Roma Gezi planı

Roma Gezi planı

Şehri ziyaret etmek için: öncelikle şehrin iklimini incelemek gerekiyor. Roma şehrinin iklimi: ülkemizde, İzmir iklimine benziyor.

Yani, tüm yıl, sıcaklık ortalaması kesinlikle eksi derecelere inmiyor ve ılıman bir hava hakim. Ama, yağmur yağdığında bazen günlerce sürebiliyor ve şehirdeki birçok yer maalesef yeterli kanalizasyon sistemi olmaması nedeniyle gölleniyor ve yürümek, yürüyerek gezmek sıkıntı haline geliyor çünkü üstünüz-başınız ve özellikle ayakkabılarınız ıslanıyor.

Üst-baş kolay, yanınızda mutlaka yedek kıyafet bulunur ama ayakkabı ıslandı mı, eğer su geçirebilecek bir ayakkabı ile geldiyseniz ve yedek ayakkabınız yoksa, perişan olmamak için, Roma şehrinden hatıra bir ayakkabı satın almak zorunda kalabiliyorsunuz.

Sonuç olarak

Roma soğuk olmaz, ama Roma’nın yağmuru insanı gerçekten ıslatır, eğer: yaz dönemi dışında, Roma şehrini ziyaret edecekseniz, yanınıza mutlaka yağmurluk, şemsiye, su geçirmeyen bir ayakkabı almanız şarttır. Şemsiye dedim de: şu ilgimi çekti, Roma şehrinde yağmur başladı mı; cadde ve sokaklar, 5 metrede bir konumlanan, esmer  tenli (Afrika göçmeni) şemsiye satıcıları ile  dolup  taşıyor, 5-6 Euro’dan açtıkları fiyat, unutmayın ki, 3 Euro’ya kadar inebiliyor, satın almak isterseniz, vermeniz gereken rakam 3 Euro’dur.

Roma şehrine

Bir Acenta ile gittiyseniz, zaten geziniz panoramik şehir turu ile başlıyor ve bu turda: genelde Vatikan, Venedik Meydanı, Kolezyum, Aşk çeşmesi, İspanyol Merdivenleri gezdiriliyor ve buralar hakkında bilgiler veriliyor, ancak elbette bu bilgi verme faslında, bazı rehberler: kısa, basit ve hikaye türü bilgiler verirken, bazıları gerçek, anlamlı bilgiler verebiliyor.

Sizler yine de, bu yazıların birer çıktısını yanınıza alırsanız, gidip göreceğiniz yerler hakkında, en ayrıntılı bilgileri öğrenip, bilinçli gezebiliyorsunuz.

Ayrıca: öncelikle, kaldığınız otel lobisi veya şehirdeki Turizm ofislerinden, Roma şehir haritası edinmeniz ve gezinizi buna göre şekillendirmenizi öneririm.

Ayrıca: yalnızca iki hattan oluşan bir metro haritası  da edinin ve gideceğiniz yerlere, metro ile de gitmeyi düşünebilirsiniz.

Şehirde

Roma Gezi planı; Eski şehir yani antik şehrin bulunduğu alanı, yürüyerek gezmek mümkündür. Yani: yürüyerek, kolezyum-zafer takı-Roma forum-Venedik meydanı alanlarına rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Vatikan için, bulunduğunuz yere bağlı olarak metro ile gidip, yürüyerek merkeze dönmenizi öneririm.

Evet, öncelikle: ” VIA” nın cadde, “PIAZZA”nın meydan olduğunu bilmek şart. Şehirde yalnızca iki tane metro hattı var. Biri kırmızı hat, diğeri mavi hat. Bunların biletleri, metro istasyonları girişlerinde, otomatik para atılıp bilet alınabilen makinalardan alınıyor.

Bozuk para atmanızda yarar var çünkü kağıt parayı tanımlamakta biraz problemli makinalar. İngilizce dil seçeneğini seçin ve biletinizi alın, günlük veya tek seferlik. Tek seferlik bilet, 1 Euro. Farklı hatta, 75 dakika içinde, aynı bileti iki kez kullanabiliyorsunuz. Bu da bir avantaj.

