Rize Ardeşen

Rize Ardeşen

Ardeşen, il merkezi Rize’ye, 48 km. uzaklıktadır. İlçe merkezinden: Rize-Hopa kara yolu geçmektedir. Sarp sınır kapısının açılması nedeniyle: mevcut devlet kara yolu yetersiz.

TARİHİ

Bölgedeki diğer yerleşim yerleri gibi: Ardeşen’de: uzun süre: Roma ve Bizans imparatorluklarının egemenlikleri altında kalmış, daha sonra Trabzon Pontus İmparatorluğu ve 1461 yılında ise, yöredeki diğer yerleşimleri ele geçiren Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.

1916 yılında bölgede Rus işgali görülüyor. 1918 yılında ise, işgal biter. 10 Mart tarihi, Kurtuluş Günü olarak kutlanıyor.

Pazar ilçesinin bucak merkezi olan Ardeşen, 1953 yılında, ilçe olmuştur.

İsim öyküsü hakkında anlatılanlar şöyledir: “Yavuz Sultan Selim, Trabzon Sancak Bey’i iken: Osmanlı tahtına sahip çıkmak ister ve Kepa Sancak Beyinin oğlundan yardım ister. Yardım almak üzere, sahil boyunca, bölgeden geçerken, Fırtına Deresinde, ağaç parçaları görür.

Bölge: tamamen boş, bataklık ve çalılıktır. Çevresindekiler: kendisine, bölgede kimsenin yaşamadığını söylerler. Bunun üzerine, Yavuz Sultan Selim: “Bu belde tenha değil, bakın dere yonga taşıyor. Bu yörenin ardı şendir.” Yani: yüksek kesimlerde, yerleşim birimlerinin bulunduğunu ifade eder.

Ardışen kelimesi, günümüze, Ardaşen olarak gelir.

Rize Ardeşen

GENEL

Kıyı uzunluğu: 10 km. dir. Sahilden, 50 km. kadar iç kısımlara uzanır. Bölgede: Doğu Karadeniz Dağlarının uzantıları ve tepeleri var. İklim açısından ise: Türkiye’nin en yağışlı, en nemli ve en az güneş gören ilçelerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle: kıyı kısımları ılık ve bol yağışlıdır. İç kısımlara gittikçe, iklim sertleşir.

İlçenin büyük bölümü: diğer bitkisel üretime imkan vermediği için, tamamına yakını, çaylıklardan oluşmaktadır. Bunun dışında: ikincil tarımsal faaliyetlerden biri de: arıcılık. Yörede: yılda, yaklaşık: 165 ton bal ve 1500 kg. bal mumu üretilmektedir.

Çay tarımının sağladığı refah artışı ve kültürel değişim yaşansa da; özellikle kırsal kesimlerde, geleneksel ve kültürel unsurlar yaşama imkanı bulmuşlardır. Bu unsurlardan: yerel diller, özellikle yaşlı nüfus arasında kullanılmakta, geleneksel kıyafetler de kırsal alanlarda yaygın olarak gözlenebilmektedir.

İlçede: Çaykura ait 2 ve özel sektöre ait 13 adet çay fabrikası var. Bu fabrikalarda: mevsimlik işçiler çalışmakta, bazı atölye ve fabrikaların paketleme bölümlerinde de yıl boyu işçi çalıştırılmaktadır.

Burada da, yakın yöreler gibi: atmaca tutkusu var. Yöre insanları: mevsimi geldiğinde, doğadan atmaca yakalıyorlar ve sezon boyunca, bu atmacaları eğiterek bıldırcın avlıyorlar ve sezon sonunda yakaladıkları atmacayı yine doğaya bırakıyorlar.

Turizm: Ardeşen, coğrafi yapısının da etkisiyle, uygarlıklara yoğun olarak sahne olmadığından: arkeolojik bakımdan zengin değil. Özellikle: Fırtına Deresi havzası: 1998 yılında, Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bu alanın: bir kısmı arkeolojik, bir kısmı doğal.

