Bursa Orhaneli

Bursa Orhaneli

Orhaneli ilçesinde, birçok kez bulundum. Çünkü: abim, uzun süre burada görev yaptı. Orhaneli denilince, aklıma gelen ilk olgu: boş bir arazide, muhteşem görüntüsüyle hemen dikkati çeken, Orhanevi Termik Santralıdır.

Özellikle, Santralın büyük ve uzun bacaları, bu bacalardan çıkan duman ve santralın sosyal tesisleri, burada öne çıkıyor. Bende santral lojmanlarında birkaç kez kaldım. Ancak son yıllarda Orhaneli denince bir başka yer dikkat çekmeye başladı, Sadağı kanyonu doğa severlerin ilgisini çekiyor. Sadağı kanyonunu mutlaka görmenizi öneririm.

Bursa Orhaneli

ULAŞIM

Orhaneli, bağlı bulunduğu il merkezi olan Bursa’ya 70 km. uzaklıktadır. Orhaneli-Harmancık arasındaki uzaklık: 38 km. Orhaneli-Tavşanlı arasındaki uzaklık; 74 km. Orhaneli-İstanbul arasındaki uzaklık: 302 km.

TARİHİ

MÖ.450 yıllarına inildiğinde, bölgenin bir piskoposluk merkezi olduğu görülür. O dönemlerdeki adı ise: Hadriani, Andraneia ve Adranos’tur. Kelime anlamı ise: Adranos yurdu. Daha doğrusu, Roma imparatoru “Hadrianus” adına kurulduğu  düşünülmektedir. Veya, burada bulunan “Hadriana” ismini taşıyan bir tapınak nedeniyle, yöreye bu ismin verildiği daha mantıklıdır.

1325 yılına gelindiğinde, yörenin, Orhan Bey’in komutanlarından Durdu Bey tarafından fethedildiği ve Osmanlılara geçtiği bilinmektedir. Fetihten sonra, Orhaneli kalesi yıkılmış ve yöreye, Durdu Bey’in yeri anlamında: Beyce ismi verilmiştir.

Ancak, halk arasında, yörenin ismi olarak, daha yaygın anlamda “Adırnaz” ismi kullanılmıştır.

1884 yılına gelindiğinde, yörede Belediye örgütü kurulduğu görülür.

1913 yılına gelindiğinde ise, yörenin Adranos olan ismi “Orhaneli” olarak değiştirilmiştir. 8 Temmuz 1921 tarihindeki Yunan işgali, 9 Eylül 1922 tarihinde sonlandırılmıştır.

Bursa Orhaneli

GENEL

İlçe merkezindeki kasabanın ismi: Beyce.

İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 500 metredir. Yüzey şekilleri, genel olarak, dağlık bir yapıya sahiptir. Genel olarak, bölgenin büyük kısmı ormanlıktır. Bu nedenle: Bursa ve çevrede yaşayan insanlar, yörenin günübirlik piknik yerlerini yoğun olarak kullanırlar.

İklim: yörede, ılıman Akdeniz iklimi ve karasal iklim görülmektedir. Yani, bir geçiş iklimi var.

Yörenin ekonomik etkinliklerinin temelinde: tarım, hayvancılık, madencilik ve bunlara  dayalı işletme tesisleri bulunmaktadır. Madencilik alanında, özellikle: Kömür ve Krom İşletmeleri, mermer ve granit ocakları öne çıkmaktadır.

Kömür işletmelerinde üretilen linyit kömürü: Orhaneli Termik Santralında enerjiye dönüştürülmektedir. Bu tesislerde, yörede yaşayan yaklaşık 2500 kişi çalışmaktadır. Tarımsal üretimde, başı çeken ürünler: çilek ve vişnedir.

Bursa Orhaneli Termik Santralı

ORHANELİ TERMİK SANTRALI

Santral, ilçe merkezine 17 km. uzaklıkta, Karıncalı köyü yakınlarında Çalı düzü mevkiindedir. Santralın burada kurulmasının en büyük nedeni: santrala 6-8 km. uzaklıktaki, Gümüşpınar, Çivli ve Sağırlar bölgesinde bulunan düşük kaliteli linyit rezervleridir. Santral: 1992 yılında, enerji üretimine başlamıştır. Günümüzde, burada: 450 personelin görev yaptığı bildiriliyor.

