Fethiye Ölüdeniz

Fethiye Ölüdeniz

Fethiye Ölüdeniz, Yabancılar için, yurtdışında  herhangi bir turizm aktivitesi düşünüldüğünde, ilk akla gelen resimlerden biridir. Gerçekten: dünya üzerinde pek eşi-benzeri olmayan bir yer. Sakin bir yer, çam ağaçlarının gölgelediği kumsallarında, muhteşem güzellikteki kumsallar ve isteyene sakin bir deniz, isteyene ise dalgaların hareketlendirdiği bir deniz.

Fethiye ilçe merkezinden, Ölüdeniz’e giderken, dik rampanın sonunda, Hisarönü ve Ovacık köyleri vardır. Bunlar: yan yanadır.

OVACIK

Fethiye ilçe merkezine 6 km uzaklıktadır. Ölüdeniz’e ise 5 km uzaklıktadır.

Fethiye eteklerinde küçük bir kasabadır. Babadağ’ın dibinde, Ölüdeniz ile Fethiye arasında bulunan bir plato üzerindedir. Babadağ yamaçlarına yakın olması nedeniyle serin esintiler bulunur. Hisarönü ile aynı yerdedir ve Hisarönü’nün konaklama tesislerinin bulunduğu kısımdır.

Belde son yıllarda kurulan çok sayıda otel ve tatil köyü ile turistik bir merkez olmuştur. Ovacığın hemen bitiminde Hisarönü başlar. Ovacık ve Hisarönü’nün birleştiği yerde, Ölüdeniz yol ayırımı vardır.

Son bir not: Ovacık bölgesinde tepe üzerindeki sur duvarları, 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Fethiye Ölüdeniz Hisarönü

HİSARÖNÜ

Fethiye-Ovacık karayolu üzerindedir. Fethiye Ölüdeniz’e 4 km uzaklıktadır. Fethiye ise 10 km uzaklıktadır.

Çam ormanlarının içindedir. Gündüzleri sakindir. Ancak burası özellikle popüler gece hayatı ile tanınmaktadır. Hisarönü merkezi, akşam saat 19.00’dan sonra araç trafiğine kapanmaktadır. Ölüdeniz ve Fethiye’den daha yüksekte olduğu için, hava nispeten daha serindir.

Burada çok miktarda tatil köyü, otel ve pansiyon bulunmaktadır. Bölgede çok sayıda hediyelik eşya dükkanı da bulunuyor. Mağara ve dükkan yanında, sokak üzerinde sayısız tezgah açılarak çeşitli ürünler satılır.

Ayrıca: restoranlar, barlar, kulüpler ve mağazalar vardır. Özellikle “Barlar sokağı” eğlence için tercih edilmektedir ve özellikle İngiliz turistler oldukça fazladır. Ancak sadece turist değil, bölgede çok sayıda yerleşik İngiliz ve İrlandalı da yaşamaktadır. Restoran ve barlarda, menüler İngilizce ve Paunt olarak yazılıdır. İngiliz yemekleri servis edilir. İngiliz usulü kahvaltılar bulunur. Raflarda İngiliz gazeteleri görebilirsiniz. Yani bunu yazmaktan sıkılsam da, buranın esnafı Türk müşteriyi pek sevmez.

Son bir not: Hisarönü bölgesinde bulunan Roma yapı kalıntıları, 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Fethiye Ölüdeniz Belcekız

BELCEKIZ

Ulaşım

Fethiye Ölüdeniz, Fethiye ilçe merkezine 14 km uzaklıktadır. Yol, çamların arasından ilerler. Yolun son kısımlarındaki yokuştan aşağıya inince, muhteşem bir mavilik, deniz sizi karşılar.

Burası “Belcekız Koyu” dur.

Ölüdeniz lagününün bulunduğu mahalle “Belcekız” olarak isimlendiriliyor.

Belcekız koyundaki kumsaldan yürüyerek Ölüdeniz’e ulaşabilirsiniz.

Fethiye Ölüdeniz

ÖLÜDENİZ

Teke Yarımadasında Fethiye Ölüdeniz Mahallesindedir.

2006 yılında; Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi olan “Bild” gazetesinin düzenlediği ankette “Dünyanın En Güzel Sahili” seçilmiştir.

Fethiye Ölüdeniz: Likya döneminde “Işık ve Güneş Diyarı” olarak tanınmıştır.

Ortaçağ’da ise “Uzak Diyar” olarak tanınır.

Adı gibi durgun bir göl şeklindedir.

Kıpırtısız durur.

Belcekız kıyılarında yoğun dalgalar varken, Fethiye Ölüdeniz’de sadece çırpıntılar görülür.

Dibinde tek bir tane yosun yoktur ve beyaz bir kumla örtülüdür.

Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık “turkuaz” bir renk verir.

Ayrıca: kıyıdaki çamların gölgesi, Fethiye Ölüdeniz e düşer ve ortaya etkileyici bir görüntü çıkar.

Fethiye Ölüdeniz lagünü, Kaptan Cousteau tarafından incelenmiş ve buranın tek hücreli mikro organizmalardan deniz kaplumbağalarına kadar birçok canlıyı barındıran doğal bir akvaryum olduğu belirtilmiştir.

Fethiye Ölüdeniz

Ölüdeniz 2 kısımdan oluşuyor.

1’nci Bölüm: Belcekız bölümüdür.

2’nci Bölüm ise, Lagün bölümüdür.

Her iki bölümü birbirinden Kumburnu ayırır.

Kendisini Yenilemesi

Fethiye Ölüdeniz, hemen hemen her gün kendisini yeniler.

Çünkü: burada yoğun kaynak suyu çıkar.

Dipte, açık denize doğru bir akıntı vardır.

Kaynak sularının yarattığı tuzluluk farkı nedeniyle, açık denizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon vardır.

Gel-git etkisi nedeniyle, 2-3 günde bir Ölüdeniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bunun sonucunda, Fethiye Ölüdeniz’e büyük oranda, açık deniz suyu giriş ve çıkışı sağlanmaktadır.

Ölüdeniz Efsanesi

Bir zamanlar, buradan geçen gemiler, açıkta demirler ve içme suyu almak için sandallarla kıyıya çıkarlarmış.

Yine bir gün yaşlı bir kaptanın genç oğlu, sandalla su almak için karaya çıkar ve “Belcekız” ı görür. Görür görmez de vurulur aşık olur. Kızda buna kapılır.

Ancak, delikanlı suyu alıp dönmek zorundadır.

Gemi uzaklaşıp gider.

Belcekız, hep kıyıyı, sevgilisini gözler.

Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde, sandalla kıyıya su almaya gelir ve görüşürler.

Yine bir gün, gemi, buradan geçerken fırtına çıkar.

Genç, kaptan babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söyler.

Ancak babası oğlunun gönül macerasını ve karadaki Belcekız’ı bilmektedir.

Oğlunun sevgilisini görmesi uğruna, gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünür.

Fırtına, dalgalar ve baba ile oğul arasındaki kavga büyür.

Gemi tam kayalıklara çarpacakken, kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve geminin dümenine iyice yapışır.

Derken deniz döner, çarşaf gibi bir koya girerler.

Oğlan ise orada denizde ölür.

Belcekız, kayaların üzerinde sevgilisini beklerken, öldüğünü görünce kendisi de kayalardan atlayarak intihar eder.

İşte o günden sonra kızın öldüğü yere “Belcekız” ve oğlanın öldüğü yere ise “Ölüdeniz” denir.

Ölüdenizin rengi, günün değişik saatlerinde değişip durur ve bu durumun, iki aşık oğlan ve kıza denizin yandığını söylerler.

Fethiye ÖlüdenizKıdrak Tabiat Parkı

 

KIDRAK TABİAT PARKI

Kıdrak koyu, Fethiye Ölüdeniz’in ilerisinde, Kayaköy’e yaklaşık 16 km uzaklıktadır. Fethiye merkeze 12 km ve Ölüdeniz’e 3 km uzaklıktadır.

