Eskişehir İnönü

Eskişehir İnönü


İnönü denilince, hemen ilk akla gelen “İsmet İnönü”. Ama, şöyle bir gerçek var, Sayın İsmet İnönü’nün soy ismi buraya verilmemiş, kendileri, soy isimlerini, buradan almışlardır. Bizans döneminden kalma “inler” nedeniyle, İnönü olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca, Türk Hava Kurumu tesisleri, buranın en büyük özelliğidir.

ULAŞIM

Eskişehir ilinin bir ilçesi olmasına rağmen, öte yandan Kütahya şehrine doğrudan bağlanan bir yolu mevcuttur. İnönü-Eskişehir arasındaki uzaklık: 36 km. İnönü-Kütahya arasındaki uzaklık: 112 km. İnönü-Bozöyük arasındaki uzaklık: 16 km. İnönü-Ilıca arasındaki uzaklık: 43 km.
İnönü ilçesinden Eskişehir’e gitmek için, iki yol kullanabilirsiniz. Gerek, Eskişehir-Bursa kara yolu ve gerekse İnönü ilçesinden Kütahya iline giderken, ana yoldan ayrılır, 30 km. lik ara yolu takip ederek Eskişehir iline ulaşabilirsiniz.

 

TARİH

Yörede, tarihi süreç içindeki ilk yerleşimin, MÖ.3500 yıllarına, Hititlere kadar gittiği bilinmektedir. Takip eden dönemde ise, Frigler, Lydlalılar, Makedonlar, Romalılar ve Bizanslılar görülür. Ama, ilçe merkezinin kuzeyinde, günümüzdeki “Eserönü” bölgesindeki sütun başlıkları: yörenin ilk yerleşimcilerinin Frigler olduğunu ortaya çıkarmaktadır. 395 yılında ise, yörede Bizanslılar etkin olur. Bu dönemde, günümüzde “İnönü kalesi” denilen yeri yani inlerden oluşan yapı bölümünü yaparlar. Ayrıca: Kandilli köyünden, yine aynı döneme ait birçok Bizans dönemi kalıntısı çıkmıştır.

Malazgirt savaşından sonra ise, 1071 yılından sonra, bölgede Germiyanoğulları Beyliği görülür. 1289 yılında ise, bölge, hediye olarak Osmanlılara, Osman Gazi’ye verilir.

1533-1536 yılları arasında, Kanuni Sultan Süleyman: Irak seferine giderken: burada konaklarlar. Bu sırada: Kanuni Sultan Süleymanın yanında bulunan “Matrakçı Nasuh” isimli minyatür ustası çizer: bölgenin resmini çizer. Bu resimde: altta: İnönü, ortada: Bozöyük ve Derbend-i Ermeni (günümüzdeki Pazaryeri kasabasının bulunduğu yer) ve üstte: Zincirlikuyu görülür. Bu minyatür: o dönemlerde de, bölgede bulunan “inler” in önemini ortaya koymaktadır.

Yine tarihi süreç incelendiğinde: Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan “Türk Tarih Kurumu” nun: 1938 yılında, buradaki mağaralarda ve inlerde, Anadolu’nun karanlıkta kalan geçmişini araştırmıştır. Bu araştırmalarda: yapılan kazılar sonucunda: Bakır çağına tarihlenen çanak-çömlek ve Frig, Bizans ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen çeşitli kalıntılar bulunmuştur.

Kurtuluş savaşı döneminde ise, 1921 yılında, I’nci ve II’nci İnönü savaşları yine bu bölgede yapılmış, Atatürk savaşları buradan idare etmiştir. Hatta: yine kurtuluş savaşının büyük komutanlarından olan, İsmet Paşa’ya, soyadı: buradan (İnönü) verilmiştir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: kurtuluş savaşında İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta, İnönü hakkında “Türk’ün makus talihinin yenildiği yerdir” ifadesini kullanmıştır. Çünkü, kurtuluş mücadelesinde, ilk zafer burada kazanılmıştır.

