Floatıng Market (Yüzen Çarşı)

Evet, Bankok şehrine gidip te burayı görmeden sakın dönmeyin. Floatıng Market (Yüzen Çarşı) buraya mutlaka gitmelisiniz.

Şehre, 104 km. uzaklıkta, ülkenin en büyük ve en güzel yüzen pazarıdır.

Yüzen çarşıya ulaşım

Günübirlik turlarla da gidebilirsiniz, bir saatlik otobüs yolculuğunun ardından, kalan yol, su kanallarında, 8 kişilik tekneler ile yapılıyor, bu tekneler arkasına traktör motoru takılmış, iki kişinin yan yana oturabileceği darlıkta, güvenlik problemi olmayan tekneler.

Tekneler ile kanallarda yarım saat süren bir yolculuk yapılıyor, ki, kanallarda yapılan bu yolculukta, Tayland insanının esas yaşam şartlarını görme şansınız olacaktır. Bol bol resim çekebilirsiniz.

Kanalda, su üstünde bütün hayatını geçiren insanların yaşam tarzlarını izliyorsunuz, nehirde yıkanan, bulaşık yıkayan, elbiselerini temizleyen ve atıklarını atan insanları göreceksiniz, ayrıca Buda heykelinin bulunduğu minik ibadet yerlerini ve belki de kanalda gezen su samurlarını görme şansınız olacaktır.

Tekne giderken, bazen hızlanıyor, bazen yavaşlıyor, bazen de kanalda tekne trafiği artıyor, kesinlikle merak etmeyin, kullanıcıları yani sürücüleri çok profesyonel, hiç bir tehlike söz konusu değildir.

Yüzen çarşı özellikleri

Floatıng Market (Yüzen Çarşı); tamamen turistler için yapılmıştır.

Her türlü hediyelik eşya ve kıyafetlerin alınabileceği bir pazar yeridir.

Ne isterseniz bulabilirsiniz, tropikal meyveler, ilginç rüzgar gülleri, masklar, sandallarda pişirilen yiyecek maddeleri ve daha birçok yöreye özgü hediyelik eşya. Bazen siz tekne ile giderken, sizin teknenize yaklaşanlarla alışveriş yapabilirsiniz, bazen de, tekneniz sizi kıyıya bırakır, kıyı boyunca tahta platform üzerine yerleşmiş, sabit alışveriş yerlerinden ve bunların kıyısına yaklaşmış tekneler arasında yürüyerek, yer yer teknelerden ve yer yer kıyıdaki tahta platform üzerindeki sabit yerlerden alışveriş yapma şansınız var.

Pazarlık

Her zaman için, size söylenen fiyatın, üçte birini söyleyip pazarlığa başlamanızda yarar var. Üzerinde etiket bulunan, sabit satış noktalarında pazarlık şansınız yok, ancak teknelerden yapacağınız alışverişlerde mutlaka pazarlık yapın. Acayip pazarlık yaptığınızı ve ucuza aldığınızı düşündüğünüz bir malı, başka bir satıcıda gördüğünüzde, asla fiyatını sormayın çünkü kesinlikle daha aşağı bir fiyat duyacak ve üzüleceksiniz, asla sormayın.

Tropikal Meyveler

Yüzen çarşıda görünen ürünler yani tropikal meyvelerden bahsetmemek olmaz. Tayland’ a gelip te, bu çok fazla çeşit ve değişik tatları olan tropikal meyveleri mutlaka deneyin.

Türkiye de bulunmayan, onlarca meyve: sokak satıcılarında, teknelerde, marketlerde itina ile soyulup sizlere sunuluyor. Bizim marketlerimizde oldukça pahalıya satılan, en lezzetli meyvelerden ananas artık burada para getirmemeye başlayınca, üreticiler başka meyvelere yönelmişler. Yiyecekleriniz arasında greyfurtun en az iki katı büyüklüğünde pomelo, portakal ile greyfurt arasında bir tada sahip ve çok lezzetli. Rambutan, değişik görüntüsü ile kırmızı deniz kestanesini andırıyor, ama içinde bembeyaz tatlı meyvesi olan bir meyve. Guava, armuda benziyor, bol bol suyu içilebilir. Meyvelerin kraliçesi Mangosteen: mor, sert kabuklu, yeşil yapraklı sapı olan, içinde aynı sarımsak dişi büyüklüğündeki tatlı dilimleri olan, güzel bir meyve.

Ancak, dikkat, bu meyve için, Taylandlıların bir lafı var, ” kokusu cehennem, tadı cennet ” diyorlar.

Yani, açık alanda yemelisiniz, kapalı alanda yemeye kalktığınızda, dayanılmaz kötü bir kokusu olduğunu hissedince, yeme zevkiniz kaçıyor.

Tayland Pattaya

pattaya.1
Tayland Pattaya

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Tayland Pattaya denince elbette seks turizmi akla geliyor. Ancak: Tayland, muhteşem güzel ve egzotik bir ülke. Bu ülkeye, sırf bu ülkenin güzelliklerini görmek üzere, ailesi ile giden insanlar da var. Ama bu insanlar: dahil oldukları organizasyonun gereği Pattaya ya da gidiyorlar.

Peki bunlar buraya gitmek zorunda kalınca, ailecek, çoluk çocuk bu ortamın içine girince ne yapacaklar. Bunu da ayrıca yazımda belirtiyorum çünkü dediğim gibi, Tayland turlarının çoğu, Bankok ve Pataya şehirlerini kapsıyor.

