İsviçre Bern

İsviçre Bern

 

Yaşam kıstasları değerlendirildiğine, dünya üzerinde en iyi yaşanabilecek 10 şehir arasındadır.

Şehir; bölge kantonunun başkentidir ve aynı zamanda İsviçre ülkesinde, 4’ncü büyük şehir ve aynı zamanda fakto başkenttir. Çünkü İsviçre ülkesinde genel anlamda bir başkent yoktur.

Parlamento ve merkez bankası buradadır. Şehirde ayrıca pek çok diplomatik temsilcilik ve uluslar arası organizasyon bulunmasına rağmen sakinliğini korumaktadır.

Avrupa’nın en küçük başkenti olarak bilinir. Aynı zamanda: dünyanın en pahalı şehirlerinden birisidir.

Bern şehrinde, İsviçre’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi: hayat slow yani yavaş gider, hiç aceleleri yoktur, çok rahattırlar, panik yok, stres yok, gayet sakin bir yaşam, sokaklar genellikle boştur, sadece ana caddeler kalabalıktır.

Şehir: çoğunlukla Almanca konuşan Protestanlardan oluşmaktadır. 2014 yılı nüfus sayımına göre: şehir nüfusu 129.964 kişidir.

Tarihi şehrin özellikleri, başarıyla korunmuştur.

Şehir: çeşmeleri, yapılarının kumtaşı cepheleri, dar sokakları ve tarihi kuleleriyle, Ortaçağ havasını yansıtır.

Aare nehri, şehri “U” şeklinde kuşatmıştır. Yani: şehir, Aare nehrinin kıvrımlı dönen bir yarımadası üzerinde oturur. Deniz seviyesinden yüksekliği 540 metredir. Şehir Alp dağlarının ağ geçidi üzerindedir.

Şehirde konuşulan ana dil, yerel bir İsviçre-Almanca lehçesi olan “Bernese-German” dır. Ancak çoğu Bernli, Almanca konuşur, bir kısmı ise Fransızca konuşur ve maalesef büyük çoğunluğu İngilizce bilmez. Yani, şehirde Almanca ve Fransızca bilmeyenlerin, yerel halkla anlaşma şansı zayıftır.

İsviçre Bern Ulaşım

ULAŞIM

Strazburg-Bern arasındaki uzaklık 234 km olup yolculuk süresi 2 saat 28 dakikadır. Zürih-Bern arasındaki uzaklık, trenle 1 saat ve araba ile 1 saat 35 dakikadır. Bern-Colmar arasındaki uzaklık: 171 km ve yolculuk 1 saat 54 dakika sürmektedir. Bern-Basel arasındaki uzaklık, trenle 55 dakikalık yolculukla alınır.

İsviçre Bern Şehrin ismi ve simgesi

ŞEHRİN İSMİ VE SİMGESİ

Şehrin isimleri: Almanca “Beer”, Fransızca “Berne”, İtalyanca “Berna” dır.

Bern şehrinin simgesi “ayı” dır. “Ayı” ülkemizde bir hakaret kelimesidir, ama bir İsviçreli bir Almana “sen ayısın” derse, Alman ona sarılır öper, çünkü ayı onların kültürüne göre gücün simgesidir. Mertsin, dürüstsün demektir.

Gelelim şehrin isminin kökenine ve ayı ile bağlantıya: şehrin kurucusu Dük Bercholt: şehri burada kurmaya karar verdiğinde, bölgede avladığı ilk hayvanın ismini şehre vereceğini söyler ve ilk avladığı hayvan bir ayıdır. Böylece şehrin ismi “Baer” yani Almanca “ayı” olur.

Bu yüzden: şehirdeki hediyelik eşyaların çoğunda “ayı” figürü kullanılır. Her yerde ayı heykeli görülür. Ayrıca: birçok binanın çeşitli yerlerinde de şehri simgeleyen ayı figürleri bulunur. Şehirde “Altın Ayı” film festivali düzenlenir. (Bu arada bir not: “ayı” Almanya-Berlin şehrinin de simgesidir.)

Şehrin ismiyle ilgili bir başka söylenti de şöyledir: “Bern” kelimesi Keltçede “toprak-arazi-yarık” anlamına gelir. “Yarık” neden, çünkü şehrin ortasından Aare nehri geçtiği için, nehrin şehri “yardığı ” düşünülür. Ancak: bu tez kabul edildiğinde şehrin simgesinin neden “ayı” olduğu izah edilemiyor.

Ancak: Almanca ayı manasında “beer” kelimesinde, şehrin ismindeki “n” harfi yoktur, okunuşu “beer” dir ve o yüzden, şehrin isminin “ayı” kelimesinden geldiği de tamamen kabul edilmemekte, şehrin isminin daha büyük oranda “Keltçe” den geldiğine inanılmaktadır.

PARA

Bern şehrinde: diğer İsviçre şehirleri gibi Euro değil “İsviçre Frangı” kullanılır. İsviçre Frangı, aslında Euro’ya nazaran % 10 daha düşük olmasına rağmen, şehirdeki alışveriş sırasında eğer Euro verirseniz frank üzerinden değerlendirilen fiyatı “bire-bir” sayarlar ve ona göre sizden Euro alırlar ve hatta Euro verirseniz, üstünü Frang olarak verirler.

Bunu önlemek yani zarar etmek istemiyorsanız, İsviçre şehirlerindeki alışverişlerde “kredi kartı” kullanınız.

Bir not daha: bozuk Euro para asla kabul etmezler.

Ama siz Euro Eurot para verirseniz, üstünü Frang olarak bozuk verebilirler.

İsviçre Bern Aane Nehri

AARE NEHRİ

Nehir 288 km uzunluğu ile İsviçre’nin en uzun nehridir. İsviçre’nin başkenti Bern de Aare nehri özel bir anlam taşır. Bernlilerin “kendi nehirleri için özel bir sevgileri” vardır. Ve ünlü Aare Loop şehir çevresinde aktığı için ona hassasiyetle muamele ederler.

Özellikle Ortaçağ döneminde, Bern şehri yarım adanın alt kısmında yayılmışken, Aare nehri, şehrin üç tarafında yabancı ordulardan korunmayı sağladı.

19’ncu yüzyılda ilk yüksek köprüler inşa edilinceye kadar, şehirde birden fazla yol yoktu.

TARİH

Aare nehrinin kıvrımındaki kayalık bölge: gerek tepelerle çevrili olması ve gerekse nehirle çevrili olması nedeniyle, savunma anlamında büyük kolaylık yaratmaktadır. Buna bağlı olarak: antik dönemde burada “Nydegg” isimli bir kalenin varlığından söz edilmektedir.

Evet, Berthold tarafından şehrin kurulduğu o dönemde: Aare nehri, özellikle tuz ticareti için çok önemli bir ulaşım yeridir. Dönemin en önemli elementi tuz dur ve bütün Avrupa’ya tuz ticareti Aare nehri üzerinden yapılmaktadır. (Neden tuz: çünkü tuz gıdaların tuzlanarak saklanmasında çok yoğun kullanılıyor.)

Zahringenli Dük Bertchtol von Zahringen: 1191 yılında burada bir şehir kurmaya karar verir. Şehrin kurulduğu yer: Almanca konuşan Alemanni ve Fransızca konuşan Burgundyler arasında sınır olur yani askeri bir üs bölgesidir.

Ancak 1218 yılında: Dük Berthold varis bırakmadan ölüp Zahringen hanedanı yok olunca: Bern özgür bir şehir haline geldi. Ardından: Roma imparatoru Frederich II tarafından ilhak edilir ve imparatorluğa bağlı özgür bir şehir oldu. Ardından, şehri yöneten piskoposlar çevredeki toprakları satın alarak güçlerini geliştirdiler.

1353 yılında bağımsız bir devlet olarak gücünü genişleten şehir, İsviçre Konfederasyonuna girdi.

1405 yılında: ağırlıklı olarak ahşaptan yapılmış şehir, büyük bir yangın sonucu harap oldu.

Ardından, şehir kumtaşından yeniden kuruldu. Bu sırada: çevredeki metropollerin büyük kısmı modernize edildi ve günümüzde Old Bern olarak bilinen bu bölüm, o dönemden bugüne kadar bozulmamış olarak muhafaza edildi.

Şehir, 18’nci yüzyılda 52 bölgeyi yöneten patriklerin idaresindeydi. Ancak 1798 yılında Fransız devriminin ardından, Fransızlar buradaki patrik idaresini yıktılar ve şehri ele geçirdiler.

1815 yılında: şehir yeniden kısmen canlandı ve 1831 yılında şehirdeki Fransız idaresi bitti.

1848 yılında, şehir İsviçre Konfederasyonunun bir parçası ve idari merkezi oldu.

UNESCO

Şehir merkezi, Avrupa’nın en iyi korunmuş Ortaçağ yerleşimlerinden birisidir ve bu yüzden, 1983 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

İsviçre Bern Turizm

TURİZM

Bear Park üstünde yükselen Gül Bahçesi ve 101 metre yükseklikteki katedral kulesi platformu, Aare nehrinin aktığı eski kasabanın güzel manzarasını sunar. Burçlar nehre doğru dik açılır.

Eski şehrin: butikler, barlar ve bazıları kemerli ve küçük sokaklarında yürüyüş yapabilirsiniz. Ortaçağ dönemi kuklaların çeşitli hareketler sergiledikleri “Zytglogge saat kulesi” mutlaka görülmelidir. Ayrıca: Gotik katedral, Münster ve Belediye binası da görülebilir.

Şehirde, İsviçre hükümetinin koltuğu, Parlamento binaları (Bundeshaus), tren istasyonuna çok yakındır ve şehrin üstünde yükselir. Old Bern bölgesindeki Avrupa’nın en uzun ve korunaklı alışveriş caddesini unutmayın. Tabii: “Barengraben” yani ayıların yaşadıkları park alanı da görülmelidir.

Şehir çok iyi bir toplu taşıma sistemine sahip olsa da, şehir merkezi yürüyerek gezilebilir.

