Fransa Rouen

Fransa Rouen

Burası: Normandiya bölgesinin merkezi; Haute Normandie eyaletinin başkentidir. Hatta: bölgenin en zengin tekstil merkezidir.

Şehir: 1944 yılındaki bombardımanda tamamen tahrip olmuş akabinde birçok bina restore edilmiş veya yeniden yapılmıştır. Özellikle: katedralin çevresindeki: Ortaçağ ve Rönesans dönemi bölge, yenilerek yayalara açılmıştır.

Ancak, şehirdeki bazı binalar, savaşın yıkıcılığını göstermek açısından, restore edilmeden öylece bırakılmışlardır. Yani, tarihi güzellikleri korunmuştur. Zaten, bu özellikleri, yani II. Dünya Savaşının izlerini hala koruyor olması, buranın turizm ağırlığını etkileyen en önemli unsurdur.

Şehrin dar sokaklarında gezerken, karşınıza birden yıkık duvarlar çıkar ve savaşın yıkıcılığı aklınıza gelir. Biraz ileri de, yine bir yıkıntı görebilirsiniz.

Öte yandan: ünlü Fransız “Jeanne d Arc” bu şehirde kazığa bağlanarak yakılmıştır. Bu olayın anısına, ismine atfen bir kilise bulunmaktadır. İlginç, kendisini önce yakmışlar, sonra kahraman ilan etmişlerdir. Şehir meydanındaki şapka biçimindeki kilise, onun adını taşır. Hemen yanında ise, 4-5 metre uzunluğundaki bir haç; kadının yakıldığı yeri temsil etmektedir.

Şehrin turizm yönünün en büyük özelliği

Notre Dame Kilisesidir. Bu kilise, II. Dünya Savaşında hasar görmüştür ki, zaten o kadar yoğun bombalama sırasında hasar görmemesi mümkün değildir. Kilisenin kulesi, şehrin hemen hemen her yerinden görülür.

Ön cephesinden baktığınızda ise, her tarafında ayrı renk taş bulunduğunu fark ediyorsunuz. Yani, restore edilmiştir. Bu arada: şehir özellikle yaz aylarında İngiliz turistlerle dolar taşar. Çünkü coğrafi yakınlık vardır. Şehir insanlarının koyu Katolik olduğunu da söylemem gerek.

Evet, şehrin coğrafi yapısına gelince, Seine nehrinin iki kıyısına kurulmuş küçük bir şehir olduğu söylenebilir. Nehrin sağ yakası tarihi yaka olarak değerlendirilmiş, müzeler, eski binalar burada yoğunlaşmıştır. Sol yakada ise, yeni kentleşme ve fabrikalar görülür. Yük gemileri, Seine nehrinde, en fazla bu şehre kadar gelebilirler. Tabii “Cruuze” gemileri de buraya ulaşırlar.

Şehirde iklim durumuna gelince, fazla ayrıntıya girmeden iklimin en büyük özelliğini söylemem yeter sanırım, burada sürekli yağmur yağıyor, yanınıza mutlaka şemsiye veya yağmurluk almalısınız. Yarım saat içinde, güneşli bir havada dışarıda yemek yemeyi düşünürken, birden bastıran dolu sizi içeri kaçırır ve çok kısa süre sonra yine güneş açabilmektedir.

Son bir not: şehirde “Rouen Üniversitesi” bulunuyor ve bu üniversite, çok sayıda “Erasmus” programına dahil Türk öğrenci bulunmaktadır. Yani, şehir yabancı öğrenci doludur ve öğrencilerin hepsi yabancı olduğu için uyum sorunu pek yaşanmadığı söylenmektedir.

Yani, burası bir anlamda öğrenci şehri de denilebilir. Çok sayıda öğrenci bulunması nedeniyle, şehirde, akşam saatlerinde dışarı çıktığınızda ise, çok sayıda pub ve club bulma şansınız bulunmaktadır.

Ayrıca: 1250 kişi, ünlü ressam Monet’in şehirdeki katedrali resmettiği tablosu için: 600 metre karelik bir canlandırma yapmışlar ve bu durum, Guines Dünya Rekorları kitabına girmiştir.

Fransa Rouen

TARİHİ

Şehrin tarihi geçmişi incelendiğinde: gaddarlığa direnişin ulusal sembolü olan “Jeanne d’Arc” ın burada öldüğü görülür.

Ünlü yazar “Gustave Flaubert” de: burada doğmuş ve yine ünlü “Madame Bovary” romanı burada geçmektedir.

Fransa Rouen

ULAŞIM

Şehir: Paris şehir merkezine 121 km uzaklıktadır. Yani araba ile, Paris şehir merkezinden buraya 1.5 saatte ulaşılabilir. Rousen şehrinin, diğer bazı merkezlere olan uzaklıkları ise şöyledir: Le Havre: 128 km. Caen: 156 km.

Şehrin Paris’e yakın olması sonucu: Paris şehrinde çalışıp burada oturan birçok insan görmek mümkündür. Bu yüzden, şehir tren istasyonu, sabah ve akşam saatlerinde çok kalabalık ve canlıdır.

Bunun dışında, şehir merkezinde, tüm mekanlara yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yine de, şehir içinde otobüsler ve kuzeyden-güneye ilerleyen bir raylı sistem bulunmaktadır.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Bu bölgeye yolunuz düştüğünde, içecek olarak sıkça “Icı Vente Cidre” yani “Satılık Elma Şarabı” levhalarını veya yazılarını sık sık görebilirsiniz. Çünkü: meyve bahçeleri ve süt inekleriyle dolu bu bölgede, elma şarabının hem alkollüsü ve hem de alkolsüzü yapılır.

Ayrıca, yine elmadan yapılan “Calvados” yani “Elma kanyağı” ilgi çekmektedir. Bu arada: bu şehre yolunuz düşerse “Normandiya usülü ördek” ve “Normandiya usulü sufle” denemeden sakın ayrılmayın.

Bu arada, bu bölgede peynir de meşhurdur. Özellikle öne çıkan markalar şunlardır: Pont I’Eveque, Neufchatel.

Croq’Saison

Burası: Ağustos 2011 tarihinde açılmış bir restorandır. Ancak: Seine nehrine yalnızca birkaç adım uzaklıktaki bu restoranda, sağlıklı yiyecekler sunuluyormuş. Öğle yemeği molası için buraya gelenlere sunulan menüde bulunanlar: sandviç şeklinde: jambon ve tereyağı ve farklı birkaç alternatif. Bunun dışında, yine burada: sıcak tost sandviç, salata ve tart bulunuyor. Mekan sahipleri, yalnızca mevsimsel yani taze ve organik ürünleri kullandıklarını söylüyorlar.

Aux Gurmeler d’Italie

Burası, 1986 yılında kurulmuş bir tür şarküteridir. Burada: peynir, pizza, hazır yemekler ve taze makarna seçenekleri bulunmaktadır. Raflarında ise, satışa sunulan: zeytinyağı, sirke, grissini bulunur.

Fransa Rouen

GEZİLECEK YERLER

Fransa Rouen Place Du Vieux-Marche
Fransa Rouen Place Du Vieux-Marche
Fransa Rouen Place Du Vieux-Marche
Fransa Rouen Place Du Vieux-Marche

PLACE DU VİEUX-MARCHE

Burası tarihi bir alandır. Buranın batı ucunda: eski ve yeni Rouen şehri birleşirler.

Eglise Sainte-Jeanne-d’Arc

Burası, çekici ve modern bir kilisedir. Kilisede: 1944 yılında bombalanan daha eski bir kiliseden kurtarılan ve 16’ncı yüzyıldan kalan vitraylı pencereler görülmelidir.

Jeaanne Dark Anıtı

Hemen kilisenin yanında, 1431 yılında, Jeanne’nin direğe bağlanarak yakıldığı yeri belirten bir anıt bulunur. Haç şeklindeki anıtın yüksekliği 4-5 metre kadardır.

Rue du Gros-Horloge

Pazar yerinin doğusundadır. Günümüzde de, şehrin ticaret merkezidir. Burada bulunan 15-16 ve 17’nci yüzyıllardan kalma evler: Normandiya mimarisinin güzel örnekleri olarak dikkat çekerler. Bu evler, genellikle ahşap kullanılarak yapılmışlardır.

