Artvin Arhavi

Artvin Arhavi

Karadeniz kıyısında, şirin bir ilçe.

Artvin Arhavi

ULAŞIM

Arhavi-Hopa arası uzaklık: 11 km. Batısındaki Fındıklı ile arasındaki uzaklık ise, 15 km. İl merkezi, Artvin’e uzaklık ise: 86 km. Rize il merkezine uzaklık ise: 100 km.

Karadeniz sahil otoyolu üzerinde bulunuyor.

Artvin Arhavi

TARİHİ

Yörede: MÖ.831 yılından itibaren, Urartu egemenliği görülür. MÖ.200-150 yılları arasında: Roma imparatorluğu, yöreyi, Armanya krallığı adı altında kendisine bağlar. Bu durum: MS.532 yılına kadar sürer.

Bu dönemde: Doğu Romalılar bölgede egemen olmasına rağmen, Türkmen İlbeyleri de, etkinliklerini sürdürmüşlerdir.

625-630 yılları arasında: Hazar Türklerinin egemenlikleri görülür. 1050 yılından sonra ise, yörede Selçuklu ve Osmanlı egemenlikleri görülür.

1471 yılında, Fatih Sultan Mehmet, Trabzon’daki Pontus İmparatorluğunu ortadan kaldırınca, bu topraklar, Osmanlı devletine kalır. 1915 yılında, Ruslar bölgeyi işgal ederler.

Ancak, Çarlık Rusya’sının iç işlerinin karışması nedeniyle, Rus kuvvetleri, 1918 yılında bölgeden çekilirler. 12 Mart 1918 tarihinde, Arhavi kurtulur.

İlçe, 1954 yılında, ilçe statüsü kazanmıştır.

İsim öyküsü: Arhavi ismi: Arkabi isminden türemiş ve günümüze Arhavi olarak gelmiştir.

Artvin Arhavi

GENEL

İlçe, Kamilet ve Derecik olmak üzere, iki vadi üzerinde kurulmuştur.

İlçenin arazi yapısı: genel olarak dağlıktır. İlçe merkezi: köylerin aksine, genel olarak düz bir araziye sahiptir. Bu düz arazide: iskan ve tarıma elverişlidir.

İlçede: irili-ufaklı çok sayıda buzul gölü var. Bunlar: Nogadid, Sarıgöl, Alacagöl, Büyük Agara ve Küçük Agara gölleridir.

İlçede iklim: yazları ılık, kışları serin geçen bir iklim yapısı hakimdir. Her mevsimde bol yağış görülür ve bunun sonucunda nem oranı yüksektir. Bu iklim şartları sonucu: tarımda, çay, fındık, mısır ve turunçgil yetiştiriciliği öne çıkar. İlçede: 1 kamu ve 2 özel sektöre ait çay fabrikası bulunur. Bu fabrikalar, yöre halkının istihdamının  sağlanmasında önemli katkı sağlarlar.

Burası: Artvin ilinin diğer ilçelerine göre, daha az göç veren bir yerleşim birimidir.

İlçe ekonomisi: çay ve fındık tarımı üzerine kurulmuştur.

Ayrıca: yoğun olarak, kivi üretimi yapılmaktadır. Yıllık ortalama: 50 ton kivi üretimi yapılıyor. Son olarak: ilçe, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından: “Kafkas arı “ ırkı yetiştiriciliği açısından, izole bölge kapsamına alınmıştır. Sanayi tesisi olarak ise, ARSAN Silah Fabrikası bulunuyor.

Turizm olarak değerlendirildiğinde: yörenin sahillerinde, denizin çok temiz olmasına rağmen, düzenli plaj ve turizm sezonu bulunmaması, havaların çok yağışlı olması, turizmi engelleyen en büyük etkenler. Ayrıca: eski eser ve ören yeri olan kültür değerlerinin ulaşım sorunu çözülememiş, bu da yörenin turizmini olumsuz etkileyen en büyük etken.

Artvin Arhavi Atmaca Avcılığı

Atmaca Avcılığı

Arhavi yöresinde büyük önem taşır. İlçe genelinde yapılır. Ağustos ayında başlayarak, Ekim ayı sonuna kadar süren atmaca avında: yakalanan ve evcilleştirilen atmacalar, bıldırcın avında kullanılır ve av mevsimi bitince, tekrar doğaya bırakılırlar.

ARHAVİ KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ

Arhavi yöresine gidecekseniz, gidiş tarihinizi festival tarihine denk getirmenizde yarar var. Çünkü: burada, Ağustos ayının ikinci yarısı başında, güzel bir festival düzenleniyor. Bu festivalde: ünlü sanatçılar konserler veriyor, yerli ve birçok yabancı halk oyunları topluluğu; gösteriler sergiliyorlar.

