Çorum

Çorum

Çorum denilince, benim ilk aklıma gelenler: leblebi ve tarihe olan merakım nedeniyle, Hititler. Tarihe ilgisi olanlar için: yaklaşık 3500 yıl hüküm süren Hitit uygarlığının, 450 yıllık başkenti Hattuşaş burada bulunuyor.

Yani, gerek Hattuşaş ve gerekse Alacahöyük bölgelerinde: muhteşem bir tarihi süreç gezisi yapabilirsiniz. Özellikle: ülkemizde yaşayan insanların bir kısmının bildiği ve hatta Ankara-Kızılay-Sıhhiye Meydanında büyük bir anıt halinde bulunan “Güneş Kursu” ve bir zamanlar yerli bir sigaranın üzerinde bulunan, bir zamanlar yine Ankara Belediyesi tarafından amblem olarak kullanılan ve halen Ankara-Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, bence en büyük sanat eseri olarak sergilenen “Güneş Kursları” işte buradan çıkarılmıştır.

Yani, bunları değerlendirirken şunu düşünmek gerek. Hititler, her ne kadar kuzey bölgelerinden bir yerlerden gelerek Anadolu içlerinde ve hatta Suriye bölgesinde büyük bir medeniyet kurmuşlar ve biraz önce sözünü ettiğim gibi, yaklaşık 3500 yıl yaşamışlar. Ancak, kuzeyden geldikleri için, Orta Asya bölgesinden gelen atalarımız gibi, bu topraklarda binlerce yıl yaşayan bu insanlar, atalarımız olarak kabul edilmiyorlar, sanırım köken çatışması var.

Ben yine de, üzerinde yaşadığımız bu topraklarda, 3500 yıl hüküm süren bu insanların: kültürlerini incelemek, yaşadıkları yerleri görmek ve benimsemek taraftarıyım. Bu nedenle: özellikle tarih meraklılarının, Adıyaman-Kahta-Nemrut dağında gördükleri güzelliklerin benzerlerini burada görebileceklerini düşünerek, buraları da ziyaret etmelerini öneriyorum.

Son olarak, giriş kısmında belirtmek istediğim bir konu daha var. Çorum şehri: bir zamanlar, Avrupa’nın en temiz şehirlerinden biri seçilmiş. Gerçekten çevre temizliği açısından gayet temiz bir şehir olarak öne çıkıyor.

Çorum

ULAŞIM

Şehir otogarı il merkezindedir.

Çorum-Ankara arasındaki uzaklık: 245 km. Çorum-İstanbul arasındaki uzaklık: 609 km. Çorum-Sinop arasındaki uzaklık: 172 km. Çorum-Tokat arasındaki uzaklık: 189 km. Çorum-Amasya arasındaki uzaklık: 92 km. Çorum-Yozgat arasındaki uzaklık: 104  km. Çorum-Çankırı arasındaki uzaklık: 156 km.

Çorum

TARİH

Çorum yöresi, Karadeniz bölgesinin, İç Anadolu bölgesine açılan bir kapısıdır. Hitit imparatorluğu, Suriye ve Akdeniz  kıyılarına kadar uzanan medeniyetini, yörede bulunan Hattuşaş ve Boğazkale ilçelerindeki yerleşimlerinden yönetmişlerdir. Buna bağlı olarak, yörede, MÖ.4000 yıllarından itibaren yerleşim görülmüştür.

Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra, Çorum ve yöresine, Türkmen boyları yerleşirler ve bunlar, Çorum ve yöresini, otlak ve yayla olarak kullanırlar ve bunun sonucunda, yörede daha önce yerleşik olan Hıristiyanlar, göçe zorlanırlar. Bu Türkmen boyları, takip eden süreçteki, Haçlı seferlerinde, Haçlı ordularını yıpratarak, büyük zayiatlar verdirirler.

1308 yılında, Selçuklu devleti yıkılınca, yöre, Eretna Beyliği ve Burhanettin Ahmet yönetimine girer. 1398 yılında ise, Yıldırım Beyazıt tarafından, yöre, Osmanlı topraklarına katılır.

Çorum isminin ortaya çıkışı: tarihi süreç içinde, Çorum’da büyük bir deprem ve sel felaketi yaşanır. Bunun devamında, yörede yaşayanlar, Müslümanlığı kabul ederler. Ancak: Danişmentoğulları’ndan Ahmet Gazi’nin şehri kuşatması sırasında ise, bu kez, yöredeki Bizans valisi Restor ile anlaşarak, Hıristiyanlığı kabul ederler.

