Fas Ulaşım

Fas Ulaşım

 

 

 

 

 

Fas Ulaşım: Yolculuğa çıkmadan önce; çantanızı hazırlarken; aman dikkat, hava durumuna kanıp, yanınıza kalın giysiler alın.

Çünkü; Fas’ın iklimi, ileride anlatacağım gibi orijinal. Üşümemek istiyorsanız, çantanıza mutlaka birkaç parça kalın giysi koymayı sakın ama sakın ihmal etmeyin.

Gidiş yolculuğu:

İstanbul-Casablanca arası uçak yolculuğu; yaklaşık 4.5 saat. Yani; İstanbul-Fas arası uçak yolculuğu: 4.5 saat sürüyor. Fas Kraliyet Havayollarını tercih ederseniz, biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Çünkü; uçağın sefer öncesi tam olarak temizlendiğini sanmıyorum. Ayrıca; görevli personel ve servis yeterli değildi.

Özellikle: hani Fas’a ulaşmadan, uçakta Fas yemek kültürünü tanıma imkanı olacağı hakkındaki yazılar, sanırım yanıltıcı. Çünkü: giderken, uçakta yalnızca bir kez yiyecek servisi yapıldı. Ama; ikram edilen yiyecekler, asla Fas yemek kültürünü yansıtacak düzeyde ve kalitede değildi. Yol boyunca, başkaca bir kez çay/kahve servisi yapıldı ve daha sonra herhangi bir ikramda bulunulmadı.

Ayrıca; televizyon/dvd seyretme imkanı yok (çünkü Arapça ve Fransızca ve ekran sayısı az ve uzak).

Dolayısı ile; sıkıcı bir yolculuk. Uçakta size bir form verilecek. Malum; ülkeye vizesiz giriliyor. Ama: girişte bir form doldurmanız isteniyor. Bu form; havaalanına indiğinizde zaman kazanmanız açısından, uçaktan inmeden önce doldurulmalı. Formu doldurmanız için: ülkede kalacağınız adres veya adreslerin bilinmesi gerek.

Yani: hangi otelde kalacağınızı bildirmenizi istiyorlar. Bu formun diğer önemli bir noktası da şu: girişte, pasaport polisi tarafından bu forma ve pasaportunuza, beş rakam ve iki harften oluşan bir numara basılıyor.

Bu numara; Fas’ta bulunduğunuz sürede, size ait bir kimlik numarası gibi. Bundan sonra, bu ülkeye gelişlerinizde de, bu numara kullanılacak. Casablanca havaalanı güzel, modern yapılı ve anlaşılabilir düzende. Ama; dikkat, uygulamaları, ülkemize veya birçok başka ülkeye benzemiyor.

Havaalanında, sürekli kontrolden geçiriliyorsunuz. Alana indiğinizde: önce pasaport kontrolü, bu kontrolde, uçakta doldurduğunuz giriş formunu görevli alacak, sonra yine kontrol, sonra bagajlarınızı alıyorsunuz ve bu sefer bagajlar ile birlikte kontrol. Yani; sanırım biraz aşırılık durumu var.

Bu arada: tabii ki ülkemiz ile Fas arasında saat farkı var. Kışın; Fas bizden, 2 saat ileride. Bunun sonucunda; Fas’a ulaştığınızda, biyolojik vücut saatiniz oraya alışmakta çok kısa bir süre etkileniyor. Ama; bu saat farkı özellikle dönüşte çok etkin. Çünkü; oradan uçağa saat: 10 da bindiğinizde, 4 saat uçuş ve 2 saat zaman farkı sonucu, Türkiye’ye ulaşım saatiniz: 16 oluyor. Bu durum; İstanbul’dan başka şehirlere ulaşım için bilet almanız gerektiğinde önem kazanıyor.

