Paris Şehir içi ulaşım

Paris Şehir içi ulaşım

Paris’te şehir içi ulaşımda: en iyi, kestirme ve pratik yol: Metro. Saat: 05.30 ile 00.40 arasında çalışan metro dışında: otobüsler de tercih ediliyor.

Otobüsler

Saat: 06.30 ile 20.30 arasında çalışıyor. Ancak, bazı hatlarda, son servis, saat: 00.30’a kadar sürdürülüyor. Bunun dışındaki gece otobüsleri: belirli bölgelere gidiyor ve saat: 01.30 ile 05.30 arasında hizmet veriyor.

Sen nehri üzerinde: su taşımacılığı da yapılıyor. Batobus, her 20 dakikada, belli duraklardan hareket ediyor. Ama ben bunu kullanmadım.

Şehirde taksi bulmak, özellikle iş çıkışları ve sabah erken saatlerde biraz zor.

TRAFİK

Trafik berbat. Yaya ışıkları kullanışsız. Güneş vurunca görünmüyorlar. Ayrıca, yaya geçitlerinde, garip bir kural işliyor. Hem yayaya hem de sola-sağa dönen araca yeşil yanıyor. Sözüm ona, yayaya öncelik verilecek ama özellikle motorlar üstünüze sürüyorlar.

Trafikteki arabaların üçte birinde mutlaka: vuruk, çarpık, çizik var. Trafiği, her an kaza olacakmış hissi uyandırır insanda.

Paris Şehir içi ulaşım Taksiler

TAKSİLER

Şehirdeki taksilerin üzerinde, ışıklı “Taxi” yazısı bulunmaktadır. Genellikle: sokak köşelerinde, tren istasyonlarında ve resmi binalar dışında ve havaalanlarında bulunurlar. Ödemeler nakittir, kredi kartı kabul etmezler. Normalde: maksimum 3 yolcu alırlar.

Bagaj için sınırlı alanları bulunur. Paris havaalanları ile, şehir merkezinde gitmek istediğiniz yere muhtemelen ödemeniz gereken ücret: 20-45 Euro arasındadır. Taksinin üzerindeki ışıklı işaret açıksa: taksi müsaittir.

Işık kapalı ise, taksi müsait değildir. Sürücü ile herhangi bir pazarlık durumu söz konusu olmuyor, çünkü bütün taksilerde, taksimetre var. Yalnız, sürücülerin kaba ve vurdum duymazlıkları dikkatinizi çekecektir.

Şehirde, bir Cumartesi gecesi, yüz metreye varan taksi kuyrukları oluşuyor. Özellikle, hafta sonlarında ve Cumartesi gecesi, taksi bulamamak, gece gezmesini bir kabusa dönüştürecek kadar büyük bir sorun. Hele bir de yağmur varsa, kesinlikle çalışmıyorlar, kuyruktakiler daha da rezil olmaya devam ediyorlar.

Paris Şehir içi ulaşım Bisiklet

BİSİKLET

Paris’te bisiklete binmek zevkli. Çünkü, üstünüze çıkan arabalar yok. Otobüsler ve bisikletler için tek yol var ve inanır mısınız, otobüsler dahi çıkmıyor üstünüze.

 

METRO

TARİHİ

1845 yılında, Paris şehir yönetimi ve demiryolu şirketleri, şehir içi bir demiryolu ağı kurmayı planlıyorlardı. Bu dönemde, ortaya atılan iki farklı görüş, çeşitli tartışmalara ve bunun sonucunda da gecikmelere neden oldu.

Demiryolu şirketlerinin kabul ettiği görüş, Londra’nın da uygulamasını yaptığı şekilde, var olan şehir hattına, yeni yapılacak yer altı şebekesinin eklenmesiydi. Şehir yönetiminin görüşü ise, tam tersi olarak, var olan hat ile hiçbir bağlantısı olmayan, tamamen yeni ve bağımsız bir şebeke kurmaktı. İki taraf arasında, 1856’dan 1890’a kadar süren bu anlaşmazlık, şebekenin yapımını engelledi.

Bu süre içerisinde, Paris şehrinde hızla artan nüfus ve meydana çıkan trafik problemi, şebekenin inşa edilmemesi durumunda, bu sorunların altından kalkılamayacağı gerçeğini ortaya koydu ve nihayetinde 1886’da yapım çalışmalarına başlandı.

Paris Metrosunun başlangıç hattı, 1900 yılında, Dünya Evrensel Sergisi sırasında törenle açıldı. Sistem, 1.Dünya Savaşının patlak vermesine kadar çok çabuk genişledi ve metro ağının çekirdeği, 1920 de tamamlandı. Şehir merkezi sınırlarından dışarı, komşu banliyölere giden ilk uzantıların yapımı ise, 1930’larda tamamlandı.

Ayrıca hat 11 de bu dönemde tamamlandı. Otomobil çağı (1950-1970 yılları arasında) sırasında duraklamadan sonra ise diğer birçok banliyö ve uzantılarla hatlara dahil edildi.

