Manisa Turgutlu

Manisa Turgutlu
Manisa Turgutlu

Aslında, ilçe denildiğine bakmayın, çoğu Anadolu ilinden daha büyüktür. Bu kadar büyük olmasının yanında, ilçe de hayat da çok hareketlidir ve insanlar, genellikle caddelerde, sokaklarda geziyorlar ve görüntü olarak büyük bir hareketlilik gözlemleniyor.

Bu hareketlilik yanında, ilçede bulunan rakı fabrikası: bazen havanın “anason” kokmasına neden oluyor.

Giriş için son bir not, burada geçireceğiniz saatlerde, mutlaka motosiklet sesi, gürültüsü en yakın arkadaşınız olacak ve sizi sürekli rahatsız edecektir.

ULAŞIM

Manisa Turgutlu

Yörede, Turgutlu için herhangi bir ulaşım problemi bulunmuyor. Çünkü: Ankara-İzmir; E-23 karayolu, ilçenin güneyinden ve İzmir-Uşak-Afyon demiryolu ise, ilçenin kuzeyinden geçiyor. İzmir-Turgutlu arasındaki, 33 km. lik demiryolu, 1866 yılında yapılmış ve halen hizmet sürdürmektedir.

Turgutlu ilçesinin, bağlı bulunduğu Manisa iline olan uzaklığı: 30 km. ve İzmir iline uzaklığı ise: 45 km. dir. Turgutlu-Ankara arasındaki uzaklık: 535 km. Turgutlu-İstanbul arasındaki uzaklık: 557 km.dir.

Tüm bunların yanında, Turgutlu otogarının, şehir dışında, şehir merkezine 3 km. uzaklıkta bulunması ilginç, bu nedenle, sanırım buraya gelenlerin büyük bölümü, taksi kullanmak zorunda kalıyorlar, yani şehir merkezine yürümek mümkün değil.

TARİHİ

Turgutlu, tarihi geçmişi çok gerilere giden ve tarihi özellikleri olan bir yöremiz değil. Bunun sebebi, beklide, bu yörede bulunan bir kısım höyükte, resmi arkeolojik kazıların yapılmamış olmasıdır.

Ancak, yüzey araştırmalarına göre, yörenin tarihinin MÖ.5 ile 4 binli yıllara kadar gittiği tahmin ediliyor, ama söylediğim gibi, herhangi bir antik kalıntı ve buluntu yok.

Bölgedeki, ilk yerleşimcilerin: Frigler ve devamında Lidyalılar olduğu bilinmektedir. Özellikle, Lidya uygarlığının başkenti “Sart” şehrinin, yakın çevrede bulunması, yörenin önemini arttırmaktadır.

MÖ.546-334 yılları arasında, Anadolu’nun diğer birçok yerinde olduğu gibi, burada da Pers istilası görülür. MÖ.334-282 yılları arasında ise, bu kez, Persleri yenen Büyük İskender bölgede egemen olur. MÖ.129 ile MS.395 yılları arasında ise, bu kez, Romalılar ve takiben görülür.

1313 yılında

Saruhanoğulları bölgeyi ele geçirirler. 1390 yılında ise, Yıldırım Beyazıt, bölgeyi, Osmanlı egemenliğine sokar.

Yerleşim yeri olarak ise, II. Murat döneminde, Dalbahçe köyü yakınlarında, Turgud aşireti tarafından ilk yerleşimin kurulduğu görülmektedir. Her ne kadar önce Dalbahçe köyü yakınlarında kurulu olsa da, yerleşim yeri, daha sonraki yıllarda, ovaya, yani bugünkü yerine inmiştir.

16’ncı yüzyıla gelindiğinde, Turgutlu’nun, Manisa’dan sonra yörenin en büyük yerleşim yeri olduğu görülür.

1610 yılında, Turgutlu’nun tarihi sürecinde büyük bir gelişme olur ve ilçede, Pazar kurulmasına karar verilir. Böylece, Turgutlu kasaba hüviyetinden çıkar ve nahiye olur.