Fransa Rouen Gros Horloge

Gros Horloge-Büyük Saat Kulesi

Burası, kemerli Rönesans saat kulesidir. Şehrin sembolüdür. Belki dikkatinizi çekecektir, saatin yaldızlı yüzünde “yelkovan” bulunmuyor, yalnızca saatleri gösteren “akrep” bulunuyor.
Kadran üstündeki bir küre ayın evrelerini gösterir.

MUSEE FLAUBERT

Burada: son derece ilginç, tıbbı cihazların sergilendiği koleksiyon bulunmaktadır. Aslına bakarsanız, bu yapı yani ev: en ünlü romanı “Madam Bovary” olan yazar “Gustave Flaubert” in doğduğu ve uzun süre yaşadığı yerdir. Babası ve kardeşi doktor olduğu için, daha sonra ev, tıp müzesine dönüştürülmüştür.

Fransa Rouen Saint Malo Kilisesi

SAİNT MALO KİLİSESİ

Kilise yapısı, 1437 yılında yapılmıştır. Sanat tarihçileri tarafından mimari açıdan Gotik sanatının bir şaheseri olarak kabul edilmektedir. Cephesi: dairesel bir yay şeklindedir. Bu da yapıya, çekicilik ve zarafet vermektedir.

Fransa Rouen Cathedrale Notre-Dame
Fransa Rouen Cathedrale Notre-Dame
Fransa Rouen Cathedrale Notre-Dame

CATHEDRALE NOTRE-DAME

Şehir merkezinin doğusundadır. Buranın en önemli özelliği, ünlü ressam Monetin: ön cephesini resmetmesidir. Yapının taştan oyma, süslü iki kulesi değişik bir silüet yaratır.
Kilisenin sade iç mekanı, detaylı dış görüntüsü ile tezat oluşturur.

Cephesinin Gotik sanatının güzelliği muhteşemdir. Çevresinde bulunan iki kule ise; üç kapısı ve tepe noktasındaki farklı stilleriyle dikkat çekerler. Sağ taraftaki kule “tereyağı kule” olarak adlandırılır, çünkü: kule, tereyağı yiyen insanların vergileriyle inşa edilmiştir. Merkez kulesi, 151 metre yüksekliğindeki dökme demir bir ok ile, 19’ncu yüzyılda restore edilmiştir.

Ana girişin yanındaki sade oymalı sundurmalar: erken dönemlere aittir. Daha süslü olan ana taç kapı ve oymalı üst pencereler, 15-16’nci yüzyıllarda eklenmiştir. Katedralin cephesi, ünlü ressam “Claude Monet” tarafından boyanmıştır.
Bu yüzden, özellikle yaz akşamlarında 10 dakika süre ile, katedralin bu cephesinde ışıklı gösteri düzenlenir.

Tour Saint-Romain

Yapının kuzey kulesidir. 12’nci yüzyıl yapısıdır.

Tour de Beurre

Güney kuledir ve 15’nci yüzyılda yapılmıştır. Şehirde anlatılanlara göre: Katolik kasaba sakinleri, Büyük Perhiz sırasında “Normandiya tereyağı” yiyebilmek için bu “Tereyağı kulesi” denilen kulenin yapımında para yardımında bulunmuşlardır.

Amboise Kardinallerin Mezarları

Kilisenin içinde, koro mahallinin ilerisinde “Chapelle de la Vierge” denilen yerde bulunurlar. Koro mahallinin güney tarafında: kahramanlığı ile meşhur ünlü bir Ortaçağ İngiltere kralı Richard’ın mezarı bulunur. Mezarın altındaki Latince yazıda şöyle yazılıdır “Burada Aslan Yürekli adıyla bilinen İngiltere Kralı Richard’ın kalbi gömülüdür”

ENGLİSE SAİNT-MACLOU

Katedralin arkasındadır. Burası: Gotik mimari tarzda, ülkenin en ünlü yapısıdır ve 15’nci yüzyıldan kalmadır. Yapının özellikle kuzey ve merkezdeki taç kapılarındaki oymaları görmelisiniz. Yine, içeri girdiğinizde, org kafesindeki ahşap oymaları ve sarmal merdivendeki taş süslemeleri de kaçırmayın.

Fransa Rouen Abbatiale Saint-Quen

ABBATİALE SAİNT-QUEN

Rue Damiette bölgesinin kuzeyindedir. Mimari olarak, Gotik mimarinin güzel bir örneğidir. 1190 yılında Lion Heart Richard tarafından yaptırılmıştır. Yemekhane ve mutfak bölümlerindeki stil; ortaçağdan, yani 17 ve 18’nci yüzyıllardan kalmadır.

PALAİS DE JUSTİCE

Burası, Ortaçağ gettosu üzerinde inşa edilmiş, Rönesans ve Gotik mimari stilleri birlikte barındıran güzel bir yapıdır.
Yapılan arkeolojik kazılarda, bu binanın altında da, 12’nci yüzyıl yapısı kalıntıları bulunmuştur. Juif Anıtı olarak isimlendirilen bu yapının: okul mu, konut mu, Sinagog mu olduğu konusunda net fikirler bulunmamaktadır.

Fransa Rouen Musee Des Beaix-Arts

MUSEE DES BEAİX-ARTS

Square Verdrel bölgesindedir ve 1866 yılında kurulmuş bir Güzel Sanatlar Müzesidir. Müzede sergilenen eserler, genellikle zengin ailelerin koleksiyonlarıdır. Yine de, resim ağırlıklı bir müze olduğu söylenebilir. Bu müzeyi ziyaret ederseniz, eserlerini görebileceğiniz sanatçılar şunlardır: Rubens, Velazquez, Caravaggio.
Bunların yanında, müzede güzel bir seramik koleksiyonu bulunmaktadır. Çünkü: şehir, 16’ncı yüzyılda seramik üretiminin merkezi konumundadır.

Fransa Rouen Musee De La Ceramique

MUSEE DE LA CERAMİQUE

1 Rue Faucon bölgesindedir.
Burada: yöreye ait renkli, sırlı toprak eserler ve Fransa ve dünyanın çeşitli yerlerinden getirilmiş porselenler sergilenmektedir.

Fransa Cannes

Fransa Cannes

Ortaçağ döneminde: burada küçük bir balıkçı köyü bulunmaktadır.

1030’lu yıllara gelindiğinde, burada bir şato yapılır. Aynı dönemde, hemen karşıdaki adalarda ise rahipler yaşamaktadırlar.

Ancak, adanın güvensizliğinden sıkıntı çeken rahipler, ana karaya çıkarlar ve “Suquet” bölgesine yerleşirler ve zamanla, şehirde güçlü konuma gelirler.

Bu sırada: Cannes: 1500’lü yıllarda, deniz ticareti yoluyla hızla kalkınmaya başlar.

1838 yılına gelindiğinde, bu kez, denizden zarar gören kara parçası için, dalgakıran yaptırılır.

Dalgakıran yapımı ile, şehir hızla gelişmeye başlar, yeni evler ve dükkanlar yapılır.

Yine aynı dönemde: İngiliz Lord Brougham buraya gelir ve hasta kızının tedavisi için büyük bir şato yaptırır.

İklim ve manzaranın güzelliğinden etkilenen Lord, durumu İngiltere’de anlattığında, birçok İngiliz asilzadesi, buraya akın ederler ve kışları geçirmek üzere, malikane ve şatolar inşa edilmeye başlanır.

Hatta: Rus İmparatoriçesi de, buranın ikliminin kendisine iyi geleceğini düşünür ve “Villa des Dunes” isimli malikaneyi yaptırır.

Böylece: 19’ncu yüzyıla gelindiğinde, şehrin ünü, Avrupa’nın birçok yerinde yayılır.

II. Dünya savaşının ardından, İngiliz ve Almanlar yanında, bu kez Amerikalılar, buraya ilgi duymaya başlarlar ve 20 Eylül 1946 tarihinde, I. Uluslar arası Cannes Film Festivalinin açılışı ile, bu ilgi tüm dünya çapına yapılır ve şehir tanınır.

Fransa Cannes
Evet, gelelim günümüze

Şehir nüfusu, yalnızca 70 bin kişidir. Elbette, yaz döneminde, şehirde bu rakamın çok çok üstünde insan bulunuyor.

Küçük bir yer. En büyük özelliği: gerek Nice ve gerekse Monaco şehirlerine yakın olması. Yani: insanlar, bölgeye gittiklerinde “hadi bir de Cannes şehrini göreyim” gibisinden buraya geliyorlar. Ama dediğim gibi küçük bir yer, buraya ayıracağınız 1 gün yeterlidir.