Teknik kararlar

Orijinal ağın dizaynına, istasyonlar arasındaki mesafelere, az sayıda yolcu profili trenlere ve uzantıları belirleyen limitlere göre alındı. İlave taşıma kapasiteleri ve büyüyen tramvay ağı, 1960’lar dan itibaren oluşturulan Regional Express Network (RER) ağıyla desteklendi.

Bununla beraber 20.yüzyılın sonunda Paris Metrosu, RER ağına ait Hat A’nın yükünü hafifletmek amacıyla tam otomatik olan Hat 14’ün açılışını yaptı. Hat 14, 70 yıl aradan sonra RER değil de Metro tarafından açılan ilk hat oldu. Sürücüsü olmayan bu hattaki trenlerde, intihar girişimlerini engellemek amacıyla, özel pencereler kullanıldı.

Metro ağı, geçmişte ve günümüzde bazı kazalara da sahne olmuştur. 10 Ağustos 1903 de çıkan yangında 84 kişi hayatını kaybederken, alınan önlemlerle uzun süre, bu tür bir facia yaşanmamıştır.

30 Ağustos 2000 de hızdan ve kontrolün kaybolmasından kaynaklanan bir problem nedeniyle, Notre-Dame-de-Lorette İstasyonunda 24 kişi hafif yaralanmıştır.

Son olarak ise, 6 Ağustos 2005 tarihinde, Simplon İstasyonundaki bir trende, kısa devre sonucu meydana gelen yangında, 19 kişi yaralanmıştır.

 

GENEL

Paris şehrinin her yerinde, herhangi bir metro istasyonu, size en fazla, yürüyerek 5 dakika uzaklıktadır. Yani, bu kadar çok metro istasyonu var. Her 100 metrede bir metro istasyonu var. Ama: 8 katlı metro istasyonlarında, özellikle ziyaretçiler açısından çoğu zaman kaybolmak mümkün. Ancak: şehirde yaşayanlar, hayatlarının yarısını, yer altında, metroda geçiriyorlar.

Paris’in sembollerinden olan “Paris Metrosu”; öncelikle şehir merkezinde bulunan yer altı istasyonları ve “Art Nouveau”dan etkilenerek inşa edilmiş olan mimarisiyle dikkati çekiyor. Toplamda: 211 km. olan bu sistem, 16 hatlıdır. Hatlar: 1’den 14’e kadar numaralandırılır.

Bunların dışında bulunan 2 tanesi ise: küçük hatlardır. Daha önce başka hatlara bağlı iken, bugün bağımsız hatta dönüştürülmüşlerdir. Eğer, bu 14 farklı hattan oluşan metro haritasını çözdüğünüzde; (ki bence rahatlıkla çözeceksiniz) metro ulaşımının hem kolay ve hem de zevkli olduğunu göreceksiniz. Ama: öncelikle, bir metro istasyonundan derhal, metro hat haritası edinmelisiniz.

Kesinlikle, şehirdeki tüm ulaşımı metro ile gayet rahatlıkla yapabilirsiniz.

Önemli olan: bir metro haritası edinin, gitmek istediğiniz yeri haritada işaretleyin ve o istasyona giden renkli metroya binin. Ancak, metro trenine binerken, gitmek istediğimiz yöne gittiğine yani o yöndeki en son istasyonun ismine de bakmayı sakın unutmayın, aynı renkli ama terk yöne giden bir trene binerseniz, elbette sıkıntı ortaya çıkacaktır.

Yoksa, ben Paris’te kaldığım sürede, sadece metro ile her yere ulaştım. Bir not daha: Ressamlar Tepesi olarak bilinen yerde, metrodan inip yokuş yukarı tırmanan raylı araca yani fenikülere binmeniz gerekiyor. Burada, aynı bölgeye ait metro biletiniz varsa geçerli yoksa ilave 1 Euro ödemeniz gerekiyor.

 

Günümüzde,

Paris Metrosu, günde ortalama 4.5 milyon yolcuyu taşımaktadır ve 62 si başka hatlara bağlantı sağlayan, 297 adet istasyonla hizmet vermektedir. Avrupa’da görebileceğiniz tek lastik tekerlekli metro ağı buradadır.

Ama: metro istasyonlarına indiğinizde, yine idrar kokusu ile karşılaşma durumu mümkün. Çünkü: evsizler, tuvalet ihtiyaçlarını metro istasyonlarında, buldukları yerde gideriyorlar ve özellikle metro istasyonlarında yoğun koku var.

Her zaman tıkış tıkış ve leş gibi kokuyor. Zaten koltukları da fazla samimi. Dip dibe oturuluyor. Kimse kimsenin gözlerine bakmıyor. Ama, aynadan herkes birbirini kontrol ediyor.

