Çankırı

Çankırı: Ankara’ya yakın olması büyük avantaj, Ankara-Kastamonu karayolu üzerinde. Tarihi ve turistik özellikleri çok fazla öne çıkmayan ve hatta, Müzesi, ziyaretçi azlığı nedeniyle ücretsiz gezilebilen şirin bir ilimiz.

ULAŞIM

Çankırı-Kastamonu arasındaki uzaklık: 114 km. Çankırı-İnebolu arasındaki uzaklık: 151 km. Çankırı-Karabük arasındaki uzaklık: 195 km. Çankırı-Ankara arasındaki uzaklık: 131 km. Çankırı-İstanbul arasındaki uzaklık: 497 km.

TARİH

Yörede yaşayan ilk yerleşimciler: Hititler, Luvile ve Arzavılilardır.

MS.5.yüzyılda, Gangra ismiyle bilinen Çankırı yöresi: Roma’nın Galatya vilayetine bağlanır. Galatya vilayetinin kralı: Deitaros. Deitaros: Roma imparatoru Sezar’ın öldürülmesi olayına karıştıktan sonra, MS.41 yılında, bölgeye döner ve Anadolu toprakları üzerindeki Roma egemenliğinin önemli bir şahsiyeti olmuştur.

Çünkü, hakimiyet kurduğu bu topraklarda, kent yapılaşması ve tarımın gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.

Daha sonra, bölgede Bizans hakimiyeti görülür. 1082 yılında ise, Türkler, bölgeye gelmeye başlarlar. 1082 yılında, Emir Karatekin, Çankırı yöresini, Bizanslılardan ele geçirir. Bölgede uzun süre egemenlik sürdüren Emir Karatekin’in türbesi, günümüzde Çankırı şehrindedir.

1471 yılında, Fatih Sultan Mehmet, Candaroğulları Beyliğini ortadan kaldırarak, yöreyi, Osmanlı topraklarına katar.

Evet, tarihi süreç, özetle böyle. Malum, bizim amacımız Çankırı’nın gezilecek yerlerini anlatmak.

Çankırı

GENEL

İl merkezinin, denizden yüksekliği: 720 metredir. Yöre; yüzde 60 oranında dağlık ve yüksek tepelerden oluşan bir coğrafya üzerinde kurulmuştur.

Yörede: karasal iklim şartları hüküm sürmektedir. Kışlar serin, yazlar ılık geçmektedir.

İl’in ekonomik yapısı: tarım, hayvancılık ve madencilik sektörüne dayanmaktadır.

NE YENİR

Çankırı il merkezi ve çevresinde yemenizi önereceğim yöresel tatlar: yaren güveci, mantı, yağlı gözleme olabilir.

GEZİLECEK YERLER

Çankırı

ÇANKIRI MÜZESİ

Müze: şehir merkezinde, Atatürk Bulvarında, Kültür Merkezindedir. Müze, Ağustos 1981 tarihinden bu yana, kültür merkezinin ikinci katında bulunmakta olup 2 teşhir salonu, depo ve bürolardan oluşmaktadır.

Müzede, Arkeolojik ve Etnografik eserler, birlikte sergileniyor. Toplamda, çeşitli dönemlere ait, 19.000 civarında eser bulunduğu ve bu eserlerin 2.000 kadarının arkeolojik ve 1.200 kadarının Etnografik ve 16.000 kadarının ise sikkelerden oluştuğu biliniyor.

Arkeolojik eserler: Bu bölümde: Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler ve sikkeler sergileniyor. Sergilenen eserler arasında bulunanlar: cam, boncuk, bronz aletler, süs eşyaları, cam gözyaşı şişeleri, koku şişeleri, tıp aletleri, kandiller, iğneler, yüzükler, çeşitli heykel parçacıkları var.

Etnografik eserler ise, Çankırı ve çevresinden toplanan çeşitli dokumalar, el işlemeleri, hat sanatına ait eserler, baskı kalıpları, çeşitli kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ve günlük hayatta kullanılmış eserler.

Salonun orta bölümünde: Kurtuluş savaşında, cephane taşıyan tarihi bir kağnı var. Binanın dış cephesindeki boşluklarda ise, Hitit dönemine ait aslan heykelleri, Roma dönemine ait aslan heykeli, mezar stelleri, mil taşları, sütun kaideleri ve başlıkları bulunuyor.