Bölgede belediye teşkilatı, 1884 yılında ve ilçe teşkilatı ise, 1987 yılında kurulmuştur.

 

GENEL

Coğrafi bakımdan, İnönü ovasına hakim tepelerin üzerinde bulunan inler: doğal bir kale gibi bulunmaktadırlar. Çünkü, doğal korunma sağlamaktadırlar.
Evet, İnönü ilçe merkezi, deniz seviyesinden 840 metre yüksekliktedir. Yüz ölçümü: 360 km. karedir.

İlçe halkının ekonomik etkinliklerinin temelinde, tarım ve hayvancılık bulunmaktadır. Yörede, hayvancılık özellikle önem kazanmakta ve süt ve süt ürünleri, yani yoğurt ve kaymak önem kazanmaktadır. Ancak, gerek Bozöyük ve gerekse yine yakında bulunan Eskişehir ili nedeniyle, burada, sanayi gelişmemiştir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: özellikle yoğurt ve kaymak tatmalısınız, çünkü, buranın yoğurt ve kaymağı çok meşhurdur.

GEZİLECEK YERLER

Eskişehir İnönü Mağarası

İNÖNÜ MAĞARASI

Bu mağaranın bulunduğu alan yani mağaranın ağzı, çok uzaklardan bile seçilebilmektedir. Çünkü; ilçe merkezinin yaslandığı büyük dikliğin orta bölümündedir.
Buraya ulaşmak için: İnönü-Kütahya kara yolu kullanılır. Mağara: geniş ağızlıdır ve yarım ay şeklindeki büyük bir boşluktan oluşmaktadır. Mağara içinde: herhangi bir damlataş oluşumu yoktur. Bu yüzden, turizm ve ziyaret amaçlı olarak, yoğun kullanılmaz. Ancak: mağaranın fiziki yapısının basamaklar şeklinde yükselmesi, kaya sütunları arasında farklı mekanlara geçilmesi ve mağaranın önünden, Sarısu deresi havzasının muhteşem güzel görüntüsü, burayı yine de ziyaret edilir hale getirmiştir.

THK İNÖNÜ EĞİTİM MERKEZİ-PLANÖR KAMPI

Burası, 1936 yılında, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emirleriyle kurulmuştur. Eskişehir il merkezine, 36 km. uzaklıktadır. İnönü ilçe merkezine ise, 1 km. uzaklıkta, İstanbul-Kütahya kara yolu üzerindedir.

Burada: Türk Hava Kurumu tarafından: planör ve paraşüt eğitimi verilmektedir. Özellikle: yaz aylarında, paraşüt, planör, yelken kanat, yamaç paraşütü ve balon kursları verilir.
Planör eğitim merkezi olarak buranın açılışında: Vecihi Hürkuş isimli Türk havacılığının kuruluşunda büyük emekleri geçen pilotun, bölgede yaptığı araştırmalar ve bölgenin, bütün yaz dönemi boyunca, kuzey rüzgarları almasının büyük nedeni bulunmaktadır.
Bölgede hakim rüzgar, kuzey yönündendir ve yöre köylüleri buna “harman rüzgarı” derler. Mayıs başında başlayan bu rüzgar, Eylül ayına kadar devam eder ve planör uçuşları için çok uygundur. Evet, rüzgar, sürekli olarak kuzeyden eser. Planörler havalandıktan sonra, uzun süre havada kalabilmektedirler. Buna istinaden, 10 Temmuz 1936 tarihinde, bu planör uçuş eğitim merkezi kurulmuştur. Bölgenin tamamı, doğal çim ile kaplıdır.
Evet, günümüzde, her yıl “Mayıs-Eylül” ayları arasındaki dönemde, burada: uçuş ve atlayış eğitimleri verilmektedir. Planör uçuş eğitimleri de bu merkezde yapılmaktadır. Toplam 1200 dönümlük arazi üzerinde, 2 adet toprak-çim pist bulunmaktadır. Pistlerin uzunluğu 900 ve 1200 metredir.
1937 yılında yapılan taş binalar ise, günümüzde de kullanılmaktadır. Bu taş binalar, Rus mimari tarzı özelliklerini taşır. Buralarda, yaklaşık 400 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca, yemekhane, kantin ve personel lojmanları da bulunmaktadır.

