Özbekistan Buhara

Özbekistan Buhara

Buhara şehrinin birçok yüzü bulunmaktadır ve bu nedenle şehre değişik isimler verilmiştir. Bunlar “Kutsal Buhara”, “Akil Buhara”, “Mübarek Buhara” dır ama en doğru isim “Noble Buhara”dır.

Şehrin ismi: Buhara olmadan önce “Vikhara” dır ve bunun kelime anlamı “Budist Manastırı” dır. “Buhara” isminin kökeni ise “Bukhar” demektir ve bunun kelime anlamı, büyücüler dilinde “bilgi kaynağı” demektir. Bukhar aynı zamanda, putlar için kullanılan bir depo anlamında kullanılır.

Şehri ziyaret ettiğinizde: eski sokakları, mimarisi, uzun boylu minareleri ve asırlık anıtları hemen göze çarpacaktır. Bilim adamları tarafından incelenen bu sayısız ortaçağ eserleri nedeniyle, şehrin üzerinde antik bir atmosfer yükselir.

Arkeologlar tarafından, toprak zemin yaklaşık 20 metre kadar kazılmış ve bu bölümde: çeşitli konutlar, kamu binaları ve sur kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda şehrin ilk olarak 2500 yıl önce kurulduğu da ortaya çıkmıştır.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Antik dönemlerde: Buhara çeşitli dinlerin merkezi olmuştur. Zerdüştler, müşrikler, Hıristiyanlar ve Budistler burada yaşamışlardır. Ancak 19. yüzyılın sonunda, şehir Müslüman dünyasının önemli bir kültürel ve dini merkezi haline gelmiştir.

O dönemden günümüze, birçok cami, mezar ve medrese kalmıştır. Genel olarak 4000 üzerindeki bu anıtlar, Buhara şehrini, Orta Asya’da tam bir açık hava müzesi haline getirmiştir.

Şehir: Orta Asya’daki en romantik geçmişe sahip şehirlerden birisidir. MÖ.500 yılında kurulan şehir, zamanla Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş, Cengiz Han burayı ele geçirip yakıp yıktıktan sonra, Timur burayı yeniden imar etmiştir.

Aslında: Cengiz Han ordusu ile birlikte şehri kuşatınca, şehir halkı: hayatlarının bağışlanması ve şehrin yok edilmemesi karşılığında bir anlaşma yaparak, şehri Cengiz Han’a teslim etmiştir. Ancak Cengiz Han: bunu kabul etmesine rağmen, şehri teslim alınca sanatçıları ve genç kızları ve genç erkekleri ayırıp, herkesi öldürtmüş ve şehri ateşe verdirtmiştir.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Şehre hayran kalan ünlü gezgin “Marco Polo” nun yazıtları, burayı İpek Yolu’nun entelektüel ve kültürel bir merkezi haline getirmiştir. Öte yandan: buradan dünyanın büyük tarihçileri, bilim adamları, yazarları ve düşünürleri yetişmiştir.

Tasavvuf anlayışı, Anadolu’ya kadar etkili olan Ahmet Yesevi burada yetişen ünlü kişilerin başında gelir. Buharalı mutasavvıflar arasında Bahaeddin Nakşibendi de bulunmaktadır.

19. yüzyılda Rusya ve İngiltere arasındaki “Büyük Oyun” sırasında iki İngiliz subayı olan Stoddart ve Connoly burada bulunan Erk Hisarı’nın önünde infaz edilmiştir.

Şehirdeki en eski anıtların başında: şehrin kapısı vardır. Orta Asya döneminden kalma kalenin bir duvar kalıntısı, savunma sisteminin eşsiz anıtı olarak görülmektedir. Bu duvar kalıntısı, sonsuz savaşlar sırasında, şehrin savunması için amaçlanan zapt edilmez istihkam inşasını göstermektedir.

Şehrin kapısı: duvarın dış tarafından yanmış tuğla ile yapılmıştır. Mevcut duvarın uzunluğu 11 metreye ulaşmaktadır. Bu duvarların ilk olarak Arap Naip Takhirid zamanında yapıldığı bilinmektedir. Şehir gelişip büyüdükçe, ortaçağ döneminde yapılan duvarlar arttırılmıştır.

Sonrasında 12.yüzyıla kadar yıpranan bu duvarlar, Karahanlı hükümdarı Arslan han zamanında (1102-1130) takviye edilmiştir. Takip eden süreçte 1207-1208 yılları arasında restore edilen duvarlar, 1220 yılında Cengiz Han orduları tarafından Moğol istilasında yeniden yıkılmıştır.

1540-1549 yılları arasında Abdal-Aziz Han döneminde duvarlar şehrin banliyöleriyle çevrilmiştir. Günümüzde, şehrin güneybatı kısmında, rekreasyon parkında bu ortaçağ surlarının bir kısmını görmek mümkündür.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Evet: Buhara Orta Asya’nın en kutsal şehirlerinden birisi ve aynı zamanda Orta Asya Türk kültürünün merkezidir. Öte yandan Özbekistan ülkesinin beşinci büyük şehridir.

Tarihi İpek yolu üzerinde özel bir yere gitmek düşünürseniz, burası mutlaka gidilmesi gereken bir yer olarak öne çıkar. Kalan Minar ve mavi kubbelerin arasından, bu şaşırtıcı şehri izlemek gerçekten çok otantiktir.

Şehrin dolambaçlı ve topraklı sokakları hem içme hem temizlik amaçlarıyla kullanılan su kaynaklarının çevresine inşa edilmiştir. Bu havuzlar sağlıksız oldukları için Sovyetler döneminde doldurulmuşlardır.

Dut ağaçlarıyla çevrili, içinde bir hankah ve medreseler olan Leb-i Havuz hala durmaktadır. Yakınlarda, Orta Asya’daki yüksek İslami eğitimin merkezi olan 14.yüzyıldan kalma Kukeldaş Medresesi bulunmaktadır.

Kahverengilerin ve mavilerin şehri olan Buhara, göz alıcı pazarları, muhteşem çini mozaikleriyle insanın bambaşka bir ortamı yaşamasını sağlar. Tarihteki yerinin sağlam olduğunu bilen şehir, çok rahat bir havaya sahiptir.

Buhara şehrinde 269.000 kişi yaşamaktadır. Şehir Özbekistan ülkesindeki 12 şehirden birisidir ve ülkenin güneyindedir.

Şehrin tarihi merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Buna göre: İpek Yolu üzerinde bulunan şehir, 2000 yıldan daha eskidir.

Kent dokusu büyük ölçüde sağlam kalmıştır. Orta Asya’da, bir ortaçağ kenti olarak eksiksiz örnektir. Özellikle: 10. yüzyıl Müslüman mimarisinin başyapıtı olan İsmail Samani mezarı ve çok sayıda 17.yüzyıl medresesi ilgi çekmektedir.

Burayı ziyaret etmek için en uygun dönem: Mart-Nisan ve Eylül-Ekim ayları arasındaki dönemdir. Buraya ulaşmak için İstanbul-Taşkent arasında havayolu ve Taşkent-Buhara arasında yerel havayolu kullanmak gerekir.

İstanbul-Taşkent arasındaki uçuş, yaklaşık 4 saat 20 dakika sürmektedir. Buhara şehrine trenle gitmek isterseniz, Semerkant-Buhara arasındaki tren yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor.

Buhara tren istasyonu, şehir merkezine 12 km uzaklıktadır. Bunun sebebi: o zamandaki Buhara Emirinin politikasıdır. 1889 yılında tren hattı kurulduğunda, medeniyetle arasındaki bağların en aza indirgenmesi amacıyla tren hattı şehre bu kadar uzak kurdurulmuştur. Çünkü o dönemde, şehir bir yandan “Yasak Şehir” yani “en kapalı toplum” olarak bilinmektedir.

Yüzyıllar boyunca şehre hiçbir yabancı girememiştir. Çünkü Buhara Emirlerinin 17.yüzyıldan itibaren dünya ile ilişkilerini kestikleri söyleniyor. Gizlice girmeyi başaranlar ise, çok iyi Türkçe ve Farsça bilip, molla kılığında bölgeyi ziyaret eden seyyahlardır. Bölgeyi ziyaret eden seyyahlardan birçoğunun öldürüldüğü söyleniyor.

İpek Yolu aracılığı ile buradan geçen Müslüman tüccarlar haricinde kimse buraya giremiyormuş. Öte yandan, Buhara Emirliğinin bu kadar dış dünyadan izole olmasının en büyük nedenlerinden birisi de, coğrafi konumdur. Buhara şehrinin kuzey, batı ve güney bölümü bozkırlar ve çöllerle çevrilidir.

Doğuda ise dağlar bulunur. Buraya gelecek ordular, çölü geçme yollarını ve su kaynaklarını bilmedikleri takdirde, buraya ulaşmaları mümkün değildir. Bu nedenle de, ister seyyah, ister gezgin, ister elçi kim olursa olsun, bu bilgileri dışarı çıkarmamaları için öldürülmüşlerdir.

Hatta: şehri bir Rus sefir geldiğinde, onun bu bilgilere sızmasını engellemek için şehrin en uzak yerlerinde konaklattıkları söylenmektedir. Şehrin bu döneme ait anıları arasında idam edilerek öldürülen iki İngiliz dikkat çekmektedir.

İngiltere kraliçesi Victoria’nın temsilcisi olarak buraya gelen Teğmen Stocdart: yanında getirdiği hediyeleri Hindistan valisi adına Emire takdim edince, Emir Nasrullah Han, bunu kendisine hakaret sayar ve kendisini hapsettirir. Daha sonra onu kurtarmak için gelen İngiliz elçi de hapsedilir ve ardından ikisi de idam edilerek öldürülür.

Buhara ismiyle bilinen ünlü İran halı deseninin şehirle bir ilgisi yoktur. Gezginler ilk olarak buradaki Pazar yerinde bu halıları görmüş ve halıların burada yapıldığını düşünmüşler ve bu isim verilmiştir.

 

Şehrin popüler kafe ve restoranları

Buhara şehrinin yerel lezzetleri arasında öne çıkanlar: Buhara pilavı, baracha (soğan ile haşlanmış kuzu eti yemeği), Buhara somsa (etli domates dolması) dır. Bu ana yemekler yanında mayonez ile tatlandırılmış sebze salataları öne çıkar.

Ayrıca: şehirde Avrupa mutfağı yemekleri, diyet salata ve vajeteryan yemekleri ve restoran ve kafelerde İngilizce bilen personel bulmak mümkündür.

Kamp

M.İkbol str adresindedir. Her gün saat 10.00-23.00 arasında açıktır. Kamp isimli restoran: açık bahçe, iki salon, odalar ve çocuk odasından oluşan büyük bir komplekstir. Burada Özbek, Avrupa ve Uygur yemek kültürü tadılabilir. Özellikle: Uygur tarzı kızarmış sığır eti, çeşitli çorbalar ve tatlılar önerilir.

Bela İtalia

B.Nakshbandi str adresindedir. Burası ölçülü İtalyan tasarımı ile dikkati çeker. Şehrin eski ve yeni parçaları arasında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve doğu mutfak kültürü tadılabilir. Özellikle: pizza, spagetti, Arap et yemeği ve Gürcü et yemeği önerilir.

Minzifa

Khujarushnoy str adresindedir. Burası Lyabi-Khauz yakınlarında, eski şehrin merkezindedir. İki hol ve bir terastan oluşmaktadır. Burada: Özbek, Avrupa ve vejateryan yemekleri bulunmaktadır. En popüler yemek ise pilavdır.

Rüsten-aka Ulusal Evi

Sarofon str adresindedir. Buhara şehrinin eski kesiminde yer almaktadır.
Burada: Özbek, Avrupa ve Vejeteryan tarzı yemekler sunulmaktadır. Popüler yemekler: dolma, mısır çorbası, elmalı turtadır.

Dolon

Khakhikat str adresindedir. Şehrin eski kısmında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve Özbek yemekleri sunulmaktadır. Popüler yemek: shashlik ve shourpadır.

Doston Evi

K.Kalon str adresindedir. Burası ulusal geleneklere göre pişmiş Özbek yemekleri tatmak için şehirdeki en uygun mekandır. Burada Özbek yemek kültürü sunulur. Popüler yemekler: Buhara pilavı, shourpa, köfte çorbası, dolma, haşlanmış sebze salataları, somsa’

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

ŞEHİR MERKEZİNDE GEZİLECEK YERLER:

Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch
Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch

 

Buhara Kalesi-Arch

Ark kalesi, Buhara hanları tarafından konut olarak kullanılmıştır. Son kazılara göre: 4. yüzyılda yapıldığı görülür. 20 metre yükseklikte suni bir tepe oluşturulmuştur. Yani duvar yükseklikleri 18 metreye ulaşır.

Üst tabakalar, en son Bokharan Emiri döneminde inşa edilmiştir. Yapının ahşap kısmı ise, 1920 yılındaki genel yangın sırasında yanarak yok olmuştur. Ark içinde: Emirin konaklama odası, polis bölümü, ahırlar, giysi, halı, mutfak eşyaları, hazine, tophane, hapishane, kuyum ve diğer atölyeler ve cami görülebilir.

İlk olarak ise, Ark’ın devasa kapıları ilginizi çekecektir. Kapılar; iki katlı kule ile portal, kemer açıklığı ve üstünde kafesli mimari galeri görülür. Arkada da galeri ile çevrili bir müzik odası bulunur. Yan tarafta, mahkumların atıldığı nemli zindan bulunur.

Buhara Emirinin taht odası, tören ve festivaller için ayrılan oda: güneydeki girişin hemen ardındadır. Burası ahşap sütunlar üzerine tuğla döşeli olarak inşa edilmiştir. Uzun eksen bahçede, Emir tahtı bulunur. Bu mermer taht: mermer sütunlar üzerinde, boyalı, ahşap gölgelik altında, 1669 yılı Nuratian ustaları tarafından yapılmıştır.

Evet burası Buhara’nın en eski anıt gemisidir ve şehrin saldırı ve kuşatmaları sırasında kullanılmıştır. Ancak: tarih boyunca buraya gelen gerek Rus ve gerekse İngiliz elçiler dahi buranın cezalarından etkilenmişlerdir.

Böyle olunca, Rus Kızıl Ordusu şehri ele geçirince Emirin bu sarayını neredeyse tamamen yok olacak şekilde bombalamıştır. Emir bunun üzerine Afganistan’a kaçar ve burada Buhara Halk Cumhuriyeti kurulur ve zamanla Özbekistan ülkesinin bir parçası haline gelir.

 

Djami Camii

Arch içine girişten önce, saray camisini görebilirsiniz. Djami camisi: 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Son onarımı ise, 1919-1920 yılları arasında, ünlü Özbek usta Shirin Muradov tarafından yapılmıştır.

Özbekistan Buhara Buhara Tren İstasyonu

Buhara Tren İstasyonu

Trans-Hazar demiryolu Orta Asya’ya inşa edildiğinde, buraya da 19. yüzyılda bu tren istasyonu yapılmıştır. İlk olarak 1888 yılında Kağan köyü yakınlarına yapılan tren istasyonu, ardından şehir genişletilince ve demiryolu standart geniş demiryolu olarak değiştirilince, buraya bu istasyon inşa edilmiştir.

Buhara demiryolları, eski Buhara Emirliği dönemindeki devrim ve Sovyet iktidarının kurulması sırasında önemli rol oynamıştır.

Günümüzde, biraz önce söylediğim gibi Buhara şehrinde iki tren istasyonu vardır. Tüm trenler Kagan istasyonuna ulaşır. Buhara-2 istasyonu yalnızca yük taşımacılığı için kullanılır. Şehre uzaklığı yaklaşık 15 km olduğu için, Buhara-1 tren istasyonu ile şehir arasında taksi kullanmak gerekir.

 

Devlet Mimarlık Sanat Müzesi

Afrosiab str adresindedir. Çarşamba hariç hergün açıktır ve saat: 09.00-16.00 arasında ziyaret edilebilir.
Buhara Devlet Mimarlık Sanat Müzesi: Ark kalesindedir ve 1922 yılında kurulmuştur.

Müzede: Özbek halkının entelektüel mirasına ait 100.000 öğe bulunmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar: altın nakış, bakır, ganch oyma, mimari dekor, sikkeler, ev eşyaları, grafik eserler, resim, heykel, eski haritalar, kitaplar ve tarihi değeri olan diğer belgelerdir.

Özbekistan Buhara Samanids Mozolesi

Samanids Mozolesi

Maveraünnehir Halifeliği yerel hanedanının yöneticilerinden Sanctuary ailesine aittir ve Orta Asya mimarisinin bir incisi gibidir. Bu anıt, Arap fethinden sonra Orta Asya mimarisinin gelişim döneminin önemli bir başlangıcıdır.

Türbe: Samani hanedanının mimari stilini belirtecek şekilde, yarım kule ile örtülü bir küp bina şeklindedir.

Küp: istikrarı sembolize eder ve kubbe ise dünya için bir simgedir. (gök kubbe benzerliği) Böylece bina evrenin bir sembolüne dönüşür. Güneş ve gezegenlerin sembolleri: figürlü duvar içinde, türbenin girişindeki kemerler üzerinde dairesel diskler şeklindedir.

Evet bu Samani Türbesi: Orta Asya mimarisinin bir başyapıtı olarak kabul edilir. Yapıda, mimari ve sanatsal tasarımlar birlik içindedir.