Bölgenin en büyük özelliği: Film Festivali döneminde hareketli olmasıdır, ancak bu dönemde, fiyatların da çok uçuk olduğunu bilmek gerekir. Diğer özellik, deniz ve kumsal. Denize girmek için bizim gibi bir ülke insanının buralara kadar gitmesine gerek yok bence.
Yine de, dedim ya, yolunuz düşerse, bu küçük şehri ziyaret edebilirsiniz.

İKLİM

Şehirde tipik Akdeniz iklimi egemendir ve buna bağlı olarak: hava ılık geçer. Yazın, yaz sıcaklıkları 30 derece civarındadır. Ortalama sıcaklık ise, 25 derecedir. Sıcaklık: Haziran-Eylül ayları arasındaki dönemde yüksektir.

Ancak: bizim Ege kıyılarındaki gibi, yaz akşamlarında esen meltem, serinlik sağlar ve nemden korur. Yani, geceleri uyumak kolaydır. Aralık-Şubat ayları arasındaki dönemde ise, sıcaklık 10 derecenin altına düşebilmektedir. Sonuç olarak, burayı ziyaret için en uygun zaman: İlkbahar ve Sonbahar mevsimleridir.

 

Fransa Cannes

ULAŞIM

Buraya: Nice şehrinde, tren veya otobüs ile rahatlıkla ulaşılmaktadır. Tren tercih ederseniz, 30 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Ancak, tren biletinizi önceden almakta yarar var, yani hadi gideyim deyip tren garına gittiğinizde büyük ihtimalle bilet bulunmadığını öğrenebilirsiniz. Bilet ücreti, 2.50 Euro’dur. Tren istasyonuna vardığınızda, hemen ücretsiz bir şehir haritası edinin.

Burada havaalanı yok. Nice Cote d’Azur havaalanına inebilir ve 24 kilometrelik bir yolculuktan sonra buraya ulaşabilirsiniz. Ancak: buraya ulaşım için 1 Euroluk otobüs yolculuğu önerilmiyor, çünkü yolculuk hem uzun (1.5 saat) sürüyor hem de sıkıntılı oluyormuş.

Fransa Cannes

TURİZM

Şehir, öncelikle “Film Festivali” ile tanınıyor. Bunun yanında, Akdeniz ikliminin güzelliği, akşamları esen meltem nedeniyle nem olmaması, Avrupa aristokrasinin ve zenginlerinin buraya akın etmesine neden olmuştur. Burada sokaklarda gezerken, lüks arabalar ve hatta belki bir ünlü sinema veya müzik yıldızı görebilirsiniz.

Öte yandan deniz ve kum da, buranın özelliklerinin başındadır. Film festivalinin yapıldığı gösteri merkezinin hemen yanında halk plajı bulunmaktadır. Bunun dışındaki birçok özel plajda ise, giriş ücreti olarak 20 Euro alınmaktadır.

Bu yüzden, ülkemizdeki halk plajlarından çok çok farklı olan halk plajını denize girmek için tercih edebilirsiniz. Bu halk plajı özellikle sabah saatlerinde, yani 08. gibi çok sakin oluyor.

CANNES FİLM FESTİVALİ

Her yıl “Mayıs” ayı ortalarında yapılır. Festival etkinliklerine yalnızca davetliler katılıyor, ancak festivalin yapıldığı mekanın kapısında beklenildiğinde, birçok ünlü yıldızı görme şansı oluyor.
“La Festival International du Film de Cannes” olarak isimlendirilen festival: 1946 yılından bu yana düzenlenmektedir.

Bu ilk yapılan festivale: 16 ülkeden filimler katılır. 1948-1950 yılları arasında bütçe nedeniyle düzenlenemedi. 1951 yılında ise, Venedik Film Festivaliyle rekabet havasında yeniden düzenlenmeye başladı.

Evet, sonuç olarak festival: Avrupa filmleri için bir vitrin olarak görülür. Her yıl yaklaşık 20 filmin yarıştığı festival 12 gün sürer ve başarı kazanan filmlere ve oyunculara “Altın Palmiye” ödülü verilir.

Festival: Palais des Festivales et des Congres de Cannes denilen festivaller sarayında yapılıyor, bu saray hakkında ayrıntılı bilgiyi aşağıda vereceğim. Ancak: bu araya sıkıştırmam ve bilmeniz gereken bir husus daha var.

Film festivali öncesi burada olursanız, filmleri izlemek için kesinlikle bilet aramayın, çünkü filmler sadece davetliler tarafından izlenebiliyorlar ve bir de filmlerin izlendiği salonun hemen yanındaki parkta, kaldırım üzerine, ünlü yıldızların “el izleri” çıkarılmıştır ve bunları görebilirsiniz.

Ama öte yandan, bu yıldızların birçoğunu tanıyamayıp hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

MARCHE INTERNATİONAL DU DİSQUE ET DE I’SURUMU MUSİCALE-MİDEM

Her yıl “Ocak” ayı içinde düzenlenen bu fuar etkinliği: Fransa müzik endüstrisi için önemlidir ve 1967 yılından bu yana düzenlenmektedir.

Bu fuarda: çeşitli yapımcılar, müzisyenler, yöneticiler ve dünyanın dört bir yanından gelen basın mensupları bulunur. Bunların katılımı ile, bir “forum” yapılır. Festival bünyesinde, bir de ödül verilmektedir ki “NRJ MÜZİK ÖDÜLLERİ” olarak isimlendirilir.

LE MARCHE INTERNATİONAL DES PROFESSİONNELS DE I’IMMOBİLİER-MIPIM

Her yıl “Mart” ayında, şehirde, 4 gün süre ile yapılan bir tür sergidir. Serginin ana teması: gayrimenkul sektörüdür. Yani, bu fuarda yapı araçları, yapı gereçleri sergileniyor ve gayrimenkul sektöründeki geniş bir insan kitlesini, buraya çekiyor.

Fransa Cannes

ALIŞVERİŞ YERLERİ

Alışveriş meraklıları: şehir ziyaretinde, mutlaka “Antibes” ve “Hoche” sokaklarına uğramalıdırlar. Bu sokaklarda, hemen her markanın bulunduğu “Galerie Lafayette” ve “Monoprix” gibi mağazalar bulunuyor.

Promenade de la Croisette caddesi boyunca yürürseniz, bu kez: Patricia Pepe, Miu miu, Louis Vuitton, Gucci, D&G ve benzeri ünlü mağazaların şubelerini görebilirsiniz. Ancak fiyatların çok pahalı olduğunu sakın unutmayın.

Flea Market

A Marche Brocante: her cumartesi günü, ağaçların altında, eski liman karşısında açılır.

Forville

Rue Felix Faure üzerinde, Hotel Ville’nin iki blok kuzeyindedir. Burası: bir kapalı çarşıdır. Batı ucunda, bir çiçek pazarı bulunur. Pazartesi günleri ise, burada “Forville Marche Brocante” isimli “bit pazarı” açılır.

Place Gambetta

Bir meydanın merkezindeki kapalı alanda kurulan küçük bir Pazar yeridir. Her gün kurulur.

GEZİLECEK YERLER

Her zaman olduğu gibi: ben Cannes şehrinde görülebilecek yerler hakkında aşağıda ayrıntılı bilgiler veriyorum.

Siz: buraya ulaştığınızda, kaldığınız otel resepsiyonundan veya turizm ofislerinden bir şehir haritası ediniyorsunuz ve şehirde kalacağınız süreyi ve ilginizi çeken yerleri düşünerek, harita üzerinde bir gezi rotası yapıyorsunuz.

Evet: şehir yürüyerek gezilebilecek durumda, hoş biraz yorulabilirsiniz. Özellikle: belirtmek istediğim: şehrin pahalı olduğudur. Burada: muhteşem bir lüks yaşamın örneklerini, özellikle arabalar konusunda izleyebilirsiniz.

Restoranlar, barlar ve kafeteryalar, plajlar aşırı pahalıdır ve bunları kullanmadan önce, mutlaka fiyatları kontrol etmelisiniz. Film festivali döneminde bu fiyatların kat kat yükseldiğini ve şehrin aşırı kalabalık olduğunu unutmayın, öte yandan bu şehir film festivali ile hareketleniyor ve canlanıyor, yani festival zamanı bu şehri görmek lazım.

Sonuç olarak: Cannes, normal şartlarda günübirlik gezebileceğiniz veya en fazla iki gün ayırarak tadına varabileceğiniz bir yer, iyi geziler.