Bunların dışında, sportif etkinlikler var. Bunlar: yamaç paraşütü, rafting-cross, su sporları, atletizm, bisiklet, plaj voleybolu, basketbol, futbol, tenis ve masa tenisi. Ayrıca: yöreye özgü yarışmalar düzenleniyor.

Bunlar ise: dik hızarda tahta biçme, aykırı hızarda odun kesme, dibekte mısır ayıklama, fındık ayıklama, çay toplama, en iyi hamsili ekmek ve lazböreği yapma, halat çekme, bilek güreşi ve amatör ses yarışmaları.

Yazının başında da  söylediğim gibi, güzel etkinlikler var, mutlaka ilginizi çekecektir

ARTVİN FOKLÖR

İlin yüksek bölümlerindeki köylerde oynanan bir oyun var, çok meşhur bu oyunun adı: Tirilido Nanida. Bu oyunun bir de hikayesi bulunuyor. Şöyle: Eski günlerde, Arhavi’li bir genç, çalışmak için Batum şehrine gider.

Orada: Borçkalılar ile tanışır ve çok samimi olurlar. Birlikte gezerler, birlikte eğlenirler. Cilvelo oyununu çok sever ve her fırsatta bu oyunu oynar ve iyice öğrenir. Sonunda, bir gün Arhavi’ye döner. Memleketinde, eş-dost düğünlerinde, eğlencelerde bu oyunu oynar.

Ancak, oyun biraz değişmiştir. Aklında kaldığınca, müzik ve oyunu çevresindeki kişilere öğretmeye başlar. Ama, biraz önce de söylediğim gibi, oyun ve müzik, değişerek yörenin tüm eğlencelerinin başlıca oyunu haline gelir.

Yani: Arhavi yöresinde oynanan bu oyunun aslında, Borçka yöresinin Cilvelo oyunu olduğunu da savunanlar çoğunluktadır. Evet, bu oyun maalesef günümüzde unutulmaya yüz tutmuş ve çok az kişi tarafından bilinip oynanıyor. Kadın ve erkek birlikte oynanan oyunun, değişik sözleri de bulunuyor.

Artvin Arhavi Ne Yenir

NE YENİR

Yörede: hamsinin yeri bir başka. Hamsi her alana girmiş. Hamsi tavasının yanında, hamsili ekmek, hamsi kuşu, hamsi köftesi, sebzeli hamsi, hamsi çorbası, hamsi buğulaması gibi. Bunun dışında birçok yemekte de, hamsi, temel madde olarak kullanılıyor.

Artvin Arhavi Ne Satın Alınır

NE SATIN ALINIR

Arhavi’den, yine birçok çay fabrikası bulunması nedeniyle, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için hediyelik çay alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Artvin Arhavi Özgürlük Anıtı

ÖZGÜRLÜK ANITI

Atatürk ve Gençlik Parkı içindedir. Anıtta iki tane figür var, bunlar kolunda atmaca tutan Karadeniz uşağı ve zeytin dalı tutan Karadeniz kızıdır. Atmacanın bağımsız olarak kolda oturtulmasıyla dostluk ve güven teması işlenmiştir. Vahşi kuşun bile sevgi ile nasıl uysallaştığı anlatılmaya çalışılmıştır.

Erkek ile el ele tutuşmuş Laz kadınının zorluklara karşı eşiyle birlikteliğini ve bu beraberliğin en temel göstergesi olan sevgi ve sadakat duygusu anlatılmıştır. Karadeniz kızı, çay yapraklarından oluşan demeti, zeytin dalı misali sol eliyle yukarıda tutmasıyla barışı, sevgiyi ve aynı zamanda da yöre ekonomisini temsil ettiği anlatılmaktadır.

Artvin Arhavi Ciha Dağı ve Kalesi

CİHA DAĞI VE KALESİ 

Ciha dağının silüeti: Arhavi ilçesinin logosu olarak kullanılıyor. Ancak: herhangi bir onarım veya restorasyon görmemesi nedeniyle, bugün harap durumda. Özellikle: Ciha dağı; 1970 li yıllarda Milli Park’a dönüştürülmek istenmiş, ancak tasarı yürümemiş.

Yapıldığı tarih kesin olarak bilinmesi de, Cenevizliler zamanından kaldığı sanılıyor. Arhavi’nin hemen üstünde, bir heykel gibi duruyor. Ancak: kalenin çevresi, geçilemeyecek şekilde orman ağaçlarıyla kaplanmış. Ana kaya üzerinde bulunan kalenin, günümüze yalnızca sur kalıntıları kalabilmiş. Doğaseverler, buraya yürüyüş  düzenliyorlar.