Babadağ eteklerindeki bölge: 1983 yılına kadar Orman içi dinlenme yeri iken, bu tarihte “Tabiat Parkı” olarak ilan edilmiştir.

Çünkü flora zenginliği ve orman, deniz, sarp kayalıkların oluşturduğu doğal peyzaj koruma altına alınmıştır. 1’nci derece doğal sit alanıdır.

950 hektarlık alanda ilan edilen Kıdrak Tabiat Parkı içine, Ölüdeniz de dahil edilmiştir.

Alan: Fethiye Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsar.

Fethiye Ölüdeniz’den buraya karayolu bulunmaktadır.

Fethiye Ölüdeniz Kıdrak Plajı

Kıdrak Plajı

Fethiye Ölüdeniz biraz ilerisindedir. Ölüdeniz kalabalığından sıkılmış olanlar burayı tercih ediyorlar.

Milli Park alanı olması nedeniyle buraya giriş ücretlidir. (Araç girişi 27 TL. dir.) Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra biraz yürümek gerekiyor.

Kıdrak Plajı: 2017 yılında Tabiat Parkı olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, burada birçok ağaç türü ve birçok kuş türü bulunmaktadır. Ayrıca yaban hayatı da mevcuttur.

Sessiz ve sakin bir yerde, plaj istiyorsanız, burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burada ayrıca: piknik, yürüyüş, kuş gözlemi ve fotoğrafçılık yapabilirsiniz.

Tabiat parkında bir işletme bulunuyor. Bu işletmeye ait bölgede: karavan veya çadırla konaklama yapabilirsiniz. Tuvalet ve duşlar bulunuyor.

Koyun en büyük özelliği: yamaç paraşütü yapanların genellikle iniş için kullandığı alandır. Yani güneşlenirken, tepenize inen rengarenk paraşütleri izleyebilirsiniz.

Piknik Alanı

Kumsal hariç, ağaçların altında çokça dinlenme alanları vardır. Ancak piknik alanı fazla büyük değildir. Park alanına dışarıdan yiyecek-içecek getirmek serbesttir.

Fethiye Ölüdeniz Piknik Alanı

Plaj-Kumsal

Plaj, kumluktur.

Sahilde şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür. Plajda, soyunma kabini, duş ve tuvalet bulunuyor.

Giriş ücreti ödemenize rağmen şezlong ve şemsiye için de ücret ödemeniz gerekiyor.

Fethiye Ölüdeniz

Deniz

Deniz birden derinleşiyor bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için uygun değildir. Suyu tertemiz ve berraktır. Deniz serin, hafif dalgalı ve kum-çakıl karışımıdır.

Ancak deniz yoğun şekilde taşlıktır, bu yüzden deniz ayakkabısı kullanmak şarttır.

Fethiye Ölüdeniz Kumburnu Tabiat Parkı

 

KUMBURNU TABİAT PARKI

Belceğiz’İn kuzeybatısında, Kıdrak Tabiat Parkı sahasının içindedir. Park alanına giriş ücretlidir. Otopark ve giriş ücreti 25 TL. dir. Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra plaja ulaşmak için 150 metre kadar yürümek gerekiyor. Dikkat buraya yaya olarak girerseniz ücret alınmıyor. (Eskiden 7 TL. giriş ücreti alınıyordu.)

Çevresi dağlarla çevrilidir.

Tabiat Parkı, Muğla Valiliğine bağlı MUÇEV (Muğla Hizmet Vakfı) tarafından işletiliyor.

Burada: 100 metrelik bir mesafenin, saha koruması yapılarak sürekli temiz kalması sağlanıyor. Bu mesafeye giren atıklar, görevliler tarafından anında temizleniyor.

Günübirlik ziyaretler için kullanılmaktadır.

Halen burada iki küçük kafeterya bulunmakta ve fast-food türü yiyecek ve içecekler satılmaktadır. Piknik yapmak isteyenler için, piknik alanı düzenlenmiştir.

Fethiye Ölüdeniz Kumburnu Halk Plajı

 

Kumburnu Halk Plajı

Fethiye bölgesindeki mavi bayraklı 3 plajdan birisi burasıdır.

Plaj 2 km uzunluktadır.

Plaj bölümünde: su sporları yaptıran bir işletme bulunuyor. Ayrıca duş ve tuvaletler bulunmaktadır.

Plajda şezlong ve şemsiye kiralamak imkanı bulunmaktadır. (şezlong 15 TL ve şemsiye 15 TL. dir.)

Denize gelince, deniz tabanı taşlık ve hatta kayalıktır ve birden derinleşir. Bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu ailelere uygun değildir. Isıran balıklar burada da vardır.

BABADAĞ

1975 metre yükseklikteki Babadağ üzerinde kurulu B tipi mesire alanı, Babadağ’ın 1965 metre rakımındadır ve yaklaşık 810 hektar büyüklüktedir.

Paraşüt yapmayacaksanız, Babadağ’da Bayrak Zirveye kadar çıkın ve çevreyi ve paraşüt yapanları izleyin. Burada “Zirve Kafe” diye bir mekan bulunuyor, oldukça güzel bir yerdir.

Burası, Fethiye Ölüdeniz e yamaç paraşütü atlayışı için kullanılmaktadır.

Babadağ yamaç paraşütü için ayrı yükseklikte 4 tane piste sahiptir. Hava şartlarına ve rüzgar durumuna bakılarak hangi pistten atlayış yapılacağına profesyonel pilotlar karar veriyorlar.

Sadece: paraşüt atlayışı ve manzara izlemek için gelenler tarafından kullanılabilir.

Ancak: buraya ulaşım oldukça dik ve stabilize yolla sağlanır. Paraşüt atlayışı yapacak olanlar buraya özel ciplerle çıkarılırlar. Bu yolculuk yaklaşık 50 dakika sürer.

Fethiye Ölüdeniz Skywalk Teleferik Projesi

 

Skywalk Teleferik Projesi

Proje tamamlandığında, Ölüdeniz ile Babadağ zirvesi arasında ulaşım sağlanacaktır. Bu hareket, Babadağ’ın karlı zirvesi ile yine Ölüdeniz arasında kış aylarında da devam edecektir.

Fethiye Ölüdeniz Teleferik

Teleferik projesinin başlangıç yeri: Ovacık Mahalesindeki Yasdam Caddesidir. Bitiş yeri ise, Babadağ zirvesindeki 1700 metrede bulunan pistin hemen yanındadır.

1700 metre yüksekliğe çıkacak olan teleferik, 61 kabinlidir ve seyahat süresi 7 dakikadır.1800 ve 1900 metrelik pistlere ulaşım ise telesiyej ile sağlanacaktır. Proje dahilinde 1700 ve 1900 metre pistlerinde restoran ve seyir terası yapılacaktır.

Fethiye Ölüdeniz Paraşüt Atlayışı

Paraşüt Atlayışı

Deneyimli bir pilot eşliğinde başlayan uçuş, 35-40 dakika sürer. Uçuşu tamamladıktan sonra yamaç paraşütü atlayışı yapanların inmesi için ayrılmış alana iniliyor.

Fethiye Ölüdeniz Faralya Köyü

 

FARALYA KÖYÜ

Fethiye merkeze 28 km ve Fethiye Ölüdeniz e 8 km uzaklıktadır.

Fethiye Ölüdeniz den; buraya ulaşım için alternatiflerden birisi: Likya yolu üzerindeki Kelebekler Vadisinden, yukarıya yürüyerek ve zaman zaman iplere asılarak tırmanmaktır.

Diğer ulaşım şekli ise, araba ile buraya ulaşmaktır.

Köyün ismi “Uzunyurt” olarak değiştirilmiştir.