Fransa Cannes

Palais des Festivales et des Congres de Cannes

Bina: şehir merkezinde, sahildedir. Binanın sağ bölümünde: yat limanı var. Hani: bütün dünya tarafından tanınan ve bilinen “Cannes Film Festivali” nin muhteşem bir binada yapıldığını düşünüyor ve böyle bir bina bekliyorsanız, yanılıyorsunuz, karşınıza gayet sade bir yapı çıkıyor.
Ünlü “Cannes Film Festivali” burada yapılıyor. Ayrıca: yine burada birçok farklı organizasyon da düzenleniyor.

Evet: orijinal yapı: 1949 yılında yapılmış ve günümüzde “JW Marriot Cannes” otel sitesinde bulunmaktadır. Ancak: 1979 yılında yeni bir bina inşa edilmesine karar verilir ve mimar Bennet ile Druet tarafından tasarlanan yapı; 1982 yılında hizmete girer. Bu mevcut yapı da, 1999 yılında genişletilir.

Günümüzde, burada, biraz önce de sözünü ettiğim gibi: çok sayıdaki odalarda sergiler düzenleniyor. 1959 ve 1961 yıllarındaki “Eurovision Şarkı Yarışmaları” da burada yapılmıştır.
Evet, kırmızı halı, yapının önündeki merdivenlerde sürekli duruyor, siz de bu halı üzerinde mutlaka fotoğraf çektirmelisiniz.

Fransa Cannes

Boulevard de la Croissette

Şehir merkezinin doğu bölümünde uzanmaktadır. İnce ve beyaz kumlu plajlara bakan, palmiyelerin sıralandığı bu gezinti yolu, büyük otellerin önünden geçerek, eski liman ve Festival Sarayına kadar, kıyı boyunca 2 km. uzanır. Bulvar boyunca: birçok yan sokakta sanat galerileri, takı mağazaları ve seçkin giyim mağazaları bulunur. Şehirdeki orta sınıf otellerin de büyük çoğunluğu bu bölgededir.

Caddenin batı ucunda: Palais des Festival binası ile plaj arasında: gölgeli ve yeşillikli bir park alanı bulunur. Caddenin doğu ucunda ise, yeni limandan hemen önce bir başka park ve oyun alanı vardır. Doğu uçtaki bu bahçenin yanında: “Jardin Alexandre III” isimli, güzel ve büyük bir çiçek bahçesi bulunur.

Fransa Cannes

La Casino Croisette

Şehrin en iyi kumarhanesidir. Muhteşem bir atmosfer ve birçok kumar makinası, ama girişte kıyafetinizin biraz derli toplu olmasına dikkat ediyorlar.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Palm Beach

Bu sırada: birçok ünlü oteller, restoranlar ve kafeler, plajlar bulunuyor. Kumsal: Nice şehrinde olduğu gibi taşlık değil, kumluktur. Burada: bir de casino var. “Palm Beach Casino Cannes”

Palm Beach Casino Cannes

Casino: 6000 m. karelik bir alan üzerinde, her gün saat: 12.00-03.00 arasında müşterilerini ağırlamaktadır. Casino bölgesinde: deniz manzaralı terasta bir oyun salonu; yüzme havuzu, slot makineleri, kasa oyunları, disko, 2 resepsiyon salonu, adalar manzarasına sahip odalar ve yıl boyunca aktiviteler vardır.

Bölgede bulunan özel plajlar

Bunlarda: şezlong, şemsiye ve diğer hizmetler için yüksek ücret ödemeniz gerekir. Bu ücretler, kişi başına günlük 14-44 Euro arasında değişmektedir. Yarım gün için ise, 9 Euro ödemek gerekir. Havlular için de ilaveten 5 Euro gerekir.

Bölgedeki halka açık plajlarda bulunur. Bunlar ücretsizdir. Bazı halk plajları üzerinde, şemsiye ve şezlong kiralama mümkündür ki, bunların ücretleri 1.5 ile 2 euro arasında değişir. Ama halk plajlarının özellikle yüksek sezonda: tıka basa dolu olduğunu unutmamak gerekir.

Buradaki halka açık en iyi plajların bazıları şunlardır

Plages du Midi

Altın kumlu olarak bilinen bu halka açık plaj, 700 metre uzunluğunda kumsala sahiptir.

Plages de la Boca

Şehirde, ilk halka açık plaj bölgesidir. Les Sables d’Or özel plajına bitişiktir. Bütün yıl açıktır. 3 km. uzunluğundadır.

Fransa Cannes

Chapelle Bellini

Parc Fiorentina bölgesindedir.
1894 yılında, Kont Vitali tarafından inşa ettirilmiştir. İtalyan Barok tarzı mimari stil, saat kulesi, cephesindeki heykeller, ahşap merdiven ilgi çekmektedir. Şehri ziyaret eden turistler, burayı mutlaka görürler.

Yapıda, eski Sırbistan Prensi Georgeviç, bir süre ikamet etmiştir. Daha sonra ise bir kilise haline getirilmiştir. Şapelin ortasında: bir çeşme var. Çeşmenin çevresinde ise harika bir bahçe bulunuyor.

Yapının en etkileyici bölümü ise: kulesidir. Kule: harika dekore edilmiştir. Özellikle güzel oyma kapısı ve pencereleri ilgi çeker.

Şapelin içi: güzel fresk resimleri ve ikon resimleri ile süslenmiştir. Freskler: Rönesans dönemi sanatçılarının eserleridir. Resimlerin çoğunda ise, çeşitli Hıristiyan öyküleri ve öğretileri ve azizler tasvir edilmiştir.

Turistler, şapelin farklı bölümlerinde: rahipler, azizler ve diğer dini kişilerin resimlerini, gravürlerini ve heykellerini görebiliyorlar. Festival sırasında burada dekorasyon zenginleştirilir, kutsal koro gösterileri yapılır.

Şapel: 1953 yılından bu yana: ünlü ressam Emmanuel Bellini (1904-1989) ye: tesis ve atölye olarak kullanması için tahsis edilmiş, ölümünden sonra ise müze olarak düzenlenmiştir.

Grey Street

Hilton otelinin hemen yanındaki bu bölgede, en gözde markaların satıldığı butikler bulunuyor. La Croisette ve Rue d’Antibes arasındaki geçiş yerinde bulunan caddede, tek bir çatı altında birçok ünlü etiket sıkıştırılmıştır.

Ancak, fiyatlar muhteşem pahalı, yine de gezmek ve görmek için burayı ziyaret edebilirsiniz. Her yıl Ocak ayı ortası ile Şubat ayında, indirimli satışlar var ve bu dönemde fiyatlar, yaklaşık % 60-70 arasında düşüyor.

Fransa Cannes

Rue d’Antibes

Şehir ziyaretinizde, kapsamlı bir alışveriş yapmak isterseniz, birkaç kilometre boyunca uzanan bu bölgeyi ziyaret etmenizi öneririm. Bu uzun sokak: şehrin doğu kenarında, Rue Felix Faure limanından uzanır. Sokakta, her türlü hediyelik eşya ve giyim butikleri bulunur. Ayrıca, yine burada, ünlü “Cannes sineması” bulunur.

Fransa Cannes

 

Fransa Cannes

Le Suquet

Şehir merkezine 2 km. ve Palais de Festival binasına, 10 dakika yürüme mesafesindedir.
Burası, limana bakan bir tepe üzerindeki eski bir balıkçı köyüdür. “Suquet” kelimesi “zirve” anlamına gelir.

Buradan, sahilin muazzam manzarası görülür. Aslında, burası Cannes şehrinin doğduğu yer olarak görülür. Yazının başında da söylediğim gibi, karşıdaki adalarda yaşayan keşişler, güvenlik sıkıntısı nedeniyle, 11’nci yüzyılda topluca buraya gelmişler ve 1088 yılında onlar tarafından inşa edilen kale, günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.

Yürüyerek: çeşitli yamaçları, dik sokakları gezebilirsiniz. Bu geziniz sırasında: yerel kafeler, restoranlar ve dükkanları görebilirsiniz.

Bu gezinizde, ayrıca: Musee de la Castre, kare saat kulesi, kilise ve surları ziyaret edebilirsiniz.

Suquet bölümünün hemen aşağısında, eski liman var. 1838 yılından kalma bu eski limanda: uzun gemiler ve yatlar barınırlar. Her yıl “Eylül” ayında, kraliyet yelken yarışları buradan başlar.

