Samsun Bafra

 

Samsun Bafra

Nüfusu 150.000 geçmesine rağmen, Samsun’a çok yakın olması nedeniyle il yapılmayan, büyük bir ilçe. Bu hali ile, Karadeniz’in en büyük ilçesidir. En büyük özelliklerinden biri de: ilçe  girişinde mezarlık, çıkışında ise cezaevi bulunmasıdır.

ULAŞIM

İl merkezi olan Samsun’a uzaklığı: 51 km. dir. 26 km. batısında ise, Yakakent ilçesi bulunmaktadır. Bağlantı Samsun veya Sinop üzerinden gelen, Karadeniz sahil yolu üzerindendir.

TARİH

İlçenin tarihi, MÖ. 5000 yıllarına kadar uzanıyor. Bafra isminin kökeni: Kızılırmak’ın denize açıldığı yerde; MÖ. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında, ticaret gemilerinin yanaştığı koylarda bulunan: ticaret evlerine “Bafira” ismi veriliyormuş ve bu isim, değişime uğrayarak, günümüze “Bafra” olarak ulaşmış. Yani: Bafra isminin, muhtemelen 350 yıldır kullanıldığı düşünülüyor.

İkiztepede yapılan kazılarda: kalkolitik döneme ait yerleşim izlerine rastlanmıştır. Burası: yaklaşık 2300 yıl boyunca, sürekli yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Eski Tunç Çağı, Hitit dönemi kültürlerinin izlerini taşıyan, çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. Helenistik döneme ait de, bir mezar bulunmuştur.

Bölge: MÖ.47 yılında, Roma egemenliğine girer. 13.yüzyıl başında ise, Anadolu Selçukluları görülür. 1214 yılında, Konya hükümdarı İzzettin Keykavus, bazı Türkmen aşiretlerini bölgeye yerleştirir. 1243 yılında, Moğol istilaları sonucu, Selçuklu Devletinin yıkılması üzerine, bölgede, küçük bir Türk beyliği olan, Bafra Beyliği kurulur. 1460 yılında, Osmanlılar bölgede egemenliği ele geçirirler.

1876 Osmanlı-Rus savaşında, Kırım’dan Bafra’ya çok sayıda, Tatar gelir. 1912 Balkan Savaşları sonrasında ise, Kosova’dan gelen Arnavut göçmenlerin büyük bölümü, Bafra ve çevresine yerleştirilirler. Halen, Kosova kültürünü ve ana dilleri olan Arnavutçayı yaşatmaktadırlar. Arnavut göçmenlerinin Bafra’da tarım ve bahçecilik kültürünün gelişmesine katkıları büyüktür.

Cumhuriyetin ilanından sonra ise, karşılıklı mübadele sonucu: bölgedeki azınlıklar, buradan ayrılırlar.

Samsun Bafra

GENEL

İlçe, Karadeniz kıyısına 20 km. uzaklıktadır. Denizden yükseklik ise, yalnızca 20 metre. Kızılırmak nehrinin biriktirdiği, alüvyon ovası üzerine kurulmuştur. Kızılırmak’ın denize yakın kısımlarında: arazinin düz olması nedeniyle, birçok göl oluşmuştur. Batıdaki göl: Karaboğaz gölü, doğudaki göl ise: Balık gölüdür. Ancak, ormanlık alanlarda göze çarpıyor.

Bafra’nın en büyük ve Türkiye’nin en uzun akarsuyu olan Kızılırmak, dağları derin bir vadi ile geçerek, ovaya ulaşıyor. Bafra ovası, tamamen Kızılırmak nehri tarafından oluşturuluyor. Irmağın denize yakın bölümlerinde, biraz önce söylediğim gibi, birçok göl oluşmuş.

İlçeye en fazla yağış, Kasım ayında, en az yağış ise, Mayıs ayında düşer. Yıllık ortalama yağış miktarı, 700 mm. civarındadır. Yağmurlu gün sayısı, yılda 100 gündür.

KARPUZ FESTİVALİ

İlçenin, Bengü köyünde düzenleniyor. 1994 yılından bu yana sürdürülen etkinlikler, her yıl yalnızca 10 Temmuz günü ve bir gün süreli olarak yapılıyor.

Samsun Bafra Altınkaya Barajı ve Hidroelektrik Santralı

ALTINKAYA BARAJI VE HİDRO ELEKTRİK SANTRALI

İlçe merkezinin 35 km. güneybatısında, Kızılırmak üzerindedir. Temelden: 195 metre yüksekliktedir. 1987 yılında su tutulmaya başlanmış olup, 1988 yılı ocak ayından itibaren, elektrik üretimine başlanmıştır.

DERBENT BARAJI

Baraj gölü ve çevresindeki ağaçlık alanlar, görülmeye değer güzellikler sunuyor. Piknik yapmak ve dinlenmek amacı ile gidilebilecek yerler. Burada, ayrıca olta ile balık avcılığı yapmak ta mümkün.

Barajdaki diğer turistik aktiviteler: alabalık tesisleri, otel, motel işletmeleri, ev pansiyonculuğu, göl safarisi, olta balıkçılığı. Ayrıca: burada su altı dalış ve şınolker ile balık avcılığı da yapmak mümkün.