Bu dönemde, biraz önce söylediğim doğal felaketlerin bölgede yaşanması nedeniyle, bu yörede yaşayan halka “cürümlü” denilmiş ve bu kelime zamanla değişerek, günümüze “Çorumlu” olarak gelmiştir. Yalnız: bu konuda son bir şey söylemek gerekirse, Çorum kelimesinde bulunan “Rum” hecesi ilginç geliyor. Kesin bilmiyorum ama, bir zamanlar burada yoğun bir “Rum” nüfus bulunması (tehcirden önce)  bunun nedeni olabilir mi?

Çorum

GENEL

Çorum: Orta Karadeniz bölgesinin iç kesimindedir. Yörenin, deniz seviyesinden yüksekliği: 800 metredir.

Yörenin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak: yaklaşık 182 km. uzunluktadır.

Bölgenin doğal bitki örtüsü: bozkır. Bunlar: ilkbaharda yağışlarla birlikte yeşerirler ve sonbaharda ise kururlar.

İklime gelince: yörede, Karadeniz ikliminden, İç Anadolu iklimine geçiş iklimi görülür. Buna bağlı olarak: yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçer.

Şehir: Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindedir ve fay hattı, il merkezinin 20 km. kuzeyinden geçmektedir.

Ekonomik etkinlikler değerlendirildiğinde ise, nüfus yoğunluğuna oranla, gelişmiş bir şehirdir. Ekonominin temelini, un ve tuğla fabrikaları oluşturmaktadır. Özellikle: un fabrikaları yoğun ve bunun sonucunda Çorum unu önem kazanıyor. Tarım ve hayvancılık ise, sanayi tesisleri yanında, nispeten daha geride kalmıştır.

HİTİT ÜNİVERSİTESİ

Şehirde, Gazi Üniversitesine bağlı fakülte ve yüksek okullar, birleştirilerek, 2006 yılında, Hitit Üniversitesi kurulmuştur.

Ancak, bir kampüs yaşamı tam olarak oluşturulamamıştır. Liseden bozma binalarda eğitim sürdürülüyor. Üniversite bünyesindeki fakülteler: İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik, Fen-Edebiyat, İlahiyat, Tıp ve Veteriner Fakülteleridir. Enstitüler: Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitüleri var. Yüksek Okullar: Beden Eğitimi ve Spor ve Sağlık Yüksek Okulları bulunuyor. Bu okullarda, günümüzde, yaklaşık 7 bin öğrenci eğitim görmektedir.

LEBLEBİ

Bu sarı leblebi. Kuru nohuttan yapılıyor. Yaklaşık 45 günlük bir uğraşıdan sonra, kuru nohut, leblebi oluyor. Yörede yetiştirilen nohut, iriliği ve lezzetiyle önem kazanıyor. Sonuçta, bu güzel nohuttan üretilen leblebiler de, lezzetiyle öne çıkıyor. Ama: günümüzde, yörede üretilen nohut’un, leblebi üretimini karşılamadığı ve dışarıdan nohut getirtildiği biliniyor.

Bunun doğal sonucu olarak ise, has Çorum leblebisi kalitesinde, bir nebze de olsa gerileme söz konusu. Ayrıca: nohutun kavrulması aşamaları da, üretilen leblebinin kalitesinde önemli  bir faktör. Leblebi yapmak için: genellikle ateş tuğlası, kerpiç ve tavadan oluşan bir kavurma ocağı gerekirken, günümüzde tüp gaz ateşinde de kavurma işlemi uygulanmaktadır.

Ama günümüzde her ne kadar nohut’un büyük bölümü, şehir dışından gelse de, sanırım Çorumluların leblebiyi bu kadar lezzetli yapmalarının başında, kavurma teknikleri geliyor. Yoksa, nohutun geldiği yörelerde, leblebi bu tür lezzetli yapılamıyor.

Evet, Çorum il merkezinde, her köşe başında leblebici dükkanları var. Siz, satın almak istediğinizde, altın sarısı renk ve büyük boyutlu leblebi aramalısınız. Ayrıca: leblebinin çeşitleri de farklı sunuluyor. Bunlar: acılı, tuzlu, karanfilli ve diğer başka lezzetleri barındıran leblebi çeşitleri var.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Çorum denilince, hani bir yemek veya tatlı kültürü olarak bilinmese de, burada “leblebi” öne çıkıyor. Leblebi hakkında yukarıda ayrıntılı bilgi verdiğim için, burada tekrar söz etmek istemiyorum.