Eglise Notre-Dame d’Esperance

Bu kilise: 17’nci yüzyıldan kalmadır. Kilise içindeki “şükran plakaları” ilgi çekmektedir.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Musee de la Castle

Şehrin tepesindeki kalededir. Giriş ücretlidir, yetişkinler 6 Euro, çocuklar 3 Euro’dur.
Müzede: Etnografik objeler sergilenmektedir. Bunlar arasında: özellikle müzik aletleri dikkat çekmektedir. Afrika davul, Asya ud, Endonezya yağmur davulu ve diğer birçok ülkeden gelen 480 alet müzenin koleksiyondadır.

Bu ve diğer objeler: 1877 yılında, Baron Lycklama tarafından bağışlanmıştır. Bahçelerle çevrili küçük odalarda: Amerika, Okyanusya, Himalayalar, Akdeniz bölgesinden gelen eserler, Kolomb öncesi seramiklerine ait zengin bir koleksiyon görmek mümkündür. Müzik aletleri: St Anne şapelinde sergileniyor.

Müze gezisi: ortaçağdan bu yana, lordların ikameti olan antik kaleden başlıyor. Kule zindanı ve Güney Alplerin tepelerinin panoramik manzarasını seyrederek devam ediyor. Bu arada: eski balıkçı limanı da görülüyor.

Fransa Cannes

Quai des He

Çok güzel bir limandır. Bu limandan, yakınlardaki “İles de Lerin” adalarına gidebilirsiniz. En yakın ada: “İle Ste-Marguerite” dir. Limanda “Gare Maritime” denilen yerde, teknelere binebilirsiniz.

Fransa Cannes

İles de Lerin

Bu adada: Okaliptus ve çam korulukları arasında, güzel çiçek bahçeleri yanında güzel yürüyüşler yapabileceğiniz yerler var.

Fransa Cannes

İle Sainte-Marguerite

Adaların en büyüğüdür. Ada, 3 km. uzunluğunda ve 900 metre genişliğindedir.
Ada: kıyıya 15 dakikalık bir tekne yolculuğu uzaklıktadır. Adada, yaklaşık 20 bina bulunuyor ve bunların çoğu: balıkçılar tarafından ev olarak kullanılıyor. Bunun dışında, adada konaklama tesisi yani otel yoktur.

Biraz önce sözünü ettiğim, demir maskeli adamın tutuklu bulunduğu “Fort Royal” ise: günümüzde bir gençlik Hosteli ve deniz müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

 

Fort Royal-Deniz Müzesi

Müzeye giriş ücretlidir, yetişkinler 6 Euro, çocuklar 3 Euro’dur.
Müze: deniz ve çam ormanlarının kenarında, Royal Fort Sainte-Marguerite’nin eski kısmındadır.
Zemin katta: gizemli mahkumların cezalarını çektikleri hücreler görülür. Demir maskeli adam da: 17’nci yüzyılda burada cezasını çekmiştir.

Demir maskeli adam hakkında kısa bir bilgi: 1669-1670 yılları arasında tutuklanan, ismi Eustache Dauger olarak geçen bu şahıs: Bastil ve buradaki kale de bir süre hapis kalmıştır.

Ancak: 34 yıllık süreçte, sürekli olarak yüzünü siyah kadife bir kumaş maske ile gizlemiş, gardiyanlar dahil hiç kimse yüzünü görmemiş ve kimliği uzun süre tartışılmıştır.

Müzenin birinci katında ise: Roma dönemi batıklarından ele geçirilen amforalar, cam ve seramik eşyalar sergileniyor. Ayrıca, bir odada Roma dönemi sarnıcı görülüyor.

Fransa Cannes

ÇEVREDE GEZİLECEK YERLER

Guy de Maupassant

Kasaba ismini: Fransız yazar ve gazeteci Henry Rene Albert Guy de Maupassant’tan almıştır. 19’ncu yüzyılın önemli Fransız yazarlarından biri olarak kabul edilir.

Cannes şehrine gelenler, zaman yaratıp burayı da görmelidirler. Bu yöre: 1834 yılında, Nice şehrinde olduğu gibi İngiliz Aristokratisi tarafından yaratılmış oteller le doludur ve lüks tatil yöresi, Avrupalı soylular tarafından yıllardır tatil için tercih edilir.

Evet, bu lüks sahil kasabasında: muhteşem güzel plajlar, şık butikler, mücevher mağazaları ve büyük oteller bulunuyor.

Fransa Cannes

 

Vallauris

Şehrin doğusundadır.
Ünlü ressam Picasso: II. Dünya Savaşından sonra, burada çalışmaya başlamıştır. Bu yüzden: burada seramikçilik ve çömlekçilik popüler hale gelmiştir.

Romanesk şapeli

Ünlü ressam Picasso: burada yaptığı “duvar resmi” yani “La Guerre et la Paix” (savaş ve barış) ile ünlenmiştir. Place Paul-İsnard’a da bir bronz heykel hediye etmiştir. 13’ncü yüzyılda inşa edilen şapel: günümüzde 1952 yılından bu yana Belediye Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Fransa Cannes

Biot

Şehrin doğusundadır. 2500 yaşında olan güzel ve çok popüler bir ortaçağ kasabasıdır.
Kasaba: bir tepe üzerinde Antibes ve Nice arasında, Akdeniz plajlarına yalnızca 4 km uzaklıktadır. Yaz aylarında, burada büyük turist kalabalıkları olsa da, onun doğal cazibesi ve antik duygusu çok iyi korunur.

Biot: antik dönemlerden bu yana: çanak-çömlek kaynağı olmuştur. Bölgede: ince kil, kum, fırınlar yapmak için manganez ve volkanik tüf kaynakları zengindir. Burada yapılan amforalar: 18’nci yüzyıla kadar, Marsilya limanı üzerinden, tüm dünyaya ihraç edilmiştir.

Günümüzde ise, burada: cam eserler ünlüdür. Genellikle küçük kabarcıklar ve şeffaf ve renkli şeffaf camlar üretilir.

Kasabanın çevresindeki tepenin eteklerinde, bu cam üfleme atölyelerini görmek mümkündür. Burayı ziyaret ederseniz, zaten bu güzellikleri gördüğünüzde: mutlaka birkaç örnek satın alacaksınız.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Grasse

Cannes şehrine giderseniz, bu kasabayı da unutmamanızı öneririm. Çünkü: otobüs ile 1 Euro vererek yaklaşık yarım saatte ulaşabileceğiniz (15 km.) bu kasabada: birçok parfüm üretim yeri ve parfüm müzeleri görebilirsiniz.

Bu yüzden, kasabanın her bölgesi harika kokuyor. Grasse çiçekler ve temiz hava kokusu ile, birkaç yüzyıldır popüler bir turistik merkez olmuştur.

Fransız parfüm endüstrisinin 16’ncı yüzyılda burada başlaması da büyük önem taşır. Bunda: çevrenin lavanta, yasemin, gül, mimoza, portakal çiçeği ve menekşe alanları ile çevrili olmasının büyük önemi vardır.

Buraya yolunuz düşerse “fragonard” tabelalarını izleyerek satış yerine gidin ve çok uygun fiyatlarla: parfümler, kremler ve kaliteli sabunlar satın alın.

Grasse küçük bir yer, her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Küçük bir çarşının bitiminde, kasabadaki üç büyük parfüm fabrikasından biri olan “Fragonard” ın satış mağazası ve müzesine ulaşılıyor. Burada: parfümlerin yapılışını görebilirsiniz.

Fransa Korsika

Fransa Korsika

Yazının hemen başında, birkaç kelime ile Korsika derseniz: şunlar söylenebilir “muhteşem bir doğa ve tabiat”, “özellikle adanın güneyinde, muhteşem bir deniz ve kumsal”, ulaşımın zor olması nedeniyle bakir kalmış yani bozulmamış, yıpranmamış bu adayı ziyaret etmenizi öneririm, güzel tatil köyleri var.

Korsika: Fransa’nın güneydoğusunda bir adadır. Akdeniz’de: Sicilya, Kıbrıs ve Sardinya’dan sonra dördüncü büyük adadır.

Adada, 1000 km. kıyı şeridi ve 200 civarında plaj bulunmaktadır. 2706 metre rakımlı “Monte Cinto” tepesi, adanın en yüksek noktasıdır ve ayrıca, adada rakımı 2000 metrenin üzerinde 20 tepe bulunmaktadır.

