Burdur Tefenni

Burdur Tefenni

Tefenni denilince, aklıma barutlusu geliyor, şifalı bu suyu mutlaka tadın.

ULAŞIM

Ankara-Fethiye kara yolu üzerinde, Burdur’u yaklaşık 70 km. geçince, Tefenni’ye varılıyor. İlçeye girerken, Belediye’ye ait barutlusu tesisleri var. Bu tesislerdeki sudan mutlaka içmenizi öneriyorum. Bu suyun özelliklerini: aşağıda daha ayrıntılı anlatacağım. Tefenni-Çavdır arası uzaklık ise: 21 km. dir.

TARİHİ

İlçe; MÖ.800-500 yılları arasında, Bizans döneminin “İstefani” köyü olarak kurulmuştur. Bölge: 13.yüzyıla kadar, Bizans yönetiminde kalmış, bu tarihten sonra ise, sırası ile: Türkmenler, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.

1882 yılında, yörede meydana gelen deprem sonucu, eski yerleşim yeri terk edilmiş ve bugünkü yere yerleşilmiştir. 1886 yılında da, İstefani ismi değiştirilerek “Tefenni” ismi ile, kaza olmuştur. İstefani ismi, bir İtalyan generalin kızından gelmektedir.

GENEL

İlçenin rakımı: 1200 metredir. Batı kısmı, tamamen ormanlıktır. En yüksek dağı: Eşeler dağıdır. Sürekli akan ırmak bulunmamaktadır.

İlçe: Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçit olduğundan, her iki bölgenin ikliminin etkisi altındadır. Bu nedenle: yazları sıcak ve kurak, kış ayları ise soğuk ve yağışlı geçer.

İlçe ekonomisi: tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Özellikle: patates, kuru soğan ve nohut üretimi yapılmakta ve yurt dışına ihraç edilmektedir.

Her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında “Barutlusu Şenlikleri” adı altında, geleneksel olarak festival yapılmaktadır.

Tüm bunların yanında: İlçeye has bir özellik daha var. Dünyanın en küçük salyangozu olarak bilinen ve literatüre “Teffennia Teffenica” olarak geçen bir canlı türü var. Bu salyangoz, 1 milimetre boyunda ve en yakın akrabasının Makedonya’da yaşadığı tespit edilmiş.

NE YENİR

İlçede, zengin bir mutfak kültürü var. Özellikle: Tarhana çorbası, ovmaç çorbası, gazel aşı(kurutulmuş fasulye), kuru patlıcan yemeği, gazel kavurma, höşmerim, keşkek.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ ÇARŞI CAMİSİ

İlçedeki tek  tarihi yapıdır. Diğer ismi: Hasanpaşa Seyitoğlu Vakfı camisidir. Yapılış tarihi ve mimarı bilinmemektedir. Ön cephesi: 75-80 cm. kalındığında duvar olup, çok kenarlı, içten kubbelidir. Çatısı: saçla kaplıdır. Tek şerefeli bir minaresi vardır. Bu minare: Burdurlu taşçı ustaları tarafından, Burdur taşından yapılmıştır.

Büyük ihtimalle: 19.yüzyılın ikinci yarısında yapılan bu cami, 1914 yılındaki depremde yıkılmış ve sonraki tarihlerde yeniden yapılmıştır.

Burdur Tefenni Barutlu Su

BARUTLU SU

İlçe merkezine, 7 km. uzaklıktadır. Haraplanlı mevkiinde, bir kaynaktan çıkan ve içinde serbest hidroksil iyonları bulunan, hafif kükürtlü ve bromürlü, kendine has bir tadı ve kokusu olan bir sudur. Böbrek taşı ve kumlarını dökmesi nedeniyle: şifa kaynağıdır. Sertlik derecesi: 1.5, soğukluğu: 18.1 derecedir. Barut kokusunda olması nedeniyle: Barutlu su olarak anılmaktadır.

GİRİŞ KAPILARI

İlçe, tarihi süreç içinde, üç medeniyete ev sahipliği yapmış. İlçede: üç girişe, Belediye tarafından, üç kapı yaptırılmış ve bu kapılar, mutlaka ilginizi çekecektir. İlçenin adı: “Tiffany” adlı bir İtalyan generalin kızından almış, ancak daha sonra değiştirilerek “Tefenni” olmuştur.