Ardeşen ilçesi bölgesinde, dikkatinizi çekecek diğer bir özellik: yaklaşık 50 civarında olan su değirmenleridir. Bunlar dışında: Ardeşen yöresinde, turizm açısından, gezip-görmenizi önerebilecek bir yer yok.

ASİLSAN A.Ş.

1991 yılında, burada uzun yıllar yapılagelen gayri resmi silah üretimini, yasal çerçeveye sokmak üzere kurulmuştur. Kuruluşa:  İl Özel İdaresi ve TESK ortaktır. Fabrikasın yıllık kapasitesi: 1200 adet olup, tamamen bilgisayar programlı, 80 adet çeşitli cins ve özellikte, hassas, talaşlı imalat tezgahı parkı var. İlk üretim: 1993 yılında yapılmış. 2003 yılında üretimine başlanan: Fırtına silahlarından, 200 adet, MKE teslim edilmiş. Bu fabrikanın en büyük üretimi: Atmaca markalı silahlar ve bunların satışları, MKE kurumunda yapılıyor.

NE YENİR

Tüm Karadeniz kıyısı boyunca, yerleşim yerlerinde olduğu gibi, burada da, hamsi kullanılan yemek çeşitleri oldukça yoğun. Hamsi tava, hamsili içli tava, hamsi köftesi, hamsili pilav, hamsili ekmek, hamsi kuşu, balık pilakisi.

Tüm bunlar içinden, ilginizi çekenleri tadabilirsiniz. Hamsi sevmeseniz, mevsimine göre palamut balığı da, burada yemeği yapılan özel bir tat.

NE SATIN ALINIR

Ardeşen’deki çay fabrikalarından: gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için çay satın alabilirsiniz.

Rize Ardeşen

GEZİLECEK YERLER

IŞIKLI CAMİSİ

İlçe merkezinde, sahil yolu üzerinde bulunan cami, 1887 yılında yapılmıştır. Yapı: muntazam taş duvarlı; 10.60 x 12.25 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlıdır. Üzeri: kırma çatı ile örtülmüştür. Mihrap taştan olup, önünde küçük bir kubbe bulunuyor. Taş mihrap: sade silmelerle çevrilmiştir. Üzerinde, ayetler yazılıdır.

Ahşap minber, tavan ve mahfil barok üslupla süslenmiş. Minare: kuzeybatı köşededir ve yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Süslemeler bakımından: ahşap minber, tavan ve mahfil önemlidir.

Minberin süslemesi Tunca Camisi minberine benzer. Büyük bir daire içerisinden çıkan C kıvrımları ile barok karakterli diğer motifler, bütün yüzeyi kaplamıştır. Benzer motifler, mahfil korkuluklarında da bulunur. Tavan kenarındaki bordürler üzerinde eşkenar dörtgenler ve şevronlar yer alır.

Kubbe eteğinde stilize kıvrım  dal, ay yıldız ve yıldız motifleri yer alır. Kubbe içindeki panolarda kalem işi bitkisel kompozisyonlar mevcuttur.

Son zamanlarda, kuzey cephesine bir son cemaat mahalli ilave edilmiştir.

SESLİKAYA KÖYÜ CAMİ

Köy merkezindedir. 1801 yılında yapılmıştır. Karadeniz yöresinin, en güzel ağaç işçiliği olan camileri arasındadır. Caminin batı cephesinin güneyinde, pencere üzerindeki kitabesine göre: “ Ali usta ile Mustafa ve Osman ustalar tarafından yapılmıştır. Sene: 1801” yazılıdır. Büyük olasılıkla, burada daha önce bulunan cami yıkılarak, yerine bu cami yapılmıştır.

