yününden yapılmış kilim, takı gibi hediyelik eşyaları satmak için uğraşırlar. Ayrıca köy içindeki beyaz kilise: kaktüs şeklindeki çatı yapısı ve renkli şeritler ile dekore edilmiş mezarlığı ile ilgi çekmektedir.

Arjantin Unesco Varlıkları Maimara
Maimara

Maimara köyü: Quebrada bölgesindeki en şaşırtıcı manzaralardan birine sahiptir. Kayalarda: kırmızı ve yeşil aşı boyası renkler hakimdir ve bu görüntü doğal ve güzel bir resim oluşturmak için ressamlara uygun ortam yaratır. Kasabadan 2 mil uzakta, Viceroyalties ve Rio de janeiro de Plata arasındaki yolda, 1772 yılında yapılmış eski bir sömürge binası görülebilir. Burası: bağımsızlık savaşında, Arjantin ordusu tarafından karargah olarak kullanılmış ve günümüzde müzeye dönüştürülmüştür.

Arjantin Unesco Varlıkları Tilcara
Tilcara

Tilcara, özellikle “Ocak” kutlamaları sırasında, Quebrada köylerinin en canlısıdır. Ayrıca, burada en iyi sömürge dönemi mimarisi ve güzel arkeolojik kalıntılar bulunmaktadır. Köy, ilk olarak 900 yıl önce Rio de janeiro Grande’ye bakan tepede inşa edilmiştir. Günümüzde, köyden birkaç kilometre uzaklıktaki bu mekanda, bu ilk yerleşimin kalıntıları görülmektedir. Bu ilk yerleşimin bulunduğu yerdeki kaleden kazılarda elde edilen kalıntılar, köyün arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Kaleden aşağıdaki manzara muhteşemdir ki, bu manzarada boru şeklindeki kaktüsler, güzel evler, mezarlar ve hayvanlar seçilir. Arkeolojik sit alanı girişinde, yüksek irtifada bir botanik bahçesi bulunur, gezmeniz önerilir.

Arjantin Unesco Varlıkları Uquia
Uquıa

Bu küçük köyde: beyaz kilise, bir Cusco okulu ve yerliler tarafından yapılan ender 17. yüzyıl resimlerini hayranlıkla izleyebilirsiniz. Bu resimlerde: büyük şapkalar ve Arquebus giyen, gösterişli kıyafetler giymiş melekler görülür. Köy: dağlar ve dev kaktüslerle çevrilidir.

Arjantin Unesco Varlıkları Humahuaca
Humahuaca

Quebrada’ki son durak, buranın en yoğun nüfuslu ve en yüksek rakımlı köyü olan Humahuaca’dır. Burası deniz seviyesinden 9840 metre yüksekliktedir. Burada arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca sömürge dönemi evleri muhafaza edilmiştir. Central park denilen alanda: 1950 yılında inşa edilmiş bağımsızlık anıtı ve merdivenler ilgi çekmektedir. Buradan tüm köy görülebilmektedir. Esnaf genellikle: birkaç peso için turistlere rehberlik ederler ayrıca merdivenlerde ve küçük dükkanlarda giysi ve diğer nesneler satılmaktadır.
Meydanın diğer tarafında saat kulesi görülür.

 

Doğal Varlıklar

Arjantin Unesco Varlıkları
Arjantin Unesco Varlıkları

Jguazu nehri ve Iguaçu Ulusal Parkı: Brezilya ve Arjantin arasındaki sınırı oluşturur.
Alanın ilk sakinleri “Caingangues” yerlileriydi ve bu kabilenin adı “Iguazu” olarak buraya verilmiştir. Şelalelere ulaşan ilk Avrupalı ise, 1541 yılında İspanyol Don Alvar Nunes Cabeza de Vaca olmuştur. Parkın içinde belirgin iki arkeolojik site görülmektedir.

Şelaleler 80 metre yüksekliğinde ve 3 km genişliğindedir. Düşen sular engin spreyler oluşturur ve dünyanın en muhteşem şelaleleri olarak popülerdir. Brezilya ve Paraguay ile karşılaştırılınca Arjantin bölgesinde: ormanlar daha az tür çeşitliliğine sahip olmasına rağmen, bitki örtüsü çoğunlukla subtropikal ıslak orman bakımından zengindir. Burada 2000 üzerinde bitki türü tespit edilmiştir.

