Kırım Yalta

Ukrayna Kırım Yalta

Kırım yarımadasının hemen ucunda, Karadeniz’in kıyısındadır. Ukrayna ülkesinin, en güney ucundaki şehri.

Tam bir sayfiye yeri. Deniz kıyısında: kumsallar, birçok iskele ve denize girenler ve yeşil örtünün hakim olduğu bir şehir. Ama, tabii buraya giden ziyaretçiler için: burada, herhangi bir tarihi kalıntı görme şansı yok. Peki, yalnız yeşil doğa örtüsü mü, insanları buraya çeken. Elbette hayır? İnsanları buraya çeken başlıca özellik: seks turizmi. Buraya, yılda, yaklaşık 6000 turist geliyormuş. Gelenler arasında: Almanlar, birinci, Türkler ise ikinci sırayı alıyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Ulaşım

ULAŞIM

İstanbul-Yalta arasındaki ulaşımda, Yalta’ya doğrudan iniş yok. Kırım’ın başkenti Simferopol üzerinden, bu şehre ulaşmak mümkün. İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, yaklaşık 1.5 saatlik bir uçak yolculuğu yapmanız gerekiyor.

Arada, yaklaşık 140 km. lik bir yol var. Yol, yaklaşık 90 dakika sürüyor. Bu yol: dünyanın en uzun troleybüs hattına sahip. Yine  bu yol üzerinde: binlerce kulübe var. Bu küçük kulübelerin, başlangıçta ne olduğunu anlamak pek mümkün değil. Ama: yaptığım incelemeye göre: Ukrayna hükümeti, üzerinde ev bulunan toprakları, ev sahibine vermeye karar vermiş. Bunun üzerine, bütün millet, bu çok küçük kulübeleri ( hepsi yaklaşık 10 metre kare civarında) paldır-küldür inşa etmişler. Şimdi: bu küçük kulübelerden, binlerce var ve ilk anda, gerçekten bunların ne olduğunu anlamak mümkün değil. Evet, yöre insanı, hükümetin kararı üzerine, bu kulübeleri inşa etmişler.

Ukrayna Kırım Yalta Vize Ülkeye giriş

VİZE-ÜLKEYE GİRİŞ

Ukrayna ülkesine girerken vize istenmiyor. Yanınızda sadece pasaport veya nüfus cüzdanı (yeni olmalı) bulunması yeterlidir. Bir de yurt dışı çıkış harcı (50 TL.) ödeyerek çıkış ve giriş yapabilirsiniz. Ayrıca: girişte form doldurmanız gerekiyor. Bu küçük bir form ile giriş-çıkış yapılıyor. Bunun yanında: yanınızda, yiyecek maddesi sokmanız mümkün değil.

GENEL

Yalta: Kırım Özerk Cumhuriyetinin güney sahilinde, Karadeniz kıyısındadır. Nüfus: yaklaşık 200 bin civarındadır. Özerk Cumhuriyetin başkenti: Akmescit olmasına rağmen; Yalta daha öne çıkan bir yerleşim yeri. Şehir: iki burun arasında, büyük dağların ortasında kalıyor. Her yanı, doyumsuz güzellikteki manzaralarla dolu. Kırım ve hatta Ukrayna’nın en büyük uluslar arası: tatil ve sağlık merkezi olarak öne çıkıyor. Evet: yanlış okumadınız, sağlık merkezi. Niye? Çünkü: burası, tam bir oksijen deposu. Turizm de öne çıkıyor. Özellikle: yaz mevsiminde, şehrin nüfusu 500 binlere çıkıyor.

Burada: Sovyetler döneminden kalma: otel ve Sanatoryum gibi, sağlık amaçlı merkezler yoğunlukta. Ayrıca: Sovyetler döneminde, Politbüro üyelerinin yazlık evleri olarak kullanılan Daçalar var.

Şehir için: Kırım Özerk Cumhuriyetinin: Bodrum’u denebilir. Çünkü: burada: gece yaşantısı, restoranları, barları, modern ve şık görünümlü gençleri ile, tam bir Avrupa kentini anımsatıyor.

Yalta denilince: tarihi süreç içinde: “Dünyanın Paylaşıldığı Yer” olarak bir ünü var. 1945 yılında, meşhur “Yalta Konferansı” burada yapılmış. Konferans: 1911 yılında, Rus çarı II. Nikolay için yaptırılan Livadiya Sarayında toplanmış. Bu sarayda: konferansın izleri, hala korunuyor.

Ülkede, çalışanlar için asgari ücret: 140 dolar. Emekli aylıkları ise, yaklaşık 70 dolar civarında.

Ukrayna Kırım Yalta Güvenlik

GÜVENLİK

Özellikle: hafta sonları ve tatil günlerinde, şehirde, normal alkol seviyesini aşmış insanlardan uzak durmalısınız. Ayrıca: geceleri ve hava karardığında: karanlık ve sakin park ve bahçeler ile küçük sokaklara girmemenizi öneriyorum.

PARA

Ülkede kullanılan para birimi: Grivna. 100 Amerikan doları, yaklaşık olarak 500 grivna. Yani: 1 dolar, 5 grivna. Bizim paramız ile düşünülürse: 1 TL, 0.6 grivna ediyor.

Sahte para ve kur farkı gibi sorunlarla boğuşmak istemiyorsanız: para bozdururken, döviz bürolarını ve resmi bankaları kullanmalısınız. Kredi kartı kullanmanızı önermiyorum. Malum, bu kredi kart bilgilerinin kopyalanması gibi sahtekarlık ortaya çıkabiliyor.

Ukrayna Kırım Yalta İklim

İKLİM

Yalta bölgesinin iklimi: ılımandır. Akdeniz iklimine benzer. Nem oranı düşüktür. Temmuz ayı ortalama sıcaklık: 25 derecedir. Deniz suyu sıcaklığı da: Temmuz ayında, 26 derecedir. Eylül-Ekim döneminde, sonbahar: çok güzel ve hava ılımandır. Burada havanın ılıman olmasının en büyük nedeni: tepeler arasında, bir amfi-tiyatro gibi bulunmasından kaynaklanmaktadır. Kar nadir görülüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Tarihi

TARİHİ

Yalta bölgesi: 1475 tarihinde, Türk egemenliğine girer. Bu yıllarda: Kırım Tatarları ve Anadolu Türkmenleri, burada birlikte yaşarlar. Balıkçılık ve tarım ile geçinirler. 1542 tarihli, Osmanlı kayıtlarına göre: şehir, üç mahalleli bir köy durumundadır.

1783 yılında, Yalta, Rus egemenliğine girer. Rus işgalinin ardından: iklimin uygun olması yüzünden, Çarlık ailesi ve Rus zenginleri, burayı sayfiye yeri olarak kullanmaya başladılar. Pek çok saray ve konak yapıldı ve 1838 yılından sonra, şehir hızla büyümeye başladı.

1860 yılında: Profesör S.P.Botkin: bölge ikliminin, birçok hastalığa iyi geldiğini saptadı. Çar II. Aleksander, bunun üzerine, bölgede bir sağlık ve tatil merkezi yapılmasını sağladı. Böylece; şehir, 19.yüzyılda, soyluların rağbet ettikleri bir sayfiye bölgesi haline gelmeye başladı. Osmanlı döneminde: Rus çarları, yazın buraya dinlenmeye geldiklerinde, Osmanlıdan, dostluk mesajı olarak paşalar gider ve karşılıklı hediyeler verilirmiş.  En son olarak: 1914 yılında, Talat Paşa gitmiş.

Günümüzde, bölgede, 150 civarında, terapi merkezi bulunuyor. En önemlisi: I. Syechenov Yalta Fizik Tedavi Metotları ve Tıbbi İklim Bilim Araştırma Enstitüsüdür.

İNSANLAR

Bu bölgedeki bayanlar, gerçekten çok güzel. Bu ırkın kadınları, güzel yaratılmış. Savaşlarda ölen Rus askerleri nedeniyle, ülkedeki kadın-erkek oranları, öylesine değişmiş ki, kadınlar, toplam nüfusun % 70’ni oluşturur hale gelmiş. Bunun sonucunda: Rus erkekleri, toplum içindeki tercihlerini hep daha güzellerden yana kullanır olmuş. Böylece: yeni nesil, gerçekten güzel.

Ancak: şehrin insanlarından söz etmişken, biraz da şehirdeki insanların, bizlere, yani Türklere bakışından söz etmek istiyorum. Bizim insanlarımız, bu şehre, asla ailecek gitmiyorlar.

Genelde: buraya, kalabalık bayi gezileri düzenleniyor. Yani: amaç, tam anlamı ile, seks turizmi. Tabii: şehirde, görülen her bayan, bu işin bir objesi gibi algılanıyor. Kızlar, çok güzel ve çok rahat giyiniyorlar ama kesinlikle, biraz önce de söylediğim gibi, çoğu fahişe değil. Ama, bizim ülkemizden, bu şehre giden ziyaretçiler, maalesef, yollarda, sokaklarda gördükleri; eşi ve çocuğu ile yürüyüş yapan kadınlara bile asılmaktan çekinmemişler ve bunun sonucunda, elbette, hoş olmayan görüntüler ve hoş olmayan düşünceler çıkmış. Bu kötü imajın silinmesinden yanayım.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: Tatar böreği, Gürcü yemeği kara lahanadan yapılan Horçi, Lobyo Phala, Türkmen: katlaması, şekşekisi, Kırgız: kat-kat tokuç, Özbek: pilav.

Burada: Ermeni restoranı da var. Bu restorana yolunuz düşerse; Chee kufta (çiğ köfte), Shish Kebab, Lüle Kebap, Kaburga, Kadın Budu Kufta, Lahmajoon, Mantı, Tass kebap bulabilirsiniz.

Evet, söylediğim gibi, şehir içinde yemek yiyebileceğiniz birçok mekan var. Ancak: domuz eti ve ürünleri çok miktarda kullanılıyor ve yerli halk tarafından tercih ediliyor. Bu yüzden: McDonalts menülerini önermek istiyorum. Buralarda: tavuk menülerinden yiyebilirsiniz.

VİCTORİA CAFE

Burada, Türk yemekleri bulabilirsiniz.

GECE HAYATI

Yazının en başında söylediğim gibi: bu şehirde, turizmin seks yönü ağırlık basıyor.  Bu şehirde, akşamları, yolda ya da sahilde yürürken; yanınıza yaklaşan bayanlar olacak. Aman, bu bayanların, kendi bildikleri mekanlara veya otellere, sizi götürmesine sakın izin vermeyin. Aksi halde, muhteşem hesaplar ödemek zorunda kalabilirsiniz. Anlaşmak konusunda ise, hiç tedirgin olmaya gerek yok, çünkü hepsi gayet güzel “Türkçe” biliyorlar.

Barbarosun yeri

Herhangi bir içecek aldığınızda, inanın ödeyeceğiniz muhteşem hesap, canınızı yakacaktır. Burası: tam bir genelev gibi. Aslında restoran ve çalışan tüm personel bayan . İçinde: yemek yiyorsunuz ve daha sonra, masalarda oturan bir sürü kız arasından, istediğinizi seçiyorsunuz. Kızların bazıları, sizinle, kaldığınız otele geliyorlar. Bazıları ise, sizi, kendi ayarladıkları evlere götürüyorlar ve bu durumda, elbette, ayrıca, o eve para ödemeniz gerekiyor.