Metrodan asla çekinmeyin, gayet temiz, düzenli, insanlar nezih. Hani metro denince akla gelen, güvensizlik, rezillik ortamları yok. Kesinlikle metroyu kullanın, sadece elinde akerdeon çalan ve sonra para toplayan insanlar var ki, bunlar bile üstü başı perişan insanlar değil ve asla para verin diye ısrarcı değiller.

Bulunduğunuz yerden

Kırmızı renkli metro hattına binerek, Ottavıano istasyonuna gitmeyi planlayın. Metro, her istasyonda gidilecek istasyonu sesli ve yazılı olarak gösteren bir düzen var. Yani, yanlış inmeniz pek mümkün değil.

Ottaviano istasyonunda inince, VIA OTTAVIANO caddesini takip ederek, ilerleyin. Güzel bir cadde, dükkanlara bakabilirsiniz, ancak fiyatlar pek uygun değil, pahalı. Sağınızda, MUSEI VATICANI yani Vatikan müzesi olacak.

Bazı günler 10 Euro ve bazı günler 14 Euro. Girmenizi tavsiye ediyorum, girin, girişte dedektörler ile arama yapılıyor, ancak içeri kamera, fotoğraf makinası sokmak yasak değil.

Ama dedektörler biraz girişi sıkıntı haline getiriyor, çünkü her şeye ötme gibi alışkanlıkları var galiba. Kemerimi dahi çıkardım, öyle girdim, yine öttü, görevli aradı, sonra içeri girebildim.
İçerisi hakkında, müze bölümünde anlattıklarıma lütfen bakın.

Müze bitince, VIA PORTO ANGELICA caddesini takip ederek, SAN PIETRO katedralinin bulunduğu yere geliyorsunuz, yakın. Zaten çok kalabalık bir cadde, buraya girin, Vatikan bölümünde buranın ayrıntısını anlatmıştım, okuyup değerlendirin.

Çıkışta

VIA CONCILIAZIONE caddesini takip ederek, FIUME TEVERE nehri kıyısına kadar gelin. Burada, nehir kıyısında, duvar kenarındaki bölümden, nehri bir süre seyredin. Uzaktan, CASTELS ANGELO kalesini seyredin. PONTE VITTOREO EMANUELLA II köprüsünü izleyin. Buralar hakkında, ayrıntılı bilgiyi, yazılarımda verdim.

Daha sonra, yürüyerek, PONTE VITTORO EMANUELLA II köprüsü üstünden heykelleri ve nehri izleyerek geçin, bu arada, belki gelin görebilirsiniz, yeni evlenen çiftlerin, buraya gelmesi, bu bölgeye gelmesi adettenmiş, gelin damat görünce şaşırmayın.

Köprüyü geçtikten sonra, yürüyerek devam edin, CORSO VITTORIO EMANUELLE II ( Emanuelle II, İtalya’nın ilk kralının ismi) caddesini takip edin, PIAZZA PANTELEO meydanına kadar, oradan yine yürüyerek sola dönün ve ara sokaklardan PIAZZA NOVONA meydanına gidin, küçük, şirin, hareketli, güzel bir yer.

Mutlaka görün. Buraya yemek molası verebilir, açık hava restoranlarında bir pizza yiyebilir veya bir capıcino içebilirsiniz.

Yürümeye devam ederek

Roma Gezi planı; Ara sokaklardan, hediyelik eşya alışverişleri yaparak (arzu ederseniz), PANTHEON u sorun ve oraya gidin. Mutlaka görün, tarih harikası bir yer. Sonra yine yürüyerek, VIA DEL CORSO caddesini bulun ve sola doğru yürümeye devam edin.

Çok kısa bir süre sonra, tabelalardan, VIA FONTANA DI TREVI yani aşk çeşmesini bulun. Burada bir süre dinlendikten sonra, ara sokaklarda yine alışveriş imkanlarını arzunuza göre değerlendirerek, geri dönüp, VIA DEL CORSO caddesi üzerinden yukarı doğru devam ederek, VIA CONDOTTI caddesine ulaşın ve oradan, PIAZZA DI SPAGNA yani İspanyol Merdivenlerine ulaşın.