İsviçre Bern Karnavalı

BERN KARNAVALI

Karnavalın kökeni: 1513 yılına kadar gitmektedir. 1523-1525 yılları arasındaki köyle savaşı sonrasında, Papalık tarafından karnavallar ve dini temalar yasaklanmıştır. Protestanlar için: ifade özgürlüğü, reformasyon dönemine kadar geri verilmez.

Ancak, 1982 yılında, yeniden karnaval düzenlenmeye başlar. Ülkede, en büyük 3’ncü karnaval, Bern şehrinde düzenlenir. Günümüzde, şehirdeki karnaval her yıl “Şubat” ayında, iki gün yapılır.

BERN ÜNİVERSİTESİ

“Langgasse” bölgesinde, üniversite binaları vardır. Üniversiteye bağlı, Bilimler Uygulamalı Üniversite ve çeşitli meslek okulları bulunur.

NE YENİR

“Röstis” bir tür patatesli kektir. “Sauerkraut”: lahana ile yapılmış ve haşlanmış ama soyulmamış patateslerle servis edilir.

ÇİKOLATA

Bern: diğer İsviçre şehirleri gibi tam bir çikolata cennetidir. Şehir nefis çikolatalarıyla tanınır. Burada özellikle butik çikolatacılar öne çıkmaktadır. Buralarda çikolata: tablet tablet ama kocaman tabletler şeklinde satılır. Bu ev yapımı çikolatalar, tabletler kırılıp, tartılarak satılır. (ortalama 100 gram 8-9 Euro civarındadır.)

Bu tablet çikolataların: fındıklısı, fıstıklısı var, hatta acılısı bile var. Bitter çikolata sevenler varsa, en son olarak “Lint” marka, son çıkardığı bitter çikolatalarda kakao oranını % 99’a kadar çıkardı, yani çikolata yok, doğrudan kakao yiyorsunuz. Ağızınıza aldığınızda gerçekten bitter tadı hissediliyor. Evet, çikolatalar ne kadar güzel olsa da fiyatlar uçuktur.

İlk olarak Thedor Tobler tarafından üretilen dünyaca ünlü “Toblerone” çikolataları burada imal edilmektedir.

ALIŞVERİŞ

Bern şehrinde mutlaka dikkatinizi çekecektir: ülkemizdeki ünlü mağaza zincirlerinden birisi (Migros) tarafından açılan süpermarketler ve hatta banka göreceksiniz. Pazar günleri, şehirde hiçbir açık yer bulunmaz. Şehirdeki bir diğer süpermarket ismi “Coop” denen marketler zinciridir.

Ancak, İsviçre ülkesinin diğer şehirlerinde olduğu gibi, Bern şehrinde de alışveriş yapmak çok zordur, çünkü gerçekten her şey çok pahalıdır. Örnek: ülkemizde 0.50 TL satılan küçük bir şişe su, bu şehirde 4.5 Euro satılmaktadır. Vasat ve klasik bir hamburger menüsü 17-18 Euro civarındadır. Birçok ülkede, magnetler 1-2 Euro’dan satılırken, burada bir magnet 8-10 Euro civarındadır.

Hani derler ya: İsviçre: çikolata, saat ve çakı diyarıdır diye, bunlar  doğru ancak bunları satın almak mümkün değil, fiyatlar çok yüksektir. Bern şehrini ziyaret ederseniz, bence sadece gezin, alışveriş yapmayı düşünmeyin, zorunlu ihtiyaçlarınızı Migros veya Coop denen süpermarketlerden karşılayın.

İsviçre Bern Spitalgasse-Lauben-Arkaden

Spitalgasse-Lauben-Arkaden

Burası: şehrin şık ve eski bina cephelerinin görüldüğü, pek çok mağaza bulunan canlı alışveriş caddesidir. Bernliler, hava nasıl olursa olsun, saatlerce sürecek rahat alışveriş gezilerini severler.

Yaklaşık 6 km uzunluktaki caddenin üstü kemerlerle kapatılmıştır. Böylece: Avrupa’nın en uzun ve kapalı alışveriş caddesi kabul edilir. Burada: uluslar arası markalardan yerel butiklere ve uzman dükkanlara rastlamak mümkündür.

Caddenin sonunda: “Kafigturm” kulesi denen bir yer vardır, burası bir zamanlar gözetleme kulesi ve hapishane olarak kullanılmıştır. Caddenin devamı niteliğindeki “Marktgasse” denen yerden yöreye özgü peynir satın alabilirsiniz.

Rathausgasse

Bu caddeye paralel sokaklarda, el sanatları ve lüks eşyaların satıldığı şirin dükkanlar vardır.

Kramgasse

Burası popüler bir alışveriş merkezidir. Bu bölgenin uzun ve hafif eğimli sokaklarında, barok cepheli yapılar vardır. Sokağın uzunluğu toplam 330 metredir.

Matte

Burada: butikler, el sanatı ürünlerinin satıldığı tezgahlar ve sanat stüdyoları vardır.

 

GEZİLECEK YERLER

Şehir merkezinde katedrale kadar yürüyün, sonra büyük bir saat, astronomi saati göreceksiniz. Sonra caddede yürümeye devam edebilirsiniz.

İsviçre Bern Old Bern

ESKİ BERN (OLD BERN)

Bu bölge, yukarıda söz ettiğim gibi, UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Nehrin sağ kıyısında, birkaç köprüyle şehrin yeni kısımlarına bağlanır.

Eski Bern: Ortaçağ görünümündeki diğer İsviçre şehirlerine nazaran daha iyi korunmuştur. 2.3 kilometre karelik kapalı park, kuleler ve 16’ncı yüzyıl çeşmeleriyle karakterize edilmiştir.

Burada: 1421-1598 yılları arasında yapılan Gotik katedral, 1406-1416 yılları arasında yapılan Belediye Sarayı (Rathaus) ve 1494 yılı yapımı Nydegg kilisesi vardır. 1851-1902 yılları arasında yapılan Federal Saray (Bundeshaus): İsviçre Parlamentosunun yanı sıra, Federal Hükümetin idari ve icrai dairelerine ev sahipliği yapar.

Saat kulesi ve bir zamanlar şehri koruyan eski surlardan kalan iki kule “Cage” kulesidir. (Kafigturn) Şehrin en meşhur ayı çukuru ve parkı da buradadır.

İsviçre Bern Markgasse

Markgasse

Burası: Ortaçağ dönemindeki şehir merkezidir. 13’ncü yüzyılda inşa edilmiştir. Burada: iki çeşme vardır. İlk çeşme “Anna Seiler” e adanmıştır. Kendisi: salgın hastalıklara yakalananlara yakalananların tedavi edildiği “Island Hospital” ın kurucusudur.

Heykelde: Anna, küçük bir tabak içine su döken, mavi elbiseli bir kadın tarafından temsil ediliyor. Diğer çeşme: üzerinde bir bayraktar heykeli olan “Schützenbrunnen” isimli heykeldir.

İsviçre Bern Katedral Münster
İsviçre Bern Katedral Münster

Katedral-Münster Katedrali

İsviçre ülkesinin en görkemli katedralidir. Buranın yapımı 200 yıldan fazla sürmüştür. İnşaata 1421 yılında başlanmış ve ancak nef bölümünün tamamlanması 150 yıl sürmüştür. 1893 yılında, yapıya eklenen kulenin yüksekliği 100 metredir. İsviçre ülkesinin en yüksek kulesidir. Kulede bulunan büyük çan ise, 1611 yılında buraya konulmuş olup ağırlığı 10 ton kadardır.

Kulenin 2’nci katından şehrin güzel manzarasını izlemek mümkündür. Ancak asansör yok, 254 taş basamak merdiven çıkılması gerekiyor. Bu merdivenler dar ve spiraldir, çıkmaya niyetlenenler zor bir çıkışı göze almalıdır.

Yapının ana girişinin üstündeki alınlıkta: cennet ve cehennemi anlatan figürler bulunuyor. Bunlar arasında özellikle “Son Yargı” isimli eseri mutlaka görün. Erhart Küng tarafından yapılan bu eser: her sosyal sınıftan, toplam 234 lanetli ve kutsanmış ruhu temsil ediyor ve 1490-1495 yılları arasında yapılmıştır.

Koro bölümünde: 15’nci yüzyıldan kalma vitray pencereler bulunuyor. Sunağın üzerinde, kıyameti temsil eden 200’den fazla figür görülüyor.

İsviçre Bern Katedral Münster
Katedralin hemen önünde bir heykel dikkati çekiyor.

Bu heykeldeki kişinin elinde iki yazılı taş kitabe bulunmaktadır. Bunlar: Musa tarafından indirilen Yahudiliğin On emridir. Bu heykelin: hemen katedralin çıkış kapısı önüne dikilmesinin sebebi: katedralden çıkan Katoliklere “On emri” hatırlatmaktır. (Bernliler Protestandır.) Heykeldeki adam figürünün kulaklarının neden öyle işaretlendiği bilinmiyor.

İsviçre Bern Katedral Münster arkası aare nehri

Katedralin hemen arka bahçesinden, Aare nehrinin muhteşem manzaraları gözleniyor, buraya mutlaka uğrayın ve fotoğraf çekin.

Belediye Sarayı-Rathaus

Bern kantonu parlamentosu, burada toplanır. Bina: 1406-1415 yılları arasında yapılmıştır. 1’nci katta: merdivenler üzerinde bir çift oda vardır. Zemin ve kirişler, eski tahıl ambarı olarak hizmet görülen yıllarda, dört yuvarlak sütunla desteklenen bir salon vardır. Belediye Binasının hemen karşısında bir çeşme vardır.

İsviçre Bern Venner Brunnen-Bayraktar

Venner Brunnen-Bayraktar

Tipik ve rengarenk üniforması içinde: Bernli bir bayraktar heykelidir. Çeşme: 1542 yılında yapılmıştır.

İsviçre Bern Nydegg Kilisesi

Nydegg Kilisesi-Fransız kilisesi

1269 yılında kurulan Dominik manastırının bir parçası olarak 1270-1285 yılları arasında inşa edilen bu kilise, Bern şehrindeki en eski kilisedir. Kiliseye 1302 yılında ahşap koro tezgahları eklenmiştir.