Mihrap taşları oldukça sadedir. Ağaç minberin yan yüzeyleri ile korkulukları: barok üslupta bezemelerle süslenmiştir. Buna benzer bezeme ahşap mahfilde, sütun başlıkları, korkuluklarda görülmektedir. İbadet mekanı, içten örten kubbenin içerisinde, kalem işleri ile bezenmiştir.

Yapı malzemesi olarak: muntazam yontu taş ve ahşap kullanılmıştır. Dikdörtgen planlı olan caminin yakın yıllarda önüne yeni bir kısım ilave edilmiştir. Kuzeydoğudaki minare de bu sırada yapılmıştır. Harime, kuzey cephedeki kapıdan girilir. Girişin üzerinde mahfil bulunur. Harimin aydınlatılması her cephede altta büyük, üsttü küçük düz lentolu ikişer pencere ile sağlanmıştır.

Caminin taş mihrabı sadedir. Esas önemli olan ahşap süslemeli minber, mahfil ve tavandır. Minberin yan yüzleri ve korkulukları barok karakterli kıvrım  dallar, S kıvrımları ile doldurulmuştur. Aynalıkta kıvrım dallar arasında stilize laleler bulunur. Aynı bitkisel karakterli süslemeleri ahşap mahfili  taşıyan sütun başlarında ve mahfil korkulukları üzerindeki yatay bordürlerde görülür.

Tavan mahfilini taşıyan ayakların, tavana kadar uzatılması ile kare bir şekilde sınırlandırılmıştır. Geniş bir ahşap oymalı eteğe sahiptir. Tavan üzerinde, iki kare şeklin kaydırılarak iç içe yerleştirilmesi ile değişik bir kompozisyon elde edilmiştir. İçteki karenin içerisinde çatı boşluğuna yerleştirilmiş ahşap kubbe bulunmaktadır.

Tavanın eteği, karelerin kenar bordürleri, köşe bentler ve kubbenin iç yüzü, ahşap oyma ve kalem işi süslemelere sahiptir. Motifler yine bitkisel karakterlidir. Kubbenin içinde etek bordürünün üzerinde yan yana dizilmiş stilize hayat ağaçları ve orta kısımda kartuşlar içerisinde “Allah, Muhammed ve dört Halifenin isimleri” yazılıdır.

Ahşap süslemeli giriş kapısının solundaki bir başka kitabede şöyle denilmektedir. “Bu cami, İhya Yaşin Bade Ali Usta ve Refiki Kurtoğlu Osman Usta”. Bu kitabedeki İhya kelimesi, caminin daha önce var olduğunu düşündürmektedir. Muhtemelen, burada var olan küçük boyutlu bir cami yıkılarak, bu ustalar tarafından bugünkü cami inşa edilmiştir.

EKŞİOĞLU CAMİSİ

İlçe merkezinde, Çifte Kavak Mahallesindedir. Onarılıp, yeni ilaveler yapılarak günümüze kadar gelmiştir. İlk cami: Ekşioğlu Hacı Mustafa Efendi tarafından inşa edilmiştir. Bu yapı: 1869 yılında yenilenmiştir. Yenilenen caminin kuzeyine, yakın yıllarda bir kısım ilave edilmiş, kuzeybatıya da minare yapılmıştır.

Caminin eski bölümü: 8.80 x 9.20 m. boyutlarında, dikdörtgen planlıdır. Taş duvarlı ve kırma çatılıdır. Harimin girişi üzerinde, mahfil kısmı bulunmaktadır. Cami, her cephesinde altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap ve minberin sade olduğu cami, giriş kapısı kanatlarında bitkisel motifli süslemelere yer verilmiştir.

Caminin minberi üzerinde, onarım kitabesi bulunmaktadır.

KİLİSE

İlçe merkezinde, 1 km. doğuda, Kavaklı mahallesinde bulunmakta olup, yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Deniz seviyesinden 20 metre yüksekte, ağaçlar ve sarmaşıklar arasında, muhtemelen Trabzon İmparatorluğu zamanından kalmadır. Yapılış tarihi hakkında, yine de kesin bir şey söylenememektedir.

