Samsun Vezirköprü

Samsun Vezirköprü

Vezirköprü, Samsun arasındaki uzaklık: 110 km. dir. Vezirköprü, Havza arası: 20 km, Vezirköprü Merzifon arası 40 km, Vezirköprü Durağan arası 60 km, Vezirköprü Amasya arası 61 km. dir.

TARİHİ

İlçenin tarihi Hititlere kadar uzanır. Hititler döneminde bölgede bir yerleşim yeri kurulmuştur. Bu yerleşim yeri, günümüzdeki yerleşim yerinin 2.5 km uzağındadır. Frigyalılar tarafından yıkılan bu şehir, Bizanslılar tarafından yeniden kurulmuş ve ismi “Fezimon” dur. O dönemde, şehir yöredeki en zengin şehirlerden birisidir.

Bizans-Selçuklu çatışmalarında şehir yeniden harabeye döner. 1160 yılında Selçuklu Sultanı Mesut, aynı yerde şehri üçüncü defa kurmuş ve “Gedegra” ismini vermiştir. 1695 yılında şehir bu kere Celali isyanları sırasında yine yakılıp yıkılır.

Aynı dönemde, Taşkale ve Toprakkale yapılır ve insanlar bu kalelere sığınırlar. Ardından Köprülü Mehmet Paşa, şehri yeniden imar ettirir. İlçe 1925 yılında Amasya’ya bağlı bir ilçe iken, Samsun iline bağlanır ve “Vezirköprüsü” adını alır. Bu isim günümüze kısaltılarak “Vezirköprü” olarak ulaşmıştır.

Samsun Vezirköprü

VEZİRKÖPRÜ YÖRESİNİN TARİHİ SÜREÇ İÇİNDEKİ GELİŞİMİ

Samsun Vezirköprü Adatepe Höyüğü

ADATEPE HÖYÜĞÜ

Adatepe: MÖ 5500’lü yıllardan başlayarak yaklaşık 2500 yıllık bir sürecin tüm izlerini barındırır. Doğal bir tepe olduğundan her dönem önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Çünkü, bu tepe, yekpare yani tek parça bir kayadan oluşur ve bu yüzden savunması kolaydır.

Zamanla, tepenin 400 dönümlük taraçasının çevresi, basit bir surla çevrilmiştir.  Dairesel bir yerleşim yere olan bu doğal kalenin tam ortasında bir tapınak forumu vardır.

Yerleşim yerleri ve tarım alanları, bu forumun çevresinde, merkezden dışarıya doğru dairesel şekilde genişleyerek büyümüştür.

Günümüzde Adatepe yerleşiminin kıyısında Tepecik denen yerde yapılan arkeolojik araştırma sonuçlarına göre: burası önemli bir dokuma merkeziydi.

Ayrıca, ilkel ticaret yolları buradan geçiyordu ve bu yüzden önemli bir dokuma ticareti söz konusuydu.

OYMAAĞAÇ HÖYÜĞÜ

Bu höyükte, tarihi süreçte birkaç bin yıl, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Hatta, buranın Hatta ve Hititlerin kutsal kenti olan “Nerik” olduğu iddia edilmektedir.

Nerik: Asurdan başlayıp Kaniş karumunda konaklayan, oradan Karadeniz’e kadar uzanan ticaret kervanlarının önemli uğrak yerlerinden biridir ve fırtına tanrısına adanmıştır.

Oymaağaç’daki yerleşim, Hitit öncesine kadar gider. Ancak buranın önemi, Anadolu’da Hititler öncesinde Hatti uygarlığı ile başlar.

Hatti uygarlığının da, MÖ 3000’li yıllarda Hitit öncesinde izleri görülür. Yani, Oymaağaç, en parlak dönemini Hatti uygarlığı döneminde yaşamıştır.

Burada: Hatti döneminde, Güneş Tanrıçası Vuruşemu ve Fırtına Tanrısının oğlu ve yine Fırtına Tanrısı Nerik adına kurulmuş bir tapınak vardır.

Bu yüzden, Oymaağaç, Hatti döneminde, Marassantiya (Kızılırmak) nehrinin bereketli topraklarının kıyısında kurulmuş önemli bir dinsel merkezdir.

Kent, takip eden Hitit döneminde de bu dinsel önemini sürdürür. Ancak en parlak dönemine MÖ 1275 yılında ulaşır.

Çünkü, ünlü Hitit Kralı III Hattuşili, yeğeninden Hitit Krallığını alıncaya kadar, Nerik şehrinin de bulunduğu bölgenin kralı idi. III Hattuşili, aynı zamanda bir rahip idi.

Zaman içinde yeğeni III Mürşili’yi yener ve Hitit kralı olur. III. Hattuşili, güçlü bir imparatorluk kurar.

Ancak diğer Hitit krallarından farklıdır. İktidarının ilk yıllarında, dünyanın ilk yazılı anlaşması olan Kadeş Savaşı sonundaki Kadeş anlaşmasını imzalar. (MÖ 1270) (Bence bu anlaşmanın en önemli bölümlerinden birisi de anlaşmanın altında Hititler adına, Kral III Hattuşili ve eşi Puduhepa’nın mührünün olması, kadına verilen değerin ifadesi olarak önemlidir.)

Nerik şehrinde, Fırtına Tanrısı’nın rahibi olan Kella adında biri tarafından “İlluyanka Efsanesi” anlatılmıştır. (Efsaneyi merak edenler için, Tarihinizinde.com sitemden isimle aratıp okuyabilirler)

Evet, sonuç olarak Hitit kralı III Hattuşili, ne kadar süre kaldığı bilinmese de, bir süre Vezirköprü ilçesinin bulunduğu bölgedeki Nerik (günümüzdeki Oymaağaç) şehrinde kalmıştır.

Nerik şehri, Deniz kavimleri denen savaşçılar tarafından, tüm Anadolu’da olduğu gibi Hitit imparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte, yok olmuştur.

ESENKÖY

İlçe merkezinin 15 km güneybatısında Esenköy bulunur. Hitit imparatorluğunun yıkıldığı MÖ 1200 tarihinde, Demir çağı başlar.