Tayland Pattaya

Ailecek bu tura katılanların da Tayland Pataya da yapabilecekleri var. Yine  de, özellikle bizim ülkemizde Pattaya  denildiğinde ilk akla gelen yukarıda sözünü ettiğim gibi seks turizmi ve kimse eşi, sevgilisi ile buraya gitmiyor. Buraya gitmeyi tercih edenler: genellikle bekar olarak, gurup halinde gidiyorlar ve burayı yaşıyorlar. Ama, unutmamak gerekir ki, buranın, bu işlevi yani seks turizmi işlevi, bütün dünya tarafından bilinen ve kabul edilen bir gerçek, yani bunu da göz ardı edemeyiz.

Tayland Pattaya

Evet: Pattaya; Taylant’da çok bilinen bir yer. Daha doğrusu, sadece Tayland değil, dünyanın çoğu yerinde, bir özelliği nedeniyle ön plana çıkan ve bilinen bir yer. Özellik mi? Evet, özellik, burada yaşanan ve tüm şehre yayılmış ve yasal şartlarda icra edilen seks turizmi. Herhangi bir kısıtlama olmadan, alenen, her yerde, caddede, sokakta, kumsalda, barda icra edilen seks turizmi. Zaten, gösterilen ilginin kaynağı bu.

Evet, buyurun Tayland Pattaya gezisine:

Bankok’dan, Pattaya’ya gitmek için iki yol var. Şehirde yalnız başınıza kalıyorsanız yani bir tur şirketi ile gelmedi iseniz, şehrin batısında yer alan Batı Otogarına gidin, kaldığınız otelden taksi ile gidebilirsiniz. Otogarda ise, her 20 dakikada bir otobüs kalkmaktadır. Yaklaşık, 90 baht vererek, 1.5 saatlik bir yolculuktan sonra, Tayland Pattaya şehrine varabilirsiniz, yol rahat ve güzel, çevre manzaralıdır.

Pataya nasıl bir yer:

Tayland’ın sayfiye kasabalarından biri. Turistik bölge olarak bilinir. Daha önce, bir balıkçı kasabası iken: Vietnam Savaşı sırasında, Amerika tarafından, savaşa katılan askerlerin dinlenmeleri için burası kullanılmış, güzel bir sahili var iken, bugün atıklar nedeniyle sahil kirlenmiş ve denize girmek pek tercih edilmiyormuş.

Yine de, sahilde güneşlenen insanları görmek mümkündür. Zaten turistik bir bölge olarak biliniyor. İçinde bulunan lüks oteller, çarşılar, publar ve kulüpler, Türkiye’nin Bodrum’unu anımsatıyor. Ancak, Pattaya’nın gece hayatı pek iç açıcı değil. Seks ticaretinin, kötü bir üslupla yapıldığı yerlerden biri.

Seks Ticareti;

Tayland’da seks ticareti yasal olarak yapılıyor. Belli bir zaman diliminde devlet tarafından, bunun önüne geçilmeye çalışılmış, ancak, en büyük turizm gelirinin fuhuştan elde edilmesi nedeniyle, daha sonraki yıllarda, Tayland Kralı tarafından yasal hale getirilmiştir.

Ancak işin en ilginç ve kötü yanı: burada, fuhuş yaşının günümüzde 13’e kadar düşmüş olmasıdır. Bu durum göz önüne alınırsa, turistik bölge olan Pattaya’nın görünüşte ne ölçüde kötü olduğu ortaya çıkar.

Genelde, Amerikalı, İngiliz ve Alman erkekleri tarafından tercih edilen Pattaya’da, cadde ve sokaklarda yürürken, 80 yaşında bir İngilizi, 14 yaşında bir kızla, el ele gezerken görmek mümkün, hatta çok sıradan bir görüntüdür.

Şehirdeki oteller de bu durumun kanıksamış, yani beraberinde bir veya birkaç kız ile otele gelenler, rahatlıkla otele girebiliyorlar, otel girişlerinde herhangi bir kontrol veya kısıtlama söz konusu değil.

Mutlaka ve mutlaka, bölgeye aile olarak gidecekseniz Pattaya’nın bulunmadığı bir tur planı seçmenizde yarar var, aksi halde Pattaya’da aile olarak yapabileceğiniz bir şey yok. Bunun yanında, cadde ve sokaklarda gezerken gördüklerinizi, çocuklarınıza anlatmakta büyük zorluk çekeceğiniz de kesin.

Pattaya daha çok, özellikle seks turizmini bilerek ve tercih ederek buraya gidecek insanların mutlu olacakları bir yer, dikkat, tercih sizin. Şehrin büyük bölümü; özellikle akşam saatlerinde, binlerce küçük yaştaki kız tarafından sanki işgal ediliyor. Yürüyerek gezerken bile, bunu görmemek, yaşamamak mümkün değil.

Tayland Pattaya Gece Hayatı

Pattaya da ne yapılabilir?

Eğer seks turizmi düşüncesi dışında buraya geldi iseniz, sahil yolundaki alışveriş mağazaları ve alışveriş merkezlerini gezebilirsiniz. Özellikle, üst yan duvarında, bir büyük ve gerçek uçak maketinin, sanki binaya önden çarparak yarım girmiş gibi bir izlenim yaratılan bir alışveriş merkezi var, orayı ve uçak maketini görmelisiniz. Ayrıca, yine her türlü yöreye özgü tropikal meyvenin satıldığı seyyar tezgahlar var, bunlardan alıp, deneyebilir veya daha önce denediklerinizden tatmaya devam edebilirsiniz.