Metin’in yeri

Burası da, seks düşüncesinin ön plana çıktığı bir yer. Ama; dediğim gibi, yolunuz düşer giderseniz, büyük hesaplar ödemeye hazır olmalısınız.

TORNADO DİSCO

Hoş vakit geçirilecek bir yer.

Tüm bunların yanında: kumarhaneler de, ilginizi çekerse, size hoş zaman geçirtebilir.

NE SATIN ALINIR

Şehirde; sigara ve içki çok ucuz. Yalta şehrinde bulabileceğiniz en ucuz şeyler: içki ve sigara. Şöyle örnek verilebilir. Bir bardak çay içmek istediğinizde, 20 grivni ödüyorsunuz. Ama, bu para ile, 4 paket “camel” sigarası  satın alabiliyorsunuz.

Ukrayna Kırım Yalta Konaklama

KONAKLAMA

Şehirdeki oteller: Sovyetler döneminden kaldığı için; gayet büyük yapılar, adeta fabrika gibi. Bu oteller: 1000-2000 yataklı. Ancak: yeni dönemde, yabancı yatırımcılar tarafından, butik oteller yapılmaya başlanmış. Zengin yerliler için ise, lüks rezidanslar yapılıyormuş.

En iyi otel: 3 yıldızlı, Yalta Oteli. Otel: 30 yıllık bir geçmişe sahip ve odaları konforlu olmasa da, manzarası mükemmel.

Ukrayna Kırım Yalta Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Ukrayna Kırım Yalta Yalta Limanı

YALTA LİMANI

Burası: İzmir’e benzetilebilir. Liman bölgesi, çok geniş ve trafiğe kapalı durumda. Çevrede: lokantalar ve kafeler bulunuyor. Hemen merkezde ise, Lenin Meydanı var. Yalta Limanının, tarihi süreç içinde, bizim açımızdan ayrı bir yeri daha var, belki ilginizi çeker. İttihat ve Terakkinin en önemli 3 adamı: Talat, Enver ve Cemal Paşalar: tahttan indirildikten sonra, İstanbul-Kuruçeşme’den bindikleri bir Alman gemisi ile, çok sevdikleri, İstanbul’u terk ederler ve Yalta’ya gelirler. Burada ayrılırlar. Enver Paşa: Rusya içlerine, Cemal Paşa: Kafkasya’ya ve Talat Paşa ise, geldikleri gemi ile, Almanya’ya gider. Bu üç paşa da, bir daha İstanbul’u göremezler.

Sahil boyunca, sokak ressamları eserlerini satıyorlar. Turistlerin: portrelerini, karikatürlerini yapıyorlar. Hatta, müşterilerinin bacaklarına, tırnaklarına bile resim yapanlar var.

LENİN MEYDANI

Burada; şehrin gençlerini görebilirsiniz. Kaykay yapanlar, müzik dinleyenler, güneşlenenler, hepsi burada. Meydanın tam orta yerinde ise: en muhteşem haliyle, “Lenin Heykeli”. Tam karşıda: McDonalts. Meydanın bir yanında da: Osmanlı çınarı olarak isimlendirilen devasa bir ağaç bulunuyor.

Ukrayna Kırım Yalta Aleksander Nevski Rus Ortodoks Katedrali

ALEKSANDER NEVSKİ RUS ORTODOKS KATEDRALİ

Şehir merkezindedir. Kirov sokağının başlangıcındadır. Şehre denizden yaklaşıldığında, ilk görülen yapıdır. Yapı: 18. yüzyılda, Neo-Bizans sitilinde inşa edilmiştir. İkonalar ve freskler, inanılmaz güzellikte, mutlaka ilginizi çekecektir. Kubbeleri ve süslemeleriyle, 17.yüzyıl, eski Rus kiliselerine benziyor. İç tasarımında, Kroşeçkin taslakları kullanılmış. Katedral, mimar Krasnov ve Şapovalov tasarımı ile, 19.yüzyıl sonu ile, 20.yüzyıl başında inşa edilmiştir.

Ukrayna Kırım Yalta Livadiya Sarayı-Beyaz Saray-Yasna Polyana Sanatoryumu

LİVADİYA SARAYI (BEYAZ SARAY/YASNA POLYANA SANATORYUMU)

Mimar V. Hunta tarafından, gotik tarzda inşa edilmiştir. 1831-1836 yılları arasında yapılmıştır. Kırımda, romantik motiflere sahip ilk yapılardan biridir. Günümüzde ise: anne ve çocuklar için, Sanatoryum olarak kullanılmaktadır.

1911 yılında yapılmıştır. Yalta’dan, 3 km. ötede, Livadiya’da: Mohabi Tepesindedir. Sahile yakındır. Çar II. Nikolay için yazlık saray olarak yaptırılmıştır.

Sarayın mimarı: Nikolay Krasnov. Yapımında: beyaz kırım granit mermerleri kullanılmış. Sarayın bazı bölümlerinde ve arka bahçesinde ise: İslami motifler kullanılmış. Bahçe kısmı: sütunları, mermer fıskiyesi ve mükemmel kafes oymalı avlu kapısıyla, İtalyan tarzına benzetilmiş. Çar II. Nikolay: saray yapıldıktan sonra, buraya, sadece iki kez gelebilmiş.

1917 yılındaki bu ihtilal döneminde: saray yağma edilmiş ve sarayda bulunan değerli objelerin çoğu, hala kayıp. Bir kısım eser ise, Avrupa ülkelerinde bulunduğunda, hükümet tarafından satın alınarak, saraydaki yerlerine geri konmuş. Evet, ihtilalden sonra, saray Sanatoryum olarak kullanılmaya başlanmış.

Tüm bunların yanında, sarayın en önemli özelliği, tarihi süreç içinde oynadığı rol. Saray dünya siyaseti açısından, önemli bir yere sahip. Şubat 1945 tarihinde: Avrupa’nın geleceği, burada tartışılmış. Yani: Yalta konferansı, burada toplanmış. Bu tarihi toplantının ardından: 3 lideri (Stalin, Churchill, Roosvelt) sembolize edecek şekilde, sarayın avlusuna, 3 palmiye ağacı dikilmiş. Bu ağaçlar, günümüzde de yerlerinde duruyorlar ve itina ile bakılıyorlar.

Saray içinde: bir tarih müzesi ve resim galerisi var. Müze: 1993 yılında hizmete açılmış. Bunların yanında: Çar’a ait, çok sayıda şarap mahzeni de bulunuyor.

DARSAN TEPESİ

Yalta şehir merkezindedir. Buraya: teleferikle çıkabilir ve şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

EVANGELİST ST.JOHN ÇAN KULESİ (JOANN ZLATOUST TAPINAĞI)

Tapınak ve çan kulesi: 1832-1837 yılları arasında, inşa edilmiştir. Kule: yüksek bir tepeye kurulmuş olup, denizciler tarafından bir referans noktası olarak kullanılmıştır. 1880’li yıllarda, Karadeniz’de, denizcilik kontrol noktalarından biri olarak kullanılmıştır. Ancak: savaşlar sırasında, tapınak büyük zarar görmüş, ancak çan kulesi, bütünüyle kalmıştır. Kulenin yanında, şehrin muhteşem manzarası görülebilen, bir gözlem noktası var.

YALTA OTELİ

Kırım bölgesinin en büyük otelidir. 17. katlıdır. Her iki tarafı da denize bakacak şekilde, 3 terasta kuruludur. Restoranları ve yüzme havuzları, ana binaya bitişiktir. Otelin kapasitesi: 2800 kişiliktir. Binanın ön cephesi ve içi, özenle tasarlanmıştır. 10 adet yemek salonu ve 1 konferans salonu vardır. Otelin tasarımında: başta Zurab Tsereteli olmak üzere, birçok ressam görev almıştır.

POLUKOROVSKY (POLİKUROVSKY) TEPESİ VE ANITI

Burada, ünlü kişilerin mezarları bulunuyor. S. Rudansky, burada gömülmüş.

Ukrayna Kırım Yalta Peri Masalları Çayırı-Polyana Skazok

PERİ MASALLARI ÇAYIRI (POLYANA SKAZOK)

Şehir merkezinden: 5 km. uzaklıktadır. Açık hava müzesidir. Yöresel sanatçılar: ağaç oymacılar, heykeltıraşlar tarafından tasarlanmıştır. Ukrayna ve Rus çocuk kitapları ve hikayelerinde geçen, 200’den fazla peri masalı karakterine ait heykeller, burada bulunuyor. Burası: Yalta Devlet Birleşik Tarih-Edebiyat Müzesinin bir dalıdır.

YEREL PAZARLAR

Şehirdeki, yerel pazarlarda Azeri satıcılar yoğunlukta. Bu pazarlarda: birçok çeşit turşu bulmak mümkün. Ayrıca: balık pazarında kalkan balığının ucuzluğu, mutlaka dikkatinizi çekecektir. Pazar dışında ise, kadınlar tarafından, el işi örtü ve hediyelik eşyalar satılıyor.

ANTON ÇEHOV EVİ

Ünlü Rus yazarın, hayatının son yılları olan 1899-1904 yılları arasında, burada yaşamıştır. Kirova sokağında yaşadığı bu villa; müze olarak hizmet vermektedir.

Müzede: yazarın; eserleri, fotoğrafları, kişisel eşyaları, yazarın o günden kalma tıbbi çantası ve Rahmaninov’un çaldı piyano sergileniyor. Yatak, oturma ve çalışma odası: öldüğü yıl olan, 1904 yılında, olduğu gibi aynen kalmıştır.

NİKİTA DEVLET BOTANİK PARKI

Yalta’ya, 7 km. uzaklıktadır. Magaraç Şarap Enstitüsünün hemen yanındadır. 1812 yılında, İsveç asıllı Rus botanikçi H.H.Steven tarafından yapılmış bir bahçedir. İçinde: 1600’den fazla çeşit gülü ve  dünyanın çeşitli yerlerinden getirilen 28 bin ağaç ve bitkiyi barındırır. Parkta, ayrıca, 1000 yaşında bir şamfıstığı ağacı var. Ayrıca: çok güzel bir restoran ve bar bulunuyor.

Parka: Yalta’dan, fayton ile ulaşabilirsiniz. Park gezisi, yaklaşık 1.5 saat sürüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Kırlangıç Yuvası-Lastivchyne Hnizdo-Lastochkino Gnezdo

KIRLANGIÇ YUVASI (LASTİVCHYNE HNİZDO/LASTOCHKİNO GNEZDO)

Yalta şehrinden, 10 km. uzaklıktadır. Karayolu veya deniz yolundan ulaşmak mümkündür. Yalta’dan saat başında kalkan: sahile paralel bir rota izleyen deniz motorları ile gidilebiliyor.

Kırım’ın en önemli sembollerinden biri olan şatodur. 1912 yılında inşa edilmiştir. 38 metrelik, Aurora uçurumunun hemen yanındadır. Alman petrol kodamanı Baron Shteingel burayı sevgilisi için, Amerikalı mimar A. Sherwood tarafından yapılmıştır.