Yöresel yemeklerden tatmak isterseniz: mayalı, yanıç, cızlak, keşkek önerebilirim. Tatlılardan ise, hedik, has baklava olabilir. Çorum baklavası, gül burma denemelisiniz. Son olarak: tüm bu yemekleri beğenmedi iseniz, burada Çorum Mantısı yemenizi öneririm, muhteşem bir lezzet. Özellikle: et suyunda haşlanmışını tercih edin.

NE SATIN ALINIR

Çorum ilinde, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için satın alabileceğiniz başlıca hediyelik ürün: leblebi. Evet, bu şehirde leblebinin farklı tat ve lezzetlerde üretilen çeşitlerinden satın alabilirsiniz.

Çorum

KONAKLAMA

Öğretmenevi      Bahçelievler Mahallesi           364-2217920

HİTİT YÜRÜYÜŞ YOLU

Ülkemizde Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen 14 yürüyüş rotasından ikisi Çorum bölgesinde bulunmaktadır.

Unesco logosu taşımaya hak kazanan Hitit Yolu, yerli ve yabancı doğaseverler tarafından ziyaret edilmektedir.

Görkemli tarihiyle dünyanın gözünü kamaştıran Hititlerin antik kentlerinden geçen Hitit Yolu, konuklarına İç Anadolu coğrafyasının doğal güzelliklerinden ve kültürel etnik mozaiğinden örnekler sergiliyor.

Rotaların omurgasını Boğazkale-Hattuşaş-Şapinuva, Alacahöyük-Alaca-Şipanuva ve Boğazkale-Alacahöyük güzergahları teşkil ediyor.

Alaca Çayı Vadisi ve İncesu kanyonu ise doğayla tarihin buluştuğu alternatif rotaları içeriyor.

Eski kervan ve göç yollarından geçen 236 kilometre boyunca işaretlenen 17 yürüyüş parkuru, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 385 kilometreye ulaşıyor. Altı dağ bisikleti rotasının toplam uzunluğu ise, 406 kilometre civarındadır.

KIZILIRMAK HAVZASI GASTRONOMİ VE YÜRÜYÜŞ YOLU

Türkiye’de bir ilk olarak doğa, tarih ve mutfak kültürünü buluşturan bir eko  turizm çalışması Gastronomi ve Yürüyüş Yolu.

Saklı kalmış güzellikleri ortaya çıkaran, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri ortaya çıkaran, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri yaşatmayı hedefleyen ve Çorum’un aslında bir lezzet durağı olduğu iddiasını ortaya koyan Gastronomi ve Yürüyüş Yolu, Kızılırmak nehrinin kılavuzluğunda trekking, bisiklet, kültür, manzaralı araç yolu ve cip safari gibi farklı konseptlerdeki rotalarıyla, aktiviteye olduğu kadar damak tadına da önem veren doğaseverleri bekliyor.

GEZİLECEK YERLER

ÇORUM MÜZESİ

Daha önceki dönemlerde: Hastane, Ziraat Mektebi, Makine Meslek Yüksek Okulu olarak kullanılan bina: gerekli restorasyonları yapılarak, müzeye dönüştürülmüş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır.

Müze binası 4 katlı olup, bu katlarda, birbirinden bağımsız: Arkeolojik ve Etnografik teşhir salonları bulunuyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 1.Kat:

Alacahöyük, Kuşsaray ve Büyük Güllücek kazılarında bulunmuş eserler sergileniyor. Buranın en ilginç eseri: Alacahöyük prens ve prenses mezarlarından, bir “L” mezarı, aslına uygun olarak yapılmış ve teşhir edilmektedir. Aynı dönemde görmenizi önereceğim: Yörüklü kazısında bulunmuş ve Hitit dönemine ait en eski buluntu olduğu düşünülen iki kabartmalı vazo var.

Bu vazolardan birisi: dört firizli ve diğeri ise daha küçük ve boynu üzerinde, tek kabartma friz bulunmaktadır. Bu katta bulunan son muhteşem kalıntı: Hitit kralı II. Tuthaliya’ya ait bir bronz kılıç. Bu kılıç üzerinde: çivi yazısı var. MÖ.1430 yılından kaldığı bilinen bu kılıç: bu katta sergileniyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 2.Kat:

Bu katta: Hitit yazılı belgeleri yani çivi yazılı tabletler sergileniyor. Ayrıca: Hitit mühürleri de, burada sergileniyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 3.Kat:

Burada: seramik eserler sergileniyor. Ayrıca: bu katta, daha sonraki dönemlere (Frig, Helenistik,  Galat, Roma, Bizans) ait eserler sergileniyor. Bu eserler arasında: çok sayıda sikke var. Yani, sikke koleksiyonu bu katta bulunuyor.

