İstanbul Ortaköy

ortakoy-genel-3
İstanbul Ortaköy

Ortaköy: Boğaziçi’nin Avrupa yakasında, Beşiktaş ilçesine bağlı bir semttir. Sahile açılan vadi boyunca, yamaçlara kurulmuştur. Ortaköy’ün antik çağlardaki adı “Arkheion” dur.

Bizans döneminde burada; Bizans imparatoru Basileios tarafından yaptırılmış; “Aya Fokas” denen bir kilise varmış ve yörenin ismi: 16 yüzyıla kadar bu azizin adıyla anılmıştır. Burada, günümüzdeki modern Rum kilisesi de aynı isimle anılmaktadır. Ancak Bizans döneminde yapıldığı belirtilen Aya Fokas manastırı bulunamamıştır. Zaten semtin büyük bölümünü de bu manastır kaplamaktadır.

Buradaki balıkçı köyü, bazı kaynaklarda “Klidon” ismiyle de geçmiştir. Bu köyde: birçok manastır bulunduğundan söz edilmektedir. Bunlardan en dikkat çekeni: Arsaberu Manastırıdır. 9 yüzyılda Ermeni asıllı Ortodoks Patriği İoannes Grammatikos’un muhteşem sarayı olarak kullanılan yapı: (bu saray nedeniyle semtin ismi bir süre “Arsebera” diye de anılmıştır) gizli ayinler ve ahlaka aykırı eğlenceler yapıldığının duyulması üzerine, Bizans imparatoru Basileios tarafından satın alınmış ve 150 rahiplik bir manastır haline getirilmiştir. Bu manastırın varlığı, Bizans’ın son yıllarına kadar devam etmiştir.

Türklerin Ortaköy’e yerleşmesi Kanuni Sultan Süleyman dönemindedir. Sultan III. Ahmet döneminde, Başdefterdar İbrahim Paşa: Klidyon burnuna bir yalı ve yanına da Kethüdası Mehmet Ağa bir cami yaptırır. Bundan sonra burnun adı “Defterdarburnu” olarak anılır ve uzun süre bu isimle anılır.

Evliya Çelebi anılarında 17’nci yüzyılda birlikte yaşayan Yahudi, Rum ve Müslüman topluluklardan söz etmektedir. Ünlü Seyyahın söylediğine göre: Ortaköy, meyhaneleriyle o dönemlerde eğlencenin merkeziymiş. Kıyıda yaptırılan yalılar: Sultan Abdülaziz döneminde, 1871 yılında Çırağan Sarayının yaptırılması sırasında yıktırılmıştır.

ortakoy-genel-1
İstanbul Ortaköy

Günümüzde: Ortaköy, Boğaziçi köprüsünün Avrupa ayağındaki konumuyla ve gerek semtin sembolü olan camisi ve gerekse kilise ve sinagog yapılarıyla önem kazanmaktadır. Ayrıca: semtin güzel çarşısı ve canlı atmosferi ve eğlence mekanları: burayı İstanbul şehrinin gözde semtlerinden biri haline getirmiştir.

Burada: gözde gece mekanları, güzel kafe ve restoranlar ile barlar bulunur. İskele meydanı ve kumpir dükkanları, insanları buraya çeker. Ancak, gece hayatının ortasında olduğundan özellikle yaz akşamları ünlü gece kulüplerinin önündeki Boğaz yolunda dayanılmaz sıkışık trafiği ile dikkat çeker.

İstanbul Ortaköy

Ama Ortaköy yöresine giderseniz: özellikle Ortaköy Çarşısını gezmelisiniz. Burada: çeşitli objeler ve el sanatları, ikinci el eşyalar, takılar, şapkalar, posterler ve kitaplar gibi birçok şeyi bulup satın almak mümkündür. Ayrıca: elbette Ortaköy denildiğinde ilk akla gelen kumpirdir. Lezzetli kumpirlerden tatmayı unutmayınız.

damat-ibrahim-pasa-cesmesi-1
İstanbul Ortaköy Damat İbrahim Paşa Çeşmesi

DAMAT İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ

Meydanda, ahşap evlerle aynı kaderi paylaşıp kalabalığın arasında kaybolan bir de çeşme vardır. Çeşme Sultan III. Ahmet’in damadı ve sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından 1723 yılında yaptırılmıştır. Lale devrinin meşhur sadrazamı, Damat İbrahim Paşa 1730 yılında çıkan Patrona Halil isyanı sırasında öldürülmüştür.

Büyük bir haznenin önünde, denize bakan dar cephesinin tamamı mermer kaplı olan bu çeşmenin cephesi oldukça gösterişlidir. Dikey olarak dikdörtgen formundadır. Ortada kalan ana bölüm: lüle, ayna taşı, kitabe ve tekne ile testi koyma setlerinden meydana gelmiştir.

Bunun iki yanındaki dar bölümlerde ise, suluklar bulunur. İki servi ve bir rozetle bezenmiş olan ayna taşının içinde bulunduğu niş, istiridye kabuğu şeklinde taçlanmıştır. Bunun üzerinde kitabe panosu vardır. Sahilde, ahşap temeller üzerine oturtulan çeşme, zamanla dolgu ve zemin oturması nedeniyle çöker ve toprak seviyesinin altında kalır. Üzerindeki kitabe “Şakir Ahmet Paşa” ya ait, beş kıtalık bir manzumedir.

1990’lı yıllarda yapılan Ortaköy meydanı düzenlemesinde çeşme bulunduğu yerden kaldırılarak, caminin karşısına taşınmış, toprak altında kalan su teknesi ve musluk çevresindeki selvi motifli taşı da, çeşmeye yerleştirilmiştir.

ortakoy-camisi-00
İstanbul Ortaköy Büyük Mecidiye Camisi-Ortaköy Camisi
ortakoy-camisi-minare-1
İstanbul Ortaköy Büyük Mecidiye Camisi-Ortaköy Camisi

  

BÜYÜK MECİDİYE CAMİSİ-ORTAKÖY CAMİSİ

Burada bu cami yapılmadan önce, Vezir İbrahim Paşanın damadı olan Mahmut Paşa tarafından kendi adına yaptırılmış bir mescit bulunuyormuş. Patrona Halil isyanında ölen Mahmut Paşanın damadı: Kethüda Mehmet Ağa: kayın pederine ait bu yıkılan camiyi 1740 yılında yeniletmiştir. Bu cami: 1810 yılındaki kayıtlarda “Mehmet Kethüda Camisi” olarak geçmektedir.

Günümüzde halk arasında “Ortaköy camisi” olarak tanınan yapı: Mehmet Kethüda Camisi yani Defterdar Camisi yıkılarak onun yerine Sultan Abdülmecit tarafından, 1854-1855 yılları arasında yaptırılmıştır. Caminin mimarı: Dolmabahçe sarayı ve camisini de yapan Nikogos Balyan’dır.