ORTACALAR MERKEZ CAMİSİ

Kapının üzerinde bulunan kitabesine göre: 1757 yılında yapıldığı görülmektedir. 1908 yılında ise, ahşap tavan ile birlikte, ahşap minberi yapılmıştır. 1955 yılında, minaresi eklenmiştir. Kısmen onarım geçiren cami, ibadete açıktır.

Artvin Arhavi Ortacalar Çifte Kemer Köprüsü

ORTACALAR ÇİFTE KEMER KÖPRÜSÜ

Ortacalar, bucak merkezine 25 km. kala, Arılı-Küçükköy yol ayrımındadır. Buraya giderken takip edeceğiniz yol boyunca, maalesef eşsiz orman güzelliklerini baltalayan taş ocakları ile çirkinleştirilmiş. Tam yeşillikleri görmeye alıştığınızda, birden bire ortam değişiyor.

Evet, köprüye ulaştığınızda: birbirine dik gelecek şekilde planlanan, iki köprüden meydana gelmektedir. Her ikisi de, tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu  taş köprüler gurubuna girmektedir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, tahminen 250 yıllık olduğu düşünülmektedir. Osmanlılar tarafından yapıldığı biliniyor. Göze hitap eden, harika bir estetiği olan taş köprü, görülmeye değer tarihi eser.

Karayolları tarafından onarılmış ve günümüze sağlam olarak gelmiştir. Ama onarımda kullanılan taşlar, hemen sırıtıyor, keşke biraz daha aslına uygun onarım yapılabilseymiş. Buram buram tarih kokan köprü, adeta üzerinden gelip geçenlere tarih dersi okutur gibi.

METRUK KİLİSE

Bu kilise yapısı: Cumhuriyet döneminde sinema olarak kullanılmış. İsmi: iyi sinema. Ama daha sonra yanmış. Yanan bu iyi sinema, yani Rum kilisesi daha sonra kullanılmamış.

Artvin Arhavi Mençuna Şelalesi

MENÇUNA ŞELALESİ

Önce, çifte köprüye 15 km. lik asfalt bir yolla gidiliyor ve sonra 3 km. stabilize bir yol ile kamilet vadisine gidiliyor. Bu yol: Kamilet vadisinin muhteşem görüntüsü eşliğinde, yaklaşık iki saatlik bir yürüyüş sonunda, Mençuna şelalesine tırmanmak üzere, tahta köprüden vadinin öbür yanına geçiliyor.

Sonra, yokuş bir dağ yolu ve tadına doyum olmayan bir yürüyüşten sonra, şelaleye varılıyor. Yani, yaklaşık 3.5 saatlik bir yürüyüş gerekiyor.

Karadeniz yöresinin en yüksek ve su yönünden en büyük şelalesidir. Yüksekliği: ortalama 100 metre. Şelalenin düştüğü yerde: göl var. Bu gölde yüzmek mümkün. Suda: kırmızı benekli alabalık yetişiyor.

Artvin Yusufeli

Artvin Yusufeli

Tarihi kalıntıları ile, turizmin ön plana çıktığı, dünya üzerinde 25 sıcak bölgeden biri özelliğine sahip bir ilçedir.

ULAŞIM

Yusufeli, il merkezi olan Artvin iline, 85 km. uzaklıktadır. Ulaşım: Erzurum-Artvin karayolundan yapılmaktadır.

İl merkezi tersinde, güney batıdaki İspir kazasına uzaklığı ise, 93  km. dir.

Artvin Yusufeli

TARİH

İlçenin tarihi geçmişinde, mimari yapılaşması, orta çağ döneminde, bölgede egemenlik kuran: Bağratlılar zamanına kadar ulaşmaktadır. Bağratlılar, Hıristiyan olduklarından, manastır yapılarına önem vermişler ve bu yapılar, günümüze kadar ulaşmıştır.

16.yüzyıldan sonra, bölgede Osmanlılar görülüyor. Bu kez, Türk-İslam eserleri yapılmaya başlanır. En önemli yapılar ise, camilerdir. Az da olsa, sivil mimari örneği, ev yapılarına rastlanır.

İlçenin ilk kuruluş yeri: Kiskim bölgesidir. Burası: bugün Alanbaşı köyü olarak geçer. İlçe merkezi, daha sonraki dönemlerde: Öğdem bölgesine nakledilir.

