Gürcistan Batum

Gürcistan Batum

Gürcüler buraya: “Batumi” diyorlar. Kahve, Manolya, Akordeon. Batum’un yamaçlarını, parklarını, kırlarını bir cennet bahçesine çeviren manolya çiçekleri: kentin sembolü. TBMM’nin ilk oluşumuna Batum temsilci göndermiş, ancak daha sonra gelişen olaylar nedeniyle, Ruslara bırakılmış bir kent.

Özellikle: sınır çizilirken, yine bir kısım art niyetli insanlar yüzünden, sınır çizgisi üzerinde kalan olumlu iklim koşullarına sahip bir kısım yaylalar, Gürcülerin tarafında bırakılmış. Halbuki: Artvin ve yöresinde, 6 ay boyunca yerden kalkmayan kar ve hayvanları beslemek için taze ot bulunamaması, bugün için bölgenin en büyük ve başlıca sorunu.

ULAŞIM

Karayolu ile Batum’a gitmek mümkün. Bunun yanında: 2007 yılında, Batum Havalimanı açılmış olup: Hopa ve yöredeki diğer Türk vatandaşları da: Batum havaalanından vizesiz olarak, Türkiye içi uçuşlara katılırlar. Yani: Türk vatandaşları, pasaport ve vize olmaksızın, Batum Havaalanına inerek, Hopa ilçesine gelebilmektedirler.

Hopa ilçesinde: transit hava alanı işlemlerinin yapıldığı bir merkez var. Burada: işlemler yapılıyor ve özel otobüsler ile, Batum Havaalanına transfer yapılıyor. Havaş otobüsleri, yolcularını aldıktan sonra otobüse bir polis biniyor ve doğrudan Batum havaalanına veya Hopa’ya gidiliyor. Yani ülkemiz sınırları içinde olmayan Batum havaalanı, ulaşım için kullanılıyor.

Bunun dışında: Trabzon-Batum arasında da, her gün düzenli otobüs seferleri düzenleniyor. Trabzon-Sarp sınır kapısı arası yolculuk, yaklaşık 3 saat.

GÜMRÜK İŞLEMLERİ

Gümrük işlemleri hakkında bilgi vermeden önce, şunu bilmenizde yarar var. Eğer Batum’a geçmeyi düşünüyorsanız, gümrük kapısında: uzun bir kuyrukta uzunca bir saat (en az 2 saat)  beklemeyi göze almanız gerekiyor. Tam bir izdiham, Türk tarafında: Türkiye’den dönen Gürcüler ayrı bir kapıdan ve Türkler ayrı bir kapıdan geçerken: genelde olduğu gibi sıralar karışıyor, sıraların arasına girmeye çalışan bir sürü insanla karşılaşıyorsunuz.

Dönüşte, yine Gürcü tarafından Türk tarafına geçerken, yine Türkiye’ye çalışmaya gelen Gürcülerin oluşturduğu büyük kalabalıklar ve izdihamla karşılaşıyorsunuz. Burada, tek çıkış var ve Gürcü-Türk karışık, tabii Gürcülerin sıraya tahammülü olmayan tutumları bir çok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Yani: Batum’a geçmeyi düşünenler, sınır kapısında gerek giriş ve gerekse çıkışta sıkıntı çekmeyi, beklemeyi göze almalıdırlar.

1 Haziran 2011 tarihinden itibaren: sadece kimlik kartınızı yani nüfus cüzdanınızı göstererek, Batum yani Gürcistan’a geçebiliyorsunuz. Yani: vize karşılıklı olarak kaldırıldı. Yanınıza, nüfus cüzdanınızı alın yeter.

Ancak nüfus cüzdanınızın son 10 yıl içinde alınmış olması, yırtık ve hasarlı olmaması, özellikle ve özellikle soğuk damgasının belirgin olması gibi şartlar vardır. Aslında tabii yeni tip nüfus cüzdanı olanlar için böyle sıkıntılar bulunmuyor. Çok daha önemli bir husus ta, yanınızda çocuk bulunması durumunda, çocukların nüfus cüzdanında kesinlikle fotoğraf olmasını istiyorlar. (Bu arada önemli bir not: eğer yeni nüfus cüzdanı çıkartmak için müracaat ettiniz, yeni nüfus cüzdanınız gelmedi, bu durumda eski nüfus cüzdanı ile Batum’a geçemiyorsunuz. Batum’a gitmeyi düşünenler bu önemli ama sadece sınır kapısında yazılı hususa dikkat etsinler)

Geçişler için sadece yurt dışı çıkış harcı  ödeniyor.

Bunu, hemen sınır kapısının yanındaki vezneden almak mümkündür. Ayrıca: küçük bir kağıt form dolduruluyor. Bu formda: sadece ad-soyadı ve vatandaşlık numarası yazılıdır. Gerek Türk tarafından çıkarken ve gerekse Batum tarafına girerken, bu küçük form ilgililer tarafından damgalanıyor. Aman bu kağıdı kaybetmeyin, dönüşte yine Batum ve Türk güvenlik görevlileri, pasaport gibi bu formu damgalıyorlar, eğer bu kağıdı kaybederseniz, çıkış yapamazsınız ve Batum’daki Türk Konsolosluğundan bunun yenisini çıkarttırmak için bir hayli uğraşmanız gerekecektir. Yurt dışı çıkış harç pullarını, forma yapıştırmayın, olur da Batum’a geçemezseniz, pullar heba olmasın, polis kontrolüne gelince, form, nüfus cüzdanı ve pulu birlikte ilgili polis memuruna veriniz.

Bazen yanınızda bulunan çantalar aranıyor ama çoğu kez de aranmıyor. Özellikle: birçok uyarı “Gürcü tarafına ilaç geçirmeyin” gibisinden yapılıyor. Ancak: gümrük kapısındaki uyarı yazısı daha mantıklı ve yanınızda, her türlü ilacın makul bir seviyesi üzerinde olanların geçirilmesinin yasak olduğu belirtiliyor.

Yani: sürekli ilaç kullananlar, ilaçlarını yanlarında geçirme durumunda kalırsa, 1 veya 2 günlük doz alın, ayrıca ilacın kutusunu da yanınızda bulundurun. Daha da ötesi: Batum tarafına girişte: ciddi bir arama yapılmıyor. Geri dönüşte Türk tarafına girişte ise, pasaport kontrolünden sonra gümrüklü sahada, w-ray cihazından bavul ve çantalar geçiriliyor, ama buradaki en büyük husus, sanırım içki arıyorlar, yani fazla içki kesinlikle almayın, en fazla 3 şişe alabilirsiniz.

Bu arada: gidişte ve dönüşte Dutty Free bölümlerinden alışveriş yapabilirsiniz.

Eskisi gibi en az 3 gün kalma zorunluluğu yok. Sadece: sigara ve içki dahil, sadece 3 kalem mal alabiliyorsunuz. Yani, sadece 2 şişe içki, 1 karton sigara veya tersi gibi. Batum’a girişte bir Türk Duty Free mağazası vardır. Çıkışta ise, yani Türkiye’ye girişte ise: iki Gürcü ve bir Türk Duty Free mağazası vardır. Dikkat: Gürcü mağazaları, Türk mağazasından 4 Euro kadar ucuz, ancak onlar Euro kurunu yüksek tutuyorlar ve böylece aslında fiyatlar eşitlenmiş oluyor.

Gürcü mağazası, Euro kurunu Türk mağazalarında uygulanan kurdan daha düşük tutuyor ve böylece fiyatlar eşitleniyor, o yüzden ucuz diye Gürcü mağazasını tercih etmeyin.

Evet: Sarp Sınır Kapısından, Gürcistan ülkesine giriş yaptıktan sonraki yolculuğunuz hakkında da bilgi vermek istiyorum. Eğer kendi aracınız ile, Karadeniz turuna çıkıp ta, buraya gelmiş iseniz, özel aracınızı, sınırın hemen bizim tarafımızda, son tünelden çıkışta, soldaki otoparka bırakabilirsiniz. Ama kendi aracınız ile, Batum’a gitmek isterseniz, araç kendi üzerinize kayıtlı olması şartı ile, 50 TL. daha ödeyerek, aracınızın geçmesini sağlıyorsunuz.

Kendi aracınız ile Gürcistan’a giderseniz, deponuzu fazla doldurmayın, çünkü bu ülkede benzin çok ucuz. (Litre fiyatları, mazot için 1.5 TL. ve benzin için 1 TL.) Ancak, burada bir sıkıntı var, araç içinde sadece 1 sürücü bulunuyor, araçtaki diğer yolcular, araçtan inip kapıdaki uzun kuyrukta beklemek zorunda kalıyorlar.

BATUM’A GİRDİNİZ

Sınır kapısında, Türk ve Gürcü makamlarının kontrolünden geçtikten sonra, Batum tarafına geldiğinizde: bir meydan var. Bu meydanda: birçok minübüs bekliyor. Bunlara binerek, Batum şehrine veya şehirde ulaşmak istediğiniz veya gezmek istediğiniz yerlere gidebiliyorsunuz.

Sınır kapısından itibaren: ilk anda, pek lüks binalar ve yapılar yok. Sadece: sol yanda, Karadeniz kıyısında denize giren insanları görebiliyorsunuz. Bir de, bir zamanlar Sovyet askeri üssü olan ancak günümüzde tamamen bir yeşil alan olarak kullanılan ve ineklerin otladığı bir boşluk göreceksiniz.

Buradaki plajlara “Gonio plajları” deniliyor. Burası Doğu Karadeniz bölgesinin en büyük kumsalıdır. Çoruh nehrinin, Karadeniz’e döküldüğü noktada kurulu Gonio küçük bir sahil kasabasıdır.

Kasaba sahilinde: Apsaros Kalesi var. Kale ile ilgili ayrıntılı bilgiyi aşağıda vereceğim. Kaleden sonra, yolun devamında: Uluslar arası Batum Hava alanın yanından geçerek, şehir merkezine çıkacaksınız.

Gürcistan Batum
batum.genel.3
Gürcistan Batum

İNEKLER

Gürcüler için inek çok değerlidir. Hani birçok yerde insanlar kedi-köpek besler, burada Gürcüler inek besliyorlar. Bunu niye söylüyorum? Özel arabası ile burada gidenler, aman yollardaki bu ineklere dikkat edin ve önem verin, herhangi bir ineğe çarpma durumunda, inanın büyük paralar ödemek zorunda kalırsınız.

TARİHİ

Şehrin ilk kuruluşu, bir Yunan kolonisi olarak ve Batis veya Bathus ismi ile olduğu sanılıyor. Ortaçağ’a kadar, Gürcü krallarının ve prenslerinin yönetiminde kalmış. 13.yüzyılda ise, Moğol egemenliğine girmiş.

1564 yılında, Kanuni Sultan Süleyman, bölgeyi Osmanlı topraklarına bağlar. 314 yıl süren Osmanlı egemenliğinden sonra: 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonunda, bölge, Rus işgaline uğrar. Daha sonra ise: Ayastefanos ve Berlin Anlaşmaları ile, Rusya’ya bırakılır. Mondros Mütarekesi ile: önce İngilizlere ve daha sonra Gürcistan’a bırakılır.

Evet: Demokratik Gürcistan sınırları içinde kalan Artvin ve Ardahan geri alınırken, Misak-ı Milli sınırları içinde kabul edilmeyen Batum: Moskova anlaşması sonucu, Gürcistan’a terk edilir.

Gürcistan’ın 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Acara Özerk Cumhuriyeti yönetiminin başına Aslan Abaşidze isimli siyasetçi gelir ve Batum’da ikamet ederek, bölgeyi bir diktatör gibi yönetir. Mayıs 2004 tarihinde ise, Abaşidze iktidarı, merkezi yönetimin desteğindeki halk hareketi ile son bulur.

Gürcistan Batum
batum.1
Gürcistan Batum

GENEL

Gürcistan’ın: Karadeniz kıyısında, Acara Özerk Cumhuriyetinin yönetim merkezi olan liman kenti. Turizm özellikleri ağır basan bir yer. Yazın: şehrin nüfusu, 400 bin kişiyi buluyor.

Mikro klima özelliği ile, Akdeniz iklimini kuzeyde yaşatan en güzel Karadeniz şehridir. Uygun iklim şartları nedeniyle: bölgede, bol miktarda meyve ve çay yetiştiriliyor. Petrol rafinericiliği ve gemi yapımcılığı da ekonomik anlamda öne çıkıyor.