Muhtemelen Anadolu’ya kasıp kavuran deniz kavimleri, demir silahlar kullanıyorlardı. Demir çağı döneminde de, Vezirköprü bölgesi yine önemli bir yerleşim yeri olarak görülür.

Esenköy bölgesinde, yörede yaygın ismiyle “Paflagon” tipi kaya mezarları vardır. Bu mezarların bulunduğu bölge burada bulunan mimari parçalar değerlendirildiğinde önemli bir yerleşim yeridir.

Aynı dönemde, Oymaağaç höyükte de yerleşim sürmektedir.

KARTAL BURUNLU KALE-SAGYLİON

Günümüzde Kocakaya köyünde, Eğrikale denen yerde, Sgaylion isimli muhteşem bir kale yükselir. MÖ 585 yılında bölge, Pers satrapları tarafından yönetilen Pontus hakimiyetine girer.

Vezirköprü, Pontus devletinin iki başkenti olan Amasya ve Sinop arasında doğal geçiş yoludur ve buna istinaden önemli bir şehir kurulur. (Günümüzde Vezirköprü ilçesinin birçok yerinde bolca Pontus kralları tarafından bastırılan paralar bulunmaktadır.)

Ancak: Pontus Kralı Mitridates Eupator, tüm Anadolu’yu egemenliği altına aldığında, Kırım’daki oğlunun ihanetine uğrayınca, MÖ 63 yılında, Pontus krallığı da yıkılır.

ROMA DÖNEMİ

Roma döneminde, Romalı General Lucullus Vezirköprü’yü de içine alan genişçe bir bölgeyi ele geçirir ve Roma döneminde Vezirköprü oldukça zengin bir şehir olarak tarihi kayıtlara girer.

Neredeyse bugünkü yerleşim yeriyle aynı yerde oturan Roma kentinin mezarlığı bile, günümüzde Yenimahalle mezarlığı ile aynı yerdedir. 

Şehirde zengin bir yerleşim olan Yukarı Şehir bölümü, günümüzdeki Cumhuriyet Mahallesiyle örtüşür. MS 41-54 yılları arasında, Roma İmparatoru Calaudius tarafından, burada planlı bir kent inşa edilir ve tarihi süreç içinde kent sürekli gelişir ve zenginleşir, en parlak günlerini İmparator Antonius Pius döneminde yaşar.

Samsun Vezirköprü

SELÇUKLU DÖNEMİ

Şehir, Selçuklular döneminde Danişmendlilerden alınınca, Sultan Mesud, 1160 yılında, burada “Gedekara” kasabası adı ile yeniden kurar.

Evliya Çelebi’ye göre, Vezirköprü “Şehzade ve Paşaların sayfiye yeri olarak kullanılıyordu. “

Şehir daha sonra Celali isyanları sırasında çeteler tarafından tahrip edilir, şehri sık sık basan eşkıyalardan korunmak için halk Taşkale ve Toprakkale isimli iki kale yapar.

Bu kalelerin yerinde, günümüzde mahalleler vardır ve bu kalelerin ismiyle anılır.

Samsun Vezirköprü

GENEL

İlçe yeşil örtüsü ve benzersiz bitki örtüsüyle oldukça güzeldir. İlçenin ortasından akarsu geçer. Bölgenin en yüksek yeri “Keltepe” ve “Sarıçiçek yaylası” dır. Türkiye’nin en fazla köye sahip ilçesidir.

İlçe Karadeniz bölgesinde bulunmasına rağmen, Kızılırmak vadisi boyunca Akdeniz iklimi yani ılıman iklim görülür.

Kıyı kuşağının nemli ve ılıman iklim tipi, iç kesimlerde karasal iklime dönüşür. İç kesimlerde, kıyılara göre kışlar daha soğuk ve yazlar daha sıcak geçer.

NE YENİR

Samsun Vezirköprü Kaz Tiridi-Kaz Asma

Kaz Tiridi-Kaz asma

İlçe merkezine 6 km uzaklıktaki Bahçekonak köyündeki “kaz asma” geleneği asırlardır sürdürülmektedir.

Günümüzde “Aralık-Mart” ayları arasında yapılır. “Sıra geceleri” olarak adlandırılan gelenek ile, köy halkı onar kişilik guruplar oluşturur, her hafta bir evde toplanılır, en az 20 gün beslenen ve sonra kesilerek temizlenmiş kaz, özel yapılmış bacada iple asılarak pişirilir.

Bu sırada oklava ile itilir, 3-4 saat çevrilir. Altına eriyen yağların biriktiği bir tava konur. Biriken yağlarla bulgur pilavı yapılır. Pilavın üzerine iyice kızaran kazın eti didilerek konur.

Kaz suyu ve yağı ile yapılan bulgur pilavı, saç ekmeği ile yenir. Bu esnada sohbet edilir, çeşitli oyunlar oynanır, şakalar yapılır.

Köyde üretilen 5 bin civarında kazın, en az 2 bin tanesi bu yolla tüketilir. Evet, bu gelenek sürdürülüyor, denk gelirseniz tatmanızı öneririm.

Samsun Vezirköprü Oymaağaç Oğlak Kebabı

Oymaağaç Oğlak Kebabı

İlçe merkezine bağlı Oymaağaç köyüne özgüdür. Yörede çok eskiden beri var olan bir gelenektir. Mayıs-Kasım ayları arasında, oğlak etinden yapılır.

Hem soğuk, hem de sıcak olarak yenilebilir. En önemli özelliği: oğlak etinden yapılıyor olmasıdır. Genellikle burada köylerde, köy evlerinin bir odası oğlak kebabı odası olarak ayırılır. Odada, odun ateşi yakılabilecek bir bacalı ocak bulunur.

Sırığa geçirilmiş oğlak, bu ocakta yaklaşık 3-4 saat boyunca çevrilerek pişirilir. Eriyen yağlar büyükçe bir sinide toplanır ve etle birlikte tandır ekmeği bu yağa banılarak (bana tiridine bandım denir) yenir.

Samsun Vezirköprü Katık Böreği

Katık Böreği

Yöreye özgü bu börek türü: ince yarma, süzme yoğurt, sıvı yağ, dereotu, maydanoz ve tereyağı ile yapılır.