Bunun dışında: Selçuklu kapısı, Osmanlı kapısı ve Cumhuriyet kapıları var. Selçuklu kapısının kitabesinde “Oğuz Töresi”, Osmanlı kapısının kitabesinde “Şeyh Edebali Hazretlerinin Osman Gazi’ye vasiyeti”, Cumhuriyet kapısında da “Mustafa Kemal Atatürk’ün; Çanakkale Vecizesi” bulunuyor. Bu kapılar: ilçe halkının gurur kaynağı imiş.

ATLI TANRI FİGÜRLERİ

İlçe merkezinde, Adalet Lojmanlarının üst kesimindeki, kayalık sırttadır. 4.5 metre yüksekliğinde, doğuya yönelik olan kaya üzerinde: ilk olarak bulunduğunda, yani 1887 yılında, 53 adet olan figürler; gerek erozyon ve gerekse define arayıcılarının yağmalaması sonucu, günümüzde 23 tane olarak kalmıştır.

 

Burdur Ağlasun

Burdur Ağlasun

 

Antalya’nın yaz sıcağından bunalanların kaçıp geldiği; temiz ve bol oksijenli havası olan, soğuk suları ile öne çıkan, sık ve bol ağaçlı, yeşillikler içinde bir yer. Bir de tarihe meraklı iseniz, gidin, Sagalossos antik şehrini gezin ve o zamanlardan, günümüze en güzel şekilde kalan bu kalıntıları, büyük bir keyifle izleyin. Aman, gezinizin sonunda, mutlaka Burdur Arkeoloji Müzesine uğramayı ihmal etmeyin, çünkü bu antik şehrin bütün kalıntıları, Burdur Arkeoloji Müzesinde sergileniyor, buradaki gezinizi, mutlaka müze gezisi ile tamamlayın.

Son bir not: turlarla buraya gelen ziyaretçilerden, Sagalassos antik kentini gezmek istemeyenler için, Ağlasun ilçe merkezindeki Belediye çay bahçesi iyi bir alternatif olabilir, ancak Sagalassos ören yerinin hemen girişinde, otoparkların bulunduğu yerin arkasına, muhteşem manzaralı güzel ve uygun fiyatlı bir cafe yapıldığını hatırlatmak isterim. Yani, Sagalassos antik kentini gezmek istemeyenler, orada da oturarak gurubu bekleyebilirler.

ULAŞIM

İlçe, anayol üzerinde değil. İki yolla buraya ulaşmak mümkün. Burdur-Bucak karayolunda, Çeltikçi geçildikten sonra, sola dönülerek, yaklaşık: 16 km. lik bir yol ile ulaşılıyor. Diğer ulaşım yönü ise, Isparta şehri üzerinden. Isparta-Antalya karayolu üzerinde, 40’ncı km.de, ana yoldan, yaklaşık 23 km. lik bir ilave yolculuk yapmak gerekiyor.

Sonuç olarak: Ağlasun-Antalya arasında uzaklık: 108 km. dir. Ağlasun-Burdur arası uzaklık ise: 35 km. Ağlasun-Isparta arası uzaklık: 40 km.

TARİH

İlçenin tarihi ile ilgili sizleri sıkacak şeyler yazmak istemiyorum. Buranın tarihi geçmişinde, en büyük özellik: Sagalossos denilen antik kent. Bu kent varken, buranın tarihi hakkında başka şeyler yazmak istemiyorum. Burada: tarih Sagalossos antik kentinin muhteşemliği ile başlıyor ve bitiyor, başka tarihe gerek yok. Kaynaklara göre, birçok doğal felaket sonucu Sagalassos şehrini terk eden insanlar, buraya yerleşirler.

İLÇENİN ADININ KAYNAĞI

Büyük İskender: Sagalassos şehrini almak için, şehre üç-dört kez saldırır. Fakat: kenti, bir türlü hakimiyeti altına alamaz. Ancak: bugün yıkıntıları bulunan “Hamam”ın bulunduğu yan taraftaki tepeden yaptığı son saldırı sırasında: kanlı çatışmalar sonucu, kenti ele geçirir.

Bu tepenin adı: daha sonra, İskender Tepesi olarak isimlendirilir. Büyük İskender’in: bu bölgedeki seferini, annesi, sürekli olarak izlemektedir. Bölgeden gelen habercilere: “İskender, Sagalassos’u aldı mı diye” sürekli sormaktadır. Haberciler ise “Büyük İskender, Sagalassos’u aldı. Fakat, savaş sırasında, en sevdiği cesur komutanlarını kaybetti ve bu yüzden ağlamaktadır” derler. Bunun üzerine, annesi: “Oğlum, Sagalassos şehrini aldı ise, bırakın ağlarsa ağlasın” der. Bunun üzerine, ilçenin ismi “Ağlarsın-Ağlasın-Ağlasun” şeklinde, kalır.