Tayland Pattaya

Kirlilik nedeniyle, Pattaya’da sahilden denize girmek pek uygun değil, Ama, kıyıdan tekneler ile, yaklaşık yarım saatte gidilebilen, yakın adalar var.

Özellikle; “Golden Carol” yani Mercan Adası, bunlardan en ünlüleridir. Ancak; havanın durumuna bakın, dönüş zamanınızdaki durumu da değerlendirerek, hava hareketli ve rüzgarlı ise, kesinlikle gitmeyin, gidiş veya dönüş yolunda denizde muhtemelen tehlike yaşayabilirsiniz, Pattaya da bu tür deniz şartlarında olmuş birçok deniz kazası gerçeği var imiş.

Mercan Adası;

Evet, güzel bir hava yakaladınız, mutlaka Mercan Adasına gidin, ama deniz malzemelerinizi, mayonuzu yanına alarak. Yarım saatlik bir tekne yolculuğundan sonra, adaya varıyorsunuz, kıyıya çıktığınızda, un inceliğinde bir kum, masmavi, temiz ve ılık bir deniz sizi bekliyor, kıyıda şezlong ve şemsiye bulmak pek sorun değil. Düşünebiliyormusunuz, Türkiye’de kış mevsimi, her yer kar yağışlı ve siz orada denize giriyorsunuz.

Muhteşem güzellikte ki Çin Denizinin tadını çıkarın. Bu arada, denize girmediğiniz bir an, kıyıdaki alışveriş dükkanlarını ziyaret edin, size ilginç gelebilecek hediyelik eşyalar, masklar, giysiler bulup satın alabilirsiniz.

Ayrıca, sahilde, plajda şezlongda yatarken, seyyar yani gezici ayak masajı yapan yerli bayanları görebilirsiniz, pek iç açıcı olmasa da tercih sizin, ayak masajı da yaptırabilirsiniz. Bu adaya büyük olasılıkla tur ile gideceksiniz, turlar adada öğle yemeği organize ediyorlar, elbette yemek menüsü balık.

Alkazar Şov:

Pattaya’nın diğer bir ilginç özelliği, burada icra edilen, “Alkazar” isimli bir şov programının olmasıdır. Turla gittiğinizde, bu tur, programda mutlaka olacaktır. Çünkü bu şov dünyada milyonlarca insan tarafından izlenmiş bir şovdur. Şov için gittiğinizde, birbirinden alımlı ve birbirinden güzel birçok bayan tarafından müzik eşliğinde çeşitli danslar şeklinde icra edilen şovu izliyorsunuz, şovdaki hareketler ve müzik yanında, bayanların güzelliği de elbette dikkatinizi çekiyor. Ancak onların yani göreceğiniz bu güzel bayanların hepsinin travesti yani erkekten dönme olduğunu duyduğunuzda, gözlerinize ve gördüklerinize inanamıyorsunuz.

Terziler ve ipekli kumaşlar;

Pattaya’nın diğer en önemli özelliği ise şu, sahilde ve otel yakınlarında bol miktarda kumaş satan ve terzilik yapılan dükkanlar göreceksiniz. Daha önce söylediğim gibi, burada Tayland ipeği meşhur. Seçtiğiniz herhangi bir kumaşı satın alabilir veya seçtiğiniz herhangi bir kumaştan kendinize veya eşinize bir elbise diktirebilirsiniz. Akşam üzeri kumaş seçip ölçünüzü verdiğinizde, ertesi gün sabahı elbisenizin hazır olduğunu göreceksiniz, yine fiyat makul, başka yerlerle karşılaştırıldığında gerçekten fiyat makul, ama pazarlık yine şart, dikkat.

İklim:

Pattaya şehrinin bir özelliği de, burası malum muson yağmurlarının meşhur olduğu bir bölge, gezerken bir bakıyorsunuz, muhteşem bir yağmur, hani derler ya bardaktan boşanırcasına, şemsiye filan fayda etmez, ancak en güzel yanı, bu tür yağmur geçişlerinin 5-10 dakika ile sınırlı olması, buraya kadar gelmişken muson yağmurlarına rastlamak da mümkündür.

İşte, Pattaya bu, aman dikkat, buraya giden insanların büyük çoğunluğu seks turizmi için gidiyor, durumunuzu değerlendirin, çoluk-çocuk cümbür cemaat buraya gitmek pek uygun değil, çünkü cadde ve sokaklarda gezerken, kızlar, turistlerin bazen kollarından içeri çekme derecesine kadar işi ileri götürüyorlar.

Oteller alışmış, bir veya birçok kız ile birlikte, günün her saatinde gelip, otele giren insanları görebilirsiniz. Otel güvenlikleri, daha önce söylediğim gibi, bu konuda asla ses çıkarmıyorlar. Önemli olan, tamamen ülkeye döviz girdisi olarak değerlendiriliyor sanırım. Pattaya böyle bir yer, gideceklerin bunları bilerek ve tercihlerini değerlendirerek gitmelerinde kesinlikle yarar var.

Kırım Yalta

Ukrayna Kırım Yalta

Kırım yarımadasının hemen ucunda, Karadeniz’in kıyısındadır. Ukrayna ülkesinin, en güney ucundaki şehri.