Arkeolojik Eserler Salonu:4.Kat;

Burada: Roma dönemine ait: kandiller, cam eserler, altın ve gümüş süs eşyaları ve Bizans dönemi eserleri sergileniyor.

HAVUZLU PARK VE SAAT KULESİ

İl merkezindedir.

Saat kulesi: minare biçiminde: Çorumlu Hasan Paşa tarafından, 1894 yılında: sarı renkli kesme kum taşından yapılmıştır. Üzeri: kurşun kubbe ile örtülüdür. Dört bir yanda: saat kadranları görülüyor. Şerefe bölümüne, 82 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor. Kulenin yüksekliği: 27.5 metredir.

Kulenin güneydeki kapısı üzerinde: 1312 tarihli bir mermer kitabe var.

ÇORUM KALESİ

Şehir merkezinin güneyinde, bir tepe üzerindedir. Günümüzde, burada halen yerleşim var. Yani, insanlar yaşıyor. Hatta: Osmanlı döneminden bu yana, kale içinde yerleşim bulunduğu biliniyor.

Kale: Selçuklu dönemi mimari özelliklerini taşıyor. Yine de, yaptıran ve yapılış tarihi hakkında net bilgiler yok. Sur duvarlarının yüksekliği: 7 metre ve genişliği ise, 2.40 metredir. Kapısı: kuzey bölgesinde ve 2.70 x 3.40 metre ölçülerindedir. Kale yapısının içinde, günümüzde büyük bir mescit görülüyor.

ÇATAK TABİAT PARKI

İl merkezine, 22 km. uzaklıktadır.

Burası: Orman İşletmeleri tarafından işletilmekte olup, il merkezine yakın olması nedeniyle, tercih edilen günübirlik mesire yeridir.

Park bölümünde: karaçam ağaçlarının hakim olduğu ormanlık alan var. Bu park, genellikle Mayıs-Ekim ayları arasındaki yaz döneminde ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, burada piknik yapıyorlar.

HAMAMLIÇAY KÖYÜ KAPLICASI

İl merkezine 12 km. uzaklıkta, Hamamlıçay köyündedir.

Bölgede: 10 tane kabin var. Kaplıca suyunun sıcaklığı: 42 derecedir. Bu suyun yararlı geldiği ileri sürülen hastalıklar ise şunlardır: romatizmal hastalıklar, cilt hastalıkları ve böbrek taşlarının düşürülmesidir.

Hattuşaş ve Yazılı kaya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Alacahöyük tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Çorum İskilip

Çorum İskilip: Çorum iline bağlı olmasına rağmen, bunu pek kabullenememiş bir yöremizdir. Zaten, ilçede göreceğiniz araçların birçoğunun plakası 06’dır. İskilip’te bir kez bulundum. İlçenin görüntüsüne bakınca, önce İskilip kalesi ve arkada Yivlik kayası, ilginç bir görünüm sunuyor.

Çorum İskilip

ULAŞIM

İskilip, il merkezi olan Çorum’a ; 55 km. uzaklıktadır. İskilip-Ankara arasındaki uzaklık ise: 210 km. dir. İskilip-Kastamonu arasındaki uzaklık: 140 km. İskilip-Osmancık arasındaki uzaklık: 92 km. İskilip-Bayat arasındaki uzaklık: 33 km.

TARİHİ

İskilip yöresinin tarihi geçmişine bakıldığında: buranın Hitit imparatorluğunun kayıp kentlerinden “İskala” olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca: yazılı kaynaklarda, buranın Paflagonların son krallık merkezi ve Galatların ise, Ankara’dan sonraki ikinci krallık merkezi olduğu biliniyor. Paflagonyalılar, demir atlılar ülkesi olarak da bilinir.

MÖ.625 yıllarına gelindiğinde: bölgenin Lidya kralı Ardis tarafından fetih edildiği görülür. MÖ.550 yıllarında Persler ve MÖ.333 yılında ise İskender, bölgede hakimiyeti ele geçirir. MÖ.300-200 yılları arasında, bu kez: yukarıda sözünü ettiğim gibi Galatlar görülür.

1785-395 yılları arasında Romalılar var. 395-1071 yılları arasında ise, Bizanslılar. 1074 yılında,  Türkler bölgede görülürler. 1381 yılında, Kadı Burhaneddin Devleti yöreyi ele geçirir.

1866 yılında, Rus çarlığı tarafından sürgün edilen Çerkezlerin bir kısmı, İskilip yöresine gelerek yerleşirler. 1872 yılında, İskilip’te belediye teşkilatı kurulur. 1908 yılında, yörede büyük bir deprem yaşanır.