Evet, Kurtuluş mücadelesi öncesinde, ilçe, 1919-1922 tarihleri arasında Yunan işgalinde kalır. 30 Ağustos tarihinde kazanılan büyük zaferin ardından ise, Yunanlılar, arkalarına bakmadan kaçarak, yöreyi terk ederler.

Ancak: Yunanlılar, yöreyi terk ederken, Bozkurt ve Küllük mahalleleri hariç, ilçe yerleşimini tümüyle yakmışlardır.

Manisa Turgutlu

GENEL

Turgutlu ilçesinin, denize uzaklığı: 55 km. dir. Denizden yükseklik, yani rakım ise: 78 metredir. Bağlı bulunduğu Manisa ilinin, en büyük ilçesidir. Türkiye genelinde ise, en büyük 13’ncü ilçedir. Yokuşu-bayırı olmayan bir ilçedir.

Coğrafi özellikler değerlendirildiğinde, bölgenin tamamen ovalık olduğu görülür. Zaten, ilçe merkezi, Gediz vadisi üzerinde kurulmuştur. Çünkü: Gediz ırmağı, ilçe topraklarını doğudan-batıya doğru kat eder.

Yörede, Akdeniz iklimi egemendir. Buna bağlı olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer. Yıllık ortalama sıcaklık; 15-16 derece civarındadır. Yağışın önemli bir bölümü, kış mevsiminde gerçekleşir.

Yöre insanının ekonomik etkinlikleri: tarım ve sanayi ağırlıklıdır. Gediz havzasının verimli topraklarında özellikle çekirdeksiz üzüm, pamuk, tütün, buğday, kiraz, domates, erik ve zeytin yetiştiriciliği yapılır. Özellikle: sofralık üzüm üretimi, önemli orandadır.

İlçede, çok miktarda bulunan konserve fabrikalarında: domates, biber konservesi yapılmaktadır. İlçenin ekonomik etkinliğini etkileyen diğer bir faktör tuğla fabrikalarıdır. Fabrikalara son bir örnek, Organize Sanayi bölgesindeki “Seramiksan” sayılabilir.

Zaten, bu kadar çok fabrika olması, sanırım ilçeyi bu ölçüde büyütmüş, çünkü bu insanlar ekonomik gelirleri olmasa, yörenin bu kadar kalabalık olması mümkün değil.

Manisa Turgutlu

KONAKLAMA

57 yataklı öğretmen evi, şehir merkezindedir (7 Eylül Mahallesi. Eski Manisa yolu) ve buraya ulaşmak için telefon numarası: 0236-3122353

NE YENİR-NE İÇİLİR

Evliya Çelebi, günümüzden yüzyıllarca önce: Turgutlu hakkında bilgi verirken: özellikle üzümden söz etmektedir ki o dönemlerde üzüm, Turgutlu’nun simgesidir. Bunun yanında: Turgutlu’ya yolunuz düşerse “tereyağı” satın alın.

Yenileceklere son bir örnek: Turgutlu’da, mutlaka dikkatinizi çekecektir, çok sayıda “kokoreç” ci var, ilginizi çekerse, mutlaka tatmanızı öneririm, muhteşem bir lezzet. Bu arada, uykuluk ve köfteyi de unutmamalısınız.

NE SATIN ALINIR

Turgutlu yöresine yolunuz düşerse, buradan kurutulmuş çekirdeksiz kuru üzüm satın alabilirsiniz.

Manisa Turgutlu

GEZİLECEK YERLER

İlçe merkezinde, gezilecek yerler denildiğinde, maalesef pek fazla alternatif yok. Yalnızca: Belediyenin hemen karşısında güzel bir park ve o parkın içinde ilginç bir saat kulesi görebilirsiniz. Bu arada, park içindeki restorana uğramayı ihmal etmeyin. Orta park olarak adlandırılan bu park: Turgutluların yoğun olarak buluştukları ve kullandıkları bir yer olarak önem kazanıyor.