1894 yılında ise, bugünkü Kılıçkaya Beldesine gelir ve Ersis olarak isimlendirilir. 1926 yılında, yine Öğdem bölgesine nakledilir. 1950 yılında ise, bugünkü yerine nakledilerek, Yusufeli ilçe merkezi haline getirilir.

İlçe, bugünkü ismini: 1912 yılında, “Kiskem” ve “Keskin” isimleri karıştırıldığından, Veliaht Yusuf İzzettin Efendi’nin ismine izafeten almıştır.

Artvin Yusufeli

GENEL

İlçe merkezi: Çoruh Nehri ve Barhal Çayının birleştiği bir vadide kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 560 metredir. Ancak: dağ yamaçlarındaki yerleşim yerleri ve tarımsal alanlardaki rakım, yer yer 2000 metreyi bulur. Yani, sonuçta coğrafi özellikler açısından: çok engebeli, dağlık bir alana sahiptir. Düzlükler yok denecek kadar azdır.

İlçe genelinde: Karadeniz iklimi ve karasal iklim arasında, bir geçiş iklimi hakimdir. Bunu sonucunda: yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.

Akdeniz iklimini andırır. Böylece, Akdeniz ikliminin tipik bitki türleri olan: zeytin, incir, üzüm gibi meyveler bolca yetişir.

Vadinin yüksek kesimlerinde ise, karasal iklim hüküm sürer. Yıllık ortalama kar yağışlı gün sayısı: 5’dir. Çoruh Nehri vadisinde doğa yeşerirken, vadi yamaçlarının yüksek kesimleri karla kaplıdır.

Bunun sonucunda, ilkbaharda yetişen kiraz, erik gibi meyvelerle, yaz ortalarında yetişen şeftali, incir, üzüm gibi meyveler, yan yana bir arada görülebilir. Bu durum, ilçenin doğa yapısının çeşitliliğini göstermesi bakımından ilginçtir.

Artvin Yusufeli Altıparmak Dağları

ALTIPARMAK DAĞLARI

Bu dağlarda, ilginç bir doğa olayı meydana gelir. Şöyle ki: Sahil tarafından gelen bulutlar; Altıparmak Dağlarının üçüncü tepesine çarpar ve bu çarpma, gözle görülebilir. Burada: çarpma sonucu, bulutlar yağmura dönüşür.

Ama hemen sonra, havanın soğuk olması nedeniyle, yağmur taneleri buz tanelerine dönüşür ve zirveye dökülür.

Altıparmak Dağlarının, bu sözünü ettiğim üçüncü doruğunun yüksekliği ve yer şekilleri: diğer doruklarla aynıdır. Ancak: bu söylediğim olay, yalnızca bu dorukta oluşmaktadır ve bu nedenle ilginç bir durum ortaya çıkıyor.

Bu yakınlarda bulunursanız veya Yusufeli’ne giderseniz, mutlaka bu doğa olayını izleyin.

Artvin Yusufeli Çoruh Nehri

ÇORUH NEHRİ

Yusufeli’nin tam ortasından geçiyor. Burada, son yıllarda, rafting sporu en büyük turizm potansiyelini oluşturur hale gelmiş. Çünkü: Çoruh nehri: dünyadaki Zambezi Nehrinden sonra, rafting sporu için en ideal ikinci nehir seçilmiş.

Hatta: 4.Dünya Akarsu Kros Şampiyonası, Çoruh Nehrinden düzenlenmiş. Aynı zamanda, her yıl, Türkiye Şampiyonası da  burada yapılıyor.

Çoruh nehrinde, raftinge elverişli alan: İspir-Yusufeli sınırındaki Çamlıkaya köyünden başlayıp, Artvin’e kadar uzanan 127 km. lik parkur. Bu parkurun büyük bölümü: Yusufeli ilçesi sınırları içinden geçiyor.

BOĞA GÜREŞLERİ

Yusufeli ilçesinde, çeşitli dernekler tarafından, yılın belli zamanlarında, çeşitli yerlerde boğa güreşleri düzenleniyor. Örneğin: her yıl, 10 Nisan tarihinde, Dutluk Mevkiinde, 23-24 Nisan tarihlerinde, Derekapı Mevkiinde, 30 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde, Havbağlığı mevkiinde.

NE YENİR

Yusufeli bölgesinde, buraya has tadabileceğiniz yemek cinslerinin başlıcaları şunlardır: Kaysefe, Peynir Kuymağı, Kavut Aşı, Hasuta, Hinkal, Mırkıl, Perverde.

Özellikle: Kaysefe, kurutulmuş kayısı ve ceviz içinden yapılan harika bir lezzettir.