Ada: güzel bir sahil şeridine ve iç kısımlarda sık ormanlık tepelere sahiptir ki, bu ormanlık kısımlarda, yaban hayatı sürmektedir. Doğa severler, bu ormanlık tepelerde yürüyüşler yapabilirler. Her yerden yeşil çıkıyor, tam bir cennet görünümü var.

Bu yürüyüş sırasında, yeşillikler arasına gizlenmiş, büyük konak türü yapılar göreceksiniz, ama bunların birçoğu boş ve bakımsızdır.

Çünkü: bir zamanlar, burada yaşayanlar arasında büyük kan davaları varmış ve bu yüzden, bu konakların, yapıların birçoğu geçmişte terk edilmiş ve öylece kaderine bırakılmıştır.

Burada yaşayanlar için onur ve haysiyet her şeyin önünde gelmektedir. Bu yüzden, biraz önce sözünü ettiğim kan davası sonucu ölenler için, yastaki kadınlar, yıllarca “siyah” giyinirler.

Ada üzerinde bulunan 315.000 kişilik nüfus yoğunluğu: 2 şehir üzerinde toplanmıştır. Bu şehirler ise, 5 ilçeden oluşur. Zaten: adaya gitmeden önce, kuzeyde mi, yoksa güneyde mi kalacağınıza karar vermeniz gerekir.

Çünkü: adanın doğal şartları nedeniyle ulaşım çok zor ve sıkıntılıdır ki, kuzey ile güney arasındaki ulaşım, en az 3 saat sürmektedir. Bu yüzden: buraya günübirlik gidip dönmeyi düşünenleri, büyük bir yorgunluk beklemektedir.

Fransa Korsika

Evet, biz adanın idari durumunu incelemeye devam edelim.

1. Corse-du-Sud (adanın güneyindedir)

a. Ajaccio
b. Sartene
c. Bonifacio
d. La Maddelena

2. Haute-Corse (adanın yukarısındadır)

a. Bastia
b. Calvi
c. Corte
d. Bigugia
e. L’İle-Rousse

Adanın en iyi tatil kasabaları ise: batı ve güney sahillerinde, sahil şeridindedir. Buralara gidebilmek için: limanı kullanabilirsiniz. Ana karada: Nice, Toulon ve Marsilya şehirlerinden buraya feribot seferleri bulunuyor. Ancak, bu feribot seferlerinin 3-4 saat sürdüğünü ve feribotların rahatsız ve sıkıcı olduğunu bilmeniz gerekir.

Ayrıca: ülkemizden doğrudan buraya gitmeyi düşünürseniz, İstanbul-Milano uçak yolculuğu ve sonrasında, Milano’dan, “Corsica Ferries” ile bir saatlik feribot yolculuğu ve sonrasında, adanın “Bastia” bölgesine varırsınız ve oradan da adanın istediğiniz yerine ulaşmak mümkündür.

Evet, adaya ulaşım kolay değil ve zaten adayı bakir kılan en büyük etken, bu ulaşım zorluğudur. Adaya ulaşmak için: İstanbul-Marsilya aktarmalı ve Marsilya-Calvi aktarmalı uçuş kullanmak isterseniz, bu uçuş, İstanbul-Marsilya 3.5 saat ve Marsilya-Calvi arasında ise, 45 dakika sürmektedir. Buna, Marsilya şehrindeki 1 saatlik aktarma bekleme süresini eklemelisiniz.

Adanın iklimine gelince: yazları sıcak ve kurudur.

Hatta, kış aylarında bile, kıyı düzeyinde hafif Akdeniz iklimi etkisi görülür. Dağlar elbette biraz soğuktur. Adayı ziyaret etmenin en uygun zamanı, yaz dönemidir.

Özellikle adanın güneyindeki sahiller muhteşem güzeldir. İç kesimler, doğa severler için, güneydeki sahiller ve kumsallar ise, deniz sevenler içindir. Bu adada, her sabah “kruvasan” yiyeceksiniz, öğlen ve akşam ise, harika şarapları tadacaksınız ve dönüşte, inanın bir cennet gibi güzel bir yerden ayrıldığınızı düşüneceksiniz.

Son bir not: Korsika adasında, UNESCO tarafından “Dünya Mirası Listesine” dahil edilerek koruma altına alınmış, “Scandola Doğal Rezervi” denilen ve adanın en yüksek dağlarını içeren ve yalnızca tekne ile ulaşılabilen bir yer bulunuyor.

Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika

CORSE-DU-SUD-Adanın güneyi

Fransa Korsika
Fransa Korsika

AJACCİO

Günümüzde, yaklaşık 50.000 nüfus barındıran ve adanın hemen başında bulunan burası: 1492 yılında, Cenevizliler tarafından kurulduğundan bu yana, Korsika adasının yönetim merkezi yani başkenti olmuştur. Ajaccio körfezinde, dağlarla çevrili, yeşil ve mavinin kucaklaştığı bir yer olarak önem kazanır. Bu yüzden: iklim, kış aylarında bile ılık kalır.

Ancak: buraya ulaştığınızda göreceğiniz gibi, çarpık şehirleşme, betonlaşma egemen olmuştur. Kumsalın hemen dibinden yükselen tepelere, birçok beton bina yapılmış göreceksiniz. Deniz kıyısında ise, bir nebze de olsa sanayileşme belirtileri, birkaç depo bulunuyor.

Şehrin limanı: ünlü şarkıcı “Tino Rossi” nin adını taşıyor. Ancak: günümüzde, geçmişte olduğu gibi romantik müziklerin yerini, hızlı ve hareketli pop müzikleri almıştır.

Burası, aynı zamanda Napolyon’un doğum yeridir. Aynı zamanda, Korsika kasabaları içinde, en hareketli olanıdır. Buranın kalabalık sokakları ve palmiyelerin gölgelediği caddelerinde yürüyün. Kalenin surlarına çıkıp, limandaki tekneleri izleyin.

Bu arada: şehir merkezinin 8 km. doğusunda “Aeroport d’Ajaccio-Compo dell’Oro” havaalanı bulunuyor. (Air France buraya uçuşlar yapıyor)

Eski şehrin dar sokaklarında yürürken, Ajaccio merkezinde, 16’ncı yüzyıldan kalma kalenin (halka açık değil, askeri kullanım alanıdır) batı ve kuzey yanında “Ajaccio Exploring” denilen bölge bulunur. Burada: dar sokaklar boyunca yürürken, pastoral boyalı evler göreceksiniz.

Ayrıca: yine burada, birçok market, kafe ve süpermarket bulunuyor.
Şehrin bu eski bölümünde (Old Town) görebileceğiniz veya görmenizi önereceğim yerler şunlardır:

a. Maison Bonaparte
b. Katedral
c. Rue Cardinal Fesch
d. Sahile yakın yerde Marcehal Foch

Maison Bonaparte

Rue-Saint-Charles bölgesindedir. Şehrin Cenevizlilerden kalma dar sokaklarında yürürken; Napolyon’un evini gösteren tabelaları göreceksiniz. Napolyon Bonaparte: tarih bilgisi olanlar tarafından yakından tanınır.

Çünkü: Moskova yenilgisine kadar olan süreçte, Avrupa düzeyinde birçok yeri ele geçirmiş, birçok savaş kazanmış ve peşinden sürüklediği Fransız halkı ile Cumhuriyetçi fikirleri, Avrupa’nın birçok yerine yaymıştır.

Tüm bunları yaptıktan sonra ise, sürgünde, yine bir adada ama bu kez çok uzaklarda; okyanus ötesinde “Saint-Helene” isimli bir adada yapayalnız ölmüştür. Kemikleri daha sonra, Paris’e getirilerek, şehrin ortasında yapılan bir mezara gömülmüş ve bir anıt dikilmiştir.

Evet, bu ünlü asker ve siyaset adamı: Napolyon, burada doğmuş ve yaşamının ilk 9 yılını burada geçirmiştir. Ev: kasabanın eski mahallelerinden birisindedir ve merkezdeki konaklara, yapılara oranla daha küçüktür. 17’nci yüzyılda bir tüccar evi olarak, 2 katlı yapılmıştır.

Bonapart ailesi: 1769 yılından, yani Napolyon’un doğumundan sonra, ikinci kata çıkmıştır. Zaten, ada da, bundan bir yıl önce, Fransız egemenliğine girmiştir.