KIZILIRMAK

Türkiye’nin en uzun akarsuyudur. Uzunluğu: 1151 km. dir. Irmak: Bafra’nın batısında kollara ayrılır ve Bafra burnundan Karadeniz’e dökülür. Bafra yakınlarında yapılan ölçümlere göre: genişliği 46 metre, derinliği: 1.30 metredir. Saniyede: 21 metreküp su taşır. Akış hızı ise, saatte: 4-6 km. arasındadır.

BAFRA OVASI

Kızılırmak nehri, Bafra Burnundan Karadeniz’e dökülürken, ardında geniş ve alüvyonlu topraklar bırakır. Burası: Türkiye’nin en verimli ovalarından birisidir. DSİ tarafından yaptırılan sulama kanalları ile, ovanın çorak olan kuzey kısımları sulanır. Bu yerlerde, ayrıca hayvancılıkta yapılmaktadır.

BAFRA SELE-SEPET ŞENLİKLERİ

Ramazan ayının 15. gecesi: Bafra’da şenlikler yapılır ve bu şenliklerde özellikle çocukların eğlencesi ön plana çıkar. Bu şenliklere: sele-sepet şenlikleri denir. Bu gece boyunca: büyüklerle küçükler kaynaşır, çocuklar sevindirilir, onlara izzet-ikramda bulunulur.

Eğlenmeleri, gülmeleri için, bir gün önceden hazırlıklar yapılır. Herkes çocuğuna, halk arasında sele-sepet denilen fenerlerden alır. Daha sonra, evlerine ziyarete gelecek küçük misafirler için: şeker, bozuk para veya meyve bulundururlar.

İftar vakti yaklaştığında: çocuklar, guruplar halinde kümelenirler. Küçükten büyüğe doğru, boy sırasına girerler. Bir anda, ilçenin bütün sokakları: bu küçüklerin, ellerindeki fenerlerin ışığı ile aydınlanır.

NE YENİR

Bafra pidesi. Özellikle: Bafra ilçesinde, Turan Ustanın yerinde, Bafra pidesi yemenizi öneriyorum. Bafra pidesinin: kapalı kıymalı ve açık pastırmalı yumurtalı çeşidini mutlaka deneyin.

Diğer çeşitleri sonradan ortaya çıkmış. Köfte de deneyebilirsiniz. Buraya has, güzel köfte yapılıyor. Bunun dışında, eğer yazın buraya uğrarsanız: dondurma denemenizi öneririm.

Özellikle: Ballıbabada yemelisiniz. Gençlik caddesinin sonundadır. Sade dondurmasının sarımtrak bir rengi var.

NE SATIN ALINIR

Bafra lokumu çok meşhur, mutlaka öneriyorum. Kaymaklı lokum: yuvarlak lokumun içinden 1 parmak kalınlığında taze kaymak geçiyor. Üzeri pudra şekerli. Çabuk bozuluyor, aldığınızda çabuk tüketmeniz gerekiyor. Tadı muhteşem.

Aynı zamanda, kokulu lokum.

Samsun Bafra

GEZİLECEK YERLER

LİMAN GÖLÜ

İlçeye, 20 km. uzaklıktadır. Bazı kollarda denize açılır. Bu kolların uzunluğu, bazı yerlerde 2 km. bulur. Gölde: kefal ve sazan balık üretimi yapılmaktadır. Gölün güneyinde: Balık gölü, kuzeyinde ise, Karaboğaz gölü bulunmaktadır.

Karadeniz’e en yakın göl olarak dikkati çekiyor. Su bir miktar tuzlu olduğundan, deniz balıkları da bu gölde bulunabiliyor.

Samsun Bafra İkiztepe

İKİZTEPE

1971 yılından  sonra, İkiztepe köyü bölgesinde bulunan İkiz Tepe ve çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalarda: 58 höyük, 5 düz yerleşim yeri, 25 antik çağ ve sonrasına ait kalıntı, 49 tümülüs, 5 kaya mezar, 1 kale, 1 köprü bulunmuş.

İkiztepe: MÖ. 5000 yıllarından buyana, sürekli yerleşim yeri olarak kullanılmış. Hititler: Anadolu’ya gelip, Kızılırmak nehrinin geniş kıvrımı içine yerleştikten sonra, Hattuşaş bölgesini kendilerine başkent yaparlar.

Daha sonra: yeni yerleştikleri yer ile, buradaki yerleştikleri merkez arasındaki bağlantıyı sağlamak için: büyük ve düzgün yollar ve bir takım kaleler yaparlar. Bu yolların en büyüğü ise: Orta Anadolu’yu, Samsun’a bağlayan yoldur.

Ana yol: Kavak ilçesinden itibaren, bugünkü asfalt şasenin geçtiği tabii vadiyi izlemiştir. Çünkü: söz konusu vadinin her iki yakasında, belirli uzaklıklarda sıralanan höyük ve yamaç yerleşimleri vardır.

Ayrıca: Hititlilerin en büyük kentlerinden olan Kültepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan tabletlerde: Kızılırmak kıyısında bulunan Zalpuwa (Zalpa) isimli bir şehirden sıkça söz edilmektedir.

Bunun üzerine: başta da söylediğim gibi: 1971-1975 yılları arasında, Bafra ilçesi bölgesinde, toprak üstü kazılarına başlanır. Bafra ilçesinin, 7 km. uzağında bulunan İkiztepe köyünde: Zalpa şehrinin bulunduğu tahmin edilir.