İlçe içinde gezerken: hemen girişteki “üzüm salkımı” anıtı ve savaş uçaklarını görebilirsiniz. Savaş uçakları, eski bir Genelkurmay Başkanının, memleketine hediyesi olarak, ilçe içinde sergilenmektedir. Bu arada, Turgutlu kamu ve özel internet sitelerinde, maalesef, ilçenin tam merkezindeki bu saat kulesi hakkında hiçbir bilgi bulmak mümkün olmadı.

Manisa Turgutlu

Bu saat kulesini gördüğünüzde, anlıyorsunuz ki, günümüzden yıllarca önce yapıldığı belli ama kim tarafından, hangi dönemde, ne zaman yapıldığı hakkında en ufak bir bilgiye ulaşmak mümkün değil, sanırım Turgutlu, turizm ve turist ile pek ilgilenmiyor.

SELVİ TEPE ŞEHİTLER ANITI

Ankara-İzmir yolu üzerindedir. Taşlardan yapılmış şehitlik, yöreyi ziyaret edenler tarafından ziyaret edilmektedir. Anıtın çevresindeki, Türk Devletlerine ait bayrakların, yeni olması ilgi çekiyor.

ASARTEPE HÖYÜĞÜ

Urganlı kaplıcasının, yaklaşık 300 metre kuzeyinde, Gediz ırmağının kenarındadır.
Burada: MÖ. 2 binli yıllardan itibaren yerleşim bulunduğu tahmin edilmektedir.

Ayrıca, höyüğün bulunduğu yerin stratejik önemi nedeniyle, tarihi süreç içinde, sürekli olarak iskan gördüğü, Bizans’ın son dönemlerinde, burada bir kale yapıldığı bilinmektedir.

Çünkü, sur duvarlarının bir kısmı, günümüze kadar ulaşmıştır. Burası: Yamanlar üzerinden İzmir’e ulaşan bir yol ile Phokaia Sardeis yolunun geçtiği Hermos geçidinin kesiştiği stratejik önemi olan bir kavşağı kontrol etmekteydi.

Son yıllarda, burada sürekli kazak kazılar yapılmıştır. Resmi arkeolojik kazılar yapılmamıştır. Bu nedenle, kaçak kazılar, höyük üzerindeki yerleşim yerinde büyük hasarlar oluşturmuştur.

Antik alanın, Akropolis yani iç kale alanı dışında, halkın yaşadığı mekanlar, Değirmendere Vadisine bakan yamaç üzerinde ve eteklerde görülmektedir.

Kuzey ve güneydeki bu dik yamaçlar, Değirmendere’ye kadar inen sur duvarı ile korunmuştur.

Yüzeyde bulunan çanak-çömlek parçalarının analizinde, buranın MÖ.3 ve hatta 2’nci yüzyıla kadar yerleşim için kullanıldığını göstermektedir ve daha sonra terk edilmiştir.

URGANLI KAPLICALARI

İlçe merkezine 17 km. uzaklıkta: İzmir-Ankara kara yolundan sapılan Urganlı yolu üzerindedir. Kaplıcaların deniz seviyesinden yüksekliği 100 metredir.

Bölgenin en önemli turistik yerlerinin başında gelmektedir. Buradaki kaplıca suları: 50-78 derece arasındaki sıcaklık ile çıkar ve içinde çeşitli anyon ve katyonlar bulunmaktadır. Açık bir havuz olan tesiste, 120 oda ve 186 yatak bulunmaktadır.

Kaplıca suları, hem kaplıca hem de içmece olarak kullanılmaktadır. Özellikle: romatizma, kireçlenme, siyatik, hemeroid, cilt, sinir ve kadın hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

İçmece olarak kullanıldığında ise, mide, bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Kaplıca hakkında, ilk bilgiler, yıllarca önce, Evliya Çelebi tarafından verilmiştir.