Özbekistan Buhara Chasma-i Ayup

Chasma-i Ayup

Yüzyıllar öncesinde, Orta Asya’da azizler tarafından ziyaret edilen birçok yer bulunmaktadır. Bunlardan birisi de: Saint Eyüp kaynağı olarak tercüme edilen: Chashma-Ayub denilen burasıdır.

Bir efsaneye göre: bir peygamber bu toprakları ziyaret ettiğinde, çölde su sıkıntısı çeken insanlara yardım etmeye karar verir. Onun sopası ile vurduğu yerden, kristal berraklığında su kaynağı ortaya çıkar. İnsanlar bu suyun şifalı olduğuna inanmaktadırlar.

Zamanla kaynağın üzerine bir türbe inşa edilir. Türbe, dikdörtgen prizma şeklindedir. Farklı bir kubbe ile taçlandırılmıştır. Su kaynağı ve ana bina üzerinde konik bir kap bulunur yani özel çift kubbe görülür.

Bu yapının: 14-19. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir. Yapı: Khanaka döneminde, burayı ziyaret edenler için yapılmış bir konut ve yemekhane tesisi olarak kullanılmıştır. Aynı alanda “Kosh-Medresesi” de bulunur.

Buradaki ilk medrese: Modar-ı Khon: Abdullakhan II tarafından, annesi için inşa ettirilmiştir. Üzerindeki çini kitabeye göre yapılış tarihi: 1566-1567 yıllarıdır. Bir portaldan girilen binanın giriş kısmında: avlu çevresinde öğrenciler ve eğitmenler için yapılmış toplantı odaları ve bir cami görülmektedir.

Buradaki ikinci medrese ise “Abdallakh Han” medresesidir. 1588-1590 yılları arasında inşa edilmiştir. Orta Asya mimarisinin seçkin eserlerinden birisidir.

Yapıda alışılmış kompozisyonlar dışında çizgiler, simetrik devre düzenleri görülmektedir. Avlunun orta ekseni boyunca iki sıra penceresi olan geniş bir salon bulunur.

Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler
Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Tacik diline göre “Chor-Minor” dört minare demektir. Burası, Buhara şehrinin sıra dışı anıtlarından birisidir. Ancak Buhara mimarisinden farklıdır. Hint etkisi ağırlıklıdır.
Açık alanda, sağ tarafta “Lyabi-Khauz” arkasında yer almaktadır.

Chor Minor: 4 minare ile çevrilidir. Kare şeklindeki medrese binasının üstü mavi kubbe ile taçlandırılmıştır, köşelerinde ise birbirinden farklı dekorlardaki dört küçük minare bulunur. Bu dört minaresin her biri farklı şekle sahiptir.

Kulelerin dekor elemanları, dünyanın dört dinin felsefi anlayışını yansıtmaktadır. Çünkü, minareler üzerindeki bazı unsurlarda bulunan haç Hıristiyanlık, balık ve Budist dua görülmektedir.

Medrese binası önünde, küçük bir lavabo ve veranda bulunur.

Evet; medrese zengin Türkmen halife Niyazkul zamanında yapılan ve günümüze iyi korunarak gelmiş bir yapıdır. Medresesinin yapım tarihi olarak 1807 görülmektedir. Günümüzde burada hediyelik eşya satan bir dükkan bulunuyor. Yukarı çıkmak isterseniz ücret ödemek gerekiyor.

Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble

 

Hoca-Gaukushon Ensemble

Burası şehrin en büyük komplekslerinden birisidir ve içinde cami, minare ve medrese bulunmaktadır. Geçmişte, burası şehrin en büyük ticaret meydanlarından birisidir. Kelime anlamı boğaların öldürülmesidir.

Çünkü, burada geçmişte bir mezbaha bulunmaktadır.
16.yüzyılda buradaki meydana: büyük bir medrese ve büyük minareli cami inşa edilmiştir. Gerek cami ve gerekse diğer yapıların parası ise, Djuibar Şeyhi Hoca Saad tarafından verilmiştir.

Özbekistan Buhara

Fayzabad Khanqah-Tekke

Ünlü tasavvufçu Malvono Poyand-Mukhammad Fayzobodi tarafından 1598-1599 yılları arasında yaptırılmıştır ve kendisi 1601 yılında ölmüştür. Yapılış amacı, günlük namaz ve Cuma namazı için bir cami olmasıdır. Ayrıca sufi ayinleri ve dervişlerin geçici ikametgahı içinde kullanılması düşünülmüştür.

3 katlı yapıda: saray gibi büyük ve yüksek ışıklı bir salon bulunur. Bütün mimaride: arıtma, zarafet ve asalet hakimdir. Merkezi salonda: kubbe ve kemerli galeriler aracılığı ile iki kanat bulunur. Mekke yönünü gösteren Mihrad Behind, dervişlerin ikametgahı için yapılan khudjras (hücreler) kanatlardadır. İç kubbe: etkileyici kartonpiyerlerle süslüdür.

 

Fayzulla Khodjaev Müzesi

Tukay str adresindedir. Pazar günü hariç her gün açıktır ve saat: 09.00-17.00 arasında gezilebilir.
Fayzulla Khodjaev: 20. yüzyıl başlarında siyasi arenada en çarpıcı kişilerden birisiydi. Kendisi siyasi bir figür, bir sanat hamisi, eşit haklar ve demokrasi için savaşçı liderdi.

Zengin bir tüccar ailesinin oğlu olarak doğdu ve uzun bir süre Rusya’da okudu, çünkü babası ona laik eğitim vermek istiyordu. 1913 yılında Buhara şehrindeki evine geri döndüğünde, Buhara Cadidistlere katıldı. (bu bir partidir) Bunlar: insanların yaşamını iyileştirmeyi amaçlayan anayasa ve reformların benimsenmesi için bir gösteri düzenlediler.

Gösteride genç Bukharans kaçmak zorunda kaldı. Orta Asya: SSCB bünyesine girdiğinde Fayzullah Khodjaev, bölgesel yönetime katıldı ama büyük baskılar altında 1937 yılında idam edilerek öldürüldü.

Ancak, Buhara’da insanlar Fayzulla Khodjaev’i sevmektedirler ve ailesinin evi kendi adına bir müze haline getirildi. Müze ev: Buhara mahallesinde Goziyon denilen yerdedir. Soyluluğun temsilcileri ve zengin tüccarlar bir zamanlar burada yaşamıştır.

Müzenin odaları lüks ve zarif bir ayırt edici özellik göstermektedir. Tüm odalar ustaca ahşap oyma ve ganch ile dekore edilmiştir. Bir zamanlar Khojaev ailesine ait bütün sofra günümüze kadar gelmiştir. Evin altında yer altı tünel ağı bulunmaktadır. Bunlar tehlike durumunda khanın hoşnutsuzluğunu gizlemek için inşa edilmiştir.

Günümüzde müze ziyarete açıktır. Müzede sofra setleri, doğu mobilyaları ve 19.yüzyılda Bukharans yaşamının diğer niteliklerine ait nesneler sergilenmektedir. Ayrıca müze ziyaretçileri, Fayzulla Khodjaev’in biyografisini ve 1938 yılında ölene kadar onun faaliyetlerini öğrenebilirler.

Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble
Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble

 

Poi-Kalyan Esamble

Bunun kelime anlamı “Büyük kaide” demektir. Esamble 4 anıttan oluşmaktadır. Kalyan camisi, Miri-Arap Medresesinin cepheleri birbirine karşıdır. Aralarında ise Kalyan minaresi bulunur. Miri-Arap medresesinin güneyinde küçük Amir-Allimkhan medresesi vardır.

Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi
Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi

 

Kalyan-Kollon Minaresi

İslam’ın başlangıcından itibaren camiler üç tür olarak tasarlanmıştır. Bunlar: kırsal camiler, günlük camiler ve Cuma camileridir. 13. yüzyılda inşa edilen Djuma camisi hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ancak, tahminlere göre, galerilerle çevrili geniş bir avlusu olduğu düşünülmektedir. Ancak 1127 yılında inşa edilen büyük minare bilinmektedir.

Onun muhteşem ve kusursuz görüntüsü, Buhara şehri manzarasında görenleri hayrete düşürecek düzeydedir. Normalde her caminin kendi minaresi olmasına rağmen, bu ana minare Djuma camisi yakınında yer almaktadır. Çünkü minarenin tepesinden, müezzinin sesi, müminleri namaza çağırmaktadır.

Buhara şehrinin bu en görkemli yapısı, Ortaçağ Buharalı tarihçi yazar Muhammed Narshakki’ye göre 12. yüzyılın ilk dönemlerinde Buhara hükümdarı Arslanhan tarafından yaptırılmıştır. Minare inşa edildiği 12.yüzyılda, Orta Asya’nın en yüksek minaresiymiş. Ancak, sitede bir minare inşa ettirmek için yapılan ilk girişim başarısız olmuş, şehrin altındaki birçok kültürel katmanlara ve yumuşak zemine dikkat edilmemesi nedeniyle, minare cami üzerine çökmüştür.

Yerine daha dayanıklısı 1127-1129 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu 45.6 metre yükseklikteki minare: mühendislik ve mimari harikası olarak kusursuz bir örnek kabul edilir. Pişmiş tuğla ve onun üstünde kalın tabandan, daralarak yükselen yekpare dairesel bir kule şeklindedir.

Turkuaz çinili yazıtta “Arslan Han” ismi okunmaktadır. Yukarıya doğru daralan yuvarlak gövde şeklindeki tuğla kule, karakteristik bir minaredir ve alt çapı 9 metre, üst çapı 6 metredir.
Minare, kuşatma ve savaş zamanlarında aynı zamanda bir gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır.

İlk yapıldığında yukarısında kubbeli başka bir bölüm olduğu düşünülmesine rağmen, günümüzde üst bölüm sadece koni şeklinde görülür. Minarenin gövdesi tuğladan yapılmış ve dar süs dizeleriyle çevrilmiştir. Bunlar düz ya da çapraz olarak, bir satranç tahtası gibi düzenlenmiştir.

Korniş üzerinde yazıtlı bir mukarnas gider. Friz, o zamanlar Buhara mimari dekorlarında yaygın olarak kullanılan mavi sır ile kaplıdır. Gövde ortasının çevresinde bir yıkık yazıt görülür. Bu 1920 yılında Mikhail Frunze komutasındaki askerler tarafından Buhara şehrinin alınması sırasındaki bombardımanda oluşmuştur.

1923 yılındaki restorasyon sırasında, burası, geometrik mozaiklerle süslenmiştir. 1976 yılındaki depremden sonra, korniş kısmı çökmüş ve eski fotoğrafları değerlendirilerek, 1980 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Son bir not: küçük bir ücret ödeyerek minareye çıkmak mümkündür. Minareye çıkarsanız: bir zamanlar Buhara Emirinin yaşadığı ve Arck olarak adlandırılan kalenin harabe halini net şekilde görebilirsiniz.

Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii

 

Kalyan Camii

Arkeolojik araştırmalara göre, burada Arap komutanı Kutebbiye Bin Müslüm tarafından 713 yılında, bir pagan tapınağı yerine şehrin ilk Cuma camisi yapılmıştır.

Cuma camisi yapıldıktan sonra minare yapımına geçilmiş, ancak yukarıda da sözünü ettiğim gibi minare caminin üzerine yıkılmış ve camiyi tahrip etmiştir. Bunun üzerine 1121 yılında Karahanlılar tarafından buraya yeniden bir cami yapılmış, ancak bu da Moğol istilası sırasında tahrip edilmiştir.

Günümüzde görülen cami ise, 15. yüzyılda yapılmıştır. Arkeolojik araştırmalar da günümüzdeki caminin altında iki cami kalıntısını göstermektedir. 20. yüzyıl başlarında Buharalı usta Shirin Muradov, caminin onarım çalışmalarına katılmıştır. Evet, camiye giriş ücretli, ancak Türk ve Müslüman olduğunuzu öğrenince ücret almıyorlar.

Caminin boyutları 80 x 130 metredir. Bunun düzeni, geleneksel uzun boylu ve büyük dikdörtgen avluludur. Günümüzde Buhara şehri manzarasına hakim olan bu yapı, 1514 yılında tamamlanmıştır. Caminin dekorunda öncelikle sırlı çini kullanılmıştır ve bunlar ağırlıklı olarak ana cephe ve mihrap üzerine yoğunlaşmıştır.

Cephede, yapılan arkeolojik araştırmalarda bir önceki cephenin fayans ve mozaiklerle süslendiğini ortaya koymuştur. Cami Semerkant’taki “Bibi Hanım Camisi” ile aynı ölçektedir.
Cami 12.000 kişi kapasitelidir.

Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi
Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi

 

Miri Arap Medresesi

Burası 16. yüzyıldan kalma ve Buhara şehrinin mimari anıtlarından birisidir. Yemen kökenli (atalarının Yemenden geldiği söylenir) Şeyh Abdullah Yamani’ye atfedilir. Kendisi Sheybanıdlerin manevi lideridir. Ubeydullah han (1512-1539) medresenin yapımı için bağışta bulunmuştur.

Dikdörtgen bahçesi 288 kubbe oluşturan galerilerle çevrilidir. Onlar 208 sütun üzerinde yükselir. Avlunun üzerinde mozaik bir tambur üzerinde mavi büyük kubbe yükselir. Kolon minare medresenin güneybatısındadır.

Birkaç kez restore edilmiş yapının mimarisi ve dekoru muhteşemdir. Medresenin hemen yanındaki Amir-Alimkhan medresesi ise 19.yüzyılda inşa edilmiştir.

Yapı 1924 yılına kadar şehir kütüphanesi olarak kullanılmış ve 1945 yılından itibaren dini medrese olarak faaliyetini sürdürmektedir. 1997 yılında Buhara şehrinin 2500 yıl dönümü arifesinde, ana cephe, çatı ve kubbeler tamamen yenilenmiştir.

Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii
Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii

 

Magoki-Attori Camii

Şehir merkezindeki bu cami, kentsel caminin bir örneğidir. Cami; İslamiyet öncesi pagan “Moh” tapınağı yerine inşa edilmiştir. Ancak, arkeolojik kazılarda, tapınağın üzerinde Samaniler döneminde yapılan bir de kubbeli cami kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.

Ancak 12.yüzyılda zemin seviyesi yükseltilmiş ve ana cephe çok az hasar ile yeniden tasarlanmıştır. 16.yüzyıla gelindiğinde ise, alttaki kültür tabakaları ve yumuşak zemin nedeniyle cami toprağın derinliklerine batar gibi olmuş ve onun cephesi 1930 yılında yürütülen kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Caminin dış cephesi asimetriktir. Sağa dikdörtgen şeritler ile saçaklı bir gömme tonoz ve bir portal vardır. Mimari dekor, geometrik şekiller ve oyma terra-cotta taşıyan bitki desenli fayanslar ile kapalı tuğladan oluşturulmuştur.

Evet burası Karahanlılar döneminde yapılmış, Orta Asya mimarisinin mükemmel örneklerinden birisidir.

Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi

 

Kosh Medresesi

“Kosh” çifte anlamına gelir. Çünkü burada “Modari-han” ve “Abdullah-han” medreseleri bulunmaktadır, yani iki bina vardır. Binalar, dar sokak tarafında birbirlerine karşı karşıya dururlar. Girişin üzerinde çini resimlerle yapılış tarihi olarak 1517 yazılıdır.

Modari-han medresesi 974 ya da 1566 yılında inşa edilmiştir. Medresenin ana cephesi muhteşemdir. Abdullah-han medresesi ise, 1558 veya 1590 yıllarında inşa edilmiştir.
Her iki medrese de olağanüstü Orta Asya mimari eseridir. Abdullah-han medresesi, gök ışık olarak bilinen ve 12 taraflı ışıklı tanbur kubbe ve bahçe ve geniş salonla ortaya çıkar. Salon iki katmanlıdır.

Özbekistan Buhara Kukeldash Medresesi

Kukeldash Medresesi

Kukeldash medresesi: batı ve kuzeyde Khanaka ve Nodir Divan-Begi ve doğuda: Architectual ensemble Lyabi-Khauz gibi üç büyük anıtsal binalar ile oluşturulmuştur. Güneydeki kare bir meydan bulunur.
Lyabi Khauz topluluğunun şehirde 16. yüzyıldan kalma ilk yapısıdır. Medresenin boyutları 80 x 60 metredir. Şehirdeki en büyük medresedir. Burada 320 den fazla öğrenci yaşamış ve okumuş, 130 öğretim elemanı bulunmuştur. Bu durum Abdullah-han liderliğin altındaki devletin gücünü temsil etmektedir.
İki katlı binanın, girişi yarı saydam, yeşil oniks zarif sütunlarla süslenmiştir. İç dekorasyonda, beyaz kullanılmıştır.

Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble
Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble

 

Lyabi-Khauz Ensemble

Lyabi-Khauz kelimesi “rezervuar” anlamına gelir. Bölgede anlatılan bir efsaneye göre: Nadir Divan-Begi: yalnız bir kadının evi olarak inşa edilmiştir. Kadın, güçlü vezire evin altına bir su kanalı inşa ettirmesini söyledi ve bu su kanalları yapıldı.

Nadir Divan-Begi medresesi: 1619-1620 yılları arasında yapılmış, merkezi kubbe salonlu büyük bir binadır. Bina önce bir kervansaray olarak inşa edilmiştir. Daha sonra ise medrese olarak kullanılmıştır.