15’nci yüzyıl başlarında, Papa Martin V: şehre bir piskopos ataması ve katedral inşa edilmesi için ev sahipliği yaptı. 1623 yılında, kilise, Fransızca konuşan Protestanların, şehirdeki ibadet yeri olarak kullanıldı.

1685-1851 yılları arasında ise: Fransa’dan kaçan Huguenotlar (Fransız Calvinistleri) tarafından hem ibadet ve hem de konaklama için kullanıldı.

Kilisenin iç kısmı: Katoliklikle eski bağların işaretlerini gösterir. Ancak daha sonra burayı alan Bernli Protestanlar: duvar resimlerini bıraktılar. Binanın olağanüstü tasarımı, transeptsiz merkezi bir nef, neften ve şapelin üstünde tek bir çatı ve cemaatleri rahibelerden ayıran kalıcı bir bölüm bulunur.

Günümüzde ise, kilise, bir Protestan kilisesi olarak ve Fransızca konuşanlar tarafından kullanılmaktadır. Güney koridorlarının batı cephesi ve cephesi: 1753-1754 yılından kalmadır. Tam bir restorasyon 1912 yılında yapılmıştır. Dış kısım ise, 1966-68 yılları arasında restore edilmiştir.

Federal Saray-Ulusal Parlamento Binası

Bern: 1848 yılında İsviçre’nin başkenti ilan edildikten sonra, Parlamento için yeni bir yer inşa edilmesi düşünüldü; 1852 yılında batı kanadı ve 1884 yılında doğu kanadı yapıldı. Kubbe ve altın çizgili, heybetli orta bölüm: 1902 yılında tamamlandı ve kullanıma açıldı.

Kubbe bakır kaplandı ve bittikten hemen sonra: zamanla kırmızımsı bir renk aldı. Zamanla, eski bakırın tipik olarak turkuaz rengi gelişti. Parlamento binasındaki süslemeler: ülkenin dört bir yanından gelen 38 sanatçılar tarafından yapıldı.

Binada: 3 komplek vardır.

Federal Meclis Bölümü: Burada merkez kubbeli salon ve iki katlı meclis binası vardır.

Federal Mahkeme Bölümü: Burası 2004 yılında açılmıştır.

Parlamento önündeki meydan (Parliament Square): 31 Temmuz 2004 tarihinde yani İsviçre Ulusal Güvenlik gününde açıldı. Binanın hemen önündeki havuzda 26 fiskiye var, bunlar İsviçre’deki kanton sayısını temsil ediyor. Meydanda eskiden olduğu gibi araç park yerleri bulunmuyor. Geleneksel haftalık Pazar burada düzenleniyor.

Her Cumartesi ve Salı sabahları: kasaplar ve peynir üreticileri, tütsülenmiş et, peynir ve hamur işleri satmak için burada toplanırlar. Parlamento binasının çevresindeki alanlar: hem yerli hem de ziyaretçiler için düzenli bir buluşma yeri olarak kullanılır. Ayrıca yaz aylarında burada su eğlenceleri düzenlenir.

İsviçre Bern Barengraben
İsviçre Bern Barengraben Ayı Parkı

Barengraben-Ayı Parkı-Bear Park

Şehirdeki ayıların ilk kayıtları: 1441 yılından gelir. Barengraben ayı parkı: Bern eski şehir altındadır. Ekim 2009 tarihinden sonra, eski moda ayı çukurunun (Bears Pit) yerine, yeni bir Barenpark almıştır.

Ayı çukuru: 1857 yılından beri, Nydeggbrücke köprüsündeki Barengraben bölgesindedir. Hatta, tarihi geçmiş incelendiğinde, ayıların 1513 yılından beri burada canlı sergilendikleri bilinmektedir. Burası: yıl boyu açıktır ve giriş ücretsizdir.

Aare nehri boyunca, Nydeggbrücke köprüsündeki ayı çukurunun bitişiğindedir. Park alanında üç kahverengi ayı vardır. Özellikle Aralık 2009 tarihinde doğan ikiz ayılar ilgi çeker. Bu hayvanlar: 2009 yılından beri, Aare nehri kıyısındaki yeni park alanında yaşıyorlar.

Ayı parkında: Fin, Björk ve kızı Ursina isimli ayılar barınıyorlar. Parkta, ayıların tırmanabileceği, nehirde yüzebilecekleri, oyun oynayabileceği ve aynı zamanda geri çekilip rahatlayabileceği 6000 metre karelik alanlar bulunuyor.

Hatta eski ayı çukuru ile birlikte, toplam alan 6500 metre kare oluyor. Ayılar: eski çukurlarının aksine, şimdi bütün gece dışarıda kalabiliyorlar.

Mağaralar ve diğer saklanma yerlerindeki kızıl ötesi kameralar, ayıların ziyaretçiler tarafından nerede olduklarını sürekli izleme ve gözleme şansı veriyor. Ancak ziyaretçilerin ayılara yiyecek atmalarına izin verilmiyor.

Ayı sadece Bear Park da bulunmaz.

Şehir genelinde, bu hayvanların sayısız simgesi görülür: çeşmelerdeki figürlerde, saat kulesinde (Zytglogge), cephe dekorasyonlarında, hazlenur zencefilli kurabiye ve choclate’den yapılmış ayılar görmek mümkündür.

1923 yılında Muirhead tarafından yazılan bir notta: “Ayı ve Bern kelimesinin gerçek bağlantısı ne olursa olsun, en eski bilinen şehir mühründe (1224) bir ayı figürü vardır ve yaşayan ayılar 1513 yılından beri Bern’de şehrin harcamalarında görülürler. Ancak özellikle belirtmekte yarar var: Hayvanları koruma (RSPCA) üyeleri, bu ayı çukurundan oldukça rahatsızdırlar.

Zytglogge-Saat Kulesi-Astronomik saat
Zytglogge-Saat Kulesi-Astronomik saat

 

Zytglogge-Saat Kulesi-Astronomik saat

 

Zytglogge-Saat Kulesi-Astronomik saat

Karnhaus Platz meydanındadır. Bern şehrinin sembolüdür. Saat kulesi: saati gösterirken, aynı zamanda ayları, günleri, burçları ve ayın hallerini de gösterir.

Gelelim tarihi sürece:

Şehrin en sıra dışı anıtı olan saat kulesinin bulunduğu yer: 1218-1220 yılları arasında, ilk batı kent kapısı olarak yapılmış kulededir. 54.5 metre yüksekliktedir. Kulenin dış görünümü: geç Barok unsurlarının hakimiyeti altındadır.

Burası: 1256 yılında ise hapishane olarak kullanılmıştır. Bu kuleye: 1405 yılında, günümüze kadar kullanılan saat mekanizması yerleştirildi. Bu ortak mekanizma yardımıyla: saatin içinde bulunan çanlar, iki kule saati, mekanik figürler ve astronomik saat yürütülüyor.

Kulenin üst kısmında saat kadranı ve alt kısmında ise astronomi kadranı vardır. Büyük kadran: 1930’larda Viktor Surbek tarafından üretilen bir fresk tarafından çevrelenmiştir. 1530 yılında: süslü astronomik objeler eklendi. Saat kadranı: üzerinde Roma tanrıları Venüs, Mark ve Jüpiter resimleri görülür.

Astronomi kadranının yanında ise, zaman tanrısı “Kronos” heykeli vardır. Kulenin üstündeki dört büyük resim ise: Bern şehrinin kuruluşu ve tarihini anlatır. Saati duyurmak için, bronz dökme çana elle vuruluyordu. 1770-1771 yılları arasında, kulenin dış görüntüsü, barok bezemeler yapılarak bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Saat: uzun yıllar, şehrin ana saati olarak hizmet etti; günün saatini göstermesi yanında, ayın, Zodyak ve evresinin işaretlerini de gösteriyor. Böylece standartları belirledi.

Gösteri

Ben ziyaret ettiğimde, kulede gösteri yoktu, ama siz ziyaret ettiğinizde görecek olursanız, gösteri hakkında bilgi vermek istiyorum. Saat başlarında gösteri sunuluyor. Gösteri özellikle çocukların ilgisini çekiyor. Gösteriyi izlemek için: saat başına 5 dakika kala, burada olmalısınız.

Gösteri: soytarının başının üstünde bulunan iki çanın çalmasıyla başlar. Ardından: ayılar ve yaşlı-sakallı bir kral harekete geçiyor ve içeriye giriyor. Horoz öter ve kanatlarını çırpar. Zaman baba, kum saatini döndürür ve zaman böylece akıp gider. Kulenin içindeki gösteri dışarıdan izlenebilirken, saatin içine de rehberli turlar düzenleniyor. Son bir not: Einstain, ünlü izafiyet teorisini, bu kuleye bakarak geliştirmiştir.

Zahringer Brunnen Çeşmesi

Kramgasse bölgesinde, Hans Gieng tarafından 1535 yılında yapılan bu çeşme: şehrin kurucusuna adanmıştır. Çeşmenin üstündeki heykelde: şehrin kurucusu Dük zırh kuşanmış bir ayı olarak tasvir edilmiş, ayaklarının dibinde yavru bir ayı ve kalkanında “aslan” resmi görülür.

Kindlifresser Brunnen Bölgesi

Child-Eater Fountain heykeli
Child-Eater Fountain heykeli

Child-Eater Fountain heykeli

Heykelin bulunduğu çeşme, şehirdeki 11 çeşmeden birisidir. Çeşme, söylentilere göre, şehirdeki Yahudi cemaatini uyarmak için yaptırılmıştır. Yaklaşık 500 yıllık bu heykelde: bir bebeği yiyen bir adam tasvir ediliyor. Adamın çantasında 5 çocuk daha görülmektedir.

Kimse, bunun sebebini bilmemektedir. Muhtemelen; ortaçağda çocukları korkutmak için kullanılan ortak bir sahne tasvir edilmektedir. Ancak heykelle ilgili çeşitli teoriler bulunmaktadır.

Heykelin, Bern Yahudi topluluğuna bir tür uyarı olduğudur düşünülmektedir. Çünkü: heykelde çocuğu yiyen adam: Yahudilerin o dönemde giymek zorunda kaldıkları sarı-sivri Judenhut’a çarpıcı şekilde benzeyen bir şapka takmasıdır. Ayrıca: Yahudilerin ritüellerinde çocuk kanı kullandıkları efsanelere konu olmuştur.