Ortaçağ kalesi şeklinde tasarlanmıştır. 1927 yılındaki depremden sonra, kayaların bir kısmı denize düşmüş ve yapı tamamen kayalığın en son ucunda kalmıştır. Kayaların ucunda, kanatlanıverecek masalsı bir yapı gibidir. Depremden sonra, hasar gören duvarları, restore edilmiştir.

Şatonun gezinti terasında: Karadeniz bütün ihtişamı ile izleniyor. Burada, halen bir İtalyan restoranı var. Ancak, oldukça pahalı. Restoranın hemen yanındaki plajda, denize girmek de mümkün.

Ukrayna Kırım Yalta Massandra

MASSANDRA

Yalta şehrinin 3 km. doğusundadır. Küçük ama şirin bir beldedir. Nikita yaylasında, yeşil kayaların bitişiğinde bulunmaktadır. Doğal ormanları, muhteşem parkları, fıskiyeli havuzları, dünyaca meşhur şarapları ve Massandra şatosu ile tanınmaktadır.

Ukrayna Kırım Yalta Sivastopol Turu

SİVASTOPOL TURU

Sivastopol şehri: Kırım’ın en bilinen şehirlerinden biridir. Yalnızca bir liman ve endüstri şehri değil, aynı zamanda Ukrayna’nın bilimsel ve kültürel merkezidir. Nüfusu, 300 bin üzerindedir. 1783 yılında, Karadeniz Rus donanmasının ilk 17 gemisi, buraya demir attı. Böylelikle, limanın ve askeri yerleşimin temeli atılmış oldu. Şehir, daha sonra: 1854-1855 yıllarında, Rus-Türk savaşında ve 1941-1944 yılları arasındaki Sovyet-Alman savaşlarında, çok büyük hasarlar gördü.

Yavuz ve Midilli isimli, aslı Alman ama Osmanlıya ait iki gemi: bir zamanlar, gidip bu küçük sahil kasabasını bombalamışlar. Bu sırada, Ruslar, bize savaş ilan eden: İngilizlere ve Fransızlara da savaş ilan eder demişler ve İngilizlere hemen haber uçurmuşlar. Bunun üzerine: İngiliz ve Fransızlar, bizim Çanakkale’ye saldırmışlar.

Daha sonraki dönemlerde ise: Sovyetler zamanında, ülke içinde çok iyi iş yapan memurlar, ödül olarak, Sivastopol şehrinde, 2-3 haftalık tatiller ile ödüllendirilmişler. Dolayısı ile, burada muhteşem sayfiye tesisleri oluşmuş. Ancak: 1989 yılından sonra, partililer, buralara pek gitmez olmuşlar.

Rus ve Ukrayna donanmaları, buradaki körfezde bulunuyor. 40’dan fazla gemi bulunuyor. 1997 yılında yapılan anlaşma ile, Rus donanması, 20 yıl boyunca burada kalacak ve karşılığında, Ukrayna’ya, yılda yaklaşık 90 milyon dolar verecekti. Ukrayna Meclisinde yakın zamanda alınan karar gereğince, buradaki Rus deniz üssünün varlığı, 2042 yılına kadar uzatılmış, bunun karşılığında ise, Rusya, Ukrayna’ya verdiği doğalgazda, % 30’luk bir indirim yapmış.

Limanda: sağlı-sollu gemiler sıralanmış, hoş bir manzara oluşturuyor. Burada: Osmanlı döneminden kalma eserleri bulmak mümkün değil. Çünkü: Osmanlı eserlerini silmek için, bu eserlerin % 99’u yıkılmış. Şehirdeki tek cami: 1905 yılında yapılan, Mevlana Camisi.

Bunun dışında: plaj amiga bölgesinde: bol miktarda gece kulüpleri var ve her akşam, birçok insan, buralarda çılgınca eğleniyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Panaroma Müzesi

PANAROMA MÜZESİ

Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum. Müze: 1854-1856 yılları arasında, Kırım savaşının Sivastopol cephesinin resmedildiği üç boyutlu bir ortam sunuyor. Burayı mutlaka gezmelisiniz. Kırım savaşında, bir günlük olaylar, 3 boyutlu olarak, 360 derece, bir duvara işlenmiş.

Duvara baktığınızda, kendinizi, 1854 Kırım Savaşının içinde hissediyorsunuz ve savaşın acımasızlığını görüyorsunuz. En ön cepheden, en arka cepheye kadar, hepsi var. Ancak, bunu tarif etmek mümkün değil, mutlaka görmeniz gerek. Tabloda: Fransız, İngiliz, Türk ve Rus askerlerinin mücadeleleri, ayrı ayrı görülüyor. İşte, tarihe sahip çıkmak bu olsa gerek diye düşüneceksiniz.

Ukrayna Odesa

Ukrayna Odesa

 

Ukrayna ülkesinin: tatil, deniz ve eğlence merkezi, bir anlamda ülkemizdeki “Bodrum” ile bir düşünülebilir.

Yaz aylarında Ukrayna’nın birçok yerinden, tatil için buraya geliyorlar.

Dünyanın en güzel kızlarının bulunduğu ve ayrıca ucuz bu şehri gezmek, kesinlikle hoşunuza gidecek ve güzel anılarla buradan ayrılacaksınız.

Ancak, bu dünyanın en güzel bayanlarının olduğu şehirde: maalesef özellikle vizenin kalkması sonucu oluşan Türk erkekleri akını: Ukraynalıların Türklere karşı, aşırı antipati beslemelerine neden olmuştur.

Öte yandan, siz de göreceksiniz, Türk erkekleri burada, sanki bir kerhane şehirde gezer gibi geziyorlar. Elbette, yapılanların ve yaşananların sonucunda bu şehirde Türk erkeklerine karşı antipati yaratılmıştır.

Yani, Türk erkeklerini sevmiyorlar, Türk erkeklerinin yanına yaklaşan gurup halindeki hatunlar: genellikle bar ve diskolarda para yemek amacı güdüyorlar ve 2-3 saatlik muhabbet veya birlikte aynı masada oturmanın sonucunda, hesabı ödetip çekip gidiyorlar.

Yani: eğer Odesa şehrine seks turizmi için gidecekseniz, öncelikle bir parçada olsa Rusça bilmenizde yarar var, ayrıca hatunlara kadınlık duygularını anımsatacak şekilde duygusal olarak yaklaşmak ta şarttır.

Evet, bu girişten sonra gelelim şehir hakkında daha ayrıntılı bilgiler vermeye

Şehir Ukrayna ülkesinin güneybatısında, Ukrayna ülkesinin  dördüncü büyük şehri, Karadeniz kıyısındaki en büyük limanlardan birisidir.

Odesa körfezi, 31 km. boyunca uzanır. Şehir: limanı gören bir teras benzeri tepe üzerinde kurulmuştur. Ülkenin, Avrupa’ya ve ticarete açılan kapısıdır. Mimari ve tarihi güzellikleri göz kamaştırır.

Nüfus yoğunluğu bakımından, Kiev ve Kharkiv şehirlerinden sonra gelir. Şehirde, özellikle: petrokimya, kimya, ilaç, gıda ve hafif sanayi yaygındır.

Bunların yanında, yüksek öğrenim de revaçtadır ve 20 üniversite bulunmaktadır. Yani, şehir aynı zamanda üniversite ve sağlık şehridir.

Şehir: Kiev şehrine, 443 km. uzaklıktadır. Şehrin turistik özellikleri yanında: tedaviye yönelik ( özellikle Göz hastalıkları ve Doku Terapi Enstitüsü) özellikleri de yoğun olarak tercih edilmektedir.

Yani, şehir tarih ve eğlencenin bir arada bulunduğu, aynı zamanda bunu çok da ucuza yaşayabileceğiniz bir yer olarak önem kazanmasına rağmen, bir üniversite ve sağlık şehridir.

Ama, şehrin günümüzde öne çıkan başlıca özellikleri, eğlence dolu plajları ve bakir koyları ile hareketlenen yaz turizmi canlılığıdır.

TARİHİ

Şehir, aslında ilk olarak 1200’lü yıllarda, Kırım Hanı Hacı Giray’ın kurduğu küçük bir Tatar köyüdür ve “Hacbey” olarak adlandırılır. 1529 yılına kadar Osmanlı kontrolünde kalan bölge: 1792 yılındaki Rus-Osmanlı savaşında, Osmanlıların yenilmesi nedeniyle, Rusların eline geçmiş ve aynı yıl, Rus İmparatoriçesi II. Katerina’nın emriyle, burada 1794 yılında “Odesa” isimli şehir kurulmuştur.

1819-1858 yılları arasında ise Odesa’nın çok uluslu bir nüfusun yaşadığı serbest bir liman olduğu görülür. Ancak asıl önemlisi, şehrin Rus devriminde oynadığı roldür. 1905 yılında Potemkin Zırhlısının mürettebatının isyanı ile devrimin merkezi olmuştur.

Tabii Sovyet döneminde ülkenin en önemli ticaret kapısı ve Sovyet deniz gücünün konuşlandığı yer haline gelmiştir.

Odessa limanı, 1 Ocak 2000 tarihinde tekrar serbest limana dönüştürülmüştür. Odessa şehrinin tarihinde en büyük özelliklerden birisi bizi de ilgilendirmektedir ki: Osmanlı bayrağı çeken Yavuz ve Midilli savaş gemileri, I. Dünya Savaşı öncesinde bu şehri bombalamış ve Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmesine neden olmuştur.

 

ULAŞIM

Odesa Uluslar arası havaalanı: şehir merkezinin güneybatısındadır. Havaalanı son derece basit ve küçüktür. Gayet basit Duty-Free mağazasında nakit alışveriş yapılmakta ve kredi kartı geçmemektedir.

İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yolculuktan sonra buraya ulaşırsınız ki, son zamanlarda havayolları şirketlerinin yaptıkları promosyon uçuşları, özellikle Türklerin burayı yoğun ziyaretine neden olmuştur.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım ise tam bir problemdir. Taksiler, bu ulaşım için 200-250 grivna istemektedirler. Ancak: 1.5 grivna ödeyerek, otobüsle, 45 dakikalık bir yolculuk ardından şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

Kiev-Odesa arasında, trenle yolculuk yapmak isterseniz, 8 saatlik bir yolculuk gerekiyor. Bu tren yolculuğu için, bir kompartıman kiralamanız önerilir, çünkü ücreti fazla değildir, çok keyifli bir tren yolculuğu yapabilirsiniz.

PARA BİRİMİ

Ukrayna da: grivna denilen para birimi kullanılıyor.

1 Dolar = 8 grivnadır.
1 Euro = 10 grivnadır.

DİL

Şehir insanının büyük yoğunluğu İngilizce bilmiyor, bu yüzden, bu şehri ziyaret edeceklere önerim, gitmeden yanınıza bir Türkçe-Rusça sözlük almalarıdır. Şehirde, Rusça konuşuluyor. Ama Ukraynaca da resmi dil olarak kabul ediliyor ve pek çok tabela Ukraynacadır.

POLİSLER

Şehirdeki polisler o kadar ilginç ki: daha ülkeye girişte, kenara çekip rüşvet istemekten kesinlikle sıkılmıyorlar.