Khauz kanalları: dikdörtgen şeklinde, batı-doğu yönünde 36 ve 46 metre uzanan kanallardır. Kıyıları sarı kireçtaşı bloklarla yapılmıştır.

Burada: Nasreddin hocanın bir heykeli görülüyor, Özbekler onun Özbek olduğunu iddia ediyorlar. Havuz kıyısında lokantalar bulunuyor. Buralarda masalar yerden 30 cm yükseklikte ve yerdeki minderlere oturuluyor.

Burada Özbek pilavı yemenizi öneririm.

Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi
Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi

 

Nadir Divan-begi Medresesi

Burası: Lyabi-hauz mimari kompleksinin bir parçasıdır. Medrese binası kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmemesine rağmen, vezir Nadir tarafından isimlendirilmiştir. Vezir Nadir, 1611-1642 yılları arasında, Buhara şehrinde hüküm süren Ashtarkhanid hanedanı hükümdarı İmamkuli-Han; emrinde çalışmış güçlü temsilcilerden biridir.

Bu hükümdarlar ve vezirler, sürekli savaşlarla meşgul olmalarına rağmen aynı zamanda şehir planlamasına da zaman ayırdılar.

Nadir Divan-begi medresesi, Orta Asya’nın tüm Müslüman anıtları içinde en tipik tarzda dekore edilenidir. Dekorasyonda İslamda pek alışık olunmayan şekilde, kuşlar, hayvanlar ve insan imgeleri ve güneş kullanılmıştır. Efsanevi kuşlar ile, mutluluk betimlenmiştir.
İkinci katta: yaşam için odalar bulunur.

Ana girişte, genişletilmiş forum dikkati çeker. Medreseye yakın bir havuz da inşa edilmiştir. Bu yapay rezervuar, daha sonra “Lyabi Hauz” olarak isimlendirilir ve Buhara şehrinin en bilinen yerlerinden biri haline gelir.

Şehir merkezindeki bu dikdörtgen havuz: 46 x 36 metre ebatlarındadır ve asırlık çınar ağaçlarının gölgesindedir. Kıyıları sarımsı kalker masif bloklarla yapılmış ve su basmanları taşlarla dekore edilmiştir.

Eski dönemde, burada Pazar kuruluyormuş. Günümüzde bu havuz kenarında, Buhara yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz lokantalar bulunuyor.

Özbekistan Buhara Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din al-Bokharzi (1190-1261) sufi düzeni tesis eden Nadjmid ad-Din Kubro’nun takipçisidir. Kendisi: ünlü bir şair ve ilahiyatçı olduktan sonra “dünyanın şeyhi” unvanını almıştır. Ölümünden sonra mezarı üzerine, bu Boharzi anıtı dikilmiştir.

Ama burada aynı zamanda derviş ayinleri de düzenlenmiştir. Kendisinin takipçilerinden Buyan Kuli Han: Boharzi mezar yerinde ters gömülmüştür. Daha sonra onun kabri üzerine de türbe inşa edilmiştir.

Türbe: olağanüstü basitlik ve mimari fikir berraklığı, şekillerin ihtişamı ve ölçeğiyle dikkat çekiyor. Türbenin içinde hiç dekorasyon yoktur ve ancak muhteşem süslemeler dikkati çeker. Evet bu mezar yeri, ortaçağ ahşap oyma sanatı açısından tam bir başyapıttır.

Özbekistan Buhara Seramik Müzesi
Özbekistan Buhara Seramik Müzesi

 

Seramik Müzesi

Gijduvan str adresindedir.
Çömlekçilik Orta Asya halklarının temel el sanatlarından birisidir. Özbekistan topraklarında, seramik antik çağlardan beri büyük popülerlik kazanmıştır. Birçok Orta Asya ülkesi içinde beceri ürünü seramik güzel parçalar yaratılmaktadır.

Özellikle Özbekistan ülkesinde ise seramik her bölgenin kültürünü yansıtan, pek çok öykü, resim ve diğer pek çok şey tasvir edilmektedir.

Buhara ve Semerkant gibi şehirlerde seramik ünlüdür. Çünkü büyük ustalar bu şehirlerde yaşamışlardır. En önemli seramikler Gijduvan seramik okulu sanatçılarına aittir. Çünkü Gijduan seramik okulunun derin kökleri vardır.

Beceri nesilden nesile, babadan oğla geçer. Gijduan ustalarının eserleri, çömlekçi atölyelerinde değil, Seramik Gijduan Müzesinde görülebilir. Müze, modern ustaların geniş bir koleksiyonunu sergilemektedir. Onlar zengin renkler ve süslemelerle betimlenmiştir. Gijduan seramik okulu: geometrik desenler ile ayırt edilebilir. Yeşil ve mavi renkler dekorasyonda hakimdir.

 

Registan Meydanı

Ark’ın batı bölümünde, Arap döneminde Registan meydanı inşa edilmiştir. Burada 13.yüzyıldan itibaren çeşitli idari binalar ve saraylar bulunmuştur. 16.yüzyılda ise ticari mekanlar yer almıştır. Bu ticari mekanlarda pamuklu kumaşlar satılmış, ayrıca: et, tahıl, fantezi mal, kağıt, mürekkep, sığır, karpuz, kavun, ahşap mutfak eşyaları ve diğer şeylerin satışı sürdürülmüştür.
Registan meydanında günümüze ulaşan tek anıt 18. yüzyıl yapımı Bolo-Khauz’dur.

 

Bolo-Khauz Kompleksi

Burası: Registan Meydanında tek korunmuş anıttır. Emirin kalesi (Arch) bu anıtın karşısında bulunur. Bu karmaşık kompleks: Cuma camisi ve minaresinden oluşur. Kompleksin en eski kısmı “Bolo-Khauz” olarak isimlendirilen gölettir.

Burası günümüze ulaşmış, Buhara şehrindeki çeşitli göletlerden birisidir. Geçmişte bu rezervuarlar, şehir halkı için su kaynağı olarak kullanılmıştır. Ancak ne yazık ki, aynı zamanda birçok hastalık kaynağı olmuştur. Bu nedenle, göletlerin çoğu kapatılmıştır.

Bolo-Khauz Camii: Emir’in eşi emriyle 1712 yılında inşa edilmiştir. Diğer bir efsaneye göre ise: Emir Shakhmurat (1785-1800) tarafından, eşinin ölümü üzerine sevgi ifadesi olarak inşa edilmiştir.

Yapı: rafine bir sütun üzerinde, ahşap tavan, geleneksel varenda, bol kartonpiyer ile dekore ve çiçek-geometrik süs desenleri ile süslüdür. Kısa minare: Buharalı ünlü usta Shirin Muradov tarafından 1917 yılında inşa edilmiştir.

Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi

 

Samaniler Türbesi

Buhara şehrindeki tüm ortaçağ yapıları arasında, Samaniler türbesi özel bir yer işgal etmektedir. Bu dünyaca ünlü mimari yapı: 9. yüzyılın bitiminde inşa edilmiştir. Yapılış amacı ise: İsmail Samani’nin: babasının ölümü ardından bir aile mezarlığı olarak yapılmış olmasıdır.

Daha sonra: İsmail Samani’nin kendisi ve torunu da buraya gömülmüştür. Aslında: İslam geleneklerine göre, Müslümanların mezarları üzerine herhangi bir heykel ve anıt dikmek günah olmasına rağmen, buradaki kakmalı kriptler ilginçtir.

Samaniler türbesi, düz bir tasarım dehası olarak gösterilmektedir. Buradaki kompozisyonda: cephe ve iç bölümler dengeli olarak tasarlanmıştır. Tepede yarı küresel kubbe bulunur. Bütün cepheler aynı ve köşelerde üç çeyrek kubbeli sütunlar bulunur.

Evet: bu bina küçük boyutlarda yeni bir mimari tarzı ortaya çıkarırken, öte yandan İslam mimarisi ile de bağlantı kurmaktadır.

Özbekistan Buhara Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

19.yüzyılda Buhara emiri Nasrullah Han: kendisi için yeni bir konut inşa etmeye karar verdi. Ancak yaz dönemi sıcaklarından kurtulmak için havadar bir yer seçti ve mimarlar eski bir yönteme başvurarak yani giydirilmiş sistemle bu inşaatı yaptılar.

Ancak, Buhara şehrinin banliyölerinde yapılan bu şık saray günümüzde hayatta değildir.

Takip eden süreçte: Buhara emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han: yeni bir saray yapımını başlattı. Hatta efsaneye göre, emir bu yeni sarayı eşi Sıtora için yaptırmıştır. Birkaç yıl süren inşaat çalışmaları sonucunda, görülmemiş güzellikle bir yapı ortaya çıktı.

Rusya’da eğitilmiş olan Buharalı mimarlar, doğu ve batı tarzlarını başarıyla birleştirerek güzel bir yapı ortaya çıkardılar. Bir süre sonra emirin karısı öldü ve onun adı saraya verildi ve bu isim günümüze kadar korundu.

Ancak ne yazık ki, Sitorai Mokhi-Khosa isimli bu sarayda, ilk sarayın kaderini paylaşmış ve imha edilmiştir.

Kaybolmamış Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı: Buhara’nın son emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han’ın emriyle 1912-1918 yılları arasında yapılmıştır. İnşaat iki Rus mühendis Margulis ve Kakovitch ile birlikte zamanın en iyi Buhaharı ustaları tarafından yürütülmüştür.

Saray: ana bina ve birkaç resepsiyon salonu ve emir için özel odalardan oluşmaktadır. Ünlü usta Shirin Muradov tarafından dekore edilen “White Hall” özellikle dikkat çekmektedir. Burada duvarlar aynalarla kaplanarak dekore edilmiştir.

Çünkü bu sarayda aynalar fazlaca kullanılmıştır ve orada bir yansıma oluşur. Özellikle Venedik ve Japon aynaları kullanılmıştır. Saray, ayrıca çay salonu, küçük minare ve misafirhane içerir. Sarayın her bölümünün kendi hikayesi ve efsanesi bulunmaktadır.

1927 yılında Buhara Emirliğinin yıkılmasından kısa süre sonra, saray müze haline dönüştürülmüştür ve bugün burası “Sanat ve El Sanatları Müzesi”ni barındırmaktadır.

Müzenin sergilerinde: 19-20.yüzyıllara ait mobilyalar, takılar ve Buharalı ustaların el sanatları, 14-20. yüzyıl Rus ve Japon porselenleri görülmektedir.

Özbekistan Buhara Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesinin ismi geçen: bir bronz kapı plakası üzerinde bulunan yazıt, 1417 yılında bulunmuştur. Yazıtta: burayı yapan usta olarak “İsmail İbn Tahir İbn Makhmud Ispfargoni ismi geçmektedir. Bu usta: İran’da Timur tarafından yakalanmış ve Semerkant’ta Gur-Emir kompleksini yapmış ustalardan birinin torunudur.

Burası: şehirde Ulugbek tarafından inşa edilmiş ilk medresedir. Bu nispeten küçük olmasına rağmen büyük forumları ile dikkat çeker. Giriş holü, kubbe salonları, cami ve kare bahçe ilgi çekmektedir.

Özbekistan Buhara Abdulaziz-Khan Medresesi

Abdulaziz-Khan Medresesi

1651 yılında, Abdulaziz-han İbn Nadr-Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Ön cephesinden bakıldığında ilk anda Ulugbek medresesine benzer. Ama bu medresenin boyutları (50 x 67 metre) ondan daha büyüktür. Özellikle iç dekorasyonu muhteşem güzeldir.

Mimar: peyzajı düzenlerken tuhaf ağaçlar arasında hafif pavyonlar, stilize bulutlar ve su akışını içeren beyaz zemin üzerine mavi çini porselen tarzında duvar resimleri kullanmıştır. Caminin bu güzelliğini sağlayanlar ise, son derece gelişmiş ve farklı sanat okullarının temsilcileridir.

Özbekistan Buhara İsmail Samani Türbesi

İsmail Samani Türbesi

Burası, dünya mimarisinin seçkin örneklerinden birisidir. Yazılı kaynaklara göre: türbe Samani hanedanı (10.yüzyıl) zamanında bir aile mezarlığı olarak 902-907 yılları arasında yaptırılmıştır. Hatta, yapının, babasının mezarı üzerine oğlu İsmail Samani tarafından yaptırıldığı bilinir ve kendisi de daha sonra buraya gömülmüştür. Yapının giriş kapısı, doğu tarafındadır.

Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi
Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi

 

Mirzo Ulugbek Medresesi

Mirzo Ulugbek emriyle üç medrese inşa ettirildiği bilinmektedir. Gijduvan 1422 yılında tamamlanmış, Semerkand ve Buhara’da ise 1420 yılında tamamlanmıştır. Bunların hepsi bazı benzerlikler gösterir, ancak cephe planı, büyüklük ve tasarım değişmektedir.

Karmaşık cami, yaklaşık 120 yıl Buhara Ubeydullah-Han’ın hükümdarı döneminde (1539-1550) yenilenmiştir. Daha sonra kompleks kapsamlı onarım çalışmalarından geçirilmiş ve Buhara Abdullah-han (1583-1598) döneminde yeniden yapılmıştır.

Burası yapılan üç medreseden en erken döneme ait olanıdır. Mirzo Ulugbek tarafından (1394-1449) yaptırılmıştır. Medresesin 1417 yılında tamamlandığı düşünülmektedir. Ulugbek, tarihçi Abdurazzak Samarkandi’ye göre, Buhara gezisi sırasında, Kasım 1419 yılında burayı ziyaret etmiştir. 1586 yılında medresenin onarıldığı yazılıdır.

Ancak, renk ve kaliteli orijinal dekoru farklılık gösterir ve duvar kaplamalarının çoğunun zamanla yıprandığı ve yok olduğu görülür. 19. yüzyıl sonlarında 20.yüzyıl başlarında, pencere çerçeveleri Usto Ahmed tarafından boyanmış ve hafif onarım yapılmıştır.

1994 yılındaki onarımda ise, ilk galeriler ve ikinci katlar, avlu ve avlunun çevresindeki bölümler restore edilmiş, ana portal önündeki zemin yüzeyi düzenlenmiştir.

Özbekistan Buhara

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

 

Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

Buhara şehir merkezine 5 km uzaklıkta, dut ağaçlarının gölgesinde bölgenin en sıra dışı yerlerinden birisidir. Chor Bekir nekropol’e ayrıca “ölüler şehri” de denilmektedir. Burada ilk mezarlar: bin yıl önce ortaya çıkarılmıştır. Ama günümüzde binlerce kişi tarafından ziyaret edilen bu mekandaki binalar: 16. yüzyılda inşa edilmiştir.

Buhara Samani hanedanı döneminde: 10. yüzyılda Peygamber soyundan gelen Djuybar Seyit ve ailesinin burada yaşadığı söyleniyor ve öldüğünde kendisi de bu mezarlığa gömülmüştür. 1560 yılında Shaybanid hanedanı hükümdarı Abdullakhan II: burada bir cami ve medrese yapılmasını emretti.

Aynı yıl bu komplek tamamlandı ve hocası Djuybar Seyit için bir hediye oldu. 1593 yılında Muhammed İslam olarak isimlendirilen Djuybar Seyit’in oğlu Khodja Bekir Sadi öldüğünde: yine burada babasının yanına gömüldü. Takip eden süreçte, yine önemli aile üyeleri, burada toprağa verildi.

Evet: Chor-Bekir Nekropolü içinde yapılan “Khazira” güzel dekore edilmiş tek bir girişten girilen, duvarlarla çevrili avluda bulunan bir mezar yapısıdır. Buraya tuğla duvarları olan uzun bir koridordan ulaşılır.

Kadınlar da dahil tüm hanedan üyeleri, burada toprağa verilmiştir.
Günümüzde Chor-Bekr toprakları: 30 mimari yapıyı barındırmaktadır. Burada başta söğüt ve meyve olmak üzere birçok ağaç dikilmiştir.

Chor-Bekir: gerçekten sıra dışı ve gizemli bir yerdir. Burayı ziyaret ederseniz, insan hayatının faniliği düşüncesi sizde hakim olacak ve ölüler dünyasını hissedeceksiniz.

Özbekistan Buhara Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Hoca Bakhouddin Nakşibendi anıt kompleksi: Müslümanlar için kutsal kabul edilen yerlerden birisidir. 16.yüzyılın büyük ilahiyatçısı, sufi Nakşibendi tarikatı kurucusu memleketi olan ve şehir merkezine 12 km uzaklıktaki köyü Kasri Orifon’da gömülmüştür. Bu mezar yerinde, öncesinde bir pagan tapınağı olduğu söyleniyor.

Nakşibende: aynı zamanda Amir Temur’un manevi öğretmenidir. Kendisinin 32 kez Mekke’ye hacca gittiği söylenir. İnsanları mütevazi olmaya çağırır ve lüksü kabul etmez. Onun felsefesinin başlıca ilkesine göre “işte eller, Tanrı ile kalp” dir.

Kompleksin ana binasında cami, minare ve küçük medrese bulunur. Batıda ayrı bir avluda, Nakşibendi’nin gömülü olduğu büyük mezarlık vardır. Annesi ve öğretmeni de, çok uzakta olmayan mezarlarda gömülüdürler.

Saint Bakhouddin Nakşibende türbesi: Orta Asya’da bir hac yeri olarak kutsal kabul edilmiştir ve farklı Müslüman ülkelerden gelen inananlar tarafından ziyaret edilir. Komplekste bir de tasavvuf hakkında kitap ve yazılı kaynaklar bulunan müze vardır.