NE SATIN ALINIR

Tahtaköprü Kilimi

Dokumacılık, yörede oldukça eski bir meslektir. Özellikle Adatepe köyü, Tepecik ören yeri sakinlerince, MÖ 3000 ile MÖ 1200 yılları arasında, yoğun bir şekilde dokumacılık yapılmıştır.

Vezirköprü yöresinde dokunan kilimler, iki temel motif üzerine kurulur. Bunlardan biri: hatlar arasında genellikle boynuz ve çengel motifleri bulunur.

İkincisinde ise: Türkmen kilimlerinde görülen eli belinde, çengel, boynuz, saç örgüsü motifleri vardır.

Tahtaköprü kilimlerinin en özel yönü: kullanılan renklerin kök boyalarından ve Vezirköprü yöresinde yetişen bitkilerden elde edilen renkler olmasıdır.

Burada kullanılan desenler isimlerini, yörede yetişen bitkilerden alır. Elde edilen dokumalar, heybe, öynük, kilim olarak kullanılır.

Burada dokunan ürünlerin bir diğer ayırt edici özelliği ise, yöre insanının kültür ve tarihi geçmişine dayanmış olmasıdır. Evet günümüzde yörede dokumacılık, Halk Eğitim Merkezinde açılan kurslar vasıtasıyla devam ettirilmektedir.

Samsun Vezirköprü Susuz Bezi

Susuz Bezi

Tamamen el dokumasıdır. Düz dokuma tekniği ve gelep (pamuk ipliği), çıkrık, çözgü dolabı, tarak, mekikli dokuma tezgahı, mekik, masura, cımbar malzeme ve araçları ile dokunur.

Geçmişte ve günümüzde: peşkir, çeşitli örtü, çember, içlik ve don olarak kullanılır. Motif olarak: mühür, tarak dişi, koyun gözü, yarım ay, zincir, baygun ve şeker desen veya motifleri kullanılır.

Ağırlıklı renkler ise, sarı, kırmızı, yeşil, pembe, beyaz, turuncu, fıstık yeşili, ceviz yeşilidir. Susuz bezinin üretimi, günümüzde Halk Eğitim Merkezinde açılan kurslar aracılığı ile yürütülmektedir.

Samsun Vezirköprü Semaveri

Vezirköprü Semaveri

Çay kültürünün ayrılmaz bir parçası olan semaver, tarihte ilk olarak 18’nci yüzyılda Urallar bölgesinde görülür. Adını Rusçada “kendi kendine” anlamına gelen “samo” ve “kaynamak” anlamına gelen “varit” sözcüklerinin bir araya gelmesinden oluşur.

Anadolu’ya göç eden Tatarlar sayesinde bu özellik Vezirköprü ve Havza civarına yayılmıştır. Vezirköprü’de ilginç olan yassı tip semaverler üretilmesidir.

Yuvarlak tipli semaverler ise Rus semaveri olarak tanınır. Semavercilerin el işi ve göz nuru işlediği semaverler, daha çok galvanizli saç, bakır ve pirinçten üretilir. İlginizi çekerse, satın alabilirsiniz.

Samsun Vezirköprü Meslek Yüksek Okulu

VEZİRKÖPRÜ MESLEK YÜKSEK OKULU

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesine bağlıdır. 2005-2006 eğitim yılında Üniversitenin merkez Kurupelit kampüsünde faaliyete başlamış, 2006-2007 yılında ise Vezirköprü’de kendi binasında hizmet vermeye başlamıştır.

 

Samsun Vezirköprü

GEZİLECEK YERLER

Samsun Vezirköprü Evleri

VEZİRKÖPRÜ EVLERİ

Vezirköprü evleri, Karadeniz bölgesinde ikinci bir Safranbolu evleri gibidir. Köprülü Mehmet Paşa ve diğer Köprülüler tarafından, İstanbul saray geleneğini yansıtan mimari yapılar ilçeye taşınmıştır. Zenginler, evlerini sarayvari yaptırıp içini de aynı oranda lüks ile döşetmişlerdir.

Evler, kendilerine özgü kargir karkas yapısıyla, içlerindeki ahşap ve kireç kalıplama işçiliğiyle Vezirköprülü’lerin ve yapan ustaların zevkini yansıtır.

İlçe merkezindeki bu evler: 2011 yılında başlatılan bir proje ile 216 ev restore edilmiş, sağlamlaştırılmış, evlerin sokağa bakan cephelerindeki alt yapı, elektrik ve telefon hatları yer altına alınmıştır.

Samsun Vezirköprü Evleri

Ayrıca yine burada koruma altına alınmış tescilli bina olarak 59 tane özel sivil mimari ev vardır. Bu evlerin hepsi özel mülkiyettir.

Buralara yolunuz düşerse, bu evlerin bulunduğu sokaklarda gezintiye çıkan, Safranbolu’da UNESCO tarafından koruma altına alınan evlere benzetilmiş, oldukça değişik ve güzel bir görünüm kazandırılmıştır.

Samsun Vezirköprü Kavlağan-Çınar Ağacı

KAVLAĞAN-ÇINAR AĞACI

İlçe merkezinde Orta cami mahallesinde polis karakolu önündeki parkın içinde oldukça büyük bir çınar ağacı vardır ve Vezirköprülü’ler bu ağaca “Kavlağan” derler ve şehrin ortasındaki bu ağaç bir buluşma yeridir. Çınar ağacının yaklaşık 260 yaşında olduğu söyleniyor.

2012 yılında tescillenerek koruma altına alınan ağacın boyu 25 metre, çevresi 530 cm dir. Evet bu ağaçla ilgili birkaç not: anıt ağaç, İstiklal Mahkemeleri ve daha önceki dönemlerde suçluların asıldığı bir ağaç olarak kullanılmıştır.

Yöre insanı bu ağaca: kara ağaç, koca ağaç, dar ağacı ve ibret ağacı ismini takmıştır.

Samsun Vezirköprü Atatürk Anıtı

ATATÜRK ANITI

Anıt, ilçe merkezinde Fazıl Ahmet Paşa Mahallesi Fazıl Ahmet Paşa caddesi üzerindedir ve 1981 yılında yapılmıştır. Bir kaide üzerine oturan anıt: 2.60 metre yüksekliktedir. Anıt heykeltıraş Rahmi Ertemiz tarafından yapılmıştır.