Özellikle, pasaport kontrolünde sona kalırsanız, kesin rüşvet vermeniz gerekir. Evet, başka bölümlerde, Odesalılar’ın en büyük keyiflerinin açık alanlarda yani park alanlarında içki içmek olduğunu söylemiştim.

Ancak: siz yani turistler, bir park alanında elinizde bira ile otururken, yanınıza bir polis gelip, park alanında bira içmenin yasak olduğunu söyleyebiliyor.

Ardından: sizi peşine takıp, şehir merkezinde yüzlerce metre yürütüyor ve bir karakolun kapısına götürüyor. Karakol içinde olanlar ise, saatlerce bekletilmektir.

Yanınızda pasaportunuzun fotokopisi değil, kesinlikle aslını bulundurun, çünkü polisler pasaport aslını isteme bahanesiyle güzel bir akşamınızı rezil edebiliyorlar.

Son bir not: şehirde polisle ilgili sorun yaşarsanız, mutlaka Türk konsolosluğunu aramalısınız ki, önceden bence Türk konsolosluğunun telefonunu, kendi telefonunuza işleyin.

ALIŞVERİŞ

Alışveriş meraklıları şehirde yerel bir pazarı gezmek isterseniz “Privoz” pazarını ziyaret etmenizi öneririm.

Çünkü: tren garının yakınlarındaki bu sabit pazarda: sebze-meyveden, kurutulmuş balığa, çiçekten, kıyafetlere, şehrin yerlileri ve köylüleri tarafından satılan birçok şeyi bulup satın alabilirsiniz.

1827 yılında kurulan Pazar, o zamanlar köylülerin ve çiftçilerin kendi ürünlerini sattıkları bir yer olarak biliniyormuş. Ancak, günümüzde bayağı büyük bir alana yayılmıştır.

Pazarın içinde fırınlarda var bunlardan ekmek alıp, kendinize iyi bir ziyafet çekebilirsiniz.
Bunun dışında: aşağıda anlatacağım gibi, Deribasovskaya caddesi de, alışveriş meraklılarının mutlaka ziyaret etmeleri gereken bir yer olarak önem kazanmaktadır.

Ancak: ben bu şehri ziyaret ettiğinizde “illa” şunu alın, bunu alın diye bir şey söyleyemiyorum, yani şehirde mutlaka alınabilecek özel bir obje bulunmuyor. Tercih sizin

KONAKLAMA

Şehirde, özellikle hafta sonlarında yakın çevreden yoğun ilgi olması nedeniyle otel fiyatlarının yükseldiği bir gerçektir.

Ayrıca: otellerin birçoğunda, banyo ve tuvalet ortak olarak kullanılıyor. Odanın içinde banyo-tuvalet isterseniz, bu kez, otel fiyatı aşırı yükseliyor. Bu yüzden, bu şehirde birkaç günden fazla kalacakların ev tutmalarını öneririm.

Örneğin: Deribasovkkaya caddesi üzerinde, iki oda bir salon ve mutfağı, jakuzisi bulunan bir apart daireyi, iki kişi, günlük 60 dolar civarında tutabilirsiniz.

Evet: bu şehri ziyaret edenler için, kesinlikle otel değil, ev veya apart kiralamanızı öneririm.

ÜNİVERSİTELER

Odesa şehrinde birçok yüksek öğrenim kurumu bulunmaktadır. Şehrin en gözde üniversitesi “Odesa Mechinikov Ulusal Üniversitesi” dir. Bu üniversite, 1865 yılında, Çar Alexander II tarafından verilen emirle kurulmuştur.

O dönemden bu yana faaliyetini sürdüren üniversite: Ukrayna’nın önde gelen araştırma ve öğretim üniversitelerinin başında gelmektedir.

Bu ulusal üniversite dışında, şehirdeki başlıca üniversiteler: Odesa Ulusal Ekonomi Üniversitesi, Odesa Ulusal Tıp Üniversitesi ve Odesa Ulusal Politeknik Üniversitesi ve Odesa Ulusal Denizcilik Üniversitesidir. Bu üniversitelerde, birçok Türk öğrenci eğitim görüyor.

Ukrayna Odesa Gece Hayatı

GECE HAYATI

Şehirde, geceleri faaliyete geçen birçok bar bulunuyor. Odesalılar ve özellikle üniversite öğrencileri: hafta içi veya hafta sonu dinlemeden bu eğlence mekanlarına akın ediyorlar ve sabaha kadar eğlenip, oradan işlerine veya okullarına gidebiliyorlar.

Şehrin birçok yerinde kumarhaneler de bulunuyor. Şehrin yan sokaklarında küçük mekanlarında bulunan kumarhaneler yanında, şehir merkezinde büyük kumarhaneler de bulunuyor.

Şehirliler, bu mekanlarda kumar oynamaya çok meraklılar. Özellikle “Nevada” denilen kumarhaneler zincirini birçok yerde görebilirsiniz. Şehrin merkezinde, elinizde bira içerek gezebilirsiniz.

Zaten, şehrin birçok yerinde parklar bulunması nedeniyle, insanlar barlarda veya diskolarda değil, yazın açık havada, parklarda eğlenmeyi seviyorlar.

Hemen hemen her parkta: tiyatro, su gösterisi ve müzik etkinliklerinin düzenlendiği yerler bulunuyor. İnsanlar, diskolara dans etmek için gidiyorlar ve maksimim 2-3 saat kalıp dışarı çıkıp, parklara gidiyorlar.

Siz: eğer diskoya gitmeyi düşünüyorsanız: şehir merkezinin 12-13 km. dışındaki “Arcadia” bölgesine gitmenizi öneririm. Bu bölgede: İtaka ve İbiza isimli iki disko var ki, bunlar yörenin en meşhur diskolarıdır.

Özellikle, yazın bu bölgedeki diskolar rağbet görüyor. Şehir merkezinde diskoya gitmek isterseniz, bu kez: Captain Morgan ve Palladium önerilir.

Capta Morgan: bambaşka bir alemdir. Gündüz kafe gibi işletilen bu mekan, gece en çılgın partilere şahitlik edebileceğiniz bir yerdir ve hatta: barın üzerine çıkan striptizci kızları seyredebilirsiniz.

Bunlar dışında, elbette ücra yerlerde, girişin gayet ucuz olduğu diskolarda var, ama bence o mekanlara gitmeyi düşünürseniz, yanınızda mutlaka Ukraynalı birisi veya birilerinin olması şarttır. Yoksa, güvenlik problemi yaşayabilirsiniz.

“Yo” isimli kulüpte cazibe merkezidir. Burada, çeşitli partiler düzenleniyor.

Tüm bunların yanında: şehirde bir de Türkler tarafından işletilen eğlence mekanı var. Turquoise isimli bu mekan, gündüz kebapçı, gece ise disko olarak işletiliyor ve hatta bazı zamanlarda striptiz kulübü olarak da faaliyet veriyor.

Ancak, burası şehrin üçüncü sınıf mekanlarından birisi olarak değerlendiriliyor ve müşterileri, genellikle düşük seviyeli Türkler, Araplar ve Odesalı bayanlardır.

Burada, içki diğer mekanlara göre daha ucuzdur. Eğer: seks turizmi konusunda beklentileriniz varsa, burası, bu beklentilerinize rahatlıkla cevap verecek bayanlarla doludur.

Evet gece hayatının oldukça renkli olduğu bu şehirde: içki de bayağı ucuzdur. 1 bira: 2 grivna ve 1 şişe votka 12 grivna civarındadır.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM VE TAKSİLER

Şehirde: metro bulunmuyor ve ulaşım: troleybüs, tramvay, otobüsler ve minübüslerle sağlanıyor. Trafik düzgün ve insanlar, trafik kurallarına nispeten riayet ediyorlar. Arabaların kalitesi ise, kullananların ekonomik seviyesini anlatıyor.

Bol miktarda Audi bulunurken, aynı oranda Sovyet dönemi dökük araçlar da kullanılıyor. Şehirde metro bulunmama sebebi ise: söylenenlere göre şehrin altındaki tüneller sistemiymiş.

Bu şehirde, insanların birçoğu yardımsever iken, maalesef taksi şoförleri tam bir soyguncudur. Lüks bir taksiyi, yoldan çevirip veya kenarda bekleyen bir taksiye asla binmeyin, özellikle yabancı olduğunuzu anlarlarsa, 10 grivnilik bir yolculuk size 150 grivniye patlayabilir.

Bunu önlemek için, yoldan geçen ortalama sınıf bir taksiyi çevirmektir. Bu ortalama sınıf taksiler, bu işi ek gelir sağlamak için yapan, şehir insanıdır, yani bir anlamda, korsan taksi denilebilir. Ya da, bir yerde mahsur kaldı yani kayıp oldu iseniz, bir dükkana girin ve gitmek istediğiniz yeri dükkan sahibine bildirin, o sizi bir taksi bularak gitmek istediğiniz yere gönderecektir.

NÜFUS

Günümüzde, şehirde az da olsa Türkler yaşamaktadırlar. Özellikle: şehrin banliyölerinden olan “Tahirova” bölgesinde, yoğun Türk nüfusu bulunmaktadır. Günümüz itibarıyla, şehir nüfusunun dağılımı şöyledir: % 61 Ukraynalılar, % 29 Ruslar, % 1.32 Bulgarlar, % 1.23 Yahudilerdir. Yani, bir zamanlar şehirde egemen olan Tatarlar, Stalin’in politikaları yüzünden artık yoklar veya çok az sayıda kalmışlardır.

Şehirdeki iş gücünün bir çoğunda kadınlar çalışmaktadırlar. Çünkü: erkeklerin büyük yoğunluğu denizci olarak çalışıyorlar ve bunlar 6 ay deniz, 6 ay şehir yaşantısı yaşıyorlar. Kadınlar, belediye otobüsleri kullanımı, çöplerin toplanması gibi neredeyse birçok işte çalışıyorlar. Hatta: döviz büroları, oto yıkama hizmetleri bile kadınlar tarafından yürütülüyor.

Bir de tabii dil sorunu var, büyük yoğunluk İngilizce bilmiyor, öte yandan ülkede kullanılan dil, normal Latin alfabesi değil, Kıril alfabesi kullanıyor ve bunu anlamamız iyice zordur. İnsanlar İngilizce bilse bile, Türk olduğunuzu hissedince bilmediğini söylüyor ve karşılarında kıvranmanızı izliyorlar. Yani, sizi anlamak için hiçbir çaba sarf etmiyorlar.

GÜVENLİK

Şehir merkezinde, özellikle akşam saatlerinde kesinlikle uzak durmanız gereken mahallerin başında “Moldovanka” denilen bir yer vardır.

İKLİM

Odessa, Karadeniz’in kuzeyinde olmasına rağmen, pek çok Akdeniz şehriyle aynı paralelde olması nedeniyle, sıcaklık konusunda üst seviyelerdedir. Yani, şehirde sıcak ve ılıman bir iklim hakimdir. Zaten bu yüzden, şehirde birçok plaj bulunmaktadır.

Çarlık döneminde bile, topraklar üzerinde yaşayan hastalıklı kişiler dinlenmek ve tedavi olmak için buraya gönderiliyorlarmış. Denizin ortalama sıcaklığı: 13-14 derece civarındadır.