Bozöyük tanıtımı.

Kütahya tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.

 

Malatya

Malatya

Birkaç kez gittim. Özellikle: şehir merkezindeki İsmet İnönü heykelinin büyüklüğü dikkatimi çekti. Bir de, şehir girişinde, hemen sol yandaki büyük bir uçurum kıyısında, sanırım asker birlik vardı onu hatırlıyorum. Ayrıca: şehre çok uzak bir havaalanı. Muhteşem lezzetli kayısılar. İlk intiba, Malatya büyük ve güzel bir şehir.

Derler ki: Malatya’ya gelen, bir daha buradan ayrılamazmış. Ama, Malatya’dan dışarı gidenler de, bir daha Malatya’ya geri dönmezlermiş. İşte size Malatya.

Malatya

ULAŞIM

Malatya’ya ulaşım denilince: kara, hava ve demiryolu ulaşımının bulunduğu söylenebilir. İl merkezine, 30 km. uzaklıktaki “Erhaç Havaalanı” ile, il merkezine havayolu ulaşımı sağlanmaktadır.

Malatya-Sivas arası uzaklık: 247 km. Malatya-Adana arası uzaklık: 388 km. Malatya-Gaziantep arası uzaklık: 247 km. Malatya-Adıyaman arası uzaklık: 185 km. Malatya-Ankara arası uzaklık: 660 km. Malatya-Diyarbakır arası uzaklık: 251 km. Malatya-İstanbul arası uzaklık: 1113 km. Malatya-İzmir arası uzaklık: 1189 km.

Malatya

TARİHİ

Malatya yöresinin tarihi incelendiğinde, özellikle: 1979 yılında, Karakaya Baraj Gölü kurtarma kazıları yapılan “İzolulu Mevkiindeki Cafer Höyük”te: yörede yaşayan insanların mağaralardan çıkıp, ilk defa ovada tarım ve hayvancılık yaptıkları anlaşılmıştır. Yani: yerleşik köy hayatına geçiş aşaması görülüyor. Burada yaşayan bu insanların, MÖ.7000’li yıllarda, burada bulundukları tahmin ediliyor.

Malatya yöresinde: takip eden tarihi süreçte, Hitit, Med, Pers, Roma ve Bizans egemenlikleri görülür. 11.yüzyılda ise, Türkler görülür. 1057 yılında, Malatya Türklerin eline geçer. 1515 yılında, Osmanlılar yörede görülürler.

MALATYA İSMİNİN KAYNAĞI

Malatya şehri, günümüze kadar pek büyük bir değişiklik göstermeden gelen Anadolu şehirlerinden biridir. Hitit yazılı kaynaklarında: şehrin ismi “Melita” olarak geçer. Asur yazılı kaynaklarında ise, şehrin ismi: “Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia” olarak geçmektedir. Urartu kaynaklarında, şehre: “Melitea” ismi verilmiştir. Sonuçta, şehrin yani Malatya’nın isminin: Hititçe “bal” kelimesi olan “Melid” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Hitit hiyeroglif kitabelerinde: Malatya şehri: “bir öküz başı ve ayağı” ile ifade edilmiştir.

BATTAL GAZİ DESTANI

Hüseyin Gazi: Peygamber soyundan gelen bir kişidir ve Malatya yöresine yerleşmiştir. Cafer isimli bir oğlu vardır. Ancak: Hüseyin Gazi, bir av sırasında, yörenin Rum Beylerinden Mihriyayıl tarafından, bir hile sonucu öldürülür.