Atatürk’ün asker kişiliğine uygun olarak özel bir boya ile haki renge boyanmıştır. Anıtın çevre düzenlemesi de oldukça güzeldir.

Samsun Vezirköprü Köprülü Mehmet Paşa Anıtı

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA ANITI

Belediye parkı içindedir. İlçeye çok büyük hizmetleri olan, Osmanlının en zor yıllarının sadrazamı Köprülü Mehmet Paşa hiçbir zaman memleketini unutmamış, onca uzaklığa ve yoğun çalışmasına rağmen memleketine hizmet etmiş, halkın sevgisini kazanmıştır. Anıtı, 1958 yılında halkın yardımlarıyla yaptırılmıştır.

Samsun Vezirköprü Orta Camii-Yörgüç Paşa Camisi

ORTA CAMİİ (YÖRGÜÇ PAŞA CAMİSİ)

İlçe merkezinde Orta cami mahallesinde 100 yıl caddesindedir. Sultan II. Murat’ın vezirlerinden Yörgüç Paşa tarafından 1431 yılında yaptırılmıştır. Orijinal cami yapısı, 1944 yılındaki depremde yıkıldığından, şekli ve mimarisi hakkında bilgi yoktur.

Yıkılan caminin yerine, 1944 yılında günümüzde görülen cami yapılmıştır. Ancak bu yeni yapılan caminin herhangi bir mimari özelliği yoktur.

Samsun Vezirköprü Taş Han

TAŞ HAN

İlçe merkezinde Orta Cami Mahallesindedir. Kitabesi yoktur. Yapı hakkında herhangi bir belge veya kayıt da yoktur. Yanının malzeme ve teknik özellikleri dikkate alındığında muhtemelen Osmanlının son dönemlerinde yapıldığı düşünülmektedir.

Samsun Vezirköprü Taş Han

Yani: 17 ile 19’ncu yüzyıllar arası tarihlenebilir. Yapı, son derece bakımsız bir durumda iken 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Günümüzde yapı otel olarak hizmet vermektedir.

Samsun Vezirköprü Taş Medrese

TAŞ MEDRESE

İlçe merkezinde Fazıl Ahmet Paşa mahallesindedir. 1662 yılında Fazıl Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Orijinal yapıda çatı kurşun kaplama iken, sonradan kiremitle kaplanmıştır. Yapının içi ve dışında, pembe Karacaviran taşı kullanılmıştır.

Kurşun kaplı kubbelerin arasında tuğladan kare biçimli bacalar bulunur. Kubbeli medrese odalarında ocak ve kitap rafları görülür. Kare planlı dershane ve mescit bölümleri kubbeyle örtülüdür. Kubbe kasnağındaki vitrayla pencereler sonradan yapılmıştır.

1964 yılına kadar çeşitli amaçlar için kullanılan Medrese: Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Samsun Vezirköprü Tarihi Arasta ve Bedesten

TARİHİ ARASTA VE BEDESTEN

İlçe merkezindedir. Bedesten ve arasta, yaklaşık 77 x 55 metre ölçülerinde, geniş bir alana yapılan büyük bir ticari yerdir. İnşa kitabesi yoktur. Evliya Çelebi: bedesteninin çevresindeki arastadan bahsetmez.

Bedestenin Hacı Yusuf Ağa hayratı olduğunu yazar. Öte yandan Vakıflar Genel Müdürlüğü arşiv belgelerine göre: Ayşe Hanım adına düzenlenen, 1696 tarihli, dört sayfalık Osmanlıca vakfiyede, bedesten ve arastaya ait dükkanların vakfiye tarihinden önce inşa edildiği anlaşılır.

Vakfiyede: Ayşe Hanım’ın (Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi) Vezirköprü’deki vakıf eserlerine gelir sağlayan taşınmazlar arasında görülen bedesten ve arastanın maalesef inşa tarihi yazılı değildir.

Ancak: iç ve dış olmak üzere iki bölümlü bedestenin; 1160 yılında Yusuf Ağa tarafından yaptırıldığı kabul edilir. Dört kapısı ve 110 dükkan bulunur. Bedesten bölümü: kare planlıdır ve kubbeyle örtülüdür. Kubbeler, duvarlara bitişik tuğla kemerlere oturur.

Bedesten bölümüne: dört yandan basık kemerli kapılardan girilir. İç bedesten bölümü: kervansaray olarak kullanılmıştır. Bedestenin çevresini Arasta çevreler. Arastaya, yuvarlak kemerli bir kapıdan girilir.

Arastanın kuzeyinde, tonozlu dükkanlar bulunur. Arastada, bedestene bakan bölümdeki dükkanlar yer kazanmak için üçgen yapılmıştır.

Bedesten 1990’lı yıllarda tütün deposu olarak kullanılmıştır. Ayrıca kapıların önündeki eyvanlar kapatılarak dükkan yapılmıştır. 1998 yılındaki onarımda ise, kapı önlerindeki bu sonradan yapılan dükkanlar kaldırılmış, kapılar özgün görünüme kavuşmuştur.

Zemine ve sekisine beton dökülerek düzenlenmiştir. 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yine kapsamlı bir restorasyon yapılmıştır.

Samsun Vezirköprü Abdullah Derici Konağıı

ABDULLAH DERİCİ KONAĞI

İlçe merkezinde, Ortacami mahallesinde, Mahkeme önü sokakta, tarihi evler arasındadır. 1804 yılında Eski Belediye Başkanlarından Abdullah Derici’nin babası tarafından yaptırılmıştır.

Konak, 15 yıl süre ile maliklerinden ücretsiz olarak Belediye tarafından kiralanmış ve 2015 yılında restore ve dekorasyon yapılarak hizmete açılmıştır.

Yapı: 2 katlıdır. Zemin katta bulunan yerler: mutfak, kiler ve günlük oda olarak döşenmiş, hol sergi salonu yapılmıştır. Kiler olarak kullanıla bölüm: konak “Hükümet Konağı” olarak kullanılan dönemlerde günlük “Nezarethane” olarak kullanılmıştır.