Bursa Orhaneli Karagöz ve Hacıvat Festivali

KARAGÖZ VE HACIVAT FESTİVALİ

Karagöz: ilçe merkezine bağlı, Karakeçeli Türkmen oymağındandır. Bursa il merkezinde, Sultan Orhan tarafından, Ulu cami yaptırılırken: cami inşaatında, demirci ustası Karagöz ve taşçı ustası Hacı İvad, birlikte görev yapmışlardır. Bu iki usta: hem çalışırlar ve hem de, kendi aralarında şakalaşarak, çevrelerinde bulunanları güldürürlermiş.

Ancak, bu şakalaşmalar, caminin inşaatında gecikmeye neden olur. Bunun üzerine, Sultan Orhan: her iki ustanın idamına karar verir. Daha sonra yaptığına pişman olsa da, iş işten geçmiştir. Günlerce, üzüntüsünden göz yaşı döker.

Burun üzerine, Şeyh Küsten adında bir derviş: bir mum yakar, deve derisinden kestiği parça ile perde yapar ve Karagöz ile Hacıvat figürlerini, perdeye yansıtarak, onları konuşturur. Böylece: Karagöz ve Hacıvat’ın hayatı, nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar gelir.

1991 yılından bu yana, yörede, her yıl, Haziran ayı içinde, Karagöz Festivali düzenlenmektedir. Bu festival etkinliklerinde: at yarışları, karagöz gölge oyunu gösterileri ve yağlı güreşler yapılır. Ayrıca: çeşitli konserler ve folklor gösterileri de düzenlenmektedir.

NE YENİR NE İÇİLİR

Bu yöreye yolunuz düşer ve yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: gapçıklı fasulye, mısır unundan yapılan kaçamak ve yine mısır unundan yapılan höşmelim deneyebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Bursa Orhaneli Sadağı Kanyonu ve Kaya Hamamı
Bursa Orhaneli Sadağı Kanyonu ve Kaya Hamamı

Sadağı kanyonu ve Kaya hamamı:

Sadağı kanyonu: 2004 yılında Kültür ve Tabiat Kurulu tarafından 1’nci Derece Doğal Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. 2013 yılında Tabiat Parkı statüsüne alınmış ve 2 sene sonra turizme açılmıştır.

Kanyon, Sadağı köyündedir. Bursa il merkezine 63 km, Orhaneli ilçe merkezine 9 km uzaklıktadır. Orhaneli ilçe merkezinde, Karagöz heykelinin karşısından girilen asfalt yolla gidilir. Serçeler köyü geçildikten sonra Sadağı köyüne ulaşılır.

Ulaşım kolay, özellikle kanyonu gösteren çok sayıda işaret tabelası görülüyor. Bir su kanalının kenarındaki yolu takip ederek kısa sürede kanyona ulaşılıyor. Kanyonun girişinde, küçük te olsa bir otopark bulunuyor.

Kanyon ismini, içinde bulunduğu “Sadağı” köyünden alır. “Sadağı” okların içine konulduğu meşin torba demektir. Sadağı bir Yörük köyüdür. Köy, yaz aylarında bahçe işleri sebebiyle boş ancak birkaç yaşlı Yörük köylüsü görülebilir.

Evet: gelelim kanyona. Kanyonun uzunluğu 12 km dir. Kanyon duvarlarında: bazı yerlerde yapanlar ve yapım tarihi belli olmayan insan ve hayvan tasvirleri görülmüştür.

Kanyonda: yürüyüş ve piknik yapmak için, özellikle hafta sonu ve tatil günlerinde gelen binlerce insan olmasına rağmen, kanyon içinde kirlilik görülmüyor.

Bursa Orhaneli Sadağı Kanyonu ve Kaya Hamamı

Yürüyüş yolu

Kanyonun içindeki yürüyüş yolu 1.7 km dir ve Kaya hamamına kadar devam eder. Yürüyüş toplam 2 saat kadar sürüyor.

Bu parkurda: ahşap köprüler ve merdivenler vardır. Nispeten güvenli bir hale getirilmişse de zikzaklar çizilerek ilerlenen kayalık dere yatağında yürümek oldukça zordur ve dikkat gerektirir. Yer yer 60 metre yüksekliği bulan kaya blokları arasında akan Sadağı deresinde, zaman zaman suya girerek ilerlemek gerekiyor. (Yani, buraya yürüyüşe gitmek isteyenler, su geçirmez ayakkabı götürmelidirler.)