Yoruldunuz ve tüm gününüz geçti. Dinlenin, merdivenlere oturun, en üst bölüme çıkın, romanın gece manzarasını seyredin ve hemen oradaki metro istasyonunu kullanarak, kaldığınız yere dönebilirsiniz.

İşte, güzel bir gün, yorucu ama güzel.

Diğer bir gününüze ise

Mavi metro hattı üzerindeki COLOSSEO istasyonunda inerek başlayabilirsiniz. Buradan, yürüyerek COLOSSEO’yu gezmeli, ARCO DI CONSTANTINO yani Konstantin takını görmeli, PALATINO ya geçmelisiniz.

Sonra, yürüyerek CIRCO MASSIMO’yu görmeli, sonra geri dönerek, VIA DI SAN GREGIREIO caddesi üzerinden, VIA DEL FOR İMPERIALİ caddesine çıkmalı, sola dönerek ilerlerken, FORO ROMANO ya uğramalı, sonra PIAZZA VENEZIA meydanına çıkmalı ve İtalya’nın ilk kralının sarayı ve diğer tarihi ayrıntıları gezmelisiniz.

Burada, bir mola verebilirsiniz.

Daha sonra, VIA NAZIONALE caddesini takip ederek, SATIZIONE TERMINI yani Termini tren istasyonuna çıkabilirsiniz.

Burası da, alışveriş mağazaları ile hareketli bir yer. Tüm gününüz yine yürüyerek ve yorgun geçti, ama inanın kısa süreli bir roma turu için, bu plan gerçekleşmesi mümkün olan bir plan.

Evet, bu plan sizler için bir öneridir. Şehirde: Roma ile ilgili diğer yazılarımı inledikten sonra ilginizi çeken yerleri, harita üzerinde belirleyip, kaldığınız yerle bağlantılı olarak, kendinize bir gezi planı da yapabilirsiniz.

Ankara Şehir içi Gezi Planı

Ankara Şehir içi Gezi Planı

Ankara Şehir içi Gezi Planı; Ankara, Ankara güzel Ankara, Seni görmek ister her bahtı kara, Senden yardım ister her düşen dara, Yetersin onlara güzel Ankara.

Evet; işte, Ankara marşı. Günümüzde hatırlanmasa da, Cumhuriyetin ilk ve takip eden yıllarında, halkın, dilinden düşmeyen bir marş. Ankara’nın büyüklüğü, muhteşemliği ve insanların Ankara’ya bakış açısını en güzel yansıtan sözleri olan bir marş.

Ne değişti? Günümüzde değişen ne? İnsanlar, Ankara’da yaşıyor, ama sanırım bu güzel kentten yeterince keyif alamıyorlar. Çünkü Ankara’yı yeterince tanımıyor, bilmiyorlar, gezmiyorlar. Ankara’da yaşayan insanlar, günlük telaş ve koşuşturma içinde, yaşadıkları bu şehri yeteri ve gereği kadar tanımıyorlar, bilmiyorlar.

Başka şehirlerdeki insanlar için, bu güzel kente gelmek, artık, eskisi gibi cazip değil. Çünkü: Ankara’da deniz yok, Ankara bir sayfiye yeri değil, Ankara bir tatil yeri değil, ama inanın: bu yorumları yapanlar Ankara’yı tanımıyor, bilmiyor.

Ankara’yı tanıyıp bilseniz, inanın Ankara’da gerek tarihi ve turistik yerler, gerek doğa ve gerekse alışveriş mekanı olarak gayet güzel birkaç gün geçirebilirsiniz.

Yoksa: yoğun insan kalabalığı ve yoğun trafik sizi korkutmasın, hoş İstanbul’da da aynı sorunlar var ama insanlar İstanbul’u yine de seviyor ve ziyaret ediyor.