İkinci katta: 5 oda bulunur ve ayrıca geniş bir hol vardır. Hol: haremlik ve selamlık olarak iki bölümde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler sırasındaki dekorasyonda, konağa ait asıl eşyalar yanında, ilçenin Susuz mahallesinde dokunan kilimler, heybeler ve çantalar da kullanılmıştır.

Konak: Pazartesi hariç her gün saat 08.30 ile 17.30 arasında ücretsiz gezilebilir.

Samsun Vezirköprü Çifte Hamam

ÇİFTE HAMAM

İlçe merkezinde Fazıl Ahmet Paşa Arasta ve Bedesteni bitişiğindedir. Kitabesi olmadığından yapılış tarihi ve yaptıran bilinmez. Ancak Dört sayfalık Osmanlıca kitabede: yapının Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun tarafından 1696 yılında yaptırıldığı yazılıdır.

Samsun Vezirköprü Çifte Hamam

Hamam: son olarak 2007 tarihinde restore edilmiş, güzel ve bakımlı bir görünüme kavuşturulmuş ve günümüzde çifte hamam olarak faaliyetini sürdürmektedir. Erkekler bölümü arastaya çıkan bir ara sokağa, kadınlar bölümü ise caddeye açılır.

 

FAZIL AHMET PAŞA MEDRESESİ

İlçe merkezinde Fazıl Ahmet Paşa mahallesindedir. Kitabesi yoktur. Ancak bazı kayıtlarda, Fazıl Ahmet Paşa tarafından yaptırıldığı belirtilir. Yapım tarihi olarak, muhtemelen Paşa’nın sadarette bulunduğu 1661-1676 yılları arası olmalıdır.

Yapı 1964 yılından beri İlçe Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır. 2010 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Yapının boyutları, doğu-batı doğrultusunda 37,60 x 30,10 metredir.

Girişi batıdandır. Batı cephesi ortasında ana kapı, bunun solunda ise küçük başka bir kapı bulunur. Yapının dış cephesinin tamamında, muntazam kesme taş işçiliği görülür. Dershane ve hücrelerin içi ve avluya bakan yüzeyler sıvayla kaplıdır. Ocak bacalarında tuğla kullanılmıştır.

KALE CAMİİ

İlçe merkezinde Taşkale mahallesindedir. Orijinal kitabesi yoktur, ancak batı kısmında avlu duvarının üzerine sonradan konulduğu anlaşılan iki satırlık kitabe vardır. Bu da ilçe merkezindeki birçok yapı gibi, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Yusuf Ağa kızı Ayşe Hatun tarafından 1696 yılında yaptırılmıştır. (Bu durum: Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki dört sayfalık Osmanlıca vakfiyede yazılıdır.)

Bu vakfiyede: camiden başka, Ayşe Hanım tarafından inşa ettirilen cami (Toprakkale camisi), Taşkale içinde yaptırılan bir çamaşırhane, çarşı içinde yaptırılan ikiz hamamdan ve ayrıca bir takım çeşmeden ve bunların su yollarından söz edilir.

Vakfiyeye göre, bu cami: yakınlarında bulunan bir veya daha fazla çeşme ve çamaşırhane ile birlikte inşa ettirilmiştir. 1943 yılındaki depremde, caminin minaresi ve son cemaat yeri kubbeleri yıkılmıştır.

1960 yılında aslına uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. 2006 yılında yeniden restore edilen cami, halen ibadete açıktır.

KALE HAMAMI

İlçe merkezinde Kale camisine bitişiktir. İnşa kitabesi yoktur. Ancak daha önce söz ettiğim gibi, Vakfiyesinde belirtildiği üzere Ayşe Hatun tarafından 1696 yılında yaptırıldığı düşünülmektedir. 1945 yılındaki depremde ciddi hasar görmeyen yapı, 1960 yılında onarılmıştır.

Son olarak 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek bakımlı ve güzel bir görünüme kavuşturulmuştur. Girişi kuzeydendir.

Tek kubbeli, büyükçe bir soyunmalık, bunun önünde solu tuvalet olarak düzenlenen, kubbe ve beşik tonozla örtülü ılıklık bulunur. Günümüzde hamam olarak fonksiyonunu sürdürmektedir.

 

NAMAZGAH CAMİİ

İlçe merkezinde Köprülüler caddesindedir. Tarihi namazgah, yeni canimin (Köprülü Mehmet Paşa Camisi) kıble duvarına birkaç metre, Namazgah Camisine ise yaklaşık 40-50 metre uzaklıktadır. Bu yüzden bu camiye Namazgah Camisi ismi verilmiştir.

Caminin kitabesi yoktur. Ancak bugünkü caminin yerinde, eskiden Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan, ancak 1906 depreminde yıkılan bir cami bulunduğu bilinmektedir.

Günümüzdeki camide, önceki orijinal caminin sadece minber ve mihrabı kullanılmıştır. Günümüzdeki camı, 1915 yılında mahalle sakinleri tarafından yaptırılmıştır.

Cami, 2008 yılında restore edilmiştir. Caminin kıble yönünde, hemen yanında Köprülü Mehmet Paşa camisi yaptırılmıştır.

SAAT KULESİ

İlçe merkezinde Fazıl Ahmet Paşa Medresesinin 50 metre batısında, Saathane meydanındadır. Kule: 1906 yılında Sultan II Abdülhamit döneminde yaptırılmıştır. Yüksekliği 15 metredir. Kaidesi sekizgendir.

Silindirik bir gövdesi vardır. Gövdenin yukarısı, minare şerefelerine benzer yapılmıştır. Kulenin dört yüzünde, yuvarlak saat kadranları vardır.

Saat kulesinde: mermer levha üzerine, kartuşlar içerisinde, ikişerden dört sıra ve sekiz satır halinde, sülüs harfleriyle kabartma olarak yazılmış ve günümüzde kısmen tahrip olmuş Osmanlıca kitabe vardır.

Samsun Vezirköprü Tacettin İbrahim Paşa Camisi

TACETTİN İBRAHİM PAŞA CAMİSİ

İlçe Merkezinde Çanaklı Mahallesindedir. Halk arasında “Kurşunlu camisi” olarak da bilinir. Kitabesi yoktur. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunan Arapça vakfiyesine göre, 1495 yılında, Hacı Beyzade Mevlana Safiyüddin oğlu İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Vakfıyede yapı “imaret” ifadesiyle kaydedilmiştir. İmaret üç bölümden oluşur. Birinci bölüm: misafirlerin istirahatlerine yönelik her birinin önünde sofa bulunan iki odadan oluşan tabhanelerdir.