Köy, denize meyilli bir yamaç üzerindedir.

Denizden 440 metre yüksekliktedir.

Köy: yemyeşil bir cennete benzer.

Dağlardan gelen rüzgarlar sıcak yaz günlerinde insanın içini rahatlatır. Köy, yüzünü Akdeniz’e dönmüş ve sırtını Babadağ’a yaslamıştır. Kızılçam ormanlarıyla bir cennet gibidir.

Köy: Hisar, Orta Mahalle ve Kabak Mahallesi olarak üç mahalleden oluşmaktadır.

Köy halkı, hayvancılık ve turizm ile uğraşmaktadır. Özellikle bal üretimi yaygındır ve burayı ziyaret ederseniz, bence mutlaka tatmalısınız.

Köyde; sakin ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için pansiyon, otel, bungalov ve çadır kamp yerleri bulunuyor.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Vadisi ve Kabak Koyu

 

Kabak Vadisi ve Kabak Koyu

Fethiye merkeze 31 km dir. Kelebekler vadisine yakındır.

Buraya gerek teknelerle denizden ve gerekse dolmuşlarla karadan gidebilirsiniz.

Vadi yüzlerce metre yükseklikteki yamaçlarla çevrilidir. Bu yamaçların yükseklikleri 800 metreyi bulabilmektedir. Kanyonun bitiminde, vadi yaklaşık 200 metre genişlikte bir plajla sonlanır.

Kabak koyu: doğa tutkunları için, yörede mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Koyu

Likya yolu üzerindedir.

Koy, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Çünkü: dünya üzerinde koruma altına alınmış 100 dağdan biri olan Babadağ eteklerinde bulunan Kabak Koyu, Türkiye’de nadir rastlanan bir jeolojik yapı olan kanyon biçimindedir. Doğal hayatın devamlılığını sağlamak için bölgede büyük oteller yoktur.

Burada kamp alanlarında bungalovlarda kalabilir veya çadır kurabilirsiniz. Hatta ağaç evler bulunmaktadır. Tesislerde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği veriliyor.

Ölüdeniz’den sonra en güzel kumsal buradadır.

Fethiye Ölüdeniz Kabak Koyu

Koyda 200 metre uzunluktaki sahilin bir kısmı taş bir kısmı kumludur.

Kumsal Sit alanı olduğu için herhangi bir tesis bulunmuyor. Tesis olmadığından doğal olarak şezlong ve şemsiye de bulunmuyor. Yani kendi şemsiyenizi götürmelisiniz.

Deniz ise, temiz ve parlaktır. Ancak kalabalık sezonda yani Temmuz ve Ağustos aylarında deniz aşırı kalabalık olması nedeniyle bulanık olabiliyor. Denizde su seviyesi birden derinleşiyor, bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için sıkıntılı bir yerdir, dikkat etmek gerekir.

Fethiye Ölüdeniz Kelebekler Vadisi

 

KELEBEKLER VADİSİ

Vadiye kara ulaşımı yoktur. Sadece Ölüdeniz’den kalkan teknelerle buraya ulaşabilirsiniz. Tekneler vadinin koy kısmına gidiyor, bu koyun ismi “Güdürümsü Limanı” dır.

Babadağ’ın eteklerindedir.

Babadağ: sahil olduğu endemik türler nedeniyle, UNESCO Dünya Mirası için önerilmiştir.

Vadi, 350 metreye ulaşan sarp kayalarla çevrilidir.

Vadi, her türlü yapılaşmaya kapalıdır.

İsmini barındırdığı 80’den fazla kelebek türenden ve özellikle “Kaplan kelebeğinden” almaktadır.

Vadide kayalarda, ağaçların gövdelerinde ve yapraklarında, milyarlarca kelebek bulunmaktadır.

Bu kelebeklerin yarattığı bu örtü, önce fark edilmiyor ancak bir ses veya bir hareket nedeniyle, havalanan kelebekler, gökyüzünü sarıyor.

Vadi: 1995 yılında 1’nci derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Yani, burada yapılaşma yasaktır.

Fethiye Ölüdeniz Kelebekler Vadisi

Vadiye giriş ücretlidir.

Burada konaklama isterseniz: çadır ve bungalov tercihleri bulunmaktadır. Konaklayanlar için vadide bir restoran, bar ve büfe vardır.

Yukarıda belirttiğim gibi, buraya ulaşmanın en kolay yolu teknelerdir.

Ancak Babadağ eteklerinde Kelebekler Vadisine ulaşan iki tane patika bulunmaktadır.

Bu patikalardan bir tanesi “Şelalelere” ve diğer patika ise “Faralya köyüne” gitmektedir.

Belli bir tecrübeniz varsa, sadece 1’nci Şelaleye kadar gitmeniz önerilir, gerisi tehlikelidir.

Faralya köyüne giden patika ise daha tehlikelidir, hatta birçok yerde ilerlemek için ip yardımı ile yukarı çıkmak gerekir.

GEMİLER KOYU

Ölüdeniz’in batısında yaklaşık 7 km uzaklıktadır.

Kaya Mahallesinin arkasındaki tepenin hemen arkasında, zeytin ve çam ağaçlarının arasında “Gemiler Koyu” bulunmaktadır

Gemiler koyu ve plajı: korunaklı oluşu ve güzel kumsalıyla gerek tekneler ve gerekse karayolu ile buraya ulaşanlar tarafından yoğun tercih edilmektedir. Karayolu ile, buraya Fethiye-Hisarönü-Kayaköy yolundan ulaşmak mümkündür.

Kayaköy, buraya 5 km uzaklıktadır. Birçok ziyaretçi, buraya Kayaköy’den yürüyerek gelmektedirler. Ancak buraya araçla da ulaşmak mümkündür.

Koyda, plaj işleten bir işletme bulunuyor. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür. Sahilde kano ve deniz bisikleti kiralayabilirsiniz.

GEMİLER ADASI

Gemiler koyunun tam karşısında ise, Gemiler adası vardır.

Adanın diğer ismi “St Nicholas” (Aya Nicola) adasıdır.

Adaya, tekne ile geçilebiliyor.

Adaya giriş ücretlidir. Müze kartı olanlar, ücretsiz girebiliyorlar.

Adada, MS 5 ile 13’ncü yüzyıllar arasında, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim görülür.

Bu dönemlere ait: sarnıç, konut, depo ve kilise kalıntıları vardır.

Büyük kilisenin freskleri iyi durumda günümüze ulaşmıştır.

Deniz kıyısında ise sarnıç kalıntıları vardır.

Kalıntılar arasında en ilgi çeken yer: iki kilise arasındaki 500 metrelik tüneldir.

Tünel bazı kısımları yıkık olarak günümüze ulaşmıştır.

Tünel içindeki merdivenlerin aralarında 17 durak vardır.

Bunlar: İsa’nın çarmıha gerilmeye götürülürken 17 kere dinlenmesini temsil eder.

MS 240-241 yılları arasında meydana gelen deprem sonucunda, kıyıdaki kalıntıların bir kısmı suların altında kalmıştır ve günümüzde bu batık kalıntıları, denizde 2 metre derinlikte görülebilmektedir.

1990 yılında bir Japon arkeoloji heyeti tarafından yapılan araştırmalarda, adanın erken Hıristiyanlık döneminde bir ziyaret yeri olduğu, çünkü adada denizcilerin azizi St Nicholas’in yaşadığı tespit edilmiştir.

Evet bu adayı ziyaret etmeyi düşünürseniz, özellikle gün batımını izlemenizi şiddetle öneririm.

Fethiye Ölüdeniz Yediburunlar Köyü

 

YEDİBURUNLAR KÖYÜ

Ölüdeniz ve Patara plajları arasındadır.

Yolu biraz zorludur. Ancak büyüleyici manzaralar sunmaktadır.

Köy, eski dönemlerde “Kutsal Burun” (Hiera Akra) olarak tanınmaktadır.