İlçenin tarihi süreç içindeki isimleri: İskila, İskelib, İmad, Direklibel olarak geçer.

Çorum İskilip

GENEL

İskilip hakkında genel özellikleri verirken belirtmek istediğim ilk husus: deprem bölgesinde bulunmasıdır. Tarihi süreç içinde, burada birçok kez deprem olmuştur. Tarih boyunca depremlerle yıkılan şehir, defalarca yeniden kurulmuştur.

Evet, İskilip: İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin birleştiği yerde geçiş bölgesindedir. İlçe merkezinin çevresi yüksek dağlarla çevrilidir. İklim düşünüldüğünde: yazları sıcak ve kurak kışları ise soğuk ve yağışlı bir iklim egemendir.

Merkezin denizden yüksekliği: 720 metredir. Ekonomi: tarıma dayanmaktadır. Özellikle: yem bitkileri, sanayi bitkileri ve baklagiller yetiştirilmektedir. Ancak iklimin uygun olması nedeniyle, özellikle “ceviz” üretimi de yaygındır. Çünkü: İskilip, ceviz üretimi için çok uygun şartlar oluşturmaktadır.

İlçe içinden: Meydan çayı geçer ve Kızılırmak’a dökülür.

İskilip her ne kadar Anadolu’nun merkezinde olsa da, buradaki insanların ve özellikle bayanların beyaz tenli ve renkli gözlü oldukları görülüyor. Bununla ilgili şöyle bir hikaye anlatılıyor. Yıldırım Beyazıt, Timur ile savaşmadan önce, yöreden asker ister.

Birçok belde asker göndermesine rağmen, İskilip yöresi, o sıralarda olan bir düğünü bahane ederek asker göndermez. Bunun üzerine, Yıldırım Beyazıt ordusu yenilip, tarihi süreç içinde yeniden toparlanınca, bu yöredeki insanları yurdun diğer yörelerine sürer ve Trakya’daki vatandaşları buraya yerleştirir.

Yöre: turizm açısından pek de azımsanmayacak özellikler taşıyor. Özellikle: tarihi evleri dikkate değer. Ama, maalesef yöre, turizme gerekli özeni ve dikkati göstermemiş ve bunun sonucunda turistik yönlerini öne çıkaramamıştır.

Yoksa, gerek Safranbolu ve gerekse Beypazarı evlerini anımsatan tarihi evleri görülmeye değerdir. Evet, yörede, ilginizi çekebilecek: ahşap evler, asırlık çeşmeler ve tarihi yapılar var. Bu çeşmelerden, 19 tanesi, geçen yıllarda, restore edilmiştir. Hatta, 200 yıllık bir çarşı bile var. Bu tarihi çarşıda: 24 dükkanda; semerciler,  dikiciler ve ayakkabıcılar var. Son aylarda, bu tarihi çarşının restore edileceği söyleniyor.

NE YENİR-NE İÇİLİR

İskilip yöresine yolunuz düşerse, yerel lezzetler içinde öncelikle önereceğim: İskilip dolması. Sonra: keşkek olabilir. Bu arada, İskilip yöresinde “turşu” da çok meşhur. İlginizi çekerse.

NE SATIN ALINIR

İskilip yöresinde, zamanı uygunsa “ceviz” satın alabilirsiniz. Aslına bakarsanız, bu ceviz olayı, İskilip yöresinde II. Dünya savaşı öncesine kadar çok çok daha önemliydi. Ancak: II. Dünya Savaşından sonra, büyük ihtimalle bilinçli olarak, ceviz kütüklerine büyük paralar verildi ve yöredeki insanlar, bu büyük paralara kanarak, bütün ceviz ağaçlarını kestiler ve kütüklerini Fransa’ya ihraç edilmek üzere, gönderdiler.

Ama sonradan öğrenildi ki bu kütükler, Fransa’ya ihraç olma yanında, denize atılarak ortadan kaldırılmışlardı. Yani, amaç ceviz kütüğü değil, bu yöreye has, meşhur cevizin sonunu getirmekti. Evet, hikaye bu. Ama günümüzde, yine de yörede ceviz yetiştirilmeye çalışılıyor ve bir zamanlar dünyaca meşhur İskilip cevizi, yine eski günlerine dönmeye çalışıyor.

KONAKLAMA

İskilip Öğretmenevi    30 oda 55 yatak kapasitelidir.  Meydan Mahallesi. Dr. Sadık Ahmet Caddesi.No.12    Telefon: 364-5118576

GEZİLECEK YERLER

Çorum İskilip Kale

KALE

İlçe merkezindedir.

Kale yapısı: 100 metre yüksekliğinde ve çevresi yalçın kayalarla çevrilidir.