Haziran-Eylül ayları arasındaki yaz döneminde ise, Odesa körfezinde deniz sıcaklığı ortalaması 20 dereceye kadar çıkar. İklim olarak, kışlar kuru ve hafif geçer, ısı nadiren eksi 3 dereceye kadar iner. Kar yağışı nadir ve az görülür.

Burayı ziyaret edecek olanların, en son Ağustos sonu ile Eylül başında gitmelerini öneririm, sonrasında soğuklar etkin oluyor. Soğuklar denilince, hani pek soğuk olmuyor desem de, bazen buraların çok soğuk olduğu da söylenmiyor değil.

Yani, ısı eksi yirmi derecelere kadar iniyormuş.

TURİZM

Şehrin başlıca turistik güzellikleri: Şevçenko Parkı, Luzanovka Parkı, Ekaterininskaya Meydanı, tarihi kale, Puşkin caddesidir. Bu güzellikleri gezmek için, kesinlikle birkaç gün gerekir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde balık ürünleri çok ucuzdur. Örneğin: Potemkin merdivelerinin başındaki bir restoranda, kalkan balığını yaklaşık 120 grivna yani 30 TL. civarında yiyebilirsiniz. Ancak, restoranların birçoğunda İngilizce menü bulamayacaksınız.

Ama menülerinin bir özelliği: yemeklerde kullandıkları her şeyi, gramajına kadar menü de yazıyorlar. Ayrıca: yemeklerde bol miktarda domuz ürünleri kullanıldığını da bilmenizde yarar var. Öte yandan, şehirde büyük oranda “suşi” merakı da vardır.

Somon balığından yapılan suşiyi deneyebilirsiniz. Bunun dışında, yörenin yemek kültürü genellikle bizimkiyle uyumludur. Yani, özel bir yemek kültürü yok. Bunların yöresel yemek kültürü genellikle domuz eti ve ürünleri üzerine yoğunlaşıyor ki, bu da bize uymuyor.

Eğer: konaklamak için ev veya apart daire tercih ettiyseniz, marketlere girip, yiyecek olarak bol bol et satın alabilirsiniz çünkü etin kilosu, 8-9 TL. civarındadır. Et seçiminde, üzerinde “halal” yazan etleri tercih edebilirsiniz ki, inanın burada çok lezzetli et yiyebilirsiniz.

Bu şehirde bira içmek isterseniz: Slavutic denilen markayı ve votka içmek isterseniz: russki standart markalı votkayı tercih etmenizi öneririm. Evet, içki bu şehirde vergisiz olduğu için çok ucuzdur. Ancak: bunun bir kötü sonucu olarak, sabahın erken saatlerinden itibaren içen ve sarhoş olan bıçkınların, tartakladıkları insanları da görmek mümkündür.

GEZİLECEK YERLER

ARMAND DE RİCHELİEU DUKE-ANITI

Bu bronz anıt: Odesa şehrinin ilk belediye başkanına aittir. Aynı zamanda, şehrin ilk anıtı olarak da bilinir. Anıt: 22 Nisan 1828 tarihinde açılmıştır. Kaidesi: piramit şeklinde ve yerel kireçtaşından yapılmıştır.

Yapan ise: ünlü heykeltıraş Ivan Martos’dur.

Anıt, seçkin Rus ustanın son eserlerinden birisidir. Yüksek kabartmalarda ifade edilenler: tarım, ticaret ve adalettir.

Son bir not: Kırım Savaşında İngiliz-Fransız donanmaları tarafından şehir ve liman bombalandığında: anıtın yakınlarında patlayan bir bomba, anıta zarar verir, ancak savaştan sonra anıt yama yapılarak restore edilmiştir.

POTEMKİN (PRİMORSKİ) MERDİVENLERİ

Şehrin en önemli sembollerindendir. Potemkin Bulvarı üzerinde bulunan merdivenler: II. Dünya savaşı öncesindeki posterlerle şehrin bir simgesi olarak lanse edilmiş ve liman ile deniz istasyonunu yani şehir merkezini birleştirmektedir.

Bu dev merdivenler: 1837-1841 yılları arasında: İtalyan mimar Francesco Boffo tarafından dizayn edilmiştir. Yapılışının temelinde ise: Prens Shining Vorontsov’un eşi Elizabeth’e hediye olarak sunmak istemesidir.

Evet, günümüzde 192 basamaktan (ilk yapıldığında 200 basamak olduğu söyleniyor) oluşan merdivenler: 142 metre uzunluğundadır. Ancak, oluşturulan perspektif nedeniyle, yukarıdan bakıldığında merdivenlerin uzunluğu 22 metre görülür.

Üst kısım ise, 12.5 metre ile daha geniş görülür. Merdivenlerin bulunduğu yerde bir de feniküler bulunuyor ki, 10 kişilik bu araç, merdivenleri yaklaşık 1 dakika 10 saniyede çıkıyor. Merdivenleri yürüyerek inerseniz: çıkışta maalesef iyice yorulacaksınız.

Bu durumda: biraz önce sözünü ektiğim feniküleri kullanın, ücreti 1.5 grivnadır. 1925 tarihindeki ünlü Potemkin Zırhlısının bulunduğu ve Sergei Eisenstein tarafından yönetilen film: bu merdivenlerin bulunduğu yerde çekilmiştir. Film “bebek arabası” sahnesiyle hatırlanmaktadır. Bolşevik Devrimini sevdirmek amacıyla çekilmiştir.

Son olarak: erozyon sonucu giderek tahrip olan merdivenler: 1933 yılında pembe ve gri kireçtaşı kullanılarak yeniden düzenlenmiştir.

Yılın her mevsimi turistlerin uğrak yeri olan bu merdivenlerde, liman genişletme çalışmalarında 8 basamak iptal edilmiştir ve 192 basamağa inen merdivenlerde, her yıl koşu düzenlenmektedir. Günümüze kadar ki Potemkin Merdivenleri koşu rekoru 22.9 saniyedir.

DERİBASOVSKAYA CADDESİ

Burası: Türk-Rus savaşında, Rus donanması Amirali Jose de Ribas’ın hatırasına yapılmıştır. İstanbul’daki “İstiklal Caddesi” benzeri bir yerdir. Güneşin hafif etkisini kaybetmeye başladığı akşamüstü saatlerinde, şehrin kalbi burasıdır.

Burası, her zaman canlı ve yaşam sevinçleri gözlerine yansımış, güler yüzlü Odessalılar’la doludur. Zaten, şehrin en ünlü park alanı olan “Garden of Life” da buradadır.

Çekici yaya caddesi aynı zamanda şehrin en heybetli binalarının (Yunan meydanı, Opera ve Bale binası, Dük Richelieu anıtı, Liman, Arkeoloji müzesi, Puşkin Anıtı ve Potemkin Merdivenleri gibi) bulunduğu muhteşem mimarisi ile ünlüdür.

Yaz aylarında, özellikle buradaki kafe, bar ve restoranlar doludur ve cadde araç trafiğine kapatılır. Arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca, ıhlamur ağaçlarının gölgesinde güzel gezintiler yapabilirsiniz.

Evet, şehrin en önemli ticari caddelerinden birisi olan burayı mutlaka ziyaret edin, kentin butikleri ve yüksek uç mağazaları burada bulunuyor. Ayrıca, yine burada büyük ticari alışveriş merkezlerini görebilirsiniz.

Bunlar arasında 19. yüzyıl yapımı, Passage şehrin en lüks alışveriş merkezi olarak ilgi çekmektedir. Passage isimli bu kapalı çarşının zemin katında çeşitli giyim eşyaları ve hediyelik objeler satılan dükkanlar bulunuyor.

Üçüncü katından itibaren ise, bir otel yerleşmiştir. Yapının üzerindeki heykeller ve işlemeler ise, tam bir sanat eseridir.

ODESA LİMANI

Odesa Sea Port: Odesa körfezinin kuzeybatı kesimi boyunca Karadeniz kıyısında uzanır. Odessa şehrinin atardamarı konumundadır. Limanın toplam kıyı şeridi uzunluğu 7.24 km. dir. Limanda bulunan yolcu terminali, yıllık 4 milyon yolcuya hizmet verebilecek kapasitededir.

Bunun dışında 13 milyon tonluk kuru yük, 23 milyon tonluk petrol ürünleri kapasitesiyle burası  devasa bir fabrika gibidir. Zaten Ukrayna’nın diğer şehirleri ve yabancı önemli şehirlere ulaşımın en önemli kavşak noktası bu limandır.

 

MOTHER İN LAW KÖPRÜSÜ

Limanın hemen üst tarafında, Belvedere’nin yanında bulunan köprü, şehrin en ilginç yerlerinden birisi olarak bilinir ve tanınır. 1969 yılında inşa edilmiştir. Kuvvetli rüzgarda köprünün şiddetli sallandığı söylenmektedir.

Köprünün iki yanında bulunan parmaklıklarda, yüzlerce ve belki de binlerce kilit göreceksiniz. Bazı kilitlerde sevdiğiniz isimleri yazılı ve tarih atılmış, bazı kilitlerde ise boya ile kalp resmi çizilmiştir. İnsanlar: sevdikleri ile olan aşklarının daim olması için buraya kilit asıyorlarmış. Siz de, bir kilit edinip, buraya asabilirsiniz.

Söylenenlere göre, buraya asılan kilide yazılan isimdeki sevdiğinizle, bir ömür boyu birlikte olmanız mümkündür. Odesalılar tarafından anlatılana göre ise: bir Slav geleneği olan bu kilitler: evlenmek üzere buraya gelen gelin ve damat parklarda dolaşırken, buraya geldiklerinde: hiç ayrılmayacaklarının garantisi olarak, köprüye kilit takarlar ve anahtarını denize atarlar.

Burada o kadar çok kilit var ki: Odesa Belediyesi, köprünün bitimine, çelikten, 3 boyutlu bir kalp yaptırmıştır. Öte yandan: köprüye takılan binlerce kilidin, köprünün mukavemetini olumsuz etkilememesi için, zaman zaman kilitler sökülüyor ve bu çelik kalbe naklediliyormuş. Yani, taktığınız kilidi, bir sonraki gidişinizde, görememe şansınız büyüktür.

TREN GARI

1944 yılında, II. Dünya Savaşında yıkılan tren garı: 1952 yılında SSCB döneminde, yeniden yapılmış ve günümüze kadar sağlam olarak ayakta kalmıştır. Tren garının hemen girişinde: üç tarih ilgi çekiyor.

Bu tarihlerden: 1905: işçilerin ayaklanma, Potempkin Zırhlısının ve Lenin’in desteğiyle ayaklanmaya devam ettikleri tarihtir. Bu ayaklanmada: Potempkin merdivenlerinde yüzlerce insanın öldürüldüğü söyleniyor. 1917 tarihi: Bolşevik isyanını belirtiyor.

1944 tarihi: Odessa şehri, II. Dünya savaşı döneminde, 1941-1944 yılları arasındaki süreçte, Romanya’nın egemenliğine girmiş ve Transilvanya’nın bir parçası olmuştur. Ancak, şehir kızıl ordu tarafından, 10 Nisan 1944 tarihinde yeniden kurtarılmıştır.