Zaten, Dolmabahçe camisiyle bu cami, dikkat çekici benzerlik gösterir. Burada bir husustan daha söz etmek gerekir: Şöyle ki 1858 yılı Osmanlı imparatorluğunun çöküş yıllarıdır ve bu cami, Osmanlının bir dünya imparatorluğunu ispat etmek için yaptırılmıştır. Caminin mimarı hakkında bir not: yapılan son arşiv araştırmalarında, mimarın Balyan olduğunu doğrulayacak hiçbir kayda rastlanmadığı, buna karşılık inşaat sürecinde önce Artin kalfa, ardından da Hacı Stefan kalfanın görev yaptığı tespit edilmiştir.

Denize doğru bir rıhtım üstünde bulunan cami: dünün ve günümüzün en gözde Osmanlı mirası olarak bir prenses kadar güzel bir yalı camisidir.

Boğaziçi manzarasına hakim bir konuma yerleştirilen cami: barok üslupla yapılmıştır.

Giriş kapısının üstünde “Abdülmecit” in tuğrası görülür.

Taş oymacılık sanatının inanılmaz incelikteki örneklerini taşır. Sütunların arasında görülen ve bulutların tasvir edildiği freskler: Boğazın görüntüsüyle uyum içindedir.

Padişahın kayığı ile yanaşıp, doğrudan içeriye girmesine imkan sağlamak için, binanın arkasına iki katlı hünkar kasrı denen özel bir bölüm yapılmıştır. Rıhtıma açılan düzenleme, sultanın deniz yolunu kullandığını göstermektedir.

Büyük kubbe kemerlerinin alınlık tabakalarının dalgalı duvarlarında: gerçekten barok bir enerji ve hareketlilik göze çarpar. Kubbenin duvarları pembe mozaikten yapılmıştır. Caminin içini süsleyen “çeharyarı güzin” levhaları ve minberin üstündeki “kelime-i tevhid” bizzat Sultan Abdülmecit tarafından yazılmış ve onun imzasını taşımaktadır. Mihrap mozaik ve mermerden, minber ise somaki kaplı mermerden yapılmıştır ve ince bir işçilik ürünüdür.

Bütün 19 yüzyıl selatin camilerinde görüldüğü gibi, bu camide de 2 iç mekan vardır. Bunlardan biri asıl ibadet yeri olan harim, diğeri ise girişteki kapalı bir mekan olan hünkar mahfilidir. Çünkü Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz, zaman zaman Cuma namazlarını bu camide kılarlarmış.

Dört yandaki kasnak kemerler üzerinde bulunan geniş ve yüksek taş pencerelerden: içeriye, Boğaziçi’nden gelen ve günün farklı saatlerine göre değişen ışıklar girerek haremde bir renk cümbüşü yaratılır.

Minareler: caminin tüm tasarım anlayışını destekler şekilde yapılmıştır. Hünkar kasrının içine yerleştirilmiş tek şerefeli minarelere, caminin ana girişinden ulaşılır. Günümüzde görülen minareler 1909 yılındaki onarım sırasında yapılmıştır.

Özgün halinde, yivli gövdeli olan minareler, 1894 yılındaki depremde yıkılmıştır. Yerlerine yivsiz olarak yeniden inşa edilmiştir. Şerefelerin başlıca motifleri konsollar, iyon yaprak dizili profiller ve akantus yapraklarıdır. Dalgalı bir tasarım, barok havayı yansıtmaktadır.

Minareler: caminin iki minaresi birer şerefelidir ve inceliği ve zarif oyma taş dokusundaki kıvrak desenleri göz kamaştırıcı güzelliktedir. Minareler kuzey cephesinde, hünkar dairesinden yükselir.

Eskiden burada Ortaköy deresinin yatağı bulunduğundan: caminin zemininde sürekli kaymalar olduğu tespit edilir. Bunun üstüne, cami 1960’lı yılların başında restorasyona tabi tutulmuştur. Bu restorasyonda: temelin 20 metre kadar altına inilmiş ve 60 kazık çakılmış, 80 ton beton enjekte edilerek zemin takviyesi yapılmıştır. Kubbesine de beton kabuk yapılmıştır.

Cami, bu kapsamlı restorasyonun ardından 1984 yılında yangın geçirmiş ve hasar görmüştür. Bunun üzerine, son olarak 2011-2014 yılları arasında süren restorasyona alınmıştır. Bu restorasyonda: çok yoğun olan neme karşı da özel önlem alındı. Daha önce yapılan içeriğinde çimento bulunan beton sıva gibi restorasyon hataları da ortadan kaldırıldı. Restorasyonda: eserin orijinaline uygun olarak Horasan tekniği kullanıldı.

Ortaköy camisi, İstanbul’un önemli ve değerli bir mimari eseri olarak, boğaz manzarasının ana ögelerinden birisi konumundadır. Batılı ressam ve fotoğrafçıların sevdikleri konulardan birisi olan yapı: padişahlık döneminde, Cuma selamlığında rıhtıma yanaşmış saltanat kayığı ve tören kıtaları ile resimleri çekilmiş, sonraları da yanına yanaşmış yelkenliler ve Karadeniz takaları ile görünen birçok resmi mevcuttur.

Bu camiyle ilgili son bir nottan söz etmek istiyorum: Klasik Osmanlı mimarisiyle birlikte barok tarzının ve bezeme sanatının özelliklerini taşıyan bu caminin bir benzerinin, Türkiye Diyanet Vakfı öncülüğünde Küba’nın başkenti Havana şehrinde yapılması için çalışmalar yapılmaktadır. Yaklaşık 3500 Müslümanın yaşadığı ülkede, barok mimari eserleri ağırlıktadır ve zaten bu yüzden, bu caminin benzerinin yapılması planlanmaktadır.

HACI MAHMUT CAMİSİ

Dereboyu caddesi üzerinde, mahallenin iç kesimlerindedir. Ortaköy yöresinde Müslüman nüfusun hızla artması nedeniyle, bölgede ikinci bir camiye ihtiyaç duyulmuş ve 1985 yılında Hacı Mahmut Camisi yapılmıştır.

kethuda-hamami-2
İstanbul Ortaköy Türk Hamamı-Hüsrev Kethüda Hamamı

TÜRK HAMAMI-HÜSREV KETHÜDA HAMAMI

Ortaköy meydanının arkasında: Dereboyu caddesi ve Muallim Naci caddesinin kesiştiği yerdedir. 16 yüzyılın Kanuni Sultan Süleyman döneminin ünlü Sadrazamı Kara Ahmet Paşanın kahyası: Kethüda Hüsrev Paşa tarafından, 1570 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Türklerin Ortaköy’e yerleşmesinden sonra inşa edilen ilk eser olarak önem kazanmaktadır. Öte yandan, hamam yapısının Ortaköy’deki en eski yapı olduğu iddia edilmektedir.

Orta ölçekli, iki kubbeli bir çifte hamamdır. Klasik hamam düzeninden farklı olarak: tek bir sıcaklık yerine, kubbeli dört oda kullanılmıştır. Alışık formdaki camekandan geçilerek soğukluğun merkezine ulaşılır. Burası: her biri beşik tonozlarla örtülmüş, farklı büyüklükteki iki bölümden oluşur.