Kalenin Osmanlı döneminde yapıldığı düşünülüyor. Ama yine de, yaptıran ve kesin yapılış tarihi hakkında net bilgiler yok.

Yapının: üç yanı, sarp kayalıktır. Sadece, batı yönünden kaleye çıkmak mümkündür. Kalenin inşa edildiği kayalığın eteklerinde ise, Roma dönemine ait kaya mezarları görülüyor. Kalenin içinde bir zindan bulunmaktadır Ancak, bu zindan daha sonra halk tarafından  doldurularak iptal edilmiştir. Kale çevresindeki surlar ise, onarılarak günümüze kadar ulaştırılmıştır.

Çorum İskilip Yivlik Kayası

YİVLİK KAYASI

İlçeyi bir bekçi gibi görüyor. Yivlik isminin nereden geldiği düşünülürse, bu konuda şöyle bir gerçek var. 1400’lü yılların başında: Osmanlılar ve bu yörede egemenlik kuran Kadı Burhaneddin Devleti arasında çatışma çıkar ve yapılan savaş sonunda: Osmanlı ordusu yenilir. Bunun üzerine, Kadı Burhaneddin, yörede büyük kıyımlara girişir.

Özellikle: Osmanlı yanlısı İskilip halkına büyük işkenceler yapar. Takip eden  dönemde, Akkoyunlulardan Türkmen boy beylerinden Kara Yüllük Osman Bey: Sivas yakınlarında Kadı Burhaneddin ordusunu yener ve kendisini de öldürür

Bunun üzerine İskilip halkı, bir minnet düşüncesiyle, bu görkemli kayaya, Osman Bey gibi heybetli olduğu gerekçesiyle “Kara Yüllük” ismini verir. Zamanla sözcüğün önündeki “kara” kelimesi unutulmuş ve burası Yüllük (Yivlik) kayası olarak anılmaya başlanmıştır.

Evet, Yivlik tepesine gidebilirsiniz. Buraya giderseniz de: mutlaka yivlik suyundan içmelisiniz. Bu suyun şifalı olduğuna inanılıyor. Zaten efsanelerden başladık ya, biraz daha hikayeleri genişletelim. Eski dönemlerde İskilip halkı, büyük bir gölün ortasında bulunan kalede yaşıyormuş ve surların dışına çıkamıyorlarmış.

Ancak, kaleye kuzey ve güney yönünde, 3 km. uzunluğunda iki gizli geçit ile ulaşılıyormuş. Aynı dönemde, Yivlik kayasının eteklerinden çıkan su, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılıyormuş. Hastalar: bu yer altı tünellerinden geçirilerek kaleden çıkarılıyor ve Yivlik kayanın eteklerinden çıkan bu şifalı suya ulaştırılıyorlarmış.

Gelemeyen hastalar için ise, Yivlik suyu, tahtadan yapılmış büyük fıçılara konularak kaleye taşınıyor ve hastalara veriliyormuş. Suyun özellikle ruhsal rahatsızlıkları olanlara şifalı geldiği söyleniyor.

REDİF KIŞLASI

Kışla yapısı: kuzey-güney istikametinde, dikdörtgen planlı ve 3 katlıdır.

Binanın: 20’nci yüzyıl başlarında, Osmanlı döneminde yapıldığı düşünülüyor. I. Dünya savaşı sırasında askeri amaçlarla kullanılan yapı, daha sonraları eğitim faaliyetlerinin mekanı olarak kullanılmıştır. Ancak, bu yıkılma durumu ile karşı karşıya kalan bina, 1980’li yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarının yarım kalması nedeniyle, halen bu tehlikeyle yüz yüzedir.

ŞEYH MUHİDDİN YAVSİ CAMİSİ

İlçenin en eski camisidir. İlçe merkezinde, Meydan çarşısındadır.

16’ncı yüzyıl ortalarında, Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından yaptırıldığı biliniyor. Hatta: burada bir külliye oluşturulmuş ve köprü, bedesten, mektep ve handan oluşan bu külliyenin bir parçası olarak cami yaptırılmıştır. Ancak, cami hariç, külliyenin diğer eserlerinden günümüze ulaşan bir kalıntı yok.

Çorum İskilip Kaya Mezarları

KAYA MEZARLARI

Kaya mezarları; 2 tanedir.