ODESSA ARHEOLOHYCHESKYY MUSEUM

Lanzheronovskaya bölgesindedir. Pazartesi hariç, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır.
Müzede: 160 bin civarında obje bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında: Karadeniz kıyılarından toplanan antik dönem kalıntıları, kiliselerden toplanan dini kalıntılar ve eski Yunanistan ve Roma dönemi sikke ve madalyaları bulunmaktadır.

Bunların sayısının 50 kadar olduğu belirtiliyor. Ayrıca, taş lahitler de ilgi çekiyor. Müzenin önünde bulunan “Laokoon” heykeli de ilgi çekiyor.

BÖLGESEL TARİH MÜZESİ

Havannaya bölgesinde, Odessa caddesi üzerindedir. Müze: 1806 yılında halat fabrikası olarak yapılan binada bulunmaktadır. Müzede, ilk olarak: 1944 yılında “Kahraman Odessa Savunması” sergisi düzenlenmiştir.

Yani, burası bir anlamda, Odessa şehrinin yakın tarihine ait kanıtların ve fotoğrafların sergilendiği bir yer olarak dikkat çekiyor.

 

PUŞKİN MÜZESİ

Şehir merkezinde Pushkinskaya bölgesindedir. Burası: Pushkvnskov sokağında 13 numaralı bir evdir ve edebiyat müzesi olarak dizayn edilmiştir. Ev: 20. yüzyılda şehirde yaşayan ünlü tüccar Charles Sukkar tarafından yaptırılmış ve daha sonra ise: Hotel du Nord yani bir han olarak kullanılmıştır.

Ünlü edebiyatçı Puşkin: sürgün yıllarında, 3 Temmuz 1823 yılında, bu hanın içinde, bir ay yaşamıştır. Şairin bir heykeli de, caddede, bina önünde bulunmaktadır.

BATI-DOĞU SANATI MÜZESİ

Şehrin en önemli müzelerinden birisidir.
Müzede: 16-20. yüzyıllar arasına tarihlenen Avrupa sanatına ait büyük bir koleksiyon bulunmaktadır. Bu koleksiyonda eserleri bulunan bazı sanatçılar olarak, şunlar sayılabilir: Teniers, Del Piombe, Mignard.

LİMAN MÜZESİ

Lanzheronovskyy bölgesindedir. 10 Nisan 1990 tarihinde açılmıştır. Müzede, limanda bulunan denizcilik ve deniz savaşlarına ait objeler sergilenmektedir.

OPERA VE BALE TİYATRO BİNASI

Hem mimari ve hem de sanatsal açıdan bakıldığında, şehrin en önemli yapılarından biridir. Yapının tarihi yaklaşık 200 yıl geriye gitmektedir. 1810 yılında yapılan ilk bina, 1873 yılında yanmış ve yeni bina 1887 yılında Avusturya Barok’u tarzında inşa edilmiştir.

Tiyatronun eşsiz akustiği sayesinde sahnedeki küçük bir fısıltı bile salonun her tarafından duyulmaktadır.

Zamanında Çaykovski, Rahmaninof, Isadora Duncan gibi dünyaca ünlü isimlerin yeteneklerini sergiledikleri ve 2007 yılında bakımdan geçirilen bu mekan, günümüzde de önemli gösterilere ev sahipliği yapmaktadır.

Dünyanın en güzel opera binalarından birisi olarak kabul edilir ve şehir ziyaretçileri, en çok burayı fotoğraflarlar.

 

SHEVCHENKO PARKI

Park alanı, ilk olarak 1874 yılında İmparator Alexander II onuruna dizayn edilmiştir. Burada, bir zamanlar: Gogol, Ostrovsky, Dostoyevski, Çehov, Ahmatova gibi sanatçıların bulundukları söylenmektedir. Parkın önceki ismi “Alexander Parkı” dır.

Çünkü, biraz önce de söylediğim gibi, İmparatorun şehri ziyareti anısına yapılmıştır. Denize yakın park alanı, 700 bin metre karelik alana yayılmaktadır.

Parkın içinde: geniş yaya yolları, doğal güzellikler ve çeşitli kültürel ve eğlence tesisleri bulunmaktadır. Özellikle, park alanı içindeki “Chornomorets Stadyumu” futbol maçları sırasında yoğun kalabalıkları çeker. Park alanı içinde: Ukrayna milli şairi Taras Shevchenko’nun anıtını da görebilirsiniz.

 

HAYVANAT BAHÇESİ

Novoschepnoy bölgesindedir. Hayvanat bahçesinin bulunduğu park alanı fikri ilk olarak 1889 yılında ortaya atılmıştır. 1914 yılında ise, hayvanat bahçesinin ilk hayvanları gelmiştir. 1922 yılında ise, bugünkü hayvanat bahçesi oluşturulmuştur.

1992 yılına gelindiğinde ise: hayvanat bahçesi 6.5 hektarlık bir alan üzerinde yerleşmiştir. 2012 yılı başı itibarıyla, burada 265 türden 1452 hayvan bulunduğu söyleniyor.

VORONSTOV SARAYI

Potemkin merdivenlerinin mimarı Boffo’nun şehre güzellik katan bir diğer önemli eseri de 19. yüzyıldan kalma Vorontsov Sarayıdır. Dönemin valisi adına yapılan bu saray da ziyaretçileri büyülemektedir.

Aynı valinin adını, günümüzde Odessa Körfezinde hala faal olan deniz fenerine de verdiği bilinmektedir.

ARKADİA BEACH

Burası şehrin yazlık ve ünlü plaj bölgesidir ve gerek şehir sakinleri ve gerekse şehri ziyaret edenler tarafından, dinlenmek ve denize girmek için favori bir yer olarak kabul edilir. Plaj bölgesi: şehrin kuzeyindedir.

Kumsal kumludur. Ukrayna’nın, diğer bölgelerindeki taşlı ve çakıllı plajlara nazaran buranın kumlu olması ilgi çekmektedir.

Arcadia bölgesi yalnızca denize girilen bir yer değildir. Burada: gündüzleri beach clubler var, geceleri ise bar, kafeteryalar ve restoranlar hizmete giriyor.

Yani: hem gündüz ve hem de gece hoş vakit geçirmek isteyenler, burayı tercih ediyorlar. Sabahın saat 7’sinde bile diskolardan yükselen müzik sesleri duyulmaktadır.

Biraz önce de söz ettiğim gibi: burada bulunan “Luzanovka” plajından: insanlar denize girebiliyor ve güneşleniyorlar.

Yani bölgenin en ünlü plajı burasıdır. Plaj şemsiyesi ve şezlong kullanılmıyor, kumların üzerine havlusunu seren, yatıp güneşleniyor. Ama, Odessa-Arkadya arasında çok güzel ve temiz koylar da bulunmaktadır.

 

FORTRESS-KALE

Şehir merkezinden yaklaşık 20 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile ulaşılmaktadır. Belgorod-Dinyester bölgesindeki kale: 13-15. yüzyıllar arasından kalmadır.

Ukrayna Devleti tarafından “Ulusal Anıt” statüsüne alınarak koruma altına geçirilmiştir. Günümüzde görülen kale yapısı ise: 1806-1812 yılları arasındaki Türk-Rus savaşı öncesinde yapılmıştır.

Kalenin çevresinde: 12 metre derinliğinde, 14 metre genişliğinde bir hendek bulunmaktadır. Bu hendek, kalenin üç tarafını çevirmektedir.

Duvarların toplam uzunluğu 2 km. dir.

Kalınlık ise, 5-15 metre arasında değişmektedir. Surların ve kulelerin yüksekliği ise 8 metredir.

Kümeler arasında 34 kule bulunmaktadır.

Ukrayna Lviv

Ukrayna Lviv

Şehir Ukrayna’nın batı bölümünde, Polonya sınırındadır. II. Dünya Savaşından önce, bu şehirde Polonyalılar ve Ukraynalılar birlikte yani bir arada yaşıyorlarmış. Yani, uzun süre Polonya şehri olarak kalmıştır. Ancak, Polonya sınırlarının daha batıya kaydırılması ile Ukrayna sınırları içinde kalmıştır. Şehir: eski ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle: geçmiş tarihi süreçte hızla zenginleşmiş ve dönemin önemli bir yerleşim yerlerinden biri haline gelmiştir.

Bu nedenle: yine döneminde farklı medeniyetler tarafından işgal edilmiş, sık sık el değiştirmiş ve bu el değiştirmeler sonucunda: farklı medeniyetler ve kültürler, şehirde izlerini bırakmışlardır. Evet: 14’ncü yüzyıldan kalan haritalarda, şehir “Aslan Şehri” olarak geçmektedir. Ukraynalılar, Polonyalılar, Almanlar, Yahudiler, Avusturyalılar: burada yüzyıllarca birlikte yaşamışlardır. Özellikle: doğudan gelen tüccarlar, şehri bir konaklama ve dinlenme ve hatta buluşma yeri olarak seçmişlerdir. Bu nedenle: şehir; doğu ile batı, Katolikler ile Ortodokslar arasında bir geçiş yeri olarak önem kazanmıştır.

Günümüzde şehirde, 900 bin civarında nüfus yaşamaktadır ki, bunların % 89’luk bölümü Ukraynalı, % 8’lik bölümü Rus ve % 1’lik bölümü Polonyalıdır. Öte yandan: şehirde büyük bir turizm potansiyeli hızla gelişmektedir ki, söylenenlere göre, şehre günde 200 bin kişinin giriş yaptığı söylenmektedir. Şehir halkının ise, büyük kısmı fakirdir. Halk içinde, genç nüfus genellikle yabancıları sevmemesine rağmen, özellikle yaşlılar, yabancılara daha yakın davranırlar. Şehir halkı hakkındaki son bir not: şehir halkının % 55’lik bölümünün bayan olduğu söyleniyor.

Ukrayna Lviv

ULAŞIM

İstanbul-Lviv şehri arasındaki hava ulaşımı, yaklaşık 2 saat sürmektedir. Buraya: yakın bir geçmişten bu yana THY ve PEGASUS uçak seferleri düzenleniyor. Şehrin havaalanı: şehir merkezine yalnızca 7 km. uzaklıktadır. Ancak, elbette şehre ulaşmanın tek yolu bu değil. Buraya ulaşmanın bir diğer yolu da Kiev şehrinden trene binmektir.

Normal tren yolculuğu yaklaşık 8-9 saat sürer ve ücreti 15 Amerikan Doları iken, hızlı tren ile bu yolculuk yaklaşık 5 saat sürüyor ve ücreti 50 Amerikan Doları civarındadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için taksi kullanırsanız, 60-70 Grivna ödemeniz gerekir.

Ukrayna Lviv

İKLİM

Şehirde: sürekli yağmurun egemen olduğu bir iklim hakimdir. Yılın büyük bölümü ve hatta yarısının yağışlı geçtiği söylenebilir. Ancak: Temmuz-Ağustos aylarında yalnızca geceler serin geçiyor. Kışın ise, ortalama ısı derecelerinin eksi 20 ler civarında bulunduğu görülüyor.

Ukrayna Lviv

PARA

Şehirde, para birimi olarak Grivnası kullanılıyor. 100 Amerikan Doları = 810 Grivnası’dır. 1 Türk Lirası ise, 4 Gravnası’dır. Bu nedenle: şehir bizim için ucuz geliyor. Özellikle: turistik mekanlar dışında gezerseniz, burada çok az parayla uzun zaman geçirme fırsatınız olur.

