Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Nasca ve Pampas de Jumana çizimleri: Peru ülkesinin güneyindeki çölde, antik dönemden kaldığı düşünülen kalıntılardır. Çizgiler: Lima şehrinin yaklaşık 400 km güneyinde, Nasca ve Palma kasabaları arasındaki 80 km lik yüksek ve kurak plato bölümündedir. Çizgilerin bulunduğu alan 37 km uzunluğunda ve 15 km genişliğindedir.

1994 yılında, bu bölge ve çizimler UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

Çizimlerin Görülmesi

Nasca kasabasından küçük bir uçak kiralamak mümkündür. Kasabada seçim için farklı uçan şirketler bulunmaktadır. Teoride fiyatlar sezona bağlı olarak değişmektedir. Pilot yaklaşık 30 dakikalık uçuşta: maymun, sinek, condor, köpek balığı, örümcek ve birkaç geometrik çizimi size gösterecektir. Havadan çizimler oldukça küçük görülüyor.

Eğer çizimleri büyük görmek istiyorsanız, şehir dışında karayolu üzerindeki gözetleme kulesine gitmelisiniz. Oradan, hemen yakındaki “eller” ve “ağaç” çizimlerini görebilirsiniz. Yakın olduğu için bunları oldukça büyük görmek mümkündür.

 

Çizimlerin keşfedilmesi

1939 yılında Long Island Üniversitesinde görevli Amerikalı Profesör Paul Kosok: Peru’nun kuzeyinde, antik sulama sistemini incelemek için Nasca’ya geldi ve burada bazı antik su kanalları ile karşılaştı. Ancak bunları yakından kontrol ettiğinde: bunların su taşımak için zemin yüzeyine çok yakın olduklarını gördü.

Başka bir şey araştırırken: bir kuş dahil olmak üzere Nasca rakamlarını ortaya çıkardı. 1946 yılında Maria Reiche isimli bir başka araştırmacı burada gündönümü belirteçlerini keşfetti ve Nasca Pampa görsel matrisini haritalamayı başardı.

 

Çizimler nasıl yapılmıştır

Bilim adamları tarafından yapılan incelemeler neticesinde, çizimlerin: MÖ.100 ile MS.600 yılları arasındaki 700 yıllık süreçte, genel olarak üç aşamada yapıldıkları kabul edilmektedir. Bunlar: erken, orta ve geç aşamalardır.

Çizimler; kırmızımsı çakılların çöl zemininden çıkarılması ve altındaki beyaz/gri tabakanın ortaya çıkarılması ile yapılmıştır. Çünkü çölün yüzeyini kapsayan çakıllar demir oksit içermektedir.

Çakıl bulunduğu yerden çıkarıldığında, bunun altındaki renkli bölüm ortaya çıkar. Özellikle: erken dönemlere tarihlenen çizimler yüksek kabartma olarak göze çarpar ve taş ve çakıllar kaldırılarak yapılmıştır. Buradaki özel meteorolojik koşullar da Nascalı tasarımcıların bu çizgileri çizmelerine yardımcı olmuştur.

Rüzgar ve mineral açısından zengin toprak ile birlikte yağmurun neredeyse hiç olmayışı da ( yağmur bölgede 2 yılda bir yalnızca yarım saat yağmaktadır) toprakaltı açık renk aksine, çok ince koyu bir kabuk tabakası oluşmasına neden olmuştur.

Böylece geniş çizgiler ve şekiller, sadece büyük yükseklikten görülebilen koyu arka plan üzerine, açık renkli çizgiler şeklinde ortaya çıkmıştır. Ancak, her ne kadar yapılış dönemleri farklı olsa da şekiller ve düzenlenme tarzlarında: süreklilik ve uzun vadeli emek görülmektedir.

Çizimlerin gizemi incelenirken: MS.250-750 yılları arasında bölgede yaşamış Nasca kültürü eserleri de incelenmiştir. Aynı dönemde, bölgede yaşayan Nasca insanları: çanak-çömlekler üzerine, renkli heyecan verici semboller ve motifler işlemişlerdir.

Bu çanak-çömlek kültürü: bu bölgeye Chincha, Pisco, Ica, Nazca ve Aacari vadilerindeki alanlardan gelmiştir. Erken dönemde: bu çanak-çömlekler genelde renk kullanılmamıştır, ama orta ve geç dönemlerde: daha renkli yapılmış, 3 ile 8 arasında renk kullanılarak boyanmışlardır.

Özellikle: yaygın olarak balık ve meyve resimleriyle, Nazca dini ve mitolojik öğeleri resmedilmiştir. Yaygın renkler olarak ise: siyah, kahverengi, kırmızı, sarı, gri, beyaz ve menekşe renkleri kullanılmıştır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana
Peru Nasca ve Pampas de Jumana

 

Çizimlerde neler betimlenmiştir

Düz çizgiler halinde, çölde kum yüzey üzerine kazınarak yapılmış geometrik 300 şekil “havadan” çok açık bir şekilde görülmektedir ve bu yüzlerce çizimde: basit çizgi ve geometrik şekilde 70 hayvan, insan ve bitki türü betimlenmiştir.

Bunlar arasında göze çarpanlar: jaguar, puma, örümcek, maymun, balık, köpek balığı, katil balina ve kertenkeledir.

Bunun dışında: çiçekler, bitkiler ve çeşitli nesneler betimlenmiştir. Özellikle: iki büyük el ilgi çeker ama bu ellerden bir tanesinin 4 parmaklı olması daha da ilginç bir özelliktir.

Ayrıca: iplik gibi yani çizgi adam şekilli insan çizimleri vardır. Bunlar arasında yani insan benzeri çizimler arasında en iyi bilineni: 1982 yılında Eduardo Herran tarafından keşfedilen 32 metre uzunluğundaki “Astronaut” şeklidir.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana

“De la Torre” tarafından keşfedilen “yılan” resminin uzunluğu 196 metredir. Ayrıca yine aynı yerde bir kuş, bir lama ve bazı zig zag çizimler bulunur. Onlar da çöle yakın “El Ingenio” vadisindeki tepeler üzerinde keşfedilmiştir.

Bu hayvanların çoğu: bölgedeki çiftçilerin su döngüsü ile ilişkili hayvanlardır. Örneğin: örümcek yağmur habercisi olarak kabul edilir. Apus: kutsal tepeleri temsil eder. Condor ise: Peru’nun birçok yerinde görülmektedir.

 

Çizimlerin günümüze kadar bozulmadan gelebilmesi

Evet, yapılan birçok araştırmaya ve çalışmaya rağmen: çizimlerin zaman ve kuvvetli rüzgarların olumsuzluklarına rağmen, 2000 yıldır nasıl silinmeden kalabildikleri, kim tarafından ve ne zaman ve ne amaçla yapıldıkları anlaşılamamıştır.
Tabiat faktörleri, rüzgar ve su; sanki bu çizimleri yapan sanatçıların eserlerini sonsuza dek saklama taraftarıdır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri
Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri

 

Cahuachi Kayıp Şehri

Nazca çizgilerini araştıran arkeologlar, bu bölgede kayıp şehir “Cahuachi” yi ortaya çıkarmışlardır. Bu şehir yaklaşık 2000 yıl önce inşa edilmiş ve gizemli şekilde 500 yıl sonra terk edilmiştir. Nazca hatlarının gizemini çözmek için, Cahuachi şehri incelenmektedir.

Şehirde kerpiç yapılar bulunan 40 höyük bulunmaktadır. Sürekli nüfus küçüktür ancak büyük tören etkinlikleri için burada nüfus önemli ölçüde büyümüş ve burası bir hac merkezi olarak kullanılmıştır.

Bu olaylar, büyük ölçüde Nazca çizgilerini ve Nazca dev kumullarını etkilemektedir. Burada mevcut olmamasına rağmen, hac nedeniyle buraya gelenler tarafından katil balina ve maymun betimlenmiştir.

Öte yandan: burada bulunan ve 1500 yıl önce dokunmuş dokumalarda kullanılan eski teknik çizgiler ve desenler de, Nasca çizgilerine ışık tutmaktadır.

Peru Nasca ve Pampas de Jumana Cahuachi Kayıp Şehri

Ayrıca: şehir çevresindeki mezar sitelerinde; Peru çölünün kuru toprakları nedeniyle korunmuş Nasca insanlarının mumyalanmış cesetleri bulunmuştur.

Ancak: bu büyük medeniyet yani Nasca medeniyeti: 1500 yıl önce aniden yok olmuş ve çöldeki bu garip çizgilerin nedeni de anlaşılamamıştır. Arkeologlar: Nazca toplumunun aniden yok olması nedenlerini araştırırken, bu olayı bir ağacın kaderine bağlamaktadırlar.

Araştırmalara göre, bitki analizleri “Huarango” isimli ağacın bulunduğu ormanların tahribi ve bunun sonucunda oluşan ekolojik çöküşü, Nasca toplumunun yok olması ile bağlantı kurmaktadırlar.

Muhtemelen, MÖ. 500 yılı civarında burada yani Peru kıyı vadilerinde insan kaynaklı olaylar sonucunda büyük bir doğa felaketi yaşanmıştır.

 

Sonuç

Dünyanın çeşitli yerlerinde, bu tür büyük şekiller bulunmaktadır. Ancak Nasca şekillerinin en etkileyici ve esrarengiz yanı: onların sayıları, özellikleri, boyutları ve kültürel devamlılık içinde antik dönemde yapılmış olmalarıdır.

Yıllardır yapılan araştırmalara rağmen, hiç kimse, Peru çöllerindeki bu çizgilerin ne anlama geldiği hakkında kesin fikir yürütememekte, ancak birçok bilim adamı, arkeolog ve matematikçi tarafından yüzlerce söylenti ve varsayım ortaya atılmıştır.

 

Söylentiler-Varsayımlar

1.En yaygın varsayıma göre: bunlar yer altı su kaynaklarına ait bir haritadır. Arguman tepeler ve su arasındaki ilişki gündeme gelmektedir. Bu çizimlerin yer altı su kemerleri olduğunu ifade etmektedir.

Yer altı kaynaklarına giden yer altı kanalları, müthiş bir ağ oluşturarak güvenli su sağlamaktadır. Bu sistem, günümüzde bile, sulanan tarım arazilerine büyük miktarda su taşınmasını sağlamaktadır.

Bu kanalların çoğu, bazı tepeler içinde başlar. Bu nedenle, çizimleri su kontrolü ile açıklamak mantıklı ve doğal bir yaklaşım olabilir.

2.Diğer bir varsayım: gökyüzünden yani uzaydan geldiği düşünülen yaratıklar için bu çizgilerin oluşturulduğudur. İnka medeniyeti döneminde: Nasca düzlüklerine uzaydan gelen varlıklar tarafından dev bir harita veya plan olarak bu çizgilerin işlendiği düşünülmektedir.

Öte yandan: yine aynı varsayımı kabullenenler, bu çizimlerin gökyüzünden dünyaya gelecek canlılar için bir iniş pisti olarak hazırlandığıdır. “Erich Von Daniken” isimli yazar tarafından 1968 yılında yazılan “Tanrıların Arabaları” isimli kitap: bu çizimlerin antik dönemde uzaydan gelen canlılar tarafından yapıldığını iddia etmektedir.

Yazar: insanların bu çizimler ile, tanrıları aramaya çalıştıklarını belirtmektedir. (bir zamanlar bu kitabı büyük bir heyecan ile okuduğumu hatırlıyorum)

3. Güçlü bir varsayım: bunların antik dönem tanrılarının fantastik açıklamaları olarak çizildiğidir.

4. Bu çizimlerin: Nasca medeniyeti tarafından oluşturulmuş bir “gök takvimi” olduğu söylenmektedir.

5. “Robin Edgar” isimli bir araştırmacı: Nasca çizimlerini “Tanrını gözü” olarak betimlemiş ve güneş tutulmalarının olağanüstü serisinin, bu hatların yapımı ile ilgili olduğunu ve çakıştığını ileri sürmüştür.

Çizimlerdeki bazı hatlar: İnka medeniyetinde kabul edilen “Güneş Tanrısı”nın: gündönümü, ölüm ve yeniden doğumu ile hizalanmaktadır.

6. “Michael Coe” isimli araştırmacı: Nasca çizimlerinin belirli mezhepler tarafından yürünen kutsal yollar olduğunu belirtmiştir.

7. “Carl Munck”: Nasca hattındaki zemin işaretlerinin bir tür “Matrix” sistem kodu olduğunu öne sürmüştür. Bu konudaki diğer örnek olarak: Mısır-Giza’daki Büyük Piramit örnek gösterilmektedir.

Çünkü, bu büyük piramit de, küresel bir koordinat üzerine konumlandırılmıştır. Burada kullanıla gematrian numaralar: İncil dahil birçok eski mit ve dinlerde bulunmaktadır. Gematrian numaralar: Yunanlılar, Mısırlılar, Persler, Babilliler ve Romalılar gibi antik çağ insanları tarafından, ağırlık ve ölçü sistemlerinde kullanılmıştır. Mayaların da, çok hassas gematrian numaralar kullandıkları ileri sürülmektedir.

8. “Maria Reiche” isimli Alman matematikçi ve arkeolog, bu çizimlerin yıldızlar ve güneş gündönümü gibi gezegensel olayları belirleyen bir astronomi takvimi olarak: MÖ.300 ile MS.800 yılları arasında yörede yaşayan yerliler tarafından yerde tasarlanarak yapıldıklarını ileri sürmüştür.

Yani, bunların dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilmelerine şiddetle karşı çıkmıştır. Çizimlerde bulunan örümcek ve maymun gibi oluşumlar: gök yüzündeki Orion ve Büyük Ayı gibi yıldız guruplarını göstermektedir.

Tüm çizimler: astronomik teorilerin ışığında, yüzyıllar içinde yıldız değişikliklerinin yönünü ve ekinoksların devinimini açıklamaktadır. Kendisi bu konu ile ilgili o kadar yoğun çalışmıştır ki, 1998 yılında 95 yaşında öldüğünde bu kurak arazide gömülmüştür.

9. “Simone Waisbard” isimli araştırmacı, Nasca çizimlerinin bir astronomi takvimi olduğunu ve yağış değerlerini ölçmek için yapıldıklarını iddia etmiştir. Rakamlar ve özellikle deniz kuşları, Nasca kültüründe meteorolojik kehanetlerle bağlantılıdır.

Evet: belki gidip buraları görmek, gezmek şansınız olmayacaktır.

Ancak, bu yazıyı okuduktan sonra: inanıyorum ki, her okur günümüzden yüzlerce yıl önce yapılmış ve yine yüzlerce yıllık tabiat şartlarına dayanarak günümüze ulaşmış bu çizimlerin nasıl, neden ve kimler tarafından yapıldığı konusunda kendince bir fikir üretecektir.

Sanırım en kolay üretilecek fikir: bunların gökyüzünden gelen canlılar tarafından yapılmış olmasıdır.

Çünkü, her ne sebeple olursa olsun, kara yüzeyinde, bu ölçüde düzgün ve anlamlı çizimlerin yapılmasının mümkün olabileceğini inanmak çok zor, bu çizimler sadece yükseğe çıkıldığında anlamlı hale geliyorlar, yüksekten bakıldığında çizimler betimledikleri şekilleri yansıtıyorlar, yoksa yüzeyden bunlar çizilirken nasıl bu derece düzgün ve betimlenmek istenen şekli gösterebilir?

Yıllar önce, Siir-Aydınlar kasabasında “İbrahim Hakkı Müzesi” ni ziyaret etmiştim. Bu müzede: İbrahim Hakkı’nın “Marifetnane” isimli kitabının son sayfasındaki “Amerika kıtası ve dünya ” çizimini unutamıyorum.

Bu çizim, o kadar düzgün ve havadan görünüm şeklinde çizilmiştir ki, sanki kişiyi yüzyıllar önce bir hava aracına bindirmişler, belli bir yüksekliğe çıkmış ve dünyanın resmini çizmiş, yoksa yer yüzeyinde, bu ölçüde çizimlerin yapılması ne kadar mümkün, bence hiç.

Öte yandan, biraz önceki fikir mantık sınırlarına uymasa da, mantıken bunların tanrılar adına yapıldığı veya sulama ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Son karar siz okurların.

Amerika, Peru, Chan Chan

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.