 

Bahouddin Naqshband Memorial Kompleksi

Burası şehir merkezinin kuzeydoğusundaki bir sufi köyünün yakınlarındaki mezar kompleksidir. Yapı 500 yıl boyunca şekillendirilmiştir ama onun erken tarihi, kim tarafından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. İlk binalar muhtemelen, buranın yakınlarındaki sufi ölümü üzerine ortaya çıkmaya başlamıştır.

Ardından buraya müritleri, takipçileri ve Nakşibendi tarikatı üyeleri gömülmüştür ve kompleksin en prestijli bölümü “Dakhma-yi Şahan” ortaya çıkmıştır. Shaybanid Abdulaziz-han (1540-1550) emriyle, buraya 16.yüzyılda ilaveler yapılmış, kuzeybatı köşeye khanaka inşa ettirilmiştir.

Karmaşık yapılaşma, sonraki yüzyılda da sürdürülmüştür. Sovyet döneminde, burası hac yeri olarak kullanılmıştır. Şu anda, kompleks aktif olarak hala hac yeri olarak kullanılmaktadır. Büyük restorasyon çalışmaları: 1993-2003-2010 yıllarında sürdürülmüştür.

Evet, burası Nakşibende tarikatı üyeleri tarafından kutsal kabul edilmektedir. Çünkü: Burhaneddin Muhammed Buhari (1318-1389) bir Nakşibendi şeyhi olarak 14. yüzyılda Orta Asya’da tasavvufun en büyük temsilcisi olarak bilinmektedir.

Bahauddin mimari kompleksinin popüler mistik müzesi ziyarete açıktır. Ayrıca, tasavvuf çalışmaları için burada bir merkez bulunur.

Özbekistan Buhara Chashma-İl Eyüp

Chashma-İl Eyüp

Şehir merkezinin kuzeybatı banliyölerindeki Müslüman mezarı/türbesidir. Arkeolojik çalışmalar ve mimari özellikler incelendiğinde, buranın 1383 yılında inşasına başlandığı ve Shaybanid Abdallah-han II döneminde (1583-1598) tamamlandığı anlaşılmaktadır.

16.yüzyılda inşa edilen kırk günlük inziva odası bulunur. Hemen yanındaki kutsal kuyunun tatlı suyu içilir. Yerel efsaneye göre: su içildiğinde deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Kompleks zamanla büyük bir mezarlığa dönüşmüştür.

Eyüp hayali mezarı üzerinde bir Kur-an suresi bulunur. Evet burası günümüzde Buhara şehrinin en saygın yerlerinden birisidir. Tüm Orta Asya’dan buraya gelen insanlar: Eyyüpün mezarı çevresinde yuvarlak tavaf yaparlar ve pirinç taneleri, buğday sapları, fesleğen atarlar. Yani, burası ibadet ve ayin yeridir.

Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre
Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre

 

Jeyran Ecocentre

1997 yılında nadir ve nesli tehlike altındaki hayvanların türlerinin korunması ve ıslahı için kurulmuştur. Yetiştirme merkezi: Kızıl kum çölünün güney batısında, Buhara şehir merkezine 42 km uzaklıkta, korunan doğal alan statüsündedir.

Burası, nadir tırnaklı memelilerin en etkili yetiştirme merkezlerinden birisi olarak tanınır. Nesli tükenmekte olan Asya yaban eşeği ve Przewalski atı da buranın koruma altındaki canlıları arasındadır.

Ayrıca yine Özbekistan kökenli yaygın ve nadir hayvan ve bitki türleri de burada bulunur. Burada: 29 tür memeli, 260 tür kuş, 21 tür sürüngen, 15 tür omurgasız hayvan bulunmaktadır.

Evet: buraya düzenlenen gezilere katılırsanız, burada nadir görülen hayvanları görebilir, bazı hayvanları bizzat besleyebilirsiniz. Ama özellikle, çöl yakınındaki bu merkeze, günün sabah saatlerinde gitmenizi öneririm, çünkü aşırı sıcak oluyor.

Özbekistan Buhara Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Buhara şehir merkezinin yaklaşık 50 km kuzeyindedir.
Yapının 1180 veya 1220 yılında ölen, ünlü sufi şeyhi, Orta Asya tasavvuf bağımsız okulun kurucusu Abdalkhalik ibn Al-Gijduvani’nin mezarının üstüne yapıldığı bilinmektedir.

Yazılı geleneğe göre, Abdalkhalik kendi okulunu kurdu ve ardından ünlü mistik Ebu Yakub Yusuf el-Ahmet Yesevi (1048-1140) ile çalıştı ve mistik okul daha sonraki dönemlerde “Khodjagan” denilen ve Nakshband (1318-1389) tarafından bilinen Bahaeddin Muhammed tarafından kabul edildi.

Al-Gijduvoni Müslümanlık şeriat gereksinimleriyle ilgili yaklaşık 60 düzenlemede bulunmuştur.
Bölgedeki Müslümanlar arasında, bu mezar son derece popülerdir.

Özbekistan Buhara Seyyid Amir Kulal Shrine

Seyyid Amir Kulal Shrine

Şehir merkezinin 25 km kuzeyinde Suhar köyündedir. Burası bir sufi okulu olarak kullanılmıştır ve ünlü bilim adamı-mistik Amir Kulal ve halefleri tarafından kullanılmıştır. Amir Kulal Bahaeddin: Nakşbendi olan birçok öğrenci yetiştirmiştir.

Ardından, Sovyet döneminde burası terk edilmiş ve 19. yüzyıl başlarında cami tamamen yıkılmıştır. Ancak, kendisinin bazı takipçilerinin girişimleriyle bağımsızlığın ilk yıllarında yeniden inşa edilmiştir. Ancak kendisinin mezar yeri net olarak tespit edilememiştir.

Ancak 2008 yılında yapılan çalışmalar sonucu mezar yeri tespit edilmiş ve bilginin mezarı üzerine, çift kubbeli türbe inşa edilmiştir. Ana mezar odası kufi yazılarla süslenmiş ve duvarlar yazılarla dekore edilmiştir.

Burada bunun yanında, ziyaretçiler için tesisler, cami, sekizgen bir gölet ve 10.5 metre yüksekliğinde bir minare bulunur. Bahçe cilalı tuğla ve mermer merdiven ile bölünmüştür. Kapıların ahşap yaprakları, Buharalı ustalar tarafından oyulmuştur.

Özbekistan Genel

Özbekistan Genel

Türk soyundan geldikleri bilimsel olarak kanıtlanmış soydaşlarımızın bu güzel ülkesini mutlaka gitmek ve görmek gerektiğini düşünüyorum. Özellikle tarihi geçmişe ve tarihi yelere düşkün gezginlerin mutlaka burayı ziyaret etmelerini öneririm.

Özbekistan Cumhuriyeti: Orta Asya’da bulunmaktadır. Ülkenin sınırlarının uzunluğu 6220 km. dir. Ülke topraklarının kuzeyden güneye uzunluğu 1500 km ve doğudan batıya genişliği 1000 km. dir.

Ülkenin deniz seviyesinden en yüksek yeri: Hisar Range denilen yerdir ve 4640 metredir. Ülke, iki ana nehir havzasında yer almaktadır. Bunlar: “Syrdarya” ve “Amu Darya” dır.

Ülke topraklarının çoğu ovalardan oluşur. “Kızıl Kum” çölü: Özbekistan topraklarının kuzey orta kısmında, dünyanın en büyük çöllerinden birisi olarak bilinir.

Dünya üzerinde Liechtenstein ile birlikte, denize komşu olmayan tek ülkedir. Semerkand 2750 yaşındadır ve Roma ile birlikte dünyanın en eski şehirlerinden birisi olarak kabul edilir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

Ülkenin başkenti “Taşkent” şehridir. Ülke 12 il ve Karakalpakstan Özerk Cumhuriyetinden oluşmaktadır.

Ülkenin ekonomisi: ülkede: altın, bakır, kurşun, çinko, uranyum, doğal gaz ve petrol gibi doğal kaynakların önemli rezervleri bulunmaktadır. Özbekistan altın rezervleri: Güney Afrika, ABD ve Rusya’dan sonra dünya üzerinde dördüncü sıradadır. Doğal gaz üretimi ise, dünyanın ilk on ülkesi arasındadır.

Ekonominin diğer bir önemli kaynağı: tarımdır. Ülkede: özellikle pamuk yetiştirilir ve dünyanın en büyük pamuk üreticilerinden birisidir. Diğer önemli tarım ürünleri ise: ham ipek, meyve, sebze, üzüm kavundur.

Ülke turizm denilince ise: Batı’da “Buhara” ve “Semerkant” görülür.

Özbekistan Genel

TARİHİ

Özbekistan: Amu Derya ve Siri Derya isimli iki büyük nehrin ortasında, Asya kıtasının kalbinde yer almaktadır. Bu yüzden, bu topraklardaki insan yaşamının bin yıldan daha eskiye gittiği düşünülmektedir.

İnsanlar önce Özbekistan topraklarına yerleşmişler ve yüzyıllarca yaşamışlardır. Ancak özellikle komşu kabileler tarafından tehdit edilince, Semerkand, Buhara, Hiva ve diğer güzel şehirleri inşa etmişlerdir. Bu topraklar Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Büyük İpek yolunun kavşak noktası olmuştur.

Evet, arkeolojik çalışmalara göre: Özbekistan insan yerleşiminin en eski yerlerinden birisidir. Baysun Tau dağlarında eski konutlar ve Semerkant’da ilkel araçlar bulunmuştur.

Özellikle Teshik-Tash Mağarası: bu arazi üzerinde ilk kurulan topluluklardan olan Neandertaller’e kadar uzanmaktadır. 8-9 yıllık çalışmaların ardından arkeologlar tarafından bulunan mezar alanlarında, Orta Asya topraklarında defin yapılmış eski bir çocuk iskeletine ulaştılar.

Çocuğun vücudu bir dağ keçisi kemikleriyle çevrili bir çukurun içine atılmıştı. Kazılar, o dönemin insanlarının avlandığını ve doğal kaynaklardan gıda topladıklarını göstermektedir. İlkel araçlar taş ve ahşap ve kemikten yapılmıştır.

Kaya resimlerinde: avcılık, savaşlar ve ritüeller görülür.

5.yüzyıla gelindiğinde Ephtalites: Orta Asyanın bütün şehirlerini fethetti ve Kaşgar Hazar denizine kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurdu. Öte yandan, birçok Budist tapınak inşa ettirdi ve Budist geleneklerini tanıttı.

Büyük İpek yolu boyunca, aktif bir dış ticaret yönetti. Çin, Hindistan ve Bizans ile iyi ilişkiler kurdu. İpek, takı ve baharat ticaretini geliştirdi.

6.yüzyılda: Ephtalite devleti: çeşitli göçebe kabileler ve Türk hanlıkları tarafından imha edildi. Türk hanlığı, Orta Asya’nın bir parçası haline geldi. Türklerin egemenliği altında haraç ödeyen şehirlerin özerklikleri korundu.

Türk hanlığı: Bizans, Sasani imparatorluğu, İran ve Çin ile İpek Yolu üzerindeki kontrolü ele geçirmek için mücadele etti. Erken ortaçağ döneminde, pamuk ve ipek bölgenin başlıca gelir kaynakları olarak görülür.

7.yüzyılda: 673 yılında Araplar bölgede görülmeye başladılar. Araplar: 709-712 yılları arasında Semerkand, Buhara ve Harzemşah şehirlerini ele geçirdiler. Sonuçta Özbekistan ve tüm Orta Asya, Bağdat halifelerinin kontrolü altına girdi ve bölgede Arap etkisi egemen oldu. Araplar İslam’ı getirdiler ve fethedilen toprakların sahiplerine zorla kabul ettirdiler.

10. yüzyılda: bölgedeki tüm nüfus İslam’ı kabul etti. İşgalcilere karşı yerel halkın tüm ayaklanma girişimleri başarısız oldu. Bağdat halifeleri, fethedilen topraklara valiler atadılar. 821 yılında Abdullah İbn Tahir: Horasan valisi olarak atandı ve kendisi Takhirid hanedanını kurdu.

Bu Arap işgali sırasında, bölgenin ekonomik ve kültürel geçmişi neredeyse yok edildi. En değerli anıtların yüzlercesi tahrip edildi. Arapça, devletin resmi dili oldu. Araplar su kaynaklarını geliştirdiler ve yeni kanallar inşa ettirdiler.

900 yılına gelindiğinde, Samanilerin Buhara bölgesinde merkezi feodal devlet kurdukları görülür. Samaniler, kültürel yaşamda görülmemiş katkıda bulundular.

Buhara, Merv, Semerkand, Urgenç şehirleri dünya çapında, erken ortaçağ döneminde önemli bilim ve kültür merkezleri haline geldiler. Ticaret gelişti ve özellikle Semerkand: kağıt, cam, deri, kumaş, ipek ve yün üretiminde gelişti.

10.yüzyılın sonunda, Türk kabileleri Karahanlılar tarafından yönetilen bir devlet kurdular. 999 yılında Karahanlı hanedanı, Semerkant ve Buhara şehirlerini ele geçirdi. 13.yüzyıldaki Moğol istilasına kadar, Karahanlılar 200 yıl boyunca yörede iktidarı elde bulundurdular.

Samani hanedanı döneminde, Gazneli Mahmut, Horasan valisi olarak atandı. Samani devletine karşı ayaklanmalardan yararlanarak, kendisi, Samanilerin mirasını ele geçirmeye başladı ve Harşemşah devletini kurdu. 1017 yılında Hindistan’ı ele geçirmeye karar verdi ve Hindistan’a çeşitli seferler düzenledi.

1040 yılında Gazneli Mahmut tarafından oluşturulan devlet: sayısız fetihler sonucunda büyük bir imparatorluk oluşturdular. Bu imparatorluğun toprakları Anadolu, Orta Doğu ve Ermeni-Kürt dağlık bölgesini içine aldı. Batıda Selçuklular olduğundan, bu yeni imparatorluk hedefini

Doğuya yöneltti. 1097 yılına kadar olan bu süreçte, çağdaş Özbekistan toprakları birçok harika saray ve binalar ile dekore edildi. Mimarlık, el sanatları, sanat ve kültür konusunda büyük ilerlemeler kaydedildi.

11.yüzyılda Selçuklu hükümdarlarının desteklediği Harzemşahlar, en güçlü Orta Asya ülkesini yarattılar. Bilim ve kültürü geliştirdiler.

1215 yılında Çin’i fetheden Cengiz Han: Maveraülnehir bölgesini işgale başladı. Harzemşahlar bölgeden çekildiler ve yapılan çatışmalarda Moğollara yenildiler. Moğollar zorlanmadan vaha ve şehirleri tahrip ettiler. 1220-1221 yıllarında Moğollar Semerkant ve Urgenç şehirlerini yok ettiler.

Orta Asya’nın antik kültürünün birçok anıtı yıkıldı. Moğol hükümdarları: Müslüman tüccarlar için büyük vergiler belirlediler ve Maveraülnehir bölgesine valiler atadılar. İsyanlar acımasızca bastırıldı.

1363 yılında Emir Tumir: daha sonra büyüyecek imparatorluğunun başkenti olması için Semerkant şehrini ele geçirdi ve 1370 yılında Maveraülnehir bölgesinin yüce hükümdarı ilan edildi. Bu dönemde tüm kervan yolları Maveraülnehir şehirlerinden geçmeye başladı. Timur tarafından başkent yapılan Semerkant, yeryüzündeki en güzel şehirlerden biri haline getirildi.

Saraylar, camiler, türbeler ve hala güzelliklerini ve büyüklüklerini korumaktadırlar.
14.yüzyılın ikinci yarısında: Timur, Karadeniz’den Ganj nehri ve Aral Denizine kadar olan bölgede büyük bir imparatorluk kurmuştur.

1405 yılında Timur öldüğünde: devlet bölündü. Semerkant, oğlu Ulugbek tarafından yönetildi. Ancak 1449 yılında sinsice oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.

1499 yılında Maveraülnehir toprakları, göçebe kabileler ve yeni fatihler tarafından fethedildi. Shaybanid hanedanı 1500-1501 yılları arasında kuruldu. Taht için yapılan iç savaşlarda, yüz yıllık süreçte hanedanın tüm üyeleri öldürüldü.

1599 yılında Ashtarkhanids iktidara geldi. Bölge üç ayrı devlete bölündü.

16.yüzyılda bölge Kıpçak kabilelerin hanları tarafından yönetilir oldu.

18.yüzyılın ortalarından itibaren, Buhara: Manghit hanedanı tarafından yönetilmeye başlandı ve bunlara Buhara Emirliği denildi.

19.yüzyılın ortalarında Orta Asya hanlıkları tipik feodal devletler şeklindeydi. 1960’lara gelindiğinde, Rus askerlerinin silahlı işgali sonrasında bölgedeki Hokand hanlığı yıkıldı ve 11 Temmuz 1867 tarihinde Buhara Emirliği ve Hiva Hanlığı oluşturuldu.

Tüm askeri ve sivil güç, atanan valinin elindeydi. Yeni hükümet, Özbekistan ekonomisini tarım sektörüne odaklandırdı. Rus sanayisinin ihtiyaçları için pamuk üretimi büyütüldü. Pamuk yağı fabrikaları ve madencilik gelişti. Trans-Hazar demiryolu inşa edildi.