Tüm bunların yanında, kanyonda tepelerden veya yan kaya bloklarından, aşağıya taş düşme olasılığı oldukça yüksek, yani dikkat etmek şart. Zaten, kanyonun birçok yerinde “Dikkat Taş Düşebilir” tabelaları göreceksiniz. Ayrıca kanyonda bir de gözlem kulesi var, bu kuleye çıkarak çevreyi gözleyebilirsiniz. Ancak yanınızda fotoğraf makinesi götürmek riskli, çünkü taşımakta sıkıntı olabiliyor.

Bursa Orhaneli Sadağı Kanyonu ve Kaya Hamamı

Yürüyüş

Buraya gidecekseniz, mutlaka hafta içinde gitmeye çalışın, çünkü hafta sonlarında çok kalabalık oluyor. Gerek yürüyüş ve gerekse ve genellikle piknik için geliniyor ve aşırı kalabalık oluyor. Piknik için gelenler, aşırı sıcak havalarda, buranın klima etkisi gösteren serin havasını tercih ediyorlar. Özellikle: Arap turistler oldukça yoğun, serinliği nedeniyle yoğun tercih ediliyor.

Evet: kanyona giriş ücretli, araç giriş ücreti 7.5 TL. kişi başı giriş ücreti ise 2.5 TL. dir. Akşam saat 18.00 de kanyon kapatılıyor, görevliler kanyonu içinde devriye yapıyorlar, yani emniyet tedbirleri alınmış, yine kanyon içinde tuvalet var.

Kanyonun ana girişi: Sadağı köyünün 1.5 km dışında, su bendinin ardından başlıyor. Kanyonun girişinde birkaç riskli bölge ve karşı kıyıya geçiş için basit tahta köprüler ve basit tahta geçişler yapılmış, bu tahta geçiş ve köprüleri kullanarak kanyonda yürümeye başlıyoruz.

Kanyonda ilerledikçe, tabanın granit kaplı olduğu görülüyor. Günümüzden milyonlarca yıl önce ortaya çıkan bu granit, yer altında 15 km derinde, bir zamanlar 10 bin derece ısıya sahip magma tabakasında oluşmuş ve zamanla katılaşan bu kayalar, aşınma ve tektonik hareketler sonucu yüzeye ulaşmıştır. Üzerinden binlerce yıldır su akan bu granit blokları oldukça kayganlaşmış.

Hatta: yürüyüş yolunun sonundaki kaya hamamındaki sıcak suyun da, bu tektonik hareketlere bağlı olarak yüzeye çıktığı sanılıyor. Devasa granit duvarların arasında akan, Sadağı deresinin akış yönünün tersine yürümeye devam ediyoruz. Özellikle ilk 1 km lik bölüm oldukça zor, zor kaya geçişleri var, bu kaya geçişlerinde, geçişlerin eğimlerinin  dereye doğru olması, bazı yerlerde geçişleri oldukça zorlaştırıyor.

Bazen düzleşen ve tamamen kayalarla kaplanan vadi tabanı yürümeyi kolaylaştırıyor ama bir den yine kaya geçişleri başlıyor. İlerledikçe vadinin eğimi artıyor ve belli yerlerde şelaleler oluşuyor. Yürürken yukarıdan düşmüş olan granit blokları da zorluk çıkarıyor, çünkü bu bloklar sivri köşeli, yani oldukça dikkatli olmakta yarar var.

Kanyonda yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüşten sonra, derenin sağ kıyısında, bir tente altında çıkan sıcak su kaynağı görülüyor. Tenteli bölümün hemen karşısında kaya hamamı var.

Bursa Orhaneli Kaya Hamamı

Kaya Hamamı

Kanyonun yürüyüş parkuru sonunda, Roma imparatoru Hadrianus’un karısı için yaptırdığı yer olarak bilinen “Kaya Hamamı” bulunur. MS 117-138 yılları arasında hüküm süren Hadrianus, çok gezmesiyle ünlüdür. Tüm Anadolu’yu gezen imparator, Bursa il merkezine 58 km uzaklıktaki Orhaneli ilçesindeki yerleşimi, avlak alan olarak kullanmak için kurdurmuştur.