Dönüş yolculuğu:

Evet; dönüş. Dönüş için havaalanına gittiğinizde, ayrı bir sürpriz sizi bekliyor. Muhteşem bir yağmur yağıyor ve havaalanı binası kapı önünde, yüzlerce kişi kuyrukta. Binaya giriş için; bagaj kontrolü var, ama niye bina dışında veya binanın ön cephesinin üstünün kapatılması düşünülmemiş, insanlar yağmur altında ve kimsenin umuru değil.

Yağmurun altında; homurdana homurdana beklenecek. Sonra; içeri giriyorsunuz, check-in işlemleri ve sonra yine kontrol, çıkış kaydı (dikkat: çıkış kaydı için yine gelirken uçakta doldurduğunuz formun aynısını doldurmak zorundasınız, check-in işleminden hemen sonra, bu formun bulunduğu bankolara gidin ve formu doldurun), ülkeden çıkış işlemi sırasında bu formu pasaportunuz ile birlikte görevliye veriyorsunuz, işlem bitince free-shop mağazalarının bulunduğu bölüme geçiyorsunuz.

Burada; yine çok dikkat edilmesi gereken bir husus var.

Fas para birimi olan Dirhem, uluslararası geçerliliği olan bir para birimi değil. Bu nedenle; buraya kadar, yanınızda dirhem kaldı ise (kalmaması için ya dengeli para bozdurun yada elinizde kalan dirhemleri, sizi alana getiren otobüs şöförüne bağışlayın) rehberiniz tarafından, burada bir banka şubesinin bulunduğu ve 24 saat açık olduğu bildirilmesine rağmen, boş yere açık bir banka şubesi aramayın, yok.

Dirhemleri, bu mağazalarda kullanma şansınız da yok, çünkü Euro geçerli. Dolayısı ile; dirhemleri bu saatten sonra, yalnızca hatıra olarak saklama şansınız kalıyor. Free Shop bölümü; rehberiniz tarafından; büyük ve güzel olmamakla bildirilmiş olsa da; bir hayli mağaza var, zaman ayırıp gezebilirsiniz. Alışveriş mi? Bizim ülkemizdekiler elbette daha ucuz, sonuçta aynı mal. Tercih sizin.

Evet; uçak yolculuğu, dönüş de de pek keyifli değil. Uçuş süresi daha kısa.

Evet Fas Ulaşım devam ediyoruz. Dönüş yaklaşık: 4 saat civarında. Malum, dünyanın dönüşü istikametinde hareket edildiğinde, uçak yolculukları nispeten biraz daha kısa kalıyor. Servis yine, tam olarak yeterli değildi. Yani; uçağa binerken, süre uzun olduğu için, aç kalma ihtimalinize karşı önlem almanızda bence yarar var.

Çünkü; yemek seçme şansınız dahi yok. Ne verirlerse, onu yeme durumundasınız. Uçaktaki tek rahatlık, pilotların Calablanca havaalanına iniş ve kalkışlarındaki ustalıkları. Kabin personelinin yetersizlik ve ilgisizliklerini unutmanız için, pilotların iniş ve kalkıştaki ustalıklarını düşünebilirsiniz.

Sonuç olarak; yol uzun, yolculuk sıkıcı. Dikkat, mutlaka zaman geçirmek için önleminizi almalısınız. Ne gibi? Örneğin; giderken yanınıza birkaç gazete alabilir, dönüş için ise, kitap bulundurabilirsiniz.

Veya; uyuyabilme alışkanlığınız varsa, uyursunuz. Bu arada; Kraliyet Havayollarının güzel bir yönünü de belirtmeden geçmek istemiyorum. Evet; havayollarının en büyük handikap yani rötar, bizim seferlerimizde, gerek giderken ve gerekse dönerken olmadı. Güzel bir olay. İyi yolculuklar.

Fas Para Dirhem

Fas parası Dirhem

Fas para Dirhem:

Fas para birimi Dirhem: Fas para birimi: Dirhem. Uluslararası geçerliliği olan bir para birimi değildir.