Köy, denizden 600 metre yüksektedir ve harika bir manzara görülmektedir. Yüksek konumu nedeniyle havası bunaltmaz.

Güneye doğru: sırasıyla Yediburunbaşı, Kötü, Sancak, İnkaklık, Yassa, Kılıç ve Zeytin burunlarından oluşmaktadır.

Evet, Yediburunlar köyünde denize ulaşmak için, Likya yolu üzerinden bir yürüyüş parkurundan denize inmeniz gerekiyor.

Bu parkurun bir kısmı “Kabak koyu” na doğru ayrılıyor. Diğer kısım ise özel bembeyaz bir koya açılıyor. Ancak: 450 metre yükseklikteki yamaçtan, 2.5 km lik bir parkurdan aşağıya inmek gerekiyor. Aşağıda deniz kıyısındaki koyda herhangi bir tesis bulunmuyor.

Fethiye ören yerleri.

Fethiye merkezi gezilecek yerler.

Fethiye kayaköy ve çevresi.

Fethiye genel bilgiler.

Fethiye Göcek ve çevresi.

Fethiye Girme kaplıcaları.

Fethiye Saklıkent.

 

 

 

İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.imam rıza mezarı.1
İran Meşhed Mashhad

 

İstanbul-Meşhed arası uçak yolculuğu yaklaşık 3 saat 45 dakika kadar sürüyor.

Hava alanında pasaport işlemleri çok uzun sürmüyor.

Şehrin kelime anlamı “şehadet yeri” yani “ism-ı mekan” dır.

Şehir, İran ülkesinin ikinci büyük şehridir ve ülkenin kuzeydoğu köşesinde, Horasan olarak bilinen dağlık bölgede kurulmuştur.

Bu şehrin en büyük özelliği, büyüklüğü yanında şehrin kutsal sayılan bir şehir olmasıdır. Çünkü burada İmam Rıza’nın türbesi var. MS. 820 yılına kadar önemsiz bir yer olarak gelen yerleşim yeri, bu tarihte Şiilerin 8’nci imamı burada suikast sonucu öldürülünce, Meşhed yani şehitler mertebesi ismini alır.

Takip eden süreçte, 1400’lü yıllara doğru Moğollar buraya gelir ve şehri yakıp yıkarlar. Ardından, çevreden buraya gelen insanlar, türbenin çevresinde yerleşmeye başlarlar.

Meşhed, İmam Rızanın türbesi, 9. Yüzyılda yapılmıştır. Afganistan sınırına yakın, doğu İran da bulunan şehir, dini turistler için popüler bir yerdir. Her yıl, şehrin 12 milyon kişi tarafından ziyaret edildiği söyleniyor.

İmam Rıza, Şii İslam inancında 8 nci imamdır. Türbesi, dünyanın en büyük camisidir.

Mashdad Firdevs in mezarına, Şehname arkasında İran şair, ulusal epik ev sahipliği yapmaktadır.

Humeyni devriminden sonra, Meşhed bölgesine yerleşmek isteyen 2 ve 3 çocuklu İranlı ailelere ev yapmaları için devlet tarafından ücretsiz yer tahsis edildiği söyleniyor. Böylece bölgenin nüfusu hızlı bir şekilde artmış ve günümüzde burada 2.5 milyon insanın yaşadığı söyleniyor.

Şehir iklimi genellikle ılımındır, sadece sert geçen kışlar, burayı ziyaret için tercih edilmemelidir. Özellikle sonbaharda ziyaret edilmesi önerilir.

iran.meşhed.genel.en başa bunu koyalım.
İran Meşhed Mashhad

Ulaşım

Meşhed uluslar arası havaalanı ile İstanbul arasında direkt bağlantı vardır.

Karayolu düşünürseniz: Tahran 900 km uzaklıktadır. Tren düşünürseniz, Tahran Meşhed arasındaki tren yolculuğu 10-14 saat arasında sürmektedir.

iran.meşhed.genel.1
İran Meşhed Mashhad

 

Alışveriş

Şehirde para değişimi sokaklarda ve genellikle alışveriş alanlarının çevresinde yapılıyor. Birçok mağazada Amerikan Doları, İngiliz Sterlini ve Euro ve hatta Hint Rupisi değişimi rahatlıkla yapılabiliyor. Ancak kredi kartı, banka kartı kesinlikle kabul edilmiyor.

Şehirden almanızı önereceklerim şunlardır: kuru meyveler, tuzlu fındık, safran, akik gibi değerli taşlardan oluşan takı ve kolyeler, turkuaz, yakut ve zümrüt, 18 ayar altın takı (İran altınları kırmızı renklidir), parfüm, dini hediyelik eşya, eşarplar ve gümüş takılar, halı ve kilimler satın alabilirsiniz.

Çünkü Meşhed, halı dokuma endüstrisinin önemli bir merkezidir. Meşhed halıları, genellikle parlak ve akıllıca işlenen renkler nedeniyle, bir odaya hayat veren renkleri taşır. Onların renk şemaları, genellikle kırmızı ya da mavi tonlardadır.

En iyi yünlerle üretilirler. Düğüm sayısı değişir ve halı kalitesini ortaya koyar. Fiyatlarına gelince, Meşhed halılarının metre karesi genellikle 3-15 dolar arasında değişir.

Baharat olarak belirttiğim safran: dünyanın en pahalı baharatlarındandır. Safran elde etmek için, 70-250.000 arasında çiçek kurutmak gerekir. Ayrıca çiçeklerin tam olarak sonbaharda açması ve toplanması gerekir.

Ancak renk ve aroma vermesi için çok küçük bir miktar yeterlidir. Fazlası yiyecekleri acı yapar. Safran: ilaç, parfümler ve boya maddesi olarak antik Mısır ve Roma döneminde çok kullanılmıştır. 7’nci yüzyılda Çin’e ulaşmıştır. Ortaçağda ise Avrupa’da yayılmıştır.

Son bir not, şehirden kurutulmuş küçük kırmızı üzümler satın alabilirsiniz, bunları pilav üstüne koyarak tüketiyorlar.

 

Ne Yenir

Şehirde meşhur İran tatlıları olan “Gez” ve “Sohaan” mutlaka denemenizi öneririm. Ayrıca şehirde chello kebabı (pilav ve kızarmış köfteden oluşur) ve Chello Murgh (pirinç ve tavuktan oluşmaktadır) deneyebilirsiniz.

Şehrin birçok pastanesinde, İran’a özgü taze pişmiş ekmekler bulunur. Popüler içecek olarak: şekerli siyah çay tercih etmelisiniz.

Özellikle Hezardestan Geleneksel Çayevi İran ülkesinin en ünlü çay evlerinden birisidir. Burada arka planda canlı müzik çalar. Mekan İran antikaları ve kilimleri ile döşenmiştir.

Son bir not: İmam Rıza türbesinde bazen sofra düzenleniyor. Sade bir sofra olmasına rağmen yiyeceklerin lezzeti dikkat çekiyor.

Ama en önemlisi, lavaş ekmekle birlikte yenen pilav ve etli mercimek yanında, özellikle Hindistan ve dünyanın diğer yörelerinden gelen Şiilerin, ekmek parçalarını ve biraz pilavı bir poşete doldurmalarıdır.

Söylenenlere göre, bulundukları yerlerde hastalara şifa vermesi için böyle yapıyorlarmış. Ayrıca yine çıkış kapısında bekleyen kadınlar, sofradaki ekmek parçalarından kendilerine verilmesi için yalvarıyorlar.

iran.meşhed.genel.başa koyalım harita
İran Meşhed Mashhad

GEZİLECEK YERLER

iran.meşhed.imam rıza mezarı.2
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.imam rıza mezarı.en başa koyalım
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.imam rıza mezarlığı.3
İran Meşhed Mashhad

 

 

İmam Rıza Türbesi-İmam Reza Holy Shrine-Estan-ı Gods-Astan Kuds

Şehir, İmam Rıza türbesinin çevresine inşa edilmiştir ve kutsal türbenin çevresindeki kutsal alanlar “Bast” olarak bilinir. Bast: diktatörlerin zulmünden kaçanların ve zülüm altındaki insanlar için iyi bir sığınaktır.