Bir diğer teori: korkunç Ogre’nin (yani adamın) Yunan Titan’ı olan Kronosu tasvir etmesidir. Kronos: Yunan mitolojisindeki en rahatsız edici masallardan birisidir. Buna göre: Kronos, tahtını devralmaması için, bir gün 7 çocuğundan 5 tanesini yer ama 6’ncı çocuk olan Zeus kaçar ve sonunda kardeşlerini kurtarır. (Heykelde 5 çocuğun yenilmesi tasvir edilmektedir.)

Son teori:

Adam, Bern’in kurucusu Duke Berchtold’un ağabeyidir. Görünüşe göre, küçük kardeşinin yıllarca gölgesinde kalmasının kıskançlığıyla çılgına döndüğünden sonunda kasabanın çocuklarını topladığı ve yediği şeklindedir. Ancak bu hikaye, kasabanın tarih kitaplarında kayıtlı değildir.

Son bir teori: çocukların ayı çukurlarından uzak durmaları için bir uyarıdır. Heykelin tabanını çevreleyen ayılar bu teoriyi destekler. Ancak ayı çukurları, heykelin yapımından yaklaşık 300 yıl sonra açılmıştır.

1546 yılında Hans Gieng tarafından: yine burada bulunan 100 yıllık bir çeşmeyi değiştirmek için  yapılan çeşme ve heykel, bir sanat eseri değildir. Ancak şehrin en eski çeşmelerinden biridir. 500 yıldır Bernli çocukları korkutmuş olan heykel, orada durmaya devam etmektedir.

Zahringer Brunnen heykeli

Zahringer Brunnen heykeli

Zahringen çeşmesi: tam zırhlı, ayı heykeliyle bulunan kişi, Bern şehrinin kurucusu Berchtold von Zahringer’dir ve elinde altın aslan tutar.

ALBERT EİNSTAİN EVİ

ALBERT EİNSTAİN EVİ

Kendisi: 1902-1909 yılları arasında; UNESCO Dünya Kültür Mirası olarak koruma altına alınan Kramgasse bölgesindeki bu evde yaşamıştır. Kendisi 1902 yılında Bern şehrine geldi.

Eşi Mileva 1903 yılında buraya geldi ve ilk çocukları Hans Albert burada doğdu. 1905 yılında: Bern şehrinde İsviçre Federal Patent Enstitüsünde çalışırken: ışık, uzay ve zamana ilişkin kuramlarla ilgilendi. Relativite-Görecelilik (yani e=mc kare) kuramını burada geliştirdi ve geliştirdiği yıl olan 1905 yılı “Annus Mirabilis” (Mucize yılı) olarak anılır.

Fizik dehasının 20’nci yüzyılın başında Bern de kalışının kanıtı ve günümüzde bu yapı müze olarak düzenlenmiştir. Burayı ziyaret ederseniz: büyük fizikçinin yaşadığı yerleri görebilirsiniz. Ünlü fizikçinin burada yaşadığı dönem: olağanüstü yıl yani bilimsel keşiflerinin en yaratıcı dönemiydi.

Müzede: Einstein’in yazı masası, hayatı, eserleri ve konuşmalarını içeren sayısız fotoğraf ve orijinal belgeler bulunuyor. 2’nci katta: ünlü bilgin ve ailesinin yaşam koşulları, o zamanki mobilyalarla gösterilmiştir. 3’ncü katta: bilginin biyografisi, hayatı ve çalışmaları anlatılıyor.

bern.botanik bahçesi.1
BOTANİK BAHÇESİ-ALPİNUM

BOTANİK BAHÇESİ-ALPİNUM

Şehrin tam merkezindedir. Açık havada ve 7 serada 6000 bitki türü yetişmektedir. Burada: Asya ve Kuzey Amerika’daki bitkiler kadar, yüksek dağlarda yetişen bitkiler de vardır. Botanik bahçesindeki Palmiye Evi: genellikle nemli tropikal bölgelerde yetişen bitkiler görülür.

Fern House denen yerde: tropik dağ ormanlarından gelen bitkiler bulunur. Bahçedeki diğer bölüm ise: yarı çöllerin sıcak ve kuru ikliminde yetişen bitkiler bulunmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz: İsviçre bitki örtüsü hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

UNTERTORBRÜCKE KÖPRÜSÜ

Şehrin en eski köprüsüdür. 1461-1489 yılları arasında yapılmıştır. İlk yapıldığında: meşe ve ahşap kısımların yoğun olduğu köprü, 1460’lı yıllarda tamamen taş olarak yeniden yapılmıştır. 1818 yılında köprünün üst yapısında değişiklik yapılmıştır. 1979-1981 yılları arasında köprüde restorasyon yapılmıştır.

ŞEHİRDEKİ MÜZELER

Kunst Museum-Güzel Sanatlar Müzesi

Kunst Museum-Güzel Sanatlar Müzesi

Aare nehri kıyısında, eski şehrin kuzeyindedir. İsviçre ülkesinin en eski müzesidir. 1809 yılında Bern Devlet Sanat Koleksiyonu kurulduktan sonra, neoklasik tarzda inşa edilen müze binası, 1879 yılında hizmete açılmıştır. Müzede: Ortaçağ Bern tabloları vardır. Ayrıca: Monet, Cezanne, Renoir, Vann Gogh ve Hodler gibi sanatçıların eserleri sergileniyor.

Ayrıca, yine bu müzede: Zentrum Paul Klee isimli sanatçının, yaklaşık 4000 eseri bulunuyor. Galeriler şeklinde düzenlenen müze, gerçekten ilginçtir. Sürekli büyüyen ve gelişen koleksiyonda: 3000’in üzerinde resim ve heykelin yanı sıra 48.000 çizim, baskı, fotoğraf, video ve film bulunur.

Schweizerrisches Alpines Museum-İsviçre Alpleri Müzesi

Burası, dağ tutkunları için muhteşem bir müzedir. Çeşitli haritalar, antika kayak ve tırmanış ekipmanları sergileniyor. Evet, bu müze, tamamen İsviçre dağlarının çeşitliği konusunda düzenlenmiştir.

Museum Für Kommonikation-İletişim Müzesi

İlk santrallerden, modern yazıcılara kadar uzanan dönemde, posta hizmetleri, telgraf ve telefonun tarihi anlatılıyor. Girişte ise: İsviçre ve diğer birçok ülkeye ait “pullar” sergileniyor. Benim özellikle pul merakım olduğundan, buradaki muhteşem nadir pulları büyük bir beğeniyle seyrettim, pul meraklılarına duyurulur.

Bernisches Historisches Museum-Bern Tarih Müzesi

Burada: el yapımı aletler, silahlar, biblolar ve mücevherler sergileniyor. En değerli parçalar ise: 1476 yılında yapılan Grandson Savaşında, Burgonya dükünden ele geçirilen ganimetlerdir. Bunların arasında: savaş gereçleri, süslemeli el yazmaları ve değerli goblenler bulunuyor.

 

İsviçre Zürih

İsviçre Zürih

İsviçre’nin en büyük şehridir. Aynı zamanda, ekonomik ve kültürel başkenttir. Şehrin havaalanı: 10 km. kuzeydoğuda, Kloten bölgesindedir.

Havaalanından, şehir merkezine metro ile ulaşabilirsiniz.

Aynı isimle anılan gölün, kuzey ucundadır. Şehrin isimleri: Almanca: Zürich, İsviçre Almancasında: Züri.

Avrupa’nın yaşam kalitesi en yüksek şehridir. Business Week dergisinin, 2007 yılı değerlendirmelerinde “Dünyanın en yaşanılabilir şehri” seçilmiştir. Hatta, bu ününü, takip eden yıllarda da korumuştur.

İsviçre Zürih

İsviçre ülkesinin en büyük kentidir. Zürih kantonunun başkentidir. FIFA’nın merkezi, bu şehirde bulunuyor.

Dünyanın en pahalı şehri olduğu söyleniyor. Özellikle: caddelerde, muhteşem araba markalarını, hatta klasik arabaları görebilirsiniz. Bunun yanında, Avrupa’nın motor en çok bulunan şehri sanırım burası olabilir.

Burada, yaşamak ve alışveriş yapmak için çok fazla para olması gerekiyor. Lüks, güzel ve hastalık derecesinde temiz bir kent.

1877 yılında, Borsa bu şehirde kurulmuş ve günümüzde önemli bir finans merkezi konumundadır. Zaten şehirde gezerken, nereye baksanız bir banka şubesi göreceksiniz.

İsviçre Zürih

Avrupa’nın en iyi üniversiteleri

ETH (Eidgenössiche Technische Hochschule) ve Zürih Üniversitesi (Universitat Zürich) bu şehirdedir.

Sokaklarında sahipsiz kedi-köpek bulunmaz. Araçların düzgün park etmesi için, cadde-sokak yanlarına, özel işaretler yapılmıştır. Yani: aşırı düzenli bir şehir. Sabaha karşı, Belediye görevlilerinin, sokak ve caddeleri, deterjanlı sular ile yıkadığını görürseniz şaşırmayın.

TARİHİ

2000 yıl önce, Romalılar, bölgede “Turicum” tepesinde, bir gümrük noktası kurmuşlar. Günümüzde, burası “Lindenhof” olarak biliniyor ve şehrin coğrafi merkezi konumundadır.

Aradan 1000 yıl geçince: Zürih şehirleşmiş, ipek, yün ve pamuk dokumacılığında önemli bir merkez konumuna gelmiştir.

Zürih: 1351 yılında, Konfederasyona katılmıştır. Reform hareketleri, kentte yaygınlaşınca: ticari ve politik alanda, büyük gelişmeler görülür.

DİL

Şehirde konuşulan diller: İtalyanca, Almanca ve Fransızcadır.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehirde gezmek için, “Nıne-Uhr Pass” denilen bir bilet satın alın. Bu bileti: gemiler hariç, tüm ulaşım araçlarında rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Nereden alacaksınız? Bindiğiniz herhangi bir vasıtadan satın alabilirsiniz. 7.5 Frank bir günlük tramvay bileti alıp, şehri bir güzel gezebilirsiniz. Hoş zaten kimse kontrol etmiyor, vatandaşa aşırı güven duyuluyor.