Yapı: düzgün taşlardan yapılmıştır. Uzun süredir terk edildiğinden, duvarlarının bir bölümü yıkılmıştır. Üzerini: ahşap bir çatı örter. Üç apsisli olup, orta apsis beşgen planlıdır ve dışarıya çıkıntılıdır. Beşgen merkezli apsisli kiliseler: Trabzon Pontus İmparatorluğunun genel özelliklerini taşımaktadır.

1 metre kalınlığındaki duvarlara ait, bol miktarda iz bulunmaktadır. Ancak, biraz önce de söylediğim gibi, öylesine harap olmuştur ki, kapı ve pencerelerin yeri dahi, net olarak belirlenememektedir.

Rize Çamlıhemşin hakkındaki gezi yazım için  Çamlıhemşin

Rize Pazar

Rize Pazar

İlçe, il merkezi Rize’ye 38 km. uzaklıktadır. Rize-Hopa devlet karayolu üzerinde kurulmuştur. Çayeli-Pazar arasında, iki adet tünel bulunmaktadır. Devlet karayolunun Çayeli yönünde ve Melyat mevkiinde: sık sık heyelan olmaktadır. Bu durum: ulaşımı, trafik güvenliğini tehdit etmektedir.

Rize Pazar

TARİHİ

İlçe, MÖ. 64 yılında, Roma Konsulü Pompeius tarafından “Athena” ismi ile kurulmuş. Athena kelimesi, Latincede: akıl, güzellik ve hikmet anlamında kullanılmaktadır. Neden Athena ismi? Yunanlı tarihçi ve filozof Fılavinus Arrianus (95-175): Pazar ilçesinden şu şekilde söz eder: “Gerçekten Karadeniz’de, bu isme sahip olan bir yer var.

Yunan Tanrıçası Athena’nın tapınağının bulunduğu bu yöre, tapınağın adından dolayı, Athena adını almıştır. Bir de terk edilmiş kale var. Liman, fazla gemi barındırmaz ama onları rüzgardan korur.”

Yerleşim: uzun süre, Roma’ya bağlı olarak kalmıştır. Burası: dağları geçit vermeyen bir özelliğe sahip olduğundan, zamanın istilacılarından kaçan: Grekler, Gürcüler, Mergeller ve Ermeniler için bir sığınak olmuştur.

1054 yılında, Müslümanlık bölgede kabul edilir. 1864 yılında ise, ilçe durumuna getirilmiştir. 1916 yılında Rus işgali görülür. 1918 yılında ise, Rus işgali biter.

1928 yılında, Athena adı “Pazar” olarak değiştirilir. Bu kelime: Pazar yeri anlamında kullanılmıştır.

Rize Pazar

GENEL

Pazar, bölgenin en eski yerleşim yeridir. Kültürel özellikleri itibarı ile, geleneksel Türk örf ve adetlerini taşımaktadır. İlçe dışında yaşayanların, büyük kısmının yörede, geleneksel konutu bulunmaktadır. Geleneksel konutlar: yörenin doğa ve iklim yapısına uygun olarak şekillendirilmiştir. Serender tipik bir yerleşim yeri örneğidir.

İlçenin arazisi engebelidir. Derin vadilerle yarılmıştır. Yılın her mevsiminde: düzenli yağış alır. Yazları serin geçer, kış aylarında yoğun yağışın olması, nem oranını yükseltir.

İlçenin ekonomik durumu ele alındığında, en önemli geçim kaynağının geçmişte mısır ve hayvancılık iken, günümüzde çay tarımı olduğu görülür. Kivi meyvesi üretimi de gittikçe yaygınlaşmaktadır.