Artvin Yusufeli

GEZİLECEK YERLER

OŞNAK KALESİ

Yusufeli-Erzurum yolunda, Tortum gölünü 1 km. geçince, Oşkvank levhasından sonra 7 km. daha gidilmesi gerekiyor.

Asıl adı: Oşki. Bir Gürcü kilisesidir. 973 yılında yapıldığı sanılıyor. Büyüleyici bir manzarası var. Ancak, günümüzde harap bir durumdadır.

Artvin Yusufeli Tekke Köy Kilisesi-Dört Kilise

TEKKE KÖY KİLİSESİ – DÖRT KİLİSE

Yusufeli-İspir karayolunun 7.km. den Tekkale köyü içinden geçen, işaretli yol ayrımından ulaşabilirsiniz. Köyün mezrasında, vadinin içinde bulunmaktadır. İlçe merkezine uzaklığı: 14 km. dir.

Buranın tamamen bir manastır kompleksi olduğu sanılıyor. Sade bir yapı. Batı Gürcistan hükümdarı, David Magostar tarafından yapılmış. Portresi de, doğu cephesindeki pencerenin içinde görülüyor.

16.yüzyıldan sonra işlevini yitirmiş ve terk edilmiş. Çevrede bulunan en büyük eğitim amaçlı kurumlardan biri olduğu sanılıyor.

Artvin Yusufeli işhan Kilisesi-Kanlı Kilise

İŞHAN KİLİSESİ (KANLI KİLİSE)

Yusufeli ilçesinin, 34 km. doğusunda, Dağyolu (İşhan) köyündedir. Olur-Oltu yol güzergahından gidilmektedir. Köyün içinde bulunan: manastır, kilise ve şapelden oluşmaktadır.

1008 yılında: Bağratlı Gürcüler tarafından yapılmıştır. Aynı zamanda, piskoposluk makamı olarak da kullanılmıştır. 1549 yılında, yöre, Osmanlılar tarafından ele geçirilince, camiye çevrilmiştir. 1983 yılına kadar ibadete açık tutulmuştur. Günümüzde ise, her iki yapı da terk edilmiştir.

Pencere kıyısındaki süslemeler arasında: ejderha ile aslanın boğuşmasını tasvir eden kabartma ilginizi çekecektir. Kilise: konik bir yapıda olup, orijinal halini korumaktadır. Turistik tercih edilirliği yüksek bir tarihi yapı.

İşhan kilisesinin, yıllarca toprak altında kaldığı  ve Selçuklu döneminde bulunarak, onarıldığı bilinmektedir. Kilise ile ilgili anlatılan rivayetlere göre: Selçuklu hükümdarı Alaattin Keykubatın elçisi Veliddin Ağa: bölgedeki Livana ve Tavusker kalelerinden vergi alması için elçi olarak gönderilir.

Veliddin Ağa: İşhan köyündeki tarihi kiliseyi görür ve burasının eğer bir üniversiteye dönüştürülürse, halkın kendilerine bağlanacağını, hükümdarına bildirir.

Alaattin Keykubat; bir sonraki yıl, Keyhüsrev Ağanın başkanlığındaki bir gurubu: kiliseyi onarması için gönderir. Kilisenin onarımı, 8 yıl sürer. Ancak, bu sekiz yıllık süre içinde, büyük bir isyan çıkar ve Keyhüsrev Ağa, görevden alınır. Kilisenin onarılması işlemini, bu kez, bölgedeki kale beylerinden birinin kızı olan “Eleni” üstlenir.

Güzelliği dillere destan olan Eleni, kendisi ile evlenmek isteyenlerin, kendi aralarında bir yarış yapmalarını ister.

Yarışmacılar

Kiliseden 2 km. uzaklıktaki mezarlıktan, bir ok atacaklar, atılan bu oku, kilisenin üzerinden aşırtan kişi ile, Eleni evleneceğini söyler. Aşıramayanların ise, okun düştüğü yerde öldürülüp, oraya gömüleceğini söyler.

Güzel Eleni ile evlenmek hayalindeki birçok delikanlı bu yarışa katılır, ancak birçoğu oklarını kilisenin üzerinden aşırtmayı başaramazlar ve oklarının düştüğü yerde öldürülürler.

Gençler arasında, yalnızca bir tanesinin attığı ok, tam kilisenin üzerine düşer ve o da öldürülerek, kiliseye gömülür.

Günümüzde: kilisenin önündeki ardıç ağacının, oku kilisenin üzerine düşen bu gencin gömüldüğü yerde biten ağaç olduğu söylenir. Oku kilisenin üzerinden aşırtmayı başarabilen tek kişi ise, bir Türk genci olan Şerif Bey olmuştur.