150.000 nüfuslu kentte, Müslüman ve Hıristiyanlar neredeyse yarı yarıya. Sovyetler Birliği döneminde, Rusya’nın Antalya’sı olan kent: turizme yelken açmış. Şu anda, 21 tane, beş yıldızlı otel projesi yürütülüyor. Tabii tüm bunlar: turizmin, kumarhane ve seks boyutlarına da hizmet edecek şekilde devam ediyor. Çünkü: Gürcistan Devlet Başkanı, Batum’u Kafkasya’nın Las Vegası yani kumarhaneler şehri yapma düşüncesinde. Tüm bunların yanında: Batum, günümüzde dahi, fuhuş cenneti tabirini çoktan alan bir yer olarak da öne çıkıyor.

Plajlar ve deniz çok gözde.

Yöre insanları: yaz döneminde, caddelerde, kıyıda ve birçok yerde: deniz kıyafetleri, mayoları ile dolaşmaktan, bulunmaktan çekinmiyorlar. Hatta, Gürcüler yanında, Ermeniler bile; Ermenistan’dan buraya, plaja geliyorlar. Plajda sürekli seyyar satıcıların dolaşması dikkatinizi çekecektir. Coca cola, haşlanmış mısır, çerez satanlar sürekli dolanıyorlar. İnsanlar: kıyıya yakın yerlerde denize giriyorlar. Çünkü: kum yok, taşlık. Sahile inene kadar: taşlık bölgede yürümek zorunda kalıyorsunuz.

Türklerin ; Batum’da imajı pek iyi değil. Türkleri: daha çok, uyuşturucu, yalan, hırsızlık gibi olgularla yan yana düşünüyorlar. Bunun dışında Gürcülerle anlaşmak pek zor değil. Sonuçta, bavul ticaretinin büyük etkisi var. Türkçeyi tam olarak bilmeseler de, büyük çoğunluğu konuşulanları anlıyorlar. Yani: yine de, her şeye rağmen, Türklere sempatik yaklaşıyorlar. İngilizce pek kullanılmıyor, çünkü Gürcüler İngilizce bilmiyorlar.

Gürcistan Batum Ne Yenir-Ne İçilir

NE YENİR-NE İÇİLİR 

Batum şehrinde: lokantacılık sektörü Türklerin elinde. Lokanta eksiğini bizimkiler, lokanta açarak kapatmışlar. Pastane ise, hiç yok. Çünkü: yerel insanların pastaneye gitme imkanları yok. Ekonomik gelirleri çok düşük. Bu şehirde: Mc Donalts ve diğer fast-food marka restoranları da yok. Ama, şehirde bolca kahvehane var. Çünkü: aşağıda ayrıntılı belirteceğim gibi, Batum’lular kahveye aşırı düşkünler.

Şehrin en meşhur restoranı: Lazuri. Avlusu ile bahçesiyle, her bir katında, güzel sofraların kurulduğu eski bir Batum evi. Bahçede; bir votka damıtma aleti var.

Bunun yanında: yemeklerde dikkati çeken hususlar şunlar. Bizim ülkemizde de yaygın olan lavaş ekmeği yiyorlar. Ayrıca: haçapuri denilen bir kahvaltılıkları var. Peynirli pide gibi. Domuz eti bulunmaması nedeniyle, Türkiye’den giden turistlerin baş tercihi.

Burada Müslüman halkında bulunduğunu söylemiştim. Ama, buranın Müslümanları: domuz eti ve şaraba karşı dinsel yasakları kabullenmemişler ve domuz eti yiyorlar, bolca şarap içiyorlar.

Bunların yanında: limonad denen bir içecekleri bayağı bol tüketiliyor. Bu limonata değil, armut-üzüm-elma meyvelerinin aromalarından yapılan bir gazlı içecek. Tadı fena değil. Kolanın yaygınlaşmasına muhalefet için üretmişler. Geleneksel ve ucuz. Batum şehrinin ara sokaklarında tankerlerle bir tür alkollü bira olan “Kbac” satıldığını görebilirsiniz.

Gürcistan Batum Alışveriş
batum alışveriş.1
Gürcistan Batum Alışveriş

ALIŞVERİŞ-PARA-NE SATIN ALINIR

Aman dikkat, çarşı ve dükkanlarda, Türk Lirası kabul edilmiyor. Ülkenin para birimi “lari” ve “tetri”. 1 ABD doları: 1.90 lari ediyor. 100 tetri ise, 1 lari.

Bir devlet memuru maaşının, ortalama 100 lari olduğu kent, çok ucuz. Bu arada, kredi kartı kullanıcıları için, küçük bir not. Yanınızda, visa kart götürün, master kartı kabul etmiyorlar.

Kendiniz veya yakınlarınız için hediyelik olarak: çok ucuz olan içkilerden, özellikle Gürcü şaraplarından satın alabilirsiniz. Özellikle: Bagrationi marka. Ayrıca: peynir çeşitleri, küme, füme balık, iç ceviz satın alabilirsiniz. Ama biraz önce de söylediğim gibi, dünyaca ünlü olan, Gürcü şarapları var. Hediyelik eşya için: bulvardaki seyyar satıcılar veya Milli Park içindeki akvaryum girişindeki marketten, değişik objeler satın alabilirsiniz.

Bunların dışında herhangi bir alacak şey bulamasınız, çünkü her şey Türkiye’den ithal. Bu arada: Gürcüler, pazarlığa açıklar, alışveriş yaparken, pazarlık yapmayı unutmayın.

Batum’da: süper, hiper, mega cinsinden büyük marketler yok. Onun yerine: içki, sigara, Türk malı besin ürünleri, ev yapımı pasta, sebze ve meyvenin satıldığı küçük bakkallar var. Bakkalları işletenler, hep kadınlar.

GÜVENLİK VE POLİSLER

Yeni Gürcü yönetimi, 2008 yılından itibaren polis için halk üzerindeki rüşvet ve şiddet kaygılarını gidermek için, bütün mevcut polis karakollarını yıktırmış ve şeffaflığın sağlanması için dışı camla kaplı yeni polis karakolları yaptırmıştır. Şehirde ve otoyolda bolca polis görebilirsiniz.

Polis arabaları Skoda modelidir ve sık devriye gezerler. Polis kişilere kibar davranır. Umarım aksi bir durumla karşılaşmazsınız. Bu arada, yine polisle ilgili bir hususa değinmek istiyorum, buraya kendi özel aracı ile gidenler, şehir merkezinde ana caddeler üzerine araç bırakmayın, kesinlikle polis hemen aracınızı çektirir.

GÜRCÜ İNSANI

Burada sigorta kavramı olmadığından ve insanlar ucuz ücretlerle çalıştığından, özellikle Türk iş adamları, burada başta tekstil olmak üzere birçok üretim yeri açmışlardır. Gürcü erkekleri, bu üretim yerlerinde çalışırlar, kadınlar bu yüzden pazarlarda sebze-meyve satarlar. Gürcü insanı sakindir, kavgacı değildir, büyük çoğunluğu Türkleri sever.

Gürcistan Batum Konaklama

KONAKLAMA

Gürcistan yönetimi, 2008 yılından sonra ülkeyi turizme açarken, şehirde birçok yabancı menşeli otel de açılmıştır. Hilton, Sheraton, Radisson gibi oteller, gecelik yüksek fiyatlarla (400-500 TL. gibi) misafir ağırlarken, bunların rakipleri olan Türkler tarafından açılan ve genellikle butik otel tarzındaki yapılar ise, genellikle 300 TL. civarında ücret karşılığı misafirleri ağırlamaktadır. Oteller temiz ve rahattır. Ama şehir dışındaki otelleri tercih ederken, gece şehir merkezindeki eğlenceli ortama uzak kalacağınızı unutmayınız.

Gürcistan Batum Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLERİ

Batum bir liman kenti olarak öne çıkıyor. Ama aynı zamanda, önemli bir tatil merkezi. Burada: botanik bahçeleri ve tropikal bitkiler açısından çok zengin parklar bulunuyor. Ayrıca: çok güzel binalar var.

Evet, Batum bir günde gezilebilecek bir yer değil. Sovyet Rusya döneminden kalma: 2-3 katlı, asırlık evleriyle, eski Batum, nostaljik bir Küba esintisine sahip. Beyaz badanalı ve mavi damlı evler: Küba sokaklarında dolaşıyorsunuz izlenimi veriyor. Aslan, ejderha ve gerçeküstü mitolojik yaratıklar figürleriyle bezenen yapılar, Kafkasların sıra dışı mimarisini temsil ediyor.

Modern yapıların sıralandığı, sahil kesimindeki evlerde hakim renk: beyaz. Batum’u tanımanın en iyi yolu: geniş bulvarları ve caddeler boyunca uzun yürüyüşler yapmak. Parklarda, sabaha kadar süren, havuzlardaki su fıskiyelerinin dansını izleyebilirsiniz. Gündüz arzu ederseniz, Olimpik Buz pistinde, buz pateni yapmayı deneyebilirsiniz.

Yazının başında belirttiğim gibi, Batum’un simgesi manolya çiçekleri. Parfümden, ilaç ve temizlik sanayine kadar pek çok alanda kullanılan manolya çiçeğinin yanı sıra: kahve kültürüyle de ünlü Batum. Hemen her köşe başında bir kahvehane, kahve ve aksesuar satan dükkan ya da atölye var. Batum halkı için: kış ayları dışında yılın üç mevsimi, kapı önlerinde, sokaklarda ve kahvehanelerde, Karadeniz rüzgarı eşliğinde uzun kahve sohbetleri yapmak, yaşamın önemli bir parçası olmuş. Aromatik olanlardan, hot black’e kadar tat, koku ve sertlik derecelerine göre onlarca çeşide ayrılan Batum kahvelerinin sihirli bir zindelik verdiğine inanılıyor.

Görülebilecek yerler, şunlar

saint andrew heykeli.1
Gürcistan Batum Saint Andrew Heykeli

SAİNT ANDREW HEYKELİ

Heykel, Sarp’tan Batum şehrine giderken, Sarp sınır kapısı yakınındaki Sarp Şelalesinin yanındadır. Heykel: Gürcistan’a ilk gelen Hıristiyan olan Georgiana ithaf edilmiştir. Heykelin yeni evli çiftlere şans getirdiğine inanılmaktadır ve yeni evli çiftler tarafından ziyaret edilir. Heykelin hemen yanında şelale bulunuyor.

ganio apsaros kalesi.1
Gürcistan Batum Gonio Apsaros Kalesi
gonio asparos kalesi.1
Gürcistan Batum Gonio Apsaros Kalesi
gonio asparos kalesi.2
Gürcistan Batum Gonio Apsaros Kalesi

GONİO APSAROS KALESİ

Gürcistan ülkesinin bu en eski kalesi, Batum şehrinin 12 km güneyinde, Çoruh nehrinin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan Gonio kasabasındadır. Kalenin isminin “Apsaros” isimli “Argonotlar” hakkındaki efsaneden geldiği söylenmektedir. Efsaneye göre: Kral Aeet’in oğlu Jason tarafından öldürülen Apsyrtus burada gömülmüştür.

Kale 1’nci yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır. Ancak tarih boyunca birçok kez el değiştirmiştir. 1478 yılında Osmanlılar tarafından ele geçirilen kale, 1878 yılında yapılan Ayestefanos anlaşması ile Osmanlılardan çıkıp, Rusların eline geçmiştir. 1991 yılında Gürcistan bağımsızlığını ilan edince, kale, Gürcistan Acara bölgesinde kalmıştır.

Kalenin toplum sur uzunluğu 900 metredir. Surların yüksekliği ise 5 metredir. Başlangıçta 7 metre yükseklikte 22 kule varken, günümüzde bunlardan sadece 18 tanesi kalmıştır.

Bir söylentiye göre:

Hz İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Mathias’ın mezarı buradadır. Mezarın çevresi, çevrilerek korumaya alınmıştır. Mathias, Gürcistan’da Hıristiyanlığı yayan ilk kişidir. Ayrıca, Gürcistan, dünya üzerinde Hıristiyanlığı kabul eden ilk devlet olarak bilinmektedir.

Buranın bir  diğer özelliği: MS 328 yılında, ilk sulama kanalları ve alt yapı çalışmalarının burada inşa edilmiş olmasıdır. Üstelik bu sulama kanalları çömlekten yapılmış ve yüzyıllardır sağlamlığını korumuştur. Kale içinde gezerseniz, çömlekten yapılmış sulama borularını görebilirsiniz.

Yine bir gelenek: yeni evli çiftler buraya gelerek su kuyusundan su içerler. Suyu, kuyudan damat çıkarır, ancak suyu damata gelin içirir.

Kale içinde yapılan kazılarda, birçok döneme ait paralar bulunmuştur. Bu buluntular, buranın uyun yıllar bir ticaret merkezi olarak kullanıldığını kanıtlamaktadır. Bu paralar, günümüzde müzede sergilenmektedir. Ayrıca yine kalenin girişindeki bir tanıtım levhasında: kaledeki arkeolojik kazılarda bulunmuş, Helenistik döneme ait bir altın at heykelinin, Batum Müzesinde sergilendiği yazılıdır.