Ukrayna Lviv

DİL

Her ne sebeple olursa olsun, bu şehri ziyaret etmeyi düşünürseniz, birkaç kelime de olsa Ukraynaca öğrenmeniz de yarar var. Çünkü: İngilizce, Fransızca, Almanca da bilseniz, bu şehirde bu dilleri konuşanlar yok. Ayrıca: bu şehirde garip bir mikromilliyetçilik var ve bunun sonucunda Rusça konuşulmasına da feci bozuluyorlar.

Evet: Ukraynaca, yani Kril alfabesi ile yazılan bir dil olması, gideceğiniz adresi bulmanızda da sıkıntı yaratıyor ve şehri ziyaret eden yabancıların büyük bölümü, ilk anlarda bir kaybolma hikayesi yaşıyorlar ama yine de şehirliler bu konuda çok yardımseverler, dille anlaşamasanız bile, Tarzanca size gideceğiniz yer konusunda bilgi veriyorlar.

Ukrayna Lviv

TATİL GÜNLERİ-MİLLİ BAYRAMLAR

1 Ocak Yılbaşı

7 Ocak Ortodoks Noel

8 Mart Kadınlar günü

1-2 Mayıs İşçiler için kapalı bir gün

5 Mayıs Paskalya Pazar

6 Mayıs Paskalya

9 Mayıs Zafer Bayramı

28 Haziran Anayasa Günü

24 Ağustos Bağımsızlık Günü

Ukrayna Lviv

NE YENİR

Bu şehri ziyaret eder ve yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: vareniki denilen bir tür mantıyı denemelisiniz. Ayrıca: rendelenip kızartılmış patatesten oluşan “derunei” denilen bir yemek türü daha bulunuyor. Öte yandan “borç” çorbası, bu yörelerin yani Ukrayna’nın genellikle en tutulan yiyecek maddesidir. Bunun dışında: şehirde Habsburg kültüründen kalma “kek” yeme alışkanlığı devam ediyor. “Pyrohy” denen börekler: şehrin en geleneksel lezzetlerinin başında gelmektedir.

Ukrayna Lviv

NE SATIN ALINIR

Burayı ziyaret ettiğinizde gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için bir şeyler satın almayı düşünürseniz: el sanatları ürünlerini tercih edebilirsiniz. Özellikle paskalya zamanında “pysanky” denilen renkli boyanmış yumurtalar, vernikli kutular ve keten gömlekler ilginizi çekebilir. Ancak: şehirde bir şeyler satın alacağınızda, sakın pazarlık etmeyi unutmayın, yoksa turistik fiyatlar canınızı yakacaktır.

Birkaç örnek vermek gerekirse: bardak kupalar 30 grv, magnetler 20 grv. dir. Tekstil ürünleri satın almayın, çünkü onlar Türkiye’den gidiyor. Bunun dışında, bir alışveriş merkezi gezmek isterseniz: “Magnus” denilen yeri öneririm. Burası: Polonyalı mimar Felinsky tarafından 1912-1913 yılları arasında yapılmıştır.

Burası, Batı Ukrayna’nın en iyi alışveriş merkezlerinden birisidir ve birçok uluslar arası markanın ürünlerini bulmak mümkündür.

KAHVE

Şehirde, kahve içmek tam bir kültür özelliğidir. Kahve burada bu kadar sevilmesinin yanında, şehre kahveyi ilk getirenin, bunu Türklerden çalarak buraya getirdiği de bir gerçektir. Şöyle ki: 1683 yılında mükemmel Türkçe bilen bir tüccar olan Kulchytsky sayesinde: Viyana kuşatmasının başarısız olduğu söylenir. Çünkü: çok önemli casusluk operasyonu yapmıştır. Bunun sonucunda: Viyana merkezinde, kuşatmayı terk eden Türklerden kalma bir kamp alanında, Kulchytsky: 300 çanta dolusu kahve bulur ve bu kahveleri, Lviv şehrine getirir ve ardından, kahve Orta Avrupa’ya yayılır. Evet, günümüzde Lviv şehri tam bir kahve ve çikolata cennetidir.

Ukrayna Lviv

GECE HAYATI

Belki yazının en başında belirtmek gerekirdi, insanların ve özellikle Türklerin buraya gelmesinin en büyük nedeninin, burada yaşayan muhteşem güzel bayanlar olduğu söyleniyor. Hatta: şehrin turistik kapasitesinin arttırılması için, şehirdeki bayan nüfusunun genel nüfusu oranının % 85 gibi inanılmaz bir rakam olduğu söyleniyor. Şehre gittiğinizde ise, bütün kamu ve özel sektör hizmetlerinin bayanlar tarafından yürütüldüğünü görünce, şehirdeki bayan nüfusunun yüksek olduğu iddiasına inanıyorsunuz, ancak bu ölçüde yani % 85 ölçüsünde olduğuna inanmak mümkün değildir.

Hatta: havaalanında uçaktan indiğiniz anda bile, pasaport polisi olarak çalışanların hepsinin bayan olduğunu gördüğünüzde, bu yazılanlara hak veriyorsunuz. Öte yandan: gerçekten bu şehirdeki kızlar güzeldir. Fakir olmalarına ve fazla çeşit giyinememelerine rağmen, bu şehirde yaşayan bayanların/kızların güzelliği şüphe götürmez bir gerçektir. Elbette: bu durum söz konusu olunca, şehirdeki gece hayatından da söz etmek gerekiyor. Gece hayatı: bayağı renklidir. Birçok ve hoş: gece kulüpleri ve barlar bulunuyor. Özellikle: şehir insanı gerek eğlenmeyi ve gerekse eğlendirmeyi seviyorlar.

Özellikle: kızlar, eğlenmeyi seviyorlar. Şehirde Türkler tarafından işletilen “Metro Kulüp” denilen bir eğlence mekanı var ve buraya genellikle Türkler ve genç Lvivliler katılıyorlar. Evet, burası bayağı büyük ve geniş, ferah bir yer olarak önem kazanıyor. Öte yandan, şehirdeki orta sınıfın buraya gitmesi de, bir anlamda güzel bir ortam oluşturuyor. Buraya gittiğinizde veya şöyle demekte yarar var: şehirdeki eğlence mekanlarına gittiğinizde, turist olduğunuz anlaşıldığında ( bu zaten hemen anlaşılıyor) kızlar yanınıza geliyor ve kendilerine bir içki ısmarlamanızı istiyorlar. Bunu yaparsanız: mutlaka fiyatını bildiğiniz bir içkiyi ısmarlayın çünkü 19 Grn lık bir içki, bu durumda fatura edildiğinde 190 Grn ödemeniz isteniyor.

“Zanzibar” isimli kulüp ise “striptiz kulübü” olarak öne çıkıyor.

Şehrin en tanınmış kulüplerinden birisidir. Burada yalnızca eğlence değil, aynı zamanda görsellik te ön plana çıkıyor. “Millenium Club”: Chornovola Av. Bölgesinde bulunan burada, içeride gazino, tiyatro, bilardo ve video oyunları oynanabilen salonlar bulunuyor. Yani, burası her kesime hitap etmesiyle tanınıyor.

Özellikle: biraz Ukrayna dili veya İngilizce biliyorsanız (Rusça sakın konuşmayın, şehir halkı Rusça ve Rusça konuşanlardan nefret ediyor) burada gayet güzel zaman geçirmeniz mümkündür.

Son bir not: Rynek meydanında “Kriyifka” denilen ve gizli olduğu söylenen bir mekan bulunuyor. Ama aslında burası pek de gizli sayılmaz, çünkü önünde sürekli uzun kuyruk, insanlar bekliyorlar. İçeri girmek için ise, Ukraynaca bir parola söylemek gerekiyormuş ki, bunu da anlamadım, çünkü kapısında bekleyenlerin büyük çoğunluğunun şehir dışından geldiğini görüyorsunuz. Buraya gitmek isterseniz, bir şekilde bu parolayı öğrenmeniz gerekiyor ki, bu parolayı söyleyenleri içeri alıyorlarmış.

Ukrayna Lviv
Ukrayna Lviv
Ukrayna Lviv
Ukrayna Lviv

GEZİLECEK YERLER

Öncelikle şunu bilmelisiniz ki tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Şehirdeki gezinize öncelikle; tarihi şehir merkezinden başlamanızı öneririm. Burada: kendine has mimari özelliklere sahip binalar göreceksiniz.

Öte yandan: şehrin farklı yerlerinde de, en az 4-5 etkinlik sürdürülmektedir ki, bunlar arasında: filarmoni orkestrası konserleri, sokak dansçıları, opera söyleyenler görebilirsiniz. Gezilecek yerler dışında, şehirde, turizmi etkinleştirmek için sık sık festivaller de düzenleniyor. İlkbaharda Virtuosi Müzik festivali ve Sonbaharda Zoloty Lev festivali düzenleniyor. Kasım ayında ise: Opera festivali yani Solomia Kryshelnytska düzenleniyor.

Ukrayna Lviv Old Town
Ukrayna Lviv Old Town

OLD TOWN

Bu tarihi şehir merkezi, 1998 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Zamovka tepesinin altında, Poltava nehrinin kıyısında bulunan buranın: Orta Avrupa, Baltık, Akdeniz ve Asya’yı birbirine bağlayan önemli ticaret yollarının kesişim noktasında bulunması nedeniyle, özellikle MS.5’nci yüzyılda büyük önem kazandığı belirtilmektedir. Bu önem nedeniyle: buradaki kasaba süratle gelişmiş ve 13’ncü yüzyılda refah üst düzeye ulaşmıştır.

Hatta: Kiev krallığı döneminde, şehir, Doğu Slav topraklarının ana şehri statüsüne ulaşmıştır. 1272 yılında şehir, Polonya tarafından ilhak edilir. Ancak: bu sırada şehirde Ereni ve Yahudi toplulukları, Katolik gurupları kendi kendini yöneten pozisyonundadırlar. Aralarındaki yoğun rekabet nedeniyle, birçok mimari ve sanatsal başyapıt yapılmıştır. 1772 yılında Avusturyalılar burayı işgal edince, şehir, yeni Avusturya eyaletinin başkenti olmuştur.

Avusturya yönetimi altında, şehrin surları tasfiye edilmiş ve birçok dini vakıf kapatılmıştır. Evet: şehrin kalbi, uzun yıllar boyunca: ortaçağ döneminde geliştirilen yüksek kale ve çevresindeki alandır. Bu alanda, kale yanında beş kilise bulunur ve bölgenin orijinal düzeni: o zamanlarda Doğu Avrupa’da şehir planlama sisteminin en güzel örneklerinden birisi olarak kabul edilmektedir. İnce Rönesans ve barok tarzı evler, özgün ortaçağ düzenini koruyarak, özellikle Rynok meydanı ve çevresinde günümüze kadar ulaşmıştır.

Ukrayna Lviv Rynok Meydanı

RYNOK MEYDANI

Özellikle “Rynok Meydanı” ilginizi çekecektir. Pazar Meydanı olarak da isimlendirilen bu meydanda: şehirdeki bütün etkinlikler sürdürülmektedir. Hatta: bu meydandan binebileceğiniz tramvay ile: şehrin her tarafını gezebilir ve önemli yerleri görebilirsiniz. Evet, 500 yıl boyunca, şehrin siyasi, kültürel ve ticari hayatının merkezi olan bu meydana, yolunuz düştüğünde, “Victorian Tea House” denilen yere uğramanızı da öneririm.