Diğer para birimleri ile karşılaştırmanın en kolay yolu şu: Türk Lirasının beşte biri, Amerikan dolarının sekizde biri, Euro’nun ise onbirde biridir.

Yani: 100 Euro verdiğinizde, 1100 dirhem civarında değişim yapabilirsiniz. Ayrıca; 100 dirhem, Türk Lirası olarak karşılığının 83 TL. olduğunu hatırlatmakta yarar var.

100 Türk Lirası ile 120 Dirhem satın alabilirsiniz.

Alışverişlerinizi yaparken, bu oranları göz önünde bulundurun. Çünkü; Fas, gerçekten çok ucuz bir ülke değildir.

Avrupalı ve Amerikalı turist için ucuz olabilir, ancak, bizim ülkemize nazaran, büyük bir ucuzluk görmeniz mümkün değil.

Evet, dirhem kağıt olarak: 10-20-50-100 ve 200. Madeni para olarak ise: 1-5-10. Yanınızda, sürekli olarak bozuk para bulundurmalısınız.

Bozuk Para

Çünkü; bu ülkede, bozuk paraya ihtiyacınız olacak. Otelde; bagajınızı taşıyan görevli, bagajınızı odanıza bırakınca, para almadan asla odayı terk etmeyecek, her tuvalete girişiniz sonucu çıkarken kapıda mutlaka bir para isteyen göreceksiniz, ayrıca: sokaklarda sürekli olarak dilenen insanlar, kağıt mendil satan çocuklar göreceksiniz.

Fotoğraf makinanızı veya kameranızı, asla bir Faslıya yöneltmeyin, çekip çekmemeniz önemli değil, yönelttiğiniz anda, yani makinayı gözünüze götürdüğünüz anda mutlaka koşarak yanınıza gelecek ve sizden para isteyecektir.

En kötü olan ne biliyor musunuz? Verdiğiniz paranın beğenilmemesidir. Yani hiç vermemeyi aklınıza bile getirmeyin, verin defedin gitsin diyorsunuz, çok para isteme, verdiğiniz parayı beğenmeme küstahlığı da cabası.

Tam sinir bozucu bir durum, bakıyorsun çevrede polis-jandarma olsa da şikayet etsem diye, asla bulamazsın, sakın arama.

Evet, kucağınıza bir keçi yavrusu, omuzunuza bir maymun atıp, ardından para isteyecekler. Ama dikkat, dediğim gibi, sen istemiyorsun, ” a ver bakim maymunu sevim ” yok, oraya yaklaşırsan, adam zaten ezbere maymunu senin omuzuna atıyor.

Yani; senin tercihin veya seçimin söz konusu değil, atıyor ve biraz sonra klasik muhabbet, para ver. Sonuç olarak; bu ülkede, gezerken, yanınızdan bozuk para bulundurmayı sakın ihmal etmeyin.

Para değişimi

Fas para dirhem: Paranızı; otele vardığınızda, resepsiyonlardan veya çarşı içlerindeki değişim ofislerinden bozdurabilirsiniz. Otel resepsiyonları bence en güveniliri, çünkü değişim sonucunda ayrıca size yazılı bir belge veriyorlar.

Fas parası Dirhem

Değişim denince, yazının başında da belirttiğim gibi, bu para, yani dinar, uluslararası geçerliliği olan bir para değil, değişim yaparken, mümkün olduğunca dengeli yani az az para bozdurmak şeklinde değişimi yapın.

Çünkü; dönüşte, elinizde dirhem kaldığında, bunu havaalanındaki banka ofisinden değiştirebileceğiniz söylense de, o koşturmacada ve o kalabalıkta, banka ofisini bulmak ve de bulsanız bile ofisin açık olması büyük bir şans.

Ayrıca; bu para, yani dirhem, havaalanındaki Free Shop mağazalarında bile geçmiyor. Oralarda da, Euro geçerli para birimi. Dönüşte, havaalanında, elinizde kalan dirhemlerin, Türkiye’de bir hatıra olarak bulunmasından başkaca bir çare kalmıyor.