Öte yandan: Arjantin’de bulunan kuş türlerinin neredeyse yarısı burada yaşamaktadır. Ayrıca yine bu ormanlık alanda jaguar, kaplan, dev karıncayiyen ve Brezilya su samuru gibi yaban hayatı canlıları da bulunur.

 

Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000
Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000

Ischigualasto/Talampaya Tabiat Parkları-2000

Talampaya ve bitişik Ischligualasto Bölge parkları: kuzey-batı Arjantinde, San Juan ve La Rioja il sınırlarındadır.

Burası: Arjantin ülkesinde Sierras Pampeanas batı sınırını oluşturan bir çöl alanıdır. Alan: günümüzden 280 milyon yıl önce üzerinde nehirler, göller ve bataklıklar bulunan kıta sediman katmanları tarafından oluşturulmuştur. Bu yüzden: bölge memeliler ve dinozorların ataları gibi, bitkilerin ve hayvanların geniş yoğunluklu fosillerini içermektedir. Onlar dünyanın en komple kıta fosil ağını barındırmaktadır ve omurgalıların evrimini açıklaması açısından önem kazanmaktadır.

Bunlar arasında 56 cins balık, amfibi ve memelilerin doğrudan ataları da dahil olmak üzere sürüngenlerin büyük bir çeşitliliği söz konusudur. Fosillerin büyük çoğunluğu: büyük otçul ve etçil türler, ilkel timsahlar, bir sıçan büyüklüğündeki ilkel memelilerdir.

Nehir yatakları: muhtemelen muson tipi fırtınalar sonrasında, hızlı sel taşkınlarını göstermektedir. Göl ve bataklıklar gerçek bir mumyalama görevi görmüşler ve fosil bitkilerinin büyük kısmı oldukça korunmuştur. Vadi etkileyici uçurumlar ve kırmızı kum taşı kayalıklar ile süslüdür. Kalan oluşumları: göl yatakları, bataklıklar, nehir kanalları ve taşkın ovaları oluşturur. Bu oluşumlarda bol miktarda omurgalı ve bitki fosili bulunmaktadır.

Günümüzde ise, Ischigualasto-Talampaya: kurakçıl çalılar ve kaktüs benzeri çöl bitkileriyle doludur.

Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981
Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981

 

Los Glaciares National Park-Milli Parkı-1981

Park: Şili sınırında, Santa Curuz şehrinin güney batısında, Arjantin ülkesinde “Austral Andes” olarak bilinen bölgededir. Şili sınırında yaklaşık 170 km uzanır.

Park: 4459 km karelik bir alanı kapsamaktadır ve 1937 yılında kurulmuştur. Arjantin ülkesinin ikinci büyük parkıdır. Parkın % 40’lık bölümü, kuzeydeki iki göl tarafından kaplanmaktadır. Parkı ziyaret etmek için en uygun zaman: Ekim-Mart ayları arasındaki dönemdir.

Burası yani “Los Glaciares Milli Parkı” engebeli, yüksek dağların arasında, çok sayıda buzul göllerinden oluşan olağanüstü doğal güzellikleri barındıran bir alandır. Bu engin dağ alanındaki Patagonya buzul alanı, parkın yaklaşık yarısını kaplar. 14.000 kilometre karelik bu buzluk alan; Antartika dışında en büyük buzul alanıdır. Burada 47 buzul alanı ve bunlardan bağımsız 190 küçük buzul alanı bulunur.

Burası, Güney Amerika’da buzulları görmek için en iyi yerdir. Buzullar: Argentino ve Viedma göllerinin çevresinde yoğunlaşmıştır. Argentino gölü buzulları: sütlü buzul rengi ile muhteşem güzelliktedir. Antik dönemde buzulların bir kısmı erimiş ve iki büyük göl ortaya çıkmıştır. Bunlar: Lago Argentino ve Lago Viedma gölleridir.