Büyük İskender: bu dağ kentini, ordusunu, hemen yakınlarındaki tepeye gizlice çıkararak ele geçirmiş. 50.000 askeri, gizlice buradan geçirmek gerçekten  zor iş. Ama, belki de, bu yüzden, İskender’e “Büyük” deniliyor.

Burdur Ağlasun

GENEL

İlçe: Batı Torosların iç kısımları üzerinde bulunan, 2276 metre yüksekliğindeki: Akdağ’ın güney doğusunda olup: denizden yüksekliği: 1050 metredir.

Arazi: dağınık ve engebelidir. Ekilebilir arazi çok azdır.

İlçenin ortasından: Tuzlu çay isimli bir dere akmaktadır. Bu çay boyunca: ova bulunmaktadır. Tuzluçay: önceleri, 4 adet su değirmenine enerji kaynağı olurken, günümüzde, 1 adet su değirmenini çalıştırmaktadır.

Yöre halkının büyük bölümü: organik tarıma yönelmiş. Meyve üretiminde: özellikle, kiraz ve çilek öne çıkıyor. Bunun dışında: kaynaklarında alabalık üretimi gelişmiştir. Ayrıca: ekolojik gül üretimi yapılıyor.

NE YENİR

Sagalassos antik kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde: yöreye has yoğurt ve alabalık. Mutlaka tadın. Çünkü: bu lezzeti unutamayacaksınız.

GEZİLECEK YERLER

ANIT AĞAÇ

İlçe merkezinde, Cumhuriyet Meydanında tarihi bir ulu çınar var. Ağacın muhtemelen, 1000 yaşında olduğu, çapının ise: 3.30 metre olduğu tespit edilmiştir. Özellikle: yazın, ilçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, bu ağaca büyük ilgi göstermektedirler. 1996 yılında, çınarın çevresi, Ağlasun Belediyesi tarafından çimlendirilerek, gövde kısmını, demir parmaklıklarla çevirerek, hem çınarın gövde ve kökleri koruma altına alınmış, hem de gelen yerli ve yabancı turistlere Tarihi Ulu Çınarın altında, oturma imkanı yaratılmıştır.

SAGALASSOS

Sagalassos antik kentine ait, ayrıntılı tanıtım ve gezi yazım, yine bu sitede “Sagalassos” olarak arattığınızda bulabilirsiniz.

Sagalassos Antik kenti tanıtım ve gezi yazısı için. 

 

 

Bolu Mengen

Bolu Mengen

Buyurun, dünyanın en lezzetli yemeklerini yapmayı beceren insanların diyarına, burası yemek ustalarının  memleketi. Her ne kadar, burada yiyecek pek bir şey bulamazsanız da, unutmayın ki, buranın insanı, dünyada yemek üzerine büyük üne sahipler.

Ben; birçok kez gittim. Hatta, bir keresinde, Aşçılar Festivaline gittim, ancak İlçenin hemen ilerisindeki koruluk alanda yapılan festival etkinliklerinde, o kadar kalabalık idi ki, maalesef bu keşmekeş te, herhangi bir şey yiyemeden geri dönmek zorunda kaldım.

Dümdüz bir ovalık yerde ki bu şirin ilçede, Gerede yolu çıkışında bulunan bir benzin istasyonunda; güzel ev yemekleri yediğimi hatırlıyorum. Bir  de; gerek bürokrat ve gerekse üst düzey ekonomik geliri olanlar, yaşam ortamlarında, aşçı olarak sadece Mengen nüfusuna kayıtlı aşçıları aradıkları ve tercih ettikleri.

Bolu Mengen

ULAŞIM

Mengen: Zonguldak yöresini, D-100 kara yoluna bağlayan, yol güzergahı üzerinde, D-750 kara yolu üzerindedir. Mengen-Devrek arası uzaklık: 42 km. Mengen-Bolu arası uzaklık: 56 km. Mengen-Gerede arası uzaklık: 33 km. Mengen-Ankara arası uzaklık: 236 km. Mengen-İstanbul arası uzaklık: 372 km.