Ancak

O da, oku attıktan sonra, heyecandan, atını hızla koştururken bir ağaca çarparak ölür. Şerif Bey in gömüldüğü yere, Ramazan ayının 27.günü gecesi, ışık düştüğü söylentileri yaygındır. Bu olaydan sonra, Eleni, kilisenin onarımında görev yapan, Yahudi bir ustaya aşık olur.

Ancak Yahudi usta da, kilisenin onarımı sırasında üzerine düşen bir taşın altında kalarak ölür. İşte, tüm bu olaylar, tarihi İşhan kilisesinin “kanlı kilise” olarak anılmasına sebep olur.

Artvin Yusufeli Barhal Kilisesi

BARHAL KİLİSESİ

Kilise: İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta, Altıparmak köy merkezinden, sol tarafa giden yolun, yaklaşık 2 km. yukarısındadır. Manastır, Vaftizci Yahya adına, 10.yüzyılda, II. Bağrat döneminde yapılmış. 16.yüzyıldan sonra ise camiye çevrilmiş ve günümüzde de cami olarak kullanımına devam ediliyor.

Kilise: üç nefli, bazilika planlıdır. Dıştan: 29 x 19 metre ölçülerine sahiptir. Aynı zamanda oldukça sağlamdır ve anıtsallığı dikkati çeker.

Biraz daha ayrıntılı bilgi vermek gerekirse, Barhal kelimesinin anlamını bilmek gerekir. MÖ.149-127 yılları arasında: Artvin ve çevresi, Arsaklı Devleti yönetimi altındadır. Bu dönemde, Barhal Çayı vadisine, Bulgar Türkleri yerleştirilir.

Kars bölgesinden gelip, buraları kendilerine yurt edinen Bulgar Türklerinin bir kısmı, Çoruh Nehrini geçerek, Yusufeli ilçesinde, bugünkü Sarıgöl hudutları bölgesine yerleşirler.

Buradan geçen çaya da, adlarını verirler yani Balkar/Bulgar/Barhal ismi.

Artvin Hopa

hopa.1
Artvin Hopa

 

Hopa’da cennet veresiye değil peşindir. Evet, bu sözler burayı anlatmak için kısa ve öz. Sarp sınır kapısına, çok yakın bir sahil ilçesi. Karadeniz sahil yolunda son ilçe.

Artvin Hopa

ULAŞIM

Hopa: Sarp sınır kapısına: 18 km. uzaklıktadır. İl merkezi olan Artvin’e uzaklık ise, 68 km. dir. Hopa-Rize arası uzaklık: 98 km. Hopa-Arhavi arası uzaklık: 9 km. Hopa-Borçka arası uzaklık: 35 km.

Burada hava ulaşımı yok. Ancak: Gürcistan’ın Batum ilinden, vizesiz olarak İstanbul’a uçuşlar gerçekleşiyor.

Artvin Hopa

TARİHİ

Hopa, 1490-1512 yılları arasında, Yavuz Sultan Selim’in Trabzon valiliği sırasında, Osmanlı devleti topraklarına katılmıştır.

İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra ise, 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Andlaşması ile, milli sınırlarımız içine dahil edilmiştir. İlçe: 1936 yılına kadar Rize iline bağlı iken, bu tarihten sonraki dönemde, Artvin iline bağlanmıştır.

Hopa’nın isim öyküsüne gelince: Hopa’nın ismi: Yavuz Sultan Selim tarafından verilmiştir. Selim; Trabzon valisi iken, Batum sancağını ele geçirmek üzere düzenlediği seferde: Hopa’nın ardında bulunan dağlarda konaklar.

Bu dağlardan: sahil şeridinde bulunan bugünkü Hopa şehrine baktığında: bu şehre “Hop” ismini koyar.

Hop kelimesi, Acemcede “güzel” anlamına gelmektedir. Sonraki süreçte, Hop ismi, Hopa olarak kullanılagelmiştir.

Artvin Hopa

GENEL

Hopa: Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyetini birbirine bağlayan, uluslar arası kara yolu üzerinde bulunması nedeniyle, önemli bir konumdadır. Deniz seviyesinden, 10 metre yüksekliktedir. En yüksek noktası ise, 1513 metre ile Yavuz Sultan Selim tepesidir.

Özellikle: Karadeniz bölgesinin dağınık yerleşim özelliklerini taşır. İklim hemen hemen her mevsim yağışlıdır. Sürekli yağışlar nedeniyle, ilçenin büyük bölümü, ormanlarla kaplıdır. Bu oran: % 66’dır. Yörede “galaş” adı verilen bir rüzgar eser ki, nemi götürür ilçenin havasını değiştirir.

