Aydın

Aydın

Başka yerlere giderken içinden defalarca geçtiğim ve 2018 yılında ise, yaklaşık bir hafta kaldığım Aydın şehrini şahsen çok beğendim. A. Menderes caddesi üzerindeki çay bahçesi ve kafeteryalarda, mutlaka hoş zaman geçirebilirsiniz. Bu cadde üzerinde, şehrin yerlileriyle birlikte yürüyebilirsiniz. Ayrıca: daha ileri de sokaklarda kurulu tezgahlarda, el sanatları ürünleri satın alabilirsiniz. Veya, Top yatağı sırtlarına doğru ilerlerseniz, şehrin bu kesimindeki parke taş döşeli sokaklarında gezebilirsiniz.

Aslında: elbette, Aydın şehri çevresi ve özellikle çok yakın olan Kuşadası ilçesiyle anılıyor. İnsanlar, burada uzun süre kalmadan, çevreye ulaşım sırasında, geçip gidiyorlar. Ama: Aydın gerçekten modern bir şehir. Buraya mutlaka kısa da olsa zaman ayırmalısınız.

Özellikle: şehrin, Denizli istikametinde, açık alanda kurulu restoranlarının bulunduğu bölüm, muhteşem güzel. Burada mutlaka deniz ürünü, özellikle balık yemelisiniz ve yanında turşu almalısınız.

Aydın

ULAŞIM

Aydın-İzmir arası uzaklık: 130  km. Aydın-Denizli arası uzaklık: 126 km. Aydın-Antalya arası uzaklık: 344 km. Aydın-Ankara arası uzaklık: 603 km. Aydın-İstanbul arası uzaklık: 685 km. Aydın-Muğla arası uzaklık: 99 km.

Aydın

TARİHİ

Bugünkü şehir yerleşiminin kuzeyinde, Top Yatağı sırtında, antik dönemde “Tralles” isimli bir kentin bulunduğu biliniyor. Bu kent: MÖ.2500 yıllarında, Hititler zamanında kurulmuş, 7.yüzyılda ise, Lydia zamanında en parlak  dönemini yaşamıştır.

Bölgede, daha sonraki tarihi süreçte: Frigya, Lidya, Pers, Roma ve Bizans, 1171-1270 yılları arasında Selçuklular, 1270-1307 yılları arasında Menteşeoğulları, 1307-1390 yılları arasında Aydınoğulları, 1390-1922 yılları arasında ise Osmanlı hakimiyeti görülmektedir.

Aydınoğulları döneminde, şehrin adı: Aydın Güzelhisarı olmuştur. Daha sonra ise, Aydın adı anılmaya başlanır. Şehir: 19.yüzyılda, günümüzdeki yerine kurulur. 1850 yılında, İzmir’e bağlı bir sancak iken, 1919-1922 yılları arasında işgal görmüş ve 1923 yılında vilayet statüsü kazanmıştır.

Aydın

GENEL

İlin coğrafi özellikleri değerlendirildiğinde: kuzey ve güney kesimlerinin dağlar tarafından çevrildiği, ortada ovaların ve Büyük Menderes havzasının bulunduğu bir alan olarak öne çıkıyor.

Coğrafi konumun diğer en önemli özelliği: bölgenin deprem alanları yönünden 1.derece riskli bölge olmasıdır. Şehirde, bilinen ilk ve büyük deprem: 1653 yılında olmuş ve şehir büyük hasar görmüştür. 

Yer altından, büyük bir darbe, ses ve arkasından sallantı. Daha önce, bölgenin bu özelliğinden haberim olmadığından, başta bayağı etkilendiğim bu olay, yörede yaşayanlar tarafından, pek aldırış edilmiyor, yani bu  tür sarsıntıların sık olduğu bildiriliyor. Sizler de, burada bulunduğunuz zaman içinde, bu tür sarsıntılar yaşayabilirsiniz.

İl merkezinin rakımı, 65 metredir. Türkiye’nin ilk demir yolu kurulan şehridir.

Ekonomik etkinliklerin temelinde: tarım bulunmaktadır. Çünkü: Büyük Menderes ırmağının suladığı verimli topraklarda, her türlü tarım yapılabilmektedir. Ama özellikle, zeytin öne çıkıyor. Zeytin ve meyvelikler, geniş alan kaplıyor.

Yine de, bütün tarım ürünleri düşünüldüğünde: incir, zeytin, pamuk ve kestane, ülke genel üretimi değerlendirildiğinde, bölgeyi hemen öne çıkarıyor. Zeytin, incir ve kestane üretimi, ülkemizin en yüksek rakamları, burada sağlanmaktadır. Pamuk üretiminde ise, ülke genelinde, 4.sıradadır.

Aydın ilinin, diğer ekonomik etkinliği: turizm sektöründedir. Kültür ve turizm varlıkları, bölgede önemli yer tutmaktadır. İl genelinde: 4 müze ve 21 önemli ören yeri bulunmaktadır. Ayrıca, 700 civarında, kültür varlığı bilinmektedir. Hani, turizm dedim ya, sadece tarih turizmi değil, elbette, Aydın ilinin sahil kesiminde 150 km. lik sahil şeridi var. Bu sahilde, harika deniz ve kumsal, turizmi tetikleyen unsurlardan biridir.

Yörede: Akdeniz iklimi hakimdir. Yazlar: sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ

Üniversite: 1992 yılında kurulmuştur. Merkez kampüsü, il merkezinde olup, ilçelerde, fakülte ve yüksek okulları bulunmaktadır. Üniversitenin fakülteleri şunlardır: Eğitim, Fen-Edebiyat, Mühendislik, Tıp, Veteriner, Ziraat. Ayrıca 3 enstitü bulunmaktadır: Bunlar: Fen bilimleri, Sağlık bilimleri ve Sosyal bilimler Enstitüleri. İl merkezinde, bir de Devlet Konservatuarı bulunuyor.

Aydın

FOKLOR VE EFE OYUNU

Buraya, ülkemiz genelinde, malum “Efeler Diyarı Aydın” denilmektedir. Efeler, zeybeklerin başı ve yöneticisidir. Aydın yöresinde, folklor yaşamında bilinen efeler ise, şunlardır: Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Kozalaklı Mehmet Efe, Sökeli Ali Efe.

Folklor: yörede, gelenekleri yansıtır. Başlıca oyunlar: Harmandalı, Tavas zeybeği, Somalı zeybeği, Bengi  zeybeği.

Aydın

NE YENİR. NE İÇİLİR

Aydın yöresinde: zeytinyağlı yemekler, incir, üzüm ve bunlarla yapılan şaraplar, narenciye ürünleri ve balık çeşitleri revaçtadır. Özellikle, buraya has bir yemek düşünürseniz: acılı güveç önerebilirim.

NE SATIN ALINIR

Aydın yöresinden kesinlikle alabileceğiniz başlıca hediyelik: kendiniz ve yakınlarınız için, incir ve incir mamulleri. Bunları özellikle, o kadar güzel paketliyorlar ki, inanamazsınız. Teneke kutu içindeki kuru incir, muhteşem bir lezzet ve hediyelik olarak düşünebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Aydın Müzesi

AYDIN MÜZESİ

Aydın Müzesi: bulunduğu yerde, yapılan tadilatlar sonucu, en son olarak: 2003 yılında yeniden hizmete açılmıştır. Müzede: yaklaşık 40 bine yakın eser envanteri var. Müzenin bölümleri:

  1. Arkeoloji.
  2. Nümizmatik (Sikke)
  3. Etnoğrafya.

Arkeolojik Eserler Bölümü

Bunlar: çeşitli dönemlere ait: el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlardır. Ayrıca: Helenistik dönem, Tralleis heykeltıraşlığının en güzel örnekleri de burada sergileniyor. Bunlar: Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli. Ayrıca: bir mezar odası var. Özellikle, görmenizi öneriyorum.

Nümizmatik (Sikke) Eserler Bölümü

Grek, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çeşitli dönemlere ait, gümüş, bakır ve bronz sikkeler sergileniyor. Özellikle: Roma döneminde yapılmış olan, Roma imparatorları sikke koleksiyonu olan “Kızıldere Definesi” muhteşem bir güzellik sunuyor. Bu define de: MS.40-270 yılları arasında görev yapan 29 imparator ve 9 imparatoriçe tarafından bastırılan sikkelerden oluşuyor.

Etnografik Eserler Bölümü

Bölgenin halk sanatı ürünleri burada sergileniyor. Halı, kilim, cicim, sumak gibi, dokuma ürünleri, efe kıyafetleri, sırmalı-simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar, tepelik, kemer, kolye, bilezik, küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar, sigara ağızlıkları, sahan, ibrik, sefer tası, kazan ve sini gibi bakır mutfak kapları, dibek, kahve değirmeni, takunya gibi ahşap eserler sergileniyor.

Aydın Üveys Paşa Camii

ÜVEYS PAŞA CAMİ

Aydının en eski camisidir. Üveys Paşa tarafından, 1568 yılında yaptırılmıştır. Avlu içinde, kare planlı, tek kubbeli küçük bir camidir. Kubbesi, kiremit kaplıdır. Giriş kapısı üzerinde, yazıtı bulunmaktadır. Cami: 1899 yılındaki depremde yıkılmış ve sonradan yeniden yapılmıştır. Ancak: Yunan işgali sırasında yakılmış, 1947-1948 yıllarında ise yeniden yapılmış ve bugünkü görünümünü  kazanmıştır.

Aydın Yörük Ali Efe Heykeli

YÖRÜK ALİ EFE HEYKELİ

Yörük Ali Efe: Aydın şehrinin medarı iftiharı ve efelerin efesi bir şahıs. Şehrin tam merkezinde, elinde tüfeğiyle, büyük bir heykeli var. Ancak, bu heykelin ilk hali bıyıksız yapılmış ve bunun üzerine, yöre insanı tarafından büyük tepkilere neden olmuştur. Bıyıksız efe mi olur? Tüm bu cümle, heykelin yeniden düzenlenmesine ve bıyık eklenmesine neden olmuştur.

Peki, kimdir Yörük Ali Efe? Daha 20 yaşına varmadan: çevresinde, babası yaşındaki insanlara sözünü geçirebilmiştir. Kurtuluş mücadelesinde, önemli katkıları olmuştur. Sayısız Yunan karakolu basılması, Yunanlıları Denizli-Aydın hattında aylarca oyalamış, Milli Aydın Alayının kurulmasında önemli katkıları olmuştur. Gönderdiği mektuplarla, yöredeki efeleri dağlardan indirmiş ve milli mücadeleye katılmalarını sağlamıştır.

Ama, ne yazık ki bu büyük kahraman, Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra, İzmir’de, tramvay altında kalmış ve bu kaza sonucu, her iki bacağı kesilmiş ve hayatının geri kalan kısmında, tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur. Bu arada, bu kazayı öyle bilinçsizce bir kaza olarak düşünmeyin. Efe, tramvayda giderken, Atatürk tarafından kendisine armağan edilen bastonu düşünce, kendisi de bastonun ardından tramvaydan düşüyor ve kaza böyle oluşuyor.

Sizlere, trajik bir hayat hikayesi sundum, ama heykeli izlerken, sanırım bu söylediklerimi bilerek, daha bilinçli bakacaksınız. Evet, heykel 1997 yılında dikilmiştir.

Aydın Tralleis

TRALLEİS

İl merkezine çok yakın. Kestane dağlarının hemen güney yamacında bulunuyor. İl merkezine, 1 km. uzaklıktadır. Ben gittiğimde, burası resmen ziyarete açık değildi. Şu an açık mı bilmiyorum, ama açıksa mutlaka gitmenizi öneririm. Tarih meraklıları için, görülebilecek güzel kalıntılar var.

Evet, gelelim kentin tarihi geçmişine. Kentin: Argoslular ve Tralleis’liler tarafından kurulduğu sanılıyor. MÖ.334 yılında, Büyük İskender’in kenti ele geçirdiği ve daha sonraki dönemde ise, kentin, Helenistik krallar arasında, sık sık el değiştirdiği biliniyor. MÖ.133 yılından itibaren, bölge Roma imparatorluğuna bağlanır. MÖ.27-24 yılları arasında, bölgede, büyük depremler görülür ve kent, bu depremlerde yıkılır. Ancak, Roma imparatoru Augustus’un yardımlarıyla toparlanarak yeniden inşa edilir ve bu kez “Caesarea” adını alır. Bizans egemenliği altındaki dönemde ise, piskoposluk merkezi olarak öne çıkar ve 13.yüzyılda Selçukluların eline geçer.

Kent: İlkçağda ürettiği deriler ve kırmızı renkli çanak-çömlek ile ünlenmiştir. Ayrıca: Apollonios ve Tauriskos isimli yontu ustaları ve Ayasofya’nın mimarlarından Anthemios, bu kentte yetişmiştir. Heykel sanatının, dünyaca ünlü, iki heykeli olan: Farnese Boğazı ve Genç Atlet isimli heykeller: bu kentte bulunmuştur.

Aydın Tralleis
Antik kentten, günümüze ulaşan tek yapı

Üç Gözler: Burası 2.yüzyılda yapılmış, Gymnasiuma ait bir kalıntıdır. Burada: eğitim, spor ve kültürel aktiviteler düzenleniyormuş.

Bundan başka: Roma dönemine ait: Hamam, Tiyatro, Agora, Stadium kalıntıları görülüyor. Ancak, bunlar tam sağlam kalıntılar değil. Gymnasium, günümüze sağlam olarak gelebilmiş, muhteşem bir yapı.

Ancak, burada arkeolojik kazılar sürdürülmektedir. Bu antik kentin bulunduğu yerin hemen yakınında: askeri bir birlik var. Öğrendiğime göre: bu askeri birlikte, toprak, iki-üç karış kazıldığında, alttan antik kalıntılar ve özellikle, yapıların zeminlerinde kullanılan mozaikler çıkmaktaymış. Ancak, bu tür mozaikler çıktığında, üstüne kalın naylonlar serilip, yeniden üste toprak örtülerek, ileride açılmak üzere kapatılıyorlarmış. İlginç ama bir anlamda, bu tür bir antik kentin, hemen askeriyenin yanında bulunması da bir şans. Çünkü: defineciler uzak kalmış.

Aydın bölgesinde bulunduğun 2004 yılında, bu antik kenti de görme şansım oldu. Şehir merkezine çok yakın. Araba ile gittik. Ören yerinde: resmi arkeolojik çalışmalar devam ediyordu.

Çalışanların başında ise, önemli bir bilim adamı, profesör bulunuyordu. Kendileriyle ve kazı bölgesinde çalışanlarla tanışma şansım oldu. Kazı evinde, yani çalışmaların sürdürüldüğü yerde, birlikte bölge ile ilgili sohbet ettik.

Biraz önce sözünü ettiğim, Üç Gözler olarak bilinen Gymnasium yapısı, gerçekten günümüze sağlam olarak gelmiş, muhteşem bir görünümü var. Bunun dışında: kazılar sürüyordu. Ancak, benim orada bulunmamdan hemen önce, kazı alanında bir yer keşfedilmiş.

Şehirde yaşayan önemli bir şahsiyete ait olduğu tahmin edilen bir konut. Konutun zemini, muhteşem güzel mozaiklerle süslü.

Ancak, en ilgimi çeken: bu konutun, ana kapıya yani ön bölüme en uzak odalarından birinde, üzerinde ok ucu demirleri bulunan iskelet, yani ölü bulunması. Sanırım: kentin dış güçler tarafından ele geçirilmesi sırasında meydana gelen bir olay, o an olduğu gibi, yüzyıllar sonra, yine toprak altından, günümüze çıkagelmiş.

Unutulmaması gereken şu ki, antik dönemlerde, insan ömrü, günümüzde olduğu üzere, 60-70 yıllara dayanmıyor, antik dönemdeki insanların yaş ortalaması: 30-35 civarında. Burası resmi ziyarete açık mı bilmiyorum, ama açıksa mutlaka gitmenizi öneririm. Muhteşem bir manzaraya sahip, yüksek bir kesimde kurulmuş, görmenizi öneririm.

Kuşadası tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

 

 

Please follow and like us:

“Aydın” üzerine 2 yorum

  1. yörük ali efe heykeli adı altında yayınladığınız haber de ki yanlışlığı düzeltmek isterim.birincisi heykel 1959 yılında Osman Yozgatlı tarafından (büyükbabam)Hüseyin Can ile (babam)Tomris Can a yaptırılmıştır,ikincisi heykel bronzdur,sonradan ekleme yapılamaz ve bıyıksız yapılmamıştır.üçüncüsü yörük ali efenin heykeli değil;sembolik efe heykelidir.dördüncüsü Türkiye deki heykelleri haber yaparken kaynağınızdan emin olmanızı temenni ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.