TARİH

Yörenin tarihi geçmişi incelendiğinde, MÖ.74 yılında Bitinya krallığı, daha sonra Romalılar ve Bizanslılar ve son olarak, 1395 yılında, Osmanlılar görülür. Yöre toprakları, bu tarihte Konuralp tarafından fethedilerek, Osmanlı topraklarına katılmıştır.

1948 yılına gelindiğinde, yörede, 60-70 haneden oluşan bir yerleşim topluluğu bulunmasına rağmen, günümüzde, 1400 mesken ve 300 civarında iş yeri bulunmaktadır. Dolayısı ile, bölgedeki hızlı gelişim, bu rakamlar ile görülüyor.

Mengen isminin kelime anlamının: mengeç (yün eğirmekte kullanılan mekik), mengü (ölümsüz ebedi su, ab-ı hayat), mengel (ayak bileğine  takılan süs bileziği, hal-hal) olduğu tahmin ediliyor.

İlhanlı diline göre ise: Mang ve Meng kelimeleri: adım atmak anlamında kullanılmaktadır. Bu kelimeler, zaman içinde türeyerek, Mengen olarak günümüze ulaşmıştır.

Bolu Mengen

GENEL

Coğrafi özellikler değerlendirildiğinde: Mengen havzasının çanak şeklinde bulunduğu görülür. Bu çanağın civarındaki yükseltiler, 1654 metre ile 1050 metre arasında değişerek yükselip, alçalmaktadır. Bitki örtüsü olarak: orman geniş yer tutmaktadır. İlçe topraklarının, büyük bölümü ormanlarla kaplıdır. Bu orman alanları, Türkiye ortalamasının çok üzerindedir.

İklim durumuna bakıldığında: yörede Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Yıllık sıcaklık farkları çok yüksektir. Bu nedenle: ilkbahar ve sonbaharda, önemli ölçüde yağışlar görülür.

İlçe halkının büyük bölümü, ülkemizin belli-başlı metropol şehirleriyle sürekli irtibat halindedir ve aşçılık, yaşantılarında öne çıkmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, büyük şehir yaşantısına alışık bu toplum, kendi ilçesine geldiğinde de, gayet sosyal bir yaşam tarzı ortaya koymaktadır. Yani: Mengen, gerçekten gelişmiş bir görünüm sunuyor.

İlçede, eğitim-öğretim açısından öne çıkan bir yer var. Anadolu Aşçılık-Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi. Bunun devamında ise, Bolu-Abant İzzet Baysal Üniversitesine bağlı, Meslek Yüksek Okulu. Bu okul: 1997-1998 eğitim-öğretim yılında, 21 öğrenciyle eğitime başlamış ve günümüzde, 100 civarında öğrenciyle devam etmektedir. Meslek Lisesinde ise: yaklaşık 450 civarında öğrenci eğitim görmektedir.

Mengen denilince, burası ile bütünleşmiş bir de fabrika var. Werzalit ürünler (masa, sandalye gibi) üretilen bu fabrika, gerek çalıştığı ilçe halkı ve gerekse uzun yıllardır burada olması ile biliniyor. Bir kısım Mengenli ise, Gökçesu bölgesindeki kömür ocaklarında çalışmaktadır. Diğer Mengenlilerin ekonomik faaliyetleri ise: tarım, ormancılık, hayvancılık gibi ekonomik faaliyetlerde yoğunlaşmıştır.

AŞÇILIK

1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in; İstanbul’u fethedince, saray mutfağını, Mengenli Yakup Ağa adlı Paşa’ya kurdurduğu söylenir. Bunun sonucunda: Mengenli Yakup Ağa; yakınlarını ve hemşerilerini saray mutfağında görevlendirmiş ve böylece, aşçılık, Mengenlilerin bir ata mesleği haline gelmiştir.

AŞÇI FESTİVALİ

İlçede, her yıl, Ağustos ayının ilk haftası: Cumartesi ve Pazar günleri;  “Mengen Aşçılar Festivali” düzenleniyor. Festival, ilk olarak:1981 yılında düzenlenmiştir. Festivalin amacı: bütün aşçıların bir araya gelmesi ve mutfak becerilerini sergilemeleridir. Ayrıca: yemek yarışmaları, stant açılışları ve müzik ve eğlence programları düzenlenmektedir.