Bir uçta lavabolar, diğerinde usturalıklar vardır. Hararet kısmı: alışıldık büyük kubbeli haç formu yerine: her biri aynı büyüklükte, kubbeli dört alandan oluşur. Bu alanların, ilk ikisi, geniş bir kemerle birbirine bağlıdır. Ortada: Bektaşi yerine duvar tarafında mermer basamak vardır. Burada kurnalar bulunur.

Bu tür düzenleme: daha eski ve daha küçük hamamlarda görülür. Ancak, buradaki alan, bu tür bir düzenlemeyi gerektirmeyecek kadar geniştir. Hamam: kadınlar ve erkekler kısmı birbirinin aynı olan çifte hamam tarzındadır.

Yapı 1990 yılına kadar hamam olarak kullanılmıştır. Sonra restorasyona alınmış ve 2001 yılında restorasyon bitirildikten sonra ise restoran ve gece kulübü olarak hizmet vermeye başlayan bina günümüzde kapalı durmaktadır.

ayas-fokas-kilisesi-1
İstanbul Ortaköy Aya Fokas Kilisesi-Hagios Phokas Kilisesi

AYA FOKAS KİLİSESİ- HAGİOS PHOKAS KİLİSESİ

Muallim Naci caddesi üzerinde, dükkanların arkasında bulunan bu kilisenin, tarihi, aslında Roma dönemine kadar uzanmaktadır.

Buradaki ilk kilise: Makedonyalı İmparator Basileus tarafından 7’nci yüzyılda yaptırılmıştır. Bu kiliseye zamanla bir manastır ve ek binalar eklenmiştir.

Bizans imparatoru Theophilos (832-842) un hocası ve aynı zamanda Piskopos olan İonnasis’in görkemli evinin hemen bu kilisenin yanında olduğu söylenmektedir. Hatta: 1997 yılında, Mecidiye Köprüsü sokağı başında kanalizasyon inşaatı yapılırken, Bizans eseri olduğu anlaşılan tonozlarla karşılaşılmış ve sonrasında ise üstü örtülmüştür. Bu kalıntıların, Patrik İonnasis’in evi olabileceği düşünülüyor. Kömürciyan: Fetihten sonra bu manastırın yerine küçük bir kilise yapıldığını yazmaktadır.

Sultan III. Ahmet döneminde, 1719 yılında yörede çıkan yangında bu kilise de etkilenir ve yanarak harap olur. Yanan kilisenin yerine, padişah fermanı ile aynı yere aynı ebatta yeni bir kilise yaptırılır. Ancak 1853 yılındaki yangında, bu kilise ve beraberinde semtin camisi ve bazı binalar da yanar. Bunun üzerine, Sultan Abdülmecit tarafından verilen fermanla, yine aynı yere bir kilise yaptırılır.

Günümüzde görülen kırma çatılı ve apsis çıkıntılı kilise, 1856 yılında Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Kilisede naosa girilen kapının üstünde bulunan kitabede, bu olay ve Abdülmecit’in ismi yazılıdır. Kilisenin mimarı Savvas Kalfas’dır. Kilisenin çan kulesi, metal olarak demir çubuklardan yapılmıştır ve yapının kuzeyindedir.

Kilise: büyük bir avlu içindedir. Bu avluya kuzeybatıdan girilir. Yapı malzemesi, yontu moloz taştır. Çatı olarak, meyilli kırma çatı yapılmıştır. Yan cepheleri son derece düz ve basittir. Kilise: Sinoplu Aziz Fokas adına adanmış tek yapıdır. Aziz Fokas: Sinop Episkoposu ve bir çilekeştir.

Zaten Bizans döneminde, yörenin ismi de “Aya Fokas” olarak anılıyormuş. Kendisi birçok kişinin: Hıristiyanlığa katılmasında etkili olmuştur. Buna karşı, Hıristiyanlık karşıtı olan İmparator Traianus tarafından kızgın suya atılarak öldürülmüştür.

Kilisenin yanındaki otopark: onun da devamında Avrupa Birliği Genel Sekreterliği olarak kullanılan bina görülür. Bu bina: eskiden Rum İlkokulu iken, öğrenci olmaması nedeniyle şehirdeki diğer Rum okulları gibi kapatılmıştır.

bulgurcu-sokak-1
İstanbul Ortaköy Bulgurcu Sokak

BULGURCU SOKAK

Ortaköy bölgesine, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Müslümanlar da yerleşmeye başlamış ve böylece daha önce yerleşen Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerle birlikte bir yaşam tarzı kurulmuştur. Günümüzde, Bulgurcu sokakta: Yahudilerin yaşadıkları tarihi evlerden birkaç tanesini görebilirsiniz.

portakal-yokusu-1
İstanbul Ortaköy Portakal Yokuşu

PORTAKAL YOKUŞU

Ortaköy Dere boyunu, Ulus ve Akmerkez e bağlayan oldukça dik bir yokuştur. Boğaz köprüsünün altından geçer. Manzarası çok güzeldir.

Sultan II. Abdülhamit döneminde yani Osmanlının son dönemlerinde Maliye Nazırı olarak görev yapan Mikail Portugal Paşa’nın burada bulunan konağından ismini almıştır. Halkın dili dönmediğinden, kendisine “Portakal Paşa” denmiştir. Kendisi sonraları Ziraat Bankası Genel Müdürü olmuştur.

Bir rivayete göre ise, en tepesine bırakılan portakal denize ulaştığı için bu isim verilmiştir.

etz-ahayim-sinegogu-2
İstanbul Ortaköy Etz Hayim Sinegogu

ETZ HAYİM SİNEGOGU

Muallim Naci Caddesi deniz tarafında, Boğaz köprünün sağ ayağı yakınlarında, kıyı şeridindedir.

Ortaköy Sinegog u olarak da bilinen bu mekanın isminin anlamı “Hayat Ağacı”  demektir.

Özgün sinagog: Bizans dönemine tarihlenir. Yani, yapının tarihi 14 yüzyıla kadar gitmektedir. Çeşitli yangınlardan etkilenen yapı: 1831 yılında yenilenmiş ve mevcut bina, 1913 yılında yapılmıştır. 17 yüzyılın ilk yarısındaki Kapalıçarşı yangınının ardından, bu çevreye yerleşen cemaate hizmet vermeye devam etmiştir. Bu tür Musevi tapınaklarında sıkça görüldüğü gibi: kemerli, yalın bir giriş kapısı vardır.

18 yüzyıl başlarında ve daha sonraki dönemlerde: önemli yangınlar geçirmiştir. Buna rağmen, değişen yapısı ile günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. 1 Ekim 1914 tarihinde, Musevilerin büyük oruç gecesinde çıkan yangında: eski yapıdan yalnızca Ehal yani Tevratın parşömen rulolar üzerine yazılmış suretlerinin bulunduğu mermer ark yani dolap kurtulmuştur. Bu dolap, günümüzde tarihi bir anıt olarak bahçededir. Günümüzde sinagog olarak kullanılan yapı: eski Sinagog yapısının dini okul olan bölümüdür.

İnciciyan: burada yaşayan Musevilerin, uzak diyarlardan getirdikleri “Enginar” ı, ilk olarak Ortaköy’de yetiştirdiklerini yazar.

esma-sultan-1
İstanbul Ortaköy Esma Sultan Yalısı

ESMA SULTAN YALISI

Ortaköy camisini geçtikten sonra, Kuruçeşme’ye uzanan sahil boyundaki ilk yalıdır.

Yalı: Sultan Abdülaziz’in kızı Esma Sultan için 1875 yılında Sarkis Balyan’a yaptırılmış ve Esma Sultana 10 yaş günü için hediye edilmiştir. 1873 yılında Dolmabahçe Sarayında doğan Esma Sultan, 3 yaşında iken babası tahttan indirilmiş ve yetiştirilmek üzere Abdülhamit’in Yıldız Sarayı haremine alınmıştır. Aynı zamanda, Sultan II. Mahmut’un kız kardeşi olan Esma Sultan: 16 yaşında Çerkez Mehmet Paşa ile evlenmiştir.

Yazılanlara göre: kendisinin ilginç bir yaşantısı vardır. Canlı ve renkli karakteri sayesinde seçkin ve beğenilen bir hanımefendi olmuştur. Çok renkli bir hayat yaşamış ve ardında gözü yaşlı çok erkek bırakmıştır.

Esma Sultan; bu yalıda 10 yaşadıktan sonra ölmüş ve öldükten sonra, yalı, Sultan II. Abdülhamit tarafından 1899 yılında kızı Cemile Sultana verilmiştir. Cemile Sultan öldükten sonra, kızı Fatma Sultana verilen yalı, 1915 yılında Osmanlı saray hanedanının mülkiyetinden çıkar. 1918 yılında Rum okulu, 1922 yılından sonra da tütün deposu olarak kullanılır. 1950’lerde ise, birkaç defa satılıp marangozhane ve tütün deposu olarak kullanılır. 1975 yılında ise büyük bir yangın yaşanır ve yalı harap olur. Bundan sonra ise harabe, kömür deposu olarak kullanılır.

1990’lı yıllarda: burada bulunan kalıntılar bir özel şirket tarafından satın alınmış ve yalıdan geriye kalan dört duvar: cam ve çelik konstrüksiyonla giydirilerek, burada sosyal toplantılar, konserler ve özellikle sosyete düğünlerinin yapıldığı bir mekan elde edilmiştir.

BALYAN AİLESİNİN YALISI

Hemen Esma Sultan yalısının yanındadır. Bu yalının bulunduğu arazi, aileye Sultan Abdülaziz tarafından bağışlanmıştır. Çünkü: Beylerbeyi Sarayındaki güzelliklere imza atan Sarkiz Balyana: yaptığı eserini Boğazın tam karşısından izleyebilme imkanı yaratmaktır.

taut-evi-1
İstanbul Ortaköy Taut Evi

TAUT EVİ

Alman asıllı bir Yahudi olan Taut: özellikle Berlin şehrinde yaptığı modern binalarla kendine haklı bir ün edinmiştir ve binaları UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesine girmiştir.

Ancak 1932 yılında ülkesi Almanyayı terk etmeye zorlanmış, Sovyetler, İsviçre ve Japonya’da bir süre kaldıktan sonra İstanbul’a yerleşmiş, günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan okulda profesörlük yapmıştır.

Boğaz köprüsünden araba ile Avrupa yakasına geçildiğinde, Ortaköy’e doğru ilerlendiğinde sağ tarafta yer alan ve daha çok bir Budist tapınağına benzeyen bordo renkli bir ev görülmektedir.

Burası “Doğunun manevi değerlerinin insan üzerindeki etkisini modern bir ev ile açıkladığını” söyleyen Alman mimar Bruno Taut’un ölene kadar yaşadığı evdir. Ortaköy sırtlarında, Emin Vafi korusunda bulunan ve kendisinin tasarladığı ev 1938 yılında tamamlanmıştır.

Yapı: mimarın Japon mimarlığına olan ilgisini kanıtlamaktadır. Ev tamamlandıktan kısa süre sonra ölen mimar, Edirnekapı şehitliğine defnedilmiş, yaşadığı bu ev ise, son yapılar eklemelerle özgün kimliğini kaybetmiştir.

Öldüğü 1938 yılına kadar Türkiye’de yaşayan Taut: Ankara ve Trabzon şehrinde çeşitli eserler bırakmıştır. En son Atatürk’ün Ankara’daki katafalkını hazırlamıştır.

reina-1
İstanbul Ortaköy Lido Yüzme Havuzu-Reyna

LİDO YÜZME HAVUZU-REYNA

Ortaköy ve Kuruçeşme arasındaki bu yüzme havuzu, Çifte sarayların bulunduğu yere 1942 yılında inşa edilmiştir ve Türkiye’nin ilk modern yüzme havuzudur. Havuzun açılması, ülkemizde yüzme sporunun gelişmesinde önemli katkı sağlamıştır.

Bu komplekste: havuz yanında bir restoren ve bir de otel bulunuyordu. Günümüzde havuzun bulunduğu yerde: eğlence mekanı “Reyna” bulunmaktadır. Havuzun içi doldurulmadan sadece üstü kapatılmış, soyunma kabinlerinin bulunduğu yere de restoranlar yapılmıştır.

İngiltere Birmingham Gezilecek Yerler-3

İngiltere Birmingham Gezilecek Yerler-3

Yeni bir gün ve yeni bir gezi güzergahı:

 

VİLLA PARK

B6-6HE.Trinity Road adresindedir.
Burası: Aston Villa futbol takımının stadyumudur. 42 bin kişi kapasiteli stadyuma ulaşmak için şehir merkezinden tren veya otobüs kullanabilirsiniz.

 

ASTON HALL

6JD-Aston-Trinity Road bölgesindedir.
Eğer binayı gezmek istiyorsanız 4 paund ücret ödemeniz gerekir. Bahçe bölümü gezisi ise ücretsizdir.

Aston Hall: Birmingham şehrinin en değerli binalarından birisidir. 1817-1934 yılları arasında yapılmıştır. Özellikle: 17. yüzyıla ait muhteşem uzun galeri ilgi çekmektedir. Evet: hala İngiliz iç savaşının izlerini taşıyan (İngiliz savaş topunun yarattığı hasar görülür) ve güzel parklar ve bahçelerle çevrili 50 dönümlük arazi içinde bulunan burayı ziyaret etmenizi öneririm. Her iki yılda bir: yani çift sayılı yıllarda: yeni yıl kutlamalarında: burada mum ışığı etkinliği (Aston Hall by Candlelight) düzenleniyor.

Burada sık sık düğünlerde yapılıyor yani gitmeden önce ziyarete açık olup olmadığını mutlaka kontrol ediniz.

 

SOHO HOUSE-MUSEUM

B18-5LB-Handsworth-Soho Avenue adresindedir.
Giriş ücreti 4 paun.

Soho House: 1766-1809 yılları arasında sanayici ve girişimci Matthew Boulton tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır. Yapı: yaldızlı pirinç, gümüş, mobilya ve resim koleksiyonları ile ince ve zevkli döşenmiş iç mekanlara sahiptir.

Mathew Boulton: Lunar Society gurubu ile birlikte, burada düzenli olarak bir araya geldiler ve büyük düşünürlerden ve mucitlerden oluşan gurubun Lunar Society denilen toplantıları burada yapılmıştır. Ülkedeki ilk sıcak hava ısıtma sistemi burada kullanılmıştır.

Boulton konukları arasında bulunanlardan bazıları: James Watt, Erasmus Darwin, Josiah Wedgwood, Joseph Priesley.

Burayı ziyaret ederseniz görebilecekleriniz: ünlü Lunar Society toplantılarının düzenlendiği yemek odası, dünyanın ilk fabrikalarından birisi olan Soho Manüfaktürü tarafından üretilen gümüş ve yaldızlı pirinç objeler, Boulton ve Fothergırl tarafından 1771-1772 yılları arasında yapılan çarpıcı yaldızlı pirinç “Sideral saat”.

 

 

JEWELLERY QUARTER MÜZESİ-MUSEUM OF THE JEWELLERY QUARTER

B18-6HA-Hockley-Vyse Street bölgesindedir.
Giriş ücreti: 5 paund. Burada: Smith&Pepper isimli mücevher imalat firması yani kuyumculuk atölyesi bulunuyormuş ve 1981 yılında faaliyeti durdurduklarında, burası da kapatılmıştır. 1901 yılında açılan ve 80 yıl faaliyette bulunan imalathane: eski dekoru ile muhafaza edilmektedir.

Hatta: işçiler tarafından kullanılan pis-ceket tulum bile askıda asılıdır. Günümüzde: Birmingham şehrinin ünlü mücevher ve maden mirasını anlatması açısından müze olarak ziyaret edilmektedir.
Burayı ziyaret etmek isterseniz, 18 kişilik rehberli turlara katılabilirsiniz.

Bu turlarda: müze dükkanında yerel olarak yapılan mücevher tasarımlarını görebilirsiniz. Ayrıca: canlı gösterilerde, bir bileziğin burada nasıl yapıldığı gösterilir. Ayrıca: yine fabrika içinde: orijinal araçlar ve makineler görülebilir.

 

BİRMİNGHAM CAMİSİ-CENTRAL MOSQUE

B12-Highgate, Belgrave Middleway-Highgaate adresindedir.
Avrupa’nın en büyük camisi, 4000 kişi kapasitelidir. Birmingham merkez camisi olarak da bilinen buranın yapımına 1969 yılında başlanmış ve 1975 yılında ibadete açılmıştır. Bu cami: İngiltere’de yapılan ikinci camidir. Caminin en büyük özelliği: tüm mezheplere hitap edecek şekilde yapılmış olmasıdır. Her yıl binlerce turisti ağırlayan camiyi gezebilmek için önceden randevu almak gerekiyor.

 

BOTANİK BAHÇELERİ-THE BİRMİNGHAM BOTANİCAL GARDENS&GLASSHOUSES

B15-2TR-Edgbaston-Westbourne Road adresindedir.
1832 yılında yaklaşık 200 yıl önce, Birmingham Botanik Bahçeleri, şehrin güney batı tarafında, Edgbaston bölgesinde açılmıştır. Burada: gözde tropikal bitkilerin bulunduğu seralar, kaktüsler, sulu meyveler, göletler, su özellikli çiçekler, çimenler, kuş kafesleri, kaya bahçeleri, bitki kreşleri, restoran ve hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır. Burada: ulusal bonzai koleksiyonu da ilgi çekmektedir. Japonya’dan getirtilen bir ardıç ağacı, 250 yılda bu yana yerinde bulunmaktadır. Ayrıca: park alanında tavus kuşları serbestçe dolaşmaktadırlar.

 

GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ-BARBER İNSTUTE OF FİNE ARTS

B15-Birmingham Üniversitesi kampüsündedir.
Burası: Avrupa’nın en iyi küçük sanat galerilerinden birisidir. Enstitü: batı sanatının birçok ünlü ismine ait seçkin ve uluslar arası önemli koleksiyonların birine sahiptir.
Burayı ziyaret etmek için muhtemelen 4 hafta öncesinden randevu almak gerekiyor. Çünkü: rehberli turlarda bir kerede en fazla 25 ziyaretçi içeriye alınıyor.

 

WEOLEY CASTLE

B29-Weoley Castle, Alwold Road adresindedir.
Giriş ücretsizdir.
Weoley kalesi kalıntıları, bir ortaçağ malikhanesi olarak :700 yıldan bu yana burada durmaktadır. Sitede: 12. yüzyıldan itibaren yaşam olduğu bilinmektedir. 1485-1531 yılları arasında birkaç kez el değiştiren mülk: takip eden tarihi süreçte: terk edilmiş ve bugün: ulusal öneme sahip bir antik anıt olarak koruma altına alınmıştır.

 

MAC-MİDLANDS ARTS CENTRE

B12-9QH-Cannon Hill Park, Russel Road adresindedir. Burası, yılda 650 bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
MAC: Birmingham Edgbaston bölgesindedir ve şehrin en önemli sanat merkezidir. Geniş ve ferah stüdyolar, düzenli atölyeler ve sanat galerileri, sergi alanları, sinema ve yıl boyunca sürdürülen tiyatro etkinlikleri bulunmaktadır. Burada küçük çocuklar için de kukla gösterileri düzenleniyor.

 

SAREHOLE MİLL

B13-OBD-Springfield-Hall Green-Cola Bank Road adresindedir.
Giriş ücreti 3 paund.
Burası: Birmingham şehrinde, geçmişte çalışan iki değirmenden günümüze ulaşanlardan bir tanesidir. Şehirde bir zamanlar bunun gibi 50 değirmen bulunuyormuş.
Tudor döneminde burada bir değirmen olduğu bilinmesine rağmen, günümüzde görülen bu yapı: 1750’lerde inşa edilmiştir.

Orijinal fırın ise, 1850’lerden kalmadır.

Değirmen yakınlarındaki bölge: Hobbit Shire ve Yüzüklerin Efendisi eserlerinin yazarı JRR Tolkie’nin çocukluğunu geçirdiği yerdir ve bu ünlü eserleri yazarken bu bölgeden ilham aldığı söylenir.

Günümüzde bu bölge: sakin kırsal bir atmosferi korumaktadır ve balıkçıl kuşları ve diğer bir kısım yaban hayatı için sığınak gibidir. 2012-2013 yılları arasında, burada büyük bir restorasyon ve yenileme çalışması yapılmıştır. Değirmen günümüzde de çalışmaktadır ve burada müze personeli ve gönüllüler tarafından üretilen un: satış yerinde satılmaktadır ki, bu un ile geleneksel ekmek pişirimi gösterisi yapılmaktadır.

 

BELLEK HALL

Weymouth yakınlarında, Portland Bill Portland Stone bölgesindedir.
Bu yapı: I. Dünya savaşında ölen 12.320 ve yaralanarak gelen 35.000 Birminghamlı vatandaşı anmak üzere, 1920 yılında dikilmiştir. Yapının salonu ise, 4 Temmuz 1925 tarihinde Prens Arthur tarafından açılmıştır.

Yapının dış çevresinde: yerel sanatçı Albert Toft tarafından yapılan bronz figürler vardır ki, bunlar Kara, Deniz, Hava kuvvetlerini ve kadın hizmetlerini temsil etmektedirler.

 

CADBURY WORLD-ÇİKOLATA FABRİKASI

B30-2LU-Bournville-Linden Road adresindedir. Giriş ücretlidir. Yetişkinler için 13.90 ve çocuklar için 10.50 paund giriş ücreti alınır. Burası şehirde en çok ziyaret edilen yer olarak bilinir.

Şehir merkezinin yaklaşık 4 km. güneyinde Bournville köyündeki fabrika bir çeşit eğlence parkına dönüştürülmüş ve turistik alan haline getirilmiştir. Fabrika: 19.yüzyıl sonlarında Bournville köyünde Cadbury kardeşler tarafından inşa edilmiştir.

Rehberli turlarda: çikolata tarihi, Cadbury şirketi ve fabrikanın bazı tesisleri görülmektedir. Satış dükkanından çikolata almanızı öneririm, çünkü fiyatları nispeten ucuzdur.

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;

Birmingham şehrinin yakın çevresindeki ilçelerinde gezilecek yerler hakkındaki ayrıntılı bilgi aşağıdadır. Arzunuza göre, beğendiğiniz yerler için zaman ayırabilirsiniz.

SOLİHULL

Bölge: tasarımcı markaların alışveriş yerleri, pastoral kırsal köyler, kaliteli yemek, muhteşem oteller ve muhteşem canlı etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Evet: burası şehir merkezinde bir alışveriş cennetidir.

Lg Arena

Burası: hem sanatçılar ve hem de ziyaretçiler için muhteşem ve olağanüstü eğlence deneyimi sunmaktadır. Burada: dünyanın en iyi komedyenleri, sporcuları, şarkıcıları, bestecileri, dansçıları gösteri düzenlemektedirler. Koltuk kapasitesi 15.700 kişidir.

NEC-Ulusal Sergi Merkezi-National Exhibition Centre

Birmingham havaalanına bitişik ve şehir merkezine yaklaşık 10 km. uzaklıktadır.
30 yıldır dünyanın en popüler sergi, kongre ve canlı etkinlikler burada düzenlenmektedir. Her yıl burada 140 dan fazla etkinlik düzenlenmekte ve bunlar yaklaşık 2 milyon kişi tarafından izlenmektedir. Mekanda bulunan 20 salonda, yılın belli zamanlarında küresel fuarlar da düzenlenmektedir.

Brueton-Malvern Park

Bunlar: birbirinden çok farklı iki park alanıdır.
Malvern Park: alışveriş bölgesine yürüyerek ulaşmanın mümkün olduğu yerdir, yani bir anlamda şehir merkezindeki bir park olarak bilinir. Bir zamanlar tarımsal arazi iken, 1926 yılında Kent Konseyi tarafından satın alınan park alanında, yıl boyunca: burada çiçek düzenlemeleri ile eşsiz bir yeşil alan yaratılmaktadır. Malvern park alanında: “Şahlanan at ve insan” heykeli ilgi çeker. Bu heykel: 1944 yılında Oliver Bird tarafından bağışlanmıştır. Heykelde: Shire atı görülür.
Brueton Park: yerel tabiatı, gölü ve yaban hayatı ve olgun ağaçları ile tam bir koruluktur. Park: resmen Malvern Hall ın bir parçasıdır ve iki park, 1963 yılında birbirine bağlanmıştır. Burası 2002 yılında yerel tabiat statüsüne alınmıştır.

Sanat Merkezi

Solihull şehir merkezinin kalbinde, çok amaçlı bir sanat mekanıdır. Burada: muhteşem bir sahne, ses ve aydınlatma sistemiyle, teknik donanımlı 336 koltuk kapasiteli bir salon bulunmaktadır. Ayrıca: kiralanabilir sergi alanları da bulunmaktadır.

BLACK COUNTRY-DUDLEY

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;

Burası sanayi devriminin beşiğidir ve birçok yetenekli sanatçı ve zanaatkara ev sahipliği yapmaktadır. Genellikle büyük endüstriyel mirasa rağmen, burası yürüyüşe ve kırsal alanları bol bulunan şaşırtıcı ve huzurlu bir cennettir.

Dudley Sanat Galerisi:

Bu prestijli yapıda: Garman Ryan koleksiyonu bulunmaktadır. Bu koleksiyonda: Van Gogh ve Picasso gibi sanatçıların eserleri bulunur.

Wolverhampton Sanat Galerisi

Londra dışındaki en büyük pop art büyük koleksiyonu görmek isterseniz, burayı ziyaret etmeniz gerekir.

Black Country Living Museum

DY1-4SQ-Dudley, Tipton Road adresindedir.
Kendi alanında en büyük ve en popüler açık hava yerlerinden birisi olan burası: Dudley Golf Club yakınındadır.
Burada: kostümlü göstericiler ve çalışan ustalar, yerel bilgiler ile İngiltere’nin sanayi altın çağı canlandırılmaktadır. Ayrıca: otantik bir Victoria dönemi pastanesi, eski moda bir lunapark bulunmaktadır. Öte yandan: 100 yıl öncesine ait binalar, mağazalar bulunan bu tarihi şehir: bölgenin en zengin sanayi geçmişini yansıtmaktadır.

Dudley Hayvanat Bahçesi

Fantastik hayvanat bahçesi, 1937 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Burada: dünya üzerindeki nadir ve egzotik hayvanlar bulunmaktadır.

Canal Trust

Birmingham kanalları: sanayi devrimi tarihinde eşsiz bir yere sahiptir. İlk başarılı Newcomen buharlı motoru: 1712 yılında Dudley Şatosu yakınlarındaki coalmines denilen yerde, su pompalamak için, John Wilkinson tarafından kullanılmıştır. Sanayileşme burada son derece hızla gelişir ve yapılan kanal sistemi ortaya çıkar.

Canal Trust: 45 dakika içinde: Dudley kireçtaşı mağarasını da içine alarak misafirlerini gezdirmektedir. Sanayi devrimi sırasında, hammadde taşımak için erkekler tarafından oyulan bu kireçtaşı mağarası gerçekten etkileyicidir.

Wolverhampton Hipodromu

İngiltere’nin ilk ışıklandırılmış hipodromudur ve burada gerek gece ve gerekse gündüz yarışlar düzenlenmektedir.

Wolverhampton Wanderers

Burası, bölgenin en iyi bilinen futbol takımlarının birine ev sahipliği yapmaktadır.

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler İKEA. Birmingham

İKEA. Birmingham

Yaklaşık 50 odası ve üç tam boy salonu ile 9500 üzerinde ürün satılmaktadır. Kendi restoranında ünlü köfte menüsü sunulmaktadır. Çocuk etkinlikleri de ilgi çekmektedir.

HEREFORDSHİRE

İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;

Burada bulunan çiftlikler nedeniyle: taze gıda ve yerel olarak yapılan şarap çok ünlüdür.

Hereford Katedrali

Katedral Ethelbert adına adanmış ve Sakson zamanından bu yana 1200 yıllık süreç boyunca ibadete açık kalmıştır. İç dekorasyonda: yaldızlı boyalı türbe ve 17.yüzyıla tarihlenen, din adamı ve şair Thomas Traherne’nin hayatı ve yazılarına adanmış 4 çarpıcı vitray pencere ilgi çekmektedir.
Katedralde: bir dükkan bulunmaktadır. Burada: ev yapımı ve geleneksel gıdalar satışa sunulmaktadır.

Zincirli Kütüphane ve Mapa Mundi

Burası: katedralin 20.yüzyıl yapımı ödüllü kütüphane binasıdır. Kütüphane binasında kullanılan güvenlik sistemi: 18. yüzyıla kadar Ortaçağ Avrupa kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde: kütüphanenin zincirleri, çubukları ve bozulmamış kilitleri ilgi çekmektedir. Bu güvenlik sistemine göre: bir zincir her kitabın ön kapak ucuna bağlıdır.

Zincirin diğer ucu ise, rafın altında uzanan bir çubuk üzerine bağlıdır. Sisteme göre: raftan bir kitap alındığında, ancak masada okunabilmektedir, yani kitap çalmak mümkün değildir.

Bu zincirli kütüphanenin en önemli varlığı ise: muhteşem bir ortaçağ haritasıdır. 13.yüzyıldan kalan bu haritada: bilim adamlarının ruhsal ve coğrafi açıdan dünyayı nasıl yorumladıkları görülür. Harita: Haldingham veya Lafford Richard adını taşımaktadır. Son araştırmalara göre, haritanın 1300 yılı civarında oluşturulduğu anlaşılmıştır.

Harita: yuvarlak, tepesi üstüne doğru sivrilen: 1.58 x 1.33 metre boyutlarında: dana derisi üzerine yapılmış, tek bir yaprak şeklindedir. Haritada: dünyanın merkezi olarak; kilise düşünme sistemi gereği Kudüs şehri gösterilmiştir. Doğal dünyanın harikaları: kıtalara çizilmiştir. 420 şehir ve kasaba, 15 İncil olayı, 33 bitki-hayvan-kuşlar ve garip yaratıklar, dünya halklarından 32 görüntü ve klasik mitolojiye ait 8 resim içerir. (Bu haritayı görünce, ister istemez bizim Piri Reis tarafından çizilen dünya haritası aklıma geldi, bir hayli benzerlik var.)

Hereford Müzesi ve Sanat Galerisi

Müze: II. Dünya savaşı sırasında, işgal altındaki Fransa’da düşman hatlarının gerisinde casus olarak çalışan Herefordshire bölgesinin en büyük kahramanı Violette Szabo için adanmıştır.

Eastnor Castle

Burası: güzel bir geyik parkı, arboretum ve göl ile çevrili, dramatik bir ortamdaki masal kalesidir. Bu yapı, ilk yapıldığında Hervey Bathurs ailesinin konutudur. 200 yıllık bu mekanı ziyaret etmek isterseniz: iç dekorasyon, zemin ve park bölgesini gezebilirsiniz.
Mimar Robert Smirke tarafından tasarlanan kalenin inşaat çalışmaları, 1820 yılında bitirilmiştir.

19.yüzyılda kale daha da yaşanılır hale getirildi. 1849 yılında: yüksek gotik canlandırma tarzında iç oda süslemeleri yapıldı. Özellikle: uzun kütüphane, yatak odası bölümlerinde, 1860-1870 yılları arasında yapılan süslemeler ilgi çekmektedir. Burayı ziyaret ederseniz: önce giriş hall bölümünü göreceksiniz. Burada: çeşitli portreler bulunuyor. Daha sonra: Büyük Hall bölümü görülüyor. Bu etkileyici oda: bir ortaçağ büyük salonu tarzında tasarlanmıştır.

Kanepeler, koltuklar ve çizim odası ilgi çekmektedir. Kırmızı Hall: burada bulunan objeler şövalyelik ve romantizmi çağrıştırmaktadır. Özellikle: zırh koleksiyonu ilgi çekmektedir. Yemek Odası: bu odanın her iki ucunda, kapılar üzerindeki gotik kemerler ilgi çekmektedir. Oda 1990 yılında yeniden dekore edilmiştir. Bazı resim ve aynalar buraya hoş bir etki yaratması için asılmıştır. Gothic Salon: 1849 yılında dekore edilmiştir. Sandalye, masa, çalışma masası ve kitaplık ilgi çekmektedir. Oda: sivil düğün salonları için kiralanmaktadır.

Symonds Yat West Eğlence Parkı

Nehir kıyısındadır. Her yaş ve her zevke uygun bu park alanı: Wyle Valley kasabasının merkezinde, nehir kıyısındadır. Eğlence parkında: atlıkarınca ve panayır alanları bulunur.

Eski King Streem Farm

Burada: lamalar bulunmaktadır. Bu lamalar ile birlikte, trekking yani doğa yürüyüşü yapılmaktadır.

Cider Rota

Eğer Herefordshire bölgesinin süt ve bal arazisi olarak isimlendirilmesinin nedenini görmek isterseniz: verimli topraklar, meyve ve sebze üretim yerleri, elma bahçeleri boyunca bir yürüyüş turuna çıkabilirsiniz. Güzergah üzerinde, Wyne vadisi boyunca 800 tane bahçe bulunduğu söyleniyor.

SHOPSHİRE

Burası: güzel manzaralı ve ilginç ortaçağ Pazar kasabası olarak bilinir. Yani, İngiltere’nin en kırsal ve seyrek nüfuslu ilçelerinden birisidir. İngiliz doğa bilimci Charles Darwin: bu kasabada doğmuştur.

Munc Wenlock

Burası, 1850 yılında Wenlock Olimpiyat Oyunları için, Dr William Penny Brookes tarafından kurulmuştur. Dr Brookers: modern olimpiyat oyunları-Wenlock oyunlarının kurucusu olarak bilinmektedir ve her yıl Temmuz ayında bu kutlanır.

İronbridge

İronbridge

River Severn nehri üzerinde bulunan bu köprü: 1986 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Burası sanayi devriminin doğum yeridir. 300 yıl önce: Abraham Darby: ilk toplu demir üretimi için, kok kömürü kullanır ve William Reynolds ve John Wilkinson gibi girişimci demir ustaları bu ürünü en iyi şekilde yaparlar. Hatta: söylenenlere göre Wilkinson: öldüğünde demir bir tabut içinde toprağa verilmiştir. Bu demir köprü ise: 1779 yılında yapılmıştır ve endüstrileşmiş toplumun tarihi ve gelişimini hatırlatmaktadır.

Quarry

Burası 29 dönümlük bir nehir parkıdır. Burada mükemmel piknik alanları bulunmaktadır.

Severn Valley Railway

Yaklaşık 16 millik bir mesafede: Worcestershire ve Bridgnorth Kidderminster arasında düzenli ve özellikle buharlı lokomotif tarafından çekilen bir tren yolu yolculuğudur. River Severn ın kıvrımlı rotasındaki yolculuk ilgi çekmektedir. Victoria köprüsü ile, River Severn üzerinden geçilir.

Cliff Demiryolu

Burası, İngiltere’nin en eski ve dik elektrikli feniküler demiryoludur.

WARWİCKSHİRE

Shakespeare in memleketidir.

Warwick Castle

Burası, İngiltere’nin ultimate yani hayal kalesidir. Burada gerek 6 yaşındaki bir çocuk ve gerekse 60 yaşındaki bir yaşlı ziyaretçi için çeşitli aktiviteler bulunmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz: büyük salonlar, güzel manzaralar, kederli zindan ve yüksek kuleler görebilirsiniz.

 

The Shakespeare Birtplace Trust

Shekespeare’nin doğduğu bu ev 250 yıldır ziyaretçi ağırlamaktadır. O: bu evin salonunda yemek yedi ve uyudu, bu odalarda hayaller kurdu. Yeni eşi: Anne Hathaway ile bu evde evlendi ve yaşamının ilk beş yılını geçirdi.

 

Royal Shakespeare Company

Dünyanın en tanınmış tiyatro şirketlerinden birisidir. Yıl boyunca oyunlar gerçekleştirilmek için uzun turlar düzenlerler.

 

 

 

STAFFORDSHİRE

Burada dünyaca ünlü “Potteries” ünlüdür.
Şehir merkezinin 6 km. dışında bulunan bu kasaba: Shakespear’ın doğduğu ve mezarının bulunduğu yer olarak tanınmaktadır. Buraya ulaşmak için “Moor Street” caddesindeki istasyondan trene binebilirsiniz.
Shekespear burada doğmuş, büyümüş ve çalışmaları için burası ilham kaynağı olmuştur. Bölge: ünlü yazarın ve akrabalarının ziyarete açık evleri nedeniyle, her yıl binlerce turist çekmektedir.

Birmingham şehir merkezinden: her yıl Temmuz-Eylül ayları arasında: Shakespeare Ekpresi adı verilen trenle seferler düzenlenmektedir. Her gün Snow Hill istasyonundan saat: 10.20 ve 14.00 de hareket eden trenler ile, 1 saatlik keyifli bir yolculuk ardından Stratford kasabasına ulaşılmaktadır.
Bu güzel, küçük ve sevimli kasabada: ünlü yazarın doğduğu ev ile birlikte, Holy Trinity kilisesi bahçesinde bulunan mezarını da görebilirsiniz.

Snowdome

B79-7ND-Staffordshire-Tamworth-River Drive adresindedir.
Birmingham şehrinin kuzey doğusunda, yaklaşık 30 dakika uzaklıkta, 1994 yılında açılmış 170 metre uzunluğundaki İngiltere’nin ilk kapalı kayak pistidir.
Buradaki tesislerde: snowboard, kızak, buz pateni, yüzme havuzu, fitness merkezi, restoran ve bar bulunmaktadır. Eğlence ve adrenalin düşünenler, burayı ziyaret etmelidirler.
Her gün saat: 09.00-23.00 arasında açıktır.

Drayton Manor

B78-3TW-Staffordshire adresindedir.
280 dönümlük arazide: 18 dönümlük bölüm hayvanat bahçesi olarak kullanılmaktadır. İngiltere’nin dördüncü büyük eğlence parkıdır. Avrupa’nın ilk roller coasteri buradadır. İlaveten: burada bir hayvanat bahçesi ve Drayton Manor oteli bulunuyor. Burada dikkat edilecek bir husus var, bu park alanı 12 yaş üstü için uygundur.

Trenham Monkey Forest

Ormanlık alanda, 60 dönümlük arazide, 140 maymun, özgürlük içinde yaşamaktadırlar.

Staffordshire Hoard

Statffordshire definesi: dünyanın herhangi bir yerinde bulunmayan Anglo-Sakson altın ve gümüş madenlerinden oluşan bir hazinedir. 5 Temmuz 2009 tarihinde, Licfield yakınlarındaki Hammerwich köyü yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında bulunmuştur ve 3500 parçadan oluşmaktadır.
Definede bulunan objeler 7 ve 8.yüzyıla tarihlenmektedir.

Birminghan Museum&Art Gallery

Burada: Staffordshire Hoard hazinesinin 100 parçalık bölümü sergilenmektedir.

WORCESTERSHİRE

Burada: çarpıcı katedraller, pastoral Pazar kasabaları ve nadir beyaz aslan bulunan hayvanat bahçesi ilgi çekmektedir.

Bewley Museum

Burası: Wyre orman alanında yaşayan esnafların el sanatları hakkındaki objelerin sergilendiği bir yerdir.

 

Bammot-Ulaştırma ve Midland Müzesi

B47-6JX-Vorcestershire-Chapel Lane-Whythall adresindedir. Şehir merkezinin güneyinde bulunan bu müze: 1970’lerin sonlarında kurulmuştur. Burada, tarihi araçlar sergilenmektedir. Bunlar arasında: 1930’ların vintage otobüsleri, fotoğraflar, çizimler, kataloglar, üniformalar, otobüs durakları bulunur. Müze: Cumartesi ve Pazar günleri, saat:11.00 ile 17.00 arasında açıktır.

 

West Midlands Safari Park

DY12-1LF-Worcestershire-Spring Grove-Bewdley adresindedir.
1970’lerin başında açılan West Midlans Safari and Leisure Park: Kidderminster yakınlarında, Birmingham şehir merkezinin güney batısında, araba ile 45 dakikada ulaşılabilen bir konumdadır. Yani yaklaşık 10 km. uzaklıktadır.
Safari park alanında: 6 km. lik yolu kullanarak yapacağınız safari gezisinde: 30 türden, yaklaşık 600 hayvan görebiliyorsunuz. Bunlar arasında bulunanlar: beyaz gergedanlar, çitalar, zürafalar, zebralar gibi Afrika ve Asya ve Avrupa’nın her yerinden birçok egzotik hayvanlardır.

Ayrıca: park alanının en önem kazanan canlıları, beyaz aslanlardır. Ayrıca, yine park alanında Avrupa’nın en büyük su aygırı sürüsü bulunmaktadır.
Ziyaretçiler özellikle denizaslanı tiyatrosundan büyük keyf almaktadırlar. Penguen koyu bölümü de ilgi çekmektedir. Sürüngenlerin bulunduğu bir yapı da park alanı içinde görülebilmektedir.
Şehirde uzun zamanınız varsa, bence bu park alanını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Açık bulunduğu saatler: her gün saat: 10.00-17.00 arasındadır.

Royal Worcester

WR1-2NE-Worcestershire-Worcester-Severn Street adresindedir.
Burası: binlerce yıldır zarif seramik üretilen ünlü porselen fabrikasıdır. Ziyaretçiler rehberli turlarda: indirimli hediyelik eşya dükkanı ve fabrikayı gezme imkanı bulurlar. Ayrıca: yakınlardaki İsa Katedral kilisesi, Kutsal Meryem Virgin Parkı ve Worcestershire Country Kriket kulübü de gezilmektedir.