Toplu taşıma ağı: muhteşem şekilde düzenlenmiştir. Her 4 dakikada bir tren gelir, her 2 dakikada bir ise, istasyon bulunur.

İKLİM

Burada, ılıman iklim hakimdir. Aşırı sıcak, aşırı soğuk ve nem yok.

YEMEKLER

Geleneksel İsviçre mutfağı yemeklerinden tatmak isterseniz, şunları önerebilirim: Burgermaıster Schwert (süt danası etinden yapılan, özel soslu bir yemek) ve Bratwurst deneyebilirsiniz. Ayrıca: küflü peynir ile sunulan, patatesten yapılan “Gnocci” de güzel bir seçenek olabilir. Tercih sizin.

Bunun dışında: Zürih şehrinde, “kase fondue” yemenizi öneririm. Traditionnelle cinsinden yemelisiniz. Eritilmiş, iki çeşit peynirden yapılan, yöresel bir tat)

ÇİKOLATA

İsviçre çikolataları, elbette bu ülkede yenebilecek en güzel şey. Şehirde, çikolatanın: sütlüsü, karamellisi, çileklisi gibi birçok çeşidini bulabilirsiniz.

İsviçre Zürih Turizm

TURİZM

Şehirdeki: 4 katedral ve ünlü Zürih gölü dışında, turistler için tek ilgi çekici nokta, alışveriş merkezleridir. Şehri mutlaka yürüyerek gezin, zaten şehri baştan-aşağıya yürüyerek gezmeniz, toplasanız 3 saatinizi almayacaktır.

İsviçre Zürih Ne Satın Alınır

NE SATIN ALINIR

Bu şehirde, saat çok meşhur. Bunun dışında: çakı ve giyim eşyası satın alabilirsiniz. Özellikle: Zürih şehrine özel bir şeyler satın almak isterseniz: kaşmir ve ipek olabilir. Çünkü: Silk&Cashmere mağazası, bu konuda ön sırada.

İNSANLARI

Şehirde yaşayan nüfus içinde, Türkler, yoğundur. Bunun yanında: bol miktarda “gay” ve “eşcinsel çift” görebilirsiniz.

GECE HAYATI

Hayır, bu şehirde gece hayatı yok. Sanırım, ev partilerinde eğleniyorlar. Zaten, şehirde gezerken baktığınızda, gece saat 22.00 den  sonra, evlerde yanık ışık göremezsiniz.

ETH (EİDGENÖSSİCHE TECHNİSCHE HOCHSCHULE) ZÜRİH ÜNİVERSİTESİ

Avrupa’nın en iyi üniversitelerindendir.

İsviçre Zürih Gezi Planı

GEZİ PLANI

Şehrin: modern merkezi ve tarihi merkezi arasındaki sınırı: Limmat nehri oluşturur.

LİMNAT NEHRİNİN BATI YAKASI

İsviçre Zürih Bahnhof Strasse

BAHNHOF STRASSE

Burası, dünyanın en prestijli caddelerinin başındadır. Ihlamur ağaçları bulunan caddenin uzunluğu: 1.5 km. dir. Tren istasyonundan başlar ve göl kıyısına kadar uzanır. Trafiğe kapalıdır, yalnızca yayalara ayrılmıştır.

Bu cadde üzerindeki mağaza ve dükkanlarda: ayakkabı, kürk, aksesuar, porselen, mücevher, saat ve diğer her türlü lüks ürün türlerini bulabilirsiniz. Ayrıca: bankalar, pastaneler ve butikler bulunuyor.

İsviçre Zürih

Özellikle: buradan başlayıp, Zürih gölüne doğru giden ilginç bir sokak var. Langstrasse. Bu sokak: eskiden sanatçıların ve bohemlerin takıldığı bir mekan imiş. Günümüzde ise: burası, şehrin enteresan mekanlarından biri, tabiri lütfen hoş görün, it-kopuk mekanı.

Özellikle, hafta sonlarında: burada, her türlü uyuşturucu ve fahişe görmek mümkün ve bu arada, polis te ortalıkta yok.

Sizler, şehri gezerken, umarım bu söylediklerimi hatırlar ve bu sokağa girmemeye dikkat edersiniz.

Tren istasyonu yakınlarında bir bina var.

İsviçre Zürih Urania

URANİA

Burası, 48  metre yüksekliğinde, bir gözlem kulesidir. Bu kulede: muhteşem büyük bir teleskop var. Bu ana teleskop: 600 kez büyütme özelliklerine sahiptir. Ayrıca, kulede, bir de bar var. Şehirde, en yüksekteki bar olarak öne çıkıyor.

İsviçre Zürih Urania

Bahnhof Strasse boyunca ilerlediğinizde: hemen solunuzda, nehir tarafında bir yapı var. Münsterhof caddesi istikametine dönüyorsunuz. Köprüye varmadan hemen önce, sağınızda:

İsviçre Zürih Fraumünster Kilisesi

FRAUMÜNSTER KİLİSESİ

Kilise, ilk olarak 853 yılında, Güney Almanya aristokrasisinin kadın üyeleri tarafından iskan edilmiştir. Hemen nehrin kıyısındadır. Giriş ücretsizdir. 13.yüzyıla kadar da, Zürih şehrinde, kralların himayesinde olmuştur.

Reformasyon’dan sonra ise, kilisenin mülkiyeti, Zürih şehrine geçer. Yapı: 1911 yılında restore edilmiştir.

İsviçre Zürih

Kilisenin en ilgi çeken yerleri ise: vitray pencereleridir. Kuzeydekiler: 1945 yılında, Alberto Glacometti tarafından yapılmıştır. Koroda bulunanlar 1970 yılında ve güneydekiler ise, 1978 yılında, Rus-Fransız sanatçı Marc Chagall tarafından yapılmıştır. Şehrin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir.

Hemen karşıda, başka bir bina var.

ZUNFTHAUS ZUR MEİSEN

Burası, 1757 yılında yaptırılmış, şehrin en güzel Barok binasıdır. Giriş ücretlidir. Günümüzde, burada: İsviçre Ulusal Müzesinin “Seramik Koleksiyonu” sergileniyor.

Bu binanın, hemen arkasındaki dar sokaklardan ilerleyin. Bu dar sokaklarda, butikler ve antika mağazaları sıralanıyor. Karşınıza bir kilise çıkıyor.

İsviçre Zürih Sankt Peterskirche

SANKT PETERSKİRCHE (AZİZ PETRUS KİLİSESİ)

Şehrin en eski kilisesidir. Barok nef: 1705-1706 yılında yapılmıştır. Zürih şehrinde inşa edilen ilk reform kilisesidir.

Kilisenin çan kulesinde: dünyanın en büyük saatlerinden biri bulunuyor. Bu saatin çapı: 8.7 metredir. Saat: 13.yüzyıldan kalmadır. Kule: uzun süre yangın gözlenmesi için de kullanılmıştır.

Yapıya: 18.yüzyılda eklenen pembe-turuncu mermer sütunlar, alçı işlemeler ve kristal avizeler mükemmel. Burayı görmeden geçmeyin.

İsviçre Zürih

Kiliseden çıktıktan sonra, yukarı doğru yürümeye devam edin. İstikamet: Lindenhof.

LİNDENHOF

Burası, yeşil bir alan. Buranın dik merdivenlerinden çıkın ve nehrin karşısındaki “Limmatquai” sahilinin muhteşem manzarasını izleyin.

Bu arada: meydanda bir çeşme göreceksiniz. Çeşme; 1292 yılında, Habsburg kuşatmasında, şehri kurtaran, Zürihli kadınların anısına yapılmıştır.

Zürihli kadınlar, savaşçı giysilerine bürünmüşler ve uzaktan bunları gören düşman güçleri, şehrin iyi korunduğuna inanarak, geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Bahnhof platz meydanı, yani Bahnhof street caddesinin başlangıç noktasındaki “Hauptbahnhof” hemen arkasında, Zolibr Museum str. caddesinde: güzel bir müze var.

İsviçre Zürih Schweizerisches Landes Museum

SCHWEİZERİSCHES LANDES MUSEUM (İSVİÇRE ULUSAL MÜZESİ)

Yapı: 1898 yılında, Gustav Gull tarafından, Ana tren istasyonunun yanında inşa edilmiştir. 100 yıllık müze binasının üzerindeki kuleler, bir masal kalesini andırıyor.

Burada: İsviçre kültürüne ait eserler ve objeler sergileniyor. Giriş ücretli. Sergi salonlarında: Ortaçağdan kalma: heykel ve resimler, vitray ve fresk örnekleri sergileniyor. Üst kattaki salonda: silahlar, zırhlar, üniformalar ve diğer askeri gereçler sergileniyor.

Bölgedeki bir başka müze: Rietberg bölgesinde, “Park Villa” denilen bir parkta bulunuyor.

RİETBERG MUSEUM

Giriş ücretli. Burada: Baron Von der Heydt tarafından toplanmış: geleneksel Çin porselenleri, Ermeni kilimleri, Peru çömlekleri ve Afrika maskları sergileniyor. Büyük bir koleksiyon, mutlaka görmelisiniz.

İsviçre Zürih Limnat Nehrinin doğu yakası

LİMNAT NEHRİNİN DOĞU YAKASI

İsviçre Zürih

Nehrin doğu yakasında: eski lonca binaları sıralanıyor ki, bunlar gayet görkemli binalar. Fraumünster binasının hemen karşısında, nehrin öte yanında, köprüden geçiyorsunuz ve bir katedralle karşılaşıyorsunuz.

İsviçre Zürih Grossmünstek Katedrali

GROSSMÜNSTEK KATEDRALİ

Burada, bugün göreceğiniz binadan önce: 1100-1250 yılları arasında, 9.yüzyıldan kalma bir kilise bulunduğu biliniyor. Bu yapı ise: ülkede, Almanca konuşan halk için “Ana Kilise” statüsündedir.

Augusto Giacometti tarafından yapılan vitraylar mükemmel. Bunlar: 1900 yılında yapılmıştır. Kilise: İsviçre-Alman reformasyon başlangıç noktası olmuştur.