Bu yüzden; haydi gelin, birlikte Ankara’yı tanıyalım, gezelim. Bu şehrin; kendisine has ve gizli kalmış güzelliklerini birlikte ortaya çıkaralım ve birlikte yaşayalım, bu şehirde yaşamaktan keyif alalım.

Aşağıda okuyacağınız gezi planını incelerken, gitmenizi önereceğim yerlerle ilgili ayrıntılı bilgi isterseniz (bence ayrıntılı bilgiyle gitmelisiniz) yine bu sitede her türlü yerin, her türlü tanıtım bilgisine ulaşabilirsiniz.

1.GÜN

Ankara Şehir içi Gezi Planı: Evet, birinci gün: Anıtkabir’i gezmekle, Atamızı ziyaret etmekle başlayalım isterseniz Ankara turumuza.

Bugün, sabah; Anıtkabir’e gidiyoruz. Çağdaş ülkemin bir ferdi olarak; ülkemizin kurtarıcısı ve bugünkü çağdaş yaşamımızı, her türlü ayrıntısıyla birlikte bizlere armağan eden, bu büyük insanın mezarında saygı duruşunda bulunalım ve onun büyüklüğüne atfen yapılan bu anıtı gezelim.

Kurtuluş müzesinde, geçmişte yaşananları hissedelim. Bu ülkeyi bizlere armağan eden, tüm şehitlerimizi rahmetle analım. Anıtkabir’de dalgalanan muhteşem bayrağımızı ve nöbet tutan askerlerimize bakalım ve bu güzelliklere sahip olmanın gururunu yaşayalım.

Yukarıda belirttiğim gibi Anıtkabir’i bilgili ve bilinçli gezebilmek için, yine bu sitede bulunan “Anıtkabir” başlıklı yazımı incelemenizi öneririm. Buraya 3-4 saat ayırmanızı öneririm.

Anıtkabir’de gezimizi tamamladıktan sonra, özel aracınız varsa, hemen Anıtkabir’in batısındaki büyük bulvarı takip edin, Beşevler kavşağını geçip, doğru ileride, 400 metre sonra bir köprü ile karşılaşıyorsunuz.

Köprünün üstüne, sağ yandan kıvrılan yolu takip edin ve köprünün üstündeki Konya Yoluna çıkın. Doğruca gittiğinizde, yaklaşık 1 km. sonra, sol yanınızda, büyük bir tabela göreceksiniz.

“Ankamall” Evet, hedef burası, Ankamall alışveriş merkezi. Bunun hizasını birazcık geçince, köprünün altına girip, ilk sola dönüyorsunuz ve “u” yapıp yaklaşık 200 metre sonra, sağınızda alışveriş merkezinin açık ve kapalı otoparkı var. Evet; gezimize burada devam ediyoruz ve günümüzü burada tamamlıyoruz.

Zamanınız uygun olursa; en üst kattaki, tiyatro salonu veya sinema salonlarından birine girebilirsiniz. Ankamall, ülkemizin en büyük alışveriş merkezlerinden biridir, burada rahatlıkla birkaç saat geçirebilirsiniz.

2 NCİ GÜN

Ankara Şehir içi Gezi Planı: Evet, bugün özel aracınızı bir yere park ediyorsunuz ve bir araç ile “Atakule” ye gidiyorsunuz.

Bugünkü hedefimiz: Atakule, Atatürk Bulvarını takip ederek, Kızılay ve Ulus semtleridir.

Ankara’nın birçok yerinden silüeti görülen Atakule’ye varıyoruz. Atakule’nin kulesinde değişiklik yok, sadece akşam hava karardığında muhteşem bir ışıklandırma yapılıyor.

Ama, Atakule’nin hemen yanındaki alışveriş merkezi yenilendi, eskiden otopark sıkıntısı vardı, şimdi yok, alışveriş merkezinin altında büyükçe bir otopark var, aracınızı buraya park edebilirsiniz.