Bu arada, bir söz aklıma geliyor ” bir dirhem et bin ayıp örter ” şeklinde miydi, belki burada bunun yanıtını bulmak istediniz, ama inanın bilmiyorum? 🙂

Acaba, kilolu insanların, daha makbul olduğunu belirtmek için mi kullanılmış, bilmiyorum. Belki öğrenirsem veya okuyan bir arkadaşımız yorum yazarsa, buraya aktarırım, hoşça kalın.

Fas Turizm Alışveriş Ne Satın Alınır?

Fas da turizm, alışveriş, ne satın alınır

Fas Turizm, Alışveriş, Ne Satın alınır:

Fas’ta; büyük sanayi yatırımları yok. Ayrıca; enerji kaynakları, yani kömür, doğal gaz, petrol de yok. Fas’ın başlıca geçim kaynağı: turizm.

Ülkeye, yılda yaklaşık 7 milyon turist giriyor. Ama, bu yedi milyon turistten elde ettikleri turizm geliri, bizim ülkemize giren 20 milyon turistten elde ettiğimiz turizm gelirinden fazla.

Yani: Faslı, turizmin zengin yönü ile ilgileniyor. Ülkeye, para harcayan turistin girmesini istiyor ve bu şekilde düzen kurulmuş.

Özellikle; Fransız turist bol.

Sonra: İspanyollar. Türklerin pek yoğunluğu yok. Çünkü: uzaklık ve tur fiyatlarının yüksek olması ve beklentilere cevap verilememesi dezavantaj.

Bu ülkede bulunan, eski şehir yani “Medinalar” bizim ülkemizdeki kapalı çarşı benzeri düzenler. Yani; buralar, bir Fransız, bir İspanyol için orijinal ve ilginç olabiliyor ama bizim için, yani Türkler için çok büyük özelliği olan mekanlar değil. Sonuç olarak; 4.5 saatlik uçuş süresi de, bu ülkeye, Türkiye’den olan talebin yükselmesini engelliyor.

Fas da Turizm

Faslı, turizmde üçüncü boyuta geçmiş, yani: turist rahat değil, fiyatlar rahat değil. Asla; pazarlık yapmadan bir malı satın almayın. Dini açıdan; ülkede, faiz haram, ama pazarlık helal.

Fas da Alışveriş

Bir malın fiyatını sorduğunuzda; satıcı fiyatı verir. Bakar; ilgi göstermediniz, sizin fiyatınızın ne olduğunu ısrarla sorar. Kesinlikle; verdiği fiyatın, dörtte birini teklif edin. Kabul etmez gibi görünse de, siz kapıya veya çıkışa yöneldiğinizde, büyük olasılıkla, arkanızdan koşup, malı sizin istediğiniz fiyattan satmayı kabul ettiğini söyleyecektir.

Tek sorun: asla, satın almayacağınız malın pazarlığını yapmayın. Yani; bir malın fiyatı için pazarlık yaptığınızda, eyer satıcı, sizin verdiğiniz fiyatı kabul eder ise, o malı almak zorunda gibisiniz.

Yani; bir anlamda, almalısınız.

Almadığınızda, çok bozuluyorlar. Bu nedenle; pazarlık yaptığınızda, verdiğiniz fiyatı satıcının kabul etmesi halinde, malı almayı düşünerek, pazarlığınızı yapın. Bir olasılık ta, verdiğiniz fiyatın satıcı tarafından kabul edilmemesi ve hani demiştim ya, çıkarken kapıdan arkanızdan koşuşturmaması.

Bu durumda, yani kesin olarak almayı kafaya koyduğunuz bir mal için; satıcıya, onun söylediği fiyatın yarısını teklif edin, inanın kesin olarak o malı alırsınız.

Merrakech ve diğer şehirlerde, satıcılar nispeten uyumlu.

Ama; özellikle Casablanca şehrinde, gerek insanlar ve gerekse satıcılar, biraz fevri yani streslidir.