Fosiller: Çorakyerler mevkiinde yapılan kazılar sonucu, 8 milyon yıl öncesine ait fosiller bulunmuştur. Fil, gergedan, koyun, keçi, domuz, geyik, zürafa fosilleri: Çankırı Müzesinde özel bir bölümde sergileniyor.

Çankırı

TAŞ MESCİT

İl merkezinde, Selçuklulardan kalma en önemli yapıdır. Yapı: iki ayrı kısımdan oluşmaktadır. Şifahane denilen kısım: Çankırı Atabeyi Cemaletten Ferruh tarafından, 1235 yılında yapılmıştır. Daha sonra, buraya, 1242 yılında, başka bir kısım ilave edilmiştir.

Yapıda en göze batan ve dikkat çeken özellik: yapının üzerinde bulunan iki figür.

Birinci figür: 100 x 25 cm. ölçülerinde olup gövdeleri birbirine dolanan, iki ejder/yılan motifi var. Bu motifin: günümüzde kullanılan “Tıp Sembolü” olduğu biliniyor.

Ancak, ne yazık ki bu sembolün orijinali kaybolmuş veya daha açık bir ifade ile çalınmış ve yerine, aslına uygun olarak günümüzde yenisi yapılmıştır.

İkinci figür: bu, yöre halkı tarafından “su içen yılan” olarak da biliniyor. Bu figür: bir heykel görünümünde. Gözenekli taştan yapılmış olan parça: kupa şeklindedir. Gövdesine bir yılan sarılıyor ve üst kısmında uzantı yaparak sonuçlanıyor.

Bu motif ise, günümüzde “Eczacılık Sembolü” olarak kullanılıyor ve orijinali, halen Çankırı Müzesinde sergileniyor.

İMARET CAMİSİ

İl merkezindedir.

Kitabesinde, Candaroğlu Kasım Bey tarafından, 1397 yılında yaptırıldığı bilinmektedir.

Yapı: moloz taştan yapılmış olup, mimari olarak, yüksek değer taşımıyor. Minaresi, yıkılma tehlikesi göstermesi üzerine, yakın zaman önce sökülmüş.

ÇANKIRI KALESİ

Şehir merkezinin kuzeyinde, küçük bir tepe üzerindedir. 100 x 200 metre ölçülerindeki kale, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. 1830 yılına kadar işlevini sürdürmüş ve 1847 yılında yine kalabalık bir yerleşim yeri olarak bilinmekte ise de, aynı yıl ortaya çıkan kolera salgını nedeniyle, halk, kale bölgesini terk etmiştir. Daha sonra, kale, sürekli olarak  tahribata uğramıştır.

İlk olarak Hititler döneminde: MÖ.1200 yıllarında, Mitridadet tarafından yaptırıldığı tahmin edilen kale yapısından, günümüze sadece birkaç sur kalıntısı ayakta olarak gelebilmiştir. Bu surlar: moloz taş ve tuğla karışımı olarak örülmüştür. Kapısı: doğu yönündedir. Kaleye ulaşım: doğu ve kuzey yönlerindendir.

Kalenin bulunduğu yerin yüksekliği: yaklaşık 150 metre civarındadır. Kale bölgesi geçmiş  dönemlerde ağaçlandırılmış ve günümüzde bir mesire yeri olarak da kullanılmaktadır.

Ancak, tarihi kalıntı görmek isterseniz, kale kapısı tarafındaki duvar kalıntısı, kale içinde: kaya mezar, iskan kalıntıları ve pişmiş toprak kap parçaları ve Çankırı Fatihi Emir Karatekin Bey’in türbesi var. Kendisinin, 1106 yılındaki Haçlı seferlerinde öldüğü sanılıyor.

Türbe: Danışmentliler döneminden yani 14.yüzyıldan günümüze kalmıştır. İçinde, 4 adet sanduka görülüyor. Bunlar: kendisiyle birlikte eşi ve iki çocuğudur. Türbe yapısının mimari özelliği önemli  değil, ancak Karatekin Bey’in Çankırı fatihi olması önem kazanıyor.

Ayrıca, Çankırı yöresinde, günümüze kadar gelebilen tek Danışmentli eseri olmasıyla da önem kazanıyor.

Tüm bunların yanında, kale içinde, aşağıya doğru inen 45 metrelik bir dehliz var. Dehlizin sonu, toprak ve molozlarla dolduğundan, tam olarak nereye gittiği bilinmiyor.