Burada, birçok ülkenin yerel çaylarını, böğürtlenli pastaları ve sandviçleri deneyebilirsiniz. Şehrin en kalabalık meydanı, günün her saatinde doludur. Meydanın tam ortasında; Belediye binasındaki kuleye çıkarsanız: şehrin güzel bir manzarasını izleyebilirsiniz.

Ama, yaklaşık 3 bin basamak tırmanmanız gerektiğini hatırlatırım. Ama, muhteşem güzel manzarayı izlemek için inanın değer. Aslında zaten 10 grv verdiğinizde bir süre asansörle çıkıyorsunuz ama son noktaya kadar asansörle çıkma imkanı yok. Asansörle çıktığınız yerden sonra da birçok merdiven basamağı tırmanmanız gerekiyor.

Ukrayna Lviv Shevchenko Bulvarı

SHEVCHENKO BULVARI

Şehirde: bütün ünlü mağazalar, kafeler, publar ve restoranlar, bu cadde üzerinde bulunuyor. Bu bulvarı mutlaka ziyaret etmelisiniz ki, şehirli bayanlar tüm güzelliklerini, bu bulvar üzerinde gezerek hani derler ya arz-ı endam ediyorlar.

Ukrayna Lviv Liçakiv Mezarlığı
Ukrayna Lviv Liçakiv Mezarlığı
Ukrayna Lviv Liçakiv Mezarlığı
Ukrayna Lviv Liçakiv Mezarlığı

LİÇAKİV MEZARLIĞI

Şehirdeki bütün turistik yerler arasında, aslında en çok ilgi çekeni, bu mezarlıktır. 1787 yılında kurulan bu mezarlık şehir merkezinde, yürüyüş mesafesindedir. Bu mezarlıkta: tüm politikacılar, yazarlar, oyuncular, dünya çapında tanınan opera sanatçılarının mezarları bulunuyor. Ancak, bu mezarların en büyük özelliği: hepsinin birer sanat şahaseri gibi düzenlenmiş, heykellerle zenginleştirilmiş olmasıdır.

Uçsuz bucaksız görüntüsü ve mermer heykellerle süslenen bu mezarlığın peyzajı: üniversitenin botanik bahçelerinin şefi Karol Bauer tarafından yapılmıştır. Bu nedenle şehre gelen her turist gurubu, buraya rehberli turlarla gidiyor. Evet, burada 400 binden fazla mezar bulunduğu söyleniyor.

Ukrayna Lviv Ecza Müzesi

ECZA MÜZESİ

Müzeye giriş, sadece 5 Gravinastır. Burada: eski eczane şişeleri, eski ahşap kavanozlar, antika terazi ve malzemeyi eritmek ve öğütmekte kullanılan havan ve ilaçlarını görmek mümkündür. Müze, 20 dakikalık bir rehberli turla gezilebiliyor. Her ne kadar müze denilse de, bu eczanenin hala işlediği de görülüyor. Evet, yaklaşık 100 yıl önce inşa edilen bu eczaneye küçük bir gezi yapabilirsiniz. Öte yandan, Lvivlilerin eczanelere düşkün olduğu bir gerçektir ve günümüzde de şehrin birçok yerinde, birçok eczane görebilirsiniz.

SANAT GALERİSİ

Şehir merkezindeki bulunan bu galeride: 24 salonda, Hollandalı, Fransız, İtalyan ve İspanyol ekolündeki birçok sanatçının 400 civarında eserlerini görmek mümkündür. Evet: Ukrayna’nın en büyük ve en iyi sanat müzesidir. Polonya sanat koleksiyonu: Polonya ülkesi dışında eşsizdir. Özellikle, burayı ziyaret ederseniz: I. Dünya savaşı öncesinde, Galiçya bölgesini gösteren sanatçılar Malczewski ve Mehoffer’in resimlerini görmenizi öneririm.

Ukrayna Lviv Potocki Sarayı
Ukrayna Lviv Potocki Sarayı
Ukrayna Lviv Potocki Sarayı
Ukrayna Lviv Potocki Sarayı

POTOCKİ SARAYI

Şehir merkezinde, Kopernika bölgesindedir. Potocki ailesi: bir zamanlar, Avrupa’nın en güçlü ailelerinden birisi olarak tanınırlarmış. Bölgedeki Polonya hakimiyeti bitince, Potocki ailesinin bireyleri, bölgede hızla yükselmişlerdir. 1880’li yıllarda inşa edilen Potocki Sarayı: Fransız mimar Louis Dauvergne tarafından yapılmıştır.

20’nci yüzyılın başında, bu özel mülke: Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından el konulmuştur. 1972 yılında için, burada büyük bir restorasyon çalışması yapılmıştır. 2000’li yılların başında ise, saray: Ukrayna Cumhurbaşkanı ikametgahı olarak tahsis edilmiştir. Ziyarete açık salonda: 1996 yılında ziyarete açılan sergi salonu gezilebilmektedir. Burası: resim galerisi olarak kullanılıyor.

Ukrayna Lviv Çikolata Fabrikası

ÇİKOLATA FABRİKASI

Şehirde mutlaka görmenizi önereceğim yerlerden birisidir. Buranın satış mağazasında: çeşitli tür çikolatalardan bir çeşit yaratabilirsiniz. Hatta: inanılması mümkün olmasa da, tuzlu çikolata bile yaptıklarını görebilirsiniz. Evet, 5 katlı fabrikada: cafe bar, mağazalar ve bir cafe bulunuyor. Bunlar: birinci ve beşinci kattadır. Burayı ziyaret ederseniz, içeriye girmek için bir süre sıra beklemeniz gerektiğini unutmayın.

Kapalı alan çok dar ve açık havadaki oturma alanı ise çok küçüktür. Buraya yolunuz düşerse, özellikle sıcak çikolata denemenizi öneririm. Çikolata satın almak isterseniz, fiyatları önceden değerlendirmenizi öneririm, biraz pahalı gibi.

Son bir not: şehirde her yıl 9-12 Şubat tarihleri arasında çikolata festivali düzenleniyor. Şehrin sanat sarayında düzenlenen festivalde: ustalar, çikolatadan minyatür şehir yapıyorlar. Ukrayna’nın yabancı ülkelerde nam salmış ünlü çikolata sanatçıları, bu festivallerde ustalıklarını gösteriyorlar.

Ukrayna Lviv Opera Binası
Ukrayna Lviv Opera Binası

OPERA BİNASI

Şehirde görülmesi gereken binaların başında gelmektedir. Bina, 1897 yılında yapılmıştır. Binanın mimari stili “Neo-Rönesans” tır ve Avrupa’nın en güzel opera binalarından birisidir. Svobody caddesindeki binanın özellikle “Aynalı Salonu” olarak bilinen bölümünü görmenizi öneririm. (yapının üst katındadır)

VİRMENSKA SOKAK

Ermeni toplumu: şehirde uzun yıllardır yaşamın içinde olmuştur. Sokak: eşsiz mimarisiyle önem kazanmaktadır. Özellikle Paskalya döneminde Hıristiyan kültürü burada üst düzeyde yaşatılmaktadır.

Ukrayna Lviv Yüksek Kale

YÜKSEK KALE

Buradan gerek şehri ve gerekse çevresinin muhteşem manzarasını görebilirsiniz. Evet, şehrin üzerinde yükselen bir tepe üzerinde, eski ve gölgeli bir park, eski bir kale kalıntısı ve görüntüleme platformu. Bu platformdan biraz önce belirttiğim gibi muhteşem bir manzara izlemek mümkündür. Ancak: buraya çıkmak gerçekten bir işkenceye dönüşüyor. Bayağı yorucu olduğunu unutmayın.

Ukrayna Lviv Ermeni Kilisesi

ERMENİ KİLİSESİ

Çok eski olmasıyla önem kazanmaktadır. Virmenska bölgesinde bulunan dini yapının 1363 yılında yapıldığı söyleniyor. Kubbe mozaikleri, Polonyalı Mehoffer tarafından, 1908 yılında yapılmıştır. Yapının içinde, Avusturyalı ressam Gustav Kilimt’in eserlerini görebilirsiniz.

Ukrayna Lviv St George Katedrali, Sobor Sviatoho Yura

ST GEORGE KATEDRALİ-SOBOR SVİATOHO YURA

Şehir merkezinde, St. Yura meydanındaki bu rokoko mimari stilindeki dini yapı: Avrupa’nın en göz kamaştırıcı yapılarından birisi olarak önem kazanmaktadır. Evet, bu muhteşem yapı: 1744-1761 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapının çan kulesinde bulunan çan: 1341 yılında yapılmış ve bu nedenle Ukrayna’nın en eski çanıdır.

Ukrayna Lviv Folk Architect Museum
Ukrayna Lviv Folk Architect Museum
Ukrayna Lviv Folk Architect Museum

FOLK ARCHİTECT MUSEUM

Burası: Shevchenko ormanı içinde, 60 hektarlık bir alan üzerine kuruludur. Bu alanda: 6 tahta kilise ve 120 yapı bulunuyor. Bunlarla: Ukrayna ülkesinde “Lemkos, Bukovyna, Transcarpathian, Boykos gibi bölgelerin yerel halkının yaşamı canlandırılıyor.

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Ukrayna Lviv Olesko Kalesi
Ukrayna Lviv Olesko Kalesi
Ukrayna Lviv Olesko Kalesi
Ukrayna Lviv Olesko Kalesi
Ukrayna Lviv Olesko Kalesi

OLESKO KALESİ

Burası, bir müze kompleksi olarak önem kazanmaktadır. Yapı: 1390 yılında inşa edilmiştir. Bu nedenle: Ukrayna bölgesindeki en eski yapı olarak önem kazanır. Kale içinde bulunan sergi alanında: geçmiş dönemlerin kültürel atmosferi canlandırılmaktadır. Özellikle: burada bulunan ağaç heykel koleksiyonu ilgi çekmektedir.

PİDGİRTSİ KALESİ

Kale: 1635 yılında inşa edilmiştir. Avrupa’nın en güzel Rönesans saraylarından birisi olarak kabul edilir.

Ukrayna Lviv Zolochiv Kalesi

ZOLOCHİV KALESİ

1634-1636 yılları arasında inşa edilen kale: döneminde Polonya kralı III. John için ikametgah olarak yapılmış ve inşasında köle Kırım Tatarları kullanılmıştır. 1672 yılında, kale 6 günlük kuşatmanın ardından Türkler tarafından teslim alınmıştır. 19’ncu yüz yılda kale bir hastane ve kışla olarak kullanılmıştır. Stalin döneminde ise, kale bir hapishane olarak kullanılmıştır.

Kale duvarının dışında ise, bir şapel ve mezarlık bulunur. 1985 yılında: kale kompleksi, Lviv Sanat Galerisine bağlı olarak restorasyona alınmıştır. Günümüzde kale ziyarete açıktır ve buradaki sergilerde: Dinozor kemikleri, avizeler, kraliyet tacı sergilenmektedir.