Atakule’de çarşıyı gezebilir, kuleye çıkabilirsiniz, çarşı pek keyifli olmasa da çarşıda bulunan kafelerden birine oturup muhteşem Ankara manzarası eşliğinde bir şeyler içebilirsiniz.

Tabii kuleye çıkmak da iyi bir alternatiftir.

Sonra: ister yürüyerek (yokuş aşağı 500-600 metre yürümek gerekir) veya ister araç ile Tunalı Hilmi Caddesi köşesindeki “Kuğulu Park” a gidiyoruz.

Kuğulu Park küçük ve ilginç bir yer, birçok Ankaralının burada anısı vardır. Kuğulu Parkı gezdikten sonra, Atatürk Bulvarından aşağı doğru yürümeye başlıyoruz. Karşıda: Büyükelçilik binaları görülüyor.

Yürüdüğümüz sağ yanda ise, Celal Bayar iş merkezi ve sonrasında Akün tiyatrosu ve devamında daha yeni yapılar var.

Yürümeye devam ettiğimizde, kavşağa geldiğimizde, hemen sol yanda: TBMM binası görülüyor. Yürüyerek; TBMM binasının hemen önüne geliyorsunuz.

TBMM binasını uzaktan görüyoruz. Hemen önündeki meydanda askeri karargah binaları var. Bunlar: Genelkurmay Başkanlığı binası (oldukça eski ve tarihi bina), karşısında Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları binası görülür.

Sonra buradan Akay yokuşu istikametine yürüyoruz. Buradan Atatürk Bulvarına giriyoruz.

Karşıya geçiyoruz, köşede yine tarihi bir bina (TBMM Hizmet binası), onun yanında yukarı doğru rampa uzanıyor (burası yine Ankara’nın simge yerlerinden Akay yokuşu), sağ yana ilerleyen yol, Atatürk Bulvarının uzantısıdır.

Ankara’nın simge bulvarlarından olan “Atatürk Bulvarı” boyunca uzun bir yürüyüş ama keyifli bir yürüyüş. Atatürk Bulvarı deyince, bu bulvar, Esenboğa hava alanından başlayıp, Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı köşkünün kapısını kadar uzanan, doğruca uzanan bir bulvar.

Yıllar önce yapılmış ama Atatürk’ün öngörüsü sayesinde gayet geniş, o yıllarda çok az araç olmasına rağmen, 3+3=6 şerit yapılmış bir bulvardır.

Kızılay meydanına doğru yürürken, sol yanda “Bakanlıklar” görülüyor. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yargıtay binaları) sağ yanda ise büyük mağazalar ve ofislerin bulunduğu nispeten yeri tarihli apartmanlar, yapılar görülüyor.

Kızılay meydana geldiğinizde, meydanın bir yanında büyük ve yeni Kızılay Alışveriş Merkezi, diğer yanda “Emek İşhanı” ve diğer yanda Soysal Pasajı ve diğer yanda “Güven Park” görülüyor.

Kızılay Alışveriş Merkezi, kötü binasıyla sırıtıyor. Emek İşhanı, bir zamanlar yani yapıldığında ülkemizin en yüksek binasıdır ve “Gökdelen” olarak anılır.

Hemen karşısındaki “Güven Park” da Ankara’nın simge yerlerinden biridir. Güven Parkı gezin, önündeki havuzun kenarında oturup dinlenin, yaz aylarında havuzda kurulan düzenle fıskiyeler suyu dans ettiriyor.

Emek İşhanı’nın bulunduğu binanın önünden karşıya geçip, ilk sol sokağı girdiğinizde burası “Sakarya” olarak isimlendirilen Ankara’nın simge yerlerinden biridir.

Sakarya. Sokak üzerindeki kafelerden birinde, bir çay molası verebilir ve gelip geçen insan kalabalığını bir süre izleyerek dinlenebiliriz.

Sakarya sokağı, son yıllarda Belediye tarafından, gayet güzel düzenlendi, havuz, oturma alanları ve benzeri gibi.

Sonra Sıhhiye ve Ulus istikametinde yürümeye devam ediyoruz. Yine sağlı sollu alışveriş ve ofislerin, dershanelerin yoğun olduğu binalar görülüyor.