ORMAN FİDANLIĞI MESİRE YERİ

İl merkezine 5 km. uzaklıkta, Çankırı-Kastamonu karayolu üzerindedir.

Burada daha önce bataklık olarak bulunan alan üzerinde: çeşitli tesisler yapılmış olup, mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Çevrede ise, özellikle çam olmak üzere, birçok ağaç ve süs bitkileri var.

Ayrıca, dört adet suni göl var. Bu göllerde: sazan balığı yetiştiriliyor. Yani, olta balıkçılığı yapmak mümkün. Ayrıca: mesire yerinde, karaca, kurt, tavşan, pekin ördeği, kaz ve benzeri küçük hayvanlar yetiştiriliyor.

Çankırı

BEŞDUT KAYA MEZARLARI

İl merkezine bağlı, Beşdut köyündedir. Derenin iki yanındaki kayalara oyulmuştur. Bu iki kaya mezarından, bir tanesi sütunlu, diğeriyse sütunsuzdur. Yan yana bulunan bu iki mezar yapısının, MÖ.6’ncı yüzyıldan kaldığı düşünülmektedir.

Sütunlu mezar: 10 metre genişliğinde, 2 metre yüksekliğindedir. Yuvarlak sütunlar, kaidesizdir. Duvarlar ve tavan düzdür.

Sütunsuz mezar: 8 x 10 metre ölçülerindedir. Girişten, doğruca mezar odasına geçilmektedir. Duvarlar ve tavan düzdür.

Kastamonu tanıtımı.

İnebolu tanıtımı.

Karabük tanıtımı.

 

Çankırı Atkaracalar

Çankırı Atkaracalar

Sanırım ülkemizdeki ilginç yerlere meraklı olan duymuşlardır; “asker balıklar” burada, ayni Atkaracalar ilçemizde. İlginç özellikleriyle öne çıkan bu balıkları, mutlaka görmelisiniz. Yakınlardan yolunuz düşerse, mutlaka zaman ayırın, gerek doğal güzellik ve gerekse balıkların ilginç özellikleri, kısa da olsa zaman ayırmanız gerek.

ULAŞIM

Atkaracalar ilçesine ulaşım zor değil. Çünkü: İstanbul-Tahran bağlantısını sağlayan E-80 karayolu, Çerkeş ilçesi ve takiben Atkaracalar ilçesinin hemen kıyısından geçerek ilerliyor.

Ayrıca: Zonguldak-Çankırı demiryolu da ilçe merkezi yakınlarından geçmektedir.

İlçenin, il merkezi olan Çankırı’ya olan uzaklığı: 105 km. dir. Atkaracalar-Kurşunlu arası uzaklık: 18 km. Atkaracalar-Çerkeş arası uzaklık: 16 km. Atkaracalar-Kızılcahamam arası uzaklık: 70 km. Atkaracalar-Ilgaz arasında uzaklık: 53 km.

TARİH

Atkaracalar isminin ortaya çıkışı: Sultan IV. Murat, Bağdat seferinden İstanbul’a  dönerken: Çorak ovasında karargah kurulur. Bunu duyan yöre halkı: süvari askerleri öncülüğünde, padişahın bulunduğu yere giderler. Padişah IV. Murat, süvarileri görünce, “burada asker mi var” diye sorar.

Bunun üzerine, yöre halkı “hayır, burada asker yok, burada Karaca halkı yaşıyor, ama burada çok iyi at yetiştirilir”  derler. Sultan IV. Murat: “bundan böyle buranın adı Atkaracalar” olsun, bundan böyle sefere giderken, atlarımızı burada değiştirelim” der.

Evet, Atkaracalar, 1927 yılına gelindiğinde, Belediye statüsüne kavuşur. Sonuç olarak: bölgenin tarihi çok eskilere dayanmıyor.

GENEL

Atkaracalar ilçesinin bugün bulunduğu yer, önceden boş bir araziymiş. Ancak, bu boş arazinin çeşitli yerlerinde, mezra şeklinde yerleşimler varmış. Bu mezralarda yaşayanlar, zaman geçtikçe, güvenlik, korunma ve diğer bir kısım ihtiyaçlarını gidermek için, bu boş arazinin tam ortasında, bugünkü ilçenin kurulu bulunduğu yerde, sık sık toplanırlarmış. Hatta, bu insanların, Türklerin “Karaca” boyundan geldikleri söylenir. Boş arazinin ortasında kurulan yeni yerleşim yerine de, bu nedenle “Atkaracalar” ismi verilir.