Bu kazı çalışmaları sırasında: yaklaşık 8000 dolayında, tarihi kalıntı ortaya çıkarılır. Bunlar arasında: Dramos mezarı, dönemin modern silah ve tekstil atolyeleri ile mezarlıklar bulunur.

Ayrıca: beyin ameliyatı yapıldığına dair izler bulunan kafatasları bulunması: buranın çok gelişmiş bir medeniyet bölgesi olduğunu işaret etmektedir.

Burada o kadar çok tarih var ki, şaşıracaksınız. Örneğin: Eski Anadolu’da bulunan mezarlıklardan en büyüğü burada. İkiztepe ören yerindeki en yüksek tepe: İlk Tunç Çağına ait.

Yani: MÖ.2300-2100 yıllarına ait. Bu mezarlıkta: 623 mezar taşı bulunmuş. Buradan çıkarılan, 690 iskelet üzerinde yapılan antropolojik araştırmalarda: ölüm yaşları ve cinsiyetleri belirlenmiş. Ayrıca, iskeletlerden, 8 tanesinde, bilinçli beyin ameliyatları yapıldığına dair izler görülmüş.

Ameliyat yapılanlardan bazılarının ameliyattan hemen sonra öldüğü, bazılarının ise 10 yıla varan sürelerle, yaşamlarını sürdürdükleri öğrenilmiş. Bu gerçekten muhteşem bir uygarlığın belirtisi.

Bu en yüksek tepe: daha sonraki Helenistik dönemde (MÖ.330-30) bir Tümülüs yani yığma mezar olarak kullanılmış. Kesme taştan imal edilmiş olan Tümülüs anıt mezarında: iki mezar odası ve girişinde uzunluğu 10 metreye ulaşan, giriş koridoru bulunuyor.

Evet, bu anıt mezar aslına uygun olarak restore edilmiş ve ziyarete açık. Girmeli ve görmelisiniz.

İkiztepe; yaşandığı dönemlerde, Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü yerde kurulmuş. Ama tabii günümüzde, nehrin getirdiği alüvyonlar nedeniyle: kıyı kesimi dolmuş ve şu an bölge, denizden 7 km ve nehirden ise 2 km. daha uzaklıktadır.

Yine, buradaki uygarlığın ulaştığı medeniyet seviyesini görmek açısından: buluntular yani silah, alet, takı ve semboller incelendiğinde, burada yaşayan halkın, madencilik sanatının gelişmesinde büyük rol oynadıklarını görmemek mümkün değil.

Madeni eşyalarda: bakır ve arsenik karışımı kullanılmış. Bakır: Merzifon ve arsenik ise, Gümüşhacıköy yöresinden getirilmiş olmalı. Arsenikli bakırdan yapılmış olarak bulunan, 1000 civarındaki kalıntı, Anadolu’da bulunan en önemli koleksiyonlardan birini oluşturuyor.

Evet, İkiztepe’de bulunan, 6000 civarındaki kalıntı (pişmiş toprak, kemik, boynuz, taş ve maden eser): günümüzde, Samsun Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Bölge ise, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış.

ALİ KALE BÖLGESİ

Burası: Belediye tarafından oluşturulmuş bir yer. Tesisler bünyesinde: Oteller, Moteller, Bafra’nın ünlü pidesinin sunulduğu ve kahvaltı hizmeti veren Restoranlar, Çay ocakları, gezinti alanları var. Yani, bir anlamda, hoşça vakit geçirilebilecek bir bölge.

Samsun Bafra Alibey Çeşmesi

ALİBEY ÇEŞMESİ

Cumhuriyet meydanında, Kaykakamlık binası bahçesinin yanında. 1751 yılında yapıldığı belirlenmiş. Bafra’nın en eski çeşmesi. Sütun başları, motiflerle süslenmiş, Gotik tarz andırıyor. Çeşme: arkasındaki duvara dayalıdır.

İki yanındaki iki sütun ve bunları birleştiren yuvarlak bir kemer içinde, ayna taşı ve yalak taşından meydana gelmiştir. Gerek Kaymakamlık ve gerekse Cumhuriyet Meydanına bakan yüzünde, Lale Devrini andıran birer kitabe bulunmaktadır.

KADI ÇEŞMESİ

Tekel caddesi, Alaçam caddesi ve Bulvar yolunun kesiştiği yerdedir. 1778 yılında, Kadı Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Sade bir yapı stili olmasına rağmen, söylentilerle meşhur olmuş bir çeşmedir. Bu çeşme: su içenlere uğur getireceğine inanılıyor. Ayrıca: bu çeşmeden su içenlerin, Bafra’yı çok sevip, buradan ayrılamayacakları söylenir.

ASARKALE

Kızılırmak vadisindedir. İlçenin 30 km. güneybatısında, Altınkaya barajı yakınındadır.

Burada: sur kalıntıları, sarnıç kuyuları ve eski hapishane, kapalı çarşı olduğu sanılan bir galeri ve merdivenler görebilirsiniz. Yapılış tarihinin, MÖ.1000 yılı olduğu düşünülüyor. Yani: 3000 yıl öncesinden günümüze kalmış.

Buraya giderseniz, kale ile bağlantılı ve günümüze kadar ayakta kalabilen, gözetleme kuleleri görebilirsiniz. Helenistik döneme ait olan kale: korunma amacı ile yapılmıştır. Burada bulunan yontma taştan heykelcikler, yine Samsun Arkeoloji Müzesinden sergileniyor.