İkinci bölüm: mutfak, ekmekhane, kiler, ambardır. Üçüncü bölüm: ahır, abdesthane ve diğer müştemilattır.

Günümüzde: duvarlarla çevrili geniş bir avlu içinde, imaret olarak nitelenen cami ve tabhaneler bölümünü içeren, önünde şadırvan bulunan cami mevcuttur.

Üçüncü bölüm olarak yazılan yerlerle ilgili herhangi bir işaret ve kalıntı yoktur. 1943 yılındaki depremde, caminin mihrap önü kubbesi, son cemaat yeri ve minaresi tamamen yıkılmıştır. 1955 yılında mahalle sakinleri tarafından da bazı tehlikeli yerleri yıkılır.

Aynı dönemde, cami, mahalle sakinleri tarafından orijinal duvarları üzerine, moloz taşla, ahşap tavanlı ve kiremit çatılı olarak yenilenir. 1989 yılında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ayrıntılı ve sağlam bir restorasyon yapılır ve cami, 2000 yılında ibadete açılır.

 

İLÇE MERKEZİ DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Samsun Vezirköprü Kurt Köprü

KURT KÖPRÜ

İstavloz çayı üzerinde, Vezirköprü Tekkekıran ve Havza Kayabaşı köyü arasındaki yoldadır.

Kitabesi yoktur. Bu yüzden hangi tarihte ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak köprünün mimari görünüşü, malzeme ve teknik özellikleri, erken dönemleri işaret eder. Bu köprünün 1 km uzağında, başka bir antik köprü vardır.

O antik köprünün tahrip olması nedeniyle bu köprü yapılmıştır. Yapılış tarihi muhtemelen 13’ncü yüzyıldır. Köprü: vadide kayalık iki yaka arasında yapılmıştır. Boyu 86 metre, genişliği 4.5 metre ve yüksekliği 15 metredir.

Köprü; ortasında bulunan ayak üzerinde, sivri kemerli ve iki gözlüdür. Bunun doğusunda sivri kemerli bir başka göz, batısında ise küçük sivri kemerli bir boşaltma kemeri bulunur. Köprü, zeminden 5.5 metreye kadar taş, bunun üstünde ise kesme taş ve tuğla kullanılmıştır.

Aşağı kesimlerde kullanılan taşlar arasında Roma ve Bizans dönemine ait bezeli devşirme taşlar görülür. Köprünün geçit kısmı düzdür, ama diğer yerlerinde olduğu gibi tahribata uğramıştır.

Türkiye’nin tek mihraplı köprüsü olan Kurt Köprüsünün özgün dokusu, 2009 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyonda yoğun zarar görmüştür.

 

EĞRİ KALE-KOCAKAYA KALESİ-HAYDAR BEY KALESİ

İlçe merkezine bağlı Kocakaya köyündedir. Kaleye çıkmak için, köyden itibaren oldukça dik patikalardan 1 saatlik bir yürüyüş gerekir. Zorlu tırmanıştan sonra, bulutların üzerindeymiş gibi his veren kaleden, tüm Vezirköprü ovası ve Altınkaya Baraj gölü görülebiliyor. Kalede, su sarnıcı ile birlikte yer yer sağlam kalmış, burçları ve yapı izlerini görebilirsiniz.

 

SAGYLİON KALESİ

İlçe merkezine bağlı Büyükkale köyündedir.

Kaleye çıkış kolaydır, araçla yanına kadar gidilebilir. Sadece köyden sonra yarım saatlik bir patika yol kullanılır.

Ünlü coğrafyacı Sinoplu Strabon’a göre: “Kral Pharnakes’in oğlu Alyattes, krallığını ilan eder. Ordu peşini bırakmaz. Alyattes Sayglion kalesine sığınır.

Ancak ummadığı bir sürprizle karşılaşır. Alyattes’in buraya sığınabileceğini düşünen Lykomedes, sarnıcı büyük taşlarla doldurmuştur. Alyattes uzun süre dayanamaz ve burada öldürülür.”

Bugün, kalenin surlarının bir kısmı hala ayaktadır. Alyattes’i susuzluğa mahkum eden sarnıç hala taş doludur.

İNCİRLİ KIŞLAKLARI

İlçe merkezinden 12 km uzaklıkta Yeşiltepe köyüne yakındır.

Tarihi bir kalenin taş merdivenlerini tırmanarak, yukarı çıkıldığında, muhteşem bir baraj manzarası ile karşılaşırsınız.

Burada: kagir kışlak evleri, 200 yıllık taş örgü çeşme, tarihi kilise kalıntısı ile eski Rum köyü İncirli’nin yapı kalıntılarını gezebilirsiniz.

Samsun Vezirköprü Esenköy Kaya Mezarları

ESENKÖY KAYA MEZARLARI

İlçe merkezine 12 km uzaklıkta Esen Mahallesindedir.

Burada bulunan kaya mezarları, yörede Demir çağından kalma önemli eserler olarak dikkat çeker. Kaya mezarları bölümünde: kaya, dıştan üç sütun olarak görülür. İç kısımda ise: iki oda ve bu iki odanın önünde sütunlar arasında kalan bir koridor bulunur.

Kaya mezarların yüksekliği 5 metredir. 3 metreye kadar olan bölüm diktir ve diğer kısımda, dar bir merdivenle kaya mezarın içine girilebilir.

Ön taraftan bakınca, dimdik ve keskin bir kaya görünümünde olan mezar arka taraftan bakınca bir tümülüse benzer.

Samsun Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu

ŞAHİNKAYA KANYONU

İlçe merkezine 13 km uzaklıkta, Kızılırmak nehrinin en derin yerindedir. Kızılırmak burada birdenbire darlaşan çok dik yamaçlı bir boğaza girer.

Takriben 5 km uzunluğundaki bu boğazdan Kuruçay köyü yakınlarında çıkan Kızılırmak yeniden genişler ve yayvanlaşarak bir vadi ile Karadeniz’e doğru yoluna devam eder.