Cafer: babasının katillerini bulur ve öldürür. Serasker olur. Daha sonra, Kayser orduları ile yapılan çatışmalarda, üstün başarılar gösterir ve Malatya Beylerinin güvenini kazanır.

Kayser: Ahmer komutasında, bölgeye bir başka ordu gönderir. Cafer: Ahmer’in komutasındaki ordu ile yaptığı savaşı da kazanır. Bunun üzerine, Ahmer “Müslüman” olur. Kendisine: Cafer tarafından ”Ahmet” ismi verilir. Ahmet’te, Cafer’e “Battal” ismini verir.

Takip eden süreçte: Battal Gazi, Bizanslılarla yaptığı sayısız çatışmadaki başarıları ile öne çıkar ve yaptıkları, destansı bir şekilde yörede anlatılır.

Malatya

GENEL

İl merkezi, Malatya ovasında kurulmuştur. Fırat’ın kollarından biri olan Tohma ve ona karışan birçok akarsu, ovayı sular. Ovanın sulanan bu kesimlerinde: şeker pancarı, tütün, sebze, meyve ve tahıl üretimi yapılır. Ancak, son yıllarda, yaylalarda hayvancılık ta gelişmektedir.

Malatya: il geneli olarak, tüm iller içinde, sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında, ülkemizde, 41’nci sırada bulunmaktadır.

Malatya topraklarında önemli bitki örtüsü yok. Çünkü: bir zamanlar, büyük bölümü ormanlarla kaplı iken, gelişen zamanla bu ormanlar yok edilmiş ve bozkırlar ortaya çıkmıştır.

FIRAT NEHRİ

Elazığ-Keban barajından çıkan Fırat nehri: genişçe bir yay çizer ve Kuruçay ile Tohma suyunu alarak ve çeşitli adacıklar oluşturarak: Karakaya Baraj Gölü sahasına gelir. Daha sonra: Doğu Anadolu’nun en derin ve en uzun boğazlarından biri olan “Kömürhan” boğazına girer ve akmasına devam ederek: Diyarbakır-Çüngüş ilçesi yakınlarında “Karakaya Barajı” göletini doldurur.

Malatya

KAYISI

Günümüzden, 5000 yıl öncesine kadar, kayısı bu bölgede bilinmekte ve üretimi yapılmaktadır. Dünya yaş kayısı üretiminde, Türkiye, birinci durumdadır. Türkiye’yi: İtalya ve İspanya izlemektedir.

Kayısı: içinde bulunan organik ve anorganik maddelerle, insan sağlığına olumlu etkiler yapar. Muhteviyatında bulunan yüksek şeker, nişasta, protein, pektin, çeşitli vitaminler (A,B,B2,C,E,P,PP,Folik asit) içermektedir.

A vitamini: vücudu ve organları saran epitel doku ve göz sağlığı, kemiklerin ve dişlerin gelişimi açısından yararlı ve gereklidir. Ayrıca: kayısının sodyumca fakir, potasyumca zengin olması, bazı özel diyetlerin düzenlenmesinde de yardımcı olur.

MALATYA ASKERİ YAPI

İl merkezinde: 2’nci Ordu Komutanlığı karargahı bulunuyor. Ayrıca: 7’nci Ana Jet Üs Komutanlığı da var. Yani: Malatya şehrinde, yoğun bir askeri personel ve ailelerinin oluşturduğu sosyal çevreyi görmek mümkün. Özellikle: hafta sonu günlerinde, şehir merkezinde bol miktarda, asker şahıs görülebiliyor.

Malatya İnönü Üniversitesi

MALATYA İNÖNÜ ÜNİVERSİTE

Üniversite, 1975 tarihinde kurulmuş olup, Türkiye’nin kuruluşu en eski üniversitelerinin arasındadır. Üniversite bünyesinde birçok fakülte ve yüksek okul bulunmakta olup, en son olarak: 2009 yılında Hukuk ve 2010 yılında İletişim Fakülteleri kurulmuştur.