1917 yılına gelindiğinde, bölgede Sovyet iktidarı ilan edildi. Buraya, Sovyet Cumhuriyeti statüsü verildi. Ülke milliyetçileri bu kararla birlikte dağlara çekilerek özgürlük mücadelesi başlattılar. 1924 yılında SSCB içinde beş yeni cumhuriyet kuruldu ve bunlardan biri de Özbek Cumhuriyetiydi.

1941-1945 yılları arasındaki Dünya savaşında: SSCB Cumhuriyetlerinin erkek nüfusunun büyük bölümü tahliye edildi. Bu dönemde, Taşkent şehri, bütün Sovyetler Birliğinden mültecilerin barınma ve tahliye yeri olarak kullanıldı.

1966 yılına gelindiğinde, Taşkent şehrinde ağır bir deprem oldu ve şehrin büyük kısmı yok oldu. Ardından, şehir SSCB mimarları tarafından Sovyet tarzında yeniden inşa edildi. 1977 yılında Taşkent metrosu işletmeye alındı. (Orta Asya’daki ilk metrodur)

SSCB’nin çöküşünün ardından Özbekistan 31 Ağustos 1991 tarihinde siyasi bağımsızlığını ilan etti. 1 Eylül tarihi bağımsızlık günü olarak kutlanır.

Özbekistan Genel

ULAŞIM

Ülke ulaşımı genellikle Taşkent Uluslar arası havaalanından yapılıyor. Taşkent havaalanı ile ilgili bilgileri, Taşkent şehri tanıtım yazısında belirttim. Küçük bir havaalanıdır.

Özbekistan Genel

İKLİM

Ülkede: düşük yağış, uzun sıcak yazlar ve ılıman kışlar şeklinde kıta iklimi hakimdir. Mevsimler arasında sıcaklık farkı oldukça önemlidir. En sıcak ay Temmuz ayıdır.

Özbekistan Genel

DİL

Özbekistan Cumhuriyetinde: resmi dil Özbek dilidir. İkinci dil olarak “Rusça” konuşulur. Semerkand ve Buhara gibi bazı bölgelerde, yöre insanı “Tacik” dili konuşur.

Özbekistan Genel

PARA

Para birimi: Özbekistan Somu’dur.
1 Sum = 100 tiyindir.
1 Amerikan doları, 1290 Özbek Som. 100 euro=370.000 Özbek Som.
Ancak, Özbek Som para biriminin en büyüğü 1000 Som dur. Bu yüzden, para bozdururken az az bozdurmak gerekir.

Özbekistan Genel

 

NÜFUS-İNSANLAR

Ülkenin nüfusu: 27 milyon civarındadır. Birleşik devletler içinde, Rusya ve Ukrayna’dan sonra üçüncü sıradadır.

Bunların % 49’luk bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Bu nüfus yoğunluğu içinde bulunanlar: % 77 Özbeklerdir ve geriye kalanlar: Ruslar, Tacikler, Kazaklar, Tatarlar, Kırgızlar, Koreliler, Türkmenlerdir. Nüfus yoğunluğu açısından, Orta Asya Cumhuriyetleri içinde en kalabalık ülkedir.

Gelelim en önemli hususa: Özbekler “Türk” kökenlidir. Çoğunluğu ise “Sünni” Müslümandır.

 

RESMİ TATİLLER

1 Ocak Yeni yıl
8 Mart Dünya kadınlar günü
21 Mart Nevruz
9 Mayıs Anma günü
1 Eylül Bağımsızlık günü
1 Ekim Öğretmenler günü
8 Aralık Anayasa günü

Özbekistan Genel

TAKKE

Özbekistan’da takke, ulusal kostüm parçasıdır. Genellikle bir takke, içine parlak ulusal detaylar eklenerek, modern giysilerle birleştirilir. Erkekler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar tarafından kullanılır. Ayrıca her takke, bölgelere göre farklılık gösterir.

Öte yandan, festival, dini ve günlük giyim için ayrı takkeler kullanılır. Yumuşak ve sert kumaştan yapılan, nakış ve boncuklarla dekore edilen bu takkeler, yuvarlak veya kare şeklindedir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

 

NE YENİR

Özbek mutfağı, Doğunun en renkli mutfaklarındandır. Çünkü asırlık bir geçmişe sahiptir ve halkın geleneklerinin çeşitliliğini yansıtır. Mutfağın gelişmesi; Büyük İpek Yolu ülkelerinden geliş yeni bitkilerle iyice zenginleşmiştir. Ayrıca yerel yöneticiler, fethettikleri ülkelerden iyi mutfak uzmanlarını kendi ülkelerine getirtmişlerdir.

Kuzey bölgelerinde pilav, ızgara etler, pasta ve kek tercih edilir. Güneyde ise pilav ve sebzeler ve mükemmel tatlılar bulunur. Yemeklerde önemli ölçüde koyun eti, at eti, sebze, süt ürünleri, ekmek ve mükemmel çorbalar önde gelir.

Ana yemek olarak, bizdeki benzeri “mantı” önerebilirim. Taşkent şehrinde “düğün pilavı” tatmayı sakın unutmayın. Son bir not: Surkhandarya tandır kebabı da muhteşem lezzetlidir.

Özbek mutfağının ana yemeği “pilav” yani “plov” dur. Pilav, herhangi bir festival yemeğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bir düğün veya herhangi bir diğer önemli günler: pilavsız düşünülemez. Efsanelere göre: pilav pişirme yöntemi, Büyük İskender tarafından Sogdiana fethi sırasında icat edilmiştir. Güya: uzun bir sefer sırasında, ordunun: bir çuval pirinç ve yaban koyunu dışında yiyecek bir şeyi kalmamıştır.

Aşçı: bazı bozkır otları tohumları ile birlikte pirinç ve koyun etini pişirmiş ve ilk pilav, tüm orduyu beslemiştir. Özbekler kendi dillerinde de “pilav” için saygı ifadesi kullanırlar.

Özbek pilavı, kelimenin tam anlamıyla yemek anlamına gelen “Oş” kelimesiyle ifade edilir. Öte yandan, pilav gerek zengin ve gerekse fakir için günlük bir bayram yemeğidir. Yine söylenenlere göre, Buhara emiri bir gün pilav pişirme yarışması düzenlemiştir.

Özbek pilavı: baharatlı ve biraz yağlıcadır.

İçinde: kuru üzüm, havuç ve et parçaları bulunur. Yine bu ülkeye özgü “şaşlık” tercih ederseniz: bu da kıyma, kuşbaşı ve tavuk olarak çeşitleri bulunan bir çeşit şiş kebaptır.

Yemekler gelmeden önce yeşil çay servisi yapılıyor ve çay, bir kasenin içinde sunuluyor, şeker kullanılmıyor, tatlandırıcı olarak bal kullanılıyor.

Özbekistan Genel

 

NE SATIN ALINIR

Shakhrikhan hanedanı döneminden gelen kalıtsal demirciler tarafından dövülmüş ince örümcek çizgisini kesecek kalitede bıçak-pichak satın alabilirsiniz. Shakhrisabz el yapımı eski geleneksel nakış işlemeleri “Basma” ve “İroki” stilleri taşırlar ve bunlar da hediyelik olarak düşünülebilir. Margilan saten, Fergana ahşap oymacılığı, Andican seramik tabaklar, Richtan pişmiş testiler de düşünülebilir.

Özbekistan Genel

İPEK YOLU

15. ve 16. yüzyıllar arasında, İpek yolu buradan geçen yollarla Asya kıtasını geçerek batıya ulaşmıştır. Binlerce kilometrelik yol: egzotik kıyafetler, oryantal mallar ve baharatlarla doluydu. Kasabalar ve şehirlerde kervansaraylar vardı. Ulusal el sanatları, sanat okulları, medreseler, saraylar ve türbeler bulunuyordu.

Tüccarlar, misyonerler ve hacılar: farklı kültürler arasında yapılan bu yolculuklarda yeni dinler, yeni mallar (cam, porselen, sabun, barut gibi) taşıdılar. Bu nedenle: yüzyıllar önce Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan İpek yolu Orta Asya’nın da gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.

İpek yolu üzerinde 32 kasaba ve Orta Asya’nı en oryantal şehirleri bulunuyordu. Bu şehirlerde öne çıkanlar: Taşkent, Semerkant, Buhara, Hiva ve Fergana vadisi şehirleridir. Eğer geçmişe dair heyecanlı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, bu şehirleri ziyaret etmenizi öneririm.

1994 yılında UNESCO bünyesinde, Tarihi İpek yolunun canlandırılması için “Semerkant Deklerasyonu” kabul edildi.

 

Özbekistan Mağaraları

Mağara: suyun etkisi altında, kireç taşı oluşumundan kaynaklanmış, olağan dışı bir yerdir. Aslında Özbekistan topraklarının dağlık kesimlerinde, doğal yolla oluşmuş 400 den fazla mağara bulunduğu söyleniyor.

Kili Cave Mağarası

Bunlar arasında en derin olanı 1082 metre ile “Kili Cave” mağarasıdır.
Mağara “Zarafşan dağı”nda bir plato üzerindedir ve Kamashi alanı sınırları içinde, Mingchukur dağlarının batı tarafında, duvar gibi yükselen alandadır. Mağara 2 katlıdır ve birinci katta uzunluğu 570 metreye ulaşan bir nehir akmaktadır.

Hazrati Davut-Saint David Mağarası

Zarafşan dağlarının kuzeyinde, Semerkant şehrinin güneybatısındadır. Uzunluğu 50 metredir. Mağarada birkaç büyük oda vardır. Doğa mağaranın duvarlarını dekore etmiş ve inanılmaz güzel kireçtaşı şekilleri oluşturmuştur.

Yetti Kız-Seven Sisters Mağarası

Zarafşan dağlarında Takhtikaracha geçişi yakınlarındaki mağaranın uzunluğu 80 metredir.

Amir Temurs Mağarası

Kashkardarya bölgesinde Chirakchi ilçesindedir. Uzunluğu 450 metredir. Bu mağara da sarkıt ve dikitler açısından çok zengindir.

Kiyikkamar Mağarası

Makrid isimli yerleşim yerinden 15 km uzaklıkta, Kitab ilçesinde, dağların güney tarafındadır. Uzunluğu 26 metredir ve mağaranın muhteşem özelliği vardır.

Duvarlar ve mağaranın dış kısmında sağlıklı mumya “Shilajit” bulunmuştur. Neandertal adamının kemikleri bulununca, bu mağara dünyaca bilinir olmuştur.

Özbekistan Taşkent

Özbekistan Taşkent

Taşkent şehri, sonradan kurulduğu için Buhara ve Semerkant kadar gezilecek fazla yeri yoktur. Özbekistan ülkesinin doğusunda bulunan şehir: Orta Asya’da nüfus bakımından en yoğun şehirlerden birisidir. 1966 yılındaki depremden sonra yeniden inşa edilmiştir.

Şehrin nüfusu: 2.150.000 kişidir ve bu şehri ziyaret etmek isterseniz özellikle İlkbahar ve Sonbahar dönemlerinde gitmelisiniz.

Taşkent: Orta Asya’da yeraltı tren istasyonu hattının bulunduğu tek şehirdir. Ancak istasyonların her biri Özbek sanatçılar tarafından tasarlanmış ve özgün sanat çalışmaları ile dekore edilmiştir.

Gelelim ulaşıma: Buhara ve Taşkent arasındaki uzaklık 320 km dir ve bu uzaklık otobüs ile 4.5 saatlik yolculuk yapmak gerektirir. Öte yandan hızlı tren kullanarak bu yolculuğu 1.5 yapmanız da mümkündür.

Özbekistan Taşkent
Özbekistan Taşkent

Orta Asya Türk tarihindeki yeri düşünüldüğünde, Taşkent şehrine vardığınızda ilk izlenim hayal kırıklığı olacaktır. Ancak, Sovyet mimarisinin yarattığı soğuk havayı atlattıktan sonra, şehrin günümüzde de bozulmamış çok sayıda mimari yapısının bulunduğunu ve Özbekistan ülkesinin kozmopolik 21. yüzyıl başkentinde olduğunuzu hissedeceksiniz.

Taşkent

Bütün İpek yolu şehirleri gibi romantik ve çalkantılı bir tarihe sahiptir. 8. yüzyılda Arap işgaliyle başlayan ve önemli bir ticaret ve kültür merkezi olana kadar devam eden süreç: Cengiz Han ve Moğol akıncılar tarafından yerle bir edilme ve Timur yönetiminde yeniden eski zenginliğine kavuşma ve Orta Asya’nın en zengin şehri haline gelme şeklinde süregelmiştir.

Şehir: 19. yüzyılda Çarlık Rusya’sının eline geçmiş ve şehrin doğusunda Avrupai bir bölge oluşturulmuştur. Ancak, şehrin neredeyse tamamı, gerek 1917 Rus devrimi ardından ve gerekse 1966 yılındaki büyük deprem sonucunda tamamen yıkılmıştır.

Günümüzde, Sovyet planlamacıların bu yıkımların ardından dokunmadan bıraktıkları tarihi şehrin kalıntıları: şehrin batısında camiler, medreseler ve kerpiç evler şeklinde görülebilmektedir. Burakhan Medresesi ve Kaffal Şaşı Türbesi ve iki caminin bulunduğu “Hazreti İmam Meydanı”, 16. yüzyıldan kalmadır. Ayrıca 9. yüzyıldan kalma çarşıda, 2000 yıldan bu yana faaliyet gösteren, büyük “Eski Cuva” çarşısı ilgi çekmektedir. 15. yüzyıldan kalma cami ve 16. yüzyıldan kalma Kukeldaş Medresesi de gezilmelidir. Ayrıca: Abdul kasım medresesi, Chorsu pazarı da ilgi çeker.

Şehirde yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz

Samsa böreği öneririm. Bizim talaş böreğine benzemekle birlikte kıymalısı ve peynirlisi bulunmaktadır. Ancak yerin altında tandır kuyusu gibi bir yerde yapıyorlar, bu ilginçtir.

Son bir not: eğer yıldızlı bir gecede gökyüzünün derinliklerini görmek isterseniz, burada bu mümkündür. Çünkü: havada düşük gaz içeriği bulunmaktadır ve bu durum, bu şehri dünya üzerindeki ender şehirlerden biri haline getirmiştir.

Özbekistan Taşkent

Tarih

1966 yılında Taşkent şehrinde büyük bir deprem olmuş ve 300.000 kişi evsiz kalmış ve ardından Taşkent yeniden inşa edilmiş. Bunun için tüm Rusya daki birçok işsiz Taşkent e gelmiş ve şehrin yeniden inşasında çalışmışlar. Bu arada 38 km lik bir metro ağı kurulmuş ve ilk metro burada ortaya çıkmış.
Metroda kosmonavtlar istasyonunu mutlaka görün. Buranın gerçekten ilginç mimarisi ilgi çekiyor.

Amir Timur müzesine gidin.

Amir Timur, bugünkü Özbekistan topraklarında 1300 yılında kendi adıyla büyük bir imparatorluk kurmuştur. 1402 Ankara savaşında Osmanlı topraklarının da bir kısmını imparatorluğuna katmıştır. Orta asya da birçok medrese ve kütüphane yaptırmış, özellikle semerkant a pek çok sanat eseri yaptırarak örnek ve zengin bir şehir haline getirmiştir.
Müzeden sonra alayski pazarına gidin. Burada fındık, fıstık, sebze, meyve çeşitleri çok bol.

Akşam broadway dedikleri istiklal caddesinde gezinti yapın, ressamların yaptıkları resimlere bakın.
Akşam yemeği için bahar restorana gidin (ahunbabaeva str adresindedir) yemekler çok ilginç değil ama restoranın atmosferi ilgi çekicidir. Canlı müzik var.
Yemek esnasında Özbek kızların dans gösterileri yapılıyor. Hem Özbek hem de rus danslarından oluşan şov yaklaşık 1.5 saat sürmektedir.

Özbekistan Taşkent
Özbekistan Taşkent
Özbekistan Taşkent

ŞEHİR MERKEZİNDE GEZİLECEK YERLER

Özbekistan Taşkent Havaalanı
Özbekistan Taşkent Havaalanı

 

Taşkent Havaalanı

Burası günümüzde rahat beklemek için her türlü şeyle donatılmış, 4000 metre uzunluğunda iki pisti olan modern bir uluslar arası havaalanıdır. Alan 2001 yılında yenilenmiştir. Ana terminalin kapasitesi saatte 1000 yolcudur. Merkez terminal dışında 4 uçak otoparkı bulunur. Bunun dışında özel otobüsler ile uçaklar ve terminal arasında yolcular taşınır.

Taşkent Sanat Merkezi-Plaza

Taşkent Amir Temur caddesindedir.
Burada: şehrin turizm özellikleriyle ilgili bilgi, belge ve fotoğraflar bulabilir ve ayrıca hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Ayrıca: Özbek amatör ve halk sanatları ustaları, yaptıkları seramik, halı, resim, ahşap oyma, takı, dokuma ürünleri vb benzeri ulusal el sanatlarını burada sergiler ve satarlar. Zaten, burada birçok sanat okulu da bulunuyor. Buranın bir diğer özelliği ise, güzel manzarasıdır.