İlçenin doğu-batı yönünde uzunluğu: 7 km. ve kuzey-güney yönündeki uzunluğu ise, 16 km. dir. Denizden yüksekliği: 1270 metredir.

Yörede: karasal iklim hüküm sürmektedir. Buna bağlı olarak, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve karlı geçer.

İlçe halkının geçim kaynağı: tarım ve hayvancılıktır. Özellikle: büyük baş hayvancılığı ve koyun besiciliği öne çıkmaktadır. Ancak, her şeye rağmen tarım olanakları çok yeterli değil ve buna bağlı olarak köylerden başka yerlere yoğun göç yaşanmaktadır.

NE YENİR

Atkaracalar yöresine yolunuz düşerse, buraya has bir lezzet olan: keşkek, hamurlu (mayalı hamurdan yapılan bir çeşit ekmek), yağlı gözleme, mıhlama ve höşmerim yemelisiniz.

GEZİLECEK YERLER

Çankırı Atkaracalar

HOŞİSLAMLAR TÜRBESİ

İlçe merkezine 3 km. uzaklıkta, Dumanlı dağı eteklerindedir. Türbeye gitmek isterseniz: ilçenin tren istasyonunun bulunduğu yere yönelin. Türbe: hemen tren istasyonunun bulunduğu yerin, çaprazındaki yeşillik alan üzerindedir.

Burada: türbe, cami, misafirhane, yemekhane ve çeşme var. Ancak, bu yapılan yeni. Yani, mimari bir özellik yok.

Türbede: Pir Hamza Sultan gömülü. Bu şahıs: Fatih Sultan Mehmet döneminde, Horasan bölgesinden gelmiş ve yöredeki Müslümanlar için, bir Cuma mescidi yaptırarak, dağınık ahalinin bir araya toplanmasını sağlamıştır.

Ama, bu Cuma mescidi, zamanla, Atkaracalar ilçe merkezinin tam ortasında kalmış ve yıkılmış, ilçe halkı daha sonra bu mescidin bulunduğu yere bir cami yaptırmış. Evet, Pir Hamza Sultan Türbesi, özellikle yaz aylarında yoğun ziyaretçi çekmektedir.

Çankırı Atkaracalar

BALIKLI GÖL

İlçe merkezine 3 km. uzaklıktaki bir göl. Dumanlı dağının, ilçe merkezinin güneyinde, Ilıpınar köyündedir. Buraya ulaşmak için: Çerkeş istikametinden gelirken, Atkaracalar ilçe merkezi girişini geçin ve ilk sağ yola sapın. Bu yolu doğruca takip ettiğinizde, Ilıpınar köyüne ulaşıyorsunuz. Yol düzgün, sıkıntılı bir yol değil. Eğer önce Hoş İslamlar türbesine gittiyseniz, bu türbeden kuzeye doğru ilerleyen yoldan gidin ve ilk sağa dönün, yine Ilıpınar köyüne ulaşırsınız.

Çankırı Atkaracalar

Balıkların bulunduğu havuz, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Havuzun bulunduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği: 1000 metredir. Havuzun iç kısımları, taş duvarla çevrilmiştir. Su derinliği: 70 cm. ve havuzun büyüklüğü ise: 14×12 metre ebatlarındadır.

Küçük havuz ise: 14×6 metre büyüklüğündedir. Her iki havuzun yüz ölçümü ise: yaklaşık 300 metre karedir. Her iki havuz arasında, altta küçük bir kanal var. Su akışı ve balıkların her iki havuz arasındaki hareketleri, bu küçük kanaldan sağlanıyor.

Havuz suyu: sedef ve mantar hastalığına, el ve kol ağrılarına iyi gelmektedir. Saçlara sürüldüğünde ise parlaklık vermektedir. Havuzun hemen kıyısında: bir kır kahvesi görülüyor. Burada, küçük bir mola vererek, yorgunluk atabilirsiniz.

Havuz, iki kısımdır ve bu iki kısımlı havuzda, iki çeşit balık bulunuyor. Bunların bir çeşidi, yeşil ve diğer çeşidi ise, siyah renktedir. Bu balıkların buraya nereden geldikleri bilinmiyor. Ancak, yapılan tahminlere göre, uzun yıllardır burada bulundukları ve yerin çok çok derinlerinden geldikleri tahmin ediliyor.