Anakayaya oyularak yapılmış, üç adet mezarın da aynı döneme ait olduğu sanılmaktadır. Bunların: Paflagonlara ait olduğu sanılıyor. MÖ.700 yılına tarihleniyor.

Samsun Bafra Deniz Feneri

DENİZ FENERİ

1923 yılında yapılmıştır. Günümüzde, halen aktif olarak çalışmaktadır.

Samsun Bafra Balık Gölleri

BALIK GÖLLERİ

İlçenin 20 km. kuzey batısında, Kızılırmak’ın iki yakasında bulunuyor. Türkiye’nin en lezzetli sazan balıkları, burada avlanmaktadır. Göl, Kızılırmak deltası üzerinde bulunur ve toplam 33 parçadan oluşmaktadır. Özellikle: Yeşilyazı, Koşuköyü, Emenli, Harız gölleri büyük bir alanı kaplamaktadır.

Toplam alanı: 8000 hektardır. Kuş gözlemciliği açısından, çok önemli bir potansiyele sahiptir.

Samsun Bafra Beylik Köyü Höyüğü

BEYLİK KÖYÜ HÖYÜĞÜ

Tepecik köyü sınırları içindedir. Höyük eteğinde, bir de pınar var. MÖ.3000 yıllarından başlayarak, günümüze kadar olan tarihi sürece ait eserler ve de özellikle, Friglere ait boyalı çanak-çömlek parçaları bulunur.

Samsun Bafra Büyük Cami-Cami-i Kebir

BÜYÜK CAMİ (CAMİ-İ KEBİR)

İlçenin en eski tarihi eseridir. Buradaki ilk cami yapısı: İsfendiyaroğullarına mensup Emir Mirza tarafından yaptırılmıştır. Aynı yerde, 1670 yılında, Ayşe Hatun tarafından bugünkü cami yaptırılmıştır. Ayşe Hatun, Osmanlı Sadrazamı Köprülü Mehmet Paşa’nın kızıdır.

Evliya Çelebi’nin, 300 yıl öncesi yazdığı meşhur Seyahatnamesinde sözünü ettiği, iki camiden birisidir. Bitişiğindeki kabristanda: 100-150 yıl önce ölmüş, meşhur alimlerin bazılarının mezarları bulunmaktadır.

Samsun Bafra Çetinkaya Köprüsü

ÇETİNKAYA KÖPRÜSÜ

Cumhuriyet döneminin ilk ve büyük eserlerinden biridir. Samsun-Sinop karayolu üzerindedir. Kızılırmak üzerindeki geçişleri: 1937 yılından önce, 650 metre uzunluğunda, ahşap bir köprü sağlıyormuş. 1937 yılından sonra, bu yeni köprü hizmete açılmış.

O zamanki: Ulaştırma Bakanının adına izafeten, ismi “Ali Çetinkaya Köprüsü” olmuş. Bafra’nın en eski yapılarındandır. Köprü: 7 kemerli ve 250 metre uzunluğundadır. Yeni evlenen çiftleri, uğurlu dur diye, bu köprüden geçiriyorlar.

Samsun Bafra Kuş Cenneti

KUŞ CENNETİ

Kızılırmak deltasındadır. Karadeniz kıyılarında, tabii özelliklerini koruyabilmiş, en büyük, güzel ve ender, sulak alanlardan biridir. Ülkemizde, toplam 420 kuş türünün bulunduğu belirlenmiş ve bunlardan, 316 kuş türünün, Bafra’da barındığı tespit edilmiştir.

Bölgede üreyen kuş türlerinin sayısı ise, 140’dır. Sulak alanda, kış boyunca her yıl en az 100 bin su kuşu, burada barınmaktadır.

Evet, burası Türkiye’nin en önemli kuş alanlarından birisidir. Dünya ölçeğinde nesli tehlikede olan kuş türlerinden: tepeli pelikan, dik kuyruk, bıldırcın klavuzu gibi türler, bölgede görülmektedir.

Göç döneminde ise: aladoğan, arı şahini, balık kartalı, kara çaylak, çayır delicesi ve bozkır delicesi gibi yırtıcılara da rastlanmaktadır.

YEŞİLYAZI KÖYÜ

Bafra yöresine denize girmek isterseniz, burayı tercih etmelisiniz. Buranın sahilinin kumu çok güzel, aslında deniz hemen derinleşmesiyle, biraz tehlikeli de olsa, malum Karadeniz, denize girmek için iyi bir yüzücü ve dikkatli bulunmak şart.

Samsun Vezirköprü

Samsun Yakakent

Samsun Yakakent

Samsun ilinin, denize sıfır tek ilçesidir. İlçenin, 14 km. boyunca plaj konumunda, sahil bandı bulunmaktadır. Şehir kalabalığından ve stresinden kaçmak kurtulmak isteyenler için ideal bir yer. Çadır ve karavan kampı imkanları da bulunuyor.

Samsun Yakakent

ULAŞIM

Samsun-Sinop karayolu üzerinde bulunan ilçenin ulaşım sorunu bulunmamaktadır.

Samsun-Yakakent arası uzaklık: 84 km.dir.

Samsun Yakakent

TARİHİ

İlçenin kuruluşu: MÖ.2.yüzyıla kadar uzanır. Bölgenin ismi: Bizanslıların yaşadığı dönemde “Kominos” olarak bilinir. Söylentilere göre: Yavuz Sultan Selim, Çaldıran seferine giderken, buradan geçer ve yöre halkının Osmanlı imparatorluğunu tanımadığını öğrenince, bölgeyi yerle-bir eder.