Tam bir sayfiye yeri. Deniz kıyısında: kumsallar, birçok iskele ve denize girenler ve yeşil örtünün hakim olduğu bir şehir. Ama, tabii buraya giden ziyaretçiler için: burada, herhangi bir tarihi kalıntı görme şansı yok. Peki, yalnız yeşil doğa örtüsü mü, insanları buraya çeken. Elbette hayır? İnsanları buraya çeken başlıca özellik: seks turizmi. Buraya, yılda, yaklaşık 6000 turist geliyormuş. Gelenler arasında: Almanlar, birinci, Türkler ise ikinci sırayı alıyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Ulaşım

ULAŞIM

İstanbul-Yalta arasındaki ulaşımda, Yalta’ya doğrudan iniş yok. Kırım’ın başkenti Simferopol üzerinden, bu şehre ulaşmak mümkün. İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, yaklaşık 1.5 saatlik bir uçak yolculuğu yapmanız gerekiyor.

Arada, yaklaşık 140 km. lik bir yol var. Yol, yaklaşık 90 dakika sürüyor. Bu yol: dünyanın en uzun troleybüs hattına sahip. Yine  bu yol üzerinde: binlerce kulübe var. Bu küçük kulübelerin, başlangıçta ne olduğunu anlamak pek mümkün değil. Ama: yaptığım incelemeye göre: Ukrayna hükümeti, üzerinde ev bulunan toprakları, ev sahibine vermeye karar vermiş. Bunun üzerine, bütün millet, bu çok küçük kulübeleri ( hepsi yaklaşık 10 metre kare civarında) paldır-küldür inşa etmişler. Şimdi: bu küçük kulübelerden, binlerce var ve ilk anda, gerçekten bunların ne olduğunu anlamak mümkün değil. Evet, yöre insanı, hükümetin kararı üzerine, bu kulübeleri inşa etmişler.

Ukrayna Kırım Yalta Vize Ülkeye giriş

VİZE-ÜLKEYE GİRİŞ

Ukrayna ülkesine girerken vize istenmiyor. Yanınızda sadece pasaport veya nüfus cüzdanı (yeni olmalı) bulunması yeterlidir. Bir de yurt dışı çıkış harcı (50 TL.) ödeyerek çıkış ve giriş yapabilirsiniz. Ayrıca: girişte form doldurmanız gerekiyor. Bu küçük bir form ile giriş-çıkış yapılıyor. Bunun yanında: yanınızda, yiyecek maddesi sokmanız mümkün değil.

GENEL

Yalta: Kırım Özerk Cumhuriyetinin güney sahilinde, Karadeniz kıyısındadır. Nüfus: yaklaşık 200 bin civarındadır. Özerk Cumhuriyetin başkenti: Akmescit olmasına rağmen; Yalta daha öne çıkan bir yerleşim yeri. Şehir: iki burun arasında, büyük dağların ortasında kalıyor. Her yanı, doyumsuz güzellikteki manzaralarla dolu. Kırım ve hatta Ukrayna’nın en büyük uluslar arası: tatil ve sağlık merkezi olarak öne çıkıyor. Evet: yanlış okumadınız, sağlık merkezi. Niye? Çünkü: burası, tam bir oksijen deposu. Turizm de öne çıkıyor. Özellikle: yaz mevsiminde, şehrin nüfusu 500 binlere çıkıyor.

Burada: Sovyetler döneminden kalma: otel ve Sanatoryum gibi, sağlık amaçlı merkezler yoğunlukta. Ayrıca: Sovyetler döneminde, Politbüro üyelerinin yazlık evleri olarak kullanılan Daçalar var.

Şehir için: Kırım Özerk Cumhuriyetinin: Bodrum’u denebilir. Çünkü: burada: gece yaşantısı, restoranları, barları, modern ve şık görünümlü gençleri ile, tam bir Avrupa kentini anımsatıyor.

Yalta denilince: tarihi süreç içinde: “Dünyanın Paylaşıldığı Yer” olarak bir ünü var. 1945 yılında, meşhur “Yalta Konferansı” burada yapılmış. Konferans: 1911 yılında, Rus çarı II. Nikolay için yaptırılan Livadiya Sarayında toplanmış. Bu sarayda: konferansın izleri, hala korunuyor.

Ülkede, çalışanlar için asgari ücret: 140 dolar. Emekli aylıkları ise, yaklaşık 70 dolar civarında.

Ukrayna Kırım Yalta Güvenlik

GÜVENLİK

Özellikle: hafta sonları ve tatil günlerinde, şehirde, normal alkol seviyesini aşmış insanlardan uzak durmalısınız. Ayrıca: geceleri ve hava karardığında: karanlık ve sakin park ve bahçeler ile küçük sokaklara girmemenizi öneriyorum.

PARA

Ülkede kullanılan para birimi: Grivna. 100 Amerikan doları, yaklaşık olarak 500 grivna. Yani: 1 dolar, 5 grivna. Bizim paramız ile düşünülürse: 1 TL, 0.6 grivna ediyor.

Sahte para ve kur farkı gibi sorunlarla boğuşmak istemiyorsanız: para bozdururken, döviz bürolarını ve resmi bankaları kullanmalısınız. Kredi kartı kullanmanızı önermiyorum. Malum, bu kredi kart bilgilerinin kopyalanması gibi sahtekarlık ortaya çıkabiliyor.