İlçenin ekonomisi yakın zamana kadar tarıma dayalı idi. Özellikle: kıyıdan, 400-600 metre yüksekliğe kadar olan yerlerde: fındık ve çay bahçeleri bulunmaktadır. Ancak: Hopa Limanının hizmete girmesi, Sarp Sınır Kapısının açılması, uluslar arası taşımacılık, turizm gibi çeşitli alanlardaki ticari faaliyetlerin artması: konaklama ve iş yeri sayılarında ciddi artışlar ortaya çıkmasına neden olmuştur.

İlçede, balıkçılıkta, en yaygın ekonomik faaliyetlerden biridir. Balıkçılıkta faaliyet gösteren, yaklaşık 300 e yakın ruhsatlı üreticinin, 120 balıkçı teknesi bulunmaktadır. Ayrıca: ilçede 1 çay fabrikası, Karadeniz Bakır İşletmeleri, 1 termik santral ve liman işletmesi bulunuyor.

Hopa Kültür ve Sanat Festivali

Her yıl, Temmuz ayının ilk haftasında: Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı organizatörlüğünde yapılır.  Festival etkinlikleri kapsamında: çeşitli sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler düzenlenir.

Hopa Limanı

Sarp Sınır kapısına, 15 km. uzaklıkta olması, buranın önemini ortaya çıkarıyor. Bu limanda: yükleme, boşaltma, iç ticaret ithalat, transit ticaret, antrepoculuk gibi tüm deniz hizmetleri yürütülmektedir. Liman yap-işlet yöntemi ile yaptırılmış olup, halen özel sektör tarafından işletilmektedir.

Sarp Sınır Kapısı

1988 tarihinde açılmıştır. Başta Gürcistan olmak üzere, bağımsız devletler topluluğu ülkeleriyle, sosyal ve ekonomik ilişkilerin önemli bir gelişimi sağlanmıştır.

Hopa Gümrükler Başmüdürlüğü ve bağlantı gümrük müdürlüklerinde: gelen-giden yolcu, otomobil, otobüs, Tır ve gemi sayılarında, sürekli artış olmaktadır.

Hopa’nın en büyük özelliklerinden birisi  de: insanlarının eğitime düşkün olması. Halkın okur-yazarlık oranı, %  98 ile, ülkemizin birçok yöresinden daha yüksek.

Turizm: Sarp sınır kapısının açılması ile, bölgenin turizm potansiyeli inanılmaz ölçülerde artmıştır. Bunun sonucu olarak: ilçede, modern tesisler çoğalmıştır.

 

KAFKAS FİLM GÜNLERİ

Kopmuş plajında yapılıyor ama havanın durumuna göre, Liman Tesislerinde düzenleniyor. Aslında, ilçede film günleri festivali düzenlenmesine karar verilmiş, ancak bir sinema salonu yok.

Bunun üzerine: Liman işletmelerindeki bir depo: sinema salonu olarak düzenlenmiş ve festival burada yapılıyor.   Festival: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından destekleniyor. Etkinlikte: Türkiye, Azerbeycan, Ermenistan, Rusya ve Gürcistan’dan filimler gösteriliyor.

Artvin Hopa

NE YENİR

Hopa denilince aklıma ilk gelenler: Laz böreği ve hamsi. Özellikle: hamsili pilavı denemenizi öneririm. Bunun yanında: yine buraya has bir yemek: Kvane. Taneli fasulye, ceviz, acı biber, sarımsak ve nar ekşisinden yapılıyor. Son olarak: lahanadan yapılan, Harhaşi önerebilirim. Lahana yemeklerini severseniz, bunu de deneyebilirsiniz.

 

NE SATIN ALINIR

Hopa’dan: çay, bal ve ceviz satın alabilirsiniz.

 

GEZİLECEK YERLER

Artvin Hopa Limanı

HOPA LİMANI

1997 yılında özelleştirilmiş ve Park Denizcilik isimli bir firmaya tahsis edilmiş. Bu firma tarafından: yükleme, boşaltma, terminal, depolama, kılavuzluk, kurtarma ve likit dolum tesisleri işletiliyor.

Konum olarak: Karadeniz’in dünyaya açılan kapısı durumunda. Hopa ilçesinde zamanınız olursa, limanda dolaşabilirsiniz.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

SARP SINIR KAPISI

Burası: Sovyetler Birliği ile imzalanan anlaşma gereğince, 1988 yılında açılmıştır. Burada: uluslar arası tüm gümrük işlemleri yapılmaktadır.