Ama, bu balıkların en büyük özellikleri: gerek Çanakkale savaşlarında ve gerekse 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatında, havuzdaki bu balıkların sayısında, önemli ölçüde düşüş yani azalma yaşandığının bizzat buranın halkı  tarafından görülmüş olmasıdır. Hatta: Çanakkale savaşı sonunda, havuzdaki balıkların bir kısmının vücutlarının çeşitli yerlerinde yaralar bulunduğu görülmüştür. Evet, bunları bir söylenti olarak düşünebilirsiniz.

Ancak, gerçekten buradaki balıklar, Şanlıurfa’daki havuzda bulunan balıklar gibi değerlendiriliyor. Yani: hiç kimse bunları tutmuyor, tutmaya çalışmıyor, yemeye çalışmıyor, yılda havuz içinde ölen birkaç balık, çevrede toprağa gömülüyor. Yöre insanı, bu balıkların yenilmesine karşı, yenildiği takdirde sıkıntıların olacağına inanıyorlar.

Ama kesin olan şu ki, havuzun bulunduğu yer çok güzel, tam bir mesire yeri. Buralardan yolunuz geçerse, bence bu yöreyi ve asker balıkları mutlaka ziyaret etmelisiniz. Balıkların sırtlarındaki beyaz yara/lekeleri görmelisiniz.

Çankırı Atkaracalar

MAĞARALAR

Ilıpınar köyüne, yaklaşık bir saatlik yürüyüş uzaklığında: mağaralar var. Bu mağaralar: Dumanlı yaylasındadır ve henüz tam olarak açılmamıştır. Yani, buraya gitmeyi düşünürseniz, mağaraları doğal haliyle görebilirsiniz, herhangi bir resmi çalışma yapılmamış.

Ancak, açık olan mağaraların boyutlarının: 15×5 metre civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama söylediğim gibi, şu an için bu mağaralarda görebileceğiniz çok özel bir şeyler yok.

Kurşunlu tanıtımı.

Çerkeş tanıtımı.

Kızılcahamam tanıtımı.

Çankırı tanıtımı.

Ilgaz tanıtımı.

 

Çankırı Ilgaz

Çankırı Ilgaz


Ankara’ya çok yakın, Uludağ ve Kartalkaya kadar kalabalık olmayan, kayak yapmak için elverişli bir yer. Özellikle: son günlerde kar yağışının hızlanması ile, kar ve kayak turizmi önem kazanıyor. 

Evet, ülkemizde “kayak” pek tutulur spor veya uğraşı değil. Ancak burayı sadece kayak üzerine değil de, kar turizmi üzerine de yoğunlaştırmak uygundur.

Örneğin: bembeyaz bir ortamda, yürüyüş, mangal keyfi, tertemiz bir hava….. Ilgaz elbette sadece kayak değil, bu  nedenle, kayak bilmeseniz, kayak merakınız olmasa bile, inanın Ilgaz Milli Parkında güzel zaman geçirebilirsiniz. 

Elbette: kayak bilenler, kayak meraklıları için, Ilgaz, muhteşem bir güzellik ve kayak konusunda güzel imkanlar sunuyor ama yalnızca kayak bilenler mi, hayır, Ilgaz, özellikle bir hafta sonu tatil gününde, güzel zaman geçirmek isteyenler için, ideal ortam. Özellikle: burası hem kışın hem de yazın ayrı yaşanması gereken bir güzelliktir. 

Çankırı Ilgaz

ULAŞIM

Ankara, İstanbul ve diğer İllerden, Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde, İlçeden 16 km. uzaklıktaki kayak merkezine, taksi ve minübüsler ile ulaşmak mümkündür.

Özel araçla gelenler ise: Ilgaz-Kastamonu kara yolu üzerinde, Yenice köy mevkiinde, sağa dönerek, 6 km. düz asfalt yolu takip ederek, kolayca kayak merkezine ulaşabilirler. Vadi boyunca, kayak merkezine kadar olan yol düzdür ve bu nedenle ulaşım kolaydır.