Festival tarihçesine bakıldığında yaşanan bazı ilkler şunlardır: 4 metre boyunda döner, 101 metre uzunluğunda şiş kebap, 4.5 metre çapındaki tencerede hazırlanan 10.000 porsiyon kapasiteli Mengen pilavı. Özellikle: mutfak alet, araç ve gereçleri üreten firmalar, bu festivale sponsor oluyorlar.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, iki kez, bu festivale katıldım. Ama yoğun ziyaretçi akını nedeniyle, her ikisinde de yapılanlardan tatma imkanı olmadı, çünkü gerçekten çok kalabalık.

Gerek Mengenli olup başka yerlerde çalışan aşçılar ve gerekse davetli olarak gelen ziyaretçiler, muhteşem bir festival, bir zamanlar özellikle, “Savaş Ay” bu festivalin daimi konukları arasındaydı, ayrıca yine bu festivalin uzun süreli sponsorları arasında, ünlü mutfak araç-gereci üreten firmalar var.

NE YENİR

Mengen’e yolunuz düşerse, festival  dönemi dışında, ev yemekleri yiyebileceğiniz birkaç yer var. Ama, burada mutlaka yöresel lezzetleri tatmak isterseniz: kedi batmaz (mısır unu, ceviz içi, kaz ciğeriyle yapılır), kaldırık dolması (kaldırık yaprağı, ormanda bulunan kaldırık ağacından toplanır), Mengen pilavı ve höşmerim.

GEZİLECEK YERLER

Bolu Mengen Gelin Kayası

GELİN KAYASI

Güneyhisar mahallesindedir.

Pazarköy istikametinde giderken: yolun solundaki kayaları izlemelisiniz. Bu kayalara dikkatli baktığınızda: sanki duvak ve ferace giymiş bir gelin görünümündedir. Kayaların bu şekil alması hakkında, yörede anlatılan bir efsane var. Şöyle ki: “ Eski dönemlerde, burada bulunan köyün en güzel kızına, dünür gelir.

Kızın ailesi, kıza hiç sormadan, gelen dünürlere, kızı verirler. Ama, kızın gönlünde başka bir aslan yatmaktadır. Gönlündeki aslan ile evlenmek için, Allah’a sürekli yalvarır. Ama, bu arada gelin kızın düğün işlemleri devam etmektedir.

Hatta, gelin alma alayı hareket eder ve tam bu kayaların yanından geçerken, gelin kız “Allahım beni taş et de, o eve varmayayım” diye yine Allah’a yakarır. Bunun üzerine: duası kabul olur ve hemen oracıkta taş kesilir.

Bolu Mengen Ağalar Yaylası

AĞALAR YAYLASI

İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta: Ağalar ve Babahızır köyleri arasındadır. Yayla; orman ağaçları ile çevrili olup piknik açısından muhteşem güzel bir yer.

Bolu Mengen Akçakoca Yaylası

AKÇAKOCA YAYLASI

Mengen-Gerede-Eskipazar sınırlarının kesiştiği yerde, ilçe merkezine 30 km. uzaklıktadır. Yaylanın en büyük özelliklerinden biri de; Karaşeyhler çıkışında, Kabalaklı bölgesinde doğal kaynak suyunun bulunduğu yerde yapılmış olan: alabalık üretme tesisidir.

Bolu Mengen Mamatlar Yaylası

MAMATLAR YAYLASI

İlçe merkezine, yaklaşık 30 km. uzaklıktadır. Mamatlar köyü yakınlarındadır. İlçenin en güzel yaylalarından olup, orman ağaçlarıyla çevrilidir. Bunun dışında, bol miktarda meyve ağacı bulunması ile tanınır. Mamatlar Yaylasına yolunuz düşerse: burada, sizi yaşları yaklaşık 800-900 yıllık olduğu tahmin edilen, iki adet meşe ağacı karşılayacak. Bu anıt ağaçların, gövde çapları: 2 metreden fazla.

AĞALAR GÖLÜ

İlçe merkezine 6 km. uzaklıkta, güney batıdadır. Göl kıyısında piknik ve mesire yerleri var. Bu özellikleriyle, ilçede yaşayanlar tarafından yoğun olarak tercih ediliyor.

ŞİRİNYAZI GÖLETİ

İlçe merkezine bağlı, Bürnük köyündedir. Gölet, Orman İşletmeleri tarafından, orman yangınlarına müdahale için yapılmış ve zamanla balıklandırılmıştır. Ortalama derinliği, 5 metre civarındadır. Piknik ve mesire yeri olarak kullanılıyor ve aynı zamanda, olta balıkçılığı yapılabiliyor.

Devrek tanıtımı.

Gerede tanıtımı.

Bolu tanıtımı.