İlçe merkezinde, Osmanlı döneminde inşa edilen kalenin bulunduğu kayalığın güney ve güneydoğu eteklerinde görülmektedir. Bunların Roma dönemine ait oldukları sanılıyor. Güneydoğuda bulunan kaya mezarının girişinde, iki sütunlu, dikdörtgen bir giriş var. Sütunların başlıklarında bulunan bileziklerde, birer aslan heykelcikleri görülüyor. Bunlar: oturur vaziyette betimlenmiştir. Mezar odasının içinde ise, iki adet ölü sekisi vardır.

Kastamonu tanıtımı.

Osmancık tanıtımı.

Bayat tanıtımı.

Çorum tanıtımı.

 

Çorum Osmancık

Çorum Osmancık

Pirincin başkenti, evet, muhteşem lezzetli pirinç burada üretiliyor. Osmancık denilince bir de sivrisinek ve İstanbul yolundaki yolcu otobüslerinin burada verdikleri molalar öne çıkıyor.

Çorum Osmancık

ULAŞIM

Osmancık, bağlı bulunduğu il merkezi olan Çorum’a uzaklığı: 59 km. Osmancık-Amasya arasındaki uzaklık: 111 km. Osmancık-Gümüşhacıköy arasındaki uzaklık: 35 km. Osmancık-Samsun arasındaki uzaklık: 141 km. Osmancık-Ankara arasındaki uzaklık: 385 km. Osmancık-İstanbul arasındaki uzaklık: 567 km.

 

TARİH

Yörenin tarihi geçmişindeki en öne çıkan husus: özellikle Osmanlı döneminde, Kızılırmak üzerinde önemli bir ulaşım noktası olmasıdır. Bu yol boyu, daha sonraki tarihi süreçte, Avrupa-Asya ulaşımının önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Bu nedenle de bölge, uzun yıllar boyunca yerleşim görür.

Roma ve Bizans  döneminde, yörenin ismi: Pimolisene olarak geçer. Bu dönemde de, yol üzerindeki hareketi denetlemek, vergi-gümrük gibi hususları sağlamak için, yöredeki yerleşim yeri, sürekli olarak geliştirilmiş ve korunaklı hale getirilmiştir.

Takip eden dönemde Selçuklular ve daha sonra Osmanlılar yörede hakimiyeti ele geçirirler.

Osmancık isminin kökeni: her ne kadar net kanıtlar olmasa da: Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazinin, o dönemde Sorgun ismi ile anılan bu yörede doğduğu ve daha sonra buraya “Osmancık” ismi verildiği düşünülüyor.

Çorum Osmancık

GENEL

Osmancık ilçesini, Kızılırmak sağ kıyısından, içerilere doğru uzanan kaya kitleleri, kale ve ırmak üzerindeki 15 gözlü köprü simgeleştirir.

İlçe merkezi, deprem kuşağı yani fay hattı üzerindedir. Bu yüzden, özellikle son 50 yıl içinde, yörede 4-5 kez deprem olmuştur. Bu depremler sonucu, özellikle tarihi doku mimari eserleri büyük ölçüde yıpranmış ve hatta bir kısmı yıkılarak yok olmuştur.

Tarih bölümünde sözünü ettiğim gibi: Osmancık bu gün de, İstanbul-Erzurum-İran bağlantılı tarihi “İpek Yolu” üzerindedir. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerini, İstanbul’a bağlayan D-100 kara yolu buradan geçmektedir.

PİRİNÇ

Osmancık pirinci, ülke çapında ün salmıştır. Çünkü: Osmancık yöresinde, yaklaşık 50 yıldır çeltik ekimi ,yani pirinç üretimi yapılıyor. Yörede, özellikle Osmancık-97 olarak da tescil edilmiş çeltik ekimi yapılıyor. Bu Osmancık-97 çeltiği: Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından, roka ve europa isimli iki İtalyan çeltiğinin melezlenmesiyle elde edilmiştir.

Tanelerin iriliği ise, ekim sıklığına göre belirlenir. Normal bir Osmancık pirincinde, 1000 pirinç  tanesinin ağırlığı: yaklaşık 24-25 gr. gelir. Ancak, bazen bu oran 27 gram da çıkabilir. Yani, tane ağırlığı ve iriliği: tohumlama esnasında dekar başına atılan tohum miktarına bağlı olarak değişir.

Evet, Osmancık pirincinin görünüşü: camsı ve mattır. Pişirme kalitesi de yüksektir. Pirincin bu kadar kaliteli ve lezzetli olmasının en büyük etkenlerinden biri de, şüphesiz Kızılırmak/tır.

Son olarak pirinç içindeki vitamin ve minerallerden söz etmek istiyorum. Potasyum: 115 mg. Fosfor: 115 mg. Kalsiyum: 28 mg. Magnezyum: 25 mg. Sodyum: 5 mg. Demir: 0.8 mg. E. Vitamini: 0.11 mg. B1 vitamini: 0.07 mg. B2 vitamini: 0.049 mg.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Osmancık yöresine yolunuz  düşerse, buraya has bir lezzet: sırık kebabı var.