Ukrayna Kırım Yalta İklim

İKLİM

Yalta bölgesinin iklimi: ılımandır. Akdeniz iklimine benzer. Nem oranı düşüktür. Temmuz ayı ortalama sıcaklık: 25 derecedir. Deniz suyu sıcaklığı da: Temmuz ayında, 26 derecedir. Eylül-Ekim döneminde, sonbahar: çok güzel ve hava ılımandır. Burada havanın ılıman olmasının en büyük nedeni: tepeler arasında, bir amfi-tiyatro gibi bulunmasından kaynaklanmaktadır. Kar nadir görülüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Tarihi

TARİHİ

Yalta bölgesi: 1475 tarihinde, Türk egemenliğine girer. Bu yıllarda: Kırım Tatarları ve Anadolu Türkmenleri, burada birlikte yaşarlar. Balıkçılık ve tarım ile geçinirler. 1542 tarihli, Osmanlı kayıtlarına göre: şehir, üç mahalleli bir köy durumundadır.

1783 yılında, Yalta, Rus egemenliğine girer. Rus işgalinin ardından: iklimin uygun olması yüzünden, Çarlık ailesi ve Rus zenginleri, burayı sayfiye yeri olarak kullanmaya başladılar. Pek çok saray ve konak yapıldı ve 1838 yılından sonra, şehir hızla büyümeye başladı.

1860 yılında: Profesör S.P.Botkin: bölge ikliminin, birçok hastalığa iyi geldiğini saptadı. Çar II. Aleksander, bunun üzerine, bölgede bir sağlık ve tatil merkezi yapılmasını sağladı. Böylece; şehir, 19.yüzyılda, soyluların rağbet ettikleri bir sayfiye bölgesi haline gelmeye başladı. Osmanlı döneminde: Rus çarları, yazın buraya dinlenmeye geldiklerinde, Osmanlıdan, dostluk mesajı olarak paşalar gider ve karşılıklı hediyeler verilirmiş.  En son olarak: 1914 yılında, Talat Paşa gitmiş.

Günümüzde, bölgede, 150 civarında, terapi merkezi bulunuyor. En önemlisi: I. Syechenov Yalta Fizik Tedavi Metotları ve Tıbbi İklim Bilim Araştırma Enstitüsüdür.

İNSANLAR

Bu bölgedeki bayanlar, gerçekten çok güzel. Bu ırkın kadınları, güzel yaratılmış. Savaşlarda ölen Rus askerleri nedeniyle, ülkedeki kadın-erkek oranları, öylesine değişmiş ki, kadınlar, toplam nüfusun % 70’ni oluşturur hale gelmiş. Bunun sonucunda: Rus erkekleri, toplum içindeki tercihlerini hep daha güzellerden yana kullanır olmuş. Böylece: yeni nesil, gerçekten güzel.

Ancak: şehrin insanlarından söz etmişken, biraz da şehirdeki insanların, bizlere, yani Türklere bakışından söz etmek istiyorum. Bizim insanlarımız, bu şehre, asla ailecek gitmiyorlar.

Genelde: buraya, kalabalık bayi gezileri düzenleniyor. Yani: amaç, tam anlamı ile, seks turizmi. Tabii: şehirde, görülen her bayan, bu işin bir objesi gibi algılanıyor. Kızlar, çok güzel ve çok rahat giyiniyorlar ama kesinlikle, biraz önce de söylediğim gibi, çoğu fahişe değil. Ama, bizim ülkemizden, bu şehre giden ziyaretçiler, maalesef, yollarda, sokaklarda gördükleri; eşi ve çocuğu ile yürüyüş yapan kadınlara bile asılmaktan çekinmemişler ve bunun sonucunda, elbette, hoş olmayan görüntüler ve hoş olmayan düşünceler çıkmış. Bu kötü imajın silinmesinden yanayım.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: Tatar böreği, Gürcü yemeği kara lahanadan yapılan Horçi, Lobyo Phala, Türkmen: katlaması, şekşekisi, Kırgız: kat-kat tokuç, Özbek: pilav.

Burada: Ermeni restoranı da var. Bu restorana yolunuz düşerse; Chee kufta (çiğ köfte), Shish Kebab, Lüle Kebap, Kaburga, Kadın Budu Kufta, Lahmajoon, Mantı, Tass kebap bulabilirsiniz.

Evet, söylediğim gibi, şehir içinde yemek yiyebileceğiniz birçok mekan var. Ancak: domuz eti ve ürünleri çok miktarda kullanılıyor ve yerli halk tarafından tercih ediliyor. Bu yüzden: McDonalts menülerini önermek istiyorum. Buralarda: tavuk menülerinden yiyebilirsiniz.

VİCTORİA CAFE

Burada, Türk yemekleri bulabilirsiniz.

GECE HAYATI

Yazının en başında söylediğim gibi: bu şehirde, turizmin seks yönü ağırlık basıyor.  Bu şehirde, akşamları, yolda ya da sahilde yürürken; yanınıza yaklaşan bayanlar olacak. Aman, bu bayanların, kendi bildikleri mekanlara veya otellere, sizi götürmesine sakın izin vermeyin. Aksi halde, muhteşem hesaplar ödemek zorunda kalabilirsiniz. Anlaşmak konusunda ise, hiç tedirgin olmaya gerek yok, çünkü hepsi gayet güzel “Türkçe” biliyorlar.