Buranın ismi: zaman içinde: Hadrianus, Adranos, Adırnaz ve son olarak Orhaneli olmuştur. İmparator, bölgede avlanırken, ilçe merkezine 6 km uzaklıktaki bu su kaynağını bulur ve buraya cilt hastası olan karısını tedavi ettirmek için bir hamam yaptırır. Evet, bu kaynak günümüze kadar ulaşmış, halen 62 derece yani el yakacak sıcaklıktaki su çıkmaya devam ediyor.

Ama suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri araştırılmamış, yani neye iyi geliyor net belli değil, sadece klasik rivayetler var, romatizmal hastalıklar, soğuk algınlığı ve kısırlık gibi rahatsızlıklara iyi geliyormuş. Öte yandan: bu kaynak, borularla hemen aşağıdaki jeotermal tesise taşınmıştır.

Evet, buradan yürümeye devam ettiğinizde, yaklaşık 30-35 metre sonra bir rampayı aşınca şelale ile karşılaşıyoruz.

Şelale

Kaya hamamından yaklaşık 300 metre sonra 3-4 metre yükseklikten dökülen bir şelale görülüyor. Şelalenin önündeki havuzda yüzebilirsiniz. Eğer yanınızda olta varsa, yörede küçük alabalık olarak isimlendirilen balıklardan tutabilir veya hazır satılan balık-ekmek yiyebilirsiniz.

Evet: kanyon burada bitiyor.

Bursa Orhaneli Karagöz Piknik Alanı

KARAGÖZ PİKNİK ALANI

Piknik alanıdır. Karagöz Festival şenlikleri de burada yapılıyor. Muhteşem güzel, büyük ve yemyeşil bir günübirlik piknik alanıdır.

İstanbul Polonezköy

polonezköy.gene.1
İstanbul Polonezköy

Polonezköy İstanbul’a hem yakın hem de uzak sayılır. Beykoz-Ümraniye yolundan giderseniz Fatih Sultan Mehmet köprüsü, Anadolu yakası çıkışından sapın 12 km gittikten sonra buraya ulaşırsınız. Yani Karadeniz sahilinden yaklaşık 20 km ve İstanbul Boğaziçi kıyılarından ise yaklaşık 15 km uzaklıktadır. Buraya servis yapan toplu ulaşım aracı yoktur. Sadece özel araçlar ile gidilebiliyor.

Polonezköy: 1842 yılında Rus ordusundaki mecburi askerlik hizmetinden kaçıp yeni bir hayata başlamak isteyen Polonyalı askerler için Lazarist Hıristiyanlardan alınan araziye kurulmuştur.

İsmini, hemşerilerinin yerleşip bir köy kurma hakkı için mücadele eden Polonyalı sürgünlerin lideri Prens Adam Czartorski’den almıştır. “Adam’ın köyü” anlamına gelmektedir.

Başlangıçta sadece 12 olan nüfus, 1848 yılında Macaristan, 1863 yılında Polonya’daki ayaklanmadan kaçanların ve Siberya sürgünü Polonyalıların gelmesiyle artmış, Polonez köylüler 1853 yılında Kırım savaşında Osmanlılarla birlikte savaşınca Sultan Abdülmecit tarafından ödüllendirilmiş ve oturdukları topraklar onlara bağışlanmıştır.

1918 yılında Polonya bağımsızlığını kazanınca bazıları ülkelerine geri dönmüştür. 1934 yılında Atatürk burayı ziyaret ettiğinde, geçimini hala çiftçilik, odunculuk ve deri eşya satışından sağlayan Polonyalılar vardı. 1938 yılında vatandaşlığa kabul edildiler. Atatürk’ün ziyareti sırasında kaldığı ev görülmeye değerdir.

19’ncu yüzyılda Franz Liszt, Gustave Flaubert ve Pierre Loti gibi ünlüleri ağırlayan Polonezköy sakinleri, 1960’larda turist ağırlamak için özel misafir evleri inşa etmeye başladılar ve bu yıllardan itibaren Polonezköy sahip olduğu farklılıklarıyla turistler için cazibe merkezine dönüşmenin ilk adımlarını attı. Turizmin artık yaşam kaynağı olduğu belde, aralarında Cumhurbaşkanları Lech Walesa (1994 yılında) ve Alexander Kwesniewski (1996 ve 2000 yıllarında) gibi tanınmış kişilerin de olduğu pek çok misafiri ağırlamanın gururunu yaşıyor.