Evet: Kominos kelimesinin anlamı: “Başsız Piskopos”. Kente daha sonra yerleşenler, ismi “Gümenez” olarak değiştirirler.

Günümüzdeki ilçe; 1800 yılında, hemen batısındaki ilçe olan Gerze’den gelen, 3-4 aile tarafından kurulur. 1893-1895 yıllarındaki Rus işgalinden kaçanlar ve 1922 yılında Yunanistan-Selanik’ten gelen muhacirler, Yakakent nüfusunu büyütürler.

1963 yılında: ilçe olan Gümenez’in ismi: kıyı şehri anlamına gelen “Yakakent” olarak değiştirilir.

Samsun Yakakent

GENEL

Samsun ilinin, denize sıfır, tek ilçesidir. İlçenin: 14 km. sahil bandı vardır ve bu bant plaj konumundadır. İlçe merkezinde ise: 2.5 km. sahil şeridi var. Çok temiz denize sahip olan bölgede, ayrıca özel sektöre ait kumluk aile plajları da bulunuyor.

İlçede: yaz aylarında genelde yağmur yağmaz. Kış ayları ise: ılık ve bol yağışlı geçer.

İlçe ekonomisi: tarımsal karaktere sahip olmakla birlikte, balıkçılık ta ekonominin can damarıdır. Dünyaca ünlü Mersin Balığı ile nesli tükenmekte olan Mavruşgil balığını, burada bulmak mümkündür.

Mavruşgil balığının burada bulunmasının nedeni: deniz suyunun çok temiz olmasıdır. Türkiye’nin en büyük balıkçı barınağı buradadır. Bu nedenle: yakın zaman sonra, gelecekte, yat turizmi de düşünülüyor. Yani: ortam elverişli ama elbette gerekli yatırımların yapılması lazım.

TÜRK-JAPON İLİŞKİLERİ

Yakakent ve Japonya’da bulunan Kushimato kenti: kardeş kentler olarak birbirlerini tanımışlardır. Tarihteki: 1890 yılında Japonya’ya yaptığı bir ziyaretin dönüşünde batan “Ertuğrul Fırkateyni” gemisinin yaşadığı acı olay: dünyanın iki ucunda bulunan bu iki beldeyi: iyi niyet, dostluk ve sevgi hisleriyle birbirine bağlamaktadır.

1963 yılında, Japonya’ya giden Türk-Japon Parlamenterler Dostluk Kurumu Başkanı Manisa Senatörü Ferit Alp İskender ile Samsun Senatörü Dr. Ferit Tevetoğlu; Kushimato (Kashino) kentinde bulunan, Ertuğrul Şehitliğini ziyaret ederler.

Bu ziyaret sırasında, Dr. Ferit Tevetoğlu: Kushimato şehrinin, Yakakent’e benzediğini söyler.

Türkiye’ye dönüşlerinde ise: iki balıkçı köyünün, kardeş olması yolunda girişimlerde bulunurlar.

12 Aralık 1963 yılında, Japonya ve Türkiye’nin bu iki balıkçı diyarı, törenle kardeş ilan edilirler.

14 Mayıs 1997 tarihinde ise, her iki belde arasında kardeşlik bildirgesi imzalanır.

TURİZM

Yakakent, Çamgölü mevkinde, çam ormanlarıyla kaplı yemyeşil tepeler, masmavi sular var. Eşsiz güzellikteki sahil ve denizin iç içe bulunduğu bu şirin ilçede, gün batımı ise, gerçekten mutlaka görülmesi gereken bir güzellik.

Mutlaka zaman ayırın. Buranın en büyük özelliklerinden biri de: daha önce söz ettiğim gibi: çok temiz bir denize sahip olmasıdır. İlçe merkezinde, 2.5 km. sahil bandı var ve bu bandından temiz denize girmek mümkün. Ayrıca: sahil bandında, özel sektöre ait, kumluk bir aile plajı tesisi de bulunuyor.

Bunun dışında: sahil bandında bulunan çay bahçeleri ve canlı müzik yayını yapan eğlence yerlerinde, canlı atmosferi yaşayabilirsiniz.

Samsun Yakakent Deniz Oyunları Festivali

DENİZ OYUNLARI FESTİVALİ

Şenliğin uzun ismi: Yakakent-Kushimato Kardeşliği Deniz Oyunları Şenliği.

1995 yılından bu yana düzenlenmektedir. Her yıl, 22-23 Temmuz tarihleri arasında, iki gün süreli yapılıyor.

Bu şenliklerde: müzik, spor yarışmaları, deniz oyunları ve kermes düzenleniyor. Yakakent-Kushimato kardeşliği adına hazırlanan, Türk-Japon köşesi ve su ürünlerini içeren köşeler oluşturuluyor. Çeşitli ülkelerden gelen folklor ekipleri gösteriler yapıyorlar.

NE SATIN ALINIR

Yakakent köylerinde, halıcılık el sanatlarının en başında gelir. Sonuçta, halıcılık, ilçeye gelir kaynağı sağlıyor. İlginizi çekerse, Yakakent’te halı satın alabilirsiniz.