Sıhhiye ye vardığımızda, tam ortada büyükçe bir anıt görülüyor “Hitit Anıtı” (Anıtla ilgili tanıtım yazısını, yine bu sitede bulabilirsiniz)

Anıtın sağ yanında, tarihi Sağlık Bakanlığı binası, sol yanında tarihi Sıhhiye Orduevi görülüyor, hemen ilerisinde ise Abdi İpekçi Parkı var.

Yürümeye devam ediyoruz. Sıhhiye tren üst geçit köprüsünün altından ilerliyoruz. Sol yanda, oldukça büyük “Ankara Adliyesi Binası” var. Sol yanda ise: sırası ile Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Zübeyde Hanım kız meslek lisesi, Kız enstitüsü, Radyo evi, Türk Hava Kurumu binaları görülüyor.

Yine devamında sağ yanda, tarihi bir bina “Etnografya Müzesi” görülüyor. (bence bu müzeyi mutlaka ziyaret edin)

Sonra: hemen sağda yeni yapılan “Hafsa Sultan Cami” ve hemen karşısında “Gençlik Parkı” görülüyor. Gençlik Parkı karşısında, Ankara’nın tarihi devlet tiyatroları binası bulunuyor.

Bütün bunların bulunduğu meydanın ismi: Hergelen meydanı, İtfaiye Meydanı, Bit Pazarı gibi yıllarca yoğun kullanılmış, yine Ankara’nın simge yerlerinden biridir.

Bunları geçip yürümeye devam ettiğimizde, Ulus semtinin tarihi yapılarını göreceğiz. Sağ yanda: PTT Pul Müzesi gezilebilir, hemen karşıda yine Cumhuriyet dönemi yapıları bulunuyor. Bunları gördükten sonra: Ulus Atatürk Anıtı’na varıyoruz ve gün sonlanıyor.

Buradan, taksi ile kaldığınız yere dönebilirsiniz.

3.GÜN

Ankara Şehir içi Gezi Planı: Evet; bugün biraz tarih turu yapacağız. Dün gezdiğimiz Atatürk Bulvarının bugün Ulus tarafını gezeceğiz.

Ancak bugün yoğun bir program var, mümkün olduğunca erken yola çıkmanızı öneririm, yine de müzelerin saat 09.00 gibi açıldığını unutmamak gerek.

Bulunduğunuz yerden, herhangi bir toplu taşım aracı ile gidebilirsiniz. Özel aracınız ile gitmek isterseniz, aracınızı; 19 Mayıs Stadyumunun yanına veya Atatürk Spor Salonunun önündeki otoparklara, ücreti karşılığı bırakabilirsiniz.

Yürümeye başlıyoruz. Uzaktan belki de, Ankara kalesini ve dalgalanan bayrağımızı göreceksiniz. Evet sol yanda yürüyoruz. Ulus oldukça kalabalık ve trafik yoğundur, dikkatli olmanızı öneririm.

Önce: hemen meydanda bulunan Atatürk Anıtını görüyoruz. Sonra hemen anıtın karşısındaki caddeye giriyoruz.

Önce, meydana komşu, sağ yanda “Kurtuluş Müzesi” ni görüyoruz, içine girip geziyoruz (özellikle Lozan Anlaşmasının imzalandığı ve Lozan Belediyesi tarafından hediye edilen masayı görünüz.), sonra aynı yoldan aşağıya doğru yürüyoruz, Turizm Bakanlığını geçiyoruz ve Cumhuriyet Müzesi, muhteşem güzel bir yapı, içine girip geziyoruz, Cumhuriyetin hangi şartlarda ilan edildiğini ve o günün şartlarını görerek yaşıyoruz.

Cumhuriyet Müzesinin hemen karşısında: Ankara Palas otelini uzaktan görüyoruz, içine girmek mümkün değil.

Sonra: yine Atatürk anıtının bulunduğu yöne ilerliyoruz.