Eskiden sakinlerinin Lehçe konuştuğu ve Türkçeyi ikinci dil olarak öğrendiği köyde çok şey değişti. Bugünlerde artık herkes Türkçe konuşuyor, Lehçeyi akıcı kullanabilenlerin sayısı ise kırkı geçmiyor. Eskiden sahip oldukları mülkleri kimseye satmazken bugün istediklerine satabiliyorlar olmaları gerçek Polonyalı nüfusun da azalmasına yol açmıştır. Son zamanlarda yapılan otel ve pansiyonlar maalesef köyün tarihsel ve kültürel özelliklerini yok sayan beton yapılar olarak göze çarpıyor. Polonezköy’ün simgesi olan doğal güzelliklerin, insanın doğaya gösterdiği saygıdan kaynaklandığının unutulması hüzün veriyor.

Köyün meydanına girişte, bir kilise ve Katolik mezarlığı vardır. Bol yeşillikli bu bölgede, kır lokantaları, piknik alanları ve konaklama imkanları bulunuyor. Özellikle: Mayıs ve Haziran aylarında, en güzel günlerini yaşayan bölgede, Polonezköy Tabiat Koruma Alanı, Milli Parklar kapsamında yer almaktadır. 1996 yılında Tabiat Parkları statüsü kazanan 3000 hektarlık park, zengin florasıyla ziyaretçilere peyzaj güzellikleri sunuyor.

Orman içi yürüyüş, koşu, bisiklet parkurları, özel bir hayvanat bahçesi, kimi tesisler içinde bulunan yüzme havuzları, tenis ve binicilik sporu, at kiralayarak tur yapma alternatifleri yanında, Polonezköy’ün açık havada brunch ve köy kahvaltıları oldukça meşhurdur.

ALIŞVERİŞ

Polonezköy merkezinde, yöresel ve tekstil ürünleri başta olmak üzere hediyelik eşya satan tezgah ve dükkanlar bulunmaktadır. Polonya halkını simgeleyen süs eşyaları ve kıyafetler bulup satın alabilirsiniz. Polonezköy, ayrıca doğal ortamda üretilen balı ile meşhurdur. Merkezde bulunan Polonezköy Arıcılık Müzesine uğrayın ve burada organik üretim teknikleriyle üretilen bal, polen, arı sürü, Propolis ve balmumu bulabilirsiniz. Yaz aylarında ise Polonezköy’ün kirazı meşhurdur.

meryem ana kilisesi.1
İstanbul Polonezköy Kilise

KİLİSE

Polonezköy’de görülecek sadece birkaç yer vardır. Meryem Ana Kilisesi de bunlardan biridir. 1912 yılında yapılmış, I. Dünya Savaşı sırasında askeri karargah olarak kullanılmıştır. 1918 yılında ise restore edilerek tekrar ibadete açılmıştır. Bahçede 1869 yılında burada ölen ve gömülen şair Adam Mickiewicz’e adanmış bir anıt bulunmaktadır.

zafia rızı.1
İstanbul Polonezköy Zofia Rizi Anı Evi

ZOFİA RİZİ ANI EVİ

Bu anı evinde: Polonezköy tarihçesinin ve eski fotoğrafları bulunmaktadır. Zofia Rızı Anı Evi, Polonezköy’ün en eski evlerinden biri olarak halkın ziyaretine açıktır. Bu evde: köy ve aileye ait fotoğraflar ve dokumalar toplanmıştır. Zafia Rızı Anı Evi, babası Wincenty Rızı tarafından 1881-1883 yıllarında yapılmıştır. Rızı ailesinin evi köydeki en gösterişli evlerden biridir. O dönemin tipik Polonya köy evi mimarisini sergileyen bu ev, orjinalliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Köyü ziyaret eden turistler tarafından beğenilmekte ve yemyeşil bahçesiyle ziyaretçileri büyülemektedir.