Samsun Yakakent

NE YENİR

Yakakent yöresinde, ne yenir denildiğinde, tek bir seçenek veya seçenekten öte, bir öneri: deniz ürünleri. Leziz balık çeşitlerinden yiyebilirsiniz. Hani, olur da balık veya deniz ürünü sevmeseniz: buranın en önemli yemeği: içli mantı. Kıymalı ve cevizli olarak yapılan mantı, sarımsaklı yoğurtla yeniyor. Ördek ve tavuk etinden yapılan “tirit” yemeği de, buraya has bir lezzet. Seçim sizin.

Samsun Yakakent

GEZİLECEK YERLER

KUNDUZ BALIK GÖLÜ

İlkbahar ve yaz sezonunda: burası muhteşem bir kamping yeri olarak öne çıkıyor. Düşünebilirsiniz.

Samsun Yakakent Çam Gölü

ÇAM GÖLÜ

İlçe merkezine, 4 km. uzaklıktadır. Burada: hem denize girebilir ve hem de sakin bir ortamda piknik yapabilirsiniz.

Özellikle, kent kalabalığından uzak bulunması, sizi bu kalabalığın yarattığı stresten kurtaracak, muhteşem bir ortam yaratılmasına neden oluyor. Burada: çadır veya karavan ile kamping hayatı yaşamak mümkün.

Samsun Kavak

Samsun Terme

 

Samsun Terme

Karadeniz kıyısından 3 km. içeride, Karadeniz Sahil Yolunun üzerindeki, bu şirin ilçemizde: çok turistik özellikler olmasa da, Karadeniz yöresinin diğer tüm özelliklerini görebilirsiniz.

Samsun Terme

ULAŞIM

Terme: Samsun-Ordu devlet karayolu üzerinde olup, Samsun iline 57 km uzaklıktadır. Çarşamba ilçesine ise 22 km. uzaklıktadır. Terme-Ünye arası uzaklık: 32 km. dir. Karadeniz Sahil yolu üzerinde bulunması nedeniyle, ilçede, modern dinlenme ve konaklama tesisleri var.

Samsun Terme Amazon

TARİHİ

İlçenin tarihi: MÖ.1000 yılına kadar gider. İsminin ise: Termisus veya Termedon’dan geldiği söylenmektedir. Yöredeki ilk yerleşimler ve egemenlikler: Hititler, Frigler, Medler, Persler ve Romalılar, Bizanslılardır.

1071 Malazgirt zaferinin ardından ise: Türkler, bölgede hakimiyeti ele geçirirler. Daha sonra, 1200’lü yılların başında, Selçuklular bölgeyi ele geçirirler. Moğolların istilasından sonra: bu bölgenin genel valiliği Eretna Bey’e verilir. Eretna Bey: bölgede kendi devletini kurar.

1381 yılında: Kadı Burhanettin, Eretna Beyliğine son verir. Bölgede: Canik Beyliği kurulur. 1398 yılında ise, Yıldırım Beyazıt: Karadeniz bölgesini ele geçirince, Canik Beyliği de, Osmanlı yönetimini kabul eder.

İlçe: I. Dünya Savaşında, 1916 yılında, Ruslar tarafından denizden bombalanır ve zarar görür. Kurtuluş Savaşı döneminde ise: Rum ve Ermeni çeteleri, Terme’yi yakıp yıkarlar. Bölgedeki bu çete faaliyetlerine karşı ayaklanan yöre halkı: bunları yok eder.

Samsun Terme

GENEL

Orta Karadeniz bölgesindedir. Denizden başlayarak, yavaş yavaş yükselen verimli ve yeşilliklerle kaplı arazi yapısına sahiptir. En önemli akarsuyu: Terme çayıdır. Simenit ve Akgöl gölleri: doğal güzelliklere sahiptir.

Bu göllerin çevresi: 1.derece doğal Sit alanı olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Haritaya baktığınızda, her ne kadar, Terme ilçesini deniz kıyısında gibi görseniz de: ilçe aslen denizden 3 km. içeride kurulmuştur. Bu nedenle; ilçe merkezindeki konutlarda, deniz manzarası yoktur.

Buna rağmen: halkın dinlenme ve gezme ihtiyaçlarını karşılayan: geniş park ve bahçeler bulunmaktadır. Sahil şeridinde bulunan eğlence ve dinlenme yerleri, Gölyazı Beldesi sınırları içinde bulunan Çobanyatağı ve Evci beldesinde bulunan Miliç çamlığı bulunuyor.

Amazon Kültür ve Sanat Festivali: Her yıl, Temmuz ayının son haftasında düzenlenmektedir.

İlçenin ekonomisi tarıma dayanır. Özellikle: fındık ve çeltik ağırlıklıdır. Mısır, soya fasulyesi de yer yer ekilir. İlçede: 11 adet pirinç fabrikası ve 10 adet fındık fabrikası var. Karadeniz Sahil Yolu kenarında: o kadar çok “Ford Transit” satışı yapılan oto galerisi göreceksiniz ki, şaşıracaksınız, bu kadar fazla aracı kim satın alır.

İlçenin havası aşırı rutubetlidir ki bildiğin ıslak denebilir . Burada bir süre yaşama durumunuz olursa: insanlarının tümünün lakaplarının bulunduğu ve bu lakapları ile anıldıklarını göreceksiniz. (örneğin bodur ali, tatar memet gibi)

Terme denilince, buraya has diğer bir özellik ise, kavak ormanlarıdır. Belki de dünyanın en büyük kavak ağacı ormanları burada bulunmaktadır.