Şehrin en dikkat çekici anıtları olan, ikiz kuleler ise: 15.yüzyılda yapılmış, 18.yüzyılda ise, üzerleri kubbelerle örtülmüştür.

İsviçre Zürih

Limmatquai caddesinden yukarıya doğru yürüyorsunuz ve hemen solunuzda, nehir kıyısında bir yapı var.

İsviçre Zürih Rathaus

RATHAUS

Burası, 1694-1698 yılları arasında yapılmış ve günümüzde Belediye ve Kanton Meclislerinin toplantılarının yapıldığı bir yapı.

Grossmünster yapısının hemen arkasında, Kuchgasse caddesi takip edildiğinde, güzel bir müze ile karşılaşacaksınız.

KUNSTHAUS (GÜZEL SANATLAR MÜZESİ)

Giriş ücretli. Burada: Ortaçağ döneminden, 20.yüzyıla kadar olan dönemdeki Avrupa resim sanatının pek çok örneğini görmek mümkün. Özellikle: İsviçreli sanatçıların eserleri, kapsamlı ve ayrıntılı olarak sergileniyor.

Bunların dışında: Monet, Cezanne, Van Gogh ve Picasso’nun başyapıtları sergileniyor. Müze, aynı zamanda: Man Ray isimli sanatçının fotoğrafları ile dikkat çekiyor. İsviçre Fotoğraf Vakfının, önemli koleksiyonları burada sergileniyor.

DOĞU YAKASINDA DİĞER GEZİLECEK YERLER

İsviçre Zürih Çin Bahçesi

ÇİN BAHÇESİ

Zürih’e kardeş şehir: Kunming şehrinin hediyesi olan bu bahçe, gerçekten görülmeye değer. Zamanınız varsa, mutlaka gidin. Göl kıyısında. Giriş ücretli. Parkta: kuşlar, çiçekler, balıklar, dereler ve köprüler gibi tüm ayrıntılar: Uzakdoğu’dan esintiler taşıyor. Özellikle: çam, bambu ve kış kirazı ilginç.

İsviçre Zürih Limmat nehri tekne gezisi

LİMMAT NEHRİ TEKNE GEZİSİ

İsviçre Zürih

Limmat nehrinde, güzel tekne turları yapılıyor. Bu tekne turlarına katılmak için: nehrin batı bölgesindeki, Landesmuseum denilen yerin önünden, her yarım saatte bir kalkan teknelere binmeniz gerekiyor. Tekne turu, kısa tur gezileri 1.5 saat, uzun tur seyahatleri, 4 saat sürüyor.

İsviçre Zürih

Ayrıca: batı bölümünün, göl kıyısında bulunan “Bukli platz” rıhtımından başlayan tekne turlarına da katılabilirsiniz. Bu tekne turları: yemekli ve yemeksiz olmak üzere, 1 ve 7 saatlik turlar şeklinde düzenleniyor. Bu turlarda: meyve-sebze bahçeleri, üzüm bağları ve hoş otellerle çevrili kasabalar görülüyor.

İsviçre Zürih Rheinfall Şelalesi

RHEİNFALL ŞELALESİ

Zürih yakınlarında, Avrupa’nın en büyük şelalesidir. Şelale: Schaffhausen ve Zürih kantonları arasında bulunuyor. Şelalenin düştüğü yükseklik: 23 metre, genişlik ise: 150 metredir. Debisi ise, saniyede 700 metre küp. Şelaleyi izlemek için 280 basamaklık bir merdivenden iniliyor ve sonra yine bu basamaklar geri çıkılıyor.

İsviçre Zürih Alpamera

ALPAMERA

Avrupa’nın en büyük kapalı su parkıdır. Park alanında: dalga havuzu, spa, termal banyolar var. 4 havuz bulunuyor. Dalga havuzunda:1 metre yüksekliğinde, muhteşem dalgalarla eğlenebiliyorsunuz. Suyun sıcaklığı ise: 30 derece. Termal havuz (spa) bölümü ise: her yaş gurubuna hitap ediyor.

Açık yüzme havuzunda: su altı müzik, şelale, mağara var. Nehir imajı verilmiş, açık yüzme havuzunda ise, suyun akım hızı, düzenli aralıklarla, hızlı ve yavaş olarak ayarlanıyor ve burada akıntıya karşı veya akıntı ile yüzebiliyorsunuz.

Evet, burası kesinlikle bir su cenneti. Zamanınız varsa, mutlaka gidin. Her ne kadar bizim ülkemizde, bu tür tesisler bulunsa da (özellikle Kuşadası’nda), burayı da görmek, değişiklik olabilir.

İsviçre Zürih Beyer Saat Müzesi

BEYER SAAT MÜZESİ

Müzede, sergilenenler: 16. ve 17.yüzyıldan kalma bilimsel ölçme aletleri, petrol saatleri, mekanik saatler, demir saatler, İsviçre ahşap vites saatleri var. 1750-1850 yılları arasından kalma, Neuchatel masa saatleri de, süper bir koleksiyon olarak sergileniyor. Ayrıca: deniz saatleri ve navigasyon aletleri koleksiyonları da muhteşem.

İsviçre Basel

İsviçre Basel

Ülkenin kuzeyinde bulunan şehir, ülkenin ikinci büyük şehridir.

İsviçre ihraç malları: Hollanda-Rotterdam limanına, buradan hareket ederek ulaştırılıyor.

İsviçre Basel

Şehir: Ren nehrinin iki kıyısında, Avrupa’nın tam merkezindedir. Fransa-Almanya-İsviçre, üç ülkenin ortak sınırı, sınır üçgeni, şehir yakınlarındadır.

Burada: birçok: tiyatro, müze, sanat galerisi ve dünyanın en eski sanat koleksiyonuna sahip müzeler bulunuyor.

Basel şehri, mimari açıdan çok zengindir. Mimari değerlendirildiğinde: İsviçre ülkesinin, ikinci en büyük binası “Basler Messeturn” burada bulunuyor.

Binanın yüksekliği: 105 metredir. Ayrıca, İsviçre ülkesinin, en yüksek kulesi olan “St. Chrischona TV kulesi” yine, bu şehirdedir. Bu kulenin yüksekliğiyse, 250 metredir.

Şehrin ekonomisi değerlendirildiğinde

İsviçre ve dünya kimya endüstrisinin en etkin kurumları “Basel” şehrinde bulunmaktadır. İlaç ve kimyasallar, kendin sanayi kesiminin modern odağı olarak öne çıkıyor.

Büyük ilaç endüstrisi: Novatris, Syngenta, Ciba, Chemicals, Clariant, La Roche gibi markalar, ilaçlarını bu şehirde üretiyorlar. Bunan yanında: şehirde, bankacılık da, üst düzeyde.

Burada: yaklaşık 1 milyon insan yaşıyor. Kullanılan resmi dil: Almanca. Ancak, yaygın olarak, İngilizce ve Fransızca da konuşulmaktadır.

İklim: Şehir, ülkenin kuzeyinde kaldığında: burada, Orta Avrupa karasal iklimi hakimdir. Bu iklim doğrultusunda, sis ve yağmur sık görülür. Yazın sıcaklık ortalaması: 18 derece civarındadır.

Şehir ve çevresinde: 20 müze bulunuyor.

İsviçre Basel

BASEL ŞEHRİNİN TARİHİ GEÇMİŞİ

Şehrin: bir kültür merkezi olarak öne çıkması, 7’nci yüzyılda rastlıyor. Germen İmparatoru II. Konrad: 1033 yılında, bu şehri, Burgonyalıların elinden alır ve 1051 yılına kadar, Germenlerin elinde kalır.

Ünlü düşünür Erasmus: (hatırlayanlar olabilir, üniversiteler arasındaki öğrenci değişik programının ismi de: Erasmus olarak bilinmektedir): 1521 yılında, bu şehirde eğitim vermeye başlamıştır. Sonuçta, burası, önemli Hümanizm merkezlerinden biri haline gelmiştir. Zaten, şehirde 1460 yılında kurulan üniversite, ülkenin en eski üniversitesidir.

EURO HAVAALANI (BASEL HAVAALANI)

Havaalanının ismi “Euro Havaalanı” dır.

Basel havaalanından, şehir merkezine ulaşım, otobüsle 15 dakika sürmektedir. Havaalanı ve şehir merkezinde bulunan Tren istasyonu arasında, otobüs seferleri düzenleniyor. Aslına bakarsanız, buraya ulaştığınızda, birçok alternatif söz konusu.

Bu küçük havaalanına indiğinizde: kolayca ulaşabileceğiniz yerler: İsviçre Basel, Fransa Mulhouse ve Almanya Freiburg. Ayrıca, bu havaalanı çevredeki birçok ülke ve şehre çok yakın. Yani, ucuz havayolları ile, diğer herhangi bir şehre gayet uygun fiyatla gidebilirsiniz.

BASEL UÇAK

Euroairport-Basel-Mulhouse-Freiburg havaalanı: Basel şehir merkezine 4 km. uzaklıktadır. Fransız toprakları üzerinde inşa edilmiş, bir gümrük serbest karayolu ile, şehir merkezine bağlıdır.

Havaalanından, şehir merkezine gitmek için, otobüste, otobüs şoföründen 3.80 CHF lik veya Euro cinsinden bilet satın almanız gerekir.

İsviçre Basel Fuar-Kongre Merkezi

FUAR-KONGRE MERKEZİ

1471 yılında, İmparator III. Friedrich, Basel şehrini fuarlar merkezi olarak tanıdı. O tarihten buyana, şehir, İsviçre ülkesinin önde gelen fuar ve kongre merkezidir.

Bunun sebeplerinin başında: şehrin merkezi konumu, dünya çapında ulaşım ve altyapı kolaylığı, şehir içindeki kısa mesafeler önem taşımaktadır.

Özellikle: BASELWORLD, dünya mücevher ve saatleri için, önemli fuarlara ev sahipliği yapmaktadır. Bunun dışında, özellikle, şehirde her yıl “Sanayi Fuarı” düzenlenmektedir. Bu fuar, her yıl yaklaşık 1 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Yani, şehir tam bir fuar ve kongre merkezi.