Üniversite kampüsünde: eğitim-öğretim birimleri, Turgut Özel tıp merkezi, öğrenci yurtları, spor tesisleri, konferans salonu, alışveriş merkezi, öğrenci kafeteryası, kitap satış merkezi, internet merkezi, kütüphane, bayan kuaförü, postane, banka şubeleri bulunmaktadır.

Üniversite kampüsü içinde, 2 tane müze var. Bunlar: İsmet İnönü Müzesi ve Turgut Özal Müzesi.

NE YENİR

Malatya mutfağında, köfteler önemli yer tutar. Köftelerin yapımında kullanılan ana malzeme ise, bulgurdur. Malatya’da, bulunan 70’den fazla köfte çeşidinden, benim size önerebileceğim başlıcaları şunlar: analı-kızlı, içki köfte, sumaklı ekşili köfte.

NE SATIN ALINIR

Malatya’da, buraya has kayısının her türü satışa sunuluyor. Özellikle: kuru kayısıların hediyelik paketleri göz alıcı. Siz de, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, kayısıdan mamul ürünlerden satın alabilirsiniz. Elbette, kayısı kurusu ve kayısı çekirdeği, ilk öneri.

Malatya

GEZİLECEK YERLER

Malatya Müze

MÜZE

1971 yılında, İnönü parkında, günümüzde “Evlendirme Dairesi” olarak kullanılan binada, ilk müze açılır. Kernek Meydanındaki müze binası yapımına ise, 1975 yılında başlanır ve 1979 yılında bitirilerek, ziyarete açılır. 2001 yılında ise, Müze modern bir sergilemeye kavuşmuştur.

Müzede: 15.000 eser bulunmaktadır.

Neolitik Heykelcikler

Burada sergilenen eserler: MÖ.8000 yıllarına tarihlenen, kireç taşından yapılmış, ilk heykel örnekleridir. Bunlar: İzollu bölgesindeki “Caferhöyük”te bulunmuştur. Burada: bu ilk heykel örneklerinin yanı sıra, obsidiyen bıçak, orak, ok ucu, keski ve delgiler de bulunmuş olup, bunlar da müzede sergileniyor.

Kılıç ve Mızrak Uçları

Bunlar: Aslantepe bölgesinde bulunmuş olup, MÖ.3200-3000 yılları arasından, günümüze kadar ulaştıkları tahmin edilmektedir. Bu kalıntıların çoğu bronz olup, arsenik alaşımlı olmaları ve bir kısmının gümüş olması, ilgi çekmekte ve arkeolojik önemlerini arttırmaktadır.

İnsan Mezarı

Aslantepe höyüğünde bulunan bu mezar buluntularının, MÖ.4000 yıllarından kaldığı tahmin edilmektedir. Anadolu’da, ölü gömme geleneklerinin tipik bir örneği olması açısından önem kazanmaktadır. Mezar: orijinalliği bozulmadan, sağlamlaştırılarak müzeye getirilmiştir.

Mezarda bulunan ceset, bir kadına ait olup: süs eşyaları, mutfak kapları ile birlikte bulunan ceset: arkeolojik dilde “hoker vaziyeti”  denilen bir şekilde yani “çocuğun ana rahminde duruş şekli” gibi yatırılmış vaziyette bulunmuştur.

Bu şekilde yerleştirilmesinin sebebi: devrin insanı tarafından, dünyaya nasıl gelindi ise, öyle gömülmesi düşüncesinin ağır basmasıdır. Ancak: o devirde, elbette çocuğun ana rahmindeki bu yatış şeklinin nasıl öğrenildiğine dair her hangi bir bilgi yok. Yani, bu ana rahmindeki yatış şeklini nasıl öğrenmişlerdir, meçhul.