Barbarosun yeri

Herhangi bir içecek aldığınızda, inanın ödeyeceğiniz muhteşem hesap, canınızı yakacaktır. Burası: tam bir genelev gibi. Aslında restoran ve çalışan tüm personel bayan . İçinde: yemek yiyorsunuz ve daha sonra, masalarda oturan bir sürü kız arasından, istediğinizi seçiyorsunuz. Kızların bazıları, sizinle, kaldığınız otele geliyorlar. Bazıları ise, sizi, kendi ayarladıkları evlere götürüyorlar ve bu durumda, elbette, ayrıca, o eve para ödemeniz gerekiyor.

Metin’in yeri

Burası da, seks düşüncesinin ön plana çıktığı bir yer. Ama; dediğim gibi, yolunuz düşer giderseniz, büyük hesaplar ödemeye hazır olmalısınız.

TORNADO DİSCO

Hoş vakit geçirilecek bir yer.

Tüm bunların yanında: kumarhaneler de, ilginizi çekerse, size hoş zaman geçirtebilir.

NE SATIN ALINIR

Şehirde; sigara ve içki çok ucuz. Yalta şehrinde bulabileceğiniz en ucuz şeyler: içki ve sigara. Şöyle örnek verilebilir. Bir bardak çay içmek istediğinizde, 20 grivni ödüyorsunuz. Ama, bu para ile, 4 paket “camel” sigarası  satın alabiliyorsunuz.

Ukrayna Kırım Yalta Konaklama

KONAKLAMA

Şehirdeki oteller: Sovyetler döneminden kaldığı için; gayet büyük yapılar, adeta fabrika gibi. Bu oteller: 1000-2000 yataklı. Ancak: yeni dönemde, yabancı yatırımcılar tarafından, butik oteller yapılmaya başlanmış. Zengin yerliler için ise, lüks rezidanslar yapılıyormuş.

En iyi otel: 3 yıldızlı, Yalta Oteli. Otel: 30 yıllık bir geçmişe sahip ve odaları konforlu olmasa da, manzarası mükemmel.

Ukrayna Kırım Yalta Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Ukrayna Kırım Yalta Yalta Limanı

YALTA LİMANI

Burası: İzmir’e benzetilebilir. Liman bölgesi, çok geniş ve trafiğe kapalı durumda. Çevrede: lokantalar ve kafeler bulunuyor. Hemen merkezde ise, Lenin Meydanı var. Yalta Limanının, tarihi süreç içinde, bizim açımızdan ayrı bir yeri daha var, belki ilginizi çeker. İttihat ve Terakkinin en önemli 3 adamı: Talat, Enver ve Cemal Paşalar: tahttan indirildikten sonra, İstanbul-Kuruçeşme’den bindikleri bir Alman gemisi ile, çok sevdikleri, İstanbul’u terk ederler ve Yalta’ya gelirler. Burada ayrılırlar. Enver Paşa: Rusya içlerine, Cemal Paşa: Kafkasya’ya ve Talat Paşa ise, geldikleri gemi ile, Almanya’ya gider. Bu üç paşa da, bir daha İstanbul’u göremezler.

Sahil boyunca, sokak ressamları eserlerini satıyorlar. Turistlerin: portrelerini, karikatürlerini yapıyorlar. Hatta, müşterilerinin bacaklarına, tırnaklarına bile resim yapanlar var.

LENİN MEYDANI

Burada; şehrin gençlerini görebilirsiniz. Kaykay yapanlar, müzik dinleyenler, güneşlenenler, hepsi burada. Meydanın tam orta yerinde ise: en muhteşem haliyle, “Lenin Heykeli”. Tam karşıda: McDonalts. Meydanın bir yanında da: Osmanlı çınarı olarak isimlendirilen devasa bir ağaç bulunuyor.

Ukrayna Kırım Yalta Aleksander Nevski Rus Ortodoks Katedrali

ALEKSANDER NEVSKİ RUS ORTODOKS KATEDRALİ

Şehir merkezindedir. Kirov sokağının başlangıcındadır. Şehre denizden yaklaşıldığında, ilk görülen yapıdır. Yapı: 18. yüzyılda, Neo-Bizans sitilinde inşa edilmiştir. İkonalar ve freskler, inanılmaz güzellikte, mutlaka ilginizi çekecektir. Kubbeleri ve süslemeleriyle, 17.yüzyıl, eski Rus kiliselerine benziyor. İç tasarımında, Kroşeçkin taslakları kullanılmış. Katedral, mimar Krasnov ve Şapovalov tasarımı ile, 19.yüzyıl sonu ile, 20.yüzyıl başında inşa edilmiştir.

Ukrayna Kırım Yalta Livadiya Sarayı-Beyaz Saray-Yasna Polyana Sanatoryumu

LİVADİYA SARAYI (BEYAZ SARAY/YASNA POLYANA SANATORYUMU)

Mimar V. Hunta tarafından, gotik tarzda inşa edilmiştir. 1831-1836 yılları arasında yapılmıştır. Kırımda, romantik motiflere sahip ilk yapılardan biridir. Günümüzde ise: anne ve çocuklar için, Sanatoryum olarak kullanılmaktadır.

1911 yılında yapılmıştır. Yalta’dan, 3 km. ötede, Livadiya’da: Mohabi Tepesindedir. Sahile yakındır. Çar II. Nikolay için yazlık saray olarak yaptırılmıştır.

Sarayın mimarı: Nikolay Krasnov. Yapımında: beyaz kırım granit mermerleri kullanılmış. Sarayın bazı bölümlerinde ve arka bahçesinde ise: İslami motifler kullanılmış. Bahçe kısmı: sütunları, mermer fıskiyesi ve mükemmel kafes oymalı avlu kapısıyla, İtalyan tarzına benzetilmiş. Çar II. Nikolay: saray yapıldıktan sonra, buraya, sadece iki kez gelebilmiş.