İsviçre Basel Fasnacht

FASNACHT (BASEL KARNAVALI)

3 gün sürer. Büyük ve şaşırtıcı bir karnavaldır. Karnaval boyunca: maskeler, davullar, sıra dışı kostümler ve dev fener alayları şehri şenlendirir ve sonuçta, Avrupa’da çok meşhur bir karnaval ortaya çıkar. Yani, bu tarihlerde, şehirde üç gün uykusuz geçirmek gerekir.

Karnaval zamanı geldiğinde, sabaha karşı, saat 04.00’de, şehrin tüm ışıkları söndürülür ve birkaç dakika sonra fenerler yakılır. Bütün şehirde; davullar, hafızalardan silinmeyecek ritim eşliğinde çalar ve dans gurupları yürüyüşe geçerler.

Evet, festival süresince: tören alayları, dar sokaklarda gezinir, kafeler ve restoranlar bunları seyredenler tarafından tıka basa doldurulur. Bütün gündelik hayat, ikinci plana atılır.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehirde, büyük ve geniş bir toplu taşıma ağı bulunmaktadır. Yeşil renkli tramvaylar ve sarı renkli otobüsler var.

BASEL CARD

Basel Card satışları, tren istasyonlarında yapılıyor. Ücretleri: 24 saat için, büyükler 15 Euro, çocuklar için, 7.5 Euro. 48 saat için ise: büyükler 20 Euro, çocuklar için: 10 Euro fiyatla satılıyor.

Neler sağlıyor? Çeşitli konumlarda ücretsiz girişler, tekne gezilerinde indirimler, araç kiralamada indirim, çeşitli restoranlarda indirim sağlıyor.

İsviçre Basel Üniversitesi

BASEL ÜNİVERSİTESİ

“Basel Hosts” isimli Basel Üniversitesi: İsviçre’nin en eski üniversitesidir. 1459 yılında kurulmuştur. Günümüzde, Üniversite bünyesinde: 7 fakülte ve 70 yan kurum bulunmaktadır.

Tarihi süreç içinde, bu üniversitede: Erasmus, Paracellus, Leonhard Euler, Friedrich Nietzche eğitmen olarak çalışmışlardır. Özellikle: Erasmus’un burada büyük emeği geçmiş ve yaşamı noktalana kadar, burada çalışmıştır.

Akademik birimler: İlahiyat, Tıp, Hukuk, Edebiyat, Fen, İktisat, Psikoloji fakültelerinden oluşmaktadır.

Üniversite bünyesinde, yaklaşık 3000 kişi istihdam ediliyor.

DOESİDERİUS ERASMUS

1466-1536 yılları arasında yaşamıştır. Hollandalı, bir Rönesans hümanisti, bir Katolik rahip ve teolog’dur. 1536 yılında, Basel şehrinde öldü ve katedralde gömüldü.

Hayatındaki en önemli dönüm noktaları şunlardır: 1495 yılında, piskopos onayı ile, eğitim için “Paris Üniversitesi” ne gider. 1499 yılında ise, İngiltere’ye geçer.

Hayatının büyük kısmını: Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki üniversitelerde, dersler vererek geçirmiştir.

İsviçre Basel Alışveriş

ALIŞVERİŞ

Şehirde, Aeschen platz ve Kleinbasel arasında kalan Clara bölgesinde, şehir dükkanlarının çoğu bulunmaktadır.

GEZİ PLANI

Şehirdeki gezimize: bir köprüden başlıyoruz.

İsviçre Basel Mittlere Rheinbrücke

MİTTLERE RHEİNBRÜCKE (MERKEZİ ORTA KÖPRÜ)

Burası: şehir manzarasının çok güzel göründüğü bir yer. Ren nehri üzerindeki ilk köprüdür. 1226 yılında; kısmen ahşap ve kısmen taş olarak, Heinrich von Thun tarafından yapılmıştır.

Üzerinde bulunduğu yolun önemi nedeniyle, uluslar arası önem kazanmıştır. Özellikle, 14.yüzyılda, köprü, uzun ticaret yolunun Ren nehri üzerinden geçişlerinde kullanılmıştır.

Daha sonra, 1899 yılında başka bir köprü yapılır. Ancak: günümüzde görülen köprü: 1903-1905 yılları arasında, tamamen taş olarak tamamlanır.

Günümüzde, köprünün hemen yanındaki iskelede, Ren nehri üzerinde, ilginç geziler sunan, kruvaziyer gemiler bulunuyor.

Buradan: ilk istikametimiz “KLEİNBASEL” yani “Küçük Basel” bölgesi. Yani: Ren nehrinin, batı yönü.

İsviçre Basel Kleinbasel

KLEİNBASEL BÖLGESİ (KÜÇÜK BASEL)

MÖ.13.yüzyılda, burası ayrı bir şehir olarak gündeme gelmiştir. Şehirdeki üst sınıf insanlar, yaygın olarak bu banliyöde yaşamışlardır. Günümüzde bile, burada, daha yoğun olarak yabancılar yaşamaktadır.

İsviçre Basel Grossbasel

GROSSBASEL BÖLGESİ (BÜYÜK BASEL)

Burası, nehrin öbür yanına göre, daha eski bir yerleşim yeridir. Şehir ile, eski katedral ve Pazar alanı ve Belediye binası arasında kalan alandır. 14.yüzyılda, şehrin merkezi burasıdır.

Dar sokaklar ve caddelerde, tarihi yapılar arasında keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.

Rheinsprung ve onu takip eden Augustinergasse caddelerini takiben yürüyün. Buralar: tarihi evlerin sıralandığı, Ren nehri kıyısındaki uzunca bir caddedir. Bu caddeler: Münster Platz‘a çıkıyor.

İsviçre Basel Münster Platz

MÜNSTER PLATZ

Burası, kare bir meydan. Meydanda: Münster Katedrali bulunuyor.

İsviçre Basel Münster Katedrali

MÜNSTER KATEDRALİ

Şehrin, en eski bölümünün merkezidir.

Halka açıktır. Aslında bir Katolik katedrali olmasına rağmen, günümüzde bir Protestan kilisesi olarak kullanılıyor.

Yapı: 12.yüzyıldan bu yana pek az değişikliğe uğraması ile öne çıkıyor. Kırmızı kumtaşı duvarları, renkli kiremitleri ve ikiz kuleleriyle, şehrin bir  simgesi gibi  hemen öne çıkıyor.

MÖ.15.yılında, Roma askerleri, Roma İmparatorluğu ve Cermen kabileleri arasındaki sınırda, Katedral Tepesi üzerinde bir askeri üs inşa ederler. Katedral, bu bölgenin hemen ortasında bulunuyor.

İsviçre Basel

11.yüzyılın başında, İmparator Henry II. Şehre, bu muhteşem katedrali kazandırıyor.

Henry katedrali olarak bilinen yapı, 1356 yılındaki depremde yıkılır ve daha sonra onarılır. 1529 yılında, Basel tamamen Protestan inanca döner. Piskopos şehri terk eder.

Katedral yapısı, zengin tüccarlar tarafından satın alınır. 18.yüzyılda, neo-klasik barok  tarzda yeniden restorasyonu yapılır. Yapının cephesinde, dikkate değer “Romanesk heykel” çalışmaları görülebilir. Yapının iki tane kulesi var.

Bunlardan 62 metre yükseklikte olanı, “St.Martin’s kulesi” 1500 yılında tamamlanmıştır. Diğer kule, yani “St.George’s kulesi”, 1356 yılındaki depremde yıkılmış ve 1492 yılında yeniden yapılmıştır. Yüksekliği: 65 metredir.

İsviçre Basel

Yapının ana giriş kapısının üzerinde,

Mükemmel bir heykel gurubu var. İçeride: 1536 yılında, Basel şehrinde ölen, ünlü eğitmen Erasmus’un anıtsal mezarını görebiliyorsunuz.

Günümüzde bu bölge, her türlü etkinlik için kullanılan ve insanların tanışmak için kullandıkları bir açık alan olarak hizmet veriyor.

1529 yılında, Basel şehri, tamamen Protestan inanca döner. Piskopos ve katedral çalışanları, Basel şehrini terk ederler.

Bunun üzerine, bu alan zengin tüccarlar tarafından satın alınır. Katedral meydanı: şehir yönetiminin merkezi olarak kullanılır. Günümüzde dahi, bu alan, her türlü etkinlik ve insanların bir arada tanışmaları için kullanılmaktadır.

İsviçre Basel

Evet, katedralin hemen arkasında: Ren üzerindeki yüksek yere “Pfalz” deniliyor. Burası, Ren nehri üzerinde bir terastır. Kelime anlamı: saraydır Buradan: muhteşem şehir manzarasını izlemek mümkün.

Katedralden sonra: doğu yönünde ilerleyerek, Theater str. üzerinden, Belediye Tiyatrosunun bulunduğu yere doğru yürüyorsunuz.

İsviçre Basel Stadt Theater

STADT THEATER (BELEDİYE TİYATROSU)

1834 yılında kurulmuştur. İlk bina yapılış tarihi, neoklasik mimar Melchior Berri tarafından yapılmıştır. 1904 yılında bir yangın sonucu, bina tahrip olur ve 1909 yılında yeniden inşa edilir.

Tiyatronun hemen ön tarafında: bir yeşil alan var. Buradaki çeşmeyi görün.

İsviçre Basel Fasnachtsbrunner-Tinguely

FASNACHTSBRUNNEN-TİNGUELY ÇEŞMESİ (KARNAVAL ÇEŞMESİ)

Bu çeşme, Jean Tinguely tarafından tasarlanmıştır. Çeşme, su püskürten 9 karakterin, mizahi temsiliyle ilgi çekiyor.

1975-1977 yılları arasında yapılmıştır. Heykellerle birlikte 10 çeşme, su havuzu ve heykeller bulunuyor. Alçak gerilimli motorlarıyla, su spreyleri havada hareket ediyorlar.

İsviçre Basel

Çeşmeyi gördükten sonra, St. Albangraben yolunu takip edin, güzel bir müzeye ulaşacaksınız.