Kalenin içinde: kivi, mandalina ve palmiye ağaçlarıyla süslü bir yürüyüş parkuru da var. Bunun dışında: üzüm bağından, mısır tarlasına ve lahana bahçesine kadar birkaç çeşit sebze ve meyveler, kalenin içinde sizi karşılıyor. Bunun dışında: arkeolojik çalışmalar da sürdürülüyor.

Gürcistan Batum Orta Camii
orta camii.0
Gürcistan Batum Orta Camii

ORTA CAMİSİ

Caminin yanında veya kapısında herhangi bir aydınlatıcı levha bulunmuyor. Cami, Türk egemenliğinin hüküm sürdüğü yıllarda yapılan 3 camiden günümüze ulaşan tek camidir. Diğer camilerin ortasında olduğundan Orta Cami diye isimlendirilmiştir.

Batum Valide Sultan Camii de denilmektedir. Caminin Acara Beyi Haşimoğlu Aslan Bey tarafından, 2 Laz ustaya 1866 yılında yaptırıldığı bilinmektedir. Daha fazla ayrıntılı bilgi yok. Çünkü Komünizm döneminde, burada bulunan ibadethaneler kapatılmış ve arşivleri yok edilmiştir.

Özellikle ahşap iç mekan büyüleyicidir. Ahşap işçiliği yanında, ahşabın boyanması da ilgi çeker. Gürcistan’da Acaristan Özerk Cumhuriyetinin eski lideri Aslan Abaşidze’nin Moskova’ya kaçmasının ardından 12 yıl aradan sonra hoperlörle ezan okunmuştur. Ancak, Batum Camiinde, Rusya döneminden bu yana, sadece iç ezan okunmaktadır. Batum şehrindeki Hıristiyanların şikayeti üzerine böyle bir karar alınmıştır. Cami: Acara Devlet Müzesi tarafından koruma altına alınmıştır.

Caminin çevresi tam bir Türk bölgesidir. Türk lokantaları, marketler, kasaplar, bakkallar ve oteller bulunuyor. Burada, birçok kişiyle Türkçe konuşabilirsiniz.

Gürcistan Batum Acara Devlet Müzesi

ACARA DEVLET MÜZESİ

Burada: Acara hakkında, Etnografik ve tarihi bilgiler almak mümkün. Dört katlı, geniş ve son derece iyi düzenlenmiş müzede: 150 bin obje sergileniyor ve arşivlenmiş durumda. Doğa Müzesi de, aynı çatı altında. Burada: Karadeniz’de 147 tür balık çeşidi bulunduğunu ve 200 metre derinliğin altında yaşam bulunmadığını öğreneceksiniz. Ayrıca: Çoruh nehrinin denize döküldüğü yerde yapılan ıslah çalışmaları anlatılmış.

Evet, müze geçen yıllarda, 100 yaşını kutlamış ve bunun şerefine, bahçeye: Gürcü balıkçılar tarafından avlandığı söylenen bir balina iskeleti konulmuş. Müzeye: devlet müzesi statüsüyle birlikte, 2005 yılında, tarihçi ve etnograf Khariton Akhvlediani’nin ismi verilmiş.

Gürcistan Batum Botanik Bahçesi
botanik bahçesi.1
Gürcistan Batum Botanik Bahçesi

BATUM BOTANİK BAHÇESİ

Şehir merkezinden 8-10 km uzaklıktadır. Buraya minübüsler ile gidebilirsiniz. Dünyanın ikinci büyük botanik bahçesidir. İncil sayfalarında geçen Eden’in gerçek bahçesine benzetilmektedir.

Botanik bahçesi 1912 yılında ünlü botanikçi ve coğrafyacı Andrey Krasnov tarafından kurulmuştur. Güneydoğu Asya’da kendisinin liderliğindeki iki büyük seferde getirilen fidelerle kurulmaya başlanmıştır.

Dünyanın en nadir, tuhaf ve güzel bitkilerinden örnekler toplanmıştır. 2000’den fazla ağaç türü vardır. Bunlardan sadece 104 tanesi Kafkaslarda yetişmektedir ve diğerleri dünyanın çeşitli yerlerinden getirilmiştir.

Bahçe 111 hektardır ve Doğu Asya, Kuzey Amerika, Yeni Zellanda, Güney Amerika, Himalayalar, Meksika, Avustralya ve Kafkas nemli subtropikal olmak üzere 9 fito coğrafi bölgeden filora içermektedir.

Bütün parkı gezmek yaklaşık 2 saati alıyor.

Özellikle manolya ağaçları muhteşem güzelliktedir. Bir de “küstüm çiçeği” yani “mimoza” yı görmenizi öneririm. Bu çiçek, dokunduğunuzda kapanıyor.  Ayrıca: binlerce ladin, okaliptüs, köknar, çam ve pavlonya, sakura gibi bitkiler görebilirsiniz.

Bahçe yürüyerek ya da kiralanan araçlarla gezilebiliyor. Bir de telesiyej var, ancak bu telesiyej bakımsız, gittiğinizde çalışır bulurmusunuz bilmiyorum. Ancak parkın büyüklüğü gözünüzü korkutmasın, yürüyüş yollarını gayet güzey yönlendirmişler.

Binlerce ladin, okaliptüs, köknar ve çam. Bunların dışında: Pavlonya, sakura gibi bitkiler de görebilirsiniz.

BATUM DEVLET PARKI-MİLLİ PARK 

Karadeniz kıyısında bulunuyor. Bir binalar tarlasına benzeyen kentin ortasında, yemyeşil bir ada gibi. Kentte: taçsız kral olarak nitelenen şair İlya Çavçavadze ile Gürcü yazar ve devlet adamlarının heykellerinin süslediği park: uzun yürüyüş parkurları, plajları ve sahil kahveleriyle, dev bir gezi alanı. Parkın bitişiğindeki Batum Üniversitesi ise, Çarlık Rusya’sının mirası.

Bu arada: parkın içinde: Dolpinarium (yunus gösteri merkezi) var. Ayrıca: Akvaryum (15 orta boy akvaryum ve 1 büyük havuzun içinde, birçok deniz canlısı bulunuyor), lunapark (ufak ama kesinlikle eğlenceli bir yer) ve hayvanat bahçesi bulunuyor. Akvaryum yapısı, dışarıdan hayli heybetli görünüyor. Duvarlarında kalmış belli belirsiz resimlerden ve kabartmalardan, ortadaki büyük havuzda, yunus şovlarının yapıldığını anlayabilirsiniz. Günümüzde, bu havuz kurumuş, boyalar dökülmüş, resimler sökülmüş. Yine de, balıkların sergilendiği, kapalı akvaryum kısmı gezilmeye değer. Yukarıda söylediğim gibi, kapalı kısımda, yan yana, pek çok akvaryum içinde çeşitli balıklar var. Tabii söylemeye gerek yok. Bütün akvaryumların camları pislikten kararmış, suları ise neredeyse yosundan yemyeşil olmuş. Ancak balıklar hallerinden pek şikayetçi değiller gibi. Çünkü, özellikle köpek balıkları, bütün o olumsuz şartlara rağmen, o kadar büyümüşler ki, inanamazsınız.

ESKİ POSTANE BİNASI

20. yüzyılda yapılmasına karşın, Gürcü mimari karakterini yansıtması açısından ilginçtir. Yörenin karakteristik yapılarından biri. Kentin iki merkez caddesi olan: Baratashvili ve Abashidze caddelerinin kesiştiği noktada yükseliyor.

Gürcistan Batum Virgin Mary Kilisesi

VİRGİN MARY KİLİSESİ

Bu görkemli kilise, Batum şehrinin panoramasında hemen fark edilmektedir. Bu dini yapı, oldukça trajik bir tarihe sahiptir. Çünkü Sovyet döneminde çok sıklıkla yeniden inşa edilmiştir. İlk olarak 1898-1903 yılları arasında inşa edilmiştir. Bazen yanlışlıkla bir Ortodoks kilisesi olarak kullanılmış ve neredeyse hiç kimse başlangıçta bir Katolik kilisesi olarak inşa edildiğini hatırlamamıştır. Rus İmparatorluğu tarafından buradaki Katolik kilisesi inşa edildiğinde, çoğunluğu Katolikliği savunan, farklı ulusların temsilcileri buraya akın etmiştir. 19’ncu yüzyılda, Batum şehrinde hiçbir Katolik tapınağı bulunmadığından, bu  dinin temsilcileri, burada bir kilise inşa ettirmek için yetkililere başvurmuştur.

Tapınağın yapımında zengin petrol üreticisi Stefan Zubalashvili’nin katkısı çoktur ve tapınak 1902 yılında tamamlanmış ve 1903 yılında kutsanmıştır. Gotik tarzda inşa edilen kilise, Gürcistan ülkesinin en güzel kiliselerinden birisidir. Ana girişin iki yanında da havariler görülür. Ancak günümüzde, bu heykellerin kimlere ait olduğu tartışmaları sürmektedir. Kilisenin eşsiz özelliği: Fransız Gotik mimarisinin en güzel örnekleriyle rekabet edebilecek güzellikteki, büyük vitray pencereleridir.

Gürcistan Batum Batum Limanı

BATUM LİMANI

Limanın önemi, doğal bir liman olması ve Karadeniz ticaretinde, önemli bir rol oynaması.

Kendin turistik merkezi konumunda. Burada, yıl boyu kahve tiryakileri, sokak müzisyenleri, şairler ve balıkçılar var. Rıhtımda, sokak aralarında, ya da kentin herhangi bir köşesinde, kulaklarınıza, mutlaka çalınacak bir akerdeon tınısı gelecektir.

Gürcistan Batum Altın Postlu Koç Heykeli

ALTIN POSTLU KOÇ HEYKELİ

Evet, şehrin hemen merkezinde, gökyüzüne yükselen bu heykelin bir hikayesi var. Altın postlu koç heykeli; gücü, sonsuzluğu, egemenliği ve dünya liderliğini sembolize ediyor. Kim bu altın postlu koçu yenerse: dünyayı yöneteceği söyleniyor. Antik dönemde, hatırlayanlarınız olabilir: Yunan kolonilerinden, Ege denizinden yola çıkan bir kısım Yunanlı, bu postu aramak üzere, bölgeye gelirler ve hatta buraya gelirken de, Trabzon Yoson Burnunda, bir kilise inşa ederler, bu kilise günümüzde de büyük bir ziyaretçi çekmektedir.

Evet: bu altın postlu koç efsanesi, günümüzde de büyük inanır topluluğu çekmektedir. Hatta: Amerika ve Rusya’nın altın postlu koçu yenerek, dünya egemenliğini ele geçirme düşünceleri sonucu, Gürcistan’a yardım yaptıkları düşünülebilir.

avrupa meydanı.1
Gürcistan Batum Piazza Meydanı

PİAZZA MEYDANI

Batum şehrinin en güzel yerlerinden birisidir. Ancak adında anlaşılacağı üzere, İtalyan sistemi, Gürcistan için biraz uyumsuzluk göstermektedir. Yani, İtalyan mimari stili kullanılarak yapılmıştır. Türünün tek örneği olan mozaik ve vitray sanatı ilgi çekmektedir. 2010 yılında tamamlanan meydanın baş mimarı Vazha Orbeladze’dir. Estonyalı sanatçı Dolores Hoffman, meydanın benzersiz vitray pencerelerini tasarlamış ve yaratmıştır. Meydan’daki en büyük figüratif mermer mozaik sanatının yapımcısı: Gürcü tasarımcı Natalia Amirejibi de Pita’dır.

Meydan yaklaşık 5700 metre karelik bir alanı kapsıyor ve burada bir otel, birkaç restoran, bir kafe ve bir pub bulunuyor. La Brioche denen mekanda, canlı müzik yapılıyor. Meydan, genellikle Batum şehrini ziyaret eden dünyaca ünlü müzisyenlerin konserlerine ev sahipliği yapıyor.

alfabe kulesi.1
Gürcistan Batum Alfabe Kulesi-Alphabet Tower
alfabe kulesi.2
Gürcistan Batum Alfabe Kulesi-Alphabet Tower

ALFABE KULESİ-ALPHABET TOWER

Batum şehir merkezinde, Miracle parktadır.

Gürcü alfabesi, 5’nci yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Modern versiyon ortaya çıkmadan önce, birçok değişiklik yapılmıştır. Burada, dünyadaki 14 yazı sisteminden biri olan Gürcü alfabesi görülür.