Özbekistan Taşkent Barak Han Medresesi
Özbekistan Taşkent Barak Han Medresesi
Özbekistan Taşkent Barak Han Medresesi

Barak Han Medresesi

Medrese Shaybanid hanedanı döneminde Ulugbek torunu Taşkent valisi Barak Han (1529-1563) tarafından yaptırılmıştır. İnşaat çalışmalarında Semerkant ve Buharalı ustalar çalışmışlardır. Medresenin yan duvarlarında kufi yazısı ile “Allah Büyüktür” ve “Allah Ebedidir” yazılıdır.
Medresede: Hz. Osman’ın dünyaca ünlü Kuran’ı bulunmaktadır ki, bu dünya üzerinde ceylan derisi üzerine yazılmış en büyük iki Kuran’dan birisidir. Diğeri İstanbul’dadır. Bu kuran: 7. yüzyılda yazılmış, kutsal İslam kitabının başlıca kaynağıdır. 353 sayfa ve çok büyük boyutu ile, el yazması olarak Medine, Şam ve Bağdaş şehirlerinde hazırlanmıştır.

Şam şehrinde bulunduğunda Timur tarafından alınarak, buraya yani Orta Asya’ya getirilmiştir. Rus devriminden önce, Saint Petersburg şehrine gönderilmiş ve daha sonra Özbekistan’a geri iade edilmiştir.
Evet, bir efsaneye göre: Hz. Osman bu Kuran’ı okurken öldürülmüştür. Geyik derisi üzerinde kanı lekeleri bulunmaktadır. Öldürüldükten sonra Medine şehrinde muhafaza edilmiştir. Daha sonra ise Şam ve Bağdat şehirlerinde bulunmuştur. Ancak farklı dini hareketler ve mezhepler ve dikkatsiz katipler tarafından bozulmuş, hatta kendisinin kötü niyetli olduğu iddia edilerek, kutsal olarak seçilen parçalar inkar edilmiştir.

Buraya gelen bu kutsal kitap, Semerkant şehrinde:

Önce Bibi hanım türbesi bahçesinde bunun için yapılan dev mermer kürsüde bulundurulmuş, daha sonra ise Amir Timur torunu Ulugbek tarafından Şeyh Khodja Akhrar camisine konulması emredilmiştir. 1868 yılında Semerkant şehri Rus imparatorluğu askerleri tarafından işgal edilince, Zerafshan ilçe başkanı Abramov: bu eşsiz el yazmasını 100 altın ruble ödeyerek satın almış ve ardından bir yıl sonra St Petersburg imparatorluk halk kütüphanesine bağışlamıştır.

Burada: Rus bilim adamları kitabı araştırmışlar ve bunun gerçekten İran topraklarında, 7. ve 8. yüzyıllarda yazılmış olabileceği sonucuna varmışlardır. Aralık 1917 tarihinde Petrograd ulusal ilçesi bölgesel Müslümanlar kongresi: kutsal emaneti geri istedi ve kitap, Rusya Müslüman konseyine teslim edildi ve 1924 yılında Taşkent şehrine geri gönderildi. Ardından ise Semerkant şehrinde, Khodja Akhrar camisine götürüldü. 1941 yılında, Özbekistan Halkları Tarihi Müzesine gönderildi.

Evet: bu kutsal emanetin nasıl bulunduğu konusunda söylenenler şunlardır: Büyük ihtimalle 1393 yılında Amir Timur birliklerinin işgali sırasında bulunmuştur. Başka bir efsaneye göre ise: 15. yüzyılda Şeyh Khodja Akhrar başkanlığındaki tasavvuf topluluğunda iken: Moğol istilaları nedeniyle bölgede sıkıntı yaşanması üzerine bir derviş tarafından ele geçirilince, Kaffal Shashi tarafından Bağdaş şehrine getirildi.
Medrese 1997 ve 2007 yıllarında restore edilmiştir.

Özbekistan Taşkent Alay Bazaar
Özbekistan Taşkent Alay Bazaar
Özbekistan Taşkent Alay Bazaar
Özbekistan Taşkent Alay Bazaar

Alay Bazaar

Burası büyük ipek yolu üzerinde oriental bir markettir. Evet Alay Bazaar: Taşkent şehrinin en eski kapalı çarşılarından birisidir. Çarşı: muhtemelen 12. ve 13. yüzyıllar arasındaki bir dönemde Doğu Türkistan’a giden ticaret yolu üzerinde Fergana vadisinde kurulmuştur. İlk kurulduğunda çoğunlukla et ve canlı hayvan ticareti yapılıyordu.

Rusya işgal döneminde, çarşı eski şehrin bir sınırı olarak görülmüştür. 19. yüzyılda ise halk arasında en çok ziyaret edilen yer haline gelmiştir. Ancak, çarşı son dönemlerde modernize edilmiştir. Burada: yöreye özgü tatlılar, meyve ve diğer gıdaları bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca, gümüş ve altın takılar da satılır.

Özbekistan Taşkent Emir Timur Meydanı
Özbekistan Taşkent Emir Timur Meydanı
Özbekistan Taşkent Emir Timur Meydanı

Emir Timur Meydanı

Taşkent şehir merkezindeki bu meydanın öyküsü: 19.yüzyılda Rus imparatorluğu döneminde, Taşkent şehri Türkistan askeri komutanlığının merkezi iken başlamıştır. Yani 1882 yılında M.Chernyaev’in emriyle kurulmuştur.

Meydanda: kadın-erkek spor salonu, normal bir okul, devlet bankası binaları bulunmaktadır. Ayrıca: meydan çevresi oteller, Hukuk fakültesi, Emir Timur Müzesi ve Forumlar Sarayı yani Taşkent şehrinin en görkemli mimari yapılarıyla çevrilidir.

Özbekistan Taşkent Emir Timur Heykeli
Özbekistan Taşkent Emir Timur Heykeli
Özbekistan Taşkent Emir Timur Heykeli

Emir Timur Heykeli

Meydanın en ilgi çeken objesi: Emir Timur heykelidir. Heykel meydanın sağ bölümündedir. 14. yüzyılda Hindistan’dan Akdeniz’e kadar 27 ülkeden oluşan büyük bir imparatorluk kuran Emir Timur onuruna bu heykel yapılmıştır. Heykeltıraş İlkhom Jabbarov tarafından yapılan bronz anıtta, Emir Timur at üzerinde geleneksel kıyafeti ile görülmektedir. Anıt üzerinde, Emir Timur’un ünlü sözü “Güç adalet ise” dört dilde yazılmıştır.
Anıtın çevresinde küçük bir park bulunmaktadır.

Özbekistan Taşkent Forumlar Sarayı

Forumlar Sarayı

2009 yılında yapılmıştır. Burada önemli devlet ve uluslar arası etkinlikler düzenlenmektedir. Yapı, yalnızca mimarisi ile değil, aynı zamanda boyutu ile de etkileyicidir. Yüzölçümü yaklaşık 10 bin m karedir. Yapının dışı, görkemli sütunlarla süslüdür, ancak saray mimarisinin en etkileyici yeri, kubbesidir. Kubbe 48 metre yüksekliğe ulaşır ve kubbenin doruğu “leylek” figürleri ile süslenmiştir.

Özbekistan Taşkent Hukuk Fakültesi

Hukuk Fakültesi

Amir Timur meydanının karşısındaki bu yapı, 19. yüzyıla ait tarihsel bir yapıdır. Yapı Türkistan valisi Kaufman’ın emriyle yapılmıştır. Ancak yapıldıktan sonra uzun süre kadın spor salonu olarak kullanılmıştır. Sovyet döneminde ise, burası “Taşkent Devlet Üniversitesi” olmuştur. Yapının sağ yanı “Tarih Fakültesi” ve sol yanı ise “Hukuk Fakültesi” olmuştur. Bağımsızlık ilanından sonra ise, yapı “Hukuk Fakültesi” olmuştur.

Özbekistan Taşkent Amir Timur Müzesi
Özbekistan Taşkent Amir Timur Müzesi
Özbekistan Taşkent Amir Timur Müzesi

Amir Timur Müzesi

Pazartesi günleri hariç her gün açıktır ve saat: 10.00-17.00 arasında gezilebilir.
Müze 2006 yılında bugünkü yerinde: Amir Timur’un 660. yıldönümünde kurulmuştur. Müzenin görkemli binası, oryantal mimari tarzında güzel bir yapı örneğidir. Yuvarlak yapı, tepesinde büyük mavi bir kubbe ile süslenmiştir. Binanın çevresinin tamamında zarif sütunlar ilgi çeker. Müzenin pencereleri kemerli nişler şeklindedir. Binanın cephesi ise zengin dekore edilmiştir.

Müzede bölgenin geçmişi hakkında yaklaşık 3000 nesne bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında önem kazananlar şunlardır: benzersiz el yazması kitaplar, silahlar, eski giysiler, mutfak eşyaları ve çeşitli sikkeler. Timur dönemine ait askeri giysiler, müzik aletleri, Ulugbek astronomi aletleri de mutlaka görülmelidir.

Ayrıca, dönemin yaşam ve faaliyetlerine ait tablolar ve tarihi belgeler de görülebilir. Ama özellikle müzede, minyatür tarzında büyük bir duvar resmi dikkati çeker. Bu resim “Büyük Timur-Büyük Yaratıcı” adı altında 1996 yılında Özbek sanatçı gurubu tarafından yapılmış ve onun doğumundan ölümüne kadar olan hayatı yansıtılmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz, zemin kattaki merkez salonda bulunan Osmanlı dönemine ait “Kur-an” ı mutlaka görmenizi öneririm.

Taşkent Saat Kulesi

Meydanda bulunan en önemli mimari anıttır. 1947 yılında yapılan anıt, Taşkent şehrinin sembolü olmuştur. Taşkentlilerden biri, mesleği saatçi olarak savaşa katıldığında Almanlara ait Allenstein şehrinde ünlü saat mekanizmasını geliştirmiştir ve bu anıt onun adına atfedilmiştir. Yapının dışı: ünlü Özbek usta Shirin Muradov tarafından dekore edilmiştir.

Eğlence Merkezi

Emir Timur meydanı yakınlarında: şehir hayatında çok popüler olan bir sinema-tiyatro ve eğlence merkezi bulunmaktadır.

Özbekistan Taşkent Sanat Galerisi
Özbekistan Taşkent Sanat Galerisi
Özbekistan Taşkent Sanat Galerisi

Taşkent Sanat Galerisi

Büyük Turon str adresindedir. Pazartesi hariç her gün açıktır ve saat: 11.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
2004 yılı Ağustos ayında açılan galeri, şehir merkezinde bağımsızlık meydanı yakınındadır. Ancak galerideki sanat koleksiyonu 1994 yılında toplanmaya başlamıştır. 3500 m karelik alana yapılan galeride 15 oda bulunur. Bunların yanı sıra, konferans salonu, küçük bir sinema salonu, kütüphane ve stüdyo bulunmaktadır.

Ayrıca küçük bir kafeterya ve hediyelik eşya dükkanı da bulunur.
Galeride: 20. yüzyıl boyunca Özbek sanatçıların yaptıkları resimleri görebilirsiniz. Ayrıca, galeri sıkça yabancı sanatçıların eserlerinin geçici sergilerine ve diğer kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.

Özbekistan Taşkent Ebul Kasım Medresesi
Özbekistan Taşkent Ebul Kasım Medresesi

Uygulamalı Sanatlar Merkezi-Ebul Kasım Medresesi

Burası, Özbekistan’da büyük ilgi gören geleneksel el sanatlarını (ganch oyma, maden oymacılığı, altın dikiş-nakış gibi) geliştirmek için kurulmuştur. Burada bir dizi sergiler, festivaller ve etkinlikler düzenlenir.
Merkezin bulunduğu bina: 19. yüzyılın ortalarında Abulkasym Eshan tarafından yaptırılmıştır. Kendisi: 19. yüzyılın ikinci yarısında, Ruslara karşı ayaklanmalar sırasında kent sakinlerini korumuş ve bu yüzden bilge ve aydın bir insan olarak kent sakinlerinden saygı görmektedir.

Medresenin buraya inşa edilmesi hakkında bir efsane bulunmaktadır. Söylenenlere göre: Peygamberimizin sakalının birkaç tüyü, burada saklanmıştır. Bu yüzden, medrese bu kutsal yere inşa edilmiştir. Zamanla, bu kutsal medrese Muyi Mubarek Hanaka camisi olmuştur. Evet medrese dikdörtgen avlusu ile tipik bir ortaçağ yapısıdır. İki katlı bina çevresinde öğrenci odaları ve öğrenme odaları yani derslikler bulunur.
Medrese: Rus işgali sırasında bir sur olarak kullanılmış, bağımsızlığın ardından Ruslar ile kentliler arasındaki barış antlaşması burada imzalanmıştır. Günümüzde bina uygulamalı sanatlar ulusal merkezine ev sahipliği yapmaktadır.

Özbekistan Taşkent Chorsu Bazaar

Chorsu Bazaar

Çarşı, yüz yıldan fazla geçmişe sahip olmasına rağmen, hep aynı yerde yani Juva ana meydanında bulunmuştur. Sıcak ve kuru Asya iklimi sonucu ısı ve tozdan korunmak için çarşı büyük kubbeli binalar şeklinde yapılmıştır. Günümüzde mavi kubbe ila taçlandırılmış ticaret salonları eşsiz ve aynı zamanda karmaşıktır. Çarşının orta kısmı neredeyse 300-350 metre çapında, oryantal süs desenli ana muhteşem kubbe ile kapalıdır.

Evet, çarşı üç katlıdır ve bir asansör bulunur. Dükkanlar orta ve üst katlardadır. Burayı ziyaret ederseniz: taze meyveler, kurutulmuş meyveler, ekmek, taze et (özellikle at etinden yapılmış sosis), kehribarlı sarı pilav, kokulu ızgara et, sıcak çorba tadabilirsiniz. Öte yandan, burada el sanatı ürünleri ve hediyelik eşya satan dükkanlar da bulunur.

Özbekistan Taşkent Hast İmam Meydanı
Özbekistan Taşkent Hast İmam Meydanı
Özbekistan Taşkent Hast İmam Meydanı

Hast İmam Meydanı

Burası Taşkent şehrinin dini merkezidir. Burası: 1966 yılındaki büyük depremde yıkılan saz ve çamur evlerin bulunduğu bir mahalledir.
Meydan: Taşkent şehrinde, ünlü bilim adamı, Kur’an ve hadis bilgini, şair ve sanatkar Hazrati İmam türbesinin yanındadır.
Meydanda bulunan anıtlar ve yapılar şunlardır: Barak Han Medresesi, Tilla Şeyh Camii, İmam Buhari medresesi, İslam Enstitüsü.

Öte yandan, Orta Asya Müslümanlarının ruhani lideri müftü de, burada yerleşiktir. Ayrıca zengin bir kütüphane vardır. Halife Osman’ın ünlü Kuran’ı burada muhafaza edilmiştir.

Meydanda bulunan “Hz İmam Camisi” 16. yüzyıl mimari tarzında, 2007 yılında inşa edilmiştir. Farklı ülkelerden getirilen birçok egzotik ağaç, çalılar ve çiçekler, kompleksin topraklarına dikilmiştir. Bahar, yaz ve sonbahar döneminde, burada leylekler görülür. Geceleri yapılar özel olarak aydınlatılırlar ve burada oryantal bir masalımsı hava oluşturulur.

Hazrati İmam Kompleksi

Bilgin imam Qaffal kül-Shashi yani Khazrati (Khasti) imamın burada gömülü olduğu söyleniyor ve o yüzden bu ismi almıştır. Burası: yöre insanı tarafından kutsal olarak kabul edilmektedir. Kompleks: şehirde çok sayıda ev ve binalar arasında gizli kalmış iken, 2007 yılında tamamen restore edilmiştir.

Özbekistan Taşkent Mustakilik Maydoni
Özbekistan Taşkent Mustakilik Maydoni
Özbekistan Taşkent Mustakilik Maydoni
Özbekistan Taşkent Mustakilik Maydoni

 

Bağımsızlık Meydanı-Mustakilik Maydoni

Meydan şehir merkezindedir ve Taşkent sakinleri için popüler bir dinlenme yeridir. Şehrin en güzel havuzları buradadır.
1865 yılında meydan yakınlarında Hokand Han’ın sarayı bulunmaktadır. 1865 yılında Hokand Hanlığı tasfiye edilince buraya Rus idaresi ve Türkistan genel valisi için bir ikametgah yapılmasına karar verildi. Daha sonra geniş bir bahçe içinde, bu rezidans “Beyaz Saray” seçildi.

Sovyet döneminde: meydan “Lenin Meydanı” için seçildi ve meydanın merkezine “Lenin Anıtı” dikildi. Yapılan havuzlar ile meydan bu dönemde hızla gelişmeye başladı. 1991 yılında bağımsızlık ilan edilince, Lenin meydanının ismi “Bağımsızlık Meydanı” yani “Mustakilik Maydonu” olarak değiştirildi. Lenin anıtı yerine, bir “Bağımsızlık Anıtı” dikildi.
Günümüzde: 1 Eylül tarihindeki “Özbekistan Bağımsızlık Günü” ve 1 Ocak tarihindeki “Yeni Yıl” kutlamaları burada düzenlenmektedir. Meydanda: müzisyenler, palyaçolar, dansçılar sürekli bulunur. Yeni yıl kutlamalarında ise, buraya “Yeni yıl ağacı” yerleştirilir.