Çay ile ilgili olarak: Çaykur Genel Müdürlüğüne ait 3 ve özel sektöre ait 4 çay fabrikası bulunmaktadır. İlçede, çay dışında: deri ve kereste sanayi var. Buna bağlı olarak, mobilyacılık ta gelişmiş durumda. El beceresi ve zevkin kaynaşması ile ortaya çıkan birbirinden güzel mobilyalar,  dayanıklılıkları ile tanınıyor.

Burada, dünyaca ünlü puro tütünü yetiştiriliyor. Normal  tütünden farklı olan ve yaprakları 1 metreye kadar büyüyen puro tütünü: bu ilçede yetişiyor. Bu tütün, buraya has “Pazar Purolarının yapımında da kullanılıyor. Ancak, son yıllardaki “mavi küf” hastalığı nedeniyle, puro tütünü üretimi yok olmuştur.

Rize Pazar

KADINLAR PAZARI

İlçenin doğusunda akan, Atina deresine paralel kurulan meyve-sebze pazarının girişinde bulunuyor. Kadınlar: her Pazartesi-Perşembe günlerinde: kendi elleriyle hazırladıkları: tereyağı, peynir, minci gibi hayvansal gıdaların yanında, bahçelerinde yetiştirdikleri meyve, sebze, tohum, fide gibi ürünleri satışa sunuyorlar.

Bol yağış alan bölgede, her an yağmurla karşılaşma ihtimaline karşılık, Belediye önlem olarak, onlara üstü kapalı bir yer sağlamış. Gün içinde alışverişe gelenleri güler yüzle karşılayan kadınlar, akşam tekrar köylerine dönüyorlar.

Zaten: Sessizdere, Papatya, Elmalık, Kocaköprü, Yemişli, Kesikköprü köylerinden gelen kadınlar: ellerindeki ürünleri satmanın yanında, memleketlerinden uzakta yaşayan gurbetçiler için, bu Pazar yeri, aynı zamanda bir buluşma noktası işlevi de görüyor.

Evet, Pazar ilçesinde, kadınlar, yörede eski ve yaygın bir gelenek olan “Kadınlar Pazarı” geleneğini günümüzde de sürdürüyorlar. Pazarda: tere yağından, mısır ununa, kabaktan kara yemişe, turşudan pekmeze kadar tanıdık tatları bulabilirsiniz. Satılan ürünler her ne kadar mevsime göre değişiklik gösterse  de, özellikle tereyağı ve peynir her mevsim bulunabiliyor.

Sizlerde, Pazar ilçesinde bulunduğunuz sürede, mutlaka kadınlar pazarını ziyaret edin. Hiçbir katkı maddesi kullanılmadan, tamamen doğal yollarla üretilen tatlar görebilirsiniz.

NE YENİR

Yörede: hamsi ve lahananın özel bir yeri var. Çünkü, bütün yemek çeşitleri, bunlar çevresinde yoğunlaşıyor. Burada: mutlaka hamsi ve lahana ile yapılmış yiyecek maddelerinden tadabilirsiniz. Örnek mi?

Ayran doğraması, çılbır, çırıhta, çirmulis, hamsili pilav, hamsili ekmek, hamsi kuşu, hamsi tavalisi, herse, hoşme, kabak filisi, lahana çorbası, mıhlama, pekmezli kabak, lahana sarması.

NE SATIN ALINIR

Bölgede: sepet ve sandalye örücülüğü, günümüzde de sürdürülmektedir. Sepetlerde: el sepeti ve kaşıklık (Gamal) gibi türleri bulunuyor. Meyve sepeti ince, uzun ve koni biçiminde. Gamal ise: daha çok Trabzon’da yaygın olarak kullanılmasına karşın, ilçe insanı tarafından, genellikle kola takılarak taşınıyor. Bunları görüp satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Rize Pazar Kız Kalesi

KIZ KALESİ

İlçe merkezinin batısında, küçük bir yarımada üzerindedir. Kayalık bir zemin üzerinde kurulmuş. Böylece, kara ile bağlantısı kesilmiş. Yazlık olarak düşünülmüştür.