Samsun Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu

Kanyon: dağ oluşumu ve akarsuyun aşındırması sonucu oluşmuştur. Yamaçların çok dik ve dar oluşu ile ideal bir baraj yeri manzarası gösterir. Kanyon, 1988 yılında tamamlanan Altınkaya Baraj gölünün içinde kalıyor.

Baraj gölünün suyunun yükselmesiyle bugünkü görünümü kazanmıştır. Kanyonun uzunluğu 3250 metredir. Su derinliği ortalama 106 metredir. Kanyon yüksekliği ise 340 metreye kadar çıkmaktadır.

Sarp kayalıklar arasında, Kızılırmak nehrinin turkuaz renkli suları, bambaşka bir görüntü yaratır. Buralara yolunuz düşerse, Şahinkaya kanyonunu mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

Samsun Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu Tekne Turu

Tekne turu

Tekne turları yaklaşık 40 dakika sürüyor. İnsanlar tekne turunda, devasa yamaçları gözlemliyorlar. Kanyona, Türkmen köyü ve Vezirsuyu Tabiat Parkından olmak üzere iki farklı noktadan tekne turları düzenlenmektedir.

ÖZYÖRÜK KAYA MEZARI

İlçe merkezine 20 km uzaklıktaki Özyörük köyündedir.

Anıt mezar, bir doğal kale formundadır. Antik bir merdivenle ulaşılmaktadır. Ancak buraya yani mezara tırmanış oldukça tehlikelidir.

Samsun Vezirköprü Vezir suyu Tabiat Parkı

VEZİRSUYU TABİAT PARKI

İlçe merkezine 23 km uzaklıktadır.

Park alanı büyüklüğü 23 hektardır. Şahinkaya kanyonu, buraya 7 km uzaklıktadır. Park alanı, her yıl, çevre yörelerden gelen binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Tabiat parkında tekne gezileri düzenleniyor.

Samsun Vezirköprü Kunduz Ormanları

KUNDUZ ORMANLARI

İlçe merkezine 51 km uzaklıktadır. İlçe merkezinin batısındadır.

Buraya: Kunduz Ormanları veya Kunduz yaylası denir. Kunduz dağı: doğu-batı uzanımlıdır ve turizm amaçlı kullanılan bölümünün ortalama yüksekliği 1100-1500 metredir. En yüksek yeri ise 1791 metredir. Kunduz ormanlarında, her sene çeşitli festivaller düzenlenir. Ayrıca yine kunduz ormanlarında bir “Geyik Üretme Çiftliği” vardır.

Samsun Vezirköprü Kunduz Ormanları

Burada çok sayıda geyiği izleyebilirsiniz. Yaz aylarında ormanın temiz havasından yararlanmak, dinlenmek ve piknik yapmak için yoğun tercih edilir. Yine, Kunduz ormanlarında, Soğuksu deresinin geçtiği yerde bir kamp alanı vardır ve burada çadır kurabilirsiniz.

Samsun Vezirköprü Kunduz Ormanları Geyik Üretme Çiftliği
Geyik Üretme Çiftliği

Kunduz dağında, dev bir hayvanat bahçesi görünümündeki alanda sadece Kızıl Geyikler bulunur. Çiftlikte sayıları arttırılmaya çalışılan 35 adet kızıl geyik vardır. Bunlardan 7 tanesi, 2012 yılında doğaya salınmıştır.

OYMAAĞAÇ HÖYÜĞÜ

Höyük: yaklaşık 4-5 hektar büyüklüğünde bir alanı kapsar. Höyük, tarihi süreçte birkaç bin yıl, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Bu yüzden: Vezirköprü ovasının en önemli antik yerleşim alanıdır.

Orta Tunç çağı döneminde höyüğün Hititlerin dini merkezi Nerik şehri olduğu tahmin ediliyor.

Buranın yani Nerik şehrinin önemini anlaşılması için, biraz ayrıntılara girmekte yarar var.

Nerik: Asurdan başlayıp Kaniş karumunda konaklayan, oradan Karadeniz’e kadar uzanan ticaret kervanlarının önemli uğrak yerlerinden biridir ve fırtına tanrısına adanmıştır.

Oymaağaç’daki yerleşim, Hitit öncesine kadar gider. Ancak buranın önemi, Anadolu’da Hititler öncesinde Hatti uygarlığı ile başlar. Hatti uygarlığının da, MÖ 3000’li yıllarda Hitit öncesinde izleri görülür. Yani, Oymaağaç, en parlak dönemini Hatti uygarlığı döneminde yaşamıştır.

Burada: Hatti döneminde, Güneş Tanrıçası Vuruşemu ve Fırtına Tanrısının oğlu ve yine Fırtına Tanrısı Nerik adına kurulmuş bir tapınak vardır. Bu yüzden, Oymaağaç, Hatti döneminde, Marassantiya (Kızılırmak) nehrinin bereketli topraklarının kıyısında kurulmuş önemli bir dinsel merkezdir.

Kent, takip eden Hitit döneminde de bu dinsel önemini sürdürür. Ancak en parlak dönemine MÖ 1275 yılında ulaşır. Çünkü, ünlü Hitit Kralı III Hattuşili, yeğeninden Hitit Krallığını alıncaya kadar, Nerik şehrinin de bulunduğu bölgenin kralı idi.

III Hattuşili, aynı zamanda bir rahip idi. Zaman içinde yeğeni III Mürşili’yi yener ve Hitit kralı olur. III. Hattuşili, güçlü bir imparatorluk kurar. Ancak diğer Hitit krallarından farklıdır.

İktidarının ilk yıllarında, dünyanın ilk yazılı anlaşması olan Kadeş Savaşı sonundaki Kadeş anlaşmasını imzalar. (MÖ 1270) (Bence bu anlaşmanın en önemli bölümlerinden birisi de anlaşmanın altında Hititler adına, Kral III Hattuşili ve eşi Puduhepa’nın mührünün olması, kadına verilen değerin ifadesi olarak önemlidir.)

Evet, sonuç olarak Hitit kralı III Hattuşili, ne kadar süre kaldığı bilinmese de, bir süre Vezirköprü ilçesinin bulunduğu bölgedeki Nerik (günümüzdeki Oymaağaç) şehrinde kalmıştır.