Kule: Gürcü alfabesine adanmıştır. 2012 yılında İspanyol mimar Alberto Domingo Cabo tarafından yapılmıştır. 130 metre yüksekliktedir. Bir “DNA” şeklinde, demir konstrüksiyondur. Kulenin ilk yapılışında üstünde bir restoran ve gözlemevi yapılması planlanmışsa da daha sonra kapanmış olup, geleceği belirsizdir. Kuleye, bir asansörle çıkılmakta ve Batum ile Karadeniz’in panoramik manzarası izlenmektedir.

ali ve nino.1
Gürcistan Batum Ali ve Nino Heykeli

ALİ VE NİNO HEYKELİ

Ali ve Nino hareketli heykeli, Batum şehrinin en şaşırtıcı ve unutulmaz mekanlarından birisidir. Heykel uluslararası sonsuz sevgi ve anlayışı tasvir etmektedir. Azerbaycanlı bir yazar olan Kurban Said tarafından yazılan ünlü “Ali ve Nino” romanından esinlenilerek yapılmıştır. Kitap ilk kez 1937 yılında, Avusturya’da Almanca olarak yayınlanmış ve o tarihten sonra 32 farklı dile tercüme edilmiştir. Müslüman bir Azerbaycanlı erkek Ali Servansir ile bir Hıristiyan Gürcü kızı olan Nino Kapiani arasındaki sevginin hikayesi anlatılmaktadır. Roman, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki Kafkaslar ortamını yansıtmaktadır.

8 metre yükseklikteki heykel, bir adamın bir kadının heykelidir. Gürcü sanatçı ve heykeltıraş Tamar Kyesitadze tarafından yapılmıştır. Heykel 2010 yılında yapılmış olup, Avrupa ve Asya arasındaki sevgi ve aşkın sembolü olmuştur. Yaklaşık yarı şeffaf olan Ali ve Nino’nun çelikten yapılmış figürleri, yavaş yavaş birbirlerine doğru ilerliyorlar ve bir an tek parça oluyorlar. Bu nefes kesen süreç, her 10 dakikada bir tekrarlanıyor.

avrupa meydanı.1
Gürcistan Batum Avrupa Meydanı-Europe Square

AVRUPA MEYDANI-EUROPE SQUARE

Batum şehrinde kaldığınız sürece,  defalarca buradan geçeceksiniz. Şehir merkezinin en güzel yerlerinden birisidir. Buranın ismi: Batum’un Avrupa Bölgeler Meclisine katılmasından geliyor. Gürcistan’ın Avrupa’ya yönelik özlemini vurguluyor.

Burada: meydanın ortasında Avrupa dünyasının eski Gürcü dünyasıyla bağlantısının sembolü olan “Medea Heykeli” bulunuyor. Meydan, gerek turistler ve gerekse yerli halk arasında popüler bir alandır. Meydanda restore edilmiş cephelerin ve modern mimarinin enfes birleşimi görülüyor. Yine bu meydanda: çeşitli konserler yapılmaktadır. (Jose Carreras, Andrea Bocelli, Bueno Vistal Social Club ve diğerleri gibi) 2011 yılında Enrique Iglesias konserinde, meydanda 50 bin kişinin bulunduğu söyleniyor. Yılbaşı kutlamaları da burada yapılıyor. Medea heykelinin hemen yanında bisiklet kiralama noktası vardır.

altınpost heykeli.1
Gürcistan Batum Medea Heykeli
medea anıtı.1
Gürcistan Batum Medea Heykeli
medea anıtı.2
Gürcistan Batum Medea Heykeli
medea anıtı.5
Gürcistan Batum Medea Heykeli

MEDEA HEYKELİ

Medea: Kafkasların mitolojik yüzüdür. Medea ve Jason, Argonauts efsanesinin figürleridir. Efsane: MÖ 3’ncü yüzyılda Rodoslu Apollonius tarafından yazılmıştır.

Prenses Medea: Yunan mitolojisinde bugünkü Batı Gürcistan’da Kolkheti (Colchis) Kralı Aeetes’in kızıdır. Çoğu hikayelerde büyücü olarak bilinir ve genellikle Tanrıça Hecatenin bir rahibesi ya da cadı olarak tasvir edilir. Kendisi Circenin yeğeni, Güneş tanrısı Heliosun torunu ve daha sonra kahraman Jasonun eşidir. Corinth kralı Creon, kızı Glaucei Jasona sununca: Jason Medea’yı terk eder ve Medea, kocasının ihanetine karşılık, intikam için çocuklarını öldürür. Mitolojik hikayede: Jason’un efsanevi “Golden Fleece” yani “Altın Post” u çalmasına yardım etmiştir. Buradan anlaşıldığına göre: Kolkitian halkı: Avrupa’da bilinmeyen dönemde, metallerin ergitilmesi ve dökülmesi konusunda uzmandır. Bu durum, yani halkın bu özelliği, altın dahil doğal kaynakları aramak için, buraya, krallığa seyahat eden Jason ve Argonotlar gibi Yunan tüccarlarının ve maceraperestlerinin ilgisini çekmiştir.

Koklhi halkı, bu altın postu oluşturmak için ilginç bir yol kullanmıştır. Bir koyun postu, ahşap bir desteğe tutturulur ve dağdan hızla akan bir akarsuya asılarak bırakılır. Akarsu içindeki altın parçacıkları, koyun postunun yünü içine toplanır. Daha sonra bu post, sarsılmadan ve taranmadan kuru bir ağaca asılır. Altın toplamak için kullanılan bu yöntem, Jason efsanesi ve altın arayışında kullanılan keçe ve benzeri tekniklerin esasını teşkil etmiştir.

Davit Khmaladze tarafından yapılan heykel, 2007 yılında açılmıştır.

boulevard parkı.2
Gürcistan Batum Batumi Boulevard-Seaside Park
boulevard parkı.1
Gürcistan Batum Batumi Boulevard-Seaside Park
boulevard parkı.4
Gürcistan Batum Batumi Boulevard-Seaside Park
boulevard parkı.3
Gürcistan Batum Batumi Boulevard-Seaside Park

BATUMİ BOULEVARD-SEASİDE PARK

Burada: alışveriş, yürüyüş ve hatta yüzme molası verebilirsiniz. Burası, sahil şeridinde, sahil boyunca yeşil alanı bol bir yerdir. Çocuk parkından, konser alanına kadar pek çok aktivite vardır. Parkın içinde: buzdolabı süsü, su, hediyelik eşya satan seyyar satıcılar bulunuyor. Türk parası alıyorlar. Şehrin en işlek plajı buradadır ve ayrıca yine park alanında pek çok şirin heykel bulunuyor.

Gelelim buranın yapılış hikayesine: Batum bölgesi valisi tarafından deniz kıyısı yanında bir park oluşturmak üzere, 1881 yılında bir Alman bahçıvan atanmıştır. Günümüzde, Batum Bulvarının uzunluğu yaklaşık 7 km kadardır. Yaklaşık olarak eski ve yeni bulvar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Park alanında: orijinal ve modern heykeller, tezgahlar ve havuzlar bulunuyor. Yaz sezonu boyunca: sahil kafeteryalar, restoranlar, plaj barları ve kulüplerle doludur. Sezon dışında ise, sadece güzel deniz kıyısı bulunuyor. Günün herhangi bir saatinde, sabah veya sıcak bir öğle saatinde burada yürüyüş yapabilirsiniz. Ancak buraya özellikle gün batımı saatinde gelmenizi öneririm. Çünkü güneş, denizin hemen üstünde batıyor ve görüntü muhteşemdir.

astronomik saat.0
Gürcistan Batum Astronomik Saat-Astronomic Clock

ASTRONOMİK SAAT-ASTRONOMİC CLOCK

Prag ve Venedik şehirlerindekine benzer astronomik saat, Gürcistan Ulusal Bankasının eski binasının kulesine yerleştirilmiştir. Tam ve yarım saatlerde, melodik bir zil sesi duyuluyor. Günün saati dışında, burada astronomik bilgiler de gösteriliyor. Güney ve ay, ayın evreleri, meridyen ve ufuk yerleşimi bilgileri görülüyor. Ay, dünyanın döngüsünde önemli rol oynadığından, astronomik saatten elde edilen bilgiler, sadece ilginç değil aynı zamanda yararlıdır.

chacha kulesi.1
Gürcistan Batum Chacha Kulesi

CHACHA KULESİ

Çaça kulesi olarak da bilinen kule: Batum şehir merkezinde erken 20’nci yüzyıl binasının bir kopyasıdır. Ünlü Gürcü üzüm votkası “Chacha” her 10-15 dakikada bir dökülüyor. Kule 25 metre yüksekliktedir. Ana kubbe 25 metrelik bir yüksekliğe ulaşır. Diğer kubbeler 5 metre yüksekliktedir. Kulenin 18’nci metresinde bir saat vardır. İnşaat, özel olarak yerleştirilmiş, duyusal ekipman yardımı ile içeceğin aktığı 4 bölümle çevrilidir.

Gürcistan Tiflis

Gürcistan Tiflis

Şehir: Gürcistan ülkesinin başkentidir. Zaten, ülkenin 4.469 bin kişilik nüfusunun 1.225 bin kişilik bölümü, Tiflis şehrinde yaşamaktadır.

Bu nüfusun: % 84’lük bölümü Gürcüler, % 6.5’luk bölümü Azeriler, % 5.7’lik bölümü Ermeniler, % 1.5’luk bölümü Ruslar ve geri kalanı çeşitli uluslardan oluşmaktadır.

Coğrafi olarak:

Şehir: toplam uzunluğu 1515 km. olan Kura nehrinin iki yakasında kurulmuştur. Bu yüzden nehrin her iki yakasında birçok restoran bulunur.

Hatta: Başkanlık Sarayı, Adalet Bakanlığı binası ve daha birçok kurumsal yapı da bu nehir kıyısındaki şeritte konuşlanmıştır. Zaten, burada görebileceğiniz Sovyet döneminden kalma devasa ve eski yapılar, olduğu gibi yani olanca kasveti ile duruyorlar.

Söylenenlere göre: o zamanlarda, yapının dışı ve merdivenleri devlete, içi ise özel kişilere aitmiş ve bu yüzden yapıların dışının onarılmadığı ve uzun yıllar öylece kaldığı söyleniyor. Öte yandan yine Rusça yazılar da, bu yapıların kasvetini arttırıyor.

Bir diğer duyduğum ise, Gürcülerin bu eski yapılara karşı bir saygı ifadesi olarak dokunmadıkları yönünde. Dışını aynı bırakıp içini yeniliyorlarmış, yani dıştan berbat bir yapı, içinde ise modern bir mekan.

Şehrin deniz seviyesinden yüksekliği: 380-600 metredir. Toplam alanı ise 500 km. karedir.

Şehrin en büyük problemi: ekonomik sıkıntılar. Her ne kadar bölgedeki komşularında, bol miktarda petrol ve doğal gaz bulunmasına rağmen, Gürcistan ülkesinde, petrol ve doğalgaz bulunmuyor ve enflasyonla mücadele de büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Bu yüzden, ülkenin geçim kaynakları: tarım, turizm ve özellikle şarap üretimidir.

Giriş kısmı için son bir not: şehirde kalacak yer aradığınızda, yanınıza yaklaşıp ta “guesthouse” diyerek, sizi bir yere yönlendirmeye kalkanlar olacaktır ki, bunları kesinlikle kabul etmeyin.

Çünkü: bu tür aracılar: genellikle kendi mahallesindeki bir komşusu veya bir tanıdığı, bir arkadaşının evini, size pazarlamaya çalışacaktır. Ama unutmayın ki, bu evler; şehirdeki orta karar bir otel için ödeyeceğiniz ücretten daha ucuz olmayacaktır.

Son olarak: bu şehri ziyaret edecekseniz, 2 veya bilemediniz en fazla 3 gün yeterlidir.

Gürcistan Tiflis

ULAŞIM

Tiflis, sarp sınır kapısından 450 km. uzaklıktadır. Tiflis havaalanı ise şehir merkezinin biraz dışındadır. (17.5 km. uzaklıktadır.)

2007 yılında inşa edilen havaalanı, bizim “TAV” denilen şirket tarafından işletiliyor ve bu nedenle, havaalanına inince pek yabancılık çekilmiyor.

Havaalanı işletmesinde, önemli konumdaki bütün personel Türk. Bu yüzden herhangi bir şey sormanız durumunda, aşırı yardımseverlik gösteriyorlar. İstanbul-Tiflis arasında direkt uçak seferleri bulunuyor ve uçuş süresi, 1 saat 40 dakikadır.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki taksi ulaşımında sizden 35-40 gel isteyeceklerdir, ancak vermeniz gereken ücret, en fazla 10 geldir. Daha açık bir örnek gerekirse: havaalanı ile şehir merkezindeki Mariot oteli arasındaki ulaşım için taksiye ödemeniz gereken ücret, azami 20-25 geldir.

Şehir merkezine otobüs ile ulaşmak isterseniz: Özgürlük meydanı ve Rustaveli Bulvarına ulaşan: 37 numaralı otobüse binmeniz gerekir.