Kalenin duvarları: 7 x 7 metre ölçülerinde. Bu duvarlarda, muhteşem bir taş işçiliği görülüyor. Giriş kapısı: batıda. Güney surları yıkık. Sağlam kalan bir duvarda: mazgal pencereleri ve yuvarlak kemerli, üst kat pencereleri var.

Kız kalesinin kesin olarak kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. 13. ve 14. yüzyıllarda, yapıldığı sanılıyor. Rodos şövalyelerinden birinin, bir prenses için yazlık olarak buraya yaptırdığı rivayet edilmektedir.

Limanın da gözetleme kulesi olduğu düşünülüyor. Osmanlı döneminde, kale onarılarak kullanılmıştır.

CİHAR KALE

Eski ipek yolu üzerinde, Zil kalenin bir  sonraki ayağıdır. Sahilden 7 km. içeridedir. Yücehisar köyü sınırları içindedir. Hemşin deresinin doğusundadır.

Yapılış tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmese de, büyük ihtimalle, 13-14.yüzyıllar arasında, Trabzon Pontus İmparatorluğu döneminde yapıldığı düşünülmektedir.

Ana plan olarak yuvarlaktır. Surların taş işçiliği, pek muntazam değildir. Kapısı: kuzey doğudadır. İki kule ile desteklenmiştir. Ortada: yine daire planlı bir kale bulunmaktadır.

Günümüzde, yoğun orman, çalılarla kaplı kaleyi dahi iyi tanımlamak için küçük bir temizlik ve kazı yapmak gerekir. Cihar kale, belki de Pazar, Zil ve Varoş kaleler ile çağdaştır. Sahilden iç bölgeye kadar Hemşin vadisinin kontrol noktalarından birisi olarak kullanılmıştır.

YÜCEHİSAR CAMİSİ

Yücehisar isimli köyün merkezindedir. Bir medrese ile birlikte, 1799 yılında, Ayşe Hanım tarafından yaptırılmıştır. Yapı: kagirdir.

Camiye kuzey taraftaki medreseden iki kapı ile girilir. Harim doğu-batı yönünde uzanır. Giriş bölümü üzerinde mahfil kısmı bulunur. Mihrap, beş silme ile çevrilmiştir. Alınlık kısmı üzerinde mihrap ayeti yazılıdır. Niş içerisinde ise, yağlı boya ile yapılmış, yarı açık bir perde tasvir edilmiştir.

Caminin kuzeybatısındaki ana giriş kapısının kanatları üzerinde geometrik sekizgen geçmelerden oluşan bir süsleme vardır. Minber aynalığı üzerindeki barok karakterli, merkezde büyük bir daireye bağlanan S ve C kıvrımlarına yer verilmiştir.

Mahfil korkuluklarının iç yüzünde geometrik ve bitkisel süslemeli bir bordür dolaşmaktadır. Caminin ahşap süslemeleri Hemşin-Bilenköy camisi ile yakın bir benzerlik göstermektedir. Medresenin zemin katında taş ocaklar bulunmaktadır. Seki ve sıralar bozulmuştur. Üst katta bulunan iki odanın batı tarafında, inşa kitabesi bulunmaktadır.

KALECİK (SİVRİ KALE) KALESİ

İlçenin, 5 km. batısında, Kalecik deresinin denize ulaştığı yerdedir. Oldukça yüksek bir burun üzerinde kurulmuş. Ancak ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Ama, büyük olasılıkla, 13-14.yüzyıllar arasında, Trabzon Pontus İmparatorluğu zamanında yapıldığı tahmin ediliyor.

Kale: kesme taş ve moloz taş kullanılarak yapılmış. Bu yüzden, planı tam olarak çözülememiş. Ama, ortasında yüksek bir kule var ki, bu kule gözetleme amacıyla kullanılmış.