Bu anı ev: Polonya-Türk ilişkilerinde dostluğun sembolü olarak kabul edilmiş, Polonezköy’e yapılan resmi ziyaretlerde de rol almıştır. T.C.Hükümeti temsilcileri ve Polonya Hükümeti temsilcileri tarafından Polonezköy’ün resmi ziyaretlerinde Zofia Rızı Anı Evi ziyaret edilir ve sık sık Polonya ve diğer ülkelerden gelen turistler misafir edilerek, yurt dışında, internette, kitaplarda, gezi turlarında bile anılan bir yer olmuştur. Polonezköy’deki bu hatıra evinin açılmasında fikir babası 1940’lı yıllarda Michal Czajkowski’dir. Polonya gelenekleri, özellikle Sibirya sürgününden dönmüş olan Wincenty Ryzy’nın evinde yaşatılıyordu. Ryzy’ların evinde ünlü Polonyalıların portreleri ve vatanseverlerlik konulu tabloların yanı sıra, köyün en büyük Lehçe kitaplarından oluşan kütüphanesi bulunuyordu.

Daha sonra bu evde Polonya’da “Ciocia Zosia” (Teyze Zosia) olarak ünlü olan Zofia Rızı (1903-1986) yaşamaya devam etti. Zofia Rızı, burada Polonezköy gençleri arasında ana dili ve Polonya tarihi hakkında bilgiler veriyordu. Evi, Türkiye topraklarında bir çeşit Polonyalılık göstergesi olmuş, kapısı büyük bir misafirperverlikle ağırladığı Polonya ve tüm dünyadan gelen konukları için her zaman açık olmuş ve aynı zamanda gençlerin buluştuğu bir kültür merkezi olmuştur.

Yürüttüğü faaliyetlerinden dolayı, 1975 yılında Polonya Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi tarafından “Gümüş Liyakat Madalyası” ile ödüllendirildi. 1981 yılında ise yurt dışında yaşayan Polonyalılar ile ana vatan arasındaki bağlarını kuvvetlendirmede göstermiş olduğu olağanüstü başarılar sebebiyle kendisine “Polonia” derneği tarafından özel diploma verildi. Anne ve babası henüz hayattayken tüm dünyadan gelen misafirler, 1916 yılından itibaren tutulmakta olan hatıra defterine ve albümlere notlarını yazmışlardır.

kültür evi.1
İstanbul Polonezköy Kültür Evi

POLONEZKÖY KÜLTÜR EVİ

Polonezköy meydanının arka tarafında ana yolun kenarındadır. Polart Gallery ve Polonezköy Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Yıl içinde düzenlenen pek çok kültürel ve sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.

ağaç oyma heykeller.1
İstanbul Polonezköy Ağaç oyma heykeller sergisi

AĞAÇ OYMA HEYKELLER SERGİSİ

Ağaç oyma sanatının güzel ve fantastik yapıtlarını burada görebilir, aynı zamanda yeşillikler arasında banklarda oturarak dinlenebilirsiniz.

POLONEZKÖY MEZARLIĞI

Polonyalı milli şair Juliusz Slowacki’nin aşık olduğu Ludwika Sniadecka’nın mezarının yanı sıra Polonya Cumhuriyeti Milli Savaş ve Şehitlikler Konseyi tarafından restore edilen 92 tarihi mezar bulunmaktadır.

KİRAZ FESTİVALİ

Her yıl gerçekleştirilen Kiraz Festivali, oldukça keyifli geçmektedir. Polonya’dan gelen folklor ekiplerinin gösterilerinden sergilere, konserlerden kilise bahçesindeki resitallere kadar bir dizi etkinlik yapılıyor. Yerel kıyafetleriyle çevrede göreceğiniz genç kızlar, kollarına taktıkları sepetlerden kiraz ikram ediyorlar. Kurulan Pazar yerinde, organik meyve ve sebzeler satın alabilirsiniz. Köyün en hareketli zamanlarını yaşadığı festival günleri, Türkiye-Polonya arasındaki bağları kuvvetlendiren kültürel bir paylaşım ortamı niteliğine de sahiptir. Çünkü açılışa her iki ülkeden bakanlar ve üst düzey bürokratlar ilgi gösteriyor.