Dünyanın birçok ülkesinden her yıl yaklaşık 15 milyon insan burayı ziyaret ediyormuş. Çünkü İmam Rıza’nın türbesini ziyaret edenlere “Meşhedi” unvanı veriliyormuş.

Şehirde bütün yollar bu türbenin bulunduğu yere bağlanıyor.

İmam Rıza Türbesi, Estanı Gods Rezavi Külliyesi denen bir yerdedir. Bu külliye içinde türbe ile birlikte iki müze, bir kütüphane, bir üniversite, cami ve medreseler bulunuyor.

Önce kısaca Hz Muhammed’in torunu, Hz Hüseyin’in torunu İmam Rıza’dan söz etmek istiyorum. Şiilerce kutsal sayılan 12 imamın 8’nci olan İmam Rıza, bu şehirde yaşamış ve yine burada 203 yılında Halife Me’mun tarafından zehirli üzüm yedirilerek öldürülmüştür.

Üzüm yedikten sonra zehirlenerek öldüğü için, Shiraz şehrinde üretilen dünyaca meşhur üzümlerin üretimi uzun süre durmuştur. Çok sonraları üzüm üretimi yeniden başlamıştır. (Shiraz şehri yazısında bu konudan söz ettim)

İmam Rıza’nın Halife El Me’mun emriyle zehirlendiği düşünülmektedir.

İmamın türbesi dünyada Şiiler için kutsal bir yer olarak kabul edilir. El Me’mun, babası Harun Reşit’i de Meşhed şehrine getirtmiş ve vefat ettiğinde buraya defnettirmiştir. İmam Rıza vefat ettiğinde, Harun Reşit’in mezarının yanına defnedilmiştir.

Günümüzde Şiiler kendisine kızsa da İmam Rıza türbesi, ilk olarak Emevi Sultanı El Me’mun tarafından yaptırılmıştır. 993 yılında Gazneli hükümdarı tarafından türbe yıkılmış ama 1009 yılında oğlu Gazneli Mahmut tarafından tamir edilerek genişletilmiştir.

Efsaneye göre: türbenin yapımı sırasında tuğla lazım olur. Ancak çalışanlar havanın çok sıcak olması nedeniyle tuğla yapımına ilgi göstermezler. Bunun üzerine, Şah Abbas, çamura altın sikkeler atar ve çalışanlar bunun üzerine, bu altın sikkeleri bulmak için çamuru o kadar iyi yoğururlar ki, çok sağlam tuğlalar elde edilir.

İmam Rıza türbesi, iki altın minaresiyle birlikte özel olarak inşa edilmiştir. Minareler, kubbenin iki tarafında kubbeye yakındır. Ancak iki minare, birbirlerine uzak yapılmıştır. İmam Rıza caddesinden Haram bölgesine girildiğinde minareler ve kubbe görülebilir.

Zaten bu durum bilerek yapılmıştır. Meydana yakın minare Şah Tahmasb Safavi tarafından yaptırılmıştır ve 40.5 metre yüksekliktedir.

Diğer minare, Nadir Şah zamanında yaptırılmıştır. Altın kubbenin yüksekliği 31.20 metredir. Büyük bir yazıt, Ali Rıza Abbasi tarafından yuvarlak yazılmıştır. Kubbe aynı zamanda Meşhed şehrinin sembolüdür.

Duvarlar 20 cm kadar mermerle, 92 cm kadar Sultan Sanjari fayansı olarak bilinen pahalı fayansla kaplıdır. Fayans üzerine, ayetler oyulmuştur. Ayrıca Safevi döneminin ünlü calligraphisti tarafından, 80 cm genişliğinde Kur-anı Kerim Suresi yazılıdır.

Kapıdaki görevliler içeri çanta almıyorlar. Üst araması yapılıyor, içeriye kesinlikle fotoğraf makinası, cep telefonu ve herhangi bir çanta sokulması kesinlikle yasaktır. Çantayı, fotoğraf makinası ve cep telefonlarınızı kilitli emanet dolaplarına bırakıp fiş alıyorsunuz. Giriş ücreti, 5000 riyal.

İçeride fotoğraf çekilmesi kesinlikle yasak. Ancak cep telefonu ile fotoğraf çekenleri görmek mümkün. İçerisi çok kalabalık. Çok büyük bir kompleks, çok güzel yapılmış ve süslenmiş. Bayanlar girişte “çador” denilen bir tür çarşaf giymek zorundalar. Yani İran’ın diğer bölgelerinde baş kapatılıp bir miktar saç görülmesine bir şey denmemesine rağmen burada tamamen kapanılmasını istiyorlar. Zaten kadın ve erkeklerin girişleri ayrı kapılardan yapılıyor.

Ara sıra 5-6 kişinin koşar halde ve tekbir sesleriyle, bir tabutu sırtlarında içeri götürüp tekrar yine koşar halde dışarı çıkardıkları görülüyor. Tabutun kapağı yok, cenazenin üstünde sadece bir örtü var.

Türbeyi ziyaret etmek isterseniz, mutlaka başınızı kapatmanız gerekiyor. Türbe içindeki kadın görevliler, başı açılmış olanları ikaz ediyorlar. Kadınlar ve erkekler ayrı kapılardan giriyorlar. İçeri girildiğinde ağlayanlar, feryat edenler göreceksiniz.

Türbenin içi tamamen kristallerle işlenmiş, dışı ise çini motiflerle süslenmiştir. Kubbe altın kaplamadır.

Muhteşem ve parıldayan altın kubbesi, altın parmaklıklarla çevrilmiş mezar alanında, ziyaretçiler ikişer sıra halinde dönerek dua ediyorlar. İran dışından, Hintli, Iraklı, Suriyeli, Pakistanlı Şiilerde burayı ziyarete geliyorlar.

Burada, ziyaretçiler taşlara ellerini, yüzlerini sürüyorlar ve şifalı olduğuna inandıkları suyu içiyorlar. Ayrıca pırıl pırıl ve mermer avlularda yerlere halılar serilmiş ve insanlar bunların üzerine oturarak dua ediyorlar.

Belirli yerlere herkesin alabileceği dua taşları konulmuş. Taşlar, kare veya yuvarlak, üzerlerinde cami resimleri, kabartma yazılar var. Burayı ziyaret edenler, bu dua taşlarını alıyorlar, secdede, alnı bu taşa değdirmek gerekiyormuş.

 

Kütüphane

Külliye içindeki kütüphane, İran’ın en büyük ikinci kütüphanesidir. (milli kütüphaneden sonra) Özellikle burada yazma eserlerin çok olduğu söyleniyor. İmam Zeynülabidin’den kalma Kur-anı Kerim varmış.

iran.meşhed.halı müzesi.1
İran Meşhed Mashhad

 

Halı Müzesi

Kompleksin içindeki bu müzede, gerçekten olağanüstü desenli halılar görebilirsiniz. Özellikle kabartma desenler, kutsal bina desenleri, renkler ve dokumalar muhteşemdir.

 

Nqqareh Khaneh-Davul Yeri

860 yılında İmam Rıza’nın şehirde bulunduğu yani Meşhed’e geldiği, davul çalınarak bildirilmiştir. O zamandan beri, bu uygulama, yas dönemi dışında gündoğumu ve günbatımından hemen önce yapılmaktadır.

 

Çarşı-e-Reza

İmam Rıza türbesinin yanındaki bu alışveriş mekanı, özellikle tekstil ve kumaş pazarı olarak tanınır. Çarşı 800 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Şehirdeki ana alışveriş merkezlerinden birisidir.