Trabzon-Rize sahil kara yolunun yapımında, bu kalenin de bir kısmı yıkılmış.

Rize Fındıklı

Rize Fındıklı

Fındıklı, il merkezi olan Rize’nin 60 km. doğusundadır. Sahil ilçesidir. 13 km. kıyı şeridi vardır. Doğusunda Arhavi ve batısında ise Ardeşen ilçeleri bulunmaktadır. Fındıklı-Arhavi arası uzaklık: 15 km. ve Fındıklı-Ardeşen arası uzaklık ise; 16 km. dir.

Rize Fındıklı

TARİHİ

Şubat 1916 tarihinde, ilçe Rus işgaline uğrar. Yöre insanı ise, bu sırada “muhacirlik” adı verilen, göç hareketine katılır. Yaklaşık, 2 yıl boyunca Rus işgali altında kalan ilçe, 11 Mart 1918 tarihinde işgalden kurtarılır.

1947 yılında, İlçe, bucak olmaktan çıkarılıp, ilçe haline getirilir. Buranın ilçe olmasında, Mareşal Fevzi Çakmak’ın, ilçeye yaptığı ziyaretin etkili olduğu anlatılıyor.

Fındıklı ilçesinin önceki ismi: Viçe. Viçe: 1933 tarihinde, Çoruh adı ile Rize iline bağlanmıştır. Ancak, 1936 tarihinde, Rize’den ayrılmıştır. Viçe, Fındıklı: o tarihlerde bucak durumunda bulunduğu için: Artvin’e bağlı idi. 1947 tarihinde ise, çıkarılan bir kanun ile, Viçe, bucak olmaktan çıkarılıp, ilçe haline getirildi. 1953 yılında, Artvin ilinden alınıp, Rize iline bağlandı. Fındıklı’nın ilçe olmasında: Mareşal Fevzi Çakmak’ın, ilçeye yaptığı ziyaretin etkili olduğu söylenir.

Rize Fındıklı

GENEL

İlçe topraklarını: Sümer, Arılı ve Çağlayan derelerinin çevresindeki vadiler oluşturuyor. Bu dereler boyunca, otlaklar ve yaylalar var. Kaçkar eteklerine doğru ilerledikçe, yükselen tabiatta, daimi kar sınırı ile karşılaşılıyor.

Evet, bu yörede, diğer çoğu yerde olduğu gibi: yılın yarısı yağışlı geçiyor. Yılın yarısında, hava kapalı, 4 aylık sürede ise çok bulutlu geçiyor. Açık gün sayısı ortalaması, yalnızca 20 gün.

İlçe nüfusunun büyük bölümü, sahil ve sahile yakın yerleşim birimlerinde yaşıyor. En uzak köy, şehir merkezinden 17 km. güneyde. Diğer birçok köyün merkeze uzaklığı ise, 5 ile 7 km. arasında. Bu nedenle: kent kültürü, sosyal hayattaki gelişmeler, ilçede çabuk kabul görmüş.

Yöre halkının başlıca geçim kaynakları: çay ve fındık olmak üzere, kısmen narenciye, meyvecilik, su ürünleri, arıcılık ve hayvancılık. Çay işletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı 1 çay fabrikası ve ilaveten, özel sektöre ait 3 çay fabrikası var.

 

NE YENİR

Fındıklı yöresinde, mutlaka tatmanızı önereceğim yemekler şunlar: karalahana sarması, lahana kavurması, lahana diblesi, harhaşi (dudeyi), lahana çorbası, lahana turşusu.

Rize Fındıklı

NERELER GEZİLİR

Rize Fındıklı Merkez Camii

MERKEZ CAMİSİ

Burada, ilk caminin, 18.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Çünkü: minber kapısı üzerinde, 1874 tarihi yazılıdır.