Düzce Kaynaşlı

Düzce Kaynaşlı

 

İlçenin doğu ve güneyinde Bolu ili, batı ve kuzeyinde ise Düzce merkez ilçesi ve kuzey doğusunda Yığılca ilçesi vardır. İlçenin ormanlık alanı 11 hektardır. Ankara-İstanbul geçiş güzergahında bulunduğundan dolayı, dinlenme, yeme-içme tesisleri açısından önemli konumdadır.

Kaynaşlı: Düzce Ovasının doğu uzantısı olan bir vadi üzerinde kurulmuştur. Ulusal ve uluslararası yolların kesiştiği İstanbul-Ankara gibi iki metropolü birbirine bağlayan önemli merkezlerden biridir. Düzce’ye 15 km uzaklıkta bulunan Kaynaşlı, bozulmamış doğası ve çevresindeki turizm potansiyelleriyle alternatif spor turizminin merkezi haline gelmiştir.

GEZİLECEK YERLER

Düzce Kaynaşlı
Düzce Kaynaşlı

Topuk yaylası-Fenerbahçe Tesisleri

Kaynaşlı ilçesi Bıçkıyanı Köyü mevkiinde bulunan Topuk Yaylası ve göleti: D-100 karayoluna 10 km uzaklıktadır. Kaynaşlı, Darıyeri-Bakacak Mevkiinden hareket ederek, Dipsizgöl köyüne giden yoldan devam edip Topuk Yaylası göletine ulaşılır. İki yanı kayın, gürgen ve köknar ağaçlarıyla bezenmiş yoldan ilerlerken, bitki örtüsünün güzelliğine hayran kalacaksınız.

Topuk Yaylası ve Göleti, Düzce il merkezine 38 km uzaklıktadır.

Rakımı 1280 metredir. Buradan: Abant gölü, Odayeri yaylası, Sinekli yaylası ve Samandere Şelalesine ulaşım mümkündür.

Topuk yaylasında önce ormanın kokusu, ardından göletle buluşan sarıçam, köknar, kayın ağaçlarının görüntüsü ile birlikte, farklı birçok kuş çeşidinden doğa konseri dinleyerek ormanın içinde bulunan patika yollarda bisiklete binebilir, dağdan çıkan kaynak sularıyla beslenen gölette, aynalı sazan, kadıncık ve Hollanda sarısı gibi balık türleri yaşamakta olup, gölette sportif amaçlı olta balıkçılığı, çadır kampı, trekking, foto-safari yapabilirsiniz.

 

Düzce Kaynaşlı

 

Düzce Kaynaşlı

Fenerbahçe Tesisleri

Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından 27.05.2010 tarihinde temelleri atılan Fenerbahçe Spor Kulübü Topuk Yaylası Tesisleri, 01.07.2011 tarihinde hizmete girmiştir. 8,091 metre karelik inşaat alanı ile tamamı doğal ahşap malzemeden yapılan tesisin kullanım alanı, üzeri açık spor alanları ve bunlara bağlı ek tesislerle birlikte 8605 metre kareyi bulmaktadır. Tesisler, tamamen UEFA standartlarına uygundur. Spor ve eğlence aktiviteleri için pek çok imkan sunmaktadır.

Düzce Kaynaşlı

Sakarca Yaylası

Bir kısmı Bolu, bir kısmı Düzce’ye ait olan Sakarca yaylası, Düzce il merkezine 40 km ve Kaynaşlı ilçe merkezine 25 km uzaklıktadır. En yakın yerleşim yeri 18 km uzaklıktadır. Rakım 1550 metredir. Yayla eşsiz doğal güzelliğe sahiptir. Doğusunda çam, batısında kayın ormanı bulunan yayla, aralıksız kekikle kaplıdır.

Düzce Kaynaşlı

Kurugöl Tabiat Parkı

Kurugöl, 21 hektarlık bir Tabiat Parkı içinde, 4.87 hektar büyüklüğünde bir göldür. Mesire yeri olarak 2004 yılında, Tabiat Parkı olarak ise 2011 yılında tescil edilmiştir. Kayın, meşe ve gürgen ağaçlarıyla kaplı Kurugöl, foto safari, olta balıkçılığı, kampçılık aktiviteleri için oldukça uygundur.