AMAZONLAR

Amazonların: özellikle, Thermedon (Terme Çayı) kıyısında: Thamiskyra kentini kurdukları sanılmaktadır. Bu kentin ise: Terme ile Ordu arasında bulunduğu düşünülüyor. Evet, Amazonlar, kadınlardan oluşan bir topluluktu. Savaşmayı çok seviyorlardı.

Günlük yaşamlarında: erkekleri, yanlarında işçi ve uşak olarak kullanıyorlardı. Nesillerini devam ettirebilmek için; savaşlarda esir aldıkları erkeklerle beraber oluyorlar ve daha sonra, bunları öldürüyorlardı.

Töreleri gereği: bir erkekle birlikte olabilmek için, en az 3 erkeği öldürmüş olmaları gerekiyordu. Bu tür ilişkileri sonucu doğan çocuklarından: erkek olanları öldürüyorlar, kız çocuklarını ise at sütü ve kudret helvası ile besliyorlardı.

Böylece, onları güçlü olarak yetiştiriyorlardı. Terme Ulusoy Tesislerinde: Amazon kadın heykelini görebilirsiniz.

NE YENİR

Yaz aylarında Terme’ye giderseniz, mutlaka “cevizli dondurma” yı denemelisiniz. Muhteşem bir tat. İçindeki ceviz, dondurmanın soğuğunu aldığı için, boğaz ve mide üşümesi gibi durumlar oluşmuyor, ayrıca malum ceviz kolestrole karşı birebir.

Dondurmadan önce: yemek olarak ise: Terme pidesini mutlaka denemelisiniz.
Bunların dışında: yörenin en ünlü yemeği: keşkek. Tirid, mısır çorbası, lepsi, hamsili pilav da, yörede sıkça bulunan yemeklerdendir.

NE SATIN ALINIR

Terme ilçesinden: fındık ve pirinç satın alabilirsiniz. Daha önce söylediğim gibi, burada özellikle iklimin nemli olması nedeniyle, çeltik üretimi çok yaygın ve elde edilen pirinç gerçekten lezzetli.

Samsun Terme

GEZİLECEK YERLER

Samsun Terme Gölyazı Amazon Şehri

GÖLYAZI-AMAZON ŞEHRİ

Tarihi süreç içinde: Amazon kadınlarından, Yunan mitolojisinde söz edilmektedir. Ancak, elbette bu durum; Amazon kadınlarının Yunanlı olduklarını kanıtlamaz. Çünkü, onlar: MÖ. 1200 yıllarında, Anadolu’da yaşamışlar ve başkentleri,  Terme çayı kıyısındaki “Thamiskyra” kentidir.

Uzun süre burada hüküm sürdükleri söyleniyor. Ancak, bu bölgede, günümüze kadar olan süreçte, herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamış olması, tüm bu gerçeklerin su üstüne çıkmasını geciktiriyor.

Samsun Terme Gölyazı Amazon Şehri

Amazon kadınları: savaş tanrısı: Ares’e  taparlardı. Cesur ve muharip bu kadın savaşçılar, daha iyi ok atabilmek için, göğüslerinden birini dağlamışlardır. Zaten, bu yüzden, bu kadınlara, tek memeli anlamında “Amazon” denilmiştir. (Mezos: meme, Amazos: memesiz demektir) Biri hükümeti ve biri de orduyu idare eden, iki kraliçeleri bulunurmuş.

Erkekleri: yanlarında, işçi ve uşak olarak bulundururlarmış. Nesillerini devam ettirebilmek için ise, savaşlarda esir aldıkları erkeklerle birlikte olurlar ve daha sonra onları öldürürlermiş.

Erkek çocuk sahibi olurlarsa, bu kez çocuklarını öldürürler, kız çocuk sahibi olurlarsa, doğumdan sonra, daha iyi ok atabilmesi için sağ memesini keserler veya dağlarlarmış.

Gölyazı beldesinde: 28-30 Temmuz tarihleri arasında “Amazonlar Çevre, Kültür ve Turizm Festivali” düzenleniyor. Bu festivalde: yalnızca kadınların katıldığı: ata binme, yemek yarışmaları ve okçuluk yarışmaları düzenleniyor.

Ayrıca: tiyatro, halk konserleri, halk oyunları ve panel gibi etkinlikler düzenleniyor.

Ayrıca: Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından, yakın zamanlarda, Batı park denilen yerde oluşturulan “Amazon Adası” üzerinde, 2.5 dönümlü arazide : toplam 2 milyon TL. harcanarak, Amazon köyü kurulmuştur.

Köydeki: 24 Amazon kadın heykelinin yapımında: gerçek saç, gerçek deri görünümü veren özel silikonlu maddeler ve protez gözler kullanılmıştır. Heykellerin yapımında: üç bin yıl önce yaşamış insanların kemik yapılarının esas alındığı ve Amazon kadınlarının gerçekte çok iri yapılı olmadıkları söyleniyor.

Kadınların üzerindeki deri giysilerin yapımında bile: üç bin yıl önce uygulanan dikiş tekniğinin uygulandığı belirtiliyor.

Burada: Amazon kadınlarının günlük yaşamlarından kesitler ve günlük eşyalar sunulmaktadır.

Evet, Amazon kültürünü merak edenler, buralara yakın yerlerden geçenler için, mutlaka görmelerini önereceğim bir yer. Çünkü, gerçekten büyük emek verilmiş ve tamamen bizim topraklarımızdan çıkmış olan bu ilgi çeken toplumun yaşamının ifadesi açısından: güzel bir çalışma.