Nerik şehri, Deniz kavimleri denen savaşçılar tarafından, tüm Anadolu’da olduğu gibi Hitit imparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte, yok olmuştur.

Gelelim günümüze

Burada 2005 yılında resmi arkeolojik kazı çalışmalarına başlanmış ve halen yürütülmektedir. İlk olarak kazılar Alman Arkeolog Rainer Czichon tarafından başlatılmıştır.

Bugüne kadar devam eden kazılarda: çanak-çömlekler, törenlerde kullanılan küçük kaplar, Roma dönemine ait toplu mezarlar, Hiyeroglif yazılı mühür ve çivi yazılı tablet parçaları bulunmuştur. Bu parçalar da, buranın Neri şehri olduğunu kanıtlamaktadır.

Hitit Kralı III Hattuşili, yılda birkaç kez Hattuşa’dan Neri şehrine gelerek hava tanrısına saygısını gösterir, özel ziyafetler düzenlermiş.

Samsun Vezirköprü Oymaağaç Höyüğü

Karadeniz bölgesindeki ilk çivi yazılı tablet burada bulunmuştur.

Samsun

Denizli Beyağaç

Denizli Beyağaç

Daha çok, tarihi kalıntılardan ziyade, yeşilliğin ve tabiat güzelliklerinin ön plana çıktığı bir yöremiz. Özellikle, bu civarda çadırlı kamping arayanlar için ideal ve güzel yerler var. Yani; tertemiz bir hava, bol oksijen, yazın sıcak günlerinde serin bir ortam arzulayanlar için, burası ideal. Buyurun, Beyağaç’a.

ULAŞIM

İlçe, il merkezi Denizli’ye: 94 km. uzaklıktadır.

TARİH

Beyağaç ilçesinin bulunduğu topraklar, Osmanlı döneminde, Padişah III. Ahmet’in kızı Mihrişah Sultana çeyiz olarak verilmiş. Buranın geliri ise, vakfedilerek, Mihrişan Sultan tarafından, Medine’ye verilmiş.

İlçenin tarihi geçmişi hakkında, bundan başka, aydınlatıcı bilgiler yok. Ancak: 1966 yılında, Eskere ve Sarıyer köylerinin birleşmesiyle meydana geldiği ve 1972 yılında ise Belediye olarak tescil edildiği biliniyor. 1991 yılında ise, Kale ilçesinden ayrılarak, müstakil ilçe olmuş.

Denizli Beyağaç

GENEL

Büyük Menderes nehrine dökülen “Akçay” ilçe merkezinden geçiyor. Ayrıca: Sandras Dağı, tüm ihtişamı ile buradan gözlenebiliyor. İlçe verimli bir ova üzerine kurulmuş olup, rakımı: 650 metredir.

İlçenin en önemli özelliği: anıt ağaçları, yaşları yüzlerce yıllık karaçamların bulunması. Yazımın giriş kısmında belirttiğim gibi: yeşillikler içinde, kamp hayatı yaşamak isteyenler için, İlçe sınırları içinde çok güzel yerler var.

Bunun dışında: ilçe halkının başlıca geçim kaynakları: tütün üreticiliğidir.

İklim durumuna gelince, soğuk bir yer. Çevre ilçelere nazaran kar yağar ve bir süre yerde kalır.

GEZİLECEK YERLER

Denizli Beyağaç Topuklu yaylası

TOPUKLU YAYLASI

Burası; ilçe merkezine 20 km. uzaklıktadır. Köyceğiz ilçe merkezine ise, 30 km. uzaklıktadır. Halen kullanılan yol: ilçe üzerinden. Ama, Köyceğiz yolu üzerinden de yaylaya bağlantı yolu yapılması çalışmaları sürdürülüyor. Bayağı yüksek bir yer, rakım, yaklaşık: 1700 metre. Yaylanın batısındaki tepelerden, hiç akla gelmez ama, Gökova körfezini ve yaz aylarında, gün batımını izlemek, muhteşem keyifli.

Evet, bu yayladaki tesisler, güneş enerjisiyle aydınlatılıyor. Burada: restoran, fırın, tandır kuyusu ve alabalık tesisleri var. Alt yapı çalışmaları tamamlanmış. Çeşme, duş ve tuvaletler de bulunuyor. Konaklama yapmak ta mümkün. Yayladaki toplam yatak sayısı: 70. Yaklaşık 30 civarında bungalov tipi ev bulunuyor. Alanın yarısı, doğal çim. Her yıl Haziran ayında, yaylada şenlikler düzenleniyor.

Denizli Beyağaç Kartal Gölü

KARTAL GÖLÜ

İlçe merkezine 23 km. ve Denizli il merkezine 129 km. uzaklıktadır. Sandraz dağının zirvesindedir. Buzul çağında oluşmuş bir krater gölü olduğu düşünülüyor. Rakımı: 1903 metre.

Milli Park ilan edilerek koruma altına alınmış ve Doğal Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Çiçekbaba dağının zirvesinde, kuzeye bakan yamaçtadır. Ülkemizin en yaşlı “karaçam ormanı” buradadır. Ağaçların yaşları: 850-1300 yıl arasındadır. Kartal Gölü ve “Anıt Orman” çevresi: bitki florası bakımından çok zengin. Burası: her ne kadar yüksek ve soğuk olsa da, Haziran ayı ortalarından itibaren, çadırlı kamp yeri olarak ve piknik alanı olarak kullanılıyor.

Her yıl, Ağustos ayının son Perşembe günü, burada, Eren Şenlikleri düzenleniyor ve bütün yöre halkı, buraya geliyor ve şenliğe katılıyor.

Denizli Beyağaç Karagöl

KARAGÖL

İlçe merkezine 16 km. uzaklıktadır. Ortalama rakım: 1335 metredir. Ancak, Temmuz ayı ortalarında, gölün suyu tamamen çekiliyor. Ekim yada Kasım aylarında, yeniden su tutulmaya başlanıyor. Çünkü, göl, tamamen yağmur sularıyla besleniyor. Çevresinde çok sayıda, karaçam ağacı var. Bunların yoğunluğunun yaşı: 1000 civarında olduğu tahmin ediliyor.

Denizli Sarayköy gezi yazım için Sarayköy