Öte yandan yine söylenenlere göre: Bonapart ailesinin kökeninin Cenevizlilere kadar uzandığı, kasabanın kurulması ile buraya gelerek yerleştikleri, babasının avukat olduğu, 1764 yılında annesi Letezia ile evlendikleri ve bu evlilikten 8 çocuklarının olduğu bellidir ve bunlar, evin duvarlarındaki panolarda ziyaretçilere açıklanmaktadır.

Korsika’nın Fransız Devrimi sonrasında Fransızlar tarafından ele geçirilmesinin ardından, Bonapart ailesi, adana sürgün edilir ve bu arada Napolyon da Ajaccio kasabasındaki askeri okula gider.

Ancak: Bonapart ailesi, 1796 yılında, sürgünden dönerek, yeniden adaya yerleşirler. Napolyon ise, biraz önce söylediğim gibi, 9 yaşında ayrıldığı bu eve; aradan uzun yıllar geçtikten sonra, Mısır seferi dönüşünde birkaç günlüğüne uğrayabilir.

Ada ziyaretçileri, bu evi mutlaka ziyaret ediyorlar.

Evde yapılan rehberli turda: 1769 yılında; Meryem’in “Göğe yükseliş” gününde, yani 15 Ağustos gününde, Napolyon’un annesi Letiza’nın, ilk doğum sancılarıyla birlikte, kiliseden, nasıl acilen çıkarıldığı anlatılır. Küçük Napolyon: birinci kattaki kanepe de dünyaya gelmiştir.

Günümüzde burada görülen kanepe, elbette orijinal değildir, orijinali “Fransız Devrimi” sırasında çalınmıştır ve akıbeti meçhuldür. Bu arada: 1799 yılında Mısır seferi dönüşü, imparatorun uyuduğu yatak, mobilyalar hala duruyor.

Biraz önce söylediğim gibi, duvarlardaki panolarda, gerek Bonapart ailesi ve gerekse Napolyon hakkında, ayrıntılı bilgiler var.

Ajaccio kasabasında ise: yine Napolyon ile ilgili bir anıt var. “Jardins de Casone” isimli bu anıt: kendisinin ünlü zaferlerinden birinin adını taşıyor ve kasabanın Austerlitz meydanındadır.

Bu anıtta: imparatorluğun simgesi bir kartal ile Napolyon’un ünlü şapkası ve çizmeleriyle gösteren bir heykeli var. Mermer kaidede ise: “Fransızların İmparatoru, 1804-1815” yazısı kazınmıştır.

Fransa Korsika

Cathedrale Notre Dame de la Assomption

Katedral yapısının içindeki en önemli ve görülmesini önereceğim obje bir tablodur. “Din zaferi” olarak isimlendirilen bu tablo “Delacroix” e aittir.

Bu katedralde: Napolyon Bonapart vaftiz edilmiştir. Buna ait, mermer bir yazı görülüyor.

Fesch Müzesi

Şehir merkezinin 200 metre kuzeyinde bulunan bu müze, başlangıçta Napolyon’un amcası tarafından toplanan, İtalyan Rönesans resimlerinden ibaret, güzel bir koleksiyona sahiptir.

Fransa Korsika

İles Sanguinaires

Şehir merkezinden bu takımadaların bulunduğu yere, tekne ile 15 dakikalık bir yolculuk yapmak gerekmektedir. Burada “Parata” burnu denilen yerdeki Ceneviz gözetleme kulesi ilgi çekmektedir. Kule: 1608 yılı yapımıdır. Takımadaların, güney sonuna doğrudur.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

Filitosa

Sollacaro de Taravo vadisinin, 17 km. kuzeyindedir. Burada bulunan site, 1946 yılında keşfedilmiş ve kazılan zeytinlik ve ormanlık tepelerle çevrili bölgede, bazı heykellere ulaşılmıştır.

Bu heykellerin: prehistorik döneme ait, insan temsilleri olarak oyulmuş sert granit heykeller olduğu görülmüştür. Heykellerin: bölgeyi işgal etmek üzere gelenleri savuşturmak için yapıldıkları düşünülmektedir.

Evet: buranın yaklaşık 7000 yıl önce işgal edildiği ve sitenin ise 3000 yıl önce kurulduğu düşünülmektedir.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

Cargese

Porto merkezinin, en güney ucundaki kıyıda, 20 km. uzaklıkta küçük bir kasabadır.
Burada bir “Rum köyü” bulunuyor. Çünkü: 1676 yılında, Yunanistan’dan kaçan 600 Yunanlı, buraya gelerek yerleşmişlerdir.

Evet: Cargese: mavi bir koya bakan, kayalık bir çıkıntı üzerinde, kıyısında bir marina bulunan, beyaz badanalı evlerin bulunduğu çekici bir kasabadır. Kasabada, güzel restoranlar bulunur.

Kasabanın kaliteli plajları vardır. Bunlar: hemen kuzeyde bulunan “Plage de Peru” dur ve en iyisi burasıdır. Ayrıca: “Monachi” ve “Stagnoli” isimli plajlarda, tercih edilebilir.

Şehrin merkezinde görülebilecek yer olarak, kiliseler bulunuyor ve bunların kuleleri, şehrin silüetini etkiliyorlar. Bu kiliseler: biri Roma kilisesi ve diğeri Yunan kilisesidir. Yunun kilisesi, 1676 yılında buraya getirilen çeşitli simgeleriyle ilgi çekmektedir.

Fransa Korsika

Propriano

Valinco körfezinin kuzey-batı başında bir sahil kasabasıdır. Kasabadaki binaların çoğunluğu 19’ncu yüzyılda inşa edilmiştir. Erken dönemde ise, burada Romalılar ve Yunanlılar tarafından yerleşim görülür. Ayrıca: 18’nci yüzyılda, bölge, korsanlar tarafından sık taciz edilmiştir.

Kasabanın en heybetli anıtı: kasaba merkezinde bulunan “Notre-Dame de la Misericorde” kilisesidir. Ayrıca: limanda, güzel tekneler ve mütevazi balıkçı tekneleri görebilirsiniz. Yine kasaba merkezinde, geleneksel evlerde yerleşik lüks mağazalar, kafeler ve barlar bulunur.

  

Corsica Doğal Parkı

1972 yılında kurulan Korsika Tabiat parkı, adanın 3500 km. karelik bir bölümünü kapsamaktadır. Yani, adanın toplam yüzölçümünün % 40’lık bölümü bu doğal park alanı içindedir. Park alanı içinde, yaban hayatı korunmaktadır. Park alanında: ormanlar, göller, dağlar, boğazlar bulunur.

Park alanına giderseniz, görebilecekleriniz şunlardır: altın kartallar, sakallı akbabalar, geyik, yabanı kediler, flora ve faunanın birçok türü. Ancak, burada adada bulunan nadir habitat parçası koruma altına alınmıştır. Park: adadaki en yüksek dağ zirvelerinden bazılarını ve doğal güzellikleri içerir.

Yazının üst kısımlarında belirttiğim gibi, UNESCO tarafından koruma altına alınan “Scandola Nature Reserve (Doğal parkın batı kısmı) “ bölgesine ulaşabilmek için, tek yol, tekne gezisidir.

SARTANE

Şehirde: korsanlık, gangasterlik ve eşkiyalık olarak uzun ve etkili bir geçmiş söz konusudur. Günümüzde ise, huzurun hakim olduğu söylenmektedir.

Öte yandan, şehrin esas zenginliğini, ünlü “Sartene Şarapları” oluşturmaktadır. Evet, burayı ziyaret ederseniz, ilk görecekleriniz yüksek binaların üzerinde durduğu dik ve kayalık bir tepedir. Şehir meydanının hemen kenarında, karakteristik Korsika belltower Sainte Marie kilisesi bulunur. Her Paskalya döneminde, tövbekarlar özel giysileriyle, uzun bir geçit alayı oluştururlar.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

BONİFACİO

Bu kasaba: yüksek kayalıklar üzerine kurulmuştur. Şehrin ortaçağ dönemini yansıtan eski şehir kısmı: beyaz kireçtaşından, yarımadanın üzerinde, uçurumların üstünde, muhteşem bir ortamda, Arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca uzanan evlerden oluşmaktadır ve Korsika adasının en eski şehridir.

Bu kasabaya gitmek isterseniz: Sdragonato mağarasının sularından geçerek, kayalıklara çapraz biçimde oyulmuş merdivenlerden çıkabilirsiniz. Bu merdivenler: 15’nci yüzyılda: kasabayı kuşatmak amacıyla İspanya kralının askerleri tarafından da kullanılmıştır. Evet, kaleyi görmek isterseniz, bacaklarınızın güçlü olması gerekiyor.