Düzce Kaynaşlı

Çamlıpınar Göleti

Dipsizgöl köyünde bulunan Çamlıpınar göleti (Dipsiz göl) piknik ve mesire alanı, İl merkezine 10 km uzaklıktadır. 9.13 hektar orman içinde bulunan gölet: piknik, çadır kampı, trekking, bisiklet ve foto safari aktiviteleri için uygundur.

Düzce Kaynaşlı

Sarıçökek Köyü Orhangazi Camisi

Sarıçökek köyündedir. Orhan Gazi dönemine ait olan cami, birinci gurup anıt eser olarak tescil edilmiş, çantı tekniği kullanılarak yapılmıştır. 14’ncü yüzyıla ait bir Cuma Camisidir.

Düzce Kaynaşlı

Kaynaşlı Motor Sporları Merkezi-Motocross

Kaynaşlı ilçesi: yaylaları, gölleri, ormanları ve coğrafi konumu ile ülkemizin doğa ve motor sporları merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu amaçla, il de de 150 dönümlük bir arazi üzerine Motocross, Enduro, ATV, Off-road ve Dağ bisikleti yarışlarının yapılacağı bir “Motor Sporları Merkezi”, Ekstrem Enduro Şampiyonası ile birlikte ülkemiz ve tüm dünyadaki sporculara hizmet vermeye başlamıştır.

Düzce Kaynaşlı

Kaynaşlı Off-Road Sporları Merkezi

Off-Road derin su geçişleri, çamur ve bataklık  parkurları, dik rampa ve inişleri gibi normal araçlarla aşılması zor engelleri geçmeye yönelik yarışları ile zevkli seyir olanakları sağlayan alternatif spor dallarındandır. Darıyeri yörükler yaylası ile Düzce Merkeze bağlı Kocayayla da, çeşitli organizasyonlarla düzenlenen off-road yarışları, meraklılarına estetiği ve mücadeleyi bir arada sunmaktadır. Hız ve gösteri amaçlı parkurları ile off-road yarışlarına oldukça elverişli olan bu yaylalar, aynı zamanda yemyeşil doğası ile de kamp, trekking, foto safari gibi etkinlikler için oldukça uygundur.

Kaynaşlı Kaymakamlığı ve Düzce Otomobil Sporları ve Off-Road Derneği (DOSOD) tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Yörükler Yaylası off-road etkinlikleri büyük ilgi görmektedir. Düzce merkez sınırları içerisinde bulunan Kocayayla, Düzce’ye 35 km, en yakın yerleşim yerine 11 km uzaklıktadır. 1449 rakımı olan yayla, 86 bin metre kare alana sahiptir. Kocayayla, Şehirli, Çiçekli ve Sinekli Yaylaları ile bütünlük arz ederek yaylalar gurubu oluşturur. Bu yaylalar gurubu, Abant’a 7 km mesafeden ulaşılan en kısa ulaşım güzergahı üzerinde yer almaktadır.

Düzce Kaynaşlı

Yörükler Yaylası

Darıyeri Yörükler Yaylası ile Düzce merkeze bağlı Kocayayla’da çeşitli organizasyonlarla düzenlenen off-road yarışları, meraklılarına estetiği ve mücadeleyi bir arada sunmaktadır. Hız ve gösteri amaçlı parkurları ile off-road yarışlarına oldukça elverişli olan bu yaylalar yemyeşil doğası, kamp, trekking, foto safari gibi aktiviteleri ile oldukça cezbedicidir.

Yörükler yaylası, Düzce’nin Kaynaşlı ilçesine bağlı Darıyeri köyündedir. 475 metre rakımı olan yayla, 4 hektarlık alana sahiptir. Düzce il merkezine 15 km mesafede bulunan Yörükler Yaylası, özellikle her yıl düzenlenen kamp ve off-road oyunları ile dikkat çeker.

Düzce Kaynaşlı

Gırgın Çayırı Piknik ve Mesire Alanı

Eskiköy mahallesinde bulunan Gırgın Çayırı: piknik ve mesire alanı, ilçe merkezine 2.5 km uzaklıktadır. Alanda: çocuk oyun parkı, kamelya, piknik alanları ve yöresel yemekler tadabileceğiniz bir de restoran vardır. Bölge doğa yürüyüşü ve dağ bisikleti için uygundur.

 Düzce Akçakoca gezi yazım için  Akçakoca