 

NE SATIN ALINIR

Osmancık yöresinden satın alabilecekleriniz başında elbette, yöreye özgü pirinç geliyor. Ama, malum burası Çorum ilçesi ve leblebi de bulup satın alabilirsiniz.

 

KONAKLAMA

Osmancık Öğretmenevi   Güney Mahallesi. Atatürk Caddesi.No.28   Tel: 0364-6114994

 

GEZİLECEK YERLER

Çorum Osmancık Kandiber Kalesi

 

KANDİBER KALESİ

İlçe merkezinde, Kızılırmak nehrinin kıyısındaki bir kayalığın üzerine yapılmıştır. Yapılış tarihi net olarak bilinmiyor ama Hitit dönemine kadar uzandığı tahmin ediliyor.

Mimari şekli düşünüldüğünde, kalenin Selçuklu döneminde yapıldığı düşünülüyor. Yapılış amacı ise: İstanbul-Amasya ticaret yolunun güvenliğinin sağlanmasıdır. Kalenin güney yamacında, Roma dönemine ait kaya mezarları görülüyor.

Çorum Osmancık İmaret Camisi

İMARET CAMİSİ

Cami ilçe merkezindedir. Çorum yönünden ilçeye girerken, hemen sağ bölümde, kalenin eteklerinde, geniş bir bahçe içinde bulunmaktadır.

Caminin: 1432 yılında Koca Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığı biliniyor. Zaten, bu yüzden camiye Koca Mustafa Paşa camisi de deniliyor.

Mimari olarak, erken Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtması açısından önem kazanmaktadır. Minare özgün değildir, çünkü 1968 yılında yaptırılmıştır. Cami günümüzde de ibadete açıktır.

 

BAŞPINAR KARACA YAYLASI

İlçe merkezine bağlı, Başpınar beldesine 8 km. uzaklıktadır. Çorum-Osmancık kara yoluna ise, 20 km. uzaklıktadır.

Burada, çadırlı konaklama mümkündür. Alt yapıda herhangi bir eksiklik yok. Bölgede: tracking yapılabiliyor.

Çorum Osmancık Koyunbaba Türbesi

KOYUNBABA TÜRBESİ

İlçe merkezinde, yüksekçe bir tepe üzerindedir.

Yapının, 1469 yılında, Sultan II. Beyazıt zamanında yaptırıldığı düşünülmektedir. Burada, öne çıkan güzellik türbenin kapısı. Kapı: çift kanatlı, derin oyma tekniğiyle işlenmiştir. Ahşap kapı: günümüzde Çorum Müzesinde sergileniyor.

Ayrıca: türbenin hemen önünde duran birkaç yüz kiloluk büyük bir taş var. Söylentilere göre: Koyun Baba, bu taşı çok uzaklardan fırlatmış ve düştüğü yere gömülmeyi dilemiştir. O yüzden, bu taş ile türbenin yapıldığı yer arasında bağlantı kuruluyor. Bu arada, Koyun Baba kim derseniz? Koyun Baba: Bektaş-ı Veli’nin halifesi olarak önem kazanmaktadır.

 

BALTACI MEHMET PAŞA ÇEŞMESİ

İlçe merkezindedir.

1705 yılında, Baltacı Mehmet Paşanın sadrazamlığı döneminde yaptırılmıştır.

Çeşmenin batıya bakan ön yüzünde, beyaz mermerden bir kitabesi bulunuyor.

Çorum Osmancık Koyunbaba Köprüsü

KOYUNBABA KÖPRÜSÜ

İlçe merkezinde, Kızılırmak üzerindedir. Kalenin dibi ile karşı mahalleler arasındaki bağlantıyı sağlar. Çünkü, kalenin önemini yitirmesinden sonra, yerleşim, kale eteklerine yayılmış ve bu arada karşı bölümde yeni mahalleler gelişmiştir.

Köprünün, Sultan II. Beyazıt zamanında yaptırıldığı ve 1484 yılında tamamlandığı sanılıyor.

Köprünün uzunluğu: 250 metre, genişliği ise, 7.5 metredir. Sarı kesme taştan yapılmıştır. Sivri kemerli ve 20 gözlüdür. Ancak, günümüzde ırmak birikintileri tarafından dolduğu için, sadece 16 gözü görülmektedir.

Amasya tanıtımı.

Gümüşhacıköy tanıtımı.

Samsun tanıtımı.