Evet, kasaba: oldukça seçkin bir İtalyan yaşam tarzı yansıtmaktadır, çünkü Sardinya adasının yalnızca 12 km. güney ucundadır. Bu yüzden, limandan Sardinya adasını ziyaret etmek için, kıyı boyunca tekne gezileri düzenlenir.

Kasabada: zarif bir iskele çevresinde yerleşik, palmiye ağaçları, pahalı restoranlar görülür.

Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika

 

PORTO VECCHİO

Burada: kırmızı kayalıklar üzerinde, muhteşem manzarası ile, tarihsel bir alan olan, 16’ncı yüzyıl yapımı gözetleme kulesi ilgi çekmektedir. Kasaba: yaklaşık 50 yıldır burada bulunmaktadır.

Özellikle yaz aylarında yoğun turist akımı, yolları ve şehir merkezini aşırı kalabalık hale getirir.

Burada bulunan “Palombaggia” plajları, muhteşem güzelliktedir.

Bu kasaba bünyesinde: çok sayıda lüks tatil köyü bulunmaktadır. Çevresinde ise, çok sayıda hoş kokulu okaliptüs ormanı bulunur. Buraya yolunuz düşerse, mutlaka tekne gezisi yapmanızı öneririm.

Tatil köyleri arasında en öne çıkanı:

Cala Rossa

Burası ince kumlu plajı ile dikkati çeker.

Bavella

Bu dağ geçidinde , güzel piknik alanları bulunur.

Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika

 

HAUTE-CORSE-Adanın kuzeyi

Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika

 

BASTİA

Adanın kuzeydoğusunda bulunan bir ticari liman ve yoğun bir sanayi şehridir. Şehir: Fransa’da, bir “Sanat ve Tarih Şehri” olarak bilinmektedir.

Plajları: sakindir, korsan mağaralarına tekne gezintisi yapabilirsiniz.

Veya adanın iç kısımlarındaki nehirlerde, kano gezintileri yapabilirsiniz. Dağlarda piknik ve yürüyüş veya balık avcılığı da mümkündür.

Şehirde gezebileceğiniz yerler şunlardır: eski şehir, kale ve eski liman.

Eski şehir bölümünde: dar cadde ve sokaklarda, 18’nci yüzyıldan kalan, antik kepenkli pencereleri olan binalar görülür. Limanda ise, pahalı yatlar ve tekneler demirlemiş görülebilir.

Bastia Limanı: feribot ile İtalya ve Fransa’dan (Nice şehri) gelenlerin bağlantı noktasıdır. Eski liman bölgesinde, birçok bar ve restoran bulunur.

Fransa Korsika
Fransa Korsika
Fransa Korsika

CALVİ

Burası: sevimli ve tarih kokan bir yerdir. Geleneksel Korsikalı kültürünün merkezidir.
Ayrıca: beyaz kumlu cennet plajları ve muhteşem doğası ilgi çeker. Calvi plajları, birçok ziyaretçi için cazibe merkezidir.

Plaj, beyaz kum ve körfezin uzunluğu boyunca, yaklaşık 6 km. uzanır. Deniz sığdır. Plaj bölgesinde: cankurtaranlar, piknik alanları ve snack bar bulunur. Ayrıca: rüzgar sörfü, su kayağı, ski, yamaç paraşütü yapılabilir.

Şehirde görülecek yerler olarak şunlar bulunur:

Kale

Kale: şehrin ana parçası ve en önemli tarihsel anıtıdır. Yapı: şehri saldırılara karşı korumak için, 15’nci yüzyılda yapılmıştır. Kalenin kuleleri, deniz üzerinde yükselerek Calvi’nin en yüksek noktaları olarak yerleşirler.

Kalenin eski şehir içinde, çok sayıda tünel ve uzun ve dolambaçlı merdivenler, evler arasına sıkışmış dar geçitler bulunur.

Kalenin diğer ilgi çeken bir yönü: Christopher Colombus’un doğduğu söylenen evin, burada bulunmasıdır. Orijinal evin, 1794 tarihinde Amiral Nelson askerleri tarafından tahrip edildiği söylenir.

Günümüzde, burada bir Colomb heykeli bulunuyor. Korsika Etnografya Müzesi de: kalede bulunmaktadır. Adanın tarihi ve kültürüne ışık tutan müze, gezilebilmektedir. Hemen yanında, bir de askeri müze bulunuyor.

Notre-Dame De La Serra Şapeli

Keyifli bir yürüyüş ile, bu kilisenin bulunduğu tepeye çıkabilirsiniz.

Fransa Korsika

CORTE

Adanın kalbinde küçük bir kasabadır. Dağlar, vadiler ve Tabiat parkını keşfetmek için harika bir konumdadır.

Yürüyüş yapmak isteyenlerin burayı ziyaret etmesi gerekir. Burası, adanın merkez dağlık bölgesindedir. Corte ve Val Restonica Milli Parkları ve bunlardan farklı olarak, ünlü “GR20” ismi verilen, trek yani dağ yürüyüşü parkuru buradadır.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

ALERİA

Corte şehrinin güney-doğusunda, “Etang de Diane” denilen bir doğal giriş üzerindedir. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda, bu sitede, yaklaşık 8000 yıldır yerleşim bulunduğu anlaşılmıştır.

MÖ.565 yılında, Fenikeliler ve Persler, burada teorik topluluklar kurmuşlardır. Takip eden süreçte ise bölge Romalılar tarafından işgal edilmiştir. Roma imparatorluğu dağıldıktan sonra ise, şehir terk edilmiş ve harabeye dönmüştür.

Buraya giderseniz görebileceklerinizin başında: Roma kenti kalıntıları, villa ve Nekropol kalıntılarıdır. Ayrıca: 16’ncı yüzyılın sonlarında Cenevizliler tarafından inşa edilmiş bir kale var. Kale içinde, günümüzde bir müze bulunuyor. Müzede: büstler, heykeller, para ve seramikler sergileniyor.

Fransa Korsika

Castigniccia

Aleria şehir merkezinin, yaklaşık 30 km. kuzeyindedir. Burada, dünyanın en büyük kestane ormanı bulunur. Bu kestane ağaçlarının, gıda gereksinimini karşılamak için, ortaçağ döneminde dikildiği söylenmektedir. Evet, bu köy, adanın en seyrek nüfuslu yeridir.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

SAİNT FLORENT

Burası, kuzey Korsika kıyısında küçük bir kasabadır. Popüler bir turizm merkezidir. Çünkü: dağlar, burada Akdeniz’de doğal bir koy oluşturmuştur ve iklim ve yakındaki plajlar, turizmin gelişmesine neden olmuştur.

Kasaba: 15’nci yüzyılda inşa edilen kalenin çevresinde genişlemeye başlamıştır.

Şehrin diğer ilgi çeken yapısı “Nebbio The Cathedral of Saint Florent” tarihsel anıtıdır. Burası, küçük bir kireçtaşı yapıdır.

Şehir, ilk olarak, 12’nci yüzyılda, şu an bulunduğu yere yakın Roma şehir sitesinde inşa edilmiştir.

Fransa Korsika
Fransa Korsika

L’İLE-ROUSSE

Calvi şehrinin kuzeyinde, 20 km. uzaklıktadır.
Denize girmeyi düşünenlerin burayı tercih etmesi gerekir. Burada, muhteşem ve turkuaz deniz var. Ayrıca: kasaba merkezindeki güzel lokantalar yoğun tercih edilmektedir.

Evet, bu kasabanın isminin kelime anlamı kırmızı adadır. 1758 yılında, Pasquale Paoli tarafından kurulmuştur. Ancak, MÖ.1000 yılından bu yana, burada yerleşim bulunduğu tespit edilmiştir.

Şehirde, limanın açılması ile, turizm önemli bir etkinlik haline gelmiştir. Güneyde güzel bir plaja sahiptir ki, günümüzde, bu kasaba, pek çok ziyaretçi çeken bir duruma gelmiştir. Kasabanın sokakları: pahalı butikler ve restoranlar ile kaplanmıştır.

Şehir içindeki binalar ve yapılar, 18’nci yüzyıl sonu ve 19’ncu yüzyıl başına aittir. Şehir merkezinde: bağımsız Korsika’nın kurucusu Pasquale Paoli’nin bir büstü görülür.