Yolculuk yaklaşık 30-40 dakika sürer ve otobüs durağı: hemen geliş salonu önündedir ve otobüsler, her 20-30 dakikada bir şehir merkezine hareket ederler. Otobüsler, yalnızca para kabul ederler ve tek bilet 0.50 lari’dir.

Otobüsler, her gün saat: 07.00-22.00 arasında çalışırlar.

Son bir not: havaalanı ile şehir merkezi arasında tren ulaşımı da bulunuyor ki, çok seyrek olan bu trene binmek isterseniz, şehir merkezine çok daha ekonomik olarak ulaşabilirsiniz. Tren istasyonu: havaalanı terminaline yürüyerek 2 dakika uzaklıktadır.

Ana tren istasyonuna yolculuk yaklaşık 35 dakika sürer. Maliyeti 0.50 lari’dir. Ancak, gün boyunca sadece iki tren çalışır. Bunlar: saat: 08.45 ve 18.05 saatlerinde çalışırlar.

TARİH

Şehrin ilk kuruluşu hakkında bilinen bir efsaneden söz etmek istiyorum. Şöyle ki: şehir, günümüzden yüzlerce yıl önce, tamamen ormanlarla kaplı bir yer olarak bilinirmiş. Bir gün, bölgenin kralı: Kral Gorgasal: bu ormanlık alanda ava çıkar. Av sırasında: ormanlık alandaki sülün sürüsünün üzerine, av konusunda eğitilmiş atmacasını gönderir.

Ancak, aradan zaman geçmesine rağmen, ne sülün sürüsünden ne de atmacadan herhangi bir haber ve görüntü alamazlar. Aramalar sonucunda: sülün sürüsü ve atmacanın bir sıcak suya düştüğünü görürler ve kral: bu suyun bulunduğu yeri çok beğenir ve burada şehir kurulmasını emreder. Hatta: şehrin kurulduğu yerde bulunan sıcak suyun anısına şehre “tbilisi” yani “ılık su” adı verilir.

Evet, şehrin kuruluşuna ait Tiflislilerin anlattığı efsane bu, ancak şehrin bulunduğu yerde, MÖ.4000 binli yıllara kadar geriye giden yerleşimler bulunduğu da bilinmektedir. Ancak: yazılı kaynaklar, yukarıda söz ettiğim efsaneden itibaren şehrin kuruluşunu anlatırlar. Hatta: Tiflis şehrine ilk yapının yani kalenin, MS.4’ncü yüzyılda, Kral Bakur döneminde yapıldığı da yazılıdır.

MS.5’nci yüzyılda şehir

Kral Gorgasal tarafından ele geçirilir ve takip eden dönemde, şehir hızla kalkınır.
MS.6’ncı yüzyılda, Tiflis şehrinin: Gürcistan ve İberia denilen krallığın başkenti olduğu görülür.

Aynı dönemde: Doğu bölgelerini, Avrupa’ya bağlayan ticaret yolunun gelişmesiyle: şehir gittikçe daha önem kazanır ve hızla gelişimini sürdürür. Tüm Kafkasya’nın en önemli şehirlerinin başında gelmeye başlar.

Evet, şehir bu kadar önem kazanınca: elbette tarihi süreç içinde, birçok ulusun ele geçirmek için büyük uğraş verdiği bir yer olarak bilinir. Özellikle: Bizans, İran, Arap ve Selçuklu dönemlerinde, büyük güç mücadeleleri yaşanır.

570’li yıllarda: şehir İranlılar tarafından ele geçirilir. Takip eden dönemde, yine birçok medeniyet tarafından ele geçirilir ve özellikle 850-1050 yılları arasındaki Arap egemenliği, bunların en uzunu olarak bilinir. 1060 yılında ise, bu kez Selçuklular şehri ele geçirirler.

1122 yılında ise: Kral Davit, bu kez, şehri ele geçirir. Şehri, Gürcistan ülkesinin başkenti yapar. 12-13’ncü yüzyıllarda, Gürcistan’ın altın çağı yaşanır ve şehir bu dönemde iyice gelişir ve nüfus, 1 milyon kişiye yaklaşır. Aynı zamanda, şehir: kültür merkezi haline gelir.

1236 yılına gelindiğinde ise, bölgede Moğol istilası görülür. 1320 yılında Moğollar ülkeden çıkarılırlar ve Tiflis, yine Gürcü devletinin başkenti olur. Ancak: tarihi süreç içindeki işgaller yine devam eder ve şehir birçok kez yağmalanır.

1578 yılında ise, şehir bu kez Osmanlı yönetimine girer. 1603 yılında bu kez İranlılar şehri yeniden ele geçirirler. 1632 yılında, şehirde yeniden Osmanlı hakimiyeti görülür. 1723 yılında ise, bu kez Ruslar bölgeyi ele geçirirler. 1732 yılında, İranlılar, Tiflis şehrini yeniden ele geçirirler.

Ancak, İran baskısından yılmış olan kral Erekle: Ruslardan yardım ister ve 1801 yılında, Ruslar şehri ele geçirirler. 1850’li yıllarda, Tiflis yeniden bölgenin ticaret ve kültür merkezi haline gelir.

1917 yılında Tiflis şehrinin Gürcistan bağımsız Cumhuriyetinin başkenti olduğu görülür ancak 1921 tarihinde Rus kızıl ordusu şehri işgal eder. 1936-1991 yılları arasında: şehir, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin başkenti olur.

Ancak, takip eden tarihi süreçte, şehirde, Moskova yönetimine karşı sürekli olarak ayaklanmalar ve gösteriler düzenlenir ve bunlar her seferinde, Moskova yönetimi tarafından kanlı şekilde bastırılır.

İNSANLAR

Tiflisliler: kendilerini Gürcü olarak kabul etmiyorlar. Kendilerini “Tiflisli” olarak tanımlıyorlar. Bu arada: Rusları, İranlıları, Azerileri, Türkleri, Ermenileri sevmediklerini söylüyorlar.

Ama, bu sevgisizlik, şehirde herhangi bir güvenlik problemi yaratmıyor. Sokaklarda gündüzleri genellikle yaşlı insanlar görülüyor, gençler ise hava kararınca sokaklara çıkıyorlar.

Ülkede: işsizliğin yüksek boyutlarda olmasının en büyük sonucu: erkeklerin evlere kapanıp kendi yaptıkları şarapları içip sarhoş olmaları veya zengin erkeklerin kumarhanelerde zaman geçirmeleri olarak sonuçlanıyor.

Bunun doğal sonucu olarak: Gürcü kadınları, birkaç kişilik kadın gurubu şeklinde, kulüplerde eğlenmeye gidebiliyorlar. Yani, bir kulübe veya eğlence mekanına gittiğinizde, çevrenizde, kendi başlarına eğlenmeye gelmiş Gürcü kadınları görürseniz şaşırmamanız gerekiyor.

Öte yandan: Gürcistan’da, kadın nüfusun erkek nüfustan fazla olduğunu da söylemem gerek. Herhangi bir ortamda: Gürcü kadın gurubu bulunan bir masa gördüğünüzde: medeni bir şekilde yanlarına gidildiğinde, konuşmaktan çekinmiyorlar.

Zaten: Gürcistan’da yazının en başında da belirttiğim gibi, büyük bir ekonomik sıkıntı var.

Gürcüler: kendi geleceklerini Amerika ve Avrupa ülkelerine ve bu ülkelerden gelecek turistlerin bırakacağı gelirlere bağlamışlar. Yani: Amerikalı, Avrupalı veya Türk: konuşmaktan çekinmiyorlar. Ama, daha ötesi için herhangi bir şey söylemem mümkün değil.

Gürcistan Tiflis

DİL

Gürcü alfabesi: Latin harfleri kullanmıyor, bu yüzden özellikle kaldığınız otel veya konutun adresi bulunan bir kartı yanınızda bulundurun ki, taksi ile otele gitmek zorunda kaldığınızda, bunu yani kaldığınız yerin adresini Gürcü alfabesine göre izah edemezsiniz.

Gürcülerin bu kendilerine özgü kullandıkları dili: havaalanında uçaktan inip şehir merkezine giderken yol üzerindeki tabelalardan zaten hemen hissediyorsunuz.

Ermeni alfabesinden geldiği söylenen bu dilde: harfler, bizim karınca duasına benziyor. Yani, anlamak mümkün değil. Birbirine benzeyen ve yuvarlak harfler kullanılıyor. Ama yazıldığı gibi okunuyor. Sonuç olarak Gürcüce zor bir dil.

Gürcüler: pek misafirperver değiller. İngilizce konuştuğunuzda, çok mecbur kalmadıkça size cevap vermiyorlar.

Rusça veya Gürcü dili konuşmanızı bekliyorlar. Yani, İngilizce bilmek, bu ülkede ve şehirde, pek de geçerli bir durum olamıyor. İngilizce bilmemeleri sıkıntı yaratıyor. Sıkıştığınızda çevrenizdeki genç birine, İngilizce bir şeyler sormayı deneyin.

ELEKTRİK

Gürcistan ülkesinde, 220 volt elektrik akımı kullanılmaktadır. Tüm prizler: iki yuvarlak ayaklıdır.

Gürcistan Tiflis

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehir içi ulaşımdan söz etmeden önce, bu şehirde berbat bir trafik olduğunu söylemem gerekir. Kimse kurallara uymuyor ve şerit diye bir şey kullanılmıyor. Zaten bu yüzden, dikkatli baktığınızda, birçok arabanın hasarlı olduğunu görürsünüz.

Şehir içi nispeten küçük olduğundan, birçok yere metro ile ulaşabilirsiniz. Metronun gitmediği ücra ve sapa yerlere ise otobüsler gider.

Otobüsler: sarı renklidir ve her otobüsün ön tarafında gidilen yerlerin isimlerinin bulunduğu bir levha bulunur. Otobüslere orta kapıdan binilir. Eskiden şoföre ödeme yapılırken, 1 Şubat 2009 tarihinden bu yana: otobüs ve metro ücreti kontrollü kasa makinalarından yapılmaktadır.

Yani, sürücüye doğrudan ödeme yasaklanmıştır. Bilet almadan yolculuk yapanlardan, ceza olarak 15 gel alınmaktadır.

Her bir yolculuk için 0.50 lari ödenir. Aslında: Metromani denilen seyahat kartı da kullanabilirsiniz. Bu kartlara: her metro istasyonunda para yüklenebilmektedir. Kart ücreti olarak 2 gel ödenir.

Taksi

Taksiler, ülkemizdeki veya birçok ülkede olduğu gibi tek bir renk değil. Üstlerindeki “Taksi” yazısı ise oldukça küçüktür. Ayrıca, taksilerde taksimetre yoktur.

Herhangi bir durakları yok, elinizi kaldırdığınızda bir taksi bulabiliyorsunuz. Arabalar ise, eski Avrupa tarzı arabalardır. Şanslı iseniz Mersedes denk gelebilir.

Bu şehirde, taksiye binmeden önce, taksi şoförü ile mutlaka pazarlık yapmalısınız. Sovyet döneminde toplu taşıma sistemi oldukça gelişmiş olmasına rağmen, taksiler çok ucuzdurlar ama yine de turist olduğunuzu bilince fiyatları uçururlar.

Yine de, bir yerden bir yere gitmek istediğinizde, otobüslerde Gürcü alfabesi yani anlaşılmayan alfabe ile yazılı semt isimlerini anlamak zorunda kalmayın ve taksi kullanın derim.

Taksi ücretleri için, bir örnek olması açısından şunu bilmelisiniz ki: şehir içinde yakın mesafelerde 3-4 gel ve uzun mesafelerde 9-10 gel dışında ücret ödemeyin. Olur a, pazarlık yapmadan taksiye bindiniz, bu durumda: inmeden önce paranızı hazırlayın ve üstü kalmayacak şekilde, şoföre ücreti sormadan, siz peşin parayı verin ve taksiden inin. Gündüz saatlerinde en fazla 5 gel ödeyin ve inin.

Metro

1966 yılından bu yana kullanılan metro: nükleer saldırı ihtimali durumunda sığınak olarak kullanılmak için yerin çok altına yani derinlerine yapılmıştır. Yani, metro trenlerine binmek için yüzlerce metre derinlere iniyorsunuz.

Metro trenleri ise, 1960’lı yıllarda Ukrayna’dan alınmıştır. Metronun 3 hattı bulunmaktadır ve bunlar: yeşil, kırmızı ve mor hatlardır.

Bu metro istasyonlarından özellikle: Rustavi caddesindeki freedom square yakınlarındaki istasyon: belki de dünyanın en derin metro istasyonu olarak düşünülebilir, çünkü gerçekten yerin metrelerce altındadır.