Bunun sonucu olarak: özellikle Hopa ilçesinde: nakliyecilik ve konaklama sektörü, olumlu yönde etkilenmiştir. Bunun yanında: sınır ticareti, ithalat ve ihracat sürekli artmış ve artmaktadır.

Bunun yanında bazı sanayi kolları da gelişmiştir. Örneğin: yaklaşık 100 kadar küçük ve orta ölçekli, oto tamirine yönelik sanayi işletmesi açılmıştır.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

 

Hopa’dan yola çıktığınızda: Karadeniz Sahil Yolunun başlangıç noktası olan Sarp sınır kapısına ulaşmanız mümkün. Muhtelif tüneller var.

Hatta, en son tünele girmeden önce, tünelin giriş bölümünün üstünde “Dikkat Gümrük Kapısı” yazıyor.

Bu tüneli geçince, karşınıza hemen, sınır kapısı çıkıyor. Solda bir otopark var. Aracınızı oraya bırakıp, yaya olarak sınırı geçmeniz mümkün.

Nüfus cüzdanını göstererek sınırdan günübirlik geçiş yapabiliyorsunuz.

Bu arada

Sınır kapısına varmadan önce, yine bir yerleşim yeri: Kemalpaşa var. Sınıra: 10 km. uzaklıkta. 3500 kişi nüfuslu bir belde.

Kemalpaşa bölgesini, özellikle Gürcüler hareketlendiriyor. Yol kenarında yapılan bavul ticaretine, günde ortalama 4.000 ve pazarların kurulduğu günlerde ise (Salı ve Cuma günleri) ortalama 12.000 Gürcü vatandaşı katılıyor.

Ayrıca: Türkiye’nin dört bir tarafından, bavul ticaretinden pay kapmak için, Kemalpaşa’da dükkan açan firmalar var. Özellikle: tekstil firmaları bunlar. Kemalpaşa’da bütün markalar var. Tekstil üzerine, 200 ün üzerinde yeni mağaza açılmış.

Geceleyin Kemalpaşa’ya gelen Gürcüler, saat: 23.00 den sonra, sabah saatlerine kadar alışveriş yapıyorlar. En çok; hazır giyim ve ev tekstiline ilgi gösteren Gürcüler, hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve hem de satmak için aldıkları ürünleri, minibüslere doldurarak, sınır kapısına götürüyorlar.

Gürcistan gümrüğünde: bir kişinin 300 dolarlık mal geçirmesine izin verilmesi nedeniyle, daha çok mal almak için Gürcülerin aile üyelerini de yanlarında getirdikleri görülüyor. Buradan aldıkları malların çoğunu: Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’a götürerek satıyorlar.

Sınır kapısı ilginç. Rüşvet söylentileri var. Ama: çoğu kez, elinizi-kolunuzu sallayarak, sınırın karşısına geçmeniz de mümkün. Hatta: belki, yanınızda bulunan çantanızı bile kontrol etmeyeceklerdir.

Artvin Hopa Sarp Sınır Kapısı

Kapının

Gürcistan tarafındaki sınır köyü adı: Sarpi. Aslında, bu köy, ikiye bölünmüş. Bir kısmı, bizim tarafta, diğer kısmı onların tarafında. Sınırın öbür yanında karşınıza ilk çıkan şey: bir şeyler içebileceğiniz: kafemsi yerler.

Batum’a giden dolmuşlar da buradan hareket ediyor. Ayrıca: Doğu Karadeniz bölgesinin en güzel plajları; en güzel deniz, sınırı hemen geçince karşımıza çıkıyor.

Halk: sere serpe plajlardan denize giriyor. Sınır kapısının bizim tarafını düşünürseniz: çöp.

Dikkati çekecek en büyük obje ise: bizim tarafta kalan, sahildeki cami.

Sınırdan geçmeyi kafanıza koyarsanız: Hopa’dan, yanınıza bir miktar döviz alın. Aslına bakarsanız, sınırda, dolar satın alabileceğiniz yerler de var. Ancak; özellikle, Batum şehrinde, TL. bozdurmanız pek kolay değil.

Batum’a gittiğinizde: dolar para birimini, buranın yerel para birimi olan “lari” ye rahatlıkla çevirebilirsiniz.

Yanılmıyorsam: 1 dolar, 1.8 lari’ye eşit.

Evet: Karadeniz Sahil gezinizde, son durak olarak mutlaka Batum şehrini de ilave etmelisiniz.

Batum şehri tanıtımı ve gezilecek yerleri hakkındaki yazım için.