Bunun sebebinin bu şehre dışarıdan gelen göçmenler olduğu söyleniyor. Yani; Casablanca dışında, kıran kırana pazarlık yapabilirsiniz, ancak Casablancada alışverişte lütfen dikkat.

Örneğin; Merrakech şehrinde, bir yağlı boya resmin fiyatını sordunuz.

Satıcı 650 dirhem dedi. Siz, 150 dirhem teklif edin. Satıcı önce surat buruşturup kabul etmez görünür, tam siz ayrılıp giderken, arkanızdan resmi getirir yani 150 dinarı kabul eder. Bu  sefer siz kabul etmezseniz, adam feci şekilde bozuluyor. Bunu göze almanız lazım, yani pazarlık yaparken ağzınızdan çıkacak rakamı ödemeye hazır olun, çünkü büyük ihtimalle o rakamı kabul edecektir.

Medinalar

Bunun dışında: eski şehir yani Medinalardaki dükkanlarda ve özellikle Merrakech şehrindeki, felaket meydanında; satıcılar sıkıntılı.  Kolunuzdan tutup çekiştiren, önünüzü kesip bir sürü saçma-sapan ve anlamadığınız sözler söyleyen insanların bulunduğu bir ortam. Aslında bu görüntüler, bizlere pek yabancı gelmiyor gibi, belki bu görüntüleri bir yerlerden hatırlamamız mümkün olacak ama yaşamayınca, bu kadar kötü olduğu hiç aklıma gelmemişti gerçekten. Gerçekten sıkıntı veriyor ve içinizden diyorsunuz ki: ” yedi milyon turist ” nasıl olur? Özellikle de, zengin turist? Anlamak mümkün değil. Ama sanırım onlar için, bu tutum ilginç geliyor, yine de yanınızda bir bayan varken, bu tür tutumları hiç hoş olmuyor. Doğal olarak içinizi bir ürküntü kaplıyor.

Ayrıca; yemek yemeye gittiğinizde, önünüze konulan tarife ile, yerli halka sunulan tarifenin farklı olduğunu göreceksiniz.

Hesabı istediğinizde, hesap yapılan tarife ile, size sunulan tarifenin farklı olduğunu göreceksiniz ve tüm bunlara şaşıracaksınız.

Kısa bir gezinti düşünüp, faytona bindiğinizde, sürücünün, faytonu bir sokak arasında durdurup, sizi indirdiğini, kolunuzdan tutup bir dükkana soktuğunu, dükkanda her ne kadar istemediğinizi söyleseniz de, bir halı-kilim şovuna muhatap kalacağınızı, şov sonucu satın almadığınız takdirde geride bir sürü asık suratlı insan bırakarak kaçar gibi mekandan ayrılmak zorunda kaldığınızda
şaşıracaksınız.

Yemek yemek için, bir restorana oturduğunuzda,

birden fazla kişi iseniz ve yalnızca bir veya birkaç kişinin yemek yeme durumu söz konusu olduğunda, restoranda sizlere servis yapılmadığını görüp yine şaşıracaksınız. Yani, 4 kişi bir restorana oturdunuz, 3 kişi yemek istedi, hayırrrr, servis yapmıyorlar.

Faslı satıcı, işi o kadar ileri götürmüş ki; yanınıza yaklaştığında, ilk sorduğu soru: ” hangi ülkedensin?” çünkü mensup olduğun ülkeye göre, birkaç kelime söyleyip, gönlünüzü fetih edebileceğini düşünüyor.

Örneğin: Türk dediğinizde,

hemen ” Tarkan, Şıkıdım, Hasan Şaş, Galatasaray ” muhabbetleri başlıyor. Bu arada; kolunuzdan çekiştirmeyi de ihmal etmediğini hatırlatmalıyım. Bu sırada, büyük olasılıkla, diğer yanınızdan da, başka bir satıcı veya dilenci, kolunuzu çekiştiriyor.