1917 yılındaki bu ihtilal döneminde: saray yağma edilmiş ve sarayda bulunan değerli objelerin çoğu, hala kayıp. Bir kısım eser ise, Avrupa ülkelerinde bulunduğunda, hükümet tarafından satın alınarak, saraydaki yerlerine geri konmuş. Evet, ihtilalden sonra, saray Sanatoryum olarak kullanılmaya başlanmış.

Tüm bunların yanında, sarayın en önemli özelliği, tarihi süreç içinde oynadığı rol. Saray dünya siyaseti açısından, önemli bir yere sahip. Şubat 1945 tarihinde: Avrupa’nın geleceği, burada tartışılmış. Yani: Yalta konferansı, burada toplanmış. Bu tarihi toplantının ardından: 3 lideri (Stalin, Churchill, Roosvelt) sembolize edecek şekilde, sarayın avlusuna, 3 palmiye ağacı dikilmiş. Bu ağaçlar, günümüzde de yerlerinde duruyorlar ve itina ile bakılıyorlar.

Saray içinde: bir tarih müzesi ve resim galerisi var. Müze: 1993 yılında hizmete açılmış. Bunların yanında: Çar’a ait, çok sayıda şarap mahzeni de bulunuyor.

DARSAN TEPESİ

Yalta şehir merkezindedir. Buraya: teleferikle çıkabilir ve şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

EVANGELİST ST.JOHN ÇAN KULESİ (JOANN ZLATOUST TAPINAĞI)

Tapınak ve çan kulesi: 1832-1837 yılları arasında, inşa edilmiştir. Kule: yüksek bir tepeye kurulmuş olup, denizciler tarafından bir referans noktası olarak kullanılmıştır. 1880’li yıllarda, Karadeniz’de, denizcilik kontrol noktalarından biri olarak kullanılmıştır. Ancak: savaşlar sırasında, tapınak büyük zarar görmüş, ancak çan kulesi, bütünüyle kalmıştır. Kulenin yanında, şehrin muhteşem manzarası görülebilen, bir gözlem noktası var.

YALTA OTELİ

Kırım bölgesinin en büyük otelidir. 17. katlıdır. Her iki tarafı da denize bakacak şekilde, 3 terasta kuruludur. Restoranları ve yüzme havuzları, ana binaya bitişiktir. Otelin kapasitesi: 2800 kişiliktir. Binanın ön cephesi ve içi, özenle tasarlanmıştır. 10 adet yemek salonu ve 1 konferans salonu vardır. Otelin tasarımında: başta Zurab Tsereteli olmak üzere, birçok ressam görev almıştır.

POLUKOROVSKY (POLİKUROVSKY) TEPESİ VE ANITI

Burada, ünlü kişilerin mezarları bulunuyor. S. Rudansky, burada gömülmüş.

Ukrayna Kırım Yalta Peri Masalları Çayırı-Polyana Skazok

PERİ MASALLARI ÇAYIRI (POLYANA SKAZOK)

Şehir merkezinden: 5 km. uzaklıktadır. Açık hava müzesidir. Yöresel sanatçılar: ağaç oymacılar, heykeltıraşlar tarafından tasarlanmıştır. Ukrayna ve Rus çocuk kitapları ve hikayelerinde geçen, 200’den fazla peri masalı karakterine ait heykeller, burada bulunuyor. Burası: Yalta Devlet Birleşik Tarih-Edebiyat Müzesinin bir dalıdır.

YEREL PAZARLAR

Şehirdeki, yerel pazarlarda Azeri satıcılar yoğunlukta. Bu pazarlarda: birçok çeşit turşu bulmak mümkün. Ayrıca: balık pazarında kalkan balığının ucuzluğu, mutlaka dikkatinizi çekecektir. Pazar dışında ise, kadınlar tarafından, el işi örtü ve hediyelik eşyalar satılıyor.

ANTON ÇEHOV EVİ

Ünlü Rus yazarın, hayatının son yılları olan 1899-1904 yılları arasında, burada yaşamıştır. Kirova sokağında yaşadığı bu villa; müze olarak hizmet vermektedir.

Müzede: yazarın; eserleri, fotoğrafları, kişisel eşyaları, yazarın o günden kalma tıbbi çantası ve Rahmaninov’un çaldı piyano sergileniyor. Yatak, oturma ve çalışma odası: öldüğü yıl olan, 1904 yılında, olduğu gibi aynen kalmıştır.

NİKİTA DEVLET BOTANİK PARKI

Yalta’ya, 7 km. uzaklıktadır. Magaraç Şarap Enstitüsünün hemen yanındadır. 1812 yılında, İsveç asıllı Rus botanikçi H.H.Steven tarafından yapılmış bir bahçedir. İçinde: 1600’den fazla çeşit gülü ve  dünyanın çeşitli yerlerinden getirilen 28 bin ağaç ve bitkiyi barındırır. Parkta, ayrıca, 1000 yaşında bir şamfıstığı ağacı var. Ayrıca: çok güzel bir restoran ve bar bulunuyor.