Kayak merkezinin, doruk noktasının, belli başlı merkezleri uzaklığı şöyledir. Ankara uzaklığı: 200 km. İstanbul uzaklığı: 430 km. Samsun uzaklığı: 386 km. Kastamonu’ya uzaklığı: 45 km. Çankırı il merkezine uzaklığı: 65 km. ve Ilgaz ilçe merkezine uzaklığı: 24 km. dir. Ulaşım: devlet kara yolu ile sağlanmaktadır.

İstanbul yönünden gelindiğinde: Tem otoyolu üzerinden Ankara istikametine doğru, muhtemelen 295 km. ilerledikten sonra, Gerede çıkışından Samsun-Çankırı yönüne sapın. Yaklaşık 150 km. sonra: Ilgaz-Ankara-Samsun-Kastamonu sapağına ulaşacaksınız. Sapaktan: Kastamonu istikametine döndükten sonra, 25 km. gidiyorsunuz ve solunuzda Ilgaz Dağı Milli Park girişini göreceksiniz.

Ankara yönünden gelindiğinde ise: Çankırı-Kastamonu yolu takip edilerek, Milli Park girişine ulaşılabilir.

Çankırı Ilgaz

GENEL ÖZELLİKLERİ

ILGAZ DAĞI

Ilgaz dağı: Büyük Hacet (2587 metre) ve Küçük Hacet (2546 metre) tepeleri ile Batı Karadeniz bölümünün zirvesini teşkil eder. Dağların uzunluğu: 140 ile 150 km. olup, genişliği 30 ile 40 km. kadardır. Jeolojik yapısı karmaşıktır. Dağın güney yamaçları: meşeliklerle kaplıdır.

Kuzey yamaçlarının yüksek kısımlarında ise, nem serinden hoşlanan kayın ağaçları, daha aşağılarda ise, boyları 30-40 metreye ulaşan, ladin ve köknar ağaçları çoğunluktadır. Aşırı avlanmaya rağmen nesillerini devam ettiren: geyik, karaca, ayı, yaban domuzu, tilki, kurt, tavşan, keklik gibi yabani hayvanlara uygun yaşama ortamı bulunmaktadır.

Bunun yanında: orman örtüsünün meydana getirdiği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir.

Ilgaz dağları eteklerinden doruklarına doğru değişen, çok değişik görünümlü ve çekici güzellikte: sarıçam, karaçam ve köknarın hakim olduğu ağaç türlerinden oluşan orman örtüsü ile kaplıdır. Bu orman örtüsü ve saha: zengin bir orman altı bitki topluluğu ile desteklenmektedir. Bu bitki topluluğu içinde: özellikle, orkidelere sık sık rastlanır.

Bölge: orkide bakımından Avrupa ve Orta doğunun en zengin yerlerinden biridir. Türkiye’de, 24 cins orkide bulunmaktadır. Bunların çoğu: mevsiminde gezildiğinde, Ilgaz dağlarında görülebilir. Orkidenin yumrularından salep elde edilmektedir. Her yıl: salep elde edilmek üzere, aşırı derecede ve bilinçsizce orkide toplanması, bu güzel bitkinin varlığını tüketmek üzeredir.

İyi bir koruma ile, son derece güzel ve gösterişli bu bitkiler, gelecek nesillere ve araştırma kurumlarına açık bir inceleme alanı yaratacaktır.

milli park.1
Çankırı Ilgaz

MİLLİ PARK

1986 yılında, Ilgaz dağlarının belli bir bölümü “Milli Park” olarak ayrılmıştır. Ilgaz, yalnızca kış sporları ve turizm için değil, her mevsim gidilebilecek bir yer. 1088 hektar büyüklüğündeki Milli Park; zengin bitki örtüsü ve hayvan varlığına sahip. Kış turizmine meraklı değilseniz, yazın da gidebilirsiniz.

“Ilgaz, Anadolu’nun sen yüce bir dağısın” diye şarkı mırıldanarak, orman içinde uzun yürüyüşler ve piknik yapabilirsiniz. Buz gibi pınarların suyundan için, enerji toplayabilirsiniz. Ancak: buranın bir özelliği daha var. Ülkemizin en uzun ve en hareketli fay hattı, Ilgaz dağlarının eteklerinden geçmektedir. (Kuzey Anadolu Fay Hattı)

Ayrıca: Baldıran vadisinde “Alabalık Üretme Çiftliği” var. Buradan alabalık satın alabilirsiniz veya burada bulunan lokantadan yararlanabilirsiniz. Burada avlanma göleti de var.