Mühür Baskılar

Aslantepe höyüğünde yoğun olarak bulunan mühür baskıların, MÖ. 3200-3000 yıllarından günümüze kaldığı düşünülmektedir. Bunların bulunması: Aslantepe bölgesinin ne derece önemli olduğunu ortaya koyması açısından ilgi çekmektedir. Diğer yandan: Aslantepe bölgesinde bulunan Saray kompleksi içinde: ilkel muhasebe sistemi ve bürokrasinin doğuşunun ilk temellerinin ifadesi açısından da önem taşımaktadır.

Kral Mezarı

Aslantepe kazılarında ortaya çıkarılan, MÖ.2900 yıllarına tarihlenen, Saray yapısı içindeki, 70’den fazla mezar buluntusu ve kral mezarının bir örneği, Müzede sergilenmektedir. Kralın mezar içinde: yukarıda sözünü ettiğim şekilde (hoker-yani çocuğun ana rahminde yattığı gibi şekilde) yatıyor olması ve mezarın üzerinde, kurban edildiği  düşünülen 4 kişinin bulunma pozisyonları, ilgi çekiyor.

Müzede: tüm bunların dışında, Karakaya Baraj gölü suları altında kalan Değirmentepe höyükte yapılan kazılarda bulunan: mühür ve mühür baskıları da sergileniyor.

Malatya Orduuzu-Pınarbaşı

ORDUZU, PINARBAŞI

Malatya-Elazığ karayolu üzerinde, il merkezine 5 km. uzaklıkta, Bahçebaşı semtinde, kaynak suları, önüne set çekilerek bir gölet oluşturulmuştur. Yörenin yamaçları çam ağaçları ile çevrili olup, özellikle yaz aylarında, yörenin insanın en büyük uğrak yeri olan bir mesire yeridir.

Bu yapay göl kıyısında: yazlık gazinolar, dinlenme tesisleri ve “Kayısı Fuar Alanı” bulunmaktadır. Malatyaspor Futbol Takımının tesisleri de, burada bulunmaktadır. Tüm bunların yanında, burada, bir de açık yüzme havuzu var ve yaz aylarında yüzme yarışmaları yapılıyor.

Malatya Aslantepe

ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ

UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınan Arslantepe Höyüğü hakkındaki ayrıntılı tanıtım yazım yine bu sitede.

Arslantepe höyüğü tanıtım yazısı için.

HORATA

İl merkezine, 5 km. uzaklıkta, Konak kasabasındadır. Burada: Beydağı eteklerinden çıkan Hotara çayının çevresinde oluşturulmuş bir mesire yeri var. Yörenin insanları, yaz aylarında buraya akın ediyorlar.

İSPENDERE İÇMESİ

Malatya-Elazığ kara yolunun, 28’nci km.de, İspendere köyündedir. Buradaki içme: ağaçlar arasında, açık bir alandadır. Su: 3 kaynaktan çıkmakta olup, hem içme ve hem de banyo olarak kullanılabilmektedir.

İçme olarak kullanıldığında: sindirim sistemi, idrar yolları ve karaciğer hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Burada: Malatya İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan: bir motel ve gazinosu var.

Malatya Atatürk Anıtı

ATATÜRK ANITI

İl merkezinde, 1946-1947 yılları arasında, halktan toplanan paralarla yaptırılmıştır. İki bölümlü anıtın: birinci bölümü: taş kaide, ikinci bölümü ise: bronz Atatürk ve bayrak taşıyan çıplak genç erkek figürü. Anıtın mimarı ise: Nejat Sirel.  Heykeltıraş ise: Hakkı Bey.

Malatya

İNÖNÜ ANITI

İl merkezinde, Valilik binası önündedir. Anıt: 1946-1947 yılları arasında, ildeki Atatürk anıtını da yapan heykeltıraş Nejat Sirel ve Hakkı Bey tarafından yapılmıştır. Yine: Atatürk anıtı gibi, iki kademeli olup, taş kaide ve bronz İsmet İnönü heykellerinden oluşur. Halktan toplanan paralar ile yaptırılmıştır.