Meydanın merkezinde: huzur ve sessizliği sembolize eden ve leylek heykelleri bulunan 16 mermer sütunlu bir köprü görülür. Yeşil bölgeler ve bunların her iki tarafında uzanan havuzlar, Bağımsızlık Anıtına kadar uzanır. “Anavatan Sembolü Anne” heykeli de, kucağında bir bebek tutan kadın figürü olarak burada görülebilir.
Evet, bu büyük ve popüler meydan 12 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Bu alanda: hükümet yapıları ve idari kuruluşların binaları bulunur.

Özbekistan Taşkent Özbek Senato Binası

Özbek Senato Binası

Bağımsızlık anıtının güneyindedir. Ancak 2003 yılında Özbek Meclisi yeni binasına taşınmış ve burası “Ali Şir Nevai” kütüphanesi olmuştur. Yapı; klasik tarzda inşa edilmiştir. Merkezi giriş, revaklı sütunlarla süslenmiştir.
Senato binasının hemen karşısında: hükümet binaları ve kamu daireleri bulunur. Bir binada ise, Özbekistan Bakanlar kabinesi bulunur.

Özbekistan Taşkent Park
Özbekistan Taşkent Park

Park

Meydanın merkezindeki sütun dizisinin diğer tarafında, idare binaları karşısındadır. Bu park alanında Dünya Savaşında ölen askerler anısına anıt bulunmaktadır. Sokağın her iki yanında, ahşap oyma sütunlarla desteklenmiş galeriler görülür. Bu galerilerde: II. Dünya savaşında vatanı için ölen Özbekistanlıların isimlerinin yazılı olduğu kitaplar bulunur. Sokak önünde ise, sönmez bir alev ve matemli anne figürü görülür. Bu matemli anneye, her yıl 9 Mayıs tarihinde çiçekler bırakılır. Park alanının sınırlarında, Ankhor nehir kanalı boyunca ise şehirdeki bankaların tümü sıralanmıştır.

Özbekistan Taşkent Hoca Akhrar Camii
Özbekistan Taşkent Hoca Akhrar Camii
Özbekistan Taşkent Hoca Akhrar Camii

Cuma Camii-Hoca Akhrar Camii

Şehirdeki ilk Cuma camisi, şehrin antik merkezinde (shakhristan) en yüksek noktada 819 yılında kurulmuştur. Bu yüksek konumu nedeniyle: devrim öncesinde çevresindeki tek ve iki katlı evler nedeniyle bütün şehirden görülebilmektedir.
Ancak farklı dönemlerde restore edilerek günümüze kadar tamamen değişmiştir.

Özellikle: 1868 depreminin ardından cami 20 yıl tahrip olmuş şekilde bırakılmış ve 1888 yılında restorasyonu için Rus imparatoru tarafından para tahsis edilmiştir. Ancak, Sovyet döneminde camiye el konulmuş ve Milli Eğitim Bakanlığı için bir idare binası olarak kullanılmıştır.
Caminin ismi: ortaçağ dönemi tasavvuf liderlerinden Hoca Akhrar’dan gelmektedir. Cami: doğu yönüne açık bir kubbe ve kemer açıklığı ile, kutsal kabe’yi temsil sembolize eden küp formunda inşa edilmiştir.

Özbekistan Taşkent Kaffal-Shashi Türbesi
Özbekistan Taşkent Kaffal-Shashi Türbesi

Kaffal-Shashi Türbesi

Kaffal Shashi: bu bölgede doğmuştur. O bir İslam alimi, şair ve mistikdir. 16. yüzyılda inşa edilen türbesi, Müslümanlar için popüler bir ziyaret yeri haline gelmiştir. Türbenin giriş kısmının yüksekliği 12 metredir. Giriş “Kuran”dan alınan bir alıntı ile dekore edilmiştir. Bu yazı “bu yazıtı okuyacak herkes benim için dua etsin” dir. Türbenin sağ girişinde yerleştirilen bölümde, Kaffal Shashi’nin öğrencileri ve takipçilerinin mezarları bulunmaktadır.

Özbekistan Taşkent Kukeldash Medresesi
Özbekistan Taşkent Kukeldash Medresesi
Özbekistan Taşkent Kukeldash Medresesi

Kukeldash Medresesi

Burası şehrin tarihi bölümündedir. 1587-1591 yılları arasında ünlü devlet adamı Kul-baba Kukeldash tarafından yaptırılmıştır.
Kendisi Taşkent vezirinin süt kardeşidir ve bu lakabın kelime anlamı “Kukeldash” olarak geçmektedir. Böylece: Derviş han, Taşkent vezirinin üvey kardeşi olmuştur. Medrese 18. yüzyılda tüccarlar için kervansaray olarak kullanılmıştır. 19. yüzyılda ise Hokand hanları için bir kale görevi yapmıştır.

1865 yılına kadar medrese, kamu infaz alanı olarak kullanılmıştır. İnsanların ahlakını güçlendirmek amacıyla sadakatsiz bulunan eşler, taşlarla kaplı zeminde cezalandırılmışlardır.
Günümüzde restore edilen medrese, medrese işlevini sürdürmektedir ve burada yaşayan öğrenciler bulunmaktadır. Yapının dekorasyon ve yazıtlarının büyük kısmı kaybolmuştur.

Özbekistan Taşkent Uygulamalı Sanatlar Müzesi
Özbekistan Taşkent Uygulamalı Sanatlar Müzesi
Özbekistan Taşkent Uygulamalı Sanatlar Müzesi
Özbekistan Taşkent Uygulamalı Sanatlar Müzesi

Uygulamalı Sanatlar Müzesi

Yakkasaray ilçesinde, Rakatboshi adresindedir.
Hergün saat 09.00-21.00 arasında açıktır.
Uygulamalı sanatlar müzesi: Özbekistanlı sanatçıların eserlerini ilk olarak 1927 yılında I. Taşkent Sergisinde sergilemiştir. Başlangıçta el sanatları müzesi olarak adlandırılmasına rağmen, 1997 yılında devlet statüsü verilmiş ve bugünkü adını almıştır.

Müzede: el yapımı nakış, başlıklar, takı, halı ve 19. yüzyılın başından itibaren günümüze kadar olan sürece ait diğer işçilik örnekleri sergilenmektedir. Müzede yaklaşık 7 bin nesne bulunduğu söylenmektedir.

Müze, bir zamanlar Rus diplomat Alexander Polovtsev’e ait bir sarayda yer almaktadır. 19. yüzyılda yapılan bina, mimari ve dekoratif sanatlar için bir örnektir. Zengin süslemeler dikkat çeker. Dekoratif alçı süslemeler yanında, ahşap oymacılık ve boyama işleri, Özbek ustalara aittir. Dünya savaşında savaş mahkumları, bu binada teslim edilmiştir. Rus devriminin ardından 20. yüzyılın başında ise bina yetimhane olarak kullanılmıştır.

Müze 3 guruba ayrılmaktadır

1’nci Gurup: Eski gelenekler ve okullara ilişkin uygulanan sanat eserleri.
2’nci Gurup: Geleneksel esnaf yöntemleri esas alınarak, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren oluşturulan işler.
3’ncü Gurup: Modern sanat gelişiminin temelinde, renkli süslerle bezenmiş modern sanat eserleri.

Evet müzeden: Özbek ustaları tarafından yapılan resim, grafik, porselen, halı, nakış, kumaş, takı, sikkeler, vernikli minyatür hediyelik eşyalar satın alabileceğiniz bir de hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.

Özbekistan Taşkent Sanat Müzesi
Özbekistan Taşkent Sanat Müzesi
Özbekistan Taşkent Sanat Müzesi
Özbekistan Taşkent Sanat Müzesi

Sanat Müzesi

Movarounnakhr str adresindedir.
Salı günü hariç her gün açıktır ve saat 10.00-17.00 arasında ziyaret edilebilir.
Özbekistan Devlet Sanat Müzesi: 1918 yılında kurulan bir fon tarafından bir kısım eserin toplanmasıyla oluşmuştur. Bu 100 eser içinde Prens Romanov ve diğer özel koleksiyonlardan elde edilen Rus ve Batı Avrupalı ustaların heykelleri, tabloları, çizimleri ve porselenler bulunmaktadır. Müze 1935 yılında devlet müzesi statüsünü kazanmıştır.

Müzenin ilk sergisi, Prens Romanov’un eski sarayı olan “Halk House” da açılmıştır. 1974 yılında orası yıkılınca, müze burada ziyarete açılmıştır. Müzenin bu yeni binası: dış cephesi alüminyum levhalar ile kaplı metaller ile karelere bölünmüş ve mimar olarak Abdulov, Nikiforov ve Rosemblum görev yapmışlardır. Bina büyük bir küp şeklindedir ve bu tasarım o zamanlar için pek alışılmış değildir.
Binanın alt kısmı ve girişi: cilalı gri mermer ile dekore edilmiştir. Konforlu iç mekan aydınlatmasında, parlak güneş ışığı yoğun olarak kullanılır.

Evet, bu müzede: Özbekistan güzel sanatlar tarihinin yüzyıldan fazla geçmişinin yolu gösterilmektedir. Ayrıca: Özbekistan antik ve erken Ortaçağ sanatı, mimari dekorasyon, nakış, halı, kumaş, bakır ürünleri, altın nakış, takı ve benzeri değerli sergiler bulunmaktadır. Doğu sanatı: Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve İran sanat eserlerini içerir.

Bu koleksiyonlarda: bronz, porselen, fildişi, ahşap oymalar, müzik aletleri, halı, heykeller bulunur.
Müze, ayrıca 15-20. yüzyıllar arasındaki döneme ait Rus sanat eserlerinin zengin bir koleksiyonuna da sahiptir. Özellikle: I.Nikitin, F.Kükrer, D.Levitzky, V.Borovikovsky gibi sanatçıların resimleri ilgi çeker.
Müzede, Batı Avrupa İtalyan, İspanyol, Alman, Hollanda, Flemen, Fransa ve İngiliz güzel sanatlarına ait de çeşitli eserler bulunmaktadır.

Özbekistan Taşkent Jeoloji Müzesi
Özbekistan Taşkent Jeoloji Müzesi
Özbekistan Taşkent Jeoloji Müzesi

Jeoloji Müzesi

Mirabad ilçesinde Shevchenko str adresindedir.
Pazar günü kapalıdır, diğer günlerde saat 09.00-17.00 arasında ziyaret edilebilir.
Jeoloji m üzesi, Taşkent şehrinde eşsiz ve benzersiz bir kültür tesisidir. 1988 yılında açılmıştır ve burada değerli taşlar, mineraller, arkeolojik ve paleontolojik buluntular sergilenmektedir. Bunlar, Özbekistan’ın doğal kaynaklarının zenginliğini temsil eder.
Müzede yaklaşık 50 bin nesne bulunduğu söyleniyor. Nesneler: kayalar, mineraller ve arkeolojik buluntular şeklinde bölümlere ayrılıyor ve toplam 12 salonda görüşe sunuluyor.

Özbekistan Taşkent Televizyon Kulesi

Televizyon Kulesi

Kule, Orta Asya’nın en yüksek yapısıdır. Toplam 375 metre yüksekliktedir. İnşaat 1979 yılında başlamış ve 1981 yılında tamamlanmıştır. 9 büyüklüğünde depreme dayanacak şekilde yapılmıştır. Kule kafesi: gövde binasını sabitleyecek şekilde ve hafiflik hissi veren üç eğimli bölüm ile desteklenmiştir. Kulenin 220 metre yükseklikteki bölümü: uydu tv, hücresel ve çağrı iletimi için kullanılmaktadır. Kuleden 5 televizyon ve 4 radyo yayını yapılmaktadır. Ayrıca Meteoroloji istasyonu görevi görür. Kule: 3 yüksek hızlı asansör ile donatılmıştır. Bunların yükselme hızı, saniyede 4 metredir.

Kulenin lobisi: Buharbaev tarafından yapılan Floransa ve Roma tarzındaki bir mozaik pano ile süslüdür. İki tane döner restoran vardır. Bunlardan: 150 metre yükseklikte mavi salon bulunur. Her salonda 60 koltuk vardır. Bu restoranlar Özbek ve ayrıca Avrupa mutfağı yemek kültürü ürünlerini sunarlar.
Eğer şehrin muhteşem manzarasını izlemek isterseniz, gözlem güvertesine çıkmalısınız. Giriş parası ödeyerek asansöre binin ve 100 metrelik bölümdeki seyir alanına çıkın.

Orada dünyadaki diğer uzun kulelerin maketlerini görebilirsiniz. Ayrıca her taraf cam olduğu için şehrin panoramik manzarasını izleyebilirsiniz. Aslında en tepeye de çıkılıyor. Küçük bir ücret daha ödeyerek en tepeye de çıkabilirsiniz. Oradan manzara daha muhteşem görülüyor ancak aynı zamanda ürkütücüdür. Hem çok yüksek, hem açık alan. Ayrıca ayak basılan yer kapalı değil, metal borular üzerinde yürünüyor.

Özbekistan Taşkent Tarih Müzesi
Özbekistan Taşkent Tarih Müzesi
Özbekistan Taşkent Tarih Müzesi
Özbekistan Taşkent Tarih Müzesi

Tarih Müzesi

Raşidov Avenue adresindedir.
Özbekistan Tarihi Devlet Müzesi: şehir merkezinde Raşidov caddesindedir. Pazartesi günü kapalı müze, diğer günlerde saat 10.00-17.00 arasında ziyaret edilebilir.
Müze 136 yıl önce kurulmuş, Orta Asya’nın en eski müzelerinden birisidir. Bina 4 katlıdır.
Birinci katta: Periyodik aralıklarla düzenlenen çeşitli temalı modern sergiler bulunmaktadır. Ayrıca 50 kişilik sinema ve konferans salonu bulunur.
İkinci katta: eski çağlardan itibaren Timur dönemine kadar olan Özbekistan tarihi anlatılmaktadır. Burada: Orta Asya’da o zamanlardaki bilim, şiir, ticaret ve bayındırlık araçları, aynalar, takılar, ev eşyaları görülmektedir. Bu bölümde 2003 yılında Özbek sanatçı Alisher Alimkulova tarafından yapılan parlak renkli duvar ilgi çekmektedir.

Müzenin en değerli eseri

Sel-Ungur mağarasında bulunan ilkel insanın kalıntılarıdır. Özbek arkeologlar 90’dan fazla mağarada araştırma yapmışlardır ve bunların en ünlüsü “Selengur” mağarasıdır. Buradaki ilk insanın, günümüzden 1.5 milyon yıl önce yaşadığı anlaşılmıştır. Çünkü bu mağarada, 1985 yılında bilim adamları tarafından “Neandertal” insan kalıntısı bulunmuştur.
Ayrıca, Fergana vadisinde bulunan ve MÖ.2 bin yıllarına tarihlenen iki taş yılan heykeli, 6-8. yüzyıllara tarihlenen Buhara valilerinin saray dekoru ve Afrosiab yerleşim yerinde bulunan 8.yüzyıla ait duvar resmi, 10.yüzyıldan kalma Oburdon köyünde bulunan ahşap sütun oymadır.
Müzenin Budist dönemi bölümünde: Fayaz-Mayor Budist tapınak kompleksinde 1969 yılında bulunan ve üçlü olarak adlandırılan: “iki keşiş” (1 ile 4. yüzyıllar arasına tarihlenmektedir) ve Buda antik heykelidir.

Müzenin para koleksiyonu da ilgi çeker.

Bu koleksiyonda bulunan paralar: MÖ.5. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasındaki dönemi kapsamaktadır. Bunlar arasında: Akhaemenids sikkeleri, Büyük İskender sikkeleri, Yunan Baktria kralları sikkeleri özel öneme sahiptir. Ayrıca: Samaniler, Karahanlılar, Cengiz Han dönemi, Timur dönemi ve ortaçağın diğer hanedanlarına ait sikkeler de bulunur.

Dördüncü katta: 19. ve 20. yüzyıl nesneleri bulunur. Bunlar arasında, ilk tiyatro biletleri, filmler, fotoğraflar ve gazeteler bulunur. Ayrıca Özbek güreş ve tenis şampiyonlarının madalyaları da burada sergilenmektedir. Ayrıca 8848 metre yükseklikteki Everest Tepesi zirvesine 22 Mayıs 1998 tarihinde Özbek bayrağını diken dağcılar da burada anılmaktadırlar.
Müze altında bulunan hediyelik eşya dükkanından: nakış, halı, minyatür ve seramik el sanatı ürünleri satın alabilirsiniz.

Özbekistan Taşkent Demiryolları Technics Müzesi
Özbekistan Taşkent Demiryolları Technics Müzesi

Demiryolları Technics Müzesi

Turkiston Str adresindedir.
Pazartesi ve Salı günü hariç açıktır ve saat 09.00-21.00 arasında gezilebilmektedir. Kendi türünün dünyadaki ilginç örneklerinden birisidir.
Müze, Özbekistan’da demiryollarının yüzüncü yılı anısına, 1989 yılında açılmıştır. Açık havada müzede buhar ve dizel motorlu lokomotifler sergilenmektedir. Bu lokomotifler, uzun zaman önce ülke genelinde faaliyet sürdürmüşlerdir. Müzede 18 dizel ve 3 elektrikli lokomotif müze ziyaretçilerine tanıtılıyor.
Müzenin en ilginç yanı: hem yetişkinler hem de çocuklar için kullanılan çocuk demiryolu gezi trenidir. Bu tren ile ziyaretçiler yaklaşık 1 km lik parkurda tur yapmaktadırlar.