Anıtın karşısına geldiğimizde, sola dönüp cadde boyunca yürümeye başlıyoruz. Yaklaşık 500 metre sonra hemen sağ yanda “Roma Hamamı” kalıntıları görülüyor, içine girin ve gezin.

Roma Hamamının büyüklüğü, bir zamanlar Ankara’da oldukça büyük bir Roma şehri bulunduğunu ispatlıyor.

Roma hamamını gezdikten sonra, geri dönüyoruz. Caddenin karşı kaldırımına geçiyoruz, İş Bankası Müzesinin bulunduğu yere, yani anıta 100 metre kala, sola dönüp ara sokaktan Ankara Valilik binası önündeki, yine bir Roma kalıntısı Justinyen anıtını görüyoruz.

Sonra: devam edip sola döndüğümüzde: biraz ileride, Ankara’nın en önemli manevi yerlerinden olan “Hacı Bayram Veli” türbesi ve camisini görüyoruz.

Sonra, bunun hemen yanındaki, yine bir Roma dönemi eseri “Justinyen Tapınağı” görülüyor. Son yıllarda burada Belediye tarafından restorasyon yapılmış, kalıntıların bir kısmının üzerine, maalesef havuzlar yapılmıştır.

Neyse, Hacı Bayram Veli türbesi ve camisi, ardından Jüstinyen tapınağını görerek buradan ayrılıyoruz. (Tapınak UNESCO tarafından dünya üzerinde korunması gereken 100 önemli eserden birisi olarak seçilmiştir.)

Sonra hedefimiz Ankara kalesi ve kale yolu üzerinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesidir.

Hacı Bayram Veli camisinden sonra, Ulus yönüne, Ulus Hali yönüne yürüyoruz, (aşırı kalabalık ve yoğun trafiğe dikkat), hale vardığımızda, sol yana yürüyoruz.

Biraz rampa aşağı ve sonra rampa yukarı yürümeye başlıyoruz.

Burada, hemen sol yanda yine bir Roma kalıntısı, yüksekten uzaktan Roma tiyatrosu kalıntılarını görebilirsiniz. (arkeolojik kazı çalışması yapılmadığından, çok az kalıntı var.)

Evet, Ankara kalesine ulaşmak biraz zahmetli, önce karşınıza surlar çıkıyor ve sonra rampa yukarı tırmanmaya devam ediyoruz.

Bir süre sonra yaklaşık 1-2 km kadar sonra, hemen sağ yanda Anadolu Medeniyetleri Müzesi görülüyor. Buraya elbette ve mutlaka girip gezmenizi öneririm. (Hatta asgari 2 saat ayırmalısınız.)

Sonra müzeden çıkınca, rampa yukarı yürümeye devam ediyoruz, hedef Ankara Kalesidir. Bir süre sonra, Ankara kalesinin surlarını ve giriş kapısını göreceksiniz, bu kapıdan girin, dar ve parke taşlı sokaklardan yürüyün, sol yandan, sorarak, kalenin burçlarının bulunduğu yere çıkın, burası birçok yerden uzaktan görülen Türk Bayrağının dalgalandığı yer değil, ancak ziyaretçiler buraya çıkartılıyor.

Ancak, yine uyarmak isterim ki, burası oldukça tehlikeli, özellikle küçük çocuklar, öğrenciler için oldukça tehlikeli, kesinlikle önlem alınmalı, bir diğer husus, akşam hava karardığında buraya çıkmak, hayır önermiyorum.

Eğer gün kararmaya başlamışsa, buraya çıkmayın. Ya başka bir güne saklayın, ya da iptal edin, hava kararmaya başladığında, Ankara kalesine çıkmayı önermem.

Evet, gün burada bitiyor, bence taksi kullanarak kaldığınız yere gitmelisiniz.

4.GÜN

Evet, ilk 3 gün: Anıtkabir, Ankamall alışveriş merkezi, Atakule, Kuğulu Park, Atatürk Bulvarı, Kızılay ve Ulus semtleri ve buradaki tarihi güzellikleri gezdiniz. Bugün: sizlere birkaç tercih sunmak istiyorum.