Sabahın köründe, kendinizi metroya atarsanız: vagonda oturanların, somurtkan ve ağırbaşlılıkla, çıt çıkarmadan gazetelerine göz gezdirdiklerini görürsünüz. Derken, ilk durakta kapı açılır ve vagona “Meksikalılar” doluşur. Şarkı ve gitar sesleri ile ortalık şenlenir.

Bu arada, biri, şapkası ile para toplamaya başlar. Bu somurtkan Fransızlar, gizlice çıkardıkları ufak-tefek paraları, o şapkanın içine atarlar. Hatta, toplayanı utandırmamak için, parayı şapkaya atarken, gözlerini başka yöne çevirirler. Yani: nazikçe, “sanata katkı” hadisesine şahit olursanız, şaşırmayın.

Gecenin köründe ise, sakın metroya binmeyin.

Londra şehrine göre, daha geç saatlere kadar devam eden metro seferlerinde, gecenin ileri saatlerinde, güvenlik zafiyeti ortaya çıkıyor.

Bu arada: metro istasyonlarının çoğunluğunda yürüyen merdiven ve asansör yok. Zaten, olanlar da büyük ölçüde çalışmıyor, arızalı veya yalnızca yukarı doğru olanlar çalıştırılıyor. Sanki: aşağı inerken merdivenin önemi yok dercesine.

Ayrıca, istasyonda bulunan birçok trenden, yalnızca biri hareket edeceğinde, onun hangi yöne gittiği konusundaki tereddütlerinizi gidermek çok zor. Özellikle, Fransızlar, İngilizce soracağınız sorulara asla cevap vermiyorlar, bu da tam bir rezalet.

ÇALIŞMA SAATLERİ

Trenler, ağa bağlı her istasyonda, yılın her günü sabah 05.00 ile gece 01.00 arasında hizmet verirler. Aralık 2006 dan itibaren ise, Cumartesi geceleri ve tatil öncesi gecelerde, saat; 02.15 e kadar hizmet vermeye başlamışlardır. 2007 Aralık ayından itibaren, Cuma geceleri de, istasyonların 02.15 e dek açık kalmaktadır.

Paris Şehir içi ulaşım Bilet

BİLET

Standart geçiş için kullanılan, tek bilete “t” (ticket) adı verilir. Bu bilet, tüm Metro’da ve RER’in 1.bölgesinde 2 saat boyunca geçerlidir. Tek parça olarak (1.40 Euro) satın alınabildiği gibi 10’u  bir arada olan şekliyle de (10.90 Euro) alınabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken şu: örneğin aldığınız biletin hangi bölgede geçerli olduğu.

Çünkü: Versay Sarayına gitmek istiyorsanız, 1. bölge bileti, oradan dönüşte işinize yaramıyor, çünkü saray farklı bir bölgede olduğu için tekrar bilet almanız isteniyor. Yani, aldığınız bilet, sadece o bölge veya o bölgeler için geçerli, farklı bir bölgeye gittiğinizde biletiniz geçersiz oluyor ve yeni bilet almanızı istiyor.

Limitsiz olarak kullanılan paso çeşitleri de vardır. Haftalık ve aylık olarak bulunabilen pasoya “Carte Orange”, günlük olanına ise “Mobilis” denmektedir. Yıllık olanının (İntegrale) yanı sıra, bir de Paris’e gelen ziyaretçilerin sıklıkla kullandığı 2-3 ya da 5 günlük pasolar mevcuttur ki bunlara da “Paris Visite” denmektedir.

Normal biletlerle ve ya  pasolarla Metro girişlerine giren yolcular, turnikeye girmeden önce biletlerini makineye sokarlar ve geçtikten sonra da makineden çıkan bileti alırlar. Yolculuk boyunca yanlarında taşımaları gereken bu bilet, istenildiğinde görevlilere gösterilmelidir. Navigo Pass kullanımında ise, kartın turnikedeki sensöre yaklaştırılması yeterlidir. Hatta yeterince yaklaşıldığında makinenin okuması için cüzdandan çıkartılmasına bile gerek kalmamaktadır.

Bilet kontrol sistemleri biraz gariptir.

İnsanlar özellikle geceleri kapının altından sürünerek geçip para vermekten gocunurlar. Bir bilet alıp, 3 kişi arka arkaya girip geçersiniz ve artık sizde yakalanmamışsınızdır.

Ancak kontrole denk gelirseniz ve bu Paris’ten ayrıldığınız gün trene yetişme sırasında olursa, bilet başı 40 Euro para verirsiniz ve asla hiçbir bahaneyi kabul etmezler.

Beleşçi olmamak lazım. Bu duruma düşmemek önemli, çünkü böyle durumları, yani biletsiz seyahat etmeyi kamuya karşı yapılmış gibi değerlendiriyorlar ve bir dahaki sefere belki de vize almanıza engel olabilecek bir durum karşınıza çıkabilir.

Metro biletlerini, metro istasyonlarındaki makinalardan veya bilet satan şahıslardan satın alabiliyorsunuz.