Dakikalarca, yürüyen merdivenle aşağıya iniyorsunuz. Hızla ilerleyen yürüyen merdivenlerle, metroya yani yerin altına 3-4 dakikalık bir sürede ulaşıyorsunuz.

Yani, inanılır gibi değil.
Metrolar, sabah 06.00-24.00 arasında çalışırlar. Her yolculuk, 0.50 laridir. Günlük yolcu kapasitesi 300 bin kişidir. 22 tane metro istasyonu bulunur.

Şehirde, en büyük metro istasyonu, aynı zamanda bir otobüs terminali olan “diduba” dır.

Burası: maalesef hiçbir anlam taşımayan, gayet kalabalık ve aynı zamanda düzensiz bir otobüs terminalidir. Zaten, şehirdeki hangi istasyondan metroya binerseniz binin, sonuçta özgürlük meydanı durağına ulaşıyorsunuz ki, burası şehrin merkezidir.

Son bir not: genellikle her şehirde olduğu gibi, Tiflis şehrinde de, metro da suç oranının yüksek olduğu söyleniyor.

Minibüs

Bunlar “Marshrutkas” olarak isimlendirilirler ve hepsi sarı renklidir. İstediğiniz yerde durdurarak bu minibüslere binebilirsiniz, ancak daha önce de söylediğim gibi, bunların gidecekleri yerler, önlerindeki tabelalarda Gürcü alfabesiyle yazılıdır.

Her yolculuk, 0.80 laridir. Nakit veya Metromani kartları ile ödeme yapabilirsiniz.

Gürcistan Tiflis

ALIŞVERİŞ

Bu şehirde: sigara ve alkol gayet ucuzdur. Hatta: et bile ucuzdur. Şöyleki: burayı ziyarete gelen Türklerin: dönerken yanlarında içki ve sigara yanında, et de götürdükleri söylenmektedir. (Dana kıymanın kilosunun 10 gel olduğu, yani 10 TL. olduğu söyleniyor)

Hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz: buradan “Kantsi” denilen geleneksel boynuzları veya gümüş yada metal el yapımı bıçakları, Papakhi ve Teka denilen büyük kabarık yün şapkaları ve Gürcü şaraplarını tercih etmelisiniz.

Sebze-meyve ve yiyecek maddeleri almayı düşünenler için, şehirdeki “Populi” denilen marketler zinciri düşünülebilir. Çünkü: her yerde bunun bir şubesini bulmak mümkündür.

Mtkvari nehrinin kıyısında bulunan “9 MART” parkı ve “Dedaena” parkı arasındaki köprüde: “Digomi” ismi verilen bir bit pazarı kuruluyor ki, alışveriş meraklıları için bu pazarın kaçırılmamasını öneririm.

Bu pazarda: özellikle Sovyet ordusundan kalan malzemeler, ikinci el Rus kristalleri, antika fotoğraf makinaları, antika gümüş yemek takımları gibi nesneler bulup satın alabilirsiniz.

Bunun yanında, sanat meraklıları yani yağlı boya tablosu meraklıları için: Tiflis şehri bulunmazdır, çünkü bu şehirde, sanatçılar yaptıkları muhteşem yağlı boya tabloları, bizzat kendileri satıyorlar.

Şehirden kendiniz veya yakınlarınız için hediyelik şarap satın almak isterseniz: Leselidze bölgesindeki (metrodan Özgürlük Meydanı durağında inmeniz gerekir) “Wine Shop” iyi bir seçim olacaktır. Burada: Gürcü şarapları bulunur.

Özellikle: Saperavi şarabı ve vişne likörü almalısınız. Ayrıca: bunların dışında kendi ürünlerini de satıyorlar. Şarap barı ve tadım yeri de bulunuyor.

Gürcistan Tiflis

NE YENİR-NE İÇİLİR

Bu şehre yolunuz düşerse, özellikle “kolkheti” isimli restorana uğramanızı ve “hinkalı” (bu bir tür mantıdır ama boyutu çok büyüktür, neredeyse yarım yumruk büyüklüğünde diyebilirim ve zaten bunu yemek isterseniz, adet olarak sipariş veriyorsunuz, bir oturuşta 10 tane yiyebilirsiniz, önce bunu ısırıyorsunuz ve içindeki suyu içiyorsunuz, sonra kendisini yutuyorsunuz.

Gürcülerin milli yemeği olarak mutlaka denemelisiniz. Burada bir şey hatırlatmam gerek, bunun içine genellikle domuz eti koyuyorlar, ancak sebzeli ve peynirli cinsleri de var, sipariş verirken buna dikkat edin ) veya “haçapiri” (bu bir tür pidedir) denilen yerel yemekleri tatmanızı öneririm.

Haçapuri en çok satılan yiyecek maddesi olarak biliniyor. Şehirde her köşe başında bunun satıldığı mekanları görebilirsiniz. Özellikle: tereyağlı ve yumurtalı-peynirlisini yanında portakal suyu ile birlikte denemenizi öneririm.

Hatta: etli çorba veya mantar çorbası da denenebilir. Evet: Gürcistan’da et fiyatları ucuzdur. Burada yapılan et yemeklerinde de sürekli olarak sebze yer alıyor ve yemeklerin üzeri daima taze otlarla süsleniyor.

Gürcüler: hamur işi dışında, özellikle yemeklerinde soslar, baharatlar ve ceviz kullanmayı çok seviyorlar. Ceviz kullanılarak yapılan yemeklerinden birkaç örnek vermek gerekirse: cevizli yeşil domates, cevizli pırasa, cevizli kabak, cevizli fasulye, cevizli patlıcan, cevizli ıspanak sayılabilir.

Kolkheti denilen restoranın ortaçağ havası verilmiş dekorasyonu çok ilgi çekmektedir. Bu şehirde “peynir” ile harikalar yaratıyorlar. Geleneksel yemeklerinde et yanında: mantar, patates ve peynir kullanarak, muhteşem lezzetler yaratıyorlar.

Mantar, Gürcistan ülkesinde birçok farklı türden yetişiyor ve yemeklerde başarılı şekilde kullanılıyor. Bu muhteşem lezzetli yemeklerden sonra ise, yine bu ülkenin dünyaca meşhur ama bizdekilere nazaran daha tuzlu olan tadı ile maden suyu olan “Borjomi” tadılmalıdır.

Tüm bunların yanında, hazır yiyecek yani fast-food tatmak isterseniz, şehirdeki Mc Donalts restoranlarında, menü kavramının bulunmadığını, her aldığınız yiyecek ve içecek için ayrı ücret ödemeniz gerektiğini bilmelisiniz.

Bu arada: restoranlarda % 10-15’lik servis ücreti çoğu zaman faturaya dahil edilmektedir.

İçki denilince,

Bu ülkede “şarap” akla gelir. Burada, gayet ucuz fiyata, gayet güzel ve lezzetli şarap içmek mümkündür. Çünkü: şaraplar konusunda Gürcistan oldukça zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Kura nehrinin her iki yanında kurulu, geniş mekanlarda Gürcüler şarap içmeye bayılıyorlar.

Çünkü: şarap, Gürcülerin kutsal içeceği ve Gürcü kimliğinin en önemli parçasıdır. 1990 yılında Sovyetlerin çöküşünün ardından: Gürcü şarap üreticileri, şaraplarının uluslar arası piyasalardaki değerini öğrenmişlerdir.

Ülkede yetişen 530 çeşit üzümden üretilen şaraplar, günümüzde Gürcü-Fransız ortaklığındaki bir firma tarafından, Amerika ve Avrupa’da ve hatta Rusya’da birçok yere dağıtılıyor.

İyi bir şarap markası isteyenler için “Teliani” markası önerilir. Bunun kırmızı ve beyaz cinsleri bulunuyor. Şaraplar söylediğim gibi, çok fazla çeşitlidir. Ancak, kalite şarap düşünenler “mukuzani” üzümünden yapılma şarabı tercih etmelidirler.

Saperavi üzümünden yapılma şaraplar da tercih edilebilir. Son bir not: bu ülkede şarabın en popüler olanı: “saperavi” markasının “kırmızı” şarabıdır.

Bu şehirde: insanlar her yerde gerek sigara ve gerekse alkol kullanabiliyorlar. Hatta: cadde ve sokakların birçok yerinde, yerlerde, köşe başlarında bira şişeleri görebilirsiniz, ama bu bira şişeleri asla ve asla, içki içip sarhoş olan insanlar tarafından, başkalarını taciz etmek için kullanılmıyor. Yani, Gürcüler her yerde içiyorlar ama asla kokup bulaşmıyorlar diyebilirim.

Bu ülkede bira da çok meşhur ve yaygın, hatta fiyatı da çok ucuz olarak biliniyor. Özellikle: kazbeki ve nataktari markalı biralar tercih edilmelidir. Kazbekinin fabrikası, hemen şehir merkezinde nehir kıyısındadır ve biraz daha keskin ve buruk tatlıdır.

Bira fabrikasının şehir merkezinde olmasının en büyük faydası: insanların 5 litrelik pet şişelerle buraya gidip, bira doldurtmalarıdır ki, siz de şehirde uzun süre kalacaksanız bu yolu tercih edebilirsiniz. Birasını doldurtanlar, nehir kıyısında oturup bira içiyorlar.

YEMEK KÜLTÜRÜ

Gürcistan ülkesinde, bir tür yemek kültürü bulunuyor ve bundan söz etmek istiyorum. Olur da, bir Gürcü evine veya onların misafiri olarak bir mekana davet edildiğinizde, bu yemek kültürünü bilmenizde yarar var.

Gürcüler tarafından oluşturulan yemek sofralarında, mutlaka bir “tamada” denilen kişi bulunur. Bu kişi: sohbeti açan, sofrayı yöneten, ilk kadehi kaldıran kişi olarak, sofranın en görmüş geçirmiş, bilgili ve tecrübeli kişisidir.

Ancak, masada bir yabancı ülkeden gelen biri varsa: “tamaha” ilk kadehi, daima onun geldiği ülke ve Gürcistan ülkesi arasındaki dostluğun daim olması dileğiyle kaldırır.

Ardından kalkan kadehler ise: anne ve babalar, vatan, barış, ölen dostlar, akrabalar için kaldırılır. Kadehler her kaldırıldığında: erkekler tarafından o kadehteki içki bitirilmek zorundadır.

Kadınlar ise, genellikle bir iki yudum almak durumundadırlar. Ölenler için kadeh kaldırıldığında, masaya bir hüzün çöker. Tamada’nın burada görevi başlar ve takiben kadehini hayatın güzellikleri, tabiatın güzellikleri ve zenginlikleri adına kaldırarak bu hüzünlü havayı dağıtır. Evet: Gürcüler için, bu yemek kültürü bir anlamda, psikoterapi de sayılmaktadır.

Gürcistan Tiflis

PARA

Gürcistan ülkesinde kullanılan para biriminin ismi “gel” dir. Daha küçük para birimi ise, tetri olarak isimlendirilir ve 100 tetri, 1 lari (gel) e eşittir.
1 TL = 1 gel veya lari olarak isimlendirilir.

Kredi kardı, şehrin her yerinde geçiyor. Ayrıca: bankacılık sistemi de pek kötü değil, her yerde banka ATM leri görmek mümkündür.

Bu arada, para bozdurmak isterseniz, şehrin birçok yerinde bulunan döviz bürolarını göreceksiniz ama bunların bazılarında, döviz bozdurma sırasında sahte para verildiğini duydum, tabii bu olayın sonunda polis gündeme geliyor.

Siz bence otelinizin lobisinden veya banka şubesinden para bozdurun ve unutmayın ki, Gürcü parası uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi değil, az az bozdurun, dönerken cebinizde kalan Gürcü paraları hatıra olur, herhangi bir başka yerde kullanamazsınız.

Gürcistan Tiflis Gece Hayatı

GECE HAYATI

Tiflis şehri: ziyaretçilerine gece hayatı konusunda çok fazla seçenek sunmuyor. Şehir merkezinde, sadece canlı müzik dinleyebileceğiniz bazı mekanlar bulunuyor. Hatta: bu caz müziği dinletisi bulunan mekanlarda çalan gurupların bazı üyelerinin ülkenin konservatuarında öğretim elemanı olduğunu bilseniz şaşarsınız.

Gürcistan ve Tiflis şehrini ziyaret edenlerin, gece hayatı konusundaki beklentileri elbette biliniyor.

Özellikle: gece kulüplerinde dansçı kızlar var. Bunlar, gece boyunca birçok farklı kostüm giyiyorlar ve geceye renk katıyorlar. Özellikle: bu tür yerleri düşünenler, “Cubic” denilen gece kulübünü tercih edebilirler.