15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında, ziyaretçiler, bu sahada, sportif olta balıkçılığı yapabilmektedirler.

gece kayak yapma.1
Çankırı Ilgaz

KAYAK ALANI

Yılın 6 ayı karlarla kaplı olan Ilgaz dağları, kış sporları imkanlarına da sahiptir.

Milli Park alanı içindeki kayak alanına: 8 km. lik dik bir asfalt yoldan çıkılıyor. Milli park içinden geçen Çankırı-Kastamonu kara yolunun Çatmalı pınar mevkiinden kuzeybatıya sapılıyor. Kış aylarında, buzlanma nedeniyle, kayganlaşan yol için hazırlıklı olmanız gerekiyor. Yanınızda: kesinlikle zincir bulunmalı ve kar lastiği kullanmalısınız.

Kayak merkezi: yaklaşık 200 metre uzunluğunda, kuzeyde 80-85 metre genişliğinde, güneye doğru daralmaktadır. Çevresi: Sarıçam ve Köknar ağaçları ile kaplıdır. Burası: Ankara Konağı olarak anılmaktadır. Ankara konağının en yüksek noktası: 1852 metredir. Bu alanın doğusu ve batısı: % 40’a varan bir eğimle alçalmaktadır.

Kayak alanı: spor turizmi için elverişli bir özellik taşımaktadır. Kayak sporu için: mevsim uzunluğu: Aralık başı ile 15 Nisan tarihleri arasındadır. Kar kalınlığı ve kalitesi uygundur. Kayak alanları: doğal çayırlarla örtülüdür ve ara ara bodur ağaçlar görülmektedir. Çevresi: Göknar-Sarıçam ormanları ile kuşatılmıştır.

Çankırı Ilgaz

PİST UZUNLUKLARI

Ana pist uzunluğu: 800-900 metredir. İkinci pistin uzunluğu ise: 750 metredir. Çocuk pistinin uzunluğu: 350-400 metredir. Bu pistlerin eğimleri: 10-28 derece arasındadır ve kayak için elverişlidir. 2 Numaralı pistin zirvesinde, 2010 metre rakımdaki “Zirve Kafe” panoramik manzaraya karşı, küçük bir mola için ideal. Hafta sonları ve tatillerde: 1 Numaralı pist gece aydınlatılıyor. Dolayısı ile, gece kayak yapmanın keyfi bir başka oluyor.

Çankırı Ilgaz

MEKANİK TESİSLER

3 tane telesiyej var. Kayak merkezinde: 900 metre uzunluğunda, çift sandalyeli telesiyej, 2 km. uzunluğunda bir teleski ve 250 metre uzunluğunda da bir baby liftten oluşan, mekanik tesisler bulunmaktadır. Özellikle: yeni kayak öğrenmek isteyenler için son derece uygun.

Zengin bitki örtüsü eşliğinde kaymanın keyfine doyum olmuyor. Uludağ ve Kartalkaya kadar kalabalık olmaması da büyük bir avantaj. Otellerden: kiralık kayak takımları bulabilirsiniz.

Çankırı Ilgaz

KONAKLAMA TESİSLERİ

Ayrıca: Türkiye Kayak Federasyonu’na ait: Ilgaz Dağı Kamp Eğitim Merkezi, 100 yatak kapasiteli Köy Hizmetleri Tesisi, 115 yatak kapasiteli Dağbaşı otel, devre mülk şeklinde yapılan Ilgaz Mountain Resort, 150 yatak kapasiteli Doruk otel, 45 yatak kapasiteli Derbent Motel, Ankara Üniversitesine ait Örsem Club, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir tesis olmak üzere, toplam 2000 yatak kapasitesi bulunmaktadır.

ILGAZ YÖRESİNİN LEZZETLERİ

Kastamonu ve Çankırı’ya yayılan Ilgaz ve Küre dağlarının bereketli toprakları, yetiştirdikleri ürünlerle de sofralara lezzet katmaktadır. 2014 yılında İtalya’da düzenlenen Salone Del Gusto’da “en eski ürün” olarak tanımlanan siyez bulguru, dünyada evcilleştirilen ilk buğday türüdür. Bu havzanın ayrıca elması ve eriği de ünlüdür. Ilgaz elmasının kaymaklı tatlısı, hoşafı ve turşusunun yanı sıra dolması da yapılır.

Kastamonu tanıtımı.

Çankırı tanıtımı.