İsviçre Basel Kunst Museum

KUNST MUSEUM (GÜZEL SANATLAR MÜZESİ)

Zengin bir müze. Şehrin, en çok ziyaret edilen müzesidir. 21.yüzyılın en muhteşem sanat koleksiyonu buradadır. Holbein ailesinin eserleri, yani dünyanın en büyük koleksiyonuna sahiptir. 1872 yılında açılmıştır.

Müze: dünyanın en büyük Holbein koleksiyonu ve Lucas Cranach, Martin Schongauer, Albrecht Dürer ve Rembrandt gibi sanatçıların eserleri de sergileniyor.

Picosso’nun son dönem eserlerinden bazıları da burada sergileniyor. En çok ilgi gören eserler ise: Jean Tinguely’nin fantastik tasarımları.

Müzeden çıktıktan sonra, yeniden karnaval çeşmesinin bulunduğu yere geri dönün. Buradan: Barfüsser-platz bölgesine geçin ve bu meydana bağlanan: 3 caddeyi geziyoruz.

Bu caddeler: Frei str., Gerbesgasse ve Falkner str. Bu caddeler: Basel şehrinin ana alışveriş alanlarıdır. Bu caddelerden, kuzeye doğru yürüdüğümüzde, yine bir meydana çıkıyorsunuz.

MARKTPLATZ

Burada, Pazar kuruluyor. Pazarda: taze sebze ve meyveler her gün satışa sunuluyor. Cumartesi sabahları oldukça kalabalıktır. Size önerim, buraya cumartesi sabahı gidin.

Ayrıca, meydanda şehrin en etkileyici binası var.

İsviçre Basel Rathaus

RATHAUS (BELEDİYE BİNASI)

Meydanın nehir yönünde bulunuyor. 16.yüzyıldan kalma, bir Rönesans sarayıdır.

Yapının tamamı, parlak kırmızı renge boyalı. Yapıyı: küçük ve yuvarlak kuleleri, kemerler, Rönesans tarzı pencereler ve bir altın çan süslüyor.

Yani: görüntü olarak, dev bir bebek evi ortaya çıkmış gibi. Özellikle: iç avlu görülmeye değer. İç avluyu görmek için, rehberli turlara katılmanız gerekiyor. Burada, zamanında, romantik eğlenceler yapılıyormuş.

İsviçre Basel

Binanın büyük cephesi, mimar Hans Bock tarafından, 17.yüzyılda boyanmıştır. Kulesi ise, 1900 yılında ilave edilmiştir.

Buradan, doğu yönünde ilerleyin. Üniversitat bölümünün hemen arkasında, tarihi bir yapı var.

İsviçre Basel Spalentor

SPALENTOR (SPALEN KAPISI)

Burası, 14.yüzyılda inşa edilen şehir surlarından, günümüze kalan tek bölüm, yani bir kapı bölümü. Kapı üzerinde bir saat kulesi ve iki yanında, nöbetçi kulübeleri bulunuyor.

15.yüzyılda eklenen, Meryem ve Aziz heykelleri de, güzel bir görüntü oluşturuyor.

İsviçre’nin en güzel kapılarından birisidir. Günümüzde, yayalar tarafından kullanılıyor. Biraz önce söylediğim gibi, kapının iki yanında kuleler var.

Birinci kule: 28.15 metre yüksekliğinde ve 1842 yılında yapılmıştır. Spalentor’un çatı ucuna kadar olan yüksekliği ise: 40.3 metredir.

İsviçre Basel Spalentor

Spalentor’un üzerinde bulunduğu, Schützengraben, Holbeinplatz ve Leimen str. daha sonra sağa dönülerek, Steinenring caddelerini takip ettiğinizde: bir hayvanat bahçesine ulaşacaksınız.

İsviçre Basel Zoologischer Garten

ZOOLOGİSCHER GARTEN (HAYVANAT BAHÇESİ)

1874 yılında kurulmuştur. Şehir halkı, buraya “Zolli” ismini vermiştir. İsviçre’nin en çok ziyaret edilen yerlerinin başındadır. Mutlaka zaman ayırın ve gidin.

Zaten, şehrin tam orta yerinde bulunuyor. Yürüyerek 5-10 dakika içinde ulaşabilirsiniz. Yılda, yaklaşık 1.7 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

İsviçre Basel

Burası, kentin güneybatısında, tren istasyonu yakınlarındadır. Hemen arka bölümde, tren istasyonu var. Giriş ücretli. Ancak, çocuklar kadar, yetişkinlerin de ilgisini çekiyor.

Büyük bir arazide: 600 türden, yaklaşık 6000 hayvan bulunuyor. Birçok hayvan, açık ve kapalı muhafazalarda kalıyorlar.

Ülkedeki hayvanat bahçelerinin en büyüğü olarak öne çıkıyor. Bahçe içinde, 1874 yılında kurulmuş bir de Bilimsel Araştırma Enstitüsü var.

Burada: goril, gergedan ve diğer türler, gözetim altında üretiliyor. Bu özelliğiyle de, Avrupa’da tek.

ŞEHİRDEKİ DİĞER GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

İsviçre Basel Tinguely Müzesi

TİNGUELY MÜZESİ

Müze: ünlü demir heykeltıraşı Tinguely’e adanmıştır. Müze, bir ilaç firması tarafından finanse edilerek yaptırılmış. 1950 yılından itibaren, müzede, değişik sanatçılara ait eserler sergileniyor.

Müzede, geçici s ergiler yanında, özellikle Tinguely ve arkadaşlarının ve diğer modern sanatçıların eserleri sergileniyor.

İsviçre Basel Antikenmuseum Basel Ludwig Sammlung Und

ANTİKENMUSEUM BASEL LUDWİG SAMMLUNG UND (ANTİK ESERLER MÜZESİ)

Graben bölgesindedir. 15-02 numaralı tramvayla ulaşılıyor. 1961 yılında kurulmuştur.

İsviçre ülkesinde, antik sanat ve Akdeniz kültürü için hazırlanmış, İsviçre ülkesindeki tek müzedir.

İsviçre Basel

Burada: Mısır, Yunan, İtalik, Etrüsk ve Roma sanatının seçkin bir koleksiyonu bulunuyor. Yunan vazo ve heykelleri ve Eski Mısır bölümü var. Diğer nesneler ise: Yakın Doğu ve Güney Kıbrıs bölümlerinde sergileniyor.

Akdeniz kültürü için adanmış, İsviçre ülkesindeki tek müzedir.

İsviçre Basel Cartoonmuseum Basel

CARTOONMUSEUM BASEL (KARİKATÜR MÜZESİ)

St. Alban-Vorstandt bölgesindedir. 1979 yılında hizmete açılmıştır. 15-02 numaralı tramvayla ulaşılıyor. İsviçre’de hiciv sanatına adanmış tek müzedir.

Siyasi ve sosyal konularda tasarlanmış, 700 sanatçının, yaklaşık 3000 civarında esprili çizim ve sanatsal teknikleri olan karikatürler sergileniyor.

İsviçre Basel Naturhistorisches Museum

NATURHİSTORİSCHES MUSEUM (DOĞA TARİHİ MÜZESİ)

Augustinergasse bölgesindedir. 6-8-11-14-16 numaralı tramvayla gidiliyor. Egzotik hayvanlarla ilgili ilginç bilgiler edinmek için çeşitli sergiler var.

En ilginç bölüm, dinazorlar. Bunun dışında: kılıç dişli kaplan mamut gibi memeli hayvanlar da var. Fosillerin büyüleyici dünyasını burada görebilirsiniz. Müzede, bunun dışında, düzenli güncel sergiler düzenleniyor.

HİSTORİSCHES MUSEUM BASEL (BASEL TARİH MÜZESİ)

1894 yılında hizmete açılmıştır. Müze: Münchenstein bölgesinde bulunmaktadır. Müzede sergilenen objeler şunlardır: lüks arabalar, vagonlar, at arabaları ve gereçleri, kızaklar, çocuk kızakları. Özellikle: kızaklar, 18-20.yüzyıldan kalmadır. Bunların dışında, bu müzede görebileceğiniz diğer ilginç objeler: köpek arabaları, kupalar, ticari atlı arabalar.

İsviçre Basel Darbe Man Heykeli

DARBE MAN HEYKELİ

1989 yılının Ağustos ayında bulunduğu yere yerleştirilmiştir. Yüksekliği: 5.13 metre, ağırlığı ise 8 ton. Elinde çekiç var ve belli bir ritimle sallanıyor. Bu metal heykel, J. Borofsky tarafından yapılmıştır.

İsviçre Basel Morgan Degele Sergi Kulesi

MORGAN&DEGELO SERGİ KULESİ

Basel fuarında, sergi meydanında bulunuyor. Bina: 31 katlı ve zarif bir görüntüsü var. Mimarları ise, Morgan&Degelo.

Binada: çeşitli şirketler, bir otel ve işyerleri, ofisler var. Ayrıca, en üst katında bir bar bulunuyor. Buradan, şehir manzarası mükemmel.

MARİO BOTTA BIS BİNASI

Mario Botta tarafından yapılmıştır. Yuvarlak bir yapı. Dış cephesi, iki tonlu renklendirilmiş. Doğal taş kaplama ve çizgili bir görüntüsü var. 6 katlı bina, inşa edildikten sonra, 1998 yılında, Uluslar arası Ödemeler Bankası (BIS) tarafından satın alınmıştır.

İsviçre Basel Ausgusta Raurica

AUGUSTA RAURİCA

Burası, şehirde bulunan, Roma dönemine ait arkeolojik sit alanı, yani bir açık hava müzesidir. Ren nehrinin, 1 km. doğusunda, Basel köyü civarındadır.

Günümüzde, buraya giderseniz görebileceğiz yerler şunlar: bir tiyatro, tapınak birimi, su kemeri, fırın, çömlekçi, kiremit fırın. Zaten, bölgenin henüz % 80’i kazılmamış.

İsviçre Basel Dreilanderecke-Ren Port

DREİLANDERECKE-REN PORT/SINIR ÜÇGENİ

Burası: Almanya, Fransa ve İsviçre arasındaki, sınır kapısı olarak öne çıkıyor. Yani: üç ülkenin köşesidir. İsviçre hammadde tedarik merkezi olan önemli bir noktadır.