Fas turizm, alışveriş ne satın alınır

Türklere bakış açıları

Yani; hani derler ya, Faslının Türklere bakış açısı nedir? Bence, Müslüman bir halk olmamızdan dolayı, Faslının düşünsel yapısında, ayrı bir yerimiz olduğunu sanmıyorum veya öyle bir duygu hissetmedim. Faslı her ülke vatandaşına eşit yaklaşıyor, onun için sanırım önemli olan alışveriş yapmak, para kazanmak. Sanırım bu yazdıklarımı hayal bile edemiyorsunuz, ama yaşanan gerçek bunlar. Gittim, gördüm ve bunları yazıyorum. Umarım; siz gittiğinizde, eyer gitmeyi düşünürseniz ve giderseniz, bu tür şeylerle karşılaşmazsınız, ama kesinlikle, bu söylediğim mümkün değil, karşılaşmamanız imkansız.

En iyisi hazırlıklı olmak.

Çok ülke gezdim ve birçoğunda karşılaşmadığım bir durumdan söz etmeden geçmek istemiyorum. Şöyle ki, şehirde gezerken bir ara kaybolduk, hani derler ya, Fas’ın dar sokaklarına dalın ve kaybolun. Bende kayboldum ve çıkış yolunu sorduğum bir çocuk, bana yolu tarif edebileceğini söyledi, takıldım peşine, o önde ben arkada, bir süre gittik, yaklaşık 5 dakika, istediğim yere vardığımda, teşekkür etmeyi düşündüm, çocuk para istedi.

Para; bu ülkede baş faktör olmuş.

Şaşırmamak elde değil. Yol gösteren, yol tarif eden insanın para istemesi, belki inanamayacaksınız ama giderseniz, karşılaştığınızda hak vereceksiniz. Dikkat, az para verirseniz, verdiğiniz paranın kabul edilmeme riski de var, unutmayın.

Hani, diyebilirsiniz ” paramı verilir, ben vermem”. Hayır, yabancı bir ülke, yabancı dil, yani konuşarak anlaşacak durum yok, çevrede polis, devlet gücü gibi bir unsurda yok, hadi bu şartlar altında vermeyin, sanırım başınıza ne gelebileceğini hayal bile etmek olanaksız. Ama sıkıntı olacağı kesin.

Hafta sonu her yer kapalı.

Hafta içinde ise; dükkanlar, saat: 10.00 gibi açılıp, öğle arası dışında, saat: 18.30 gibi kapanıyor. Cuma namazı saatlerinde ve sonrasında; dükkanlar yine uzunca süre kapalı. Çünkü; cuma namazı sonunda, mutlaka evlerine gidip geleneksel kuskus yemek ve sonra bir süre uyku, Faslının geleneği. Bu saatlerde, yani cuma namaz saatlerinde, restoranlar bile kapanıyor, yemek düzeninizi buna göre ayarlamanızda yarar var.

Fas turizm alışveriş ne satın alınır

Neler satın alınır

Alışveriş sokaklarda yaşanıyor. Küçük el işi atölyeleri ve küçük dükkanlar göreceksiniz. Fas’a ait: orijinal ve satın alabileceğiniz objeler şunlar olabilir: ağaç/ahşap işlemeli objeler, rengarenk Fas terlikleri, porselenler. Ancak; porselenlerin el işlemesi olduğu söylenmesine rağmen, birçok şehir ve dükkanda, hep aynı model ve cins porselenleri gördüğünüzde, bunların el işlemesinden ziyade, fabrikasyon olduğunu düşünmemek elde değil. Yine de: irili ufaklı birçok porselen obje mutlaka beğeninizi kazanacaktır, satın alabilirsiniz. Ahşap işlemeli objeler ise; yöreye özgü: minik ve çok çeşitli kutular, özellikle develerin işlendiği çeşitli hayvan çeşitleri, büyük boyutlu ve pahalı vazolar, sehpalar alınabilir.

Berberi kültürünü yansıtan; halı-kilimler satın alınabilir.