Milli Park alanındaki Patagonya ormanı ise iki farklı bitki türünü içerir. Parkta en etkileyici yaban hayatı canlıları kuşlardır. Burada birçok siyah boyunlu kuğu görülür. Ayrıca ördekler, kazlar ve Şili kıyılarında filamingolar görülür.

 

Glaciar Perito Moreno

Parkın güney alanında en ünlü buzuldur. Çünkü muhteşem buz ön duvarı ile ileri ve geri hareket döngüsellik oluşturan dinamik değişiklikler görülür. “El Calafate” kasabası: buraya yakındır ve tüm faaliyet ve hizmetlerin merkezidir.

 

Monte Fitz Roy

Parkın kuzey bölümü: granit zirveleri, göller, ormanlar ve buzullar ile birlikte dünyanın en olağanüstü yerlerinden biri haline gelmiştir. En yüksek dağlar olan “Fitz Roy” (3405 metre) ve “Mount Torre” (3102 metre) buradadır. Küçük köy “El Chalten” dünyadaki tüm dağcılar ve doğa yürüyüşçülerinin barınağıdır.

Peninsula Valdes-1999
Peninsula Valdes-1999

 

 

Peninsula Valdes-1999

Peninsula Valdes: Arjantin Chubut ilinde, güney Atlantik içine doğru 100 km uzanan ve 4000 kilometre kareye yayılan bir burundur. Kıyı genişliği 400 kilometredir. Yarımada içinde tek kasaba “Porto Piramides” denilen ve piramite benzeyen kayalıklarla çevrili bir koyda bulunan kasabadır. Kasabadaki çoğu konaklama tesisi, restoran ve bazı dükkanlar: turizm sezonu olan Eylül-Mart ayları arasındaki dönemde açıktır.

Kıyıda, geniş kumlu ve çakıllı plajlar, kum tepeleri ve küçük adalar bulunur. Ayrıca kayalıklar, sığ koylar ve lagünler de görülür.

Yarımadanın tamamında yaklaşık 400 kilometrelik bir çakıl yol uzanmaktadır. Bu yol üzerinde ilerlerken görülebilecekler şunlardır:

Sea Lion Colony:

Kasabaya en yakın bu alanda: Aralık-Mart ayları arasındaki dönemde, üreme sezonlarında denizaslanları görülebilir.

Punta Pardelas:

burası 12 km uzunluğundaki bir plajdır ve balıkçılık, dalış ve tüplü dalış için idealdir. Buraya merkezdeki kasabadan yürüyerek ulaşmak mümkündür.
Punta Norte: Burası, Amerika kıtası üzerinde tek “Elephant Seals” kolonisi barındırmasıyla önem kazanmaktadır.

Punta Delgada:

Burası yarımadanın ucundadır ve burada bir otel ve eski bir deniz feneri vardır.
Penguen Kolonileri: Merkezin birkaç mil güneyinde, Chibut nehri vadisinde kıtanın en büyük penguen kolonisi bulunmaktadır. Her yıl 28 Temmuz tarihinde tüm Chubut nehri vadisi boyunca kutlamalar yapılır. Çünkü: Gwyl Glaniad: 28 Temmuz 1865 tarihinde Patagonya’ya gelmiştir.

Şubat sonu ve Nisan ayı başındaki dönemde, katil balina “Orcaslar buraya gelirler. Çünkü: Punta Notre denilen yerdeki kolonide bulunan deniz aslanlarını avlarlar.

Aynı dönemde, günde 2 kere yüksek gel-git görülür ve yaklaşık 20 dakika içinde deniz aslanlarını avlamaktadırlar. Orcaların deniz aslanlarına günlük saldırıları, bu gel-gitlere göre gerçekleşmektedir. Katil balinaların bu saldırıları, birçok meraklı tarafından izlenir ve fotoğraflanır.

Site, kuş çeşitliliği açısından da çok zengindir. Kıyı lagünlerinde Macellan pengueni, 5 farklı koloni halinde yaşamaktadır. Burada tahminen 40 bin civarında penguen ve çeşitli evrelerde burada konaklayan göçmen kıyı kuşu bulunduğu tahmin edilmektedir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.