Burada: yüksek volümlü müzik, karanlık ortam, güzel kızlar var. Gece hayatından ve eğlenceden söz edince, kumar tutkunları için de bir iki kelime etmekte fayda olabilir. Tiflis şehrinde casino kültürü yaşamak isterseniz:

“Adjara” otelinin casinosunu deneyebilirsiniz, bunun dışında, sokak ve caddelerde birçok bilgisayarlı kumar makineleri bulunuyor, ama bunlar pek önerilmiyor.

Son bir not: Özgürlük Meydanının bulunduğu yerde “Night Office” denilen bir gece kulübünün bulunduğunu ve burasının Tiflis şehrinin en gözde mekanlarından birisi olduğu söyleniyor. Striptiz kulübü var mı denince, “diva” isimli mekan, bunların başında gelmektedir.

Diğer söylenen yerlere gitmemeniz önerilir. Diva kulüp: Devlet Konser Salonu bölgesinde, otobüs duraklarının hemen sağındaki sokak üzerindedir.

İKLİM

Şehirde genellikle ılıman bir iklim hakimdir. Çünkü: şehrin dört tarafında bulunan dağlar: burayı korunaklı hale getirmiştir. Kafkasların sert hava şartları burada bulunmaz ve kış ayları, genellikle ülkemizdeki İç Anadolu kışlarına benzer ve hatta daha ılıman da denilebilir. Sonuç olarak: şehrin iklimi nispeten kışları soğuk, yazları sıcak geçmektedir.

Yıllık ortalama sıcaklık: 13 derece civarındadır. Ocak ayı, yani en soğuk ay sıcaklığı 1 derecedir. Temmuz yani en sıcak ay sıcaklığı ise, 24 derecedir. Kar: yılda ortalama 20-25 gün düşer.

TATİL GÜNLERİ

1 Ocak Yılbaşı
2 Ocak Bedoba günü
7 Ocak Noel
14 Ocak Eski yeni yıl
19 Ocak İsa Mesih Vaftiz günü
27 Ocak St Nino günü
8 Şubat St David günü
3 Mart Anneler günü
8 Mart Kadınlar günü
1 Nisan Palm Pazar
7 Nisan Duyuru
19 Nisan Paskalya
9 Mayıs Zafer Bayramı
12 Mayıs St Andria günü
14 Mayıs Kraliçe Tamar günü
26 Mayıs Bağımsızlık günü
1 Haziran Uluslar arası Çocuk günü
12 Temmuz St Petre ve St Pavle günü
19 Ağustos Tecelli
28 Ağustos St Mariam günü
21 Eylül Jvartamaghleba
14 Ekim svetitskhovloba
23 Kasım St. George günü
17 Aralık St Barbare günü
19 Aralık St Nikoloz günü

Gürcistan Tiflis
Gürcistan Tiflis

TURİZM

Turizm, burada fazla gelişmemiştir. Şehir merkezini tamamen yürüyerek dolaşabilirsiniz. Sadece, şehrin bir ucundan öbür ucuna gitmeyi düşünürseniz, bir arabaya ihtiyacınız olacaktır.
Şehir nispeten sakindir.

Yani, oldukça büyük sorunlar yaşanmıyor. Özellikle: yılbaşı öncesinde yılbaşı eğlenceleri için şehir cadde ve sokaklarını süslemede, büyük paralar harcandığı, şehrin tamamen ışıklandırıldığı ve süslendiği söyleniyor, yani Tiflis bir yılbaşı kutlaması için düşünülebilir.

Şehir: komünist yönetim sırasından kalma devasa binalar yanında, gayet mütevazi insanlarla doludur. Yeşil parklar: birer heykel müzesine dönüşmüştür. Botanik parkının muhteşem manzarası ve ortamı: insanı bambaşka bir havaya sokar.

Öte yandan: şehir gezinizde, sizi rahatsız eden, kolunuzdan tutup çekiştiren satıcılar göremezsiniz.

Şehirdeki müzelerin hepsinin giriş ücreti standarttır, giriş ücreti 5 gel, yani 5 TL. dir.

Gürcistan Tiflis
Gürcistan Tiflis

GEZİLECEK YERLER

ESKİ ŞEHİR MERKEZİ

GORGASALİS MEYDANI

Burada: zamanında büyük pazarlar kuruluyormuş.
Meydana geldiğinizde: Mtkvari nehri üzerindeki “Metekhi köprüsü” nü görebilirsiniz.

Gürcistan Tiflis Metekhi Köprüsü

METEKHİ KÖPRÜSÜ

Tiflis şehir merkezindeki köprü: ilk olarak 1821 yılında ahşap olarak inşa edilmiştir. Daha sonra 1870 yılında bunun yerine metal köprü yapılır. Günümüzde görülen köprü ise, 1950 yılında inşa edilmiştir.

Köprüden nehrin öbür yanına geçin.

Gürcistan Tiflis Metekhi Kilisesi
Gürcistan Tiflis Metekhi Kilisesi

METEKHİ KİLİSESİ

Burası, Tiflis şehrinin sembolüdür. Metekhi kelimesinin anlamı: saray çevresi” demektir.
Kilise ve çevresindeki bölgenin tarihi, MS.5’nci yüzyıla dayanmakta ve burası, Tiflis şehrinin en eski yerleşim yeri olarak bilinmektedir.

Kraliçe Tamara zamanında yapıldığı söyleniyor. Ancak: 1235 yılındaki Moğol işgali sonrasında: buradaki yapılardan, kilise dışındakiler günümüze kalmamıştır.

Kilise: kubbeli yapısı ile alışılmadık bir mimari stile sahiptir.

Sovyet döneminde (1988 yılında) kilise yakılmak istenmiş, ancak büyük bir halk direnişiyle karşılaşınca, bundan vazgeçilmiş ve yapı korunabilmiştir.

Kilisenin bahçesinde, görkemli bir heykel göreceksiniz. Bu heykel: Kral Gorgasali’nin ata binmiş heykelidir. 1961 yılında, heykeltıraş Amashukeli tarafından yapılmıştır.

Gürcistan Tiflis Abanotubani Semti

ABANOTUBANİ SEMTİ

Burada anlatılan bir efsaneden söz etmek istiyorum. Hani en başta, tarih bölümünde şehrin kuruluşuna ait bir kral ve av durumundan söz etmiştim. Bu da ona benziyor.

Anlatılanlara göre: adı geçen kral burada avlanırken, bir geyik vurur ve geyik bir sıcak suya düşer, yarası hemen iyileşir ve hızla uzaklaşır.

Bunun üzerine, kral, bu noktada ve çevresinde bir şehir kurulmasını emreder ve böylece Tiflis şehri kurulur. Zaten şehrin isminin kelime anlamı da “sıcak sular” demektir.

Günümüzde, bu noktada: sıcak su hamamları bulunuyor.

Bu hamamlarda: 38-40 derece sabit sıcaklıkta ve sülfürlü suların: diğer minerallerle zenginleşmiş halde, özellikle: deri hastalıkları ve artrit gibi hastalıkların tedavisinde iyi geldiği söyleniyor.

Genellikle: halk, 5 x5 metrelik bu küçük havuzların bulunduğu odaları kiralayabiliyor ve bu hamamlara girip kükürtlü sıcak sularda şifa arıyorlar. Tuğladan örülmüş kubbeli damlardaki bacalardan tüten dumanlar: buraya gizemli bir hava veriyor.

Bu hamamlara girmeyi düşünürseniz, çıktıktan sonra, hemen yakınlarındaki kafelerde serinlemek için bir şeyler içebilirsiniz.

Evet, Metekhi kilisesini gördükten sonra, köprüyü kullanarak, yine nehrin öte yanına geçmelisiniz, çünkü, bu bölgede kilise dışında görülecek bir yer yok.

Gorgasalis Meydanından, Narikala kalesine doğru yürümeye devam edin.

ST. GEORGE ERMENİ KATEDRALİ

Katedralin özellikle tavan işlemelerini görmenizi öneririm.

Gürcistan Tiflis Harikala Fortress

HARİKALA FORTRESS-KALE

Girişin ücretsiz olduğu, burası, Tiflis şehrinin ana kalesi olarak isimlendirilir ve Tiflis şehrinin savunma sembolüdür. Kale: MS.4’ncü yüzyılda, şehirde kurulmuştur.

İlk yapıldığında “Shuris-tsikhe” olarak bilinmesine rağmen, sonradan “Narika kalesi” olarak isimlendirilmiştir ve bu ismi Farsça bir kelimeden türetilmiştir.

Başka bir teoriye göre: kalenin ismi, Moğollar tarafından verilmiştir ve kelime anlamı “küçük kale” dir. Kale: 7 ve 8’nci yüzyıllarda, Araplar tarafından genişletilmiştir. Araplar, kale duvarları içine “Emir Sarayı” inşa etmişlerdir.

11 nci yüzyıla gelindiğinde ise, kale bu kez, kral David tarafından genişletilmiştir. Kalenin 16 ve 17’nci yüzyıllardan kalma surlarının büyük bölümü: 1827 yılındaki büyük depremde hasar görmüştür.

Günümüzde, kalenin yalnızca dış duvarları ayakta kalmıştır.

Kalenin içinde bulunan yapılar:

St Nikolas Kilisesi

Kale içinde, ayakta kalarak günümüze ulaşmış tek yapıdır. 12’nci yüzyıldan kalmadır. 1996 yılında yenilenmiştir.

Kilisenin duvarlarının üstüne çıkıp: Tiflis şehrinin muhteşem manzarasını mutlaka izleyin.

Kartin Deda-Gürcistan’ın Anası heykeli

Kiliseden çıkıp, tepeye doğru yürümeye devam ettiğimizde, Tiflis şehrinin birçok yerinden görülen bu heykele ulaşırsınız. Sololaki tepesindeki heykel, 1958 yılında inşa edilmiştir.

Heykel: konum olarak şehrin her yerinden görülebilecek bir yere yapılmıştır. Heykelde: kadın figürünün bir elinde kılıç, diğer elinde şarap kadehi bulunmaktadır.

Anlatılmak istenen ise: Gürcülerin kılıç ile, düşmana karşı sonsuz bir direniş gösterecekleri, şarap kadehi ise, dostlarına karşı sonsuz bir misafirperverlik göstereceklerinin ifadesidir. Heykel: bir anlamda, Gürcüleri anlatıyor. Burada son bir not aktarmak istiyorum.

Bu heykelin bir benzeri de “Erivan” şehrinde bulunuyormuş, ama Erivan şehrinde yani Ermenistan’da bulunan heykelin elinde yalnızca “kılıç” bulunuyormuş. Yani: dost olarak gelenlere ikram edecek şarapları yok galiba.

Evet, heykeli de gördükten sonra: Eski şehir bölümünde, eski Tiflis evlerinin bulunduğu ara sokaklardan ilerleyerek, yine yürüyüşe başladığımız Gorgasalis meydanına ulaşıyoruz.

Şimdiki hedefimiz “Tavisuplebis Meydanı”. Yani “Özgürlük Meydanı”

Gürcistan Tiflis Özgürlük Meydanı

ÖZGÜRLÜK MEYDANI

Burası, Gürcistan yakın tarihinde önemli olayların geçtiği bir yer olarak bilinir. Gürcistan ülkesinin bağımsızlığına kadar, meydan “Lenin Meydanı” olarak biliniyormuş.

Bağımsızlığın ardından ise, Özgürlük Meydanı olarak bilinmeye başlanmıştır.

Çünkü, 1990 yılının sonunda, ülkede bulunan son “Lenin” heykeli de yıkılıp yok edilmiştir.

Burada bulunan Lenin heykelinin yerine ise, Gürcülerin dini sembolü olan “St. George” heykeli konulmuştur.

Güzel Sanatlar Müzesi

Meydanda bulunan bu müzeyi mutlaka gezmenizi öneririm.
Özellikle “hazine” bölümü, kaçırılmaması gereken bir yerdir. Buranın en nadide eseri ise Kraliçe Tamarın: bir rastlantı sonucu bulunan tacıdır ve taç: yakut, zümrüt ve incilerle süslü olarak muhteşem bir güzelliğe sahiptir.

Bu müzede ayrıca: Gürcistan, Azerbaycan ve ülkemizin doğusunda bulunan, Gürcü kültürüne ait objeler sergilenmektedir.

Müzeden çıkınca, şehrin en önemli bulvarlarından birine ulaşıyorsunuz.

RUSTAVELİ GAMZİRİ

Bulvar, ismini ünlü Gürcü Şair Rustevi’den almaktadır.

Bulvar, yaklaşık 1.5 km. uzunluğundadır. Genişliği ise 100 metreden az değildir. Geniş kaldırımlar ve o geniş kaldırımdaki devasa ağaçlar, o ağaçların altındaki gölgeliklerdeki banklara oturan, gelip geçenleri izleyen insanlar göreceksiniz.

Hatta: her 50 metrede bir, yol kenarında veya apartman diplerinde bulunan heykelleri de görebilirsiniz. Boydan boya yürüseniz, 30 dakikada geçebilirsiniz. Ancak, Gürcistan ülkesinin en önemli caddesidir.