Özbekistan Taşkent Memorial Shahidlar Hotirası
Özbekistan Taşkent Memorial Shahidlar Hotirası
Özbekistan Taşkent Memorial Shahidlar Hotirası

Zulüm ve Baskıların Kanıtı Müzesi-Memorial Shahidlar Hotirası

Taşkent Tv kulesi yakınlarında, Amir Temur str adresindedir.
Müze: baskılar ve zulümler sonucu öldürülen veya hapsedilen insanların anısına, küçük bir park alanında kurulmuş ve 2002 yılında ziyarete açılmıştır. Aynı gün yani 31 Ağustos günü “Politik Baskı Kurbanlarını Anma Günü” olarak kutlanmaktadır.
Rus imparatorluğu, Orta Asya’da sömürge faaliyetlerini sürdürürken, 1860’lı yıllarda kendi topraklarında özgürlük için mücadele eden halk ayaklanması ile karşılaştılar.

Ekim devriminden sonra ise, bağımsız bir Özbekistan için oluşan umutlar, Stalin rejimi döneminde en kanlı şekilde bastırıldı. On binlerce insan tutuklandı ve bunların büyük bölümü kamplarda öldü.
Müzede: bütün bu tarihsel olaylar, mahkumların yaşadığı kamplar ve cezaevi maketleri bulunmaktadır. Sergilerde ayrıca fotoğraflar, belgeler, kişilerin eşyaları da görülür. Ayrıca; vatana ihanet etmekle suçlananları tutuklamaya gelen, İçişleri Halk komiserliğinin bir aracı da sergilenmektedir.

Burası, Özbekler tarafından kutsal olarak kabul edilir. Çünkü adalet ve bağımsızlık için savaşan atalarının anısına yapılmıştır ve özellikle genç kuşakları eğitmek için kullanılır. Özbeklere göre, siyasi ve ekonomik reformları yapmak, demokratik bir devlet kurmak, dünya güçleriyle eşit durmak için; parlak ve karanlık tarihin sayfalarını analiz etmek ve geçmişten gerekli dersleri almak gerekir. Müzede, her kayıp ruh bir dikilitaş şeklinde betimlenmiştir. Ayrıca yine bu park alanında acı çeken insanların belleklerinin muhafazası için bol miktarda çiçek ekilidir.

Özbekistan Taşkent Former Residence
Özbekistan Taşkent Former Residence
Özbekistan Taşkent Former Residence

Prens Romanov Sarayı-Former Residence

Burası 1891 yılında mimarlar Benoit ve Geyntseltmans tarafından Prens Romanov için bir rezidans olarak yapılmıştır. Kendisi İmparator Nicholay I’in torunudur ve 1918 yılında ölümüne kadar burada yaşamıştır. Ancak, ilk gelişi 1877 yılında kraliyet ailesi tarafından buraya sürgün edilmesidir.

Saray: modern tarzda inşa edilmiştir. Zarif bina: zengin oyma ızgaraları, alışılmadık biçimdeki pencereleri, kuleleri ve diğer dekoratif unsurlarıyla dikkat çekmektedir. Ön giriş: bronz geyiklerin ve köpeklerin avlanma sahneleri ile dekore edilmiş bölümden yapılmaktadır. Binanın arka tarafında büyük bir bahçe bulunur. Bahçe: Taşkentli botanikçi ve eczacı Krause tarafından hazırlanmıştır.
Özellikle, sarayın iç dekorasyonu ilgi çeker.

Burada özel ikamet salonları, oyma korniş ve altın resimlerle dekore edilmiş, koyu meşe ile kaplanmıştır. Sol yanda: bilardo salonu, kütüphane, yemek salonu, bir sera ve Japon bahçesi bulunur. Binanın kanatlarından birinde: Rus prensi, tuttuğu yaban hayvanlarını barındırdığı bir hayvanat bahçesi bulunmaktadır ve burası Pazar günleri halka açıktır.

Evet Prens Romanov, kaldığı sürede Taşkentliler arasında çok popüler oldu. Şehirde ilk pastane ve ilk sinemanın açılmasına neden oldu. Bozkır sulama kanalları yaptırdı. Şehirde geçirdiği yılların ardından öldüğünde ise, şehre miras: antika ve eşsiz bir kitap koleksiyonu bıraktı.
Ölümünden sonra, bina Özbekistan Sanat Müzesi, Antika Müzesi ve Takılarına ev sahipliği yaptı. 20. yüzyılın sonunda bina restore edildi ve günümüzde Özbekistan Dışişleri Bakanlığı konuk evi olarak kullanılmaktadır.

Özbekistan Taşkent Astronomi Müzesi

Astronomi Müzesi

Astronomicheskaya caddesindedir.
Müze, UNESCO desteğiyle kurulmuştur. Burada “Ulughbek” gözlem evinde yapılan astronomik gözlemlerin süreçleri öğrenilebilir. Müze: bölgede astronomi biliminin gelişimine büyük katkı sağlamıştır.
Müzede: ünlü İngiliz usta James Short’a ait 18.yüzyıldan kalma teleskop ilgi çeker. Ayrıca yine ünlü İngiliz gözlükçü Dollond tarafından yapılan bir reflektör bulunmaktadır. Londralı saatçi Garrison tarafından 18. yüzyılda icat edilen deniz kronometresi, antika hayranlarının ilgisini çekmektedir. Onun bu buluşu, Newton’un önerisiyle İngiliz Parlamentosu tarafından ödüllendirilmiştir.

Amsterdam yapımı “Hovyu” isimli saat: 1873-1931 yılları arasında Taşkent Rasathanesi saati olarak görev yapmıştır.
Müzede: en büyük gökbilimcilerin portreleri, gezegenlerin ve yıldızların resimleri, Astronomi Enstitüsü, Maidanak ve Kitab astronomi istasyonları da sergilenmektedir. Astronomi Enstitüsü: Taşkent Astronomi Gözlemevi gibi 1873 yılında kurulmuş ve 1966 yılında Astronomi Enstitüsüne dönüştürülmüştür. Astronomi Enstitüsünde: geçmişte kullanılan astronomi aletlerinin zengin bir koleksiyonu bulunuyor. Bunlar, astronomi biliminin gelişimine tanıklık etmesi açısından önem kazanmaktadır.

Özbekistan Taşkent Olympic Glory Müzesi

Olympic Glory Müzesi

Raşidov Prospect adresindedir.
Müze toplam 2121 m.karelik alana kurulmuştur. Müzede: uluslar arası olimpik hareket ve sporun gelişimine yaptığı önemli katkılar, ödüller, uluslar arası olimpiyat komitesi ödülleri ve Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından bağışlanan ödüller sergilenmektedir.

Ayrıca: Olimpiyat ve Asya Oyunları, dünya ve kıta şampiyonalarıyla ilgili nadir madalya, kupa, hatıra para, işaretler, meşaleler, hediyelik eşyalar, pul, spor malzemeleri ve giyim, basılı malzemeler sergilenmektedir. Müzenin ana amacı ise olimpiyatlar ve uluslar arası yarışmalarda, Özbek sporcuların başarılarını göstermektir.

Özbekistan Taşkent Ks Zairov Halk Sağlığı Müzesi

Ks Zairov Halk Sağlığı Müzesi

Istiklal Str. Adresindedir.
Müzenin girişinde, 10-11. yüzyıllardaki en büyük hekimlerden Ebu Ali İbni Sina’nın anıtı görülmektedir. Müze duvarları ise, Özbekistan tıp tarihini anlatan oriental minyatürlerle dekore edilmiştir. Ana salonları: tıp ve hijyen tarihine ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için yapılan çalışmalara ayrılmıştır.

En ilginç sergiler: insan anatomik yapısını gösteren bir manken olan bir cam adamdır ve Dresden şehrinden getirilmiştir. Manken, insan vücudunun basit yapısını ziyaretçilere göstermesi açısından ilgi çeker. Model üzerinde iç organları aydınlatmak için ışık bulunmaktadır.

Özbekistan Taşkent Silahlı Kuvvetler Müzesi

Silahlı Kuvvetler Müzesi

Ulugbek Str. Adresinde Jasorat Askeri Glory Park bölgesindedir.
Müzede, dünya savaşına katılmış Özbekistan askerlerine adanmış bir sergi bulunur. Uluslar arası işbirliği bölümünde ise, Barış Projeleri ortaklık çerçevesinde uluslar arası askeri tatbikatlar hakkında meteryaller sunulmaktadır.

Özbekistan Taşkent Özbekistan Doğa Devlet Müzesi

Özbekistan Doğa Devlet Müzesi

Almazar İlçesi, Niyazov str adresindedir.
Müzenin ana hedefi: genel biyoloji ve bölgesin doğasının derinlemesine keşfedilmesidir. Müzede 300.000 böcekten oluşan büyük bir koleksiyon bulunur.
Müze 4 bölüme ayrılır. Bunlar: fauna ve flora, jeoloji ve coğrafya, bilimsel ve eğitim dairesi, stok bölümü.

Sergiler arasında dondurulmuş yırtıcı kuşlar görülür kü, bunların kanatları ve pençeleri arasında kurbanları görülmektedir. Mamut fosilleri, aynı zamanda tarih öncesi insanların yaşam düzenini gösterir. İki başlı buzağı ve kuzu, tek gözlü kuzu ilgi çekmektedir.

Özbekistan Taşkent Qaffal Al-Shashi Mozolesi

Qaffal Al-Shashi Mozolesi

Ünlü ilahiyatçı, bilgin, dilbilimci, hadis alimi, şair Muhammed İbn Ali, Ebu Bekr el-Qaffal el-Shashi (904-976) nün mezarı ve türbesidir. Kendisi özellikle hukuk çalışmaları ile ünlüdür. Buhara, Bağdat, Nişabur ve İslam dünyasının diğer şehirlerinde eğitim görmüştür. Taşkent şehrinin en saygın kişilerinden birisidir. Günümüzde burada görülen modern türbe: 14. yüzyılda inşa edilmiş ve defalarca onarılmıştır. Yapıda: 16. yüzyıldaki onarım çalışmalarını belirten yazıt ve Kuran’dan alıntılar ve Farsça şiir ayetleri, Özbekçe şiirler ilgi çekmektedir.

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Anbar-bibi Türbesi

Şehrin Zengi-ata köyündedir. Zangiata mozolesinin güneybatısındaki mezarlıktadır.
15. yüzyılın başında Zengi Ata’nın karısı Kambar-ana için yaptırılmıştır. Ama efsanelerde kendisinden Anbar-bibi diye söz edilir. Bu aziz kadın: kadın ve annelerin koruyucusu olarak kabul edilmektedir. Özbekistan ülkesinin farklı bölgelerinden gelen kadınlar burayı ziyaret ederek: çocuk, esenlik ve refah dilerler.
İki basamaklı mezarın süslemeleri dikkat çeker. Türbe: kesme köşeli ve küçük portalı ile bir küp oda şeklindedir. Üzerinde ise çift küre konik kubbe bulunur.

Özbekistan Taşkent Hodjikent Potroglyphs
Özbekistan Taşkent Hodjikent Potroglyphs

Hodjikent Potroglyphs-Kaya oymaları

Hodjikent, şehir merkezine 70 km uzaklıktadır ve yüzyıllardır kutsal bir yer olmuştur. Burada nehrin sol kıyısında, sırtın batı yamaçlarında, bir ayazma yakınlarında petroglyphs denilen bir kaya bulunur. Kaya: 12.5 metre yükseklikte ve 18 metre uzunluktadır.

Hodjikent

1949-1950 yılları arasında Alpybaev tarafından keşfedilmiştir. Burada: MÖ. Bin yıl geriye kadar olan süreçten kaldığı düşünülen 23 kaya oyması bulunmuş ve çalışmalar uzman Khuzhanazarov tarafından devam ettirilmiştir. Efsanelere göre, taşlardan birinde, Hz. Ali’nin atının nal izleri bulunmaktadır.

Tüm rakamlar: uçurumun dibinde bulunur. İklim koşulları nedeniyle kaya oymalarının bir kısmı günümüze ulaşmamıştır. Daha az görünür rakamlar, farklı desenleri ile birlikte bulunmuştur. Bunun sebebi oymaların farklı dönemlerde yapılmış olmasıdır. Oymalarda görülenlerden bazıları şunlardır: dağ keçisi, argali, ren geyiği, at, köpek, öküz. Oyma figürleri arasında en ilgi çekeni “üç kadın figürü” dür. Çünkü Orta Asya’da benzeri figür henüz bulunmamıştır.
İnsanlar: sağlık ve çocuklarına dua etmek için ve özellikler kadınlar burayı ziyaret ederler.

Özbekistan Taşkent Zangiata Tarbesi

Zangiata Türbesi

Şehir merkezine 15 km uzaklıkta, Zangiata köyündedir. Burada Müslüman Şeyh Ai-Khodja ve eşi toprağa verilmiş ve bu türbe yapılmıştır. Şeyh; 13. yüzyılda yaşamış ve “karanlık baba” olarak bilinmektedir. Çünkü, kendisi esmer tenlidir. Onlar, Orta Asya’da, Sufi Ahmet Yesevi’nin takipçilerinden birisidir.
Türbe, iktidarda iken Timur tarafından inşa ettirilmiştir.

Ancak türbe inşa ettirilirken, duvarının sürekli çatladığı görülür. Bunun üzerine, Timur tarafından bir başkası için yaptırılan türbe: Zangiata’ya verilir. Daha sonra 13. yüzyılda medrese ve cami inşa edilerek kompleks tamamlanır. 20. yüzyıl başında bir de minare dikilir.
Türbe, Taşkent şehrinde en çok ziyaret edilen yerlerden birisidir.

Özbekistan Taşkent Bogazagon
Özbekistan Taşkent Bogizagon
Özbekistan Taşkent Bogizagon

 

Bogizagon

Anıt: Kultepa köyü yakınlarında, Almalyk karayolu yanındadır. Anıtta herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmamıştır. Çünkü yapım tarihi ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ancak anıtın hemen dibinde mezarlık bulunmaktadır. Kurşun kaplı kubbe ilgi çeker.

Özbekistan Taşkent Kendyktepa

Kendyktepa

Burası: Tuyabuguz nehrinin sel bölgesindeki bir adadır. Adanın geçmişi, 2000 yıl geriye kadar gitmektedir. Arkeologlar tarafından 1970-1972 yılları arasında kazılar yapılmıştır.

Özbekistan Taşkent Kulata-Kirk Kvzbulak
Özbekistan Taşkent Kulata-Kirk Kvzbulak

Kulata-Kirk Kyzbulak

Alan: Kry-Kiz köyünün güneydoğusundadır. Efsaneye göre: köyün kızları, buradaki suda banyo yaparken, köy düşman saldırısına uğrar ve kızlar balığa dönüşürler. O zamandan beri, göl: “Kirk-Kız” olarak tanınır. Günümüzde: göl ve çevresindeki yayla: aileler için favori bir eğlence yeridir. Küçük gölün doğu kesimimde ise, yöre halkının ibadet için kullandığı kutsal yer bulunur.

Özbekistan Taşkent Kolbuloq
Özbekistan Taşkent Kolbuloq

Kolbuloq

Şehir merkezine 8 km uzaklıktaki bu antik sitede 1963 yılından bu yana araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda, burada 90 bin yıl öncesine kadar uzanan 49 kültür tabakası tespit edilmiştir.

Özbekistan Taşkent Korkhona
Özbekistan Taşkent Korkhona

Korkhona

Burada: Zerdüştler ve Hıristiyanlar tarafından günahkar ayinleri için kullanılan, üç katlı bir yer altı tapınağı bulunmaktadır ki bu dini yapı 19. yüzyılda cami olarak kullanılmıştır.
Mağara tapınak, 50 metre çapa sahip bir tepenin içindedir. Kuzey ana girişinde, 17 metre uzunluğunda bir salon görülür. Burada bulunan arkeolojik malzemelerin, MS. Bin yıllarına ait olduğu anlaşılmıştır.

Özbekistan Taşkent Qyzyl Mezar

Kırmızı Mezar-Qyzyl Mezar

Uçtepa üzerindeki Taqachi köyünde, Bekabad bölgesine yakın konumdaki bu arkeolojik sitede: 1963 yılında kazı çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda 2500 m karelik kombine üç tepe üzerinde, mezar kalıntıları bulunmuştur. Buluntular ağırlıklı olarak 10-16. yüzyıllar arasından kalmadır. Türbe: Taşkent bölge mimarisinde Zakhiriddin Muhammed Babür dönemine ait tek kalıntıdır.

Özbekistan Taşkent Parpi Ota
Özbekistan Taşkent Parpi Ota
Özbekistan Taşkent Parpi Ota

Parpi Ota

Burası bir mezarlıktır ve yerel halk tarafından kutsal olarak kabul edilir. Yarıktan içeriye girildiğinde, bir kaya parçası ile karşılaşılır ki bu kayaya “Parpi ota” denir. Burası: kısırlık ve kuduz hayvan tarafından ısırılanlar tarafından kuduz tedavisinde kullanılmaktadır. 1983 yılında buradaki yarık ve kaya: militan bir ateist tarafından havaya uçurulmuştur. İbadet, dualar ve yakarışlar şeklinde kayalık sırtın alt kısmında yapılmaktadır.