Horasandaki bütün el sanatları burada temsil edilmektedir. Bunlar kürk pelerin, turkuaz ve altın yüzük, parfüm, safran, tespih gibi yerel hediyelik eşyalardır.

iran.meşhed.khaje rabi mozolesi
İran Meşhed Mashhad

Khajeh Rabi Mozolesi

Khajeh Rabi ile ilgili çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Bazı kaynaklar: Hz Muhammed’in arkadaşlarından biri olarak tanıtır. Bazı kaynaklar ise, İmam Rıza’nın kölesi ya da sekreteri veya refakatçisi olarak tanıtırlar.

Onun türbesi, Meşhed şehrinin turistik yerlerinden biridir. Türbede çınar ağaçları, ünlü Safevi hattat Reza Abbasinin yazıtları ile süslü büyük kubbe göze çarpar. Zarif, sekizgen türbe binası, uzun bir sokağın sonundadır. Meşhed sakinleri ve çevredeki kasaba ve köylerden gelenler burayı ziyaret ederler.

 

Park-ı Millet-Millet Parkı

Kuh-ı Sezgin’in hemen yanındadır. Kuh-ı Sezgin taşlı dağ demektir. Park aslında yüksekçe bir tepededir. Zirvesine çıkana kadar basamaklar oyulmuştur. Tepeye tırmandığınızda, 7 tane mezar göreceksiniz.

Bunlar İran-Irak savaşında şehit düşmüş meçhul askerlere (gumnam) aittir. Kim oldukları bilinmiyor ve yazmıyor. Buradan Meşhed şehrinin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Tam ortasında, İmam Rıza’nın makamı altın kaplamalı kubbesiyle parlar görülür.

Şehir düzlük boyunca uzayıp gidiyor. Şehirdeki hiçbir yapı, İmam Rıza’nın türbesinden daha görkemli yapılmamıştır.

iran.meşhed.goharhad camili.1
İran Meşhed Mashhad

Gowharshad Camisi

Türbenin hemen güneyindedir.

Cami, İran’ın en tanınmış camilerinden biridir. Gowharshad hatun, Timur’un büyük oğlu Shahrokh Mirzanın sanata çok düşkün olana eşidir. Cami, onun tarafından 1405-1418 yılları arasında yaptırılmıştır.

İslam tarihinin en önemli kadınlarından birisidir. Onun başkenti Herat olmasına rağmen, Meşhed şehrindeki bu cami, onun dehasının en iyi korunmuş kanıtıdır.

İki güzel minarenin yükseklikleri 40 metredir. Zamanın en iyi hattatları tarafından yazılı kitabe, sundurmanın solundadır.

Ceviz ağacından yapılmış sundurma, herhangi bir çivi ve demir kullanmadan 1243 yılında inşa edilmiştir. Camide ayrıca 34 bin civarında kitap olan bir kütüphane vardır.

 

Merkez Müzesi-Muze ye Markazi-Astaane Kudüs Müzesi

Şehrin en büyük müzesidir ve 3 katlıdır. Giriş katında: bir yüzü altın, bir yüzü gümüş kaplama işlenmiş kapı görülür.

Kapının hemen yanında, yüzlerce küçük inci ile işlenmiş ve 18’nci yüzyıldan kaldığı söylenen seccade ilgi çekiyor. Müzenin ilk katında, büyük minyatür sanatçısı Mahkud’un önemli eserlerinin orijinallerini görmek mümkündür.

Ayrıca Ali Rıza Abbasi tarafından yazılmış bazı yazıtlar, değerli nesneler arasında yer almaktadır. Müzenin en değerli eseri: 516 yılında kufi kabartma olarak yazıtı yazılmış İmam’ın ilk mezar taşıdır.

iran.meşhed.kuranı kerim müzesi.1
İran Meşhed Mashhad

Kur’an Müzesi

Astaane müzesi çevresindedir. Burada kutsal imamlar ve bazı yaldızlı el yazmaları, Glorious Kuran’ı değerli el yazmaları olarak muhafaza edilmektedir. En değerli eseri: 1’nci yüzyıla ait, geyik derisi üzerine yazılı kufi komut ve  1364 yılında kutsal imamlara atfedilen en eski el yazmasıdır.

iran.meşhed.pul müzesi.1
İran Meşhed Mashhad

Pullar Müzesi

Müze 1368 yılında Astaane Quds tarafından açılmıştır. Müzede İran’a ait 50.000 pul ve Kaçar döneminden ve ayrıca 18 yabancı ülkeden pullar sergilenmektedir.

 

Halı Müzesi

Müze 1998 yılında açılmıştır. Burada Kaçar döneminin örgü ve iğne çalışmaları ile  perdeleri vardır.

Müzenin en değerli eseri “Yedi Sevgili Şehrin Halısı” isimli halıdır. Bu halının işlenmesinde 10 bin kişinin çalıştığı ve halının 14 yılda tamamlandığı söyleniyor. Halıda 30 milyon düğüm bulunuyormuş.

iran.meşhed.nadir şah mezarı.1
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.nadir şah mezarı.2
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.nadir şah mezarı.3
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.nadir şah mezarı.4
İran Meşhed Mashhad

 

Nadir Şah-Aramgah-ı Nadir

1747 yılında ölen Nadir Şah’ın mezarı ve müzesi, şehir merkezinde güzel bir bahçe içindedir. İmam Rıza türbesine yaklaşık 800 metre uzaklıktadır. Giriş ücretlidir.

Nadir Şah, Afşar hanedanının kurucusudur. Sert ve acımasız tutumu ile tanınır. Modern literatürde İskender, Timur ve Napolyon ile mukayese edilir. Köklü bir devlet geleneğinden gelmemişse de askeri dehası ve sert disipliniyle başarı kazanmıştır. Ancak askeri başarıları kalıcı olmamıştır.

Mezarı, İmam Rıza Türbesinin, kuzeyindedir. Nadir Şah, İran tarihinde önemli bir kişidir. 18’nci yüzyılda, Kafkas dağlarının kuzeyinden, Hindistan’a kadar uzanan bir imparatorluk yaratmıştır.

Kendisi ulusal bağımsızlık, İran’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasında önemli gayretleri görülmesine rağmen, siyasi kargaşa ve kıskançlık nedeniyle 1747 yılında muhafız birliği komutanı tarafından öldürülmüştür.

Yaşarken, İmam Rıza Türbesini yaptırmıştır.

Türbenin önündeki bronz Nadir Şah heykeli, Abolhasan Sedighi eseridir. 1959 yılında tamamlanmıştır, at sırtındaki bir atlı komutan görüntüsündeki heykelde Nadir Şah büyük bir balta taşımaktadır, heykel 5 metre yüksekliğinde ve 14 bin ton ağırlığındadır. Heykeltıraş Sedighi, Bruni adında bir İtalyan heykeltıraş tarafından yetiştirilmiş ve İtalya’da yerleşiktir.

Burada bir de müze bulunmaktadır. Müzede: çoğunlukla Nadir Şah zamanında yani 1700 yıllarında kullanılan antika  silah, kılıç ve diğer askeri silahlar görülmektedir. Mezarın batısında küçük bir kütüphane vardır.

 

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

 

Hacı Rabi Mezarı

Şiilerin 12 imamından 1’nci imam olarak tanınır. Mezarı, şehrin 4 km kuzeybatısındadır. Mezar Şah tarafından yaptırılmıştır. İran-Irak savaşında ölen binlerce İranlının mezarı da bu bölgededir.

iran.meşhed.... mezarları.1
İran Meşhed Mashhad

 

Nişabur-Neishabur

Meşhed şehir merkezine yaklaşık 124 km uzaklıktadır. Otobüs yolculuğu yaklaşık 2.5 saat sürer. Otobüs bileti 10 bin riyal yani 1 dolardır. Terminalden Ömer Hayyam türbesi taksiyle 20 bin riyal, yani 2 dolardır.