Deriden yapılmış objelerde çok bulunuyor. Bunlar; el işçiliği ürünü; çeşitli çantalar, cüzdanlar, kemerler vs. Yün örgü; rengarenk takkeler satın alınabilir. Bunların fiyatını sorduğunuzda, 20 dirhem duyacak, ama sonuçta bunları 10 dirheme satın alabileceksiniz.

Bazı internet sitelerinde yazıldığı üzere; kumaş, hayır ben hiç görmedim.

Bunun dışında; tekstil ürünleri çok fazla, özellikle: çok çeşitli cins ve renklerde şallar var. Ama; şunu düşünmeden geçmemek gerek. Burada satılanların çoğunu, aynı fiyata, bizim ülkemizde de bulmak mümkün. Bu düşünce söylenince, Fas ve Fas ta yaşayanlar, tamam bizim ülkemizde de var, ama buradakiler farklı diye bir yorum yapıyorlar. Örneğin; bir baharatçıdan, dere otu alın deniliyor, peki, bizim ülkemizde de dere otu var denildiğinde ise, buradakinin farklı olduğu söyleniyor. Yani; bizim ülkemizdeki dere otu, ikinci sınıf dereotu mu ki, buradaki farklı. Sonuçta; zaten alışılmış bir lezzet, tat var. Yani; dünyanın bu ucundan, dere otu alıp ta, ülkeme getirmem. Buradaki alışverişlerde; önemli olan, ülkemizde bulunmayan bir objeyi bulup satın almak veya ülkemizde de bulunabilen bir objenin burada daha ucuz bir fiyata bulunması sonucu satın alınabilir özelliği ortaya çıkar.

Fas da alışveriş, dükkanlar
Bu tür yaklaşımlara uygun objeler mutlaka göreceksiniz,

ama inanın, fiyatını sorduğunuzda, fiyatının çok da uygun olmadığını duyacak ve şaşıracaksınız. Yine de; alışveriş, turizmin gereği, hiç bir şey almasanız da, yakınlarınız, arkadaşlarınız hediyelik birkaç parça düşünür, sizin de buna istinaden düşünmeniz gerekir ise; ufak tefek mutlaka alabilecek birkaç şey bulacaksınız. Özellikle: ahşap, porselen, deri hediyelik objeler bulabileceksiniz. Fiyatlara gelince, nispeten uygun, ama Türkiye’de bulabileceğiniz objelerin fiyatları, bizim ülkemizdekinden daha uygun değil. Baharatçıda, bir kilo incir için 8 TL. vermeniz gerek, bizim ülkemizde de, incirin kilogram fiyatı buna yakın. Peki fark ne? Yani; buradaki incir güzel ve lezzetli de, bizim ülkemizdeki ve özellikle Aydın civarından satın alabileceğiniz incir, lezzetli ve güzel değil mi?

Buna yazarken, bir kısım anlayışı kıt okuyucu, Fas ülkesine incir almaya mı gittin gibi yorumlar bırakmışlar.

Değerli okurlar, elbette “incir” yalnızca bir örnek, nasıl bir örnek, Fas ülkesindeki fiyatlarla, kendi ülkemizde ki fiyatları karşılaştırmanız için bir örnek.

Yine de, Fas ülkesinde güzel birkaç gün geçirdim, gerek Fas ve gerekse Faslılara sevgim ve saygım elbette sonsuz. Yoksa yazdığım olumsuz yorumlar, tamamen tarafsız, keşke yetkilileri okusa da önlem alsalar. Yani, ben yazmamış olsam, Merrakesh şehrinde cehennem meydanında, satıcılar veya dilenciler rahatsızlık verici bir ısrarla kolunuzdan tutup çekiştirmeyecekler mi, bunlar ben yazınca mı insanlar rencide oluyor? Hayır, bunlar gerçek, gittiğinizde göreceksiniz, yaşayacaksınız. Ama dedim ya, Fas insanına, saygımız sonsuz.