Parka: Yalta’dan, fayton ile ulaşabilirsiniz. Park gezisi, yaklaşık 1.5 saat sürüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Kırlangıç Yuvası-Lastivchyne Hnizdo-Lastochkino Gnezdo

KIRLANGIÇ YUVASI (LASTİVCHYNE HNİZDO/LASTOCHKİNO GNEZDO)

Yalta şehrinden, 10 km. uzaklıktadır. Karayolu veya deniz yolundan ulaşmak mümkündür. Yalta’dan saat başında kalkan: sahile paralel bir rota izleyen deniz motorları ile gidilebiliyor.

Kırım’ın en önemli sembollerinden biri olan şatodur. 1912 yılında inşa edilmiştir. 38 metrelik, Aurora uçurumunun hemen yanındadır. Alman petrol kodamanı Baron Shteingel burayı sevgilisi için, Amerikalı mimar A. Sherwood tarafından yapılmıştır.

Ortaçağ kalesi şeklinde tasarlanmıştır. 1927 yılındaki depremden sonra, kayaların bir kısmı denize düşmüş ve yapı tamamen kayalığın en son ucunda kalmıştır. Kayaların ucunda, kanatlanıverecek masalsı bir yapı gibidir. Depremden sonra, hasar gören duvarları, restore edilmiştir.

Şatonun gezinti terasında: Karadeniz bütün ihtişamı ile izleniyor. Burada, halen bir İtalyan restoranı var. Ancak, oldukça pahalı. Restoranın hemen yanındaki plajda, denize girmek de mümkün.

Ukrayna Kırım Yalta Massandra

MASSANDRA

Yalta şehrinin 3 km. doğusundadır. Küçük ama şirin bir beldedir. Nikita yaylasında, yeşil kayaların bitişiğinde bulunmaktadır. Doğal ormanları, muhteşem parkları, fıskiyeli havuzları, dünyaca meşhur şarapları ve Massandra şatosu ile tanınmaktadır.

Ukrayna Kırım Yalta Sivastopol Turu

SİVASTOPOL TURU

Sivastopol şehri: Kırım’ın en bilinen şehirlerinden biridir. Yalnızca bir liman ve endüstri şehri değil, aynı zamanda Ukrayna’nın bilimsel ve kültürel merkezidir. Nüfusu, 300 bin üzerindedir. 1783 yılında, Karadeniz Rus donanmasının ilk 17 gemisi, buraya demir attı. Böylelikle, limanın ve askeri yerleşimin temeli atılmış oldu. Şehir, daha sonra: 1854-1855 yıllarında, Rus-Türk savaşında ve 1941-1944 yılları arasındaki Sovyet-Alman savaşlarında, çok büyük hasarlar gördü.

Yavuz ve Midilli isimli, aslı Alman ama Osmanlıya ait iki gemi: bir zamanlar, gidip bu küçük sahil kasabasını bombalamışlar. Bu sırada, Ruslar, bize savaş ilan eden: İngilizlere ve Fransızlara da savaş ilan eder demişler ve İngilizlere hemen haber uçurmuşlar. Bunun üzerine: İngiliz ve Fransızlar, bizim Çanakkale’ye saldırmışlar.

Daha sonraki dönemlerde ise: Sovyetler zamanında, ülke içinde çok iyi iş yapan memurlar, ödül olarak, Sivastopol şehrinde, 2-3 haftalık tatiller ile ödüllendirilmişler. Dolayısı ile, burada muhteşem sayfiye tesisleri oluşmuş. Ancak: 1989 yılından sonra, partililer, buralara pek gitmez olmuşlar.

Rus ve Ukrayna donanmaları, buradaki körfezde bulunuyor. 40’dan fazla gemi bulunuyor. 1997 yılında yapılan anlaşma ile, Rus donanması, 20 yıl boyunca burada kalacak ve karşılığında, Ukrayna’ya, yılda yaklaşık 90 milyon dolar verecekti. Ukrayna Meclisinde yakın zamanda alınan karar gereğince, buradaki Rus deniz üssünün varlığı, 2042 yılına kadar uzatılmış, bunun karşılığında ise, Rusya, Ukrayna’ya verdiği doğalgazda, % 30’luk bir indirim yapmış.

Limanda: sağlı-sollu gemiler sıralanmış, hoş bir manzara oluşturuyor. Burada: Osmanlı döneminden kalma eserleri bulmak mümkün değil. Çünkü: Osmanlı eserlerini silmek için, bu eserlerin % 99’u yıkılmış. Şehirdeki tek cami: 1905 yılında yapılan, Mevlana Camisi.

Bunun dışında: plaj amiga bölgesinde: bol miktarda gece kulüpleri var ve her akşam, birçok insan, buralarda çılgınca eğleniyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Panaroma Müzesi

PANAROMA MÜZESİ

Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum. Müze: 1854-1856 yılları arasında, Kırım savaşının Sivastopol cephesinin resmedildiği üç boyutlu bir ortam sunuyor. Burayı mutlaka gezmelisiniz. Kırım savaşında, bir günlük olaylar, 3 boyutlu olarak, 360 derece, bir duvara işlenmiş.

Duvara baktığınızda, kendinizi, 1854 Kırım Savaşının içinde hissediyorsunuz ve savaşın acımasızlığını görüyorsunuz. En ön cepheden, en arka cepheye kadar, hepsi var. Ancak, bunu tarif etmek mümkün değil, mutlaka görmeniz gerek. Tabloda: Fransız, İngiliz, Türk ve Rus askerlerinin mücadeleleri, ayrı ayrı görülüyor. İşte, tarihe sahip çıkmak bu olsa gerek diye düşüneceksiniz.