Cami: 2 katlıdır. Moloz taştan yapılmış ve dikdörtgen planlıdır. Üzeri: ahşap kırma çatı ile örtülmüştür. İbadet mekanına: kuzey ve batı cephesindeki kapılardan giriliyor. Tavanı: dört ahşap ayak taşımaktadır.

Bu ayakların üzerindeki bağdadi ahşap bir kubbe var. Mihrap: 1961 yılında, taştan yapılmış. Herhangi bir özelliği bulunmuyor. Ahşap minber: barok üslupta bezemelerle süslenmiş. Yanındaki minaresi: taş kaide üzerine, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.

Alt kat: revaklı bir giriş ve takiben iki odadan oluşuyor. Üst kat ise, kurs olarak kullanılıyor. Cami, 20.yüzyıl başlarında onarım görmüş ve bugünkü görünümünü almıştır. Yani: ilk yapılışının üzerinden, birkaç evre geçirmiştir.

ÇAĞLAYAN MUSTAFA HACALOĞLU EVİ

Köyün girişinde, 5-6 geleneksel ev ve seranderin oluşturduğu mahallenin batısındadır. Bölgenin en eski ve hayatlı ev tipinin en iyi örneklerinden birisidir. Yapı malzemesi: zemin katta taş, üstte ise ahşap kullanılmıştır. İki katlıdır. Zemin kat ahır, esas yaşama katında aşhane, odalar ve ambarlar bulunmaktadır.

Bu evin içindeki süslemeli kısımlar kaldırılmış, kuzey cephesi de tuğla olarak yenilenmiştir. 1850 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.

HURŞİT BEY EVİ

Şehrin, en iyi korunmuş evlerindendir. 1849 yılında Mehmet Usta tarafından yapılmıştır. İki katlı, hayatlı tipte bir evdir. Zemin kat ahır, birinci kat esas yaşam alanıdır. Zemin kat yontu taş, birinci kat dolma göz duvarlara sahiptir. Eve, doğudaki geniş taş basamaklı merdivenli kapı ile girilir, hela kapının sağında dışarıya taşırılmıştır.

Evin esas planı, mabeyne bağlı bir iç hayat ve etrafındaki odalardan oluşmaktadır. Odaların kapı kanatları, yüklükleri, tavanları ahşap süsleme bakımından zengindir. Taş ocakların alınlıkları yaşmakları üzerinde bitkisel süslemeler ve kitabeler görülmektedir.

Evin süslemeli odası, batıdaki baş odadır. Burada, yan duvarları üzerinde, bazı büyük kent yapıları (İstanbul) cami, saray, gemi, tren, top arabası gibi tasvirler yer almaktadır. Evin muhtelif yerlerinde yazılar vardır. Bunların bazıları beyitleri kapsamaktadır.

Rize Fındıklı Meyveli Köyü Camii

MEYVELİ KÖYÜ CAMİSİ

İlçe merkezinde, Orta mahallededir. 2 katlıdır. Ahşap, yığma camilerdendir. 1871 yılında, Mustafa Alişan tarafından yaptırılmıştır. Zemin kat: medrese bölümüdür, ancak medresenin iç kısımları yıkılmıştır. Yalnızca: ocak bölümleri, günümüze kalmıştır. Caminin cephesine, yeni bir kısım eklenmiş, son cemaat yeri, kısmen bozulmuştur.

Süsleme olarak: minber aynalığı, mahfil köşkü ve korkulukları oldukça zengindir. Minber üzerinde: geometrik, korkuluklar üzerinde ise halat örgü ve yatay palmet dizilerinden oluşan süslemeler var.

Rize Fındıklı Çağlayan Köprüsü

ÇAĞLAYAN KÖPRÜSÜ

Köyün merkezinden geçen, Abu Deresi üzerinde kurulmuş, taş bir köprüdür. Yapılış tarihi bilinmiyor. Tek bir kemer gözünden oluşur. Köprü: son yıllarda kullanılmamaktadır ve bunun sonucunda, korkulukları yıkılmıştır.