PAZAR CAMİSİ

İlçe merkezindedir. 1840 yılında yapılmıştır. Osmanlı mimarisi özelliklerini taşımaktadır. Caminin hemen bitişiğinde, bir türbe bulunmaktadır. Türbenin dış duvarlarından, güneye bakan kısmına bir kitabe oyulmuştur. Yapı: tamamen ahşaptan yapılmıştır. Çatısı: kiremit örtülüdür.
Cami: büyük bir onarım görmüş, ancak 1939 yılında minaresi yıkılmıştır. Günümüzdeki minare: 1961 yılında yapılmıştır.

Samsun Terme Avcı Sultan Mehmet Camii

AVCI SULTAN MEHMET CAMİSİ

İlçe merkezindedir. Sultan IV. Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Ancak: 1943 yılı depreminde yıkılmış ve 1956 yılında, aynı temeller üzerine yeniden inşa edilmiştir.

MİLİÇ ÇAMLIĞI

Terme’nin Yalı Mahallesinden Akçay’a kadar uzanır. Burada: temiz deniz ve kumsalı olan doğal bir plaj bulunuyor. Yani: mavi deniz ve çamların yeşili, burada buluşuyor.

ÇOBAN YATAĞI

Karadeniz kıyısında, Terme’nin doğal plajlarından biridir.

KUMCAĞIZ SAHİLLERİ

Karadeniz kıyısında, doğal plajı ile öne çıkıyor.

GÖLLER BÖLGESİ

Karadeniz ile Terme arasındaki bölgede bulunan ve doğal kanallarla birbirine bağlanan: Akgöl, Simenit ve Silindir gölleri: çevredeki türlü kuş çeşitlerini bünyesinde barındıran sulak alanlar olarak öne çıkıyor. Milli Parklar Genel Müdürlüğünce, “Yaban Hayatı Koruma Sahası” olarak belirlenmiştir.

Samsun Terme Simenit Gölleri

SİMENİT GÖLÜ

Terme’ye uzaklığı: 25 km. dir. Alanı: 80 hektar olup, derinliği: 1-1.5 metre civarındadır. Kış aylarında ise, 2 metreyi bulmaktadır. Gölde: kefal, ilarya, turna, havuz, kadife balıkları bulunmaktadır.

ULUSOY TERME AMAZON TESİSLERİ

Karadeniz turuna çıkanların, genelde uğradıkları bir yer. Ortamı çok hoştur. Yemyeşil doğa, kuş sesleri, suyun üzerinde tahtadan yapılan yerlerde yemek yiyebiliyorsunuz. Pidesi çok meşhur, özellikle pide yemenizi önereceğim. Bunun dışında: sıcak yemeklerini de rahatlıkla tadabilirsiniz. Özellikle: pırasa kavurması, lahana dolması. Yorgunluk atmak için ideal bir yer. Mutlaka küçük bir mola verin.

Samsun Terme Yukarı Söğütlü Camisi

YUKARI SÖĞÜTLÜ CAMİSİ

Yukarı Söğütlü köyündedir. Büyük bir mezarlık içindedir. Tek katlı ve ahşap malzemeden kapılmıştır. Oldukça basık, kırma çatılı ve çatısı kiremitle örtülüdür. Giriş kapısı: oyma tekniğiyle, geometrik süslemelidir. Caminin yapım tarihi olarak: 1716 yılı tahmin edilmektedir.

CÜNEYD-İ BAĞDATİ TÜRBESİ

Dibekli köyündedir. Yapı olarak basittir, sanatsal bir değeri yoktur. Türbe ile ilgili söylentiler şöyledir: Cüneyd isimli şahıs: İslam ordularıyla birlikte, Samsun önlerine kadar gelir. Düzlükte savaşırken, kolunu kaybeder. Sonunda, savaşa savaşa, bir tepede ölür. Kolunun ve bedeninin düştüğü yerlere, birer türbe yaptırılır. Daha sonra ise, kol, gövdenin yanına gömülür ama ertesi gün, kolun eski yerine döndüğü görülür.

Bunun üzerine: bu bölgede iki türbe yapılır. (Günümüzde de, iki türbe görülüyor)
Evet, bu şahsın kesin olarak kimliği konusunda yapılan araştırma sonuçlarında elde edilen bilgilere göre: bu şahsın Canik Emiri Cüneyd Bey olduğudur.

Cüneyd Bey: Selçuklu soyunda olup, Kubadoğlu sülalesindendir. Osmanlı Şehzadesi Çelebi Mehmet: önceleri Cüneyd Bey’in bölgede serbest kalmasına izin verir. Fakat, daha sonra, Amasya Valisi Hamza Bey’i üzerine gönderir ve büyük savaşlar yaşanır.

Cüneyd Bey; sığındığı Terme Dağlarında öldürülür ve oraya gömülür. Türbede: 9 metre uzunluğunda bir sanduka bulunuyor.

Türbe: günümüzde bir adak yeri olarak öne çıkmıştır. İnanışa göre, dileği olanların, bir kez daha türbeyi ziyaret etmeleri gerekmektedir.

Burası: her ne kadar yol üzerinden geçenler ve gezginler için pek dikkati çekmese de, Terme yerlileri için, özellikle hafta sonları ve tatil günlerinde ziyaret edilen, ören yerlerinden biridir.

Samsun