1’nci Tercih

Şehir merkezinde geziye devam edebilirsiniz.

a-Ulus’taki Gençlik Parkı ve Lunapark gezilebilir.

b-Ulus’ta Ankara kalesi ve kalenin çevresindeki ara sokaklar, tarihi ve otantik ara sokaklar, Samanpazarı ve Hamamönü Semtleri olabilir.

Özellikle: Hamamönü son yıllarda yoğun tercih edilen turistik alanlardan biridir.

Belediye tarafından yeniden düzenlenen eski Ankara evleri, ilgi çekiyor. Buraya gitmek isterseniz, Ulus semti, İtfaiye meydanındaki büyük caminin arkasındaki yoldan veya Kızılay’ın devamı Kurtuluş Semtinden buraya ulaşabilirsiniz.

c-Atatürk Kültür Merkezinde eğer bir etkinlik varsa (şehirlere has etkinlikler düzenleniyor) oraya gidip etkinliğe katılabilirsiniz.

d-Bahçelievler uygun bir gezi güzergahı olabilir. Bahçelievler 7’nci cadde, birçok Ankaralı tarafından bilinen ve yoğun tercih edilen bir gezinti caddesidir.

Burada cadde boyunca birçok kafeler, restoranlar, pastaneler ve alışveriş mekanları bulunuyor.

e-Yine Ankaralıların yoğun tercih ettiği bir gezi güzergahı daha doğrusu gezi caddesi “Tunalı Hilmi” caddesidir.

Kuğulu Parkın hemen başlangıcında bulunduğu bu cadde: sağlı sollu mağazalar, kafeler, restoranlarla dikkat çekiyor ve her daim sürekli kalabalıktır.

f-Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü içindeki, muhteşem müze, Tabiat Tarihi Müzesi gezisi olabilir.

2’nci Tercih

Şehir dışında, şehir yakınlarında bir yerlere gidebilirsiniz.

Nispeten Ankara merkeze yakın Gölbaşı (Mogan gölü) ne gitmektir.

Burası: göl kıyısında, Ankaralıların göl yani su hasretini giderdikleri bir yer, özellikle son yıllarda Belediye tarafından göl kıyısında yapılan büyük rekreasyon alanı oturma yerleri, gezinti yürüyüş yolları, çocuk parkları, göl kıyısındaki kafe ve restoranları ile ilgi ve dikkat çekiyor.

Burada, göl kıyısında gezinerek 3-4 saat geçirebilirsiniz.

Ankara merkeze 1-1.5 saat uzaklıktaki Kızılcahamam olabilir.

Kızılcahamam, özellikle içinde bulunan “Soğuksu Parkı” ile ilgi çekiyor.

Özellikle sıcak yaz günlerinde halk burayı yoğun olarak tercih ediyor, piknik yapmak mümkün, mesire yerleri var. Yeşillik ve güzel havalı bir yer.

Ankara merkeze 3 saat uzaklıkta Beypazarı tercih edilebilir. Beypazarı, tarihi evleri, doğal ve organik ürünlerin satıldığı çarşısı ile ilgi çekiyor.

Ankaralıların özellikle hafta sonlarında değişiklik yaşamak istediklerinde tercih ettikleri bir yer.

Ankara’da sadece 1 GÜNLÜK gezi planı

Burada birkaç gün Ankara’da kalacak olanlar için bir plan hazırladım. Ancak: Ankara’ya sadece günübirlik yani 1 günlük gelecek olanlar için (yani okul öğrencilerinin ziyaretleri için) daha basit bir gezi planı önermek gerekirse.

Yukarıda yazılı bilgiler ışığında: önce Anıtkabir olmalıdır.

Sonra: Ulus semtine geçilmeli: Atatürk Anıtı, Kurtuluş Müzesi, eski TBMM binası ve zaman kalırsa: Anadolu Medeniyetleri Müzesi olabilir.

Evet, Ankara’da güzel bir tatil yaptığınızı ve beğendiğinizi umarım, hoşçakalın.