Bulvar üzerinde bulunan binalar: 19’ncu yüzyıl Rus ve Gürcü mimarisinin en güzel örnekleridir. Bu binalarda: klasik Sovyet mimarisi, kalın sütunlar ve duvarlar ile ince işlemeler görülür. Ayrıca, yine bu binaların çoğunda: bulvarla bağlantı sağlayan ara geçitler yani avlular bulunuyor.

Bulvar üzerinde trafik ışığı bulunmuyor. Bazı yerlerde, yayalar için yaya alt geçitleri yapılmıştır. Bu yüzden: bulvar üzerinde akıcı bir trafik işlemektedir. Yani, en yoğun saatlerde bile, burada trafik sıkışıklığı görülmez. Yemek olarak, Mc Donalt düşünenler, buraya gitmelidirler.

Gürcistan Müzesi

Bulvar üzerindeki bu müzede: Gürcistan tarihini izah eden objeler, kronolojik olarak düzenlenerek ziyaretçilere sunulmaktadır.

Parlamento Binası

Bulvarda, Gürcistan Müzesinden sonraki bölümdedir. Gül devriminin tipik görüntüleri, bu parlamento binasından dünyaya yansımıştır.

Bu binanın önünde, kutu şeklinde bir anıt göreceksiniz. Bu anıt: Rusya’ya karşı yapılan kurtuluş mücadelesinde ölen 14 kız adına yaptırılmıştır.

Yeni parlamento binası ise, 26 Mayıs 2012 tarihinde açılmıştır.

Kashveti Kilisesi

Parlamento binasının hemen karşısındadır.
Gürcü mimarisinin güzel bir örneği olan kilisede: pagan döneminden kalma semboller de bulunmaktadır. Kilisenin bahçesinde ise, ünlü Gürcü şair gömülüdür.

Rustaveli Milli Tiyatrosu

19’ncu yüzyılın son döneminde inşa edilmiş olan bu yapı: farklı mimari unsurları bir araya getiriyor. Özellikle, dış cephesindeki zengin rokoko süslemeler ve etkileyici genişliği dikkat çekiyor. Yapı, günümüzde de tiyatro işlevini sürdürmektedir.

Gürcistan Tiflis Paliashvili Operası

Paliashvili Operası

İtalyan bir mimar tarafından 4 yıllık inşaat süresi sonucunda yapı: 12 Nisan 851 tarihinde ziyarete açılmıştır. Aynı tarihte, bir İtalyan opera gurubu, üç ay süreyle burada 12 opera gösterisi yapmıştır. 800 seyirci kapasitelidir.

11 Ekim 1874 tarihindeki yangında, opera ve bale tiyatrosu tahrip olur ve 1990 yılında restorasyona alınır.

Bulvarın sonuna geldiğinizde: yine büyük bir meydanla karşılaşacaksınız. Bu meydan “tavisuplebis moedani” isimlidir. Bu meydanda “Saint George” yani Gürcistan ülkesinin kutsal koruyucusunun: at üzerinde, bir ejderhayı mızrakla öldürürken resmedildiği, 50 metrelik bir kaide üzerinde duran, altın rengindeki bir heykelini görebilirsiniz.

Bu meydanda ayrıca şehrin en lüks otellerinden olan “Mariot” bulunur.

Bu meydandan biraz daha yürürseniz, bu kez, bu bulvara ismini veren, ünlü Gürcü şair “Rustavelli” nin heykelini görebilirsiniz. Evet, bu meydan “Rustavelli” meydanı olarak biliniyor.

Bu meydanın hemen ilerisinde ise, şehrin üniversite semti olan “Vake” görülüyor. Vake bölgesinin diğer kenarında, yine ünlü “Vake Parkı” bulunuyor ki, bu park alanı gayet büyük ve üniversite gençleri bu parkta zaman geçiriyorlar, öte yandan bu parkın bulunduğu alan, Tiflis şehrinin en lüks ve pahalı semtlerinden birisidir.

JAVAKHİSHVİLİ TİFLİS DEVLET ÜNİVERSİTESİ

Yapı: mimar Svimon Kldiashvili tarafından tasarlanmış ve 1900’lü yılların başında tamamlanmıştır. 1918 yılında ise, devlet üniversitesinin kurulması üzerine, yapı üniversiteye devredilmiştir.

Gürcistan Tiflis Mtatsminda eğlence parkı

MTATSMİNDA EĞLENCE PARKI

Park: Mtatsminda dağının eteklerine kurulmuştur. Şehir merkezinden park alanına ulaşmak için taksi tutarsanız, sakın 10 gel üstünde ücret ödemeyin. Burası, şehir merkezine yaklaşık 20 dakika uzaklıktadır. Otobüs ile gitmek isterseniz: 124 numaralı otobüse binmeniz gerekir.
Yürüyerek buraya ulaşmak da mümkündür.

Güzel bir patikadan ilerleyerek ulaşılır ama yorucudur. Patika yol ise, düzenlenmiştir yani keçi yolu denilemez. Yol üzerinde: merdivenler, korkuluklar ve köprüler bulunur. Parkur boyunca ise, polis devriyesi bulunur.

Park alanında, televizyon kulesi de bulunmakta olup çok uzaklardan seçilebilmektedir. İçinde lunapark misali eğlence makineleri bulunan eğlence parkında, orman içindeki aletler, muhteşem güzel zaman geçirmenizi sağlayacaktır.

Özellikle roller coaster ilgi çekmektedir. Bu alet, 60 metre yükseğe çıkmaktadır. Ayrıca: video oyunları, su kaydırağı ve diğer bir kısım oyun aleti de bulunur.

Tepenin kenarında bulunan büyük dönme dolap binişi 2 laridir. Dönme dolaba binerseniz: Tiflis şehrinin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Yalnızca eğlence aletleri değil, burada restoran ve kafelerde bulunuyor, yani oturup zaman geçirebilirsiniz. Yeşillikli ve sessiz, sakin bir yerdir. Ama, hava kararınca burada pek kalabalık kalmıyor, bu yüzden buraya gündüz saatlerinde gitmenizi öneririm ki, mutlaka gidin, manzarayı da izleyin.

TİFLİS HAYVANAT BAHÇESİ

Kostava bölgesinde bulunan hayvanat bahçesinde, 300’den fazla, farklı türden hayvan bulunmaktadır. Giriş ücreti yetişkinler için 2 lari ve 3 yaş üstü çocuklar için 1 laridir. Buraya ulaşmak için metrodan, Teknik Üniversite istasyonunda inmeniz gerekir.

Ek bir ücret karşılığında: sürüngenler ve deniz canlılarının bulunduğu “Axotarium” denilen yeri de ziyaret edebilirsiniz.

MARJANİSHVİLİ CADDESİ

Bu cadde: şehirdeki Türk caddesi olarak da bilinmektedir. Şehirde sayıları azımsanmayacak ölçülere ulaşan Türk girişimciler, bu caddeyi kendilerine mesken tutmuşlardır.

Bu cadde üzerinde: birçok Türk restoranı, bakkalı, satıcısı, berberi bulmak mümkündür. Tiflis şehrinde yaşarken veya ziyaretiniz sırasında, canınız memleket hasreti çekerse, bu caddeyi ziyaret ederek bu hasreti rahatlıkla giderebilirsiniz.

Cadde: “Sit” alanı olarak koruma altına alınmıştır, çivi dahi çakmak yasaktır.

Bu cadde üzerinde, bir de Mc.Donalts restoranı bulunuyor.

SAMEBA KATEDRALİ

Şehre hakim bir tepe üzerinde ve şehrin her yerinden görülen bu devasa yapı: görülmeye değerdir. Yapının: 1995 yılında Gürcü birliği, dirilişi ve ölümsüzlüğünün sembolü olarak yapımına başlanmış ve 2003 yılında tamamlanmıştır.

Öte yandan: şehirde birçok yoksul ve birçok kilise bulunmasına rağmen, bu devasa yapının yapılmasını anlamak da mümkün değildir.

Yine de, 15 bin kişinin aynı anda ibadet yapabildiği bu kilise: Ortodoks dünyasının önemli yapıları arasındadır. ( en yüksek üçüncü katedraldir) Yükseklik 101 metreye ulaşır.

Özellikle: bahçesindeki çan kulesi ilgi çeker. Yapının tepesindeki haç ise, 30 kg. altın kullanılarak kaplama yapılmıştır.

Yapının içinde ise, ses sistemi bulunur ve okunan dualar, yankılanarak elektronik müzikten farksız bir ses duyulur.

GEORGİAN NATİONAL MUSEUM

Müzeyi gezmek için 2 saat ayırmanız yeter. Giriş 5 laridir.

Müzenin koleksiyonu içinde bulunanlar: binlerce yıl öncesine dayanan: karmaşık mücevherler ve altın-gümüş dövme eserlerdir. Diğer sergiler içinde ise: Afrika dışında bulunan, dünyanın en eski insan kalıntılarına ait fosillerdir.

Müze içinde en ilgimi çeken yer “Sovyetlerden Nefret Köşesi” idi. Müze zaten genel anlamda: Rusların ülkeye girip, işgal sırasında yaptıklarının anlatımı için dizayn edilmiş havasını veriyor.

Evet, “The Soviet Opression” yani “Sovyet Baskısı” olarak isimlendirilen bu bölümü mutlaka gezmelisiniz. Duygularınıza sahip olmanız da gerekiyor.

Gürcistan Tiflis Barış Köprüsü

BARIŞ KÖPRÜSÜ

2010 yılında açılan köprü: çelik ve camdan yapılmıştır. Köprü: modern Tiflis şehrinin sembollerinden birisidir. Köprü, 150 metre uzunluğundadır.

Çağdaş bir tasarım sunmaktadır. Tasarım: bir deniz hayvanının anımsatmaktadır.

Özellikle: geceleri led ışıkları ile ışıklandırıldığında: çelik ve cam gölgelik ışıl ışıl parlamaktadır.

AERİAL CABLE CAR

2012 yılında açılan teleferik: Narikala kalesi ile Kura nehrinin sol kıyısındaki Rike Park alanını birbirine bağlar. Teleferiğin büyük pencerelerinden, 360 derecelik bir açı ile, güzel manzara izleyerek yolculuk yapabilirsiniz. Yolculuk birkaç dakika sürer.

ŞEHİR ÇEVRESİNDEKİ GEZİLECEK YERLER

Tiflis şehri çevresinde: muhtemelen 1-1.5 saat uzaklıktaki mesafelerde, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış iki köy bulunmaktadır.

Gürcistan Tiflis Mtskheta

MTSKHETA

Tiflis şehir merkezinin yaklaşık 20 km. kuzeyindedir. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk ile ulaşılır.
1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınan burası: Gürcistan ülkesinin eski başkentidir ve burada bulunan tarihi kilise: Kafkasya’da, Ortaçağ dini mimarisinin en seçkin örneklerinden birisidir.

Bu dini yapının yüksek sanatsal ve kültürel seviyesi, kurulan krallığın gücünü ifade etmektedir.

Svetitskhoveli katedrali ve Jvari Manastırından oluşan bu dini yapılarda: Gürcü alfabesinin erken dönem örnekleri bulunmaktadır.

Jvari Manastırı

Bu yapı: 6’ncı yüzyıldan kalma bir Gürcü Ortodoks manastırıdır. İsminin kelime anlamı Haç Manastırıdır. Aynı adı taşıyan bir diğer Gürcü manastırı: Kudüs şehrinde bulunmaktadır.

Svetitskhoveli Katedrali

11’nci yüzyılda inşa edilmiştir. Sitenin çevresi, erken Hıristiyanlık gelenekleri ve efsaneleriyle doludur. Uzun yıllar, burası Gürcüler tarafından baş kilise olarak kabul edilmiş ve en saygı duyulan ibadet yerlerinden biri olmuştur.

Samtavro

11’nci yüzyıldan kalma bu manastır kompleksinde: ilk Hıristiyan kral Miriani ve eşi Nana gömülüdür.

Gürcistan Tiflis Sighnaghi

SİGHNAGHİ

Tiflis şehir merkezinin 100 km. doğusundadır.

Şehir ilk olarak: 1762 yılında: Gürcistan kralı Heraklius II tarafından: daha önce var olan kale yıkıntıları üzerine inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı ise: Dağıstan kabilesi saldırılarına karşı bir kale görevi yapması içindir.

Sighnaghi isminin kelime anlamı “liman” demektir.

Sighnaghi ve çevresi: birçok tarihi ve kültürel anıtlara ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde: kasabanın çevresinde 18’nci yüzyıldan kalma sur duvarları görülür.

Günümüzde buraya “Aşk kasabası” da deniliyor ve burada düğünler yapılıyor.