Tahran’a ise 750 km uzaklıktadır. Otobüs yolculuğu 11-12 saat sürer.

İpek yolu üzerinde bulunan Nişabur şehri, tarih boyunca Horasan yöresinin kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Özellikle Sasani döneminde altın devrini yaşayan şehir, Horasan bölgesinin Araplar tarafından fethinin ardından önemini yitirir.

Safeviler döneminde yine önemi artar ve Selçuklu Sultanlarının ikametgahı olur. Selçukluların eski başkentidir. 1220 yılındaki Moğol saldırıları ve 1280 yılındaki büyük deprem sonrasında şehrin büyük kısmı yıkılarak harap olmuştur.

Günümüzde bağlı ve bahçelik geniş bir ova üzerinde kurulu olmasıyla dikkati çeken orta büyüklükte bir İran şehridir.

Şehir: dünya edebiyatının iki büyük ustası Ömer Hayyam ve Feridüddin Attar ve meşhur ressamlardan Muhammed Gaffari’nin doğduğu yer olarak bilinir.

Ayrıca yine Mevlana’nın çocukluk hocası ve Mevlana’ya ilk ışığı gösteren Attar’da bu şehirdendir. Kendisi “Kuşların dili” denilen “Mantik-u Tayr” isimli eseriyle tanınır.

Burada Ömer Hayyam ve Mevlana’nın hocası Feridüddin Attar’ın mezarları vardır.

Son bir not, Nişabur şehri firuze taşlarıyla ünlüdür. Firuze dağından çıkarılan bu taşlar çok değerlidir. Firuzenin barışı, huzuru temsil ettiğine, baş ağrısı ve sinir rahatsızlıklarına iyi geldiğine inanılıyor.

Nişabur şehrinin çarşı ve pazarlarında firuze taşlarından yapılmış süs eşyaları ve takılar yapılmakta ve satışa sunulmaktadır. Hediyelik eşya satan yerlerde, özellikle turkuaz taşlar ilgi çekiyor. Çok güzeller, ancak çok pahalılar. 2 cm büyüklüğündeki çok güzel bir turkuaz taş, 350 dolar civarında. Kibrit çöpünün biraz daha büyüğü şeklinde, bir ağacın ucuna yerleştirilmiş olanların fiyatı 5 dolar.

 

Gezilecek yerler

Füsencan köyü

Meşhed-Nişabur arasındaki bu köy, Nişabur şehrine 20 km uzaklıktadır ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin doğduğu yerdir. Hacı Bektaş-ı Veli, 1209 yılında burada doğmuştur.

 

Kervansaray

Şehir merkezinde Ömer Hayyam meydanındadır.

Yaklaşık 450 yıllık olduğu söylenen yapıda özellikle girişteki otantik çay evine mutlaka uğramanızı öneririm. Moğol istilası, Timur saldırısı ve deprem afetinden korunmuş olarak günümüze kadar gelen Şah Abbas döneminden kalmadır. Nişabur şehrinin tarihi kimliğine, bu kervansaray şahitlik ediyor.

iran.nişabur.ömer hayyam.1
İran Meşhed Mashhad

iran.nişabur.ömer hayyam.2
İran Meşhed Mashhad

 

Aramgah Ömer Hayyam

Meşhur şair ve yazar Ömer Hayyam bu şehirde yaşamıştır. Hayyam kelimesi “çadırcı” anlamına gelmektedir çünkü Ömer Hayyam’ın babası çadırcılık yapmıştır. Ömer Hayyam günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimini hazırlamıştır.

Matematik, astronomi konularında dünyanın önde gelen bilim insanlarındandır. Şairliği yanında dünyayı anlamaya meraklı bir matematikçi, astronom, filozoftur.

Geniş bir bulvardan geçerek Ömer Hayyam’ın mezarına ulaşılır. Ömer Hayyam’ın anıt mezarının çevresindeki bahçe gerçekten muhteşemdir. İranlı yöneticiler, gerçekten Ömer Hayyam’a yakışır mezar yaptırmışlardır.

Mezarın kubbesi ve mimari stili, her an uzaya gidebilecekmiş gibi bir füzeyi veya rasathane kulesini andırmaktadır. Mozaik çini olarak yapılan anıt mezar bir anlamda ters dönmüş bir kadehe benzer.

Bu şeklin, onun hayat dolu ve neşeli kimliğini ifade ettiği söyleniyor. Bu kadehin altındaki granit mozole, çevresinde yarım daire şeklinde semboller bulunuyor.

Bu semboller ise, onun uzaya ilgisini ifade ediyormuş. Ömer Hayyam’ın şiirlerinin bulunduğu duvar tabloları buraya ayrı bir hava katmıştır.

Türbenin bulunduğu bahçe içindeki bir başka binada ise müze bulunmaktadır. Müzede Ömer Hayyam’ın hayatı, eserleri ve hizmetlerini anlatan resimler, kitaplar ve batılı bilim adamlarının Ömer Hayyam’la ilgili araştırmaları yer almaktadır.

Mezarın yüksekliği yaklaşık 10 metredir.

 

İmamzade Mahruk Türbesi

Hayyam’ın anıt mezarının hemen karşısındadır. İmamzade Mahruk, Peygamberimiz Hazreti Muhammed soyundan gelmektedir ve yakılarak şehit edilmiştir. Türbe turkuaz renkli çinilerin güzelliği ile önem kazanmakta olup 10’ncu yüzyılda yapılmıştır.

 

Kademgah köyü

Meşhed-Nişabur karayolunda, Meşhed şehrine 25 km uzaklıktaki bu köyün özelliği: 12 ehlibeyt imamından 8’ncisi olan İmam Rıza’nın bu köye uğrayarak konaklamış olmasıdır. Köy bu yüzden, birçok ziyaretçi çekmektedir.

Güzel ve geniş bir bahçede, İmam Rıza’nın konakladığı yer bulunuyor. Aynı zamanda, İmam Rıza’nın ayak izinin olduğuna inanılan siyah bir taş vardır.

Burada İmam Rıza’nın elini yere sürüp su çıkardığı ve içtiği pınar vardır, ziyaretçiler buraya da uğruyorlar. Hatta yanlarında getirdikleri bidonları doldurup, bu su ile abdest alıyorlar ve pınarın suyunu içiyorlar.

 

Ferüdittin Attar Türbesi

Attar bir şair olarak öne çıkmaktadır. Hayyam’ın çağdaşıdır. Ama aynı zamanda Mevlana’nın hocasıdır.

Rivayete göre: Attar, çocukluğunda babasının yanında ilaç, esans, parfüm satıp medrese eğitimi alırken, başından geçen bir olay tüm yaşantısını değiştirmiştir. Bir gün, bir derviş Attar’ın da çalıştığı dükkanın önünden geçerken içeri bakıp iç çeker. Attar, dervişe bunun sebebini sorar.

Derviş “Yüküm hafif, hırkamdan başka bir şeyim yok. Dünya pazarından kolayca geçerim. Sen bu yükle ne yaparsın” der. Geçip gitmenin anlamı sorulduğunda ise, hırkasını çıkarıp başının altına koyar, orada son nefesini verir.

İşte bu olaydan sonra Attar, kendini tanrıya ulaşmaya adar. Servetini dağıtır ve arayışını kuşların Kaf Dağına yolculuğunu anlattığı Mantıkut Tayr yani Kuşların Dilinde ölümsüzleştirir ve bu eseri ile gerek doğu ve gerekse batıda birçok yazarı etkiler.

Mevlana, babası ile birlikte 10 yaşında onun kapısını çalar ve Mevlana’nın yeteneğini ilk olarak o keşfeder. Mevlana, hocasının kendisine ithaf ettiği Esrarname’yi hayatı boyunca hiç yanından ayırmaz.

Uzun yıllar yaşamış olan Attar, Mısır, Irak, Şam, Mekke, Medine, Hindistan ve Türkmenistan gibi yerleri gezerek ilim ve irfan dağıtmış daha sonra yine doğduğu yer olan Nişabur şehrine dönmüştür. 1221 yılında Moğol istilası sırasında bir Moğol askeri tarafından şehit edilmiştir. Şehit edildiği yere gömülmüş ve buraya türbesi yaptırılmıştır.

Bakımlı ve güzel türbenin bulunduğu mekan, bir bahçe içinde, birkaç basamak merdivenle inilerek girilen yerdedir. Yani türbenin bulunduğu yerde bile tasavvuf ve mütevazilik hakimdir. Mezarın başındaki taş ve üzerindeki yapıtlar, görülmeye değer güzelliktedir.

Türbenin bulunduğu bahçede, girişte hemen sağda, meşhur İranlı şairlerden Muhammet Gaffari mezarı da bulunuyor. Gaffari, 1845 yılında Kaşan’a bağlı bir köyde doğmuştur. Dönemin ünlü ressamlarından olan amcası ile birlikte Tahran şehrine gidip medrese eğitimi görmüştür.

Kısa sürede yeteneği Şah Nasuriddin Kaçar tarafından fark edilmiş ve eserlerinden her biri için saray tarafından para ile ödüllendirilmiştir.

Bir süre sonra ise Avrupa’ya gitmiş, dönüşte Irak’a yerleşmiş ve 1940 yılında, 95 yaşında ölmüştür. Özellikle “Uyuyan Arap” ve “Kerbela Meydanı” gibi tabloları meşhurdur.

 

Ömer Hayyam Rasathanesi-Aflak Namaye

Burası Ömer Hayyam’ın temsili rasathanesidir. Gözalıcı çini ve süslemeleri, yapının güzelliğini ortaya koyuyor. Burası Ömer Hayyam mezarına yakın yapılmıştır.

 

iran.tus.firdevs.
İran Meşhed Mashhad

Tus-Tous

Meşhed şehir merkezine 25 km uzaklıktadır.

Şehir 1220-1250 yılları arasındaki Moğol istilaları sırasında tamamen tahrip edilmiştir. Şehirde günümüze sadece Firdevs’in mezarı ve Emeviler  döneminden kalma birkaç tarihi eser kalıntısı kalmıştır.

Şehrin en büyük özelliği: ünlü ilahiyatçı, hukukçu ve felsefesi Gazali ile şair Firdevsi’nin mezarlarının burada bulunmasıdır. Şehrin diğer sakinleri ise Selçuklu veziri Nizamülmülk ve İslam alimi Ebu Cafer Tusi’dir.

 

Fermesi Köyü

Meşhed-Tus şehri arasındaki karayolunda Fermes köyü denen bir yer vardır. Burası Ebu Ali Farmedi türbesiyle ünlüdür. Farmedi: (1016-1094) Gazali’nin hocasıdır. Köy, toprak damlı evleri, bağları, bahçeleri ve küçük dükkanlarıyla tam bir Anadolu kasabası görünümündedir.

Farmedi’nin mezarını ziyaret ederseniz, özellikle mezar taşlarının dik değil, mezarın üstüne yatay konulmuş olduğu dikkatinizi çekecektir.

iran.meşhed.firdevs mezarı.0
İran Meşhed Mashhad

iran.meşhed.firdevs mezarı.1
İran Meşhed Mashhad

 

Firdevs Mezarı

Firdevs: Şahname isimli büyük eserin yazarı ve dünya edebiyatında önemli bir isimdir ve Abul Quasem Firdevsi 411 yılında ölmüştür. Kendisi, Samaniler ve Gazneliler döneminde İran edebiyatının önde gelen şairlerindendir.

Bu yüzden İran yönetimi Firdevsi’ye çok önem veriyormuş. Çünkü o olmasaydı İranlıların Farsçayı bırakıp Arapça konuşmaya başlayacaklarını belirtiyorlar. Şahname ile Firdevsi, İranlılara Farsçayı sevdirmiştir.

Firdevs tarafından yazılan Shahnameh veya Kings Destanı,  dünyanın edebiyat klasiklerinden biridir. İran’ın milli destanı kabul edilmektedir. Firdevsi: 60 bin beyitlik Şehnamesinde, Hz Adem’den başlayarak İran tarihini anlatır ve Şahname’yi 1010 yılında Gazneli Mahmut’a sunar. Şahname, Firdevs tarafından 35 yılda tamamlanmıştır.

Anlatılanlara göre, Gazneli Mahmut, Sasanileri yenerek Tus şehrini ele geçirdiğinde, Firdevs’in ününü duyar ve Şahname’nin her beyiti için kendisine bir altın vereceğini söyler. Ancak Firdevs, Gazneli Mahmut’un huzuruna çıktığında, İranlılarla Türklerin savaşlarını anlatan beyitler okur ve bunun üzerine Gazneli Mahmut kızar, ancak sevilen bir kişiyi öldürtmek istemez, altın yerine kendisine 60 bin gümüş sikke verir.

Bunun üzerine Firdevs, bir daha geri dönmemek üzere Tus şehrini terk eder. Şahname, günümüzde hala İran’da okunan bir eserdir.

Evliya Çelebi, Şahname’nin Osmanlı ülkesinde kahvehanelerde meddahlar tarafından ezbere okunduğunu yazar.

Burada antik Pers kahramanlarının hikayeleri anlatılır. Kendisi bu şaheseri bitirmek için 30 yıl çalışmıştır. Bu çalışmanın önemli bir özelliği de Arapça bilim ve edebiyatın ana dili olarak bilinen o dönemde, Firdevs’in Farsça kullanmış olmasıdır.

Mezar anıt, şehir dışında, Nişabur yönünde şehir merkezine 24 km uzaklıkta geniş bir mesire alanındadır. Giriş ücretlidir. Burayı faytonlarla gezmek mümkündür.

Mezar anıtı, 1968 yılında tamamlanmıştır. Firdevsi’nin beyaz mermerden heykeli dikkat çekiyor. Ayrıca kitaplarda Zaloğlu Rüstem olarak adı geçen kahramanın heykelleri de görülüyor.

Anıtın batı kısmında bir müze vardır. Müzede, 73 kilo ağırlığındaki el yazması Şahname görülebilir. Ayrıca duvarlarda kitaptan yapılan canlandırmalar görülebilir. Yani burası bir türbe olması yanında bir müzeye dönüştürülmüştür. Duvarlardaki gravürlere bakarken, Şahname’den beyitler akla gelir.

 

Haruniye Medresesi

Firdevsi abidesinden yaklaşık 750-800 metre uzaklıktadır. Kubbeli bu büyük yapı, Haruniye Medresesi olarak bilinir ve Harun Reşit döneminden kaldığı ve zindan olarak kullanıldığı söylenmektedir. Buranın da girişi ücretlidir.

 

İmam Gazali Türbesi

Selçuklu döneminde yaşayan ve sadece Horasan değil, bütün doğa ve batıya etkilemiş bir alim olarak önem kazanmaktadır. Ömrünü İlim ve İslam hizmetlerine adamış bu kişi, 55 yıllık hayatında 450 kitap yazmış ve yine bu şehirde ölmüştür.

Günümüzde, şehirde İmam Gazali’den pek bir şey kalmamıştır. Öte yandan, mezarla ilgili hiçbir şey yapılmadığı, mezarın ilk bulunduğu gün gibi bırakıldığı görülüyor. Yol kenarında, üstü çinkolarla kaplanmış, çevresi tellerle çevrilmiştir.

Bu durumu, İmam Gazali’nin Sünni olduğu ve bu yüzden İran yönetimi tarafından göz ardı edildiği şeklinde iddialar öne sürülüyor.