Çorum Dodurga

Çorum Dodurga

Çorum Dodurga, Çorum il merkezine 45 km uzaklıktadır. İstanbul-Samsun karayolunun 20 km güneyindedir. Dodurga, Laçin arası uzaklık: 14 km. Dodurga, İskilip arası uzaklık: 59 km. Dodurga, Osmancık arası uzaklık: 32 km.

TARİHİ

“Dodurga” kelime anlamı: Mülk tutmak ve yaşamak şeklindedir. Her Oğuz boyunu sembolize eden bir kuş vardır. Dodurga boyunun sembolü de “Bozkır kartalı” dır. 1074 yılında Dodurga Beyi Ayhan Bey, Amasya devlet ricaline görev verildiğinden yerine Kızılkanatoğullarından Ahmet Bey tayin edilmiştir. Ahmet Bey, köyün yeniden imar edilmesini sağlamış, Kızılkanat adını taşıyan bir cami yaptırmıştır. Bu cami fazla tahribat gördüğünden 1977 yılında yıkılmış, yerine aynı adı taşıyan yeni bir cami yaptırılmıştır.

Dodurgalılar, Bozokların Ayhan koluna bağlıdır. Kaşgarlıya göre, Dodurga, boyun damgası demektir. Danişmentlilerden sonra, Dodurga Selçukluların idaresine girer. Sultan II Kılıçarslan, sağlığında ülkesini iki oğlu arasında pay etmiş, Osmancık oğlu Sencer’in hissesine düşmüştür.

İlçenin ilk yerleşim bölgeleri, şimdiki ilçenin güneyinde bulunan dağın eteğinde, Kuzyaka ve Damlaca denilen yerde ve ilaveten doğusunda öldürülmüş denilen mevkide bulunuyordu. Dodurga 1910-1935-1942-1943 yıllarındaki depremden çok hasar görmüş, birkaç defa yeniden imar edilmiştir. Cumhuriyetin 20’nci yılından sonra bölgede “linyit” madeni bulunması nedeniyle, yerleşim yeri tekrar önem kazanmıştır. Dodurga, 1963 yılında Belediyelik olmuştur. 1990 yılında ise ilçe olur.

Çorum Dodurga

 

GENEL

Dodurga: Karadeniz bölgesinin Batı Karadeniz bölümünün güneydoğusundadır. İlçenin kurulduğu yer, üç tarafı tepelerle çevrili, sadece doğusu açık olan, yarım çanak şeklindeki havzadır. İlçenin kuzeybatısında ve güneyinde Alpagut dağları bulunmaktadır. Kızılırmak nehrine 25 km uzaklıkta, Alpagut çayı kenarında kurulmuştur. İlçenin kuzeyinden Kuzey Anadolu Fay hattı geçmektedir yani bölge depreme karşı oldukça hassastır. Denizden yükseklik 510 metredir. Bölgede: karasal iklimin Karadeniz iklimine geçiş tipi hüküm sürer. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışlar nispeten daha ılık geçer. Yüksek kesimlerde doğal bitki örtüsü ormanlar bulunmaktadır, aşağıya inildikçe fundalıklar ve kısa boylu otların yer aldığı stepler görülür.

Çorum Dodurga

 

GEZİLECEK YERLER

Dodurga gezilebilecek tarihi ve turistik yeri bulunmuyor.

Laçin tanıtımı.

İskilip tanıtımı.

Osmancık tanıtımı.

Çorum tanıtımı.

 

Çorum Uğurludağ

Çorum Uğurludağ

Çorum Uğurludağ: Uğurludağ, Çorum il merkezi arasındaki uzaklık 64 km dir. Uğurludağ, İskilip arası uzaklık: 47 km. Uğurludağ, Çankırı arası uzaklık: 116 km. Uğurludağ, Ankara arası uzaklık: 212 km.

TARİHİ

İlçe 1530 yılımda “Kara Hisar-ı Demürlü” İlçesine bağlı bir mezradır. 1075 yılında bölge fetih edildikten sonra, Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır. 15’nci yüzyılın son çeyreğinde, Kara Hisar-ı Demürlü, Çorumlu Livasına bağlı bir kazadır ve bu kazanın Kale denilen küçük bir kasabası vardır. Uğurlu ilçesi, 1900’lü yılların başında, bir köy olarak kayıtlarda görülür. İlçenin ilk ismi “Kızılören” dir.

Bu ismi verilmesinin sebebi: çevrenin kırmızı kayalarla çevrili olmasındandır. İlçenin ismi daha sonra “Kızılviran” olmuştur. Yöreye ilk yerleşenler: dağdan dağa göçen guruplardır. Tercih edilmesinin sebebi, buranın tava biçimini andırır coğrafi yapısıyla korunmaya çok elverişlidir. 1929 yılında nahiye olur ve İskilip ilçesine bağlanır. 1958 yılında ise ilçenin ismi, arkadaki Urlu dağına izafeden “Uğurludağ” olmuştur. 1969 yılında ise Belediyelik olur. 1987 yılında ilçe olur.

Çorum Uğurludağ

 

GENEL

İlçe, Orta Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesinin iklim özelliklerini taşır. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. Karadeniz’e paralel uzanan dağların İç Anadolu’ya bakan yamaçlarında, doğudan batıya uzanan bir vadi içinde kurulmuştur. Denizden yükseklik 770 metredir. İlçenin doğu kısmı çam ağaçları ile örtülü olup, güneyi dağlık ve kayalıktır. İlçenin ekonomik potansiyeli tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Küçük ya da büyük ölçekli sanayi işletmesi yoktur.

Çorum Uğurludağ

 

GEZİLECEK YERLER

Çorum Uğurludağ Resuloğlu Köyü Ören Yeri

 

RESULOĞLU KÖYÜ ÖREN YERİ

Resuloğlu köyünün ismi, Hekimhan’dan buraya gelip yerleşen “Resul Ağa” dan gelmektedir. Uğurludağ ilçesine 28 km uzaklıktadır.

Köyde: mezar ve höyükler bulunmakta olup bunlar Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Resuloğlu Höyüğü: Hattilerin kültürel zenginliklerine ışık tutar. MÖ 3000’lerde Hitit kültürüne öncülük eden ve bölgenin yerli halkı olarak düşünülen Hattilerin sosyal yaşamına ışık tutacak ilginç veriler ortaya koymaktadır.

Ancak buradaki bir diğer ilginç durum, kültürler arasındaki boşluklardır. Çünkü burada MÖ 3000’lerin sonunda yaşam birden sona eriyor. Yine yapılan araştırmalara göre, son 10 bin yıllık süreçte, burada mevsimsel kuraklıklar görülüyor ve burada yerleşme sona eriyor. Buradaki çok sayıdaki tahıl depoları da bu kanıyı destekliyor.

1000-1200 yıl sonra yaşam tekrar başlıyor. Çünkü iklimin yeniden normale döndüğü tahmin ediliyor.

Köy, birçok tarihi eser barındırmaktadır. Köyde yapılan kazılarda, dünyanın en eski büyük takı koleksiyonu bulunmuştur.

Resuloğlu yerleşimi ve mezarlık alanı, Resuloğlu (Kaleboynu) köyünün kuzeybatısında, Araçlar ya da Keselipınar olarak adlandırılan kesimdedir. Burada: 4500 yıl önce başlayan, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar yerleşim devam etmiştir. Resuloğlu yerleşimi ve mezarlığı kazıları, 1996 yılından bu yana, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinden bir ekip tarafından yapılmaktadır. Yerleşimde, eski Tunç çağına ait yapılara rastlanmıştır. Çünkü burası ticarete açık bir yere konumlanmış bir höyüktür. Delice vadisine bakıyor. Burada bir bey idaresinin olduğu tahmin ediliyor. Çünkü etrafı surlarla çevrili, çok iyi korunmuş aşağı yukarı duvarları 2 metreyi bulan, evlerin içinde ocakları, fırınları ve yaşam alanlarıyla ilgili önemli bulgular sunan kompleksler vardır.

Meydan olarak adlandırılan yerde sayısı 56’ya ulaşan silolar bulunmuştur. Bu binlerce yıllık tahıl depolarının çapları aşağı yukarı 1.80 metre civarındadır. Siloların yapısal özelliklerinde farklılıklar vardır. Bu insanlar bu kadar çok ürünü (silolarda daha çok arpa ve buğday bulunuyordu) ne yapıyorlardı, neden bu kadar fazla ürün depoluyorlardı? Erken Tunç çağında burada yaşayan insanlar, ekinlerini bu siloların içinde depolamışlardı. Ancak bu silolarda sadece ekin maddeleri değil farklı besin maddelerinin de depolandığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak buradaki siloların varlığını ticari sistemle ilgili olduğu kanısına varılmıştır. Günümüzde bu silolarda karbonlaşmış tahıl taneleri (örneğin mercimek) bulunmuştur.

Çorum Uğurludağ Resuloğlu Köyü Ören Yeri

Resuloğlu Mezarlığı, Orta Anadolu’nun kuzeyinde, MÖ 3 bin yılının ikinci yarısına tarihlendirilen ve sistemli olarak araştırılabilen nadir mezarlıklardan birisidir. Mezarlığın güneydoğu, kuzey ve kuzeybatısında bulunan yüzey bulgularına göre, Kalkolitik dönemlerine tarihlenen yerleşimler vardır. Yerleşimlerin en önemlisi, yaklaşık 50 x 100 metre ölçülerindeki güneydoğu höyüğüdür. Mezarlık alanında günümüze kadar sürdürülen kazılarda ortaya çıkarılan mezarların sayısı 240’a ulaşmıştır.

Çorum Uğurludağ Resuloğlu Köyü Ören Yeri

Mezarların bir bölümü andezit veya kalker bloklardan yapılmış taş sandık tipinde, diğerleri küp mezar şeklindedir. Bugüne kadar toprak mezar tipinde sadece bir mezara rastlanmıştır. Ancak yıllar boyu tahrip edilmiş ve soyulmuş olan bu mezarlara bazen tekli bazen çoklu gömüler yapılmıştır.

Mezarlar buluntu yönünden oldukça zengindir. Çoğunlukla şahsi süs eşyaları, metal silahlar ve kap kacaktan oluşturulan mezar buluntuları, genellikle mezarların içerisine, daha az sıklıkla ise mezar yanlarına bırakılmıştır. Mezarların bir kısmının üzerine veya ağız kısmına sığır başı ve ön ayakları bırakılmıştır. Ölü yemeği ile ilgili bu adete, Alacahöyük’te de rastlanır.

Çorum Uğurludağ Resuloğlu Köyü Ören Yeri

En ilginç husus: erkek mezarlarında çeşitli takılar ve kadın mezarlarında ise çeşitli silahların bulunmuş olmasıdır.  Son olarak, Resuloğlu ören yerinde 4500 yıllık bir mezar bulunmuştur. Mezarda bulunan takılar ve silahlar dönemin toplumsal özelliklerine ait önemli bilgiler vermektedir.

İskilip tanıtımı.

Çankırı tanıtımı.

Çorum tanıtımı.

 

Tokat Turhal

Tokat Turhal

Turhal, Tokat arası uzaklık: 45 km. Turhal, Tokat havaalanı arasındaki uzaklık: 25 km. Turhal, Amasya arası uzaklık: 69 km. Turhal, Zile arası uzaklık: 22 km.

TARİHİ

Turhal kalesinde bulunan kitabenin Sümerce yazılı olması, Turhal yöresinin tarihinin Sümerlere kadar gittiğini kanıtlamaktadır. Daha sonraki tarihi süreçte, yörede bir çok ulus hakimiyet kurmuştur. Turhal 1892 yılında Bucak olur. 1899 yılında Belediye kurulur. 1934 yılında Turhal Şeker Fabrikası açılmıştır ve halen faaldir. Yörede geçiş iklimi hakimdir. Çünkü denize uzaktır ve yükselti etkilidir. Ilıman bir iklime sahiptir. Kış mevsimi soğuk ve kar yağışlı geçer.

ATATÜRK VE TURHAL

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Samsun-Amasya’dan gelip Turhal’dan geçer. Atatürk, 26 Haziran 1919 tarihinde, Turhal’a eski Amasya yolu güzergahından gelmiş, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulması emrini vermiş ve Tokat’a hareket etmiştir. Daha sonra da çeşitli defalar Turhal’a uğramıştır.

GENEL

İlçe Orta Karadeniz bölgesindedir. Yeşilırmak vadisindedir, çevresi dağlar ve yüksek tepelerle çevrilidir. İlçenin ortalama rakımı 493 metredir. Türkiye’nin en uzun akarsuyu olan Yeşilırmak ilçenin tam ortasından geçer.

NE YENİR

Buraya yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz “Tokat Kebabı” yemelisiniz.

Tokat Turhal Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksek Okulu

TURHAL UYGULAMALI TEKNOLOJİ VE İŞLETMECİLİK YÜKSEKOKULU

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesine bağlıdır. 2011 yılında kurulmuştur. Halen okulda 389 öğrenci eğitim görmektedir.

GEZİLECEK YERLER

Tokat Turhal Kule

TURHAL KULE

İlçe merkezinde bir gözlem kulesidir. Kulenin yüksekliği 65 metredir. Ankara’da bulunan “Atakule” den sonra Türkiye’nin ikinci büyük kulesidir. Kulede: zemin katta alışveriş merkezi, lokanta ve iki düğün salonu bulunmaktadır. Üst tarafı ise 250 metre karelik döner kule olarak yapılmıştır. Döner kule, saatte bir tur atarak dönecek şekilde düzenlenmiştir.

Mükemmel bir manzara, döne döne izliyorsunuz, buralara yolunuz düşerse, burayı görmeden sakın ayrılmayın. Burada “Tokat kebabı” yemelisiniz.

KAYMAKAM ÇEŞMESİ

Burası aslında Belediye çeşmesidir ve Turhallıların buluşma noktasıdır.

Tokat Turhal Kalesi

TURHAL KALESİ

Turhal kalesi, yerleşim yerinin tam ortasında kalmaktadır. Kalenin eski ismi “Talautra” dır. Kalede bulunan iki kitabeye göre, kalenin tarihi Sümerlere kadar gitmektedir. (MÖ 3000’li yıllar)

Kitabelerden birincisi: mağara girişinin kuzey kısmında, diğeri ise küçük tepenin doğu yönündedir. Yani, muhtemelen 5000 yıllık olduğu tahmin edilmektedir.

Kale, sarp kayalar üzerine kurulmuştur. Surlardan sadece iki tanesi, günümüze ulaşmıştır. Çünkü yapı malzemeleri, kale eteğinde kurulan kent için sökülerek alınmıştır. Hatta sökülen taşların bir kısmı, mağaraya atılmıştır.

Çünkü bu  taşların mağaraya atıldığında çıkan yankıdan zevk alınmıştır. Ancak bu işlem sonucunda mağara taşlarla dolmuştur. Kalede, bir mağara bulunmaktadır. Mağaranın muhtemelen kale kuşatıldığında, ırmağa inerek su almayı sağladığı düşünülür.

Ancak bu mağaranın, bazı define avcıları tarafından kralın hazinesini korumak için yapıldığı şeklinde saçma sapan bir düşünce de vardır. Hatta, mağara bitiminde bir demir kapı bulunduğu söylenir. 390 taş basamaklı merdivenle inilen mağaranın çıkışı, günümüzde Amasya yolu kenarındaki bir binanın arkasında, boş arsadır.

Bu çıkıştan, mağaranın içindeki tünele girildiğinde: tuğla ile örülmüş ve oldukça geniş bir dehliz görülür. Dehliz, doğuya doğru kaleye yönelmektedir.

Tokat Turhal Kalesi

Yine kalenin içinde zindan olarak kullanıldığı düşünülen bir yeraltı geçidi mağara bulunmaktadır. Ayrıca bir su sarnıcı vardır. Sarnıç ile bağlantılı bir tünelin, ırmağa kadar indiği düşünülüyor.

Son haber, kalenin restore edilmesi için proje hazırlanmıştır. Umarım aslına uygun restore edilir.

Tokat Turhal Kesikbaş Camii ve Türbesi

KESİKBAŞ CAMİİ VE TÜRBESİ, ŞEYH ŞEHABETTİN TÜRBESİ

Önce yörede bu türbe ile ilgili anlatılan bir söylentiden söz etmek istiyorum “Turhal şehri yakınlarında düşmanla yapılan savaşlarda, bir er düşman ordusu içine girer, kılıçla savaşmaya devam ederken, güneş battığında gelen bir kılıç darbesiyle başı gövdesinden ayrılır.

Kesikbaş, yuvarlana yuvarlana şehrin dışındaki köprüye kadar gider. O sırada nereden geldiği bilinmeyen bir ses “dur… kal” der. Bunun üzerine Kesikbaş orada kalır, savaştan sonra aynı yere bir mescit ve türbe yapılır. Hatta şehre “Turhal” isminin verilmesinin kökeninde de bu söylentinin bulunduğu, bu olay üzerine şehre “Durhal” isminin verildiği söylenir. Kelime zamanla değişerek “Turhal” olmuştur. Evet, Kesikbaş olarak nitelendirilen bu kişinin asıl ismi Şeyh Abdullah Efendidir.

Cami

Cami ilçe merkezinde Pazar Mahallesindedir. İlçe girişinde ana köprünün yanındadır.

Caminin içinde beş tane ayrı kitabe bulunmaktadır. Bunlar değişik yerlerdedir. Bu kitabelerden bir tanesi, harimin batısında bulunan mermer kitabedir. Buna göre, caminin yapılış tarihi 1759 yılıdır. Şeyh Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Caminin güneyinde, imam odasında bulunan uzunca kitabe ise, onarım kitabesidir ve 1902 tarihlidir. Camide minare kuzeybatı köşededir. Kaidesi sekizgen, gövdesi silindiriktir. Minarenin yapım tarihi, kitabesine göre 1761 yılıdır. 1930 yılındaki depremde zarar gören caminin yarılan duvarları onarılmıştır.

Son olarak, 2006 yılında caminin restorasyonu yapılmıştır. Camide bugün aynı anda 1000 kişi ibadet yapabilmektedir.

Tokat Turhal Kesikbaş Camii

Son bir not: ben görmedim ama söylenenlere göre, caminin altında bir galeri varmış. Daha doğrusu bir tünel, bu tünel demir kapı ile korunuyormuş ve Yeşilırmak nehrinin altından karşıya geçiliyormuş. Caminin içinden merdivenle inerek demir parmaklık ardından bu tüneli görmek mümkünmüş. Ancak günümüzde güvenlik nedeniyle, giriş kısmından hemen sonra duvar örülerek tünel kapatılmış.

Türbe

Caminin güneybatısında türbe bulunur. Türbenin cami içine açılan bir kapısı vardır. Bu taş çerçeveli ahşap kapı oldukça güzeldir, görmenizi öneririm. Çünkü gerek taş çerçeve ve gerekse ahşap kapı oymalarla süslenmiştir. (ahşap kapı günümüzde yoktur, hırsızlar çalmak için uğraşırken, bu ahşap kapıyı kırmışlardır, günümüzde burada saç bir kapı var.) Türbe, kare planlıdır. Çini ve kalem işleriyle süslenmiştir. Türbede Şeyh Hacı Mustafa ve ailesi ile Şeyh Abdullah Kesikbaş’a ait sandukalar bulunur. Ayrıca, cam bir dolapta Kesikbaş’ın cübbesi, kemeri ve tespihi vardır.

ŞEHİT KOMUTAN MEHMET NURULLAH TÜRBESİ

İlçe merkezinde Atatürk caddesindedir. İlhanlı döneminden kalmadır. Türbe giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre: 1301-1302 yılları arasında vefat eden Emir Mübariz Oğlu Şehit Mehmet Nurullah’a aittir. Yapı kare planlıdır. Kasnaklı kubbeyle örtülüdür. Giriş kapısı doğu taraftadır. Türbenin içi ve  dışı sıvanmış ve orijinal hali bozulmuştur.

AHİ YUSUF TÜRBESİ

Şehit Komutan Mehmet Nurullah Türbesi yanındadır. Semercilerin piri olarak tanınan Ahi Yusuf’un mezarıdır. Ahi Yusuf, 1301 yılında yöreye gelir. Tekkesinin önünde aşevi yaptırarak, fakirlere, öğrencilere ve yöreden gelip geçenlere yemek sunulurdu. Geçimini: Kaz gölü çevresinden topladığı kamışlarla hayvan semeri yaparak kazanırdı. Çünkü: odun taşıyan hayvanların sırtındaki yaraları görmüş ve buna bir çare bulmak üzere düşünmüş ve semeri icat etmiştir. Bu yüzden semercilerin piri olarak kabul edilir.

Türbenin doğu yönünde bulunan kitabesine göre, 1324 yılında yapılmıştır. Yani İlhanlı dönemi yapısıdır. Kitabenin yanında birer çarkıfelek motifi ilgi çeker.

Yapı kareye yakın dikdörtgen planlıdır, üstü düz damla kapatılmıştır. Niye düz damlıdır. Çünkü: bir zamanlar burada bucak müdürü olarak görev yapan bir kişi türbeyi yıktırmak ister, türbenin kubbesini yıktırdıktan sonra felç olur ve türbeyi yıktırmaktan vazgeçer, yani kubbe bu yüzden yoktur. Türbenin içinde iki büyük sanduka ve arada bir mermer bulunur. Yine türbede bulunan keçe külah, Veysel Karani’ye aittir. Çünkü Ahi Yusuf, Veysel Karani’nin akrabasıdır.

DAZYA KÖYÜ

Dazya köyünün günümüzdeki ismi “Gümüştop” köyüdür. İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Bu tarihi alan Kozova’dadır. Bölgedeki yerleşim çok eski tarihlere kadar gider. Komana’dan kaçan Hıristiyan halk buraya gelip yerleşmiştir.

Külliye

Köyde, bir külliye vardır. Külliye: zaviye, darül huffaz ve türbeden oluşur.

Zaviye

Meyilli bir arazi üzerine yapılmıştır. Üstü kiremitli ahşap çatı ve kısmen toprakla örtülüdür. Cümle kapısı siyah mermerden yapılmıştır. Üstünde aynı zamanda fisto şeklinde, dilimlenmiş kapı kemerini oluşturan kitabe bulunur.

14’ncü yüzyılda Ertana Beyliği döneminde yapılan zaviyenin giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre: Ertana oğlu, Mehmet oğlu Ali’nin sultanlığı yıllarında (1375) “Lulu bin Abdullah” tarafından yaptırılmıştır.

Kitabenin sağ ve sol alt uçlarında, kuyrukları ejder başı şeklinde sonlanan kabartma, iki aslan figürü vardır. Ancak günümüzde bu aslan figürlerinin baş kısımları tahrip edilmiştir. Sol köşedeki aslan figürünün solunda, basit bir çerçeve içinde yapanın ismi yazılıdır. (ameli Yusuf bin Sadi el-Kayseri)

Zaviye: ortada kubbe ve tonozla örtülü geniş bir mekan ile doğu ve batısında mevcut ikişer mekandan oluşur. Güney mekanın duvarında bitkisel ve kuş figürlü süslemeler görülür. Kubbenin üst kısmında 134 cm çapında bir delik bulunur. Bu yuvarlak deliğin ağız kısmında ve kubbe içinde, alçı dekorasyon izleri görülür. Kubbede bulunan bu deliğin, Anadolu’da birçok yerde örneği görüldüğü gibi zaviye veya imaret tipi camilerde aydınlık feneri olduğu tahmin edilmektedir.

Darül Huffaz

Kitabesine göre 1388 yılında yapılmıştır. Önünde sivri beşik tonozla örtülü bir eyvan bulunur. Tuğla kubbeyle örtülüdür. Kıble duvarında küçük bir mihrap nişi vardır. En büyük özelliği: figürlü bezemelerle süslenmiş olmasıdır. Hafızlar odası olarak yapılmış, sonradan türbeye dönüştürülmüştür.

Tokat Turhal Ali Baba Türbesi

Ali Baba Türbesi

Halk arasında Ali Baba türbesi olarak bilinen türbe: vadiye bakan çok dik bir yamacın üzerindedir. Ön cephe ve köşelerde kesme taş kullanılmıştır. Üzeri sonradan çatı ile örtülmüştür.

Tümülüsler

Çevreye yayılmış birçok tümülüsten ön önemlisi Dökmetepe tümülüsüdür. 1938 yılında bu tümülüste yapılan araştırmalarda: bir at heykeli, seramik parçaları, sütun başlıkları ve parçaları ve bina temelleri ortaya çıkarılmıştır